Momo Kitabında Geçen Özlü
Sözler
Momo, büyük bir kentin ortasında
yer alan amfi tiyatro kalıntıları içinde, yıkık bir kulübede yaşayan kimsesiz
bir kız çocuğudur. Bu küçük kızın nereden geldiğini ve ailesi hakkında hiçbir
şeyi bilmeyiz. Momo hikaye kitabı boyunca, arkadaşları ile
birlikte yaşadığı yerde, başına gelen olayları okuruz ve kitap bizi başka bir
dünyaya götürür. Okunması gereken çok güzel bir kitaptır.
Momo kitabında geçen özlü sözler şunlardır:
“Nasıl gözleriniz görmeye,
kulaklarınız duymaya yarıyorsa, insanın yüreği de zamanı algılamaya yarar. Kör
bir insan için gökkuşağının renkleri, sağır bir insan için kuş sesleri nasıl
boşunaysa, bütün bir yürek ve algılanmayan zamanda öyle boşa gider, kaybolur.
Ama ne yazık ki düzgün çarpmasını bildiği halde kör ve sağır olan nice yürekler
vardır.”
“Momo'nun hiç kimsenin yapamayacağı
şekilde başardığı şey dinlemekti. Belki şimdi pek çok kimse, bu da bir şey mi
herkes dinlemesini bilir, diyecektir. Oysa hiç de öyle değil. Çok az insan
gerçekten iyi bir dinleyicidir.”
“Yalnız geçirdiğin saatlerden sana
ne kaldı? Seni ezen bir lanet, seni patlatan bir sıkıntı, seni boğan bir deniz,
seni kahreden bir keder. Bütün insanlardan soyutlandın.”
“Zaman, yaşamın kendisidir. Ve
yaşamın yeri yürektir.”
“Momo karşısındakileri, aptal
insanların bile aklına parlak düşünceler getirtecek şekilde dinlerdi.”
"Önemli olan işini iyi
yapmaktır. Öyle de olmalı."
"Çok az insan gerçekten iyi bir
dinleyicidir."
“Dünyadaki bütün anlaşmazlıklar
kasıtlı ya da kasıtsız, aceleye getirilerek söylenmiş birtakım yalan yanlış
sözlerden kaynaklanıyordu.”
"Çünkü zamanlarını nasıl
kullanacaklarına insanlar kendileri karar verirler. Zamanlarını korumak da onlara
düşer."
"Günün birinde insanın canı
hiçbir şey yapmak istemez. Hiçbir şeyle ilgilenmez ve kurur gider. Üstelik bu
isteksizlik geçici değildir, hatta giderek de artar. Günden güne, haftadan
haftaya daha kötü olur. İnsan kendinden hoşlanmaz, sanki içi bomboştur ve
dünyayla bağdaşamaz. Sonraları bu hisler de kalmaz ve hiçbir şey hissetmez
olur."
"Başkalarıyla paylaşılmayan
zenginlikler insanı mahvediyordu."
“Bir insanın çok dostu olabilir ama
insan, onların içinden bazılarını kendine daha yakın bulur ve onları daha çok
sever.”
"Bir de bakarsın ki adım adım
bütün yolu bitirmişsin. Nasıl olduğunu anlamadan ve yorulmadan."
“Günlük yaşam içinde çok büyük bir sır vardır. Herkesin bunda bir payı bulunur ve herkes onu bilir, ama pek az kimse bu konuya kafa yorar. Çoğu kimse onu olduğu gibi benimser ve ona asla şaşırmaz. Bu büyük sır, zamandır. Onu ölçmek için saatler ve takvimler yapılmıştır ama bunlar hiçbir şey ifade etmez. Herkes çok iyi bilir ki bazen bir saatlik süre insana ömür kadar uzun gelirken, bazen de göz açıp kapayıncaya kadar geçip gider. Zamanın bu garip kısalığı ve uzunluğu, o saat içinde yaşanan olaylara bağlıdır. Çünkü zaman, yaşamın kendisidir. Ve yaşamın yeri yürektir.
“Zaman tasarruf edeyim derken aslında başka şeylerden tasarruf ettiğinin kimse
farkında değildi. Yaşamlarının gittikçe daha zavallı, daha tekdüze ve daha
soğuk geçtiğini kavramak istemiyorlardı... Oysa zaman yaşamın kendisiydi. Ve
yaşamın yeri yürekti. İnsanlar zamandan tasarruf ettikçe, zaman azalıyordu.”
"Dünyayı, artık kendileri gibilere yer kalmayacak hale yine kendileri getirdiler."
0 Comments:
Yorum Gönder
Deneme