En Sevdiğiniz Kitap Hakkında Konuşun

 

En Sevdiğiniz Kitap Hakkında Konuşun


Kitap okumayı çok severim ve okuduğum kitaplar bana  her zaman yol göstermiştir. Kitap okumak insanın hayal dünyasını geliştirir ve kendimizi okuyarak daha iyi hissederiz ve daha iyi geliştiririz.

En sevdiğim kitap ise Zülfü Livaneli’nin yazdığı Son Adanın Çocukları adlı kitaptır. Kitabı okurken zamanın nasıl geçtiğini bile anlamadım. Kitapta şunlar anlatılıyordu:

Son Adanın Çocukları ( Yazarı: Ömer Zülfü Livaneli)



Sevgili Öğretmenim, 

Son Adanın Çocukları adlı kitap  huzur ve mutlulukla bir araya gelmiş insanların yaşadığı, cennet gibi bir adada geçer. Bu adada toplam kırk aile yaşamaktadır. Toplam kırk aile yaşadığı için her ailenin ev numarası belirlenmiştir. Mesela bir komşudan bahsedilirken 7 numaralı komşu diye bahsedilir. Adada yaşayan insanlar sade bir yaşam sürmektedirler. Adada yaşayan insanlar birbirine karşı nazik davranan, kendilerini geliştirmiş, kibar kimselerdir. Kimsenin kimseye şiddet uygulamadığı çok güzel bir adadır burası. Paraya bile fazla ihtiyaç duyulmamaktadır burada.  Günlerden bir gün adaya  emekliye ayrılmış bir başkan gelir.  Başkanın gelmesi ile adadaki insanların huzuru kaçar.  Her gün yeni ve kötü gelişmeler yaşanır. Gelen başkan kötü niyetli, adanın doğal halini yok etmeye karar vermiş diktatör bir kimsedir. Emeklilik yıllarını bu adada geçirmek ister.



Adadaki olağanüstü düzen ve dostluk anlayışı,  başkanın gelişiyle birlikte bir anda değişiverir. Başkanın iki tane de torunu vardır yanında. Başkan ilk olarak yol buyunca insanlara gölge olan, onları güneşin aşırı sıcağından koruyan ağaçlara zarar vererek  başlar. Yani doğa katliamını  ilk ağaçları budayarak başlatır şiddet meyillisi bu art niyetli başkan. Bu durum ada halkı tarafından pek önemsenmez ve kimse de  bu duruma itiraz etmez. fakat sonrasında  başkanın isteği doğrultusunda yönetim kurulu oluşturulur. Başkan, ada halkını, adaya medeniyet getireceğim, burası daha iyi bir yer, daha modern bir yer olacak diye kandırmaya devam eder ve ada halkı da onun bu düşüncesinden etkilenir. Başkan ilk olarak adaya zarar veren şeyin martılar olduğunu söyler.  Oysa adanın asıl sahipleri, adanın asıl dostları orada yaşayan  martılardır. Ada onların yuvası, onların geçmişi, onların her şeyidir. Bu korkak ve acımasız başkan martılara düşman olur ve elinden gelen  her türlü kötülüğü yapmaya başlar. Kurul kararı ile martıların öldürülmesi kararı alınır. Böylelikle martıların el koyduğu adanın en güzel koylarına beş yıldızlı oteller yaptırılabilecektir. Bu duruma itiraz edenler olsa da başkanın gücü karşısında kimse bir şey yapamaz. Martılar yok edilmeye başlanır.


 Martıların katliamıyla artık adada hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Martıları yok etmesi için aday ilk olarak  tilkiler getirilmiştir. Tilkilerin gelmesi ile adanın doğal hali bozulur. Bu yöntemle martılar yok olur ama bu defa da adada  yılanlar çoğalmaya başlar. Adanın dengesi bozulmuştur bir kere.  Yılanlar ada halkına zarar vermeye başlar. Evlere girer, yatakların altından çıkar ve insanlar bir türlü rahat uyuyamaz.  Yılanlar ada halkına zarar verince bir uzmana danışılır. 


Uzman adanın her yerine direkler diktirerek leyleklerin adaya yerleşmesini sağlamak ister. Leyleklerin yılan sayısını azaltacağını düşünür. Fakat leylekler adaya uğramazlar. Uzman ada halkını dolandırarak kaçar. Ada halkı son bir çare olarak başkanın yönlendirmesiyle ormanı kontrollüce yakıp sorunlarından böylelikle kurtulmak isterler. Ama yangın tüm adayı küle çevirir, yakar, yıkar, yok eder.  Yangından geriye kıyıdaki tekne, bakkal ve en kıyıdaki iki ev kalır. Başkanın iki torununun dışında adada yaşayan iki çocuk vardır. Bunlardan biri romanı anlatan kişidir. diğeri ise bakkalın dilsiz oğludur. Anlatıcının ve ailesinin mücadelesi, bakkalın oğlunun martıları yaşatma savaşı anlatılır kitapta.  Tüm adayı yaktıktan sonra ada halkı tüm gerçeği görürü ve ama iş işten geçmiştir. 


Daha sonra başkan adadan gider ve adada kalan kimseler  birer fidan dikerek  kaybettikleri adalarını tekrardan bulurlar ve artık daha akıllı, daha bilinçli olurlar. Kitap bu şekilde sona erer. Kitabı okuduğumda çok etkilenmiştim. Kötü niyetli insanların nasıl bu kadar doğa düşmanı olduğuna bir kez daha şahit oldum. Kitaptan anladıklarım bunlardı . Doğa dostu Zülfü Livaneli yine güzel bir konuya değinmiş ve doğamıza sahip çıkmamızı gerektiğini anlatmış ve hepimizi güzel mesajlar vermiştir.  Dinlediğiniz için teşekkür ederim öğretmenim.

0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme