Şermin Yaşar’ın
Abartma Tozu Kitabında Geçen Sözler
Abartma Tozu kitabı aslında
günümüzdeki yaşam tarzına eleştiri niteliğinde yazılmış harika bir kitaptır.
Burada önemli olan para değil insan yaşamı, çocuklarla geçirilen kaliteli zaman
ve eskiye duyulan özlemdir. Şermin Yaşar bu kitabı ile toplumdaki sorunları biraz
sivri dille, biraz da mizahi dille harika bir şekilde anlatır. Okunması gereken
güzel bir kitaptır.
Abartma Tozu kitabında geçen özlü sözler şunlardır:
“Sokaklar kısa zamanda bomboş
kaldı, çocukların ellerinden tablet, telefon düşmez oldu. Kullandıkları
kelimeler "indirdim" "level atladım" "yükledim"
falan oldu. Bir soru sorduğumuzda " he, hı, neyi, kim" gibi soruya
soruyla cevap verir oldular. Bazı anne, babalar çocuklarının bu sessiz sedasız,
etliye sütlüye karışmayan hallerinden o kadar memnundular ki çocuklarına en
yeni teknolojileri anında aldılar.”
“Kendi çocuğunun farkına varmıyor,
ama başka çocukları telefon ekranından seviyordu. Delirecektim...”
“Kendisini çok haklı görüyordu Veli
Keskinbıçak. Zaten artık kasabada herkes kendini aşırı derece haklı görüyordu.
Herkes haklıydı, herkes... Kimse karşısındakinin de haklı olabileceğini düşünmüyordu. Veli Keskinbıçak da işte bu haklılığa dayanarak kuzu, koyun, dana
fiyatlarını on katına çıkarttı. Hayvanın aldığı nefesin parasını bile halktan
kesiyordu. Pek de umurunda değildi Veli amcanın. Ne de olsa kasabada tek bir
kasap vardı ve mecburen insanlar buradan alışveriş yapacaklardı.”
“Sevdiğin işi yaparken mesai saatin
yoktur evlat!”
“Eskiden hafta sonları okula
gitmezdik; hafta sonu da gitmeye başladık. Hem de tam gün. Yazın yaz okulu,
kışın kış okulu açtılar. Tatillerde de okula gider olduk. Bir kere boş
bulundum, "Ne zaman tatil yapacağız?" dedim. Öğrenciler beni
öğretmene, öğretmen okul müdürüne, okul müdürü emniyete şikayet etti. Toplumu
tembelliğe sürüklemekten hakkımda dava açmak üzereydiler ki okul müdürü,
"Duruşmaya gidip gelirken derslerinden geri kalır, otursun ders
çalışsın." dedi, kurtuldum.”
“ İnsanlar “günaydın”, “iyi
akşamlar”, “kolay gelsin”, “teşekkür ederim” gibi onları birbirine bağlayan
sözleri hayatlarından hızla çıkartacaklardı. Çünkü bundan sonra yapmaları
gereken çok fazla iş olacak ve selam vermeye vakitleri doğal olarak
kalmayacaktı.”
“Sonuçta yıkmak ve bozmak kolaydı,
ama yıkıp yaktığını yeniden inşa etmek o kadar da kolay değildi.”
“İnsan bir sorunla karşılaştığında
önce ailesine koşuyor. Annem ve babam o kadar hızlı koşuyorlardı ki onları
yakalayabilmemin imkanı yoktu.”
“Bir sorunun farkına varırsak ve
düzeltmek için gönüllü olursak, mutlaka başarırdık.”
“Eskiden az oyuncağım vardı ama
birlikte oynayabilecek bir anne babam vardı. Artık odalar dolusu oyuncağım
vardı ama oynayacak kimsem yoktu.”
“Okulda sırasında kımıldayan çocuğa
anında hiperaktif dediler. Sağa sola bakınana 'dikkat eksikliği var bunun'
dediler. Konuşan geveze, konuşmayan içe kapanıktı. Robot gibi insanlara
dönüştüler. Sokaklarda bir tane bile çocuk yoktu. Gündüz hepsi okuldaydı.
Akşamları da kurslara gidiyorlardı. Daha önce kasabada bir tane bile kurs
yokken, bir hafta içinde her yere kurslar açıldı. Çocukların gittikleri tek
yer, kurs ve psikolog oldu.”
“Eskiden birine yardım etmek nazik
bir davranıştı, parayla yapılmazdı.”
0 Comments:
Yorum Gönder
Deneme