Yoksulluk (Fakirlik) İle İlgili Hikaye
Fatma sekiz çocuklu bir ailede dünyaya gelmiş olup evin beşinci kızıydı. Dört kız kardeş dört de erkek kardeş olmak üzere sekiz çocuktular. Annesi Münevver Hanım ev hanımı, baba Mustafa Bey ise ufak bir bahçesi olan ve o bahçe ile geçimini sağlayan fedakar bir babaydı. Sekiz çocuğa bakmak anne ve baba için çok zor oluyordu. Yoksul oldukları için akrabaları da komşuları da çocuklara fazla yüz vermiyordu. Kimse onları düğüne çağırmıyor, özel bir yemek olduğu zaman yemeğe davet etmiyorlardı.
Münevver Hanım bu acı durumu görüyor ve bunu çocuklarına üzülmesin diye fazla anlatmıyordu ama onların başarılı olması için elinden geleni yapıyordu. İlkokulu mezunu olmasına rağmen müthiş azimli olan anne çocuklarının çalışması için her şeyi yapıyordu. Sabah kalkıp sobayı yakıyor, halıyı dokuyor, çocukların yemeklerini hazırlıyor ve işleri bitince çocukların dersine yardım ediyor, büyük olanlar küçüklere de yardım ediyordu. Yoksulluğa rağmen ailede huzur vardır, birlik ve dayanışma vardı ve ama gel gör ki yoksulluk onla için biraz zor oluyordu. Ayda yılda bir kere evlerine et giriyordu, çocukların canı çikolata, cip istiyor ama ne yazık ki alınamıyordu. Çünkü temel besinleri bile zor alınıyordu, çünkü para yoktu. Yokluğun gözü çıksın dedi çocukların anneleri. Kimsesizin ardından gideni de olmazmış, yoksuluz ya kimse yanımıza bile gelmiyor diye dert yandı eşine. İkisi de duygulandılar ve sustular. Daha sonra günler ilerledi ve çocuklar çok başarılı çocuklar oldu.
Evin iki büyük kızı doktor oldu, iki erkek çocuk savcı oldu ve Fatma da iyi bir mühendis oldu. Hepsi hayırseverlerin de yardımı ile okudu ve bu defa komşuları, akrabaları bu yoksul aile ile iletişime geçmek istediler ama bu kez de aile onları kabul etmedi. Çocuklar anne ve babasına güzel bir ev ve araba aldı. Kendi mutlu yuvalarını kurdular ve bir daha kimseye muhtaç olmamak için daha çok çalıştılar. Çünkü zorluk çekilerek varlığın kıymetini anlamıştı ve güzel yavrucaklar. Başarılı olan bu gençler kendileri gibi yoksul olan çocuklara diğerlerinin yaptığı gibi yapmadılar ve yardım ettiler. Çünkü insan olmak ancak başkasının acısına, yokluğuna da duyarlı olmaktı. Farkında olmaktı, merhametli olmaktı, paylaşmayı bilmekti her şey.
0 Comments:
Yorum Gönder
Deneme