20 Tane atasözü ve anlamları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
20 Tane atasözü ve anlamları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Tane Atasözü ve Anlamları

 20 Tane Atasözü ve Anlamları


1) Göz Mideden Büyüktür: Bir midenin içine alacağı yemek miktarı bellidir. Kimi insanlar ihtiyacı olmadığı halde gördükleri ve istedikleri her şeye sahip olmak isterler ve bundan dolayı açgözlü davranışlar sergilerler. Neyi, ne kadar alacakları hiç belli olmaz. Bunun için böyle insanlardan olmamalıyız. Tok gönüllü olmalıyız ve fazlasına kaçmamalıyız.

2) Ekmek bulduk, gaga mı kaldı?: İnsan çok ihtiyacı olan bir şeye kavuştuğu zaman onun daha iyisini, daha kalitelisini aramakla meşgul olmamalıdır.

3) Dilenci küsmüş, kısmetini kesmiş: Bir kimseden yardım bekleyen kişi ondan ümidi kesmemeli yoksa olacak işi de olmaz.

4) Çömlekçi suyu saksıdan içer: İnsan sahip olduğu bilgi, beceri ve yetenekleriyle elde ettikleri sayesinde hayatını idame ettirir.


5) Çok seğirten çabuk yorulur: Dengeli çalışarak hemen hemen her işte sağlıklı bir sonuca ulaşmak mümkündür. İnsan gücünün üstüne çıkmadan çalışmalıdır. Kendini fazla yormadan çalışanlar hem uzun süre çalışabilirler hem de istedikleri sonuca daha kolay ulaşırlar.

6) Buyurmadan tutan evlat, gün doğmadan kalkan avrat, deh demeden yürüyen at: Çocuk anlayışlı, anne ve babasını üzmeyen olursa iyi olur. Kadın da  güne erken kalkmalı, at da kamçı yemeden yürüyen olmalıdır .

7) Beylik çeşmeden su içme:  Devlet işlerine yanaşmak tehlikelidir. Küçük bir hata çok büyük sonuçlara neden olabilir. Devlet akla gelmeyecek bir açıdan olaya bakarak kişiyi altından kalkamayacak büyük sorumluluk altına sokabilir. Bu yüzden devletle ilişki kurulurken dikkatli olunmalıdır.

8) Arsız neden arlanır, çul da giyer sallanır: Arsız olan kişide utanma duygusu kalmadığı için elbise de çul daa giyse salına salına gezer.


9) Azmış, kudurmuştan beterdir: Kendisini kaybedecek derecede coşkun ve heyecan içindeki bir kişiyi kontrol altında tutmak kolay değildir.

10) Az el aş kotarır, çok el iş kotarır: Yemek az kişiyle  onun dışında kalan işler ise çok kişiyle daha çabuk yapılır.

11) Çok el ya yağmaya ya yolmaya: Bir işte gereğinden fazla kişi aynı anda çalıştığında karmaşa ortaya çıkar. İstenen sonuç  elde edilemez.

12) Çorbanın ateşini kazandan sor: Bir işin zorluğunu ancak o işin içinde olanlar bilir.

13) Dağ ardında olsun da yer altında olmasın: İnsan sevdiği birinin ölmesindense uzakta olmasını yeğler.

Dağdaki kekliğin bini bir paraya: Etrafta çok da olsa ele geçmeyen, yararlanılamayan güzelliklerinin insana bir faydası yoktur.

14) Damlaya damlaya göl olur: Küçük veya önemsiz görülen şeyler biriktirilirse lazım olduklarında çok işe yarayabilir.

15) Dalaşan köpekte yara eksik olmaz: Sürekli mücadele içinde olan kişinin başında bela eksik olmaz.

 

16) Değirmen taşının altından diri çıkar: Kişi zora düştüğü zaman daha kolay çözüm yolu üretir ve işini daha sağlıklı bir biçimde yürütür.

17)Dayanık öküze “oha” neymiş?: İşini eksiksiz ve doğru yapan kişiye iyi çalış demeye gerek yoktur.

18) Defineye malik viraneler var: Kimi insanlar kıyafetleri eski veya modası geçmiş olduğu için hor görülürler fakat onların içinde çok değer olanları vardır. İnsanları kılık kıyafete göre değerlendirmek saçma ve etik olmayan bir harekettir.

19) Devenin yemediği ot başını ağrıtır: Bir insanın yapması gereken ama yapmadığı bir iş kendisini sıkıntı içinde bırakır.

20) İmam görür ağlar, davul görürü oynar: Kimi insanlar çevrenin durumuna göre hareket ederler. Onları bazen imam ile derin inançla Allah’a yakarırken bazen de çalgılı, eğlenceli bir yerde eğlenirken görürsün.

 

 

20 Tane Atasözü Ve Anlamları

 20 Tane Atasözü Ve Anlamları


 1. Acıklı başta akıl olmaz:  Derdi, sıkıntısı olan insanlar sağlıklı ve bilinçli düşünemezler. Yaşanılan acılar kişilerin uygun kararlar almasını engeller.


2.  Acı acıya, su sancıya:  Acısı olan birinin acısını başına gelen daha büyük acılar bastırır. Yani etkisi hafif olan acı fazla kafayı kafayı takmamayı öğretir bize. Zor bir problemle karşılaştığımız zaman o probleme üzülmek yerine problemin üstesinden gelmeye çalışmalıyız.


3. Aça kuru ekmek helvası bal gibi gelir: Karnı  gerçekten aç olan kimse ekmeğinin içine katık aramaz. Yani aç olan kişi o ya da bunu yiyeceğim diye tercih yapmaz, ne bulursa yer.


4) Açılan solar, ağlayan güler:  Gerçek anlamda baktığımızda açan her çiçek zamanı gelince solmaya başlar. İnsanoğlu için de bu durum geçerlidir. Derdi olani sıkıntıları olan maddi zorluklar çeken bir kimsenin bu sorunlar bir gün sona erer ve o kişinin de yüzü gülmeye başlar. Yani yaşamda iyi günler de olur, kötü günler de. Onun için başımıza gelen bir olumsuz olaya takılıp kalmamalıyız.


5) Adam adamdan korkmaz ama hatır sayar: Biri bizim kalbimizi kırdığında ona  karşılık vermiyorsak bu bizim korkak ya da laf veremiyoruz gibi anlamlara gelmemelidir. Kişinin cevap vermemesi kendisine olan saygısı ve başkasına olan naifliğidir. Aslında karşıdaki kişinin hatırı kırılmasın diye asil davranış gösteriyoruzdur. Durum bundan ibaret, yoksa herkesin her söz verilecek gayet de  güzel cevabı vardır. Bunun için kimsenin onurunu kırmamalıyız.


6) Adam adamın rahmanı, adam adamın şeytanı:  Arkadaşlarımızı çok iyi seçmeliyiz. Unutmayın ki iyi arkadaş aydınlık yollara, kötü arkadaş da karanlık yollara götürür.


7) Ağaç yumuşağını kurt yer:

 Ağaca zarar veren böcekler ağacın daha çok yumuşak yerini yer. Temel anlamı budur. Yorum olarak baktığımızda ise bu atasözünden şu anlam çıkar: Gerektiği kadar mülayim olunmalıdır. Gereğinden başlı yumuşak başlı olmak iyi bir şey değildir. Çünkü bu defa da iyi niyet istismarcıları ortaya çıkar. Bunun için kendimizi tamamen bırakıp her işte teslimiyetçi olmamalıyız. Bu her konu için geçerlidir. Yani Kişi kendini ezdirmemelidir.


8) Bekri Mustafa kadı olunca dünyanın ne olacağı anlaşılır: Bekri Mustafa devamlı alkol alan ,alkolik bir kimsedir. Atasözümüzün bizlere vermek istediği mesaj ise şudur: Kendine bile hayrı dokunmayan kimseleri iş başına getirdiğimizde o işler alt üst olur, karmaşa olur, düzen bozulur. İşte toplum yöneticiliğine duyarlı ve sorumluluk sahibi insanları başa getirmeliyiz.


9) Başını acemi berbere teslim eden , cebinden pamuğu eksik etmesin: Acemi bir kişiye iş yaptıran kişi onun acemiliğinin verdiği zarardan  da razı olmalıdır. Çünkü bileyerek acemi kişiyi işe almıştır ve sonucunda razı olmalıdır. Sonradan pişman olmamak için de işi ehli olan kimselere yani ustalarına yaptırmalıyız.


10) Çalıda gül bitmez; cahile söz yetmez: Gül çalıda bitmez, kendi ağacında biter. Cahil insanlar da kaba olduğu ve dediğim dedik kimseler olduğu için bir şey anlatırken onu inandıramazsın. Kısacası cahilin ne kendine faydası olur, ne de içinde yaşadığı topluma. Yani cahil cahil olmaya devam eder.


11) Çürüksüz koz ( ceviz)  kemiksiz et olmaz: Her ceviz sağlam çıkmaz içinde mutlaka çürüğü vardır.  Et de kemiksiz olmaz. Yani her insanın bir kusuru vardır ve hiç kimse mükemmel değildir. Bunun için her şeyi olduğu kabul etmeliyiz.


12)  Cami ne kadar büyük olursa olsun, hoca  ( imam) yine kendi bildiğini okur: Caminin küçük ya da büyük olması imamı etkilemez. Çünkü imam cemaate kendi bildiklerini anlatır. Yani bir konuda istikrarlı olan birisi koşullar ne olursa altından yine kendi bildiğini devreye sokar.


13) Dağ kuşu dağa, bağ kuşu bağa yakışır: Dağ kuşu dağda mutlu olur. Bağ kuşu da bağda mutlu olur. Çünkü onların yetiştiği yer orasıdır. İnsan kendi yerinde, yurdunda mutlu olur. Yani her şey yerinde güzeldir, yerinden uzaklaştırıldığında  çekiciliğini kaybeder.


14) En kötü züğürtlük, akıl züğürtlüğüdür: Her yokluğa çare olunur ama akıl noksanlığına çare bulunamaz. Doğuştan akıl yokluğunun ne yazık ki çaresi yoktur onun için bu kimselere yardım etmeliyiz.


15) Fukaranın tavuğu, zenginin atı kıymetli olur:

Fakir kimsenin atı olmadığı için elindeki en değerli malı tavuğudur. Elindeki şey onun için kıymetlidir. Bizler de elimizde olanın değerini bilmeliyiz ve onları korumalıyız.

 

16) Gönül kocamaz: İnsanlar zaman içinde fiziksel olarak yaşlanmaya başlar. Her ne kadar fizik olarak yaşlansak da gönlümüz  yaşlanmaz. Hayata tutunuruz inadına ve  yeni olan, güncel olan her bilgiyi de takip ederiz. Deneriz, merak ederiz. Çünkü yaş kocasa da gönül kocamaz. Gönül her şeyi ister ve yaşlanmaz.


17)  Hırsız anahtar  istemez: Hırsız zaten çaldığı için anahtara gerek duymaz. Kötü niyetli kimseler de yapacağı kötülüğü her şekilde yapmaya çalışır.


18) İyilik iki baştan olur:  Birbiri ile iyi geçinen kimselerin iyiliği sadece bir kişiden kaynaklanmaz bu her iki tarafında iyi olmasından dolayıdır.


19) Keserin tıkırtısı gündeliğe göredir: İşçi aldığı gündeliğe göre emek eder, işini yapar. Çalıştırılan kişilere yaptığı hizmetin karşılığı tam olarak verilsin ki işini yapan da iyi, nitelikli bir iş ortaya koysun.


20) Laf söyledikçe, toprak kazdıkça çoğalır: Söz sözü açar, toprak da kazıldıkça daha verimli olur. bu atasözünde verilmek istenen mesaj şudur: Yerinde ve zamanında konuşmalıyız.