Mücadele Etmek İle İlgili Özlü Sözler Bulunuz.

 Mücadele Etmek İle İlgili Özlü Sözler Bulunuz.




Hayat ile mücadele etmeyi bıraktığımız zaman umutsuz bir yaşama sürükleriz kendimizi. Zaman geçmek bilmez, hayat sıkıcı bir hal alır ve ruhsal halimiz berbat olur. Ne yediğimizden zevk alırız, ne işimi<den, ne eğlencemizden. Hayat ile mücadele etmesini bilmeliyiz. Elbette dönemse dönem durgun zamanlarımız, verimsiz zamanlarımız olacaktır ama bunu hayatın geneline yaymamalıyız. Yoksa canlılığımızı ve hayat neşemizi kaybederiz. Onun için mücadelemize, azimle devam etmeliyiz, beynimizi mutlaka bir iş ile meşgule etmeliyiz ve kendimizi boşluk içinde hissetmemeliyiz.

Mücadele etmek ile ilgili özlü sözler şunlardır:

“Uçurtmalar rüzgar gücü ile değil, o güce karşı koydukları için yükselirler.” William Churchill

“Kendisi ile mücadele eden insan, en değerli insandır.” R.Browning.

“Hayatın nimetlerini değerini anlamamızı sağlayan, hayatın zahmetleridir.” Goethe

“Aşk mücadelesi değil, mücadele aşkı içinde ol.” Peyami Safa.

“Sabır, boyun eğmek değil, mücadele etmektir.” Hz. Ömer.

“İnsanı mutlu eden, mücadele ve zaferdir.”  Arthur Schopenhauer.

“İnsanların en büyük dostları zorluklardır, çünkü insanı karşılaştığı zorluklar güçlendirir.” Gassion


“Zorluklar, başarının değerini artıran süslerdir.” Moliere.

“Yaşamın en büyük dramı; insanların yok olması değil, mücadeleden yılmasıdır. Cemil Meriç

“Değerli olan hiçbir şey, hayatta mücadelesiz kazanılamaz.” Jackson Brown.

“Senin için mücadele etmeyen insan, sadece gitmeni bekliyordur.” Bob Marley.

“Hiçbir şey zor değildir, yeter ki onu ufak parçalara ayırmasını bilelim.” Henry Ford.

"İnsanın kıymetini meydana çıkaran uğradığı zorluklardır.” A.Thieres

“Bir işi en zor yanından düşün ki yaparken güçlük çekmeyesin.”  Samuel Johnson.

“Hayatta en büyük eğlence başkasının yapamazsın dediğini yapmaktır.”  Walter Bagehot.

“Uçurtmalar rüzgar gücü ile değil, o güce karşı koydukları için yükselirler.” William Churchill

“Bir defa değil, yüzlerce defa yenilseniz de mücadeleyi bırakmayınız.” George Washington.

“Mücadelesiz hayat, tabutunun tahtası çürümeden ismi unutulup gidenlerin hayatı olabilir.” Falih Rıfkı Atay.

“Çaresiz olmadığımızı anımsamak yararlıdır, her zaman yapabileceğimiz bir şeyler vardır.” Carla Gorrell

Sır İle İlgili Özlü Sözler

 Sır İle İlgili Özlü Sözler




Çok fazla tanımadığımız, güvenmediğimiz kimselere kendi özel durumlarımızı açıklamamalıyız. Hatta kimi zaman yakınlarımız dediğimiz kişilere bile fazla güvenmemeliyiz. En iyisi sırlarımızı kendi içimizde tutmaktır ve kimseye açmamaktır. Bunu yaptığımız zaman kimseye ne olur sırrımı başkalarına söyleme diye de yalvarmak zorunda kalmayız. Çok sevdiğimiz, güvenilirliğinden emin olduğumuz yakınlarımıza ise dertlerimizi paylaşmak için kimi sorunlarımızı söyleyebiliriz.

Sır tutmak ile ilgili özlü sözler şunlardır:

“Sus artık yeter! Sır perdelerini pek o kadar yırtma. Çünkü bize kırıkları sarıp onarmak sırları örtmek yaraşır. “ Mevlana

”Sen daha kendi sırrını saklayamıyorsan, bir başkasından senin sırrını saklamasını nasıl istersin?” (Seneca)

Sır saklamak, bir irade imtihanıdır. Bu imtihanı kazanmayan, hayatta hiçbir imtihanı kazanamaz. (Hz.Ali)

“Dünyanın en zor üç şeyinden biri sır tutmak ise diğer ikisi kusur bağışlamak ve zaman değerlendirmektir.” Chilon

“Kaleme bile sırrını verme. Gider kâğıda yazar.” Tolga Akpınar

“Her gördüğün ata sakın deme binektir. Sırrını verme dostuna, bazıları gevşektir. Eşeğe altın semer de vursan; eşek yine eşektir.” Ziya Paşa

“İşlerini dostunla gör, sırrını kimseye açma. Hele şu üç kişiye aşmamaya dikkat et: Geveze adamlara, çocuklara ve kadınlara.” (Hz. Süleyman a.s.)

”Sırrımı sakalımın bir kılı bilse, hepsini keserim.” (FatihSultan Mehmet)


”Bir sırrın ucunu veren, tamamını elinde tutamaz.” (J. P. Richter)

”Bir sırrı devamlı surette saklamak, insan ruhunu en çok olgunlaştıran şeydir.” (H.de Balzac)

”Düşmanının bilmesini istemediğin şeyi, dostuna söyleme.” (A. Schopenhauer)

“Senin sırrını, senden daha iyi kim saklayabilir?” (Nasır-ı Hüsrev)

“Sır saklayan söyleyenden daha büyüktür.”  Amenemope

“Her sırrını dostuna söyleme, günün birinde, düşmanın olmayacağını nerden bilirsin?” ( Sadi-i Şirazi)

“Bir adam bir mecliste bir sözü söylerken etrafına bakındığı zaman, o söz, dinleyenlere emanettir.” ( Hz. Muhammed)

“Sırlarınızı kendi yüreğinizde saklamak kalbinizi açtığınız kimselere dillerini tutmaları  için yalvar yakar olmaktan yeğdir.” Geoffrey Chaucer

”Sırrını aşikare olan işlerle bir tutma. Zira işin bozulur.” (Hz. Ebubekir)

“Bana emanet edilen bir sırrı kutsal bir emanet gibi saklarım ama sırları elimden geldiği kadar bilmemeye çalışırım.”  Montaigne


“Sırrı olmayan bir şeyin çekiciliği de yoktur.”  Anatole France

“Ağız sıkılığına alışkanlık hem siyaset hem de ahlak icabıdır.” Francis Bacon

“Yavuz Sultan Selim birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca Yavuz ona. Sen sır saklamayı bilir misin? diye sormuş vezir: Evet hünkarım bilirim dediğinde Yavuz cevabı vermiş: Ben de bilirim.” Yavuz Sultan Selim.

 

Aşağıda Verilen Cümlelerin Karşısına Uygun Anlam Özelliklerini Yazınız.

 Aşağıda Verilen Cümlelerin Karşısına Uygun Anlam Özelliklerini Yazınız.





Bu koca apartmanda sadece kendisi mi yaşıyor?: Azımsama

Senin gibi birisini kim dinler acaba?: Küçümseme

Başkalarının aklı ile hareket edersen kendi yolunu bulamazsın: Eleştiri

Bu saatte otobüs bulabildiler mi acaba?: Kaygı (endişe)

Bu kadın  sınavda en yüksek puanı alacak: Ön yargı

Sanırım bugün daha iyi davranacak: İhtimal


Zamanı geçmeden çabuk çalışalım ki sonradan pişman olmayalım:  Öneri

Tut ki bu işi yarına bıraktın o zaman istediğin olacak mı?: Varsayım.

Bu aileyi Fatma Hanım yönetmektedir: Kesinlik

Bu evi her gün ben mi temizleyeceğim!: Yakınma

Bu adamın bu huyu asla değişmez: Ön yargı

Diyelim ki eline iki milyon para geçti, bu para ile ne yapmak isterdin?: Varsayım

Yaşasın, bugün köyden dedem gelecek!: Sevinç

 Bu işi yapmak istemiyorum, beni zorlamayın ve bir daha üzerime gelmeyi: Uyarı

O kadar cevizden vere vere bir avuç verdi: Azımsama

Kim onun gibileri önemser ki?: Küçümseme

Yaşasın, bugün bayram!: Sevinç


Bu sınavdan asla iyi almayacak: Ön yargı

Sana yedi tane ayakkabı alacağımı farz et, en çok hangi renk ayakkabıyı giyerdin?: Varsayım

Sen kim, bu sınavda birinci olmak kim?:  Küçümseme

Ders her sabah sekizde başlıyor: Kesinlik

Buradan ayrıldığından beri gözümde tutuyor: Özlem

Yazarın bu romanını çok sıkıcı buldum: Eleştiri

Gelecek hafta gireceğim sınav beni korkutuyor: Endişe

Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın: İhtimal

Kardeşiniz sınavlara yeter ki kadar çalışmıyor: Yakınma

Sadece bu yemeği yiyenlere çikolata verilecek: Kesinlik

Eminim bu sınavdan da geçecek: Ön yargı

Tut ki karnım acıktı, tüm şehir bana küstü: Varsayım

Çok becerikli ama bu becerisini iyi yerlerde kullanmıyor: Yakınma

Ah, nerede o eski gelenekler?: Özlem


Onun bu aramızdaki konuşmayı kimseye söylemeyeceğini düşünüyorum: Beklenti

Keşke dilime sahip olsaydım da ona o lafları etmeseydim: Pişmanlık

Denizleri aş da gel kurban olduğum: Abartma

Akşam belki onu görmeye gidebiliriz: Varsayım

Demek orada konuşulanları benden sakladınız?: Sitem

Hayvanlara eziyet edenlere karşı gelelim: Arzu

Zavallı kedi açlıktan yere yığılmıştı: Acıma


Bugünkü dersine çalışsan iyi olur: Öneri

Yazar bu eserinde sade bir dil kullanmayı tercih etmiş: Değerlendirme

Gece sabaha kadar gözümü kırpmadan ders  çalıştım: Abartılı anlatım

Keşke o çocuğa bu kadar kaba davranmasaydın: Pişmanlık

Siz benim yandığımı nerden bileceksiniz?: Küçümseme

Sekiz yaşındasın değil mi?: Onaylatma

O kaba şey sevgiden ne anlar ki?: Küçümseme

Duyarlılık İle İlgili Özlü Sözler

 Duyarlılık İle İlgili Özlü Sözler




İnsan olduğumuz için çevremizdeki olaylara da duyarlı olmamız gerekir. Duyarlı insan aynı zamanda empati kurma becerisine sahip olan insandır. Sadece kötü şeylere değil iyi olanlara da duyarlı olmak gerekir. Örneğin; tanıdığımız bir kişi bir başarı elde edince ona karşı duyarlılığımızı da onu tebrik ederek  ifade etmeliyiz. Çevremizde yaşayan hayvanlara karşı duyarlı olmalıyız, insanlığa karşı duyarlı olmalıyız  ve insan olmak tam da bu noktalarda belirginleşir zaten.

Duyarlılık sözleri şunlardır:

Çektiğim sıkıntının nedenini iyi biliyorum: “Çok duyarlı olmak.”  Ataol Behramoğlu

“Duyarlı olmak, sadece acıları ve çirkinlikleri değil, sevinçleri ve güzellikleri de algılamamızı sağlar.” Ömer Zülfü Livaneli

“Acı ve acı çekmek büyük bir zekaya ve duyarlı bir yüreğe sahip kişiler için her zaman kaçınılmazdır.” Dostoyevski.

“Büyümek sadece genellemelere, benzerliklere, var olma çeşitlerine karşı duyarlı olmak demektir.” Frédéric Gros

“Gerçekten sevmek, bütün çocuksu istekleri yerine getirerek şımartmak değildir. Anne baba sevgisi daha çok çocuğun sıkıntılarına karşı duyarlı olmak, acılarını ve incinmelerini ciddiye almaktır. Satın alınabilir nesneler bunların yerini tutmaz.” Arno Gruen.

“Duyarlı olmak sevmektir. Sevgi sözcüğü sevginin kendisi değildir. Ve sevgi Tanrı sevgisi ve insan sevgisi diye bölünemeyeceği gibi, bir kişiye duyulan sevgi ve birçok kişiye duyulan sevgi diye de ölçülemez. Sevgi bir çiçeğin kokusunu yayması gibi kendini cömertçe sunar; ama bizler ilişkilerimizde sevgiyi hep ölçüp biçer ve dolayısıyla onu yok ederiz”. Jiddu Krishnamurti

“Hissetmek aynı zamanda adaletsizliğe, dünyadaki acılara karşı daha duyarlı olmak, daha canlı olmak demektir.” Isabelle Filliozat

“Duyarlılık, hiç de büyük bir dehanın niteliği değildir. Böyle bir kimse adaleti sever, ama bu erdemi, tadını çıkarmadan gösterir. Her şeyi yapan, gönlü değil kafasıdır.” Denis Diderot

Gerçekten sevmek, bütün çocuksu istekleri yerine getirerek şımartmak değildir. Anne baba sevgisi daha çok çocuğun sıkıntılarına karşı duyarlı olmak, acılarını ve incinmelerini ciddiye almaktır. Satın alınabilir nesneler bunların yerini tutmaz.” Arno Gruen

Çevre Kirliliği İle İlgili Konuşma Örneği

 Çevre Kirliliği İle İlgili Konuşma Örneği


 


İçinde yaşadığımız dünyamız her geçen gün çeşitli tehlikeler ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu tehlikeden korunmak için önlem almamız gerekirken tam aksini yapıyoruz. Çevreyi korumak  insanoğluna düşerken ne yazık ki çevre en çok insanlar tarafından kirletilmektedir.

Sevgili öğretmenim ve değerli arkadaşlarım!

Bilindiği gibi çevremiz her geçen gün çöp olmaya devam etmekte, önlem alınmadığı takdirde doğamız da bizi çok büyük felaketler ile karşı karşıya bırakmaya başlayacaktır.  Soluduğumuz hava kirlenmiştir, ekip biçtiğimiz, üzerinde nice meyveler , sebzeler, tahıllar ve daha nice nimetleri yetiştirmiş olan toprağımız, bereketimiz kirlenmiştir. Billur gibi içtiğimiz,  o olmazsa hayati tehlikemiz kat be kat artacak olan sularımız kirlenmiş, hatta küresel ısınma ve diğer nedenlerden dolayı azalmaya başlamıştır. Çevremiz çöpten geçilmeyen bir bataklığa doğru gitmektedir. Üzerinde yaşadığımız bu çevreyi biz kirletmekte, en büyük suçlular da yine biz insanlar olmaktayız.

Bilindiği gibi çevre kirliliğinin nedenleri şunlardır: Hızla artan nüfus, kentleşme, sanayileşme, doğal kaynakların yoğun bir şekilde tüketilmesi, kimyasal ve fosil yakıtların kullanılması çevre kirliliğine neden olmaktadır.  Çevreyi biz bu kadar kötü hale getirip ondan mucizeler beklememiz de ayrı bir saçmalıktır.

Sevgili arkadaşlar!

Hepimizin bir an önce bilinçlenip kendine gelmesi gerekir. Eğer ki bizler bu çevreyi bugün temiz tutamazsak, koruyamazsak gelecek nesillerimiz tehlike altında olacak ve onlara güzel emanetler bırakmamış olacağız. Çevre kirliliğinin önlemek için şunları yapmak gerekir: İlk olarak geri dönüşüm tesisleri kurulmalı, metal, kağıt, plastik gibi pek çok malzeme geri dönüşüm sonrası yeniden kullanılabilir hale getirilmelidir. Günlük hayatımızda yemek yaparken kullandığımız yağların atıkları ve temizlikte kullandığımız deterjan atıkları  korunaklı şekilde imha edilmelidir. Çöp kutularının sayısı artırılmalı ve  çöp kutularına ulaşılabilirlik daha kolay olmalıdır. Zehirli atıklar doğaya bırakılmamalıdır.  

Doğaya bıraktığımız her zehirli atık bizim kendi topuğumuza sıkmak gibi bir şeydir. Onun için bir an önce alıp aklımızı başımıza almak ve çevreye sahip çıkmalıyız. Bu çevre hepimizin, bu doğa hepimizin. Birlik içinde, temiz bir çevre içinde yaşamak bizi daha mutlu eder ve daha temiz bir dünya ortaya çıkarmış oluruz. Beni dinlediğiniz için teşekkür der, saygılarımı sunarım.

 

“Söz Ağızdan Çıkana Kadar Senin Eserindir. Ağızdan Çıktıktan Sonra Sen Onun Esiri Olursun.” Sözü İle Kompozisyon

 “Söz Ağızdan Çıkana Kadar Senin Eserindir. Ağızdan Çıktıktan Sonra Sen Onun Esiri Olursun.” Sözü İle Kompozisyon

 




Gülük hayatımızda, insan ilişkilerinde iletişim kurmak bizler için doğal bir durumdur. İnsan düşünen, duyguları olan bir canlı olduğu için sosyal biridir. Konuşmak insanın gereksinimidir. Nasıl konuşmak  gerektiğini bilmek,  ne kadar konuşmak gerektiğini bilmek, gerektiği yerde gerektiği kadar konuşup abartıya kaçmamak da akıllı insanların özelliğidir. İnsan ağzından çıkan her söze dikkat etmelidir. Bunun için önce durup bir düşünmeli, kelimelerini, cümleleri tek ek akıl süzgecinden geçirdikten sonra konuşmaya başlamalıdır.

 Ağzımıza geleni her yerde söylemeye başladığımız zaman insanlar ile aramız bozulabilir. Onun için konuşurken nasıl konuşuyoruz, karşıdaki insanları rencide ederek mi konuşuyoruz yoksa onun gurunu okşayarak mı konuşuyoruz? İşte burası çok ama çok önemlidir. Söz ağzımızdan çıkana kadar o söz bizim eserimizdir. Çünkü o sözü ağzımızda saklayabilme kapasitesine sahipsek başımıza da büyük bir dert açmamış oluruz lakin sözü ağzımızda tutamıyorsak, patavatsızlık yapıp bir anda gizli kalması gereken şeyleri dile döküyorsak işte o zaman başımıza gelebilecek tehlikelere de hazır olmamız gerekir. Ağızdan çıkan sözü bir daha geri alma fırsatı kalmaz Olan olmuştur artık ve son pişmanlığın kişiye bu durumda faydası olmayacaktır. Onun için akılı olmak gerekir.

Aklı doğru kullanmak, söylenilmesi gerekenleri söylemek, söylenilmesi gerekmeyenleri de ağzımızda tutmak yani dilimize hakim olmak gerekir. Sözlerimizin esiri olmamak için biz sözlerimize egemen olmalıyız ve gereksiz pişmanlıklar yaşamamalıyız. İnsan ya köle olmayı diline hakim olmayarak kabul eder, ya da bey olmayı diline hakim olarak kendine iyilik eder. Yoksa basit gibi görünen bir söz ağzımızdan çıktığında geri dönüşü olmayan zararlara uğratabilir bizi.

“Bir İnsanın En Büyük Hatası Başkasına Gereğinden Fazla Değer Vermek Değil Kendine Hak Ettiğinden Çok Az Değer Vermektir.” Sözünü Açıklayınız.

 “Bir İnsanın En Büyük Hatası Başkasına Gereğinden Fazla Değer Vermek Değil Kendine Hak Ettiğinden Çok Az Değer Vermektir.” Sözünü Açıklayınız.




Dünyada yaşayan milyarlarca canlı vardır. Bu milyarlarca canlının içindekilerden biri de insandır. Her insan o milyarlar içinde sıradan  fakat o milyarların içinde  bir o kadar da özel ve biriciktir. Her insanın olaylara verdiği tepki, olayları anlama kapasitesi, duygusal özellikleri, düşünceleri farklıdır. Her insan kendine göre değerlidir ve özeldir. Bazen özel olduğumuzu, biricik olduğumuzu unutur ve kendimizi ihmal etmeye başlarız. Sürekli başkalarının surat şekline göre hal alırız. Başkalarını mutlu etmek elbette iyi bir şeydir ama sürekli başkalarına bağımlı olmak, onların yüzünde gülümseme var mı yok mu diye takip etmek, sürekli onları mutlu etmek kişi için iyi olmaz. Çünkü insan o arada kendini ihmal etmiştir ve kendinin ne halde olduğu umurunda bile değildir.

 Yeter ki başka insanlar mutlu olsun, ben mutlu olsam ne olur ki gibi yanlış bir düşünceye sahip olmak son derece yanlıştır. Sürekli birilerini memnun edemezsiniz. Çünkü insanlar doyumsuzdur ve hep daha fazlasını isterler.  Maddi ya da manevi anlamda bu istekler bitmez ne yazık ki. Bunun da sonu gelmez ve en sonunda yorulursunuz, bıkarsınız ve boşa gitmiş olan zamanınız, ömrünüz olur. En değerli anılarınızı bu süreçte kaybedebilirsiniz belki de. Geriye baktığınızda kendinizle ilgili hiçbir güzel anı kalmamış olabilir. Kendinizi yıpratırsınız. İnsan ilk olarak kendisi ile barışık olmalı, kendini olduğu gibi kabul edebilmeli ve sevebilmelidir. Kendine şefkat göstermeyen bir insanın başkasına gösterdiği şefkat bana yapmacık gelir. Önce kendini sev, kendine zaman ayır, kendine değer ver ki bu durum zaten başka insanlara da yansır. Sizi gerçekten seven ve gerçekten size değer veren kişi ya da kişiler size psikolojik anlamda ya da başka anlamlarda baskı yapmaz. 

Sizi olduğunuz gibi kabul eder ve sever. Eğer birine hayır dediğimizde size surat asıyorsa yol verin gitsin. Çünkü ben her şeye her zaman evet diyemem. Yeri gediği zaman hayır demesini de bilin ki insanlar sizi kolay yutulacak lokma olarak görmekten vazgeçsin. Kendisiniz sevin, kendiniz zamanınızı yönetin, yaşamınıza yön verin. Bu arada kendinizi sevmekten kastım bencil bir birey olarak yaşamak değildir elbette. Buradaki amacım sürekli başkalarının hayatınıza yön vermesine izin vermeyin demektir maksadım. Elbette hayat sosyallik olunca güzel olur ama kendini de o sosyalliğin içinde korumak ve kendine özel bir bölüm ayırmak elbette en temel hakkımız olmalıdır.

 

Aşağıdaki Cümlelerde Geçen Deyimlerin Anlamlarını Karşılarına Yazınız.

 Aşağıdaki Cümlelerde Geçen Deyimlerin Anlamlarını Karşılarına Yazınız.

 



* Bugün oldukça sinirliydi bu olayın üzerine bir bardak suda fırtına kopardı: Önemsiz , küçük bir sorunu büyütmek.

* Her şeyi anlattıktan sonra patron ne dese beğenirsin? Beklenilmeyen bir söz söylenildiğinde kullanılan söz.

* Dünya gözü ile çocuğunun evlendiğini bir görseydi her şey daha farklı olacaktı elbette: Ölmeden önce, yaşarken.

*  Tertemiz kalbe ve vicdana sahip olan halis muhlis Anadolu insanıydı Doğan Cüceloğlu: Katışıksız, eksiksiz.


* Önümde bir sürü dosya birikmiş, bu dosyaları okumak hiç bitmeyecekmiş gibi gözümde büyüyordu: Bir şeyin bir kimseye olduğundan zor veya önemli görünmesi.

* Babasını karşısında görünce eli ayağı birbirine dolaştı: Şaşırmak, telaşlanmak anlamına gelir.

* Annem o sözü söyleyerek babamın bam teline basmıştı: Bir kimseyi, duyarlılık gösterdiği konuda kızdıracak söz söylemek.

*Başkalarına bel bağlayarak başarılı olunamaz: Güvenmek, birisinin kendisine yardım edeceğine inanmak.

* Aileler çocuklarının nasıl biri olduğunu avucunun içi gibi bilir:  Bir yeri, bir şeyi ayrıntısıyla bilmek.


*O kadar tembel ki her işi ağırdan alır: Bir işi yapmakta acele etmemek, yavaş davranmak.

*Sele kapılan eşyaların yerine yenisini verecekmiş belediye: Selle sürüklenip gitmek.

* Aziz Sancar’ın dünya çapındaki başarısı ve ülkemize kattığı gurur dillere destan oldu: Herkes tarafından konuşulur olmak.

* Aramızı bozacağını zannediyorsa avucunu yalar: Umduğunu ele geçirememek.

* En sonunda ağzından baklayı çıkardı:   Açıkça söylemekten kaçındığı bir sorunu sonunda anlatmak.

* Sivaslılar bir haftaya kadar sularının biteceği endişesi ile yağmurun yapmasını  dört gözle bekliyorlardı.


* Eşinin durmadan canını yakmaya çalışıyordu: Söyledikleri ile birisini çok üzmek.

* Kadın en sonunda dayanamayıp açtı ağzını, yumdu gözünü: Kızarak ağır şeyler söylemek.

* O da her şeye burnunu sokmasın yeter ya!: Her şeye karışmak.

* Bu yaptığı hareketle bindiği dalı kesiyor da haberi yok:  Kendisine zarar vermek.


* Ne çenesi düşük kadınmış meğer:  Çok fazla konuşan, dır dır edenler için kullanılır.

* Çocuk ders çalışıyorum diyerek ailesinin gözünü boyuyordu: Kandırmak, yanıltmak.

* Onu bu kadar adamdan sayarsan o da sana böyle yapar:  Gereğinden fazla değer vermek, saygı duymak.

* Ayşe Teyze o gün beni görmezden gelmişti: Görmemiş gibi yapmak.

 

“Ağaç Yaprağı İle Gürler.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon Örneği Hazırlayınız.

 “Ağaç Yaprağı İle Gürler.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon Örneği Hazırlayınız.


 


İnsanın toplum içinde mutlu olmasını sağlayan, sosyal olmasını sağlayan şeylerin başında ailesi gelir. Bir toplumun en küçük yapı birimi olan aile her bireyin olmazsa olmazıdır. Çünkü insan ailesi ile bir bütündür ve ailesi ile bir anlam kazanır. Mesela kendi ülkemizde, kendi şehrimizde yeni tanıştığımız kişilere hemen ailesini sorarız, onlar da bize kendi ailemizi sorar. Çünkü ancak aile bizim de kimliğimiz ortaya çıkar. Aile olmak bir bütün olmak demektir, aile olmak zorluklarda birbirine kol kanat gerebilmek, acı ve tatlı günlerini birlikte geçirebilmektir.

Ağaç yaprağı ile gürler atasözünde de atalarımız ailenin ne denli önemli olduğunu dile getirmek istemişlerdir.  İnsan ailesi ile bir bütün olarak kendini gösterebilir. Yani bireyin tamamlayıcısı onun ailesidir. Aile en sıkıntılı günlerimizde bizim arkamızda duran dağımız gibidir. Aile en mutlu anlarımızda mutluluğumuzu paylaştığımız canlarımız, sevgimizi birlikte yaşama duygusunu bize hissettiren değerli kimselerdir. Ailemiz olmadığı zaman meyve vermeyen bir ağaç gibi ortada kalırız. Kendimizi yalnız hissederiz ve mutlu olmayız. Ailemiz varsa güçlü oluruz, güven içinde oluruz, kendimizi ve başkalarını sevmeye başlarız. Ailemiz yanımızda değilse, bize destek vermiyorsak kendi kabuğumuza çekiliriz ve hiç kimse ile fazla muhabbet kurmayız, insanlara güvenimiz olmaz, insanlarla bir arada olmak istemeyiz Çünkü bu özel ve anlamlı duyguları hissettiren en önemi kurum aile kurumudur. İnsan ailesi ile bir bireydir. Aile bu özel ve güzel duyguları bize hissettirmezse biz de toplum içinde ruhsuz kimselere dönüşebiliriz.

 Aile bir olmak, birlik olmak, dayanışma içinde olmak demektir. Yalnızca bu şekilde toplumu muzu da güçlendirebilir ve ailemiz arkamızda durduğu sürece de mutlu ve hayat dolu olabiliriz. Yeter ki ailemiz olsun, yeter ki bizleri iyi yetiştirsinler ve her şeyimizle bizi kabul edip gür olduklarını bize kanıtlasınlar.

Küfür Etmenin Zararları Konulu Kompozisyon Yazınız.

 Küfür Etmenin Zararları Konulu Kompozisyon Yazınız.




Günümüzde küfür etmek hemen hemen bir alışkanlık haline gelmeye başlamıştır. Küçük çocuklardan tutun da gençlerin, yetişkinlerin vazgeçilmezi haline gelmiş olan kötü bir eylem, kötü bir davranış biçimidir. Kendine güveni olmayan, kendini yetersiz hisseden kimseler küfür etmeyi, insanlara hakaret etmeyi ve insanları bu sayede aşağılamayı sever duruma gelmiş ne yazık ki. Özellikle de insanların mahrem alanları ile konularda bile herkes küfür etmeye başlamış ve bu da insanlarımıza normalmiş gibi gösterilmeye çalışılmaktadır. Allah'ın yarattığı uzuvlara küfür etmek de en aşağılık olanıdır ve dinimizde de küfür etmek günahtır.

İnternetteki programlarda özellikle de gençlerin olduğu bir program yapılmaya başlanmış ve orada gençler her türlü ahlaksızlığı meşru bir şeymiş gibi konuşmaya, sulu şakalar yaparak kahkahalar atmaya başlamışlardır. Bu durum Türk toplumunun aile yapısını, ahlak yapısını, kültürünü, gelenek ve göreneklerini de büyük ölçüde kötü etkilemeye başlamıştır. Küfür etmek insanlar arası iletişimin saygısız bir şekilde gerçekleşmesine neden olur. İnsanlar arasındaki sevgiyi azaltır ve kişiler birine karşı nefret gibi kötü duygular geliştirmeye çalışırlar. En değerlilerimiz olan annelerimiz, babalarımız, bacılarımız üzerinden daha çok yapılan, belden aşağı konulara girilen ve bunu şaka olarak nitelendiren aşağılık duygusu içinde olmuş zavallı kimseler küfür etmeyi ahlaksızlık olarak görememektedir. Oysa bizim kültürümüzde büyüklere saygı, küçüklere sevgi, kutsal olan değerlere önem verme vardır. Küfür etmek son derece yanlış ve asla onaylanmaması gereken bir şeydir. 

Elbette bazen ufak tefek şakalar yapılır ve o şakanın da dozu kaçmamalıdır. Yapılan şakalar da ahlaksızlık üzerinden yapılmamalıdır. Bugünkü küçük çocuklar küfür eden büyüklerini gördüğü zaman onlar da ileride yetişkin kimseler olacak, küfür etmeyi hayat alışkanlığı haline getirecek düşük karakterde kimselere dönüşecektir. Çevreme baktığımda küçük çocukların ağzında ana avrat şeklinde başlayan küfürleri duydukça insan olarak kendimden utanıyorum ve bu çocukları bu hale getiren kişilere yazıklar olsun diyorum. Ettiği küfrün ne anlama geldiğini dahi bilmeyen o saf ve masum çocuklar üzerinden bir toplum yapısı, kültürü yok edilmeye çalışılmakta ve değerlerimiz yok edilmeye çalışılmaktadır. Küfür etmek insanı rahatlatırmış, küfür eden insanlar zeki insanlarmış, ne kadar çok küfür edersen o kadar çok dilin zenginliği olurmuş, küfür etmekte ne varmış ki altı üstü eğlence amaçlı ediliyormuş gibi saçma sapan savunma mekanizmaları küfür etmeyi meşru kıldırmaya çalışma aşamalarıdır.

 Küfür etmek son derece itici ve insanlara güzel davranışlar, güzel örnekler göstermeyen bir eylemdir. Küfür etmek kişinin kendisine saygısı olmadığının göstergesidir. Öz saygısı olmayan, başkalarının yaşamına saygısı olmayan kişiler küfür etmeyi sever. Küfür edilen ortamda güzel ahlaklı insanlar durmak istemezler. Çünkü küfür edilen ortam insanları birbirinden uzaklaştırır ve küfür eden kişinin saygınlığını azaltır, insan ilişkileri olumsuz olur, küfür eden kimselere karşı olumsuz bir imaj çizilir. 

İnsan kendini küfür etmeye bir kere alıştır mı ondan sonra kurtulamaz. Bundan dolayı çocuklarımıza küfür etmenin normal bir şey olmadığını, insana yakışan bir erdem değil insana yakışmayan kötü bir özellik olduğunu onlara ısrarla anlatmalıyız. En iyisi küfre hiç bulaşmadan ahlaklı bir hata yaşamak, örnek bir hayat yaşamaktır bence.