Dedenizle Bir gün Geçirdiğinizi Düşününüz. O Gün Yaşadıklarınızı, Dedenizle Yaptıklarınızı, Oynadığınız Oyunları, Duygu ve Düşüncelerinizi Anlatan Bir Konuşma Yapınız.

 

Dedenizle Bir gün Geçirdiğinizi Düşününüz. O Gün Yaşadıklarınızı, Dedenizle Yaptıklarınızı, Oynadığınız Oyunları, Duygu ve Düşüncelerinizi Anlatan Bir Konuşma Yapınız.


Büyüklerimiz ile vakit geçirmek ve onların engin deneyimlerinden faydalanmak

 biz çocuklar için büyük bir şanstır.

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım!

 

Okullar kapanmış, karneler verilmişti. Ailemle hemen yola çıktık ve köyde olan dedemlere gittik. Babam memur olduğu için, annem ise özel bir kurumda çalıştığı için ancak yaz tatilinde dedemlere gidebildik. Dedemlere vardığımız zaman  onun yaşadığı yerin ne kadar güzel olduğunu gördüm. Kocaman evleri vardı ve evlerinin bahçeleri de harika görünüyordu. Eve varır varmaz büyük annem kapıyı açtı ve bize köy sofrası kurmuş, köy kahvaltısı hazırlamıştı. Kahvaltıda neler yoktu ki… Bal, köy yumurtası, peynir çeşitleri, tahinli pekmez, ceviz, sucuklu yumurta, patates kızartması, sıcacık çörekler ve daha neler neler…

 

Tüm bu güzel olan yiyecekleri yedikten sonra dedemle köydeki ormana gittik ve onunla orada badem, dağ çileği, dağ kirazı ve dağ çayı topladık.  Daha sonra dedemle ormanda top oynadık, ben kaçtım o beni yakaladı, bilye oynadık ve daha neler neler…  Ormanda dedemle hem  sohbet ediyor hem de güzel meyveler topluyorduk. Bir yandan da meyveleri yemeye devam ediyordum. Dedemin bana olan bakışı, sıcaklığı ve  güzel gözleri beni çok etkilemişti. Beni o kadar çok seviyordu sürekli yavrum, kuzum diyordu. Onunla çok güzel bir an  yaşıyordum. Ormanda meyveleri topladıktan eve vardık daha sonra dedem beni  sonra beni kümese götürdü ve oradaki yumurtaları sen toplan yavrum dedi. Ben de buna çok sevindim ve kümesten yirmi tane yumurta topladım. Bu çok güzel bir duyguydu. Daha sonra dedemin koyunlarını dağa çıkardık ve birlikte koyunları otlattık. Acıktığımızda ise dedemin getirdiği yollukları afiyetle yedik. 


Daha sonra dedem bana çocukluğunun bu dağlarda geçtiğini ve burada güzel anılarının olduğunu söyledi. Dedem de kendi dedesinden bana bahsetti ve onunla ne güzel anıları olduğunu söyledi ve gözünden iki damla yaş geldi. Hemen ona koştum ve sarıldım. Belli ki o da kendi çocukluğunu, dedesi ile ilgili anılarını hatırlamıştı…. Çok duygulandım ve çok üzüldüm onun için… Ömür ne de çabuk tükenip gidiyordu.

 

Sevgili öğretmenim,

İnsan dede bile olsa yine de çocukluğunu özlüyordu ve yaşanılanlar hiç bir zaman unutulmuyordu. Dedeme sarıldım ve ona maymunluklar yaparak onu güldürdüm ve dedem de bana kahkahalar atarak güldü. Daha sonra akşama doğru köydeki evimize geldik. Babaannem bize enfes bir köy tavuğu pişirmiş, sarmalar, dolmalar yapmıştı. Annem de kek, poğaça hazırlamıştı. Hepsini afiyetle yedik ve ben o gece dedeme sarılarak uyudum. Onunla muhteşem bir gün geçirmiştim ve bu günü de daima hatırlayacağım. Dedemle geçirdiğim bir gün bu şekildedir. Beni dinlediğiniz için teşekkür eder konuşmama burada son veririm..

Dedenizle Vakit Geçirme Fırsatınız Oldu Mu?

 

Dedenizle Vakit Geçirme Fırsatınız Oldu Mu?


Dedemle vakit geçirme fırsatım hemen hemen her gün oluyor. Çünkü annem ve babam onların yakınından bir arsa aldılar ve oraya ev yaptırdılar. Böylece kardeşim ve ben dedemi her gün görüyorum ve onunla her gün belirli aralıklarla vakit geçiriyorum ve ondan çok şey öğreniyorum. Çünkü dedem çok deneyimli, becerikli ve güler yüzlü bir dededir. 


Onu çok seviyorum çünkü o bana çok şey öğretti ve hayatımı anlamlı kılan değerli insanlardan biridir. Onunla bahçemizde güzel ve eğlenceli vakit geçiriyoruz. Ağaç dikiyor ve ağaçları suluyoruz, meyvelerini birlikte topluyoruz, birlikte top oynuyoruz, yürüyüş yapıyoruz ve daha birçok şey yapıyoruz. Benim çocuk olarak en büyük şansım dedemle komşu olmak ve onları sürekli görmektir. Kısacası onları her gün görüyorum ve onlarla güzel ve verimli aynı zamanda eğlenceli vakit geçiriyorum. 


İyi ki dedeme komşuyuz ve iyi ki onun sayesinde çok şeyler öğrendim. Dede ile zaman geçirmek çok güzel. Çünkü dedem bana elinden gelen her türlü fedakarlığı gösteriyor, ondan hayata dair çeşitli bilgiler öğreniyorum. Dedemi ve babaannemi çok ama çok seviyorum. Onla iyi  ki varlar ve iyi ki hayatımdalar.

Okuduğunuz Kitaplardaki Kahramanlarla Aranızda Neden Bir Bağ Kurarsınız? Söyleyiniz.

 

Okuduğunuz Kitaplardaki Kahramanlarla Aranızda Neden Bir Bağ Kurarsınız? Söyleyiniz.


Okuduğumuz kitaplardaki kahramanlar sanki bizimle özdeş olmuş, bizim aynımızmış gibi hissederiz ve kendimizi o kahramana yakın buluruz. Çünkü bizde olan özelliklerin onda da olduğunu görebiliriz. Mesela doğruluk, dürüstlük, güven, iyi bir arkadaş, iyi bir dost, çalışkan, başarılı, sorumluluk sahibi insan olduğunu görebiliriz kahramanın. Yardımsever, merhametli, hayvanları seven ve koruyan vb gibi kahramanlarla kendimize yakın hissedebiliriz.


 Onun için de kendimizi kahraman ile özdeşleştiririz ve bunun için de o kahraman ya da kahramanlara yakınlık duyabiliriz. Ayrıca yıllar yıllar önce  yıl önce yazılmış büyük yazarlarla konuşuyormuş, onlarla dertleşiyormuş gibi hissederiz. Düşünsenize Tolstoy, Dostoyevski gibi dev yazarların eserini okurken o kitapta yazarla konuşuyormuş gibi kitaba, kitabın kahramanına yakınlık duyarız ve o kitap  ya da kitaplar  bizim her şeyimiz olur. 


Kitabı bitirdiğimizde ise çok sevdiğimiz bir yakınımızla vedalaşıyor hissine kapılarak duygulanabiliriz. Kitabın kahramanı sorumsuz biriyse, çok uykucu ise, ya da diğer olumsuz özelliklere sahipse ve kitabı okuyan kişi de o özelliklere sahipse   okuyan kişi de kendini olumsuz karakterler ile kahramanlar ile bağ kurabilir.

Sizce Ortak Yaşam Alanlarının Korunmaması Ne Gibi Sorunlara Yol Açabilir? Söyleyiniz.

 

Sizce Ortak Yaşam Alanlarının Korunmaması Ne Gibi Sorunlara Yol Açabilir? Söyleyiniz.


 Parklar, alışveriş merkezleri, evler, konferansa salonu, iş merkezleri, sinemalar, bankalar, askeri kışlalar, devlet yurtları,  doğal alanlar, spor merkezleri vb gibi yerle ortak yaşam alanları arasında yer alır. Ortak yaşam alanlarında uyulması gereken kurallar vardır ve kurallara uyulması şarttır. Ortak yaşam alanları korunmalı ve insanlar tarafından zarar görmemelidir.

 

 Eğer ki ortak yaşam alanlarımıza zarar verirsek birlikte bir şeyler yapacağımız yerlerimizi de yok etmiş oluruz ve böylece en büyük kötülüğü insanoğlu kendine yapmış olur. Örneğin; Parklara gidildiği zaman, deniz kenarlarına gidildiği zaman insanla oraları pislik içinde bırakmamalı tertemiz bir şekilde bırakmalıdır ama ne yazık ki millet olarak bu konuda eksik kalıyoruz. Deniz kenarlarında çekirdek çöpleri, şişeler, parklarda her türlü çöpler bulunuyor ve buralara biz insanlar kendi ellerimizle zarar veriyoruz. Bu da ortak yaşam alanlarının zarar görmesine neden oluyor. Bir başka örnek ise şöyle verebilirim. Mesela bir sinemaya gittiğimiz zaman o sinema salonunu temiz bırakmalıyız, yüksek sesle konuşmamalıyız.


Ortak yaşam alanları herkesindir. Onun için oraları temiz tutmalıyız. Çünkü bizden sonra oraya gelen insanların da orada hakkı vardır. Salgın hastalıkların olmaması için, çevre kirliliğinin olmaması için ortak yaşam alanları tertemiz bırakılmalıdır. Ortak yaşam alanları gelecek nesillere güzel bir şekilde bırakılmalıdır. Çünkü bizden sonraki çocuklarımızın da temiz bir ortak yaşam alanı bulması çok önemlidir. 

Ailenizle Ev Dışında Yaptığınız Etkinlikleri Söyleyiniz. Bu Etkinlikleri Yapmaktan Hoşlanıyor Musunuz? Niçin?

 

Ailenizle Ev Dışında Yaptığınız Etkinlikleri Söyleyiniz. Bu Etkinlikleri Yapmaktan Hoşlanıyor Musunuz? Niçin?


İnsan ailesi ile olduğu zaman çok mutlu olur. Çünkü aile demek yuva sıcaklığı demek, yardımlaşma ve dayanışma, koşulsuz sevgi, birlikte eğlenme, vakit geçirme demektir. Ailemle ev dışında yaptığımız etkinlikler şunlardır. Birlikte maç izlemeye gidiyoruz ve maç izlerken büyük keyif alıyoruz. Hafta sonları geldiği zaman annem evden bir şeyler hazırlıyor ve bize yakın  mesire alanlarına piknik yapmaya gidiyoruz. Piknikte babam ve annemle top oynuyoruz, voleybol oynuyoruz. Kardeşlerim ve abimle  birbirimizi kovalıyoruz ve top ile çeşitli oyunlar oynuyoruz. 


Yaz tatili geldiği zaman tatile çıkıp farklı şehirleri geziyoruz. Gittiğimiz şehirlerin yöresel yemeklerini mutlaka yiyoruz ve böylece bir güzel eğleniyoruz. Gittiğimiz şehirlerin kütüphanesine gidiyoruz. Oralarda müze varsa müzeyi geziyoruz. Birlikte hem geziyor, hem eğleniyor hem de öğreniyoruz. Doğal ve tarihi alanları geziyoruz. Belli zamanlarda komşu ziyaretleri yapıyoruz. Hafta sonları sabah erken saatlerde yarım saat kadar doğa yürüyüşüne çıkıyoruz. Bisiklet sürüyoruz ve ara sıra bisiklet yarışı yapıyoruz. Sinemaya gidiyoruz. Kimi zaman kahvaltıyı dışarıda yapıyoruz ve bu da bize ödül gibi geliyor. Birlikte alışveriş merkezlerini dolaşıyoruz ve sevdiğimiz ve ihtiyaç duyduğumuz şeyleri alıyoruz. Bahçemize gidip bir günlüğüne oraya çadır kurup kamp yapıyoruz. 


Hafta sonları hayvan barınaklarına gidiyoruz, sığınma evlerine gidiyoruz  ve gönüllük gerektiren işlerde insanlara yardım ediyoruz.  Bu etkinlikleri yapmaktan hoşlanıyorum. Çünkü ailemle olan her şey daha güzel ve daha eğlenceli oluyor. Hem kendime, hem aileme, hem de başka insanlara yardımcı olmak beni mutlu ediyor. Özellikle de hayvanlara yaptığımız çalışmalar beni daha da mutlu ediyor.

Aşağıda Verilen Olayda Aslı’nın Davranışının Ne Gibi Olumsuz Sonuçları Olabilir?

 

Aşağıda Verilen Olayda Aslı’nın Davranışının Ne Gibi Olumsuz Sonuçları Olabilir?


"Aslı, arkadaşlarıyla ip çevirme oyunu oynarken ailesiyle ilgili bazı bilgileri paylaşmaya başladı. O, heyecanla anlatırken ailesinin yaşadığı yer, babasının işi ve ailedeki bazı alışkanlıklar hakkında da bilgiler verdi. Ancak bu sırada birkaç çocuk dikkatlice onu dinliyordu ve bu bilgileri başkalarıyla paylaşabilirlerdi."


Bu verilen olayda Aslı ailesi ile ilgili özel bilgileri herkesle paylaşmamalıdır. Çünkü ailedeki her şey başkalarına anlatılmaz. Onu dinleyen Aslı'nın arkadaşı olmayan o çocuklar  çocuklar Aslı ile ilgili özel bilgileri öğrendiği için bunu Aslı’ya karşı kötü niyetle kullanabilirler ve Aslı’ya ve ailesine kötülük edebilirler. Onlar da Aslı ile ilgili bu özel bilgileri başkalarına anlatabilirler. Bundan dolayı  olur olmaz her yerde ailemiz ile ilgili, kendimizi ile ilgili özel bilgilerimizi  sesli bir şekilde anlatmamalıyız.


 Hiç tanımadığımız insanlar bizi dinleyebilir ve başımıza büyük sıkıntılar  gelebilir. Akıllı olmalıyız ve her şeyimizi herkesin içinde anlatmamaya özen göstermeliyiz. İşte bunun için Aslı dikkatli olmalı, herkes güvenmemeli ve tanımadığı yabancı çocukların duyacağı şekilde her şeyini anlatmamalıdır.

Okuduğumuzu Anlamada Noktalama İşaretlerinin Katkısı Var Mıdır Neden?

 

Okuduğumuzu Anlamada Noktalama İşaretlerinin Katkısı Var Mıdır Neden?


Duygu ve düşünceleri daha açık ifade etmek, cümlenin yapısını ve duraklama noktalarını belirlemek, okumayı ve anlamayı kolaylaştırmak, sözün vurgu ve ton gibi özelliklerini belirtmek üzere noktalama işaretleri kullanılır. Nasıl ki çorbaya ya da pilava gereken malzemeleri katmadığımız zaman o çorba ya da pilav lezzetsiz olursa bir cümlede de noktalama işaretlerini kullanmamak o cümlenin anlaşılmamasına, yanlış anlaşılmasına neden olur. 


Bunun için okuduğumuzu anlamada noktalamada işaretlerinin katkısı vardır ve noktalama işaretleri kullanılmadığı zaman her şey birbirine girer ve karmakarışık olur. Noktalama işaretlerini kullanarak yazıyı canlı, anlamı aydınlık duruma getirebiliriz. İşaretler, yazının anlamına açıklık kazandırır, anlam karışıklığını önler, okuyuşa gerekli ahengi vermemize yardım eder. Noktalama işaretleri olmadığı zaman, noktalama işaretleri yerinde kullanılmadığı zaman kendimizi ifade etmede sıkıntılar yaşayabiliriz. Daha bir iletişim kurabilmek için, cümleleri doğru ve yerinde kullanmak için noktalama işaretlerini kullanmalıyız ve karmaşıklığı ortadan kaldırmalıyız.  Unutulmamalıdır ki dilin doğru anlaşılması ve etkili iletişim kurulması için sadece kelimelerin değil, aynı zamanda noktalama işaretlerinin de doğru kullanılması gerekmektedir. 


Noktalama işaretleri, bir cümlenin anlamını belirleyen, vurgulayan ve düzenleyen önemli araçlardır. Okuduğumuzu daha iyi anlamak, kendimizi daha iyi ifade edebilmek için noktalama işaretlerini yerinde ve doğru bir şekilde kullanmak gerekir.

Arkadaşlarınızla Oynadığınız Sokak Oyunlarından Hiç Unutamadığınız Bir Tanesini Seçip Anlatınız

 

Arkadaşlarınızla Oynadığınız Sokak Oyunlarından Hiç Unutamadığınız Bir Tanesini Seçip Anlatınız


Arkadaşlarımla oyun oynamak ve yüz yüze gelmek benim için çok güzel oluyor. Çünkü sokak oyunlarında özgürlük var, heyecan var, gerçeklik ve öğrenme var. Arkadaşlarımla oynadığım sokak oyunlarından bir anım şu şekildeydi. Bir gün Harun, Hamza, Kemal, Eymen ve Berat ile saklambaç oynuyorduk. Oyun çok zevkli başlamıştı.

 Kemal ebe olmuştu ve birden elliye kadar saymaya başlamıştı. Herkes kendine gizli bir yer arıyordu. Benim de aklıma komşumuz Yeter Teyzemin kümesi geldi. Koşarak gizlice kümese girdim ve Kemal'in beni bulmasını beklemeye başladım. Herkes ortaya çıkmıştı ama beni bir türlü bulamıyorlardı. Çok mutlu olmuştum ama ta ki Horozun beni kovalamasına kadar… Bir anda kümeste arkamdan beni kovalamaya başlayan horoz çok korkuttu. Bana saldırıyor ve ben de korkudan bağırmaya başlamıştım ki Kemal: “Gördüm Mustafa seni söbe” diye bağırdı. 


Ben korkudan kaçmaya devam ederken arkadaşlarım da horozu benden uzaklaştırmaya çalışıyordu. O günüm hem heyecan dolu, hem korku dolu geçmişti ama çok zevkli ve mutlu bir gündü benim için. O günden sonra bir daha kümese girmedim ve bu bana güzel bir der oldu ama sokak oyunlarımıza zevkle devam ettik.

Arkadaşlarınızla Sokak Oyunları Oynarken Neler Hissettiğinizi Bu Oyunları Neden Sevdiğinizi Düşünüp Defterinize Küçük Notlar Alınız.

 

Arkadaşlarınızla Sokak Oyunları Oynarken Neler Hissettiğinizi, Bu Oyunları Neden Sevdiğinizi Düşünüp Defterinize Küçük Notlar Alınız.


Sokak oyunları benim için özgürlük demek, mutluluk demek, yüz yüze iletişim halinde olmak demek, sevincimizi paylaşmak,  üzüntümüzü paylaşmak, empati kurabilmek, takım olabilmek ve yeni bir şeyler öğrenmek ve gerçek yaşama daha iyi hazırlanmak demektir. Arkadaşlarımla sokak oyunları oynarken çok ama çok mutlu oluyorum. Heyecanlı oluyorum, içim kıpır kıpır oluyor. Arkadaşlarımla konuşmak, onlara duygu ve düşüncelerimi ifade edebilmek, oyun kurallarını birlikte belirlemek ve kurallara uymadığımız zaman ne gibi yaptırımlarla karşı karşıya kalmak beni mutlu ediyor. Çünkü insan insana bir iletişim kuruluyor sokak oyunlarında. Karşınızdaki kişi ya  da kişiler hayali karakter değil. Canlı insan var karşında.


 Duyguları olan, düşünceleri olan, mimikleri olan, kimi zaman ağlayan, kimi zaman gülen ve kimi zaman da öfkelen ve daha sonra geri sarılmaların, barışmaların olduğu canlı duygular yaşanıyor sokak oyunlarında. Sokak oyunlarını çok seviyorum. Çünkü bunlar gerçek oyunlardır. Bu oyunlar sonunda rahatlama var, stres atma var. gerçek anlamda beden yorgunluğu var ama zihin yorgunluğu yok. Yani gece yatağa yorgun gidiyordun, başın ağrımıyor ve yatar yatmaz da uyuyorsun. Bu da kişiyi daha mutlu ediyor ve ertesi sabaha daha zinde kalkıyorsun. Sokak oyunlarında yaratıcılık var, üreticilik var. Hayata hazırlık var. Kimi zaman hırs, kimi zaman öfke var ama bunlar da olması gereken normal şeylerdir zaten. 


Sokak oyunları yaşamın kendisi, tadı, güzel anıların biriktiği muhteşem oyunlardır. Takım ruhu halinde bir iş yapma, ortak duyguları paylaşma, birlikte olma, paylaşma ve dayanışma vardır vardır sokak oyunlarında. Bunun için yaşasın sokak oyunları ve yaşasın çocukluğumuz ve mutluluğumuz diyorum.

Dijital Oyunlara Mı Sokak Oyunlarına Mı Daha Fazla Vakit Ayırıyorsunuz? Neden?

 

Dijital Oyunlara Mı Sokak Oyunlarına Mı Daha Fazla  Vakit Ayırıyorsunuz? Neden?


Oyun oynamak çocukların en büyük zevklerinden ve mutluluklarından biridir. Çünkü çocuklar oyunlar sayesinde gelişir, büyür, öğrenir. Oyunlar çocuğu gerçek yaşama hazırlar. Dijital oyunlar mı sokak oyunları mı sorusuna gelecek olursak ben genel olarak sokak oyunlarına daha fazla vakit ayırıyorum. Çünkü sokakta arkadaşlarımızla oynamak, yüz yüze iletişim kurmak, kimi zaman öfkelenip arkadaşımızla aramızın bozulması kimi zaman ise sarılarak barışmak, birlikte sorumluluk almak, kimi, zaman bireysel sorumluluk almak gibi güzel duygular yaşatır sokak oyunları.


 Ailem asosyal biri olmamam için beni dijital oyunlardan uzak tutmaktadır. Önceleri günde bir saat  dijital oyunları oynuyordum fakat  zaman la bu bir saat beni tatmin etmemeye başladı. Yani artık bağımlı olmaya başlamıştım. Her geçen gün daha fazla dijital oyunları Oynamak istedim. Bu defa da ailem buna izin vermedi ve ben artık daha öfkeli biri haline ve daha bağımlı biri haline geldim. Herkese bağırıyor, çağırıyordum ve öfkeme yenik düşüyordum. Bunun sonunda da ailemle bir akşam oturup konuştuk ve dijital oyunların bende ne gibi sorunlara yol açtığı konuşuldu. Dijital oyunları ne kadar fazla oynarsan oyna sürekli fazla puan kazanmak gerekiyor ve bunun da sonu gelmiyor. Çünkü beni esiri etmişti  bu oyunlar ve ben de bundan kurtuldum ve bir daha dijital oyunları oynamadım. Sokak oyunlarına başladım arkadaşlarımla. Açık havada oyunlar oynamak, arkadaşlarımla birlikte vakit geçirmek, birbirimize yeri geldiği zaman yardım etmek daha eğlenceli oluyor. Çünkü sokak oyunları daha gerçekçi ve bizi hayata daha güzel hazırlayan oyunlardır. 


Sokak oyunları beni daha sosyal ve daha üretken , mutlu ve verimli bir insan yaptı. Kazanmak, kaybetmek gibi duygular sokak oyunlarında daha gerçekçidir. Yorulduğumuz zaman herkes evine gidiyor ve güzelce dinlenebiliyor. Oysa dijital oyunların sonu gelmiyor ve bir de üstüne sağlık sorunları başlıyor kişide. Sokakta oynamak, doğanın içinde olmak, temiz hava almak insana daha iyi geliyor. Bunun için sokak oyunları benim en büyük zevkimdir ve sokak oyunlarına daha fazla vakit ayırıyorum.