Yurdumuzun Hangi İli Ya Da İllerini Görmek İsterdiniz? Niçin?

 

Yurdumuzun Hangi İli  Ya Da İllerini Görmek İsterdiniz? Niçin?


Yurdumun her bir ilinin kendine göre doğal güzellikleri ve tarihi yapıları vardır. Çünkü her ilimizin bir geçmişi, kültürü, gelenek ve görenekleri vardır. Ben en çok Çanakkale ve İstanbul'u görmek isterdim. Çanakkale’yi görmek isterdim çünkü Çanakkale Cephesi’nde askerlerimizin nerelerde savaştığını bizzat gidip görmek ve o anı orada canlandırmak isterdim. Tabi ki duygulanmamak elde olmazdı ama kahraman  askerlerimiz ile gurur duyardım. 


Çanakkale'nin tarihi yerlerini doyasıya gezerdim. Gitmek istediğim bir diğer il ise İstanbul’dur. İstanbul'a hiç gitmediğim için oraya gitmek isterdim ve gerçekten övdükleri kadar güzel bir şehir mi diye tarihi ve doğal güzelliklerini gezerdim. Topkapı Sarayı'nı, Ayasofya Camii'ni, denizini, Kız Kulesi'ni görmek isterdim. Mesela Eminönü'nde balık ekmek yemek, denizi akşama kadar doyasıya seyretmek isterdim. Martılara simit atmak isterdim. Gezmek istediğim bir başka il ise Hatay’dır. Çok zengin bir kültürel geçmişe sahip olan Hatay’ın Antakya ilçesinde konumlanan Antakya Arkeoloji Müzesi'ni gezmek isterdim. Yöresel ürünlerinden tadardım ve mutlaka Hatay künefesi yerdim. Kayseri Yahyalı’daki Kapuzbaşı Şelalelerine gitmek isterdim. Çünkü o şelale muhteşem bir güzelliğe sahiptir. Dağların içinden gelen suların berraklığı ve hızlı bir şekilde akması görsel bir şov oluşturmaktadır. 


Ege Kıyıları, Akdeniz kıyıları, Gaziantep, Diyarbakır ve Şanlıurfa da gezmek istediğim şehirlerindendir. Ayıca Karadeniz Bölgesi’ni de gezmek, dağların tepesine yapılan evleri gezmek ve görmek isterdim. Kısacası ülkemin tüm illerini gezmek ve oraların tarihini en ince ayrıntısına kadar öğrenmek isterdim.

Mevla’nın Bir Sözünden Yola Çıkarak Hikaye Yazınız

 

Mevla’nın Bir Sözünden Yola Çıkarak Hikaye Yazınız


“Ne kаdаr zengin olsаn, аncаk yiyebileceğin kаdаr yersin. Denize testiyi dаldırsаn, аlаbileceği kаdаr su аlır, gerisi kаlır.”  (Mevlana)


Açgözlülük

Sabah erkenden kalktım. Yaz güneşi evin içine girmiş ve tüm odaları aydınlatmaya başlamıştı. Evimiz güneye baktığı için kış mevsiminde güneşin sıcaklığı içimizi ısıtıyor, yaz mevsiminde her ne kadar sıcaktan bunalsak da aydınlık olması bizi mutlu ediyordu. Babam ve annem doktordu. Maddi durumumuz çok iyi olduğu için kimseye muhtaç değildik. Kocaman bir evimiz vardı. Hem de bahçesi vardı. Bahçesinde kiraz ağaçları, elma ağaçları, kayısı ve ceviz ağaçları vardı. 


Ayrıca kocaman bir yere de çilek ekiyorduk. Bunların tadı çok güzel oluyordu mevsimi geldiği zaman.  Bunun için çok mutlu oluyordum ve kendimi de daha güvende hissediyordum. Maddi durumumuzun çok iyi olmasına rağmen annemin gözü bir türlü doymak bilmiyordu. Kendisi de yüklü maaş aldığı halde hep bana olsun, başkalarına fazla bir şey vermeyelim düşüncesi ile hareket ediyor, bu durum da hem babamı hem de beni üzüyordu. Bana göre bu kadar bencil olması doğru değildi. Çünkü ne kadar yersek yiyelim belli bir yere kadar yiyebilirdik. Onun için bu kadar açgözlü olmamalıydı annem. Dedeme ve babaanneme bile babamın yardım etmesine razı olmuyordu. Bu durumu gören anneannem annemi yanına çekti ve ona sert bir şekilde şunları söyledi: Bu gidiş doğru gidiş değil Kübra. Sana hiç yakışmıyor. Bencilliği bırak ve paylaşmaya başla. Kendini geliştir, değiştir. Para amacın olmuş, oysa o sadece bir araçtır dedi. Ayrıca eşinin de babası ve annesi onu ne zor durumlarda büyüttü. Neden bu kadar düşüncesiz davranıyorsun ve hep bana diyorsun dedi. Dedem ise anneme dönüp ona Mevlana'nın şu sözünü hatırlattı: “Ne kаdаr zengin olsаn, аncаk yiyebileceğin kаdаr yersin. Denize testiyi dаldırsаn, аlаbileceği kаdаr su аlır, gerisi kаlır.”   dedi. Annem yaptığı hatayı anladı ve ağlamaya başladı. Bir daha böyle olmayacağım dedi ve o günden sonra çok değişti.


Zor durumda olanlara yardım etti, babamın annesi ve babasına asla cimri davranmadı, paylaşmayı öğrendi  ve daha iyi insan oldu. Böylece mutluluk yuvamızdan hiç eksik olmadı. Çünkü herkesin gözü toktu ve bencillik ölmüştü artık.

Cengiz Aytmatov'un Cemile Kitabı İle İlgili Test Soruları ve Cevapları

 

 Cengiz Aytmatov'un Cemile Kitabı İle İlgili Test Soruları ve Cevapları


1) Cemile’nin eşi nereye gitmiştir?

A) Eğlenmeye

B) Savaşmaya

C) Tatile

D) Tarlaya

 

2) Aşağıdakilerden hangisi Cemile'nin özelliklerinden biri değildir?

A) Çalışkandır

B) Güzeldir

C) Hareketlidir

D) Bencildir

 

3) Cemile’ye aşık olan kişinin adı nedir?

A) Danyar

B) Bar

C) Buga

D) Utar


 

4) Cemile ve Danyar’ın resmini yapan kimdir?

A) Cemile’nin arkadaşı

B) Danyar’ın ablası

C) Cemile’nin eski kayını

D) Cemile’nin teyzesi

 

5) Onbaşı olan ve kadınları işe çağıran kişinin adı nedir?

A) Orozmat

B) Aydarken

C)  Karabek

D) Bektur

 

6)  Cemile’nin babasının mesleği nedir?

A) Terzi

B) At bakıcılığı

C) Öğretmen

D) Mühendis


 

7) Aşağıdakilerden hangisi Danyar’ın özelliklerinden biri değildir?

A) İçine kapanıktır

B) Çekİngendir

C) Türküleri içli içli söyler

D) Çok fazla konuşur

 

8)  Cemile ve Danyar’ın sonu ne olmuştur?

A) Bulundukları yerden uzak yerlere kaçmışlardır.

B) Köyde kalmışlardır.

C) Birbirlerine kavuşamamışlardır.

D)Savaşta hayatlarını kaybetmişlerdir.

 

9) Cemile adlı kitabın yazarı kimdir?

A) Zülfü Livaneli

B) Cengiz Aytmatov

C) Yaşar Kemal

D) Kemal Tahir

 

10) Aşağıdakilerden hangisi kitapta geçen alıntılardan biri değildir?

A) İnsan her şeyi anlatmaz. Zaten kelimelerde her şeyi anlatmaya yetmez.

B) "Her karanlık bulutta bir beyaz nokta bulunur derler"

C) “Yalnız belli etme, acını içinde sakla!”

D) "Acını içine atma bir an önce dışarı çıkar!"

 

 Cevap:

1. b   2. d   3.a 4.c 5.a  6.b  7.d  8.a   9. b  10.d

Ayasofya’daBir Gece Kitabının Özeti

 

Ayasofya’daBir Gece Kitabının Özeti


 Ayasofya  Jüstünyen tarafından yapılmıştır ve Jüstinyen’in hazinelerinid e burada saklandığı söylentisi vardır. Şimdi kitabımızı anlatmaya başlayalım. Mihrimah, Ayasofya'da çalışırken bir sırrın tam ortasına düşüyor. Üstelik bu sırrın ortakları da var. İpek ve Mehmet, kendilerini bu gizemi çözüp parçaları tamamlamaya adıyorlar. Çünkü, bu sırrı aydınlığa kavuşturmak Ayasofya'yı korumak demektir. Mihrimah ve Mehmet Sanat Tarihçisi olan iki arkadaştırlar. Ayasofya’da görevli olarak çalışan bu iki genç hem çalışkan, hem sorumluluk sahibi hem de  tarihe meraklı olan kimselerdir. Ayasofya’da hem araştırmalar yapan, hem de çalışan bu gençlerden Mihrimah bir harita görüyor ve bu harita çok eski bu harita ve üzerinde yabancı yazılar yazıyor ve  Mihrimah orada yazan dili anlamadığı için ne yazıldığını anlamıyor. Bunun için ev arkadaşı olan aynı zamanda en yakın arkadaşı olan İpek’e haritayı götürüyor. Mehmet, Mihrimah ve İpek evde akşamüzeri toplantı yapıyorlar ve haritanın üzerinde yazılanlar Antik Yunanca olduğu için, Antik Yunancayı da İpek bildiği için işler yoluna girmeye başlıyor. Haritada “ Hazine”  yazıyor ve gençler buna çok seviniyor ve hemen bu işin peşine düşüyorlar. Çünkü bu haritayı kimsenin görmemesi gerekiyor. Çünkü hazineyi bulup yağmalayabililrler ve Ayasofya’nın ruhuna zarar verebilirler diye düşünüyor gençler.

 

 Başlarda Mihrimah çok korksa da , başımıza büyük iş alırız dese de Mehmet daha cevval oluyor ve işin üzerine gidiyor ama Mihrimah da korkuyu bir kenara bırakıp büyük işler başarıyor. İşin peşine düşmek ve haritanın parçalarını bulmak için herkes yardımlaşma ve dayanışma içinde hareket ediyor. İpek Diyarbakır’a gidiyor. Mehmet ve Mihrimah ,ise İtalya’ya gidiyor, Venedik’e gidiyor ve çalışmalarına devam ediyor. İpek Diyarbakır’da bir aileye misafir oluyor ve daha sonra Van’da bulunan Akdamar Kilisesi’ne gidiyor ve orada haritanın bir parçasını buluyor. Mihrimah ise San Vitale’de bir kağıt buluyor ve işler yavaş yavaş çözülmeye başlıyor. İpek’ê yardım eden bir kaptan da vardır ve bu kaptan da sanat tarihine çok meraklı olduğu için bu olayların peşine düşüyor ve gençleri gizliden takip etmeye başlıyor. Daha sonra Mihrimah ve Mehmet son şövalye kadın olan Leone Belvasti’yi ziyaret ediyor ve bildiklerini söylemesini rica ediyorlar. Kadın başta gençlere hayır dese de daha sonra bildiklerini açıklıyor. Belvasti denen kadın hazinenin yağmalanmasından korktuğu için başlarda sırrı vermiyor ama daha sonra Mihrimah ve Mehmet’in samimiyetine inanıyor. 


Daha sonra üç arkadaş ta İstanbul’a geri geliyor ve Ayasofya’da bir gece geçiriyorlar. Çinileri söküyolar ve aşağı kata iniyorlar. Girdikleri yer de Ayasofya’nın tam ortasıdır. Orada Meryem Ananın hırkasını buluyorlar ve sırrın bu hırka olduğunu anlıyorlar ve o sırada büyük bir gürültü oluyor ve deprem olduğunu zannediyorlar. Gençler gizli olarak gece yarısı burada olduğu için başlarına büyük belalar açabilirlerdi, meslekten men edilebilirlerdi rama yine de meraklarının peşinden gidiyorlar. Çalışma sırasında Kerem de onları izlediği için adamları ile gençlerin yanına geliyor ama onlara kötü davranmıyor. Hep birlikte araştırmalara devam ediyorlar ve bu sırrı kimseye söylemeyeceklerine söz veriyorlar. Böylece sır da çözülmüş oluyor ve bunu kimseye demiyorlar ve Ayasofya’nın manevi bütünlüğü de korunmuş oluyor.

Ayasofya’da Bir Gece Kitabı İle İlgili Test Soruları ve Cevapları

 

Ayasofya’da Bir Gece Kitabı İle İlgili Test Soruları ve Cevapları

 

1) Ayasofya’da görevli olan Mehmet ve Mihrimah’ın mesleği nedir?

A) Öğretmen

B) Güvenlik görevlisi

C) Sanat Tarihçisi

D) Biyokimyacı

 

2) Aşağıdakilerden hangisi kitaptaki kahramanların özelliklerinden biri değildir?

A) Meraklı

B) Sorumluluk sahibi

C) Çalışkan

D) Umursamaz

 

3)  Ayasofya’nın kedisinin adı nedir?

A) Gli

B) Bella

C) Lily

D) Artemis

 

4) 2. Selim Türbesi kim tarafından yaptırılmıştır?

A) Dalgıç Ahmet Paşa

B) Mimar Sinan

C) Krikor Balyan

D)  Mimar Kasım Ağa

 

5)  Mehmet ve Mihrimah Ayasofya'nın 2. Selim Türbesi’nde ne bulmuştur?

A) Altın para

B) Gümüş zincir

C) Altın saat

D) Harita

 

6) Mehmet’in iyi akşamlar dediği güvenlik görevlisinin adı nedir?

A) Kasım

B) Mustafa

C) Cihat

D) Erdem

 

7)  Antik Yunancayı  çok iyi bilen kişi kimdir?

A) İpek

B) Kerem

C) Mustafa

D) Mihrimah

 

8) Ayasofya kaç yaşındadır?

A) 1300

B) 1100

C) 1500

D) 4500


 

9) Araştırmaları devam ettirmek için Diyarbakır’da çalışmalarına devam eden kişi kimdir?

A) Mehmet

B) Mustafa

C) Mihrimah

D) İpek

 

10)  Mehmet ve Mihrimah hangi ülkeye gitmiştir?

A) Amerika Birleşik Devletleri

B) Cezayir

C) İspanya

D) İtalya

 

11) Gençlerin bulduğu haritanın üzerinde ne yazıyordu?

A) Katil

B) Gizemli

C) Hazine

D) Milli şuur

 

12)  Ayasofya’yı kim yaptırmıştır?

A) 2. Mehmet

B) Kanuni Sultan Süleyman

C) Jüstinyen

D) Atilla

 

13) El Muktedir Billah kimdir?

A) Emevi hükümdarı

B) Abbasi hükümdarı

C) Anadolu Selçuklu hükümdarı

D) Büyük Selçuklu hükümdarı

 

14) Ravenna Müzesi nerededir?

A) Türkiye

B) İtalya

C) Avusturya

D) İngiltere

 

15) Trivio ne anlama gelir?

A) Üç sokağın kesişimi

B) Kasabaların yönü

C) Şehirlerin ayrılması

D) Ülkelerin durumu

 

16) Ayasofya’da Bir Gece kitabına göre dünyanın en romantik şehirlerden birisi de neresiymiş?

A) Berlin

B) Pekin

C) Venedik

D) Ankara

 

17) Mihrimah ve Mehmet’in ziyaret ettiği son Şövalye olan kadının adı nedir?

A) Karyalı

B) Nakano

C) Artemisia

D) Leone Belvasti


 

18) Kadın Şövalye,  Mehmet ve Mihrimah’a neden aradıkları şeyi asla vermeyeceğini söylemiştir?

A) Kendi kuzenini daha güvenilir bulduğu için

B) Hazinenin bulunup yağmalanmaması için

C) Hazineye kendi sahip olmak istediği için

D) Çünkü yerini bilmediği için

 

19) Mehmet, Mihrimah ve İpek Ayasofya’da bir gece geçirirken ve çalışmalarına hızla devam ederken onları basan  ve daha sonra onlarla birlikte ekibe katılan ve onları şikayet etmeyen kişi kimdir?

A) Diyarbakır’daki yaşlı teyze

B) Diyarbakır’daki yaşlı amca

C) Ayasofya güvenlik görevlisi

D) Kerem


 

20)  Arkadaşlar Ayasofya’da neyi bulmuşlardır?

A) Altın bir kapıyı

B) Meryem Ana hırkasını

C) Karun’un hazinesini

D) Osmanlı’dan kalma tarihi kitapları

 

 

21) San Vitale’deki kağıdı bulan, Şövalye olan kadının kilise arşivine giren kişi kimdir?

A) Mihrimah

B) İpek

C) Mustafa

C) Mehmet

 

22)Akdamar Kilisesi’ne giden kişi kimdir?

A) Mihrimah

B) Mustafa

C) İpek

D) Mehmet

 

23) Ayasofya'da Bir Gece Kitabı ile ilgili aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?

A) Gençler Ayasofya’nın manevi ruhuna zarar vermemek için yaşadıkları olayları kimseye anlatmamaya karar vermişlerdir.

B) Ayasofya geçmiş yıllarda da  hükümdarlar, mimarlar tarafından korunmaya devam etmiş ve oranın manevi güzelliği bozulmamıştır.

C) Gençler  hazineyi bulup başka ülkeye kaçmış, orada zengin bir hayat sürmüşlerdir.

D) Son Şövalye olan kadın gençlere istediği bilgileri vermiş ve onlara en sonunda güvenmiştir.

 

24) Ekip ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Sabırlı olmuşlar ve meraklarının peşinden gitmişlerdir.

B) Kimi zaman korkmuşlar, kimi zaman da korkusuzca işlerine devam etmişlerdir ve yılmamışlardır.

C) Polisler tarafından yakalanıp 50 yıl hapis cezasına çarptırılmışlardır.

D) İşbirliği ve dayanışma ile çalışmalarına büyük bir heyecanla devam etmişlerdir.

 

25) Ayasofya'da Bir Gece kitabı aşağıdaki yazarlardan hangisine aittir?

A) Muzaffer İzgü

B) Rana Demiriz

C) Sara Şahinkanat

D) Behiç Ak

 

 

 

Cevaplar:

1. c   2.d   3.a  4.b  5.d   6.b   7.a   8.c   9.d   10.d   11. c  12.c   13. b  14.b   15.a   16.c   17.d   18.b  19.d   20.b   21.a   22.c  23.c   24.c  25.b

Şimdiki Çocuklar Harika Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

 Şimdiki Çocuklar Harika Kitabında Geçen Özlü Sözler


Bu romanda, çocuklar ana babalarını, öğretmenlerini ve büyüklerini eleştiriyor. Bu roman, çocuk eğitiminde gerekli sanılan, günümüzde geçerli birtakım değer yargılarının yanlışlığını anlatıyor. Bu roman, çocukların büyüklerine karşı haklarını ve kendilerini savunmalarıdır.


Kitapta geçen özlü sözler:

"Çocuklara daha iyi bir dünya bırakmak yerine, dünyaya daha iyi çocuklar bıraksanız, sorun kendiliğinden çözülecek aslında."

“Fakat bir çocuğun annesini sevmesi, hiçbir zaman onu bütün vasıflarıyla beğendiği anlamına gelmez.”

“Yaşlarınız küçük diye hiçbir gerçeğin sizlerden saklı kalmasından yana değilim. Çocukların anlayamayacakları sorun yoktur. Olsa olsa, dinleyenlerin yaşlarına göre, konuların anlatılış biçimi değişebilir.”


 “Her çocukta bir kabiliyet vardır ama bu ruhunda gizli bir tohumdur. Bu tohumu keşfedip filizlendirmeli, çocuğun kabiliyetini ortaya çıkarmalı.”

“Kazanmamak kaybetmek demek değildir.”

“Oğlum, her şeyi yap, yalnız yalan söyleme! Çünkü, dünyada en çok doğuran şey yalandır. İnsan bir küçücük yalan söyledi mi, o yalanını gizlemek için biraz daha büyük yalan söylemek zorunda kalır.”

“Ben anladım bu vicdan azabı denilen şeyi. Hiç kimse kendininkini hatırlamıyor. Herkes başkalarının çekmesi gereken vicdan azabını biliyor.”

“Mizah, dünyamızı gülünç olmaktan kurtarır.”

“Ben terbiyeyi, terbiyesizlerden öğrendim.”

“Oğlum, her şeyi yap, yalnız yalan söyleme! Çünkü dünyada en çok doğuran şey yalandır. İnsan bir küçücük yalan söyledi mi, o yalanını gizlemek için biraz daha büyük yalan söylemek zorunda kalır. Sonra o yalanı ortaya çıkmasın diye daha büyük yalan söyler. Her yalan, daha çok, daha büyük yalan doğurur. Onun için yalan söyleme!”

“İster kadın ister erkek olalım kendi kendimizden memnunsak şanslıyız demektir.”


“Sence de fedakarlıkla gösteriş başka şeyler değil mi?”

“Onun bir çocuk olarak eğlenmek hakkına sahip olduğunu unutmadan, aşırı ciddiyetinizle küçücük yaşlarda yaşama zevkini kaybetmesine sebep olmayınız.”

“İnsan ancak kadın ve erkek olarak bütünlenir.”

“Kendi kendimizden memnunsak, şanslıyız demektir.”

“Büyümüş insanlarla kendi çocuklukları arasında, belki bin, belki iki bin yıllık bir zaman vardır. Onun için biz büyümüşler, kendi çocukluğumuzu unuturuz.”

“Yalnız kendi öz çocuklarımı değil, yalnız Türk çocuklarını değil, Amerikan, Rus, Alman, Ermeni, Çin, Çingene bütün çocukları seviyorum.”

“Bir davranış fedakârlık olsun, bunu herkes bilsin, duysun diye yapıldı mı, o davranış fedakârlık olmaktan çıkıyor."

"Yani, dedim, çocuk çocuk olursa normaldir, büyük olursa değil.”

“Çocuk ne yapsa harika oluyor. Konuşsa harika... Çocuk bu, konuşur elbet, havlayacak değil ya...”

Bıçağı Kestiren Kendi Suyu İnsanı Sevdiren Kendi Huyu

 

Bıçağı Kestiren Kendi Suyu, İnsanı Sevdiren Kendi Huyu


İyi su verilmiş çelikten yapılan, ustalıkla bilenen bıçak dayanıklı ve keskin olur, bu da onun değerini artırır. İnsanı değerli, sevimli kılan da huy güzelliğidir. Geçimsiz , huysuz kimseler toplum tarafından sevilmez. Bunun için atalarımız bıçağı kestiren kendi suyu, insanı sevdiren kendi huyu sözünü söylemişlerdir.


 İnsan nezaket sahibi olursa, anlayışlı olursa, toplum içinde hal ve hareketlerine dikkat ederse sevilir, sayılır. Oysa ağzından çıkan söze dikkat etmeyen, kaba saba insanlar itici bulunur ve kimse böyle kişilerle iletişim içinde olmak, arkadaş ya da dost olmak istemez. Onun için önce güzel bir ahlaka, güzel bir huya sahip olmak gerekir. Güzel huylu insanlar tebessüm eden, içten olan, samimi olan kimselerdir. Böyle insanlar toplum tarafından çok sevilir ve böyle insanlar aranan, sorulan,  zor zamanlarında yardımına koşulan insanlar olur. Bundan dolayı her zaman güzel bir huya sahip olmalıyız. 


Duruşumuz ile, konuşmamız ile insanları olumlu yönde  etkilemeliyiz ve insanlar üzerinde  parlak bir etki bırakmalıyız. Bunu yaptığımız zaman hem kendimiz mutlu oluruz, hem kimseyi kırmamış oluruz hem de insanlara moral vermiş oluruz.

10 Atasözü ve Anlamları

 

10 Atasözü ve Anlamları


Her adamın ipiyle kuyuya inilmez: Hayatta herkese güvenilmemelidir.

Giden kağnının gölgesinde oturulmaz: Başkasına ait olan araç veya malzemeden istediğin zaman istifade edemezsin.

Eşeğine gücü yetmeyen semerini döver: Çalışanlarınsa söz geçiremeyen yönetici işini kendisi yapar.


Biz kırk kişiyiz, birbirimizi biliriz: Birbirimizi çok yakından tanıyoruz. Kimin hangi özelliklere sahip olduğunu çok iyi biliriz.

Bir varmış bir yokmuş: Şimdi var olanın az sonra da var olacağının garantisi yoktur.,

Birden çıkan bine yayılır: Bir kişi sırrını bir başkası ile paylaşırsa o kişi de  en yakındakilere söyler ve zamanla sır, sır olmaktan çıkar, konu herkesin diline düşer.

Az ateş çok odunu yakar: İyi insanların çoğunlukta olduğu bir ortamda az sayıda da olsa birkaç kötü insan hepsinin başına dert açabilir.

 Abacı kebeci sen neci?:  Kişi kendisini ilgilendirmeyen bir işe karışmamalıdır.


 Adam ikrarından, hayvan yularından çekilir:  Yularından tutulan hayvan başka yöne sapamadığı gibi insan da söylediği sözün dışına çıkamaz.

Başı var aklı yok, dili var kabı yok: Öyle insanlar vardır ki zekaları düşük olduğundan neyi nerede söyleyeceklerini tam olarak bilmezler.

Küçük Kara Balık Kitabında Geçen Alıntılar

 

Küçük Kara Balık Kitabında Geçen Alıntılar


“Küçük Kara Balık” nehirde yaşayan küçük bir balığın merak duygusu ve öğrenme isteğiyle evden ayrılmasını anlatmaktadır. Küçük Kara Balık, içinde yaşadığı sosyal çevreden, evden ayrılma isteği nedeniyle diğer balıklardan büyük bir tepki görür. Yaşlı balıklar Küçük Kara Balık'ın düşüncesinin yersiz olduğunu savunurlar. Küçük Kara Balık özgürlüğün simgesidir.

“Sizin gibi yaşlanmış ve cahil kalmış olmaktansa, dünyayı keşfedip bilgin balık olmak istiyorum.”

“Biz özgürlüğümüzü istiyoruz.”

“Ömür dediğimiz minicik bir yerde aşağı yukarı yüzmekten mi ibaret sahiden?”


“Yüz yıl yaşasan bile yine de cahil ve umutsuz biri olarak kalacaksın.”

“Dostça yaşamak varken, insanlar niçin kötülük yapıyordu.”

“Bir gün nasıl olsa öleceğim. Ölmek önemli değil, önemli olan, yaşamımla da, ölümümle de başkaları üzerinde etkili olabilmektir.”

“Dünya çok büyük. Her tarafı dolaşamazsın. Olsun; gidebildiğim kadar gideceğim.”

“Ben bilmek istiyorum, hayat gerçekten bir avuç yerde durmadan dönüp durmak, sonra da yaşlanıp ölüp gitmek mi yoksa bu dünyada başka türlü yaşamak da mümkün mü?”

“Görgüsüz olmasaydınız, herkesin kendine özgü beğenilen bir yanı olduğunu bilirdiniz.”

“Siz çok düşünüyorsunuz. Hep düşünmek, hep düşünmek gerekmez. Yola çıkınca korkunuz mutlaka geçer.”

“Ömür dediğimiz minicik bir yerde aşağı yukarı yüzmekten mi ibaret sahiden?”


“Her an ölümle yüz yüze kalabilirim. Ama yaşayabildiğim sürece ölümü karşılamaya gitmem gerekmez. Bir gün ister istemez ölümle karşılaşacağım; bu önemli değil. Önemli olan benim yaşamamın veya ölümümün başkalarının yaşamını nasıl etkileyeceği....”

"Ben sizin bu kadar kendini beğenmiş olduğunuzu düşünmezdim doğrusu. Ama olsun, yine de sizi bağışlıyorum çünkü bu sözlerin hepsi cahillikten, bilmezliktendir."

Küçük Kara Balık Kitabı İle İlgili Test Soruları ve Cevapları

 

Küçük Kara Balık Kitabı İle İlgili Test Soruları ve Cevapları


1) Küçük Kara Balık neyin özlemi ile yaşarmış?

A) Yem bulmanın özlemi

B) Aile özlemi ile

C) Arkadaş özlemi ile

D) Ay ışığını evlerinde görmenin özlemi

 

2) Küçük Kara Balığın annesi kaç bin yumurta bırakmış?

A) On bin

B) Bin

C) Beş bin

D) Yirmi iki bin

 

3)  Küçük Balık devamlı ne diyormuş?

 

A) Yemek yemek istiyorum.

B) Koca adam olacağım.

C) Dünya’da neler olup bittiğini görmek istiyorum.

D) Yaşamak çok sıkıcı yaşamayı sevmiyorum.

 

4)  Küçük Kara Balığın arkadaşı kimdir?

A) Salyangoz

B) Köpek balığı

C) Yunus balığı

D) Palamut

 

5)  “Eğer cahil olmasaydınız, dünyada dış görünüşünden memnun olan başkalarının da olduğunu bilirdiniz. Kendinize ait bir adınız bile yok.” sözünü kurbağalara kim söylemiştir?

A) Salyangoz

B) Küçük Kara Balığın annesi

C) Küçük Kara Balık

D) Timsah

 

6)  Küçük Kara Balık yolculuk sırasında hangi hayvana görmemiştir?

A) Kurbağa

B) Yengeç

C) Koyun

D) Tavus kuşu

 

7) Kertenkele, Küçük Kara Balığa ne vermiştir?

A) Yumurta

B) Yem

C) Hançer

D) Ayna

 

8) Aşağıdakilerden hangisi Küçük Kara Balığın kendi kendine sorduğu sorulardan biri değildir?

A) Irmağın  denize döküldüğü doğru mu?

B) Balıkçıllar neden bize düşman?

C) Kılıçbalıklarının kendi türlerini öldürüp yemekten hoşlandıkları doğru mu?

D) Keşke pelikanla çabuk karşılaşsam.

 

9) Kurşun yarası olan hayvan aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kertenkele

B) Kurbağa

C) Ceylan

D) Yengeç

 

10) Ay ışığını kimden alıyormuş?

A) Yıldız

B) Meteor

C) Güneş

D) Meteorit

 

11) Küçük Kara Balık ve diğer balıkları hangi hayvan yuttu?

A) Penguen

B) Pelikan

C) Köpek balığı

D) Timsah

 

12) Küçük Kara Balık neyin simgesidir?

A) Özgürlük

B) Esaret

C) Bencillik

D) Kibir

 

Cevaplar:

1. d  2. a   3.c   4.a   5.c   6.d  7.c   8. d  9.c  10.c   11.b   12.a