Dilimizde Sevgi Mesajı Veren Atasözlerini TDK Güncel Türkçe Sözlük'ten Araştırınız

 

Dilimizde Sevgi  Mesajı Veren Atasözlerini TDK Güncel Türkçe Sözlük'ten Araştırınız

 

 *Sevgi insanları  bir arada tutan önemli bir değerdir. Sevgi sayesinde insanlar bir araya gelir. Sevginin gücü çoğu şeye yeter. Sevgi nefretin doğmasını engeller ve insanlar sevgi sayesinde birbirlerine karşı daha sıcakkanlı ve daha içten olurlar. Bunun için dilimiz sevgi dili olmalı, gücümüz de sevginin gücü olmalıdır.


*Deniz dalgasız, gönül sevdasız olmaz.

*Gönül alma bir elma.

* Gülü seven, dikenine katlanır.

“Gönülden gönüle bir yol vardır.

* Kasap sevdiği postu yerden yere vurur.

*Kalp kalbe karşıdır.

* Gönül kimi severse güzel odur.


* Bıçağı kestiren kendi suyu, insanı sevdiren kendi huyu.

*Gönülsüz yenen aş, ya karın ağrıtır, ya baş.

*Kaymağı seven mandayı yanında taşır.

*Gönüller bir olunca samanlık seyran olur.

*Gönül ferman dinlemez.

*Yiğidi gül ağlatır gam öldürür.

 

Not: Sevgi ile ilgili şu sözleri de unutmamak gerekir:

“Kızgınlık, kırgınlık ya da acıya tutunmayın. Enerjinizi çalarlar ve sizi sevmekten alıkoyarlar.” Leo Buscaglia.

“Her şeyi o kadar kalbinizle ve sevgiyle yapın ki, hiçbir zaman başka bir şekilde yapmayı istemeyin.”
Yogi Desai.

Niyeti Kötü Olanın Attığı Ok Kendine Döner Atasözü İle İlgili Kompozisyon

 

Niyeti Kötü Olanın Attığı Ok Kendine Döner Atasözü İle İlgili Kompozisyon


Niyeti kötü olan insanlar başkalarına kendi çamurlarını bulaştırmak isteyen hastalıklı kimselerdir. Bu tip kimselerden her türlü kötülük beklenir ve bu tip insanlara da dikkat etmek gerekir. Niyeti kötü olanın attığı ok kendine döner der Hz Ali. Çünkü hiç kimsenin yaptığı kötülük yanına kâr kalmaz. Günü gelince yaptıklarının cezasını çeker ve yaptığı kötülükler kendine geri döner. Bunun için de ne yapıyorsak kendimiz için yapıyoruz aslında.


 Bir kişi için kötü düşünüyorsak, o kişinin mutlu olmamasını istiyorsak, o kişiye kötülükler ediyorsak bir bize de aynı kötülükleri yapan olacaktır. İşte bunların olmaması için niyetimizi temiz tutmalıyız ve art niyetli olmamalıyız. Bir insan pak bir kalbe sahipse ve kimseye karşı kötülük beslemiyorsa o insanı da iyilikler, güzellikler karşılayacaktır ve yaptığı iyiliklerin ödülünü elbet bir gün olacaktır. Çünkü niyeti iyi olduğu için niyetine göre de güzellikler yaşanacaktır hayatında. Bundan dolayı hayatımızda her zaman iyilikten, dürüstlükten yana olmalıyız. Dilimiz ile kalbimiz bir olmalıdır. 


Bir insanın yüzüne gülerken arkadan işler çevirmemeliyiz. Kalbimizi kirletmemeliyiz ve insanlara kötülük etmemeliyiz. Elimizden geldiği kadar saf ve asil insan olarak kalmalıyız. Böyle olursak her şey daha güzel olur ve kötü niyetli olan da belasını bulur.

Uçurtma İle İlgili Bildiklerinizi Anı, Gözlem ve Deneyimlerinizden Hareketle Arkadaşınızla Paylaşınız.

 

 

 

Uçurtma İle İlgili Bildiklerinizi Anı, Gözlem ve Deneyimlerinizden Hareketle Arkadaşınızla Paylaşınız.

 

Uçurtmayı uçacak hale getirmek özellikle de insanın babası ya da annesi ile uçurtma uçurmak çok keyiflidir. Çünkü ailenle uçurtma uçurmak, arkadaşlarınla uçan uçurtmayı seyretmek insana çok farklı duygular hissettiriyor. Çok eğleniyorum uçurmayı izlerken. Heyecanlı oluyorum ve ben de o uçurtma gibi gökyüzünde uçmak istiyorum. 


Uçurtma, hafif malzemeden yapılmış yüzeylerin, rüzgâra direnç oluşturan yükselme yönünde oluşturduğu kuvvet ile bağlı bulunduğu ipin oluşturduğu kuvvet arasındaki etkileşim sonucunda gökyüzünde asılı kalabilen nesnelere verilen genel isimdir. Uçurtma fırtınalı havalarda uçurtulursa elektrik akımı nedeniyle oluşacak şelalede insan yaşamını kaybedebilir. İlk defa Çin de bulunmuştur. Avrupa’ya gelişi ise 12 yıl  Çin’de  yaşamış olan  Marco Polo tarafından gerçekleştirilmiştir. Geçen yıl ailemle pikniğe gitmiş. Orada top oynamıştık, saklambaç yapmıştık ve bir de uçurtma uçurmuştuk. Babamla yaptığımız uçurtmanın gökyüzüne doğru havalanması yükseldikçe yükselmesi beni çok mutlu etmişti.


 Onu uçurmak harika bir duyguydu. Hem uçurmak hem de  koşmak gerekiyordu ve ben de  öyle yaptım. En sonunda uçurtmam elimden kaydı ve gökyüzüne hızla uçtu. Her ne kadar bira üzülsem de onun gökyüzüne doğru uçtuğunu görmek beni yine de mutlu etmişti. Harika bir gün geçirmiştik. Babam daha sonra bana yeni uçurtma aldı ve üzüntüm de böylece geçip gitti.

Kurtuluş Savaşı’nın Kazanılmasında Toplumsal Dayanışmanın Önemi Nedir?

 

Kurtuluş Savaşı’nın Kazanılmasında Toplumsal Dayanışmanın Önemi Nedir?


Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında en büyük etmen toplumsal birlik, beraberlik ve dayanışmanın olmasıdır. Çünkü Anadolu halkı kadını ile erkeği ile, çoluğu ve çocuğu ile bir olmuş, diri olmuş ve bu milletin yenilemeyeceğini dünyadaki ülkelere göstermiştir. İman gücü, inanç ve azim ve bir de Mustafa Kemal gibi büyük bir liderin öncülüğünde vatan toprakları işgalden kurtarılmış ve halkımız bağımsızlığını kaybetmemiştir. Çünkü özgürlük ve bağımsızlık bizim karakterimizdir ve onu asla kaybedemeyiz. 


Bunun için birlik ve beraberlik içinde hareket eden halkımız Milli Mücadele yıllarında yaşadığı her türlü ekonomik zorluğa rağmen manevi gücünü asla kaybetmemiş ve iman gücü sayesinde, dayanışma gücü sayesinde Kurtuluş Savaşı kazanılmış, halk rahat bir soluk almıştır. Türk milleti cephane üretiminde, cephanelerin ordumuza ulaştırılmasında ve cephede düşman ordusuyla yapılan savaşlarda birlikte  hareket etmiştir. Eğer ki birlik ve dayanışma içinde de hareket edilmemiş olsaydı şu anki durumumuz çok daha kötü olabilirdi. Başka bir ülkenin egemenliği altında yaşayan köle toplumlardan biri biz olabilirdik. Ana dilimizi konuşamıyor olabilirdik ve kültürümüzü yaşamıyor olabilirdik. 


 İşte bunların olmaması için halkı ölümüne savaşmış, namusu için şerefi için canını bu yola feda etmiş ve Türkiye Cumhuriyeti gibi bir devlet dayanışma sayesinde bugünlere gelebilmiştir. Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararlılığı, dayanışma içinde olması kurtarmıştır.

Aşağıdaki Şiiri Okuyup Şiirle İlgili Soruları Cevaplayınız ( 6. sınıf Türkçe Kitabı)

 

Aşağıdaki  Şiiri Okuyup Şiirle İlgili Soruları Cevaplayınız ( 6. sınıf Türkçe Kitabı)


 

Ben,

O mutlu yıllardan geliyorum arkadaşlar!

Yokluklar, yoksulluklar…

Sırtında mermi taşıyan analar,

İnönüler, Sakaryalar, Dumlupınarlar

 

Ben,

O onurlu yıllardan geliyorum arkadaşlar!

Bir düş gibiydi yaşanılanlar

Bir masal gibiydi, anlatılanlar.

Ve

Uğurladık düşman gemilerini:

“Bir daha görürsek

Topraklarımızda sizi,

Pişman ederiz hepinizi!”

Türkan GEDİK BENGİ


1) Şiirde onurlu yıllar ifadesiyle hangi dönem anlatılmaktadır?

cevap: Şiirde onurlu yıllar ifadesi ile Kurtuluş Savaşı yılları, Milli Mücadele Dönemi anlatılmaktadır.

 

2)Şiirde hangi savaşların adı geçmektedir?

cevap: İnönü Savaşı, Sakarya Meydan Muharebesi, Dumlupınar Savaşları.

 

3) Analar, mermileri neden sırtlarında taşımışlardır?

cevap: O yıllarda teknoloji çok iyi gelişmemişti ve yokluk vardı, yoksulluk vardı. Ülkemiz geri durumdaydı ve ekonomik açıdan ağır şartlar yaşadığımız için analar mermileri sırtlarında taşımıştır.

 

4) Yaşanılan ve anlatılanlar neden bir düş, bir masal gibidir?

Cevap: Çünkü o yıllarda her türlü zorluğa rağmen kahraman halkımız Kurtuluş Savaşı'nı kazanmıştır ve savaş yıllarında  insanlarımız iman gücü ile hareket etmiş ve Mustafa Kemal'in önderliğinde savaş kazanılmıştır. Olağanüstü olaylar da yaşanmıştır  ( Örneğin Çanakkale Savaşı'nda askerlerimize meleklerin de  yardım ettiği gibi söylemler de vardır.)Milli Mücadele yıllarında. Kazanılması zor gibi görünen savaş kazanılmış, adımız tarihe altın harflerle yazılmıştır.

Menfaat İle İlgili Özdeyişler

 

Menfaat İle İlgili Özdeyişler


İnsan elbette kendi menfaatlerini düşünmeli, kendine değer vermeli ve sevmeli ama her şeyde de menfaati gözetecek kadar bayağı bir şahsiyet olmamalıdır. Her zaman karşılık beklenerek iyilik yapılmaz. İyilik erdemli bir davranış olduğu için, insanı mutlu ettiği için yapılmalıdır.


Menfaat ile ilgili özdeyişler şunlardır:


“Dünya ve ilim ortaya başka bir tez atarak, yalnız kendini düşünmesini, insan için savunuyor. İnsanın temelinde mutlaka bir menfaat duygusu vardır.” Dostoyevski

“Menfaat giysisini giyen, başka hiçbir kıyafeti beğenmez. Din, devlet, vatan, millet… Toprağa bile yatırım gözüyle bakar. Artık o, taşınmaz maldır.” İbrahim Tenekeci

"Menfaatler, gözü en tatlı şekilde kör eden birer vasıtalardır." Blaise Pascal.

"Menfaat, her türlü faziletleri ve ahlaksızlıkları harekete geçirir." La Rochefaucauld

“Kendi menfaati için yalan söylemek sahtekarlık, başkasının menfaati için yalan söylemek hile, zarar vermek için yalan söylemek iftira ve yalanların en bayağısıdır. Menfaat gözetmeden ve ne kendine ne de başkalarına zarar vermeksizin yalan söylemek, yalan söylemek değil bir tür kurmacadır.” Jean-Jacques Rousseau.


"Menfaat gerekçesiyle kötülük yapan hiç  kimse haklı değildir." Theodore Roosevelt

"Menfaat karşısında küçülenlerden, büyük yetişmez." Falih Rıfkı Atay

Menfaat tıpkı sandalyeye benzer. Ayağının altındaysa yükselirsin, başının üstündeyse ezilirsin." Cenap Şahabettin.

“Dünya menfaatleri için iyilik edenlerin iyilikleri, avcının kuşlara yem atması gibidir.”Beydeba

“Bu dünya menfaat dünyası. Menfaatini düşünmeyen insan olur mu? Eline fırsat geçirip de çalmayan bir kişi göstersene bana!.. Ha? Bir kişi!.. Kör olayım yoktur.” Sabahattin Ali.

“Bu dünya menfaat dünyası. Menfaatini düşünmeyen insan olur mu? Eline fırsat geçirip de çalmayan bir kişi göstersene bana!.. Ha? Bir kişi!.. Kör olayım yoktur.” Sabahattin Ali

“Düşmanı teşhis edememiş bir mümin oltaya koşan balık gibidir. Menfaat zannettiği şeyler, dünya ve ahiret hayatını öldürür. Hem dinini zayi eder, hem de bir İslam düşmanının mezesi olur.” Hekimoğlu İsmail


"Menfaat yaşam kanunudur. Deve muhteşem bir hayvan, ancak deveyi çöl muhteşem yaptı." Benjamin Disraeli

"Kendi menfaatleri söz konusu olduğu zaman hiçbir ölçü tanımayan insanların arasında yaşıyoruz." İbrahim Tenekeci

“Menfaat karşılığı yapılan iyilik, iyilik değildir. İyilik, sebep ve netice zincirinin dışındadır. Mutluluğu ihtiraslar da değil kendi yüreğinizde arayın. Mutluluğun kaynağı dışımızda değil içimizdedir.” Tolstoy.

“Bu dünya menfaat dünyası. Menfaatini düşünmeyen insan olur mu? Eline fırsat geçirip de çalmayan bir kişi göstersene bana!.. Ha? Bir kişi!.. Kör olayım yoktur.” Sabahattin Ali.

 “Nokta kadar menfaat için, virgül gibi eğilenler, sonunda düz hat olup çiğnenmeye mahkûmdurlar.” La Edri

“Bizden daha kudretli insanları sevdiğimize çok kere kendimizi inandırırız, halbuki dostluğumuzu meydana getiren sadece menfaattir, kendilerine yapmak istediğimiz iyilik için değil de umduğumuz faydalar dolayısıyladır ki onlara gönlümüzü veririz.” La Rochefaucauld.

“İnsanın tüm hareketlerine, yalnız çıkarının merkez olması; bayağılıktır.” Bacon.

Aşağıdaki Hikayeyi Okuyunuz. Hikayede Boş Bırakılan Bölümleri (Metnin Bütününe Uygun Olarak) Tamamlayınız.(Dostlarım, 5. sınıf Türkçe Kitabı)

 

Aşağıdaki Hikayeyi Okuyunuz. Hikayede Boş Bırakılan Bölümleri (Metnin Bütününe Uygun Olarak) Tamamlayınız.(Dostlarım, 5. sınıf Türkçe Kitabı)


Beşinci sınıfa geçtiğim yaz, babamın tayini İstanbul’dan Erzurum'a çıkmıştı. Annem ve babam okul değiştirmemi istememişler ve ilkokul öğretmeni olan Halamla kalmama karar vermişlerdi. Ailem bir süre sonra Erzurum’a taşındı. Ben de halamla birlikte günlerimi geçirmeye başladım.  Ailem yanımda olmadığı için başlarda biraz zorluk çekmiştim. Halam çok iyi bir insan, çok iyi bir öğretmendi ama yine de ara ara annemin kokusunu arıyor ve annemi, babamı çok özlüyordum. Zaman geçtikçe artık halama alışmaya başlamıştım. Halam bana derslerimde yardımcı oluyor, eve geldiğimiz zaman yemek yapıyor, çayın yanına kek, pasta yapıyor ve güzel güzel geçinip gidiyorduk canım halamla. Annem ve babamla da her gün görüntülü konuşuyorduk.


Bir akşam okul dönüşü, evimizin yanındaki boş arsadan ağlamaya benzer sesler duyduk. Halamla karlara bata çıka oraya ulaştık. Bir de ne görelim, üç köpek yavrusu karların arasında titreşip duruyor ve ağlaşıyorlardı. Halam: Çok zor durumdalar Mete hemen o yavrulara yardım etmeliyiz evladım dedi ve gözleri doldu. Benim de gözlerim dolmuştu. Zavallı yavrucaklar çok üşümüştü ve hemen korunmaya ihtiyaçları vardı. Halamla birlikte işe koyulduk ve halam arabanın arkasından çıkardığı battaniyeleri yavruların üstüne örttü ve onları kucağına alarak arabamızın içine koyduk. Halam arabanın kaloriferini açtı ve yavrular ısınmaya başladı. 


O kadar çok üşümüşlerdi ki tir tir titremişlerdi ama arabanını ısınması ile kendilerine gelmişlerdi. Halamla evimize vardık ve halamın bahçesine hemen bir küçük yuva kuruyorduk ki bizi gören  komşumuz Mahmut Amca kendilerinde olan küçük bir köpek kulübesini bize getirdi ve yavruları o kulübeye yerleştirdik, onlarla güzelce ilgilendik. Karınlarını doyurduk ve kendi hallerine bırakıp bizde halamla eve girdik. Çok yorulmuştuk ve hemen yattık. Sabah uyandığımızda yavru köpeklerin havlama seslerini duyduk, o kadar ince sesleri vardı ki insan bu sesi duyunca çok mutlu oluyordu. Hemen halamla kulübeye gittik ve onlar su verdik, et verdik, ekmek verdik. Çok mutlu görünüyorlardı. Kendilerine gelmişti bu üçlü yumurcak, ya da üçü bir arada diyordum. Halamla onlara ad koyduk. Birine Karabaş, birine Toto, birine de Kahramana adını verdik ve çok mutlu olduk.


Daha sonra komşularımız da evimize geldi ve onlar da köpekleri çok sevdi. Hep birlikte köpeklere bakmaya başladık. Herkes çok ilgilendi. Bütün komşular yavrulara sırasıyla bakmaya başladılar. Bir gün Mahmut Amcalar bakıyor, bir başka gün ise  Kudret Teyzeler bir başka gün de biz… Köpeklere çok alışmıştık ve onları çok sevmeye başlamıştık. Onlar mahallenin maskotu olmuştu artık ve hepimiz onlara yardım ediyor, onların gelişimini günden güne takip ediyorduk.  Yavru köpeklerler dost olmuştum. Onlar benim canımdı artık, arkadaşlarımdı, küçük dostlarımdı. Zaman böyle akıp gidiyordu.

 

Okular kapanmıştı. Bir süre sonra Erzurum’a, ailemin yanına gidecektim. Hem seviniyor , hem de üzülüyordum. Dostlarımdan ayrı kalmak çok zordu. Ama halam: “Üzülme" Tatillerde geldiğinde yine onları görebilirsin.” diyordu. Halam böyle diyordu ama üzülmemek elde değildi. Çünkü onların o masum bakışlarına ve benden ilgi beklemelerine alışmıştım. Bana dokunuyorlar, beni seviyorlar ve bende  onları çok ama çok sevmiştim ama mutlaka bir gün ayrılacaktık dedim ve duygulanmayı bırakıp onları sevmeye devam ettim.

 

Daha sonra babam ve annem geldi. Beni almaya gelmişlerdi.  Hemen arabaya bindik ve yola çıktık. Halamın evinde kimliğimi unutmuştum. Annem hemen kimliğimi geri almak için halamlara doğru yönelirken   babam:

Dikkat et Elif! Üzerimize köpekler geliyor. Şu binaya girelim.” dedi. Çok telaşlanmış ve ürkmüştü.

Ben:

Korkma  babacığım, onlar benim dostlarım, beni uğurlamaya geliyorlar.” dedim.

Anneme Verdiğim Söz Adlı Şiiri Okuyup Aşağıdaki Soruları Cevaplayınız

 

Anneme Verdiğim Söz Adlı Şiiri Okuyup Aşağıdaki Soruları Cevaplayınız


Dürüstlük kavramı ile ilgili duygu ve düşüncelerim şunlardır: Dürüstlük insanın net olmasıdır. Özü ve sözünün bir olmasıdır. Güvenilir insan, adaletli insan, alın teri ile ekmeğini kazanan insanalar dürüst insanlardır ve toplum tarafından hafızalardan silinmeyecek olan kimselerdir. Çünkü böyle kimseler asla unutulmazlar. İnsan her zaman doğru ve dürüst olmalıdır.


ANNEME VERDİĞİM SÖZ

Ben güzel olacağım

taşıyacağım hep

akan suların güzelliğini

 

Ben iyi olacağım

Ellerim açılacak gece gündüz

Bir bitki iyiliğinde

 

Ben doğru olacağım

Doğru

 

* Sizce şiirdeki çocuk iyi, doğru ve güzel olacağını söylerken ne demek istemiştir?

cevap: Hayatında yalanlara başvurmayacağını, su berrak ve temiz kalacağını söylemek istemiştir. Güzel değerlere sahip olacağını ve bu değerleri uygulayacağını anlatmıştır. Dürüstlük gibi, doğruluk gibi, iyi insan olma gibi.

 

* Sizin doğruluk tanımınız nedir?

cevap: Dürüst olmak, yalan söylememe, insanları aldatmama, güvenilir olma ve ne diyeceksek açıkça söylemek, lafı dolandırmadan diyeceklerimizi ifade edebilmek, insanların güvenini boşa çıkarmamak bana göre doğruluğun tanımıdır. Kısaca doğruluk;  halk dilindeki anlamı dürüst olmak, doğru yoldan gitmek ve adaletli olmak anlamlarına gelmektedir.

Adam Adamı Bir Kere Aldatır Atasözü İle İlgili Kompozisyon

 

Adam Adamı Bir Kere Aldatır Atasözü İle İlgili Kompozisyon


İnsanlar arasındaki ilişkilerde iyi niyeti  kötüye kullanıp aldatıcı olanlar bunu ancak bir kez yapabilir. Bu tutumları onlara bir defalık  kazandırsa da  bu olay duyulacağı için bir daha kimse  onlarla iş yapmaz, dolayısıyla uzun vadede zararlı çıkarırlar. Bunun için de atalarımız Adam adamı bir kere aldatır sözünü söylemiştir.


 Aldatan insan aslında en büyük zararı kendisine vermiştir. Çünkü aldatan insanlara kimse bir daha güvenmez. Böyle kimseler doğru dürüst ve güvenilir olmadığı için toplum tarafından da dışlanır ve yalnız kalırlar. Bundan dolayı da Sevgili Peygamber Efendimiz bir hadisi şerifinde şu sözü söylemiştir: “Bizi aldatan bizden değildir.” Aldatmanın hiçbir dinde yeri yoktur. Kimi insanlar  yalancı oldukları için, insanları kandırabilir, onlara ihanet edebilir ama en büyük ihaneti aslında kendileri için yapmışlardır.


 Çünkü insanlar birinci yalanın arkasından ona bir daha asla inanmayacaklardır. Bundan dolayı iyi insan, doğru insan olmaya özen göstermeliyiz. Böylece toplum içinde saygın bir yerimiz olur, Allah da  aldatmayan insanları sever. Bunun için doğru yoldan asla ayrılmamalıyız.

Atasözü Örnekleri ve Anlamları (10)

 

Atasözü Örnekleri ve Anlamları (10)


Kuştan korkan darı ekmez:  Her işin kendine göre zor ve riskli yanları vardır. Tehlikeleri göz önüne alarak işe girişmekte çekingen davranan kimse amacına ulaşamaz. Amacına ulaşmak isteyen kimse bunları göze almalıdır.

Kazan kaynamayan yerde maymun oynamaz: Karşılıksız yapılan hiçbir iş yoktur.

İki kişiye bir börek, sana ne gerek: Bir işi hakkıyla yapanlar karşılığını almaya hak kazanır. Yapmayanlar ise herhangi bir istekte bulunamazlar.


Keçinin otladığı yerde oğlağı da otlatırlar: Küçükler büyüklerin tutum ve davranışlarını örnek alırlar.

Gem almayan atın ölümü yakındır: Kendisine söylenilen sözleri dinlemeyen kişi bu davranışının zararını her zaman görür.

Gevşek tükürüğün sakala zararı vardır: Güçlü olmak insanın rahat ve güvenli olmasını sağlar. En basit bir tembellik insan için sıkıntı yaratır.

Haramın binası olmaz: Kötü yollardan elde edilen kazanç, hiçbir işe yaramadan yok olup gider.

İşi olmayanın aşı olmaz: Kendisinin veya ailesinin geçimini sağlamak için herhangi bir yerde çalışmayan kimsenin elinde yiyecek parası olmaz.


Kuyu kazmadan suyunu haber verir: Bir işin sonu başlangıcından belli olur.

Lafla duvar örülmez: Sadece konuşarak, yaparım ederim diyerek bir yere varılmaz.

Sıcağa kar mı dayanır: İsraf en büyük birikimleri bile yok eder.