Erken Gelen Turnalar Sultan Murat Kitabı İle İlgili Klasik Sorular ve Cevapları

 

Erken Gelen Turnalar  Sultan Murat Kitabı İle İlgili Klasik Sorular ve Cevapları


1) Kitabın konusu nedir?

Cevap: Savaştan dolayı köy halkının çektiği acıları, sıkıntıları anlatan bir kitaptır. Savaşın zararları, ne gibi etkiler doğurduğu anlatılır.

2)Savaştan dolayı atlarla tarlayı sürmek için okuldan alınan çocuklar kimlerdir?

Cevap: Sultan Murat, Erkinbek, Anatay, Kubatkul ve Ergeş.


3) Çocukların okuldan alınmasının sebebi nedir?

Cevap: Çünkü bu çocuklar  ata binmekte ve tarla işlerinde diğer çocuklardan daha beceriklidir.

4) Sultan Murat’ın sevdiği kızın adı nedir?

Cevap: Mirzagül

5) Sultan Murat’ın sevdiği kızı seven biri daha vardır. O kişi kimdir?

Cevap: Anatay

6) Gece yarısı kaç tane at kaçırılmıştır?

Cevap: Dört tane at kaçırılmıştır.

7) Sultan Murat at hırsızlarına ne yapmıştır?

Cevap: Peşlerinden koşmuş, hırsızlara yetişmiş ama hırsızlar silahları ile Sultan Murat’ın atını vurup oradan kaçmışlardır.

8) Sultan Murat’ın annesi neden hasta olmuştur?

Cevap: Savaşa giden babasından hiçbir haber alamadığı hasta olmuştur.

9) Hava indirme birliğinin komutanlığını kim yapmıştır?

Cevap: Sultan Murat


10) Mirzagül Sultan Murat’a ne vermiştir?

Cevap: İşlemeli bir güzel mendil vermiştir.

11) Kimin babası savaşta hayatını kaybetmiştir?

Cevap: Anatay

12) Turnaların erken gelmesi neyin habercisiymiş?

Cevap: Bu yıl bolluk ve bereketin olacağının habercisiymiş.

13)Anatay’ın babasının adı nedir?

Cevap: Satarkul

14) Kitapta geçen alıntılardan iki tanesini yazınız.

Cevap: ''Bir insanın büyüklüğü ancak yitirildiğinde anlaşılır.''

"Yiğitlerim, artık çocuk olmadığınızı söylemek isterim. Ne yapalım , yaşamın acılarını bu yaşta tatmanız gerekiyormuş."

15) Kitabın yazarı kimdir?

Cevap: Cengiz Aytmatov

Suç Ve Ceza Kitabı İle İlgili Klasik Sorular Ve Cevapları

 

Suç  Ve Ceza Kitabı İle İlgili Klasik  Sorular Ve Cevapları

 

1)  Suç ve Ceza kitabının konusu nedir?

Cevap: Kötülüğü ve kötülük sonucu insan vicdanının yaşadığı azapların her türlü hukuki cezadan daha etkin olduğunu anlatır. Toplumdaki çarpık adalet anlayışı romanın ana kahramanı olan Raskolnikov karakteri ile incelenmiştir.

2) Raskolnikov  nerede okumaktadır?

Cevap: Rusya’nın St. Petersburg şehrinde okumaktadır.

3) Raskolnikov’un okuduğu bölüm nedir?

Cevap: Hukuk Fakültesi

4) Raskolnikov niçin öğrenimini  devam ettirmede zorluklar yaşar?

Cevap: Yoksul olduğu için hayatını ve öğrenimini devam ettirmede zorluklar yaşar. Bunun için de okuduğu bölüm olan hukuk fakültesini yarıda bırakmak zorunda kalır.

5) Raskolnikov kime saatini satar?

Cevap: Yakınlarında bulunan hiç kimsenin sevmediği tefeci bir yaşlı kadına saatini satar.


6) Saatin karşılığı olarak aldığı parayı ne yapar?

O para ile bir meyhaneye gider. Bir taraftan içerken diğer taraftan da  meyhanedeki insanların yaşamı da onun içini daha çok karartır ve daha çok mutsuzluğa sürüklenir Raskolnikov.

7) Raskolnikov tefeci kadına ne yapar?

Cevap: Kendi içinde çatışmalar yaşamaya başlayan, hayatı sorgulayan Raskolnikov içindeki çatışmalara daha fazla dayanamaz ve içindeki kötülüğe kulak verir, eline bir balta alarak feci kadını balta ile öldürür. Tam o anda yaşlı tefeci kadının kardeşi eve gelir ve o öfkeyle Raskolnikov tefeci kadının kız kardeşini de balta ile öldürür.

8) İşlediği cinayet sonrası Raskolnikov nasıl bir ruh hali içine  girmiştir?

Cevap: Raskolnikov içindeki kötü sese kulak vermiş, şeytanla işbirliği yapmış kadını öldürmüş ama bu defa da içindeki vicdan azabını susturamamış ve büyük bir vicdan azabı yaşamaya başlamıştır. Duyduğu pişmanlıklar ve iç çekişmeler kahramanımızı bitkin düşürmüş ve kahramanımız bitkinlikten hasta olmuştur.

9) Raskolnikov vicdan azabı yaşarken, çok zor ve mutsuz günler geçirmeye devam ederken onun yardımına koşan arkadaşının adı nedir?

Cevap: Razumikin adlı en yakın arkadaşıdır. Razukumin, Raskolnikov’a doktor bulmuş, onun iyileşmesi için elinden geleni yapmaya başlamıştır.

10) İlerleyen zamanlarda Raskolnikov’da daha ne gibi duygu durumları oluşmaya başlamıştır?

Cevap: Kahramanımızın  kötüye giden durumuna bir de şüphecilik ve korku eklenmiş, devamlı birilerinin kendisini izlediğini düşünmüş ve sürekli tedirginlik içinde yaşamaya başlamıştır. Cinayeti görenlerin olduğunu düşünmeye başlamış ve kafa git gide bozulmaya başlamıştır.


11) Raskolnikov işlediği cinayeti kime anlatmıştır?

Cevap: Raskolnikov işlediği cinayeti  dayanamayıp en sonunda Sonya’ya anlatmıştır.

12) Kitabın sonunda ne olmuştur?

Kitabımızın ana kahramanı olan Raskolnikov en sonunda işlediği cinayeti polise anlatmış, cezasını çekmek üzere hapse gönderilmiştir.

13) Suç ve Ceza kitabında sizi etkileyen alıntılardan beş tanesini yazınız.

Cevap:  “İnsanın zihni neyle meşgulse rüyasında onu görür. Hele içiniz rahat olmadı mı, gerçeğe ne kadar da uyar rüyalarımız!”

" Namuslu olmak sizi diğer insanlardan üstün yapmaz, övünme hakkını vermez, zaten herkes yaşadığı sürece namuslu olmak zorundadır."

“İnsan yalnızca korkaklığı yüzünden ne fırsatlar kaçırıyor.”

“Önce biraz ağladılar, ama alıştılar şimdi. Aşağılık insanoğlu her şeye alışır!”

“Herkesin akıllı olmasını beklemenin çok uzun süreceğini anladım. Bir de bunun hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini... İnsanların değişmeyeceğini, onları değiştirebilecek kimsenin bulunmadığını ve bunun için çaba göstermeye değmeyeceğini.”

14) Suç ve Ceza kitabının yazarı kimdir?

Cevap: Su. ve Ceza adlı romanın yazarı Dostoyevski’dir.

Tatilde Yaşadığınız Bir Olayı Anlatınız

 

Tatilde Yaşadığınız Bir Olayı Anlatınız


Yaz tatili gelmişti ve evde geçirdiğimiz on beş gün arada sonra tatil hazırlıklarımız başladı. Annem herkesin eşyasını kendi valizine koydu ve böylece hazırlıklar tamamlanmış oldu. Tatile gideceğim için çok heyecanlıydım. Benim babam ben küçükken trafik kazasında hayatını kaybettiği için annem hayatın getirdiği tüm zorluklara rağmen yılmamış, beni ve ablamı büyütmüş, araba kullanmayı öğrenmiş ve her işimizi de o yapmıştı. Annem Adana'daki bir okulda öğretmenlik yapıyor, ben ve ablam da orada okuyorduk. Bizi tatile götürecek olan kişi annemdi. Karadeniz Bölgesi'ne gidecektik. Annemin arkadaşı olan Leyla Teyze ve onun çocukları da kendi arabaları ile gelecek ve birlikte tatil yapacaktık. Leyla Teyze'nin eşi iş yoğunluğundan dolayı gelmiyordu. 


Sabah erkenden yola çıktık. Yolculuk güzel geçiyordu. Çünkü Karadeniz'in her yeri bir sanattı. Ormanları, ağaçları, yağan yağmuru, o yeşil alanların mis gibi kokusu geliyordu burnumuza. En sonunda vardık Karadeniz’e. Rize Kıble Dağı Camiini merak ediyorduk. Oraya giden yol da çok dönemeçli ve  riskliydi. Yükseliyorduk ve her yer aşağıda kalıyordu. Anne gitmeyelim yeter diye korkmaya başladım. Annem de korkacak bir şey olmadığını söyledi ve araba ile yokuşu çıkmaya devam etti. Leyla Teyze de öndeydi. Leyla Teyze arabayla yukarı giderken bir anda arabası yön değiştirmeye başladı ve işte o an çok korktum.


 Kadıncağız az kalsın çocukları ile uçurumdan aşağıya gidiyordu ama son anda yönünü düzeltti ve çok şükür kurtuldular. Daha sonra Kıble Camiine vardık. Burası muhteşem bir yerdi. Rize’yi tepeden görüyorduk. Güzelce gezdik, tozduk. Yemeklerimizi yedik ve daha sonra Rize öğretmenevine doğru yol aldık. Çok şükür kimseye bir şey olmamıştı ama sabah uyandığımda  dudağım uçuklamıştı. Tabi o kadar korku bu uçuğu çıkarırdı elbet.

Son Zamanlarda Okuduğunuz Bir Kitabı Özetleyiniz (İlk Öğretmenim)

 

Son Zamanlarda Okuduğunuz Bir Kitabı Özetleyiniz


Son zamanlarda okuduğum kitabın adı Cengiz Aytmatov'un kitabı olan İlk Öğretmenim adlı kitaptır. İlk Öğretmenim adlı kitapta anne ve babasını küçük yaşta kaybetmiş olan Altınay adında öksüz bir kız çocuğu vardır. Bu kıza amcası ve yengesi bakmaktadır ama yengesi iyi biri insan değil, amcası da vurdumduymazın tekidir. Altınay sürekli yengesinden dayak yemektedir, ayak işleri hep Altınay'a yaptırılır ve kız çocuğu çocukluğunu bir türlü yaşayamaz. Bu arada Duyşen adlı o köyün genci askerden gelmiştir ve köydeki çocuklara okuma yazma öğretmek ister ve bunun için de elinden geleni yapar. Kendisi bile okuma yazmayı doğru dürüst bilmeyen Duyşen Altınay'ın da okuması için evlerine gider. 


Yengesi Altınay'ın okumasına izin vermez ama en sonunda Duyşen'in kararlılığı sonucu amcası Altınay’ı al defol git buradan der ama ondan önce kırmızı suratlı adam Altınay adlı genç kızı kaçırır ve ona zorla sahip olur. Altınay'ı o kırmızı suratın elinden kurtaran jandarmalar eşliğinde Duyşen olur. Altınay'a yengesi çeşitli iftiralar atar ve ama hiç biri sonuç vermez. Çünkü Duyşen onu hep korur ve onun okumasını sağlar. Kız felsefe alanında  kendini yetiştirir ve büyük insan olur. Duyşen'i çok sever ve onu asla unutmaz.


Yıllar geçmiş ve artık  Duyşen de yaşlanmıştır ve köyünde postacılık yapmaya devam eder. Bu kitap okumanın, azmin ve alın terinin önemini anlatır. Son zamanlarda okuduğum İlk Öğretmenim kitabı ile ilgili anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum.