İnsanlara öğüt ve ders vermek amacı ile yazılan kısa
öykülerdir. Fabllarda kahramanlar insan dışındaki varlıklar olur. yani fablların
kahramanları bitkiler , hayvanlar ya da cansız varlıklar olabilmektedir . Günümüzde çocukları eğitmek ve eğlendirmek
gibi bir görevi olan fablların ortaya ilk çıkışlarının büyükleri eğitmek
maksatlı olduğu düşünülmektedir .
Fabllarda insanlar arasında bulunan iyi-kötü,
dürüst-yalancı vb. karakterlerin çatışması insan dışındaki varlıkları
kullanarak işlenir . fabl kelime anlamı olarak Latince "hikaye"
anlamına gelen "fabıla" kökünden türemiştir . Zamanla bu kelime
kahramanları insan dışı varlıklar olan ve bu varlıklar kullanılarak insanlara ders
vermek istenen kısa hikayelerin adı olmuştur .
Fablların özelliklerini maddeler halinde şu şekilde
sıralayabiliriz :
- Bu tür hikayelerde kahramanlar insan dışındaki
varlıklardan seçilir . Bu varlıklara
insana ait özellikler verilir ve insan gibi konuşturulurlar. yani
fabllarda teşhis ( kişileştirme ) ve
intak ( konuşturma ) sanatları kullanılır .
- Çoğunlukla nazım ( şiir ) biçiminde olmalarına
rağmen nesir ( düz yazı ) şeklinde yazılanları da vardır .
- Fablların sonunda mutlaka fablda anlatılan
olaylara bağlı olarak okuyucuya bir ders verilir .
- Fabllar didaktik yani öğretici metinlerdir .
Fabllarda genellikle fablın sonunda bir özdeyiş ya da bir atasözü şeklinde
insanlara ahlaki bir ders verilir .
- Fabllar bir eğitim aracı olarak kullanılabilir .
Özellikle 7-12 yaş arası çocuklar fablları ilgi ile okudukları için doğruluk ,
dürüstlük , tutumlu olmak , yardımsever olmak vb. birçok değer fabllar
aracılığı ile çocuklara kazandırılabilir .
- Fabllar manzum yazıldıklarında insan hafızasında
kolay kalabilirler ve sözlü kültür içerisinde de yeni nesillere
aktarılabilirler .
- Fabllarda olaylar çoğu zaman bir ormanda ,
köyde ya da kırda geçer .
- Fablların serim bölümünde kahramanlar ve çevre
tanıtılır. Düğüm bölümünde olaylar kahramanların konuşmaları ile anlatılır .
Çözüm bölümünde olay sonuca ulaştırılır. Öğüt bölümünde ise olayların sonucunda
okuyanlara bir ders verilir .
Türk ve Dünya
Edebiyatında Fabl
En tanınmış fabl yazarları Ezop, Beydeba ve La Fontaine'dir . Çağdaş fabl yazarları
arasında ise George Orwell ve James Thurber önemlidir. Türk edebiyatında ise
Ahmet Mithat Efendi ve Şinasi önemli fabl yazarlarıdır . Şeyhi'nin Harname adlı
eseri Türklerdeki ilk fabl olarak kabul edilmektedir .
Fabl Örneği
Horoz ile Tilki
Görmüş geçirmiş, anasının gözü bir horoz
Tünemiş bir ağacın dalına.
Kurnaz tilki, sesini yumuşatarak, ona
Dedi ki: "Kardeşçiğim, artık dostuz;
Barış oldu hayvanlar arasında.
Müjde getirdim sana, in de bir öpüşelim;
Ama Allah aşkına oyalanma;
Çünkü bilirisin ya, başımdan aşkım işlerim.
Oysaki siz serbestsiniz daima,
İşleri düşünemeye bilirsiniz;
Hem artık siz yardım da ederiz.
Ama, kuzum, in de aşağıya bir
Doya doya öpeyim gözlerinden"
Tünemiş bir ağacın dalına.
Kurnaz tilki, sesini yumuşatarak, ona
Dedi ki: "Kardeşçiğim, artık dostuz;
Barış oldu hayvanlar arasında.
Müjde getirdim sana, in de bir öpüşelim;
Ama Allah aşkına oyalanma;
Çünkü bilirisin ya, başımdan aşkım işlerim.
Oysaki siz serbestsiniz daima,
İşleri düşünemeye bilirsiniz;
Hem artık siz yardım da ederiz.
Ama, kuzum, in de aşağıya bir
Doya doya öpeyim gözlerinden"
"Kardeşim" dedi horoz, "Bu mutlu haberinden
Daha güzel bir haber almazdım şüphesiz.
Bu nefis
Bu mutlu haberinden.
Üstelik bunu senden öğrenmekle
Sevincim iki kat oldu. Ama, dur hele.
Bunu müjdelemek için olacak,
Bak iki tazı geliyor koşarak"
Hızlı da koşuyorlar; haydi ben ineyim de
Hep birden öpüşelim tazılar geldiğinde.
"Hoşça kal " dedi tilki, "Yolum biraz uzunca,
Kutlarız bu barışı yeniden buluşunca."
Çabuk toplayıp tası tarağı,
Külhani bir anda tırmandı dağı.
Bir iş çıkmamıştı numarasından.
O sırada çalının arkasından,
İhtiyar horoz kıs kıs gülüyordu.
Oyunbazı oynatmak pek tatlı oluyordu.
Daha güzel bir haber almazdım şüphesiz.
Bu nefis
Bu mutlu haberinden.
Üstelik bunu senden öğrenmekle
Sevincim iki kat oldu. Ama, dur hele.
Bunu müjdelemek için olacak,
Bak iki tazı geliyor koşarak"
Hızlı da koşuyorlar; haydi ben ineyim de
Hep birden öpüşelim tazılar geldiğinde.
"Hoşça kal " dedi tilki, "Yolum biraz uzunca,
Kutlarız bu barışı yeniden buluşunca."
Çabuk toplayıp tası tarağı,
Külhani bir anda tırmandı dağı.
Bir iş çıkmamıştı numarasından.
O sırada çalının arkasından,
İhtiyar horoz kıs kıs gülüyordu.
Oyunbazı oynatmak pek tatlı oluyordu.
La Fontaine'den çeviren;
Orhan Veli
Kanık
0 Comments:
Yorum Gönder
Deneme