ANLATICI BAKIŞ AÇILARI İLE İLGİLİ TEST İÇİN TIKLAYIN...
Kahraman bakış açısı ve gözlemci bakış açısı olmak üzere iki tür anlatıcı bakış açısı vardır.
Kahraman bakış açısı ve gözlemci bakış açısı olmak üzere iki tür anlatıcı bakış açısı vardır.
1. Kahraman Bakış Açısı ( 1. Şahsın ağzından anlatım ) :
Kahraman ve olayları anlatan kişi aynıdır. Yani olayları
yaşayan ve anlatan aynı kişidir. Kahraman bakış açısında ben kavramı ön plandadır
ve genellikle filler 1. Şahısla çekimlenmiştir.
Örnek 1 :
Yıllardır görmediğim çocukluk arkadaşımla bir anda
karşılaştık. Aradan uzun yıllar geçmişti ama birbirimize olan samimiyetimizde
en ufak bir azalma olmamıştı. Arkadaşıma bunca zamandan beri ne yaptığını sordum.
Hayatında güzel gelişmeler olduğunu duyunca çok sevindim. O gün benim için rüya
gibi geçmişti. Arkadaşıma bundan böyle görüşmelerimizi fazla uzatmamamız
gerektiğini söyledim.
Örnek 2 :
Her sabah erkenden uyanır ve o günkü gazetelerin üç
beşini gözden geçirirdim. Daha sonra -özellikle- şehirden uzak yaptırdığım
bahçeme çıkar ve insanı başını döndüren onlarca güzel koku arasında dolaşırdı. Bana
göre hayatın anlamı buydu. Çok lüks bir evde ya da her çeşit imkanın olduğu
yerlerde kendimi hapishanede gibi hissederdim.
Örnek 3 :
Bu soruşturmanın takibi ile görevlendirildiğim gün
çok sinirlenmiştim. Şirket olarak başka kimse yok gibi genç bir kadın olarak
binlerce km uzaklıktaki bir ülkeye niçin benim gönderildiğimi anlayamıyordum. Bu
ruh hali beni haddinden fazla strese sokmuştu. Ancak bir süre sonra sinirlerim
yatıştığında aslında bu seyahatin benim için çok önemli bir tecrübe
olabileceğine inanmaya başladım.
Örnek 4 :
Sevmek benim için artık çok uzak bir ihtimaldi. Çünkü
yaşadığım hayal kırıklığı beni artık kimseyi sevemeyeceğim inancına
sürüklemişti. Hayatta bir amacı kalmamış gibi hissetmeye başlamıştım kendimi. Ta
ki bir sonbahar günü, karşımda alevden saçları okyanus gibi sonsuz
derinliklerde bakan gözleri ile duran o kızı görene kadar.
2. Gözlemci Bakış Açısı (
Tanrısal Bakış Açısı ) :
Gözlemci bakış açısında adeta olaylar anlatanın
gözünün önünde cereyan ediyormuş gibi bir izlenim vardır. Anlatıcı adeta her
şeyi görebileceği bir yerden olan biteni izliyor ve anlatıyor gibidir. Gözlemci bakış açısında
yazar kahramanların içinden geçeni bile biliyormuşçasına anlattığı için
"Tanrısal Bakış Açısı" da denir. Genellikle 3. Şahısla çekimlenmiş
fiiller kullanılır. 3. Şahsın ağzından anlatım da denir.
Örnek 1 :
Ali Rıza Efendi bunca zamandır yaşadığı olayların etkisinden
kurtulamıyordu. İnsanlara beslediği sevginin karşılığı olarak hep ihanetle
karşılaşmış olması onun yüreğinde amansız yaralar açmıştı. Yine de hala güvenebileceği,
inanabileceği insanların var olabileceğini düşünmekten kendini alamıyordu.
Örnek 2 :
Kadın mutfağın halini görünce ne yapacağını şaşırdı.
Bütün dolaplar açılmış, içlerinde ne varsa yerlere saçılmıştı. Daha sabah
tertemiz yaptığı mutfağı o halde görünce sinirinden küplere bindi. Bu işte
küçük bebeğinin parmağı olduğunu anlamıştı. Hemen onu bulup bir güzel
azarlayacaktı. Odanın köşesinde kendine masum masum bakıp gülümseyen yüzünü
görünce bütün siniri bir anda uçup gitti.
Örnek 3 :
Trenle yolculuk etmeyi çok seviyordu. Geçtiği yerlerin
manzaralarını seyrediyor ve her köy, her ilçe, her şehirle ilgili kafasına bir
fotoğraf kopyalıyordu. Yolculukları esnasında böyle muhteşem bir ülkede
yaşamanın ne demek olduğunu insanların yeteri kadar anlayamadığını düşünürdü. Kendi
kendine buraların kıymetini bilmemiz için illa kaybetmeli miyiz ? diye sorardı.
Örnek 4 :
Öğrenciler okulun son günleri olmasını da fırsata
çevirerek iyice şımarmaya başlamıştı. Öğretmen öğrencilerini çok sevmesine
rağmen son günlerde adeta onları tanıyamaz olmuştu. Niçin bu kadar yaramaz
olduklarını sık sık düşünmeye başlamış ve bir çare aramaya koyulmuştu.