Ahmet Haşim Hakkında Bilgi

 

Ahmet Haşim Hakkında Bilgi


Fecr-i Ati topluğunun en önemli temsilcilerindendir. Topluluk dağıldıktan sonra sanat hayatını bağımsız olarak sürdürmüştür. Şiirlerini duyulmak ve hissedilmek için yazmıştır. Şiirinde musiki, anlatımdan önce gelmiştir. Empresyonizm ve sembolizm akımlarından etkilenmiştir. Sadece aruz ölçüsünü kullanmıştır. Dili süslü ve sanatlıdır, nesirlerinde ise dili sadedir. Hece ölçüsünü, köylü ölçüsü olarak tanımlamıştır. Sanat sanat içindir anlayışı ile hareket etmiştir. Şiirlerinde doğa ile ilgili kavramlar, mehtap, gece, akşam, gurup, çöller, gece gibi kavramlar çokça kullanmıştır. Merdiven şirinde hayatı anlatmıştır. 1884 yılında doğmuş, 1933 yılında hayatını kaybetmiştir. Şirin kaynağı Ahmet Haşim’e göre şuuraltıdır.


 Şiirleri; Göl Saatleri, Piyale

Deneme: Bize Göre

Gezi: Frankurt Seyehatnamesi

Fıkra: Gurabahane-i Laklahan

 

Merdiven Şiiri

Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,

Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,

Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...

 

Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta,

Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...

 

Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller;

Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,

Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?

 

Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta,

Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...

Aşağıdaki Cümlelerde Hangi Düşünmeyi Geliştirme Yönteminin Kullanıldığını Eşleştirerek Belirtiniz 7. sınıf Türkçe Kitabı (31.syf)

 

Aşağıdaki Cümlelerde Hangi Düşünmeyi Geliştirme Yönteminin Kullanıldığını Eşleştirerek Belirtiniz 7. sınıf Türkçe Kitabı (31.syf)


Teknoloji, insanların ihtiyaç ve isteklerini karşılamak üzere çevreyi geliştiren, değiştiren ve hatta dönüştüren bilgi, beceri, yöntem ve süreçlerin tamamıdır: Tanımlama

Eskiden insanlar iletişim kurma konusunda bizim kadar şanslı değillermiş. Bizim gibi teknolojik araçlara sahip olamadıkları için iletişim kurmanın farklı yollarını arayıp durmuşlar: Karşılaştırma


Osmanlı Döneminde ulaklar, günümüzde postacılar gibi bir yerden bir yere haber taşırlardı: Tanık Gösterme

Bilgi, kâinattaki mevcut imkanları tanımayı sağlar. Bilgi, bu özelliği ile teknolojik gelişmelere zemin oluşturur. Bilginin artması, teknolojik gelişmelerin hızını artırır. Edward Teller (Edvırd Telır) bu konuda şöyle der: Bugünün bilimi yarının teknolojisidir:  Örneklendirme

Teknolojinin yanlış kullanımı, insanlarda psikolojik ve fiziksel sorunlara neden yol açabilir. Örneğin; telefon, tablet ve bilgisayarın başında uzun vakit geçirmek dikkat eksikliğine ve konsantrasyon bozukluğuna neden olur. Bilgisayar başında sürekli oyun oynayan bir çocuğun sosyal becerileri de zarar görür: Örneklendirme


Atatürk Ortaokulu öğrencileri üzerine yapılan bir araştırmada öğrencilerin % 40’nın sokak oyunlarına vakit ayırmadığı, boş zamanlarını dijital oyunlarla değerlendirdikleri tespit edilmiştir. Bu araştırmada sokak oyunu oynayan öğrencilerin Türkçe dersinde gösterdikleri akademik başarının, yalnızca dijital oyun oynayan öğrencilere oranla %10 fazla olduğu da ortaya konulmuştur: Sayısal verilerden yararlanma.

22 Tane Deyim ve Anlamları

 

22 Tane Deyim ve Anlamları

 

1) Eşeğe Gücü Yetmeyip Palanını Dövmek: Kızdığı güçlü kişi yerine buyruğundakileri hırpalamak

2) Eti erimek: Utanılacak bir duruma düşmeyeyim diye devamlı üzülmek.

3)Eski hamam, eski taş: Durumda hiçbir değişikliğin olmaması

4) Gayretine dokunmak: Eleştirilere kızarak yapamayacağı sanılan işi başarmaya girişmek

5)Bir yumup on dökmek: Çok ağlamak.

6) Bir mum al da derdine yan! Başkalarıyla uğraşacağına, kendi derdine üzül anlamında söylenmiş deyimdir.



7) Bir kapıya çıkmak: Aynı sonuca ulaşmak

8) Ayda yılda bir namaz, onu da şeytan komaz: Çok nadir olarak bir iyilik yapmaya kalkışır, ondan da çeşitli bahaneler ile vazgeçer.

9) Canını dar atmak: Bir tehlikeden güçlükle kurtulmak

10) Çabası sana mı düştü?: Bu işle senin ilgilenmen gerekmez, sen neden ilgileniyorsun?

11) Dağa çıkmak: Eşkıyalık etmek

12) Dağların misafir almaya başlaması: Bahar mevsiminin başlaması

13) Dağarcıkta bir şey kalmamak: Söylenecek sözü kalmamak

14) El uzatmak: Yardım etmek

15) Etekleri tutuşmak: Çok telaşlanmak.

16) Gani gönüllü: Varını vermekten çekinmeyen

17)Gözü toprağa bakmak: Ölümü yaklaşmış olmak

18) Gözü ısırmak: Tanır gibi olmak



19) Gözünü çıkarmak: Bir işi en kötü biçimde yapmak

20) Ha babam ha: Durmaksızın

21) Hacet kalmamak: Gereksiz olmak

22) Havlu atmak: Yenilgiyi kabul etmek

Her Şeyin Bir Sonu Olduğunu Bilen İnsan Hayatını Nasıl Sürdürmelidir? Davranışlarında Nelere Dikkat Etmelidir?

 

Her Şeyin Bir Sonu Olduğunu Bilen İnsan Hayatını Nasıl Sürdürmelidir? Davranışlarında Nelere Dikkat Etmelidir?

 

Yüce Allah herkese belli bir ömür süresi vermiştir. Bu süremiz dolduğu vakit bu dünyadan ayrılmak zorunda kalacağız. Çünkü her nefis ölümü tadacaktır. Bu Allah’ın emridir. Ömrümüzün sayılı günlere bağlı olmasına rağmen ısrarla kötülüğe devam etmek, iyilikten yüz çevirmek Müslüman bir mimine yakışmayan davranıştır. Çünkü din güzel ahlaktır ve din iyiliği emreder. Her şeyin bir sonu olduğunu bilen insan hayatını çalışmakla ve ibadet etmekle geçirmelidir. Adaletli olmalı, haksızlık karşısında haklı olan kişinin yanında olmalıdır. 


Yetim ve öksüz hakkı yememelidir. İnsanların kalbini kırmamalıdır ve elinden geldiği kadar cömert ve güzel ahlaklı insan olmaya çalışmalıdır. Dünya hayatının geçici olduğunun farkında olup her şeyi kafaya takmamalıdır ve” bu da geçer yahu” demelidir. Hak, hukuk ve adaletten yana olmalıdır. Büyüklerine saygılı  davranmalı küçüklerine ise sevgi göstermelidir. Yumuşak huylu olmalı, tatlı dilli ve güler yüzlü olmalıdır. Dedikodudan uzak durmalıdır. İnsanların ekmeği ile oynamamalıdır ve kimseye iftira atmamalıdır. İnsan yaşamını ilim yolunda bilim yolunda harcamalıdır. Sadece yemek içmek eğlenmek olsaydı hayvanlardan bir farkımız kalmazdı.


 Bizi diğer canlılardan ayıran en önemli fark akıl olduğuna göre aklımızı iyi kullanmalı ve Allah yolunda çalışmalıyız. Yoksullara yardım etmeliyiz, kimsesizlerin elinden tutmalıyız, sağ elimizin verdiğini sol elimiz görmeden yapmalıyız ve hayatımızı iyilik üzerine , yardımseverlik üzerine kurmalıyız ve hayat boyu iyi bir Müslüman olma yolunda ilerlemeliyiz.

Mutluluk Sokağı Kitabında Geçen Alıntılar

 

Mutluluk Sokağı Kitabında Geçen Alıntılar

 

"Mutluluk, insanın istediğini yapabilmesi için ona fırsat tanınmasıdır."

“Anneler, babalar o kadar da kolay övünmüyorlar çocuklarıyla. Onları memnun etmek her zaman kolay olmuyor.”

“Her şey yolunda görünse de eksik bir şeyler var demek. Bu eksiklikler, kağıt üzerinde de olsa, mutluluk vadeden bir yere düşsel kaçışlara neden oluyor.”


“Herkes için kocaman ve tek bir mutluluk ülkesi olmadığını biliyorum artık. Keşke olsa. Keşke yaratabilsek o ülkeyi. Ben hâlâ, büyükler isterse öyle bir ülke yaratabilirler diye düşünüyorum. Küçük çocukların şafağın belirdiği istasyonlarda simit, akşamın alacakaranlığında ayran satmadıkları bir ülke...”

“Bence çocuklar düşleriyle birlikte büyümeli, düşler çocukların en güvenli sığınaklarıdır.”

“Anneler babalar bazen öyle şeyler atarlar ki ortaya, kendileri bile bunun nereden çıktığını bilemezler.”

“Her insanın içinde parıltılar saçan bir başka insan olduğunu anlamıştım. O insanı bulup ortaya çıkarırdınız ya da içinize hapseder, varlığından haberiniz bile olmadan yaşayıp giderdiniz.”

'' Çocuklar hiç büyümez annelerinin gözlerinde. Hep çocuk kalırlar. Ama dikkat etmeli. Bu duyguya iyice kapılıp, onların gelişmesine engel olmamalı.''

“Bu gece belki de çocukluğumla vedalaşacağım. Onu yanımda götürmeyeceğim belki, iyice derinlere saklayacağım. Büyümüş gibi yapacağım. Büyümüş gibi konuşacağım. Korkularımı içime atacağım büyük olasılıkla. Bu büyümek değil mi?”

“Bir kompartıman içinde evimi, ailemi hızla geride bıraktığım şu dakikalarda geriye dönüp bakıyorum da... Ne kadar yalnız, ne kadar hayalci bir çocuk olduğumu hiç birinin fark etmediğini düşünüyorum.”

“Birden kitaplıkları ağaçlara benzetiyorum. Durmadan büyüyen ağaçlara. Dalları rafları oluyor ağaçların. Yaprakları ve çiçekleri de rengarenk, harika kitaplar.”

"Önemli olan onları iyi yarınlara yolcu edebilmektir. İstedikleri hayatlara doğru gitsinler. Acısız, doğru dürüst , kendilerini bilerek kendi ayakları üstünde durarak..."


"Beni her zaman anladılar aslında. Anladılar, ama kendi ölçüleriyle."

“Evimiz Mutluluk Sokağı'nda değildi, hatta istediği kadar süslensin, güzel bir ev bile değildi. Herkes birbirine kızıyor, bağırıyordu. Oyun oynamak, neşelenmek gibi güzel şeyler nedense hep üzüntüyle bitiyordu.”

"İnsan düşlerine sıkı sıkı sarılmalı. Hayatın onu ellerinden almasına izin vermemeli. Ne olursa olsun saklamalı ve içinde büyütmeli. Sevgiyle, özenle beslemeli, bakmalı. Ölmelerine engel olmalı.”

Marcus Aurelius’un Kendime Düşünceler Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

Marcus Aurelius’un Kendime Düşünceler Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

“İntikam almanın en iyi yolu intikam alınacak kişiye benzememektir.”

“Neyi sık sık düşünüyorsan, aklın da ona benzer bir şey olacaktır. Çünkü ruhu dolduran düşüncelerdir.”

"Çünkü insanın çekileceği en güzel yer kendi içidir. "

“Sabahları uyandığında hayatta olmanın, sevmenin, mutlu olmanın ve düşünmenin nasıl bir ayrıcalık olduğunu düşün.”

"Kim ne derse desin ya da ne yaparsa yapsın, ben rengini yitirmeyen bir zümrüt olacağım"

"Sana dürüst davranmak istiyorum,'' diyen birisi nasıl çürümüş ve sahtekardır. Ey insan, sen ne yapıyorsun? Bunu söylemene gerek yok. Dürüstlük kendiliğinden anlaşılmalı. Yüzünde yazmalı, sesinde çınlamalı. Tıpkı sevgilinin, sevgilisinin bir bakışında her şeyi anlayabilmesi gibi dürüstlük baktığın an gözlerinden taşmalıdır. Kötü kokan bir insanın yanından geçerken fark edilmesi gibi hemen anlaşılmalıdır sade ve dürüst insan.”


“İnsanı daha kötü yapamayan bir şey nasıl olur da insanın yaşamını daha kötü yapar?”

“Kesinlikle gerçekleştirmek istediğin şeyler için hızlan, boş umutları defet, eğer kendinle ilgiliysen, hâlâ mümkünken kendi yardımına kendin koş.”

“Aşağılıyorsun, bizzat kendini aşağılıyorsun ruhum! Kendini onurlandıracağın zaman gelip geçiyor. Çünkü herkesin tek bir yaşamı vardır ve seninki hemen hemen tamamlandı; kendine saygı duyan biri değil, diğer insanların ruhlarında kendi mutluluğunu arayan birisin.”

“Bedenin bu hayatta direnirken, ruhunun pes etmesi yüz kızartıcıdır…”

"Duyduğumuz her şey bir görüştür, bir gerçek değildir. gördüğümüz her şey bir bakış açısıdır, hakikat değildir."

“Sabahları kalkmayı canın istemedikçe şunu hatırla: "İnsanlık görevi için kalkıyorum." Eğer bunun için doğduysam bunun için dünyaya gönderildiysem neden huysuzlanıyorum? Çarşaflara örtülere sarılıp kendimi ısıtayım diye mi yaratıldım? "Fakat bu daha keyifli." Öyleyse keyif çatmak için mi dünyaya geldin, eyleme geçmek, çaba harcamak için değil mi yani? Bitkilerin, küçücük kuşların, karıncaların, örümceklerin, arıların üstlerine düşen her şeyi yaptıklarını, ellerinden geldiğince dünyanın düzenine katkıda bulunduklarını görmüyor musun?”

 

“Her şey fânidir, hatırlayan da hatırlanan da.”

“Yalnızca bir şeyi yapmak değil, yapmamak da çoğu zaman adaletsizliktir.”

“Çünkü kendi zekasını, koruyucu ruhunu ve onun erdeminin gerekliliklerini seçmiş biri trajik tavır takınmaz, yakınmaz, ıssız bir yere veya kalabalığa ihtiyacı yoktur.”

Toplumumuzda Yaşayan İnsanlar Arasında Saygı Olmasaydı Ne Gibi Sorunlarla Karşılaşabilirdik?

 

Toplumumuzda Yaşayan İnsanlar  Arasında Saygı  Olmasaydı Ne Gibi Sorunlarla Karşılaşabilirdik?


Toplumla iç içe yaşadığımız için herkesin birbirine saygı göstermesi gerekir. Saygının olduğu yerde mutluluk olur, huzur olur, insanlar birbirine karşı daha sevecen olur ve daha çok empati kurar. Saygı olmasaydı büyük bir kaos ortamı oluşurdu. Herkes kafasına göre takılsa, toplumsal kurallara uymasa  toplum parçalanmaya ve dağılmaya başlardı. 


Güçlü olan güçsüzü ezerdi. Zorbalıklar artardı. Toplumun genel ahlaki  büyük oranda darbe alırdı ve gelecek kuşaklara  iyi bir örnek bulmak zor olurdu. Toplumsal gerilim ve şiddet artardı. İnsanlar öfkeli, kavgacı ve aşırı sinirli olurdu.  Saygısızlık beraberinde ayrımcılığı getirirdi. Bunun sonucunda da ön yargılı yaklaşımlar doğardı ve bu da hoşgörüyü ortadan kaldırırdı ve sorunlar hızla büyümeye devam ederdi. Toplumsal dayanışma olmazdı ve toplumsal dışlanma başlardı. Saygısızlık insanlar yalnızlığa itebilirdi ve bu da insanların birbirinden kopmasına ve asosyal  bir yaşam yaşamasına neden olabilirdi. 


Toplumsal güven eksikliği ortaya çıkardı ve kısacası toplum  dağılırdı, çeşitli olumsuz olaylar çıkardı.  Şiddete eğilim artardı ve bunun sonucunda da suç oranları artardı. İletişim sorunları, toplumsal kutuplaşma ve bölünme, eğitim sorunları ortaya çıkardı.

9 Atasözü ve Anlamları

 

9 Atasözü ve Anlamları


Gel demesi kolay ama git demesi güçtür:  Bir kimseyi işe başlatmak, birini misafirliğe çağırmak kolaydır fakat bir kimseyi işten çıkarmak, misafire de git demek oldukça zordur.

Düşmanınki kayar geçer, dostunki koyar geçer:  İnsan için düşmanının söylediği sözler ve yaptığı davranışlar kötü de olsa fazla etki etmez. Ancak dostunun söylediği kötü sözler ve yaptığı kötü davranışlar iz bırakır.

Düştünse toprağa sarıl:  Toprağı eğer iyi işlersen hiçbir zaman seni yarı yolda bırakmaz, seni besler. Zor günleri topraktan elde edeceğin gelirle atlatabilirsin.


Boş ite menzil olmaz:  İşi gücü olmayan, aylak kişinin nerede olduğu belli değildir. Aklının estiği yere gider, aklının estiği yerde kalır. Canı nasıl istiyorsa o şekilde davranır. Ulaşmak istediği belirli bir amacı yoktur, geleceğini hiç düşünmez.

Boş eşek yorga gider: Üzerinde bir görev bulunmayan kaygısız kişi sorumluluktan uzak, rahat rahat, istediği gibi yaşar.

Altın ateşte, insan mihnette belli olur:  Her maddenin değerini gösteren belirleyici bir etken güç vardır. İnsanın da değerini gösteren zorlukları yenme azmi, sıkıntılara dayanma ve benliğini koruma gücüdür.

Diken battığı yerden çıkar:  İnsan sıkıntıya düştüğünde bunun sebebini iyice araştırıp o nedenleri ortadan kaldırırsa sıkıntıdan da kurtulur.


Duvarın kulağı var, gözünü de unutma:  Bir işi sonsuza kadar asla sır olarak kalamaz. Mutlaka bir yerden, bir sebepten açığa çıkar.

Düğün aşı savulduktan sonra gelen vah vah yer:  Her iş zamanında ve yapılması gereken biçimde yapılmalıdır.

Olumsuz Bir Olayla Karşılaştığınızda Kendinizi Nasıl Hissedersiniz? Böyle Bir Durumda Neler Yaparsınız? İyimser Bir Kişiliğe Sahip Olmak Neden Önemlidir?

 

Olumsuz Bir Olayla Karşılaştığınızda Kendinizi Nasıl Hissedersiniz? Böyle Bir Durumda Neler Yaparsınız? İyimser Bir Kişiliğe  Sahip Olmak Neden Önemlidir?

 

Olumsuz bir olayla karşılaştığımda kendimi kötü hissederim ve üzülürüm. Canım sıkılır, duruma göre öfkeli olurum, duruma göre duygusal olurum. Duruma göre ise çaresiz hissedebilirim. Yani o andaki olayın ciddiyetine bağlı olarak duygu ve düşüncelerim de değişebilir.


 Olumsuz bir olayla karşılaştığım zaman ilk olarak sakin kalmaya çalışırım ve soğukkanlılığımı kaybetmem.  Olayı barışçıl yollardan çözmeye çalışırım ve iyimser olmaya çalışırım. Kötülüğün olmaması için elimden gelen çabayı gösteririm. İyimser bir kişiliğe sahip olmak olayları büyütmeden  barış ortamını sağlaması açısından önemlidir. İyimser düşündüğümüz zaman kalbimizi de temiz tutmuş olurum ve vicdanımızı ve kalbimizi kirletmemiş oluruz. İyimser olmak kişiyi toplum içinde de saygın bir konuma ulaştırır. 


Bu dünya imtihan dünyasıdır. Biz everilen ömür de sayılıdır. Ölüm kadar hiçbir şey ciddi olamaz. Onun için olayları büyütmemek gerekir. Bir gün öleceğimiz düşünerek her şeye kafayı takmamak gerektiğini ve bunun için de iyimserlikten yana olmayı tercih ederim. Olaylara iyimser taraftan bakmak kişiyi daha akılcı düşünmeye  yönlendirir ve sorunlar daha tatlı bir şekilde çözülmüş olur.

Dostlukların ve Arkadaşlarının Bitmesinin Nedenleri Konusunda Bir Konuşma Yapınız.

 

Dostlukların ve Arkadaşlarının Bitmesinin Nedenleri Konusunda Bir Konuşma Yapınız.

 

Dostlukların ve arkadaşlıkların kurulması insanlar için çok faydalıdır. İnsanlar başka insanlarla yaşamak, onlarla alışveriş etmek, sohbet etmek zorundadır. Çünkü bunlar sosyal ihtiyaçlardır. Her ne kadar dostlukların ve arkadaşlıkların olması güzel bir durum olsa da sadece çıkar odaklı dostluk ve arkadaşlıkların olması ise çok çirkin bir durumdur.

 

 

Sevgili öğretmenim ve değerli arkadaşlarım,

Dostlukların ve arkadaşlıkların bitmesi iyi olan tarafın canını acıtır ve iyi olan dost ya da arkadaş büyük bir hayal kırıklığı yaşar. Arkadaşlık ve dostlukların bitmesinin nedenleri şunlardır: Güvenin sarsılması ve bir tarafın diğer tarafa ihanet etmesi ve bütün güvenini boşa çıkarması, sadakatsizlik, yüzüne gülüp arkadan kötü sözler söyleme ve dostunun iyiliğini istememe, işi bitenin bir daha geri dönüp nasılsın diye aramaması, birbirine ayrılmayan zaman, bilerek ve isteyerek dostuna duygusal veya fiziksel zarar vermek, yaşanılan yerlerin değişmesi ve araya uzun mesafelerin girmesi, kültürel farklılıkların artması, hayata bakış açısının yıllar içinde değişmesi, bir tarafın diğer tarafın ilerlemesine engel olması, başarılı olunduğu dostunun takdir edememesi, zor günlerde birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olunmaması, birinin zaman içinde kibirli davranışlar içine girmesi, maddi gücü iyi olanın maddi gücü iyi olmayana farklı davranmaya başlaması ve daha birçok neden dostlukları ve arkadaşlıkları sona erdirir.

 

Bunların olmaması için dostların birbirine güven bağı ile bağlanması gerekir. Aradaki sevgi ve saygının kaybolmaması ve uzun ömürlü olması gerekir. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.