Ek Fiilin İkinci Görevi İle İlgili Örnekler


Ek Fiilin İkinci Görevi İle İlgili Örnekler

Ek fiil isim soylu sözcükleri yüklem yapmak ya da basit zamanlı fiilleri birleşik zamanlı fiil yapmak için kullanılan “-(i)di, -(i)miş, -(i)se, -dır” eklerine verilen addır. Ek fiilin ikinci görevi basit zamanlı fiillerden birleşik zamanlı fiil yapmaktır. Basit zamanlı fiil yalnızca tek bir kip eki ve kişi eki alan fiillere denir. Birleşik zamanlı fiil ise fiillere kip eki eklendikten sonra ek fiil ve kişi eki eklenerek meydana gelen fiillere denir. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerde kullanılan ek fiiller ek fiilin ikinci görevinde kullanılmıştır.

A. Ek Fiilin Görülen Geçmiş Zamanı İle İlgili Örnekler (Hikaye Birleşik Zaman) :
- Her akşam yaklaşık olarak iki kilometre yürüyordu. (şimdiki zaman + ek fiilin görülen geçmiş zamanı)
- Bir aksilik olmasaydı dün onların bahçesine gidecekti. (gelecek zaman + ek fiilin görülen geçmiş zamanı)
- Bütün ödevlerimi zamanında yapmalıydım. (gereklilik kipi + ek fiilin görülen geçmiş zamanı)
- Keşke senin istediklerini alabilseydim. (şart kipi + ek fiilin görülen geçmiş zamanı)
- Oysaki onun için elimden gelen her şeyi  yapmıştım. (öğrenilen geçmiş zaman + ek fiilin görülen geçmiş zamanı)
- Her yıl buraya gelir ve bir hafta kadar kalırdım. ( geniş zaman + ek fiilin görülen geçmiş zamanı)
- Hocayı okulda görebilseydim dünkü ödevleri soracaktım. (şart kipi + ek fiilin görülen geçmiş zamanı, gelecek zaman + ek fiilin görülen geçmiş zamanı)
- Bir zamanlar onu ne kadar da çok seviyordum. (şimdiki zaman + ek fiilin görülen geçmiş zamanı)

B. Ek Fiilinin Öğrenilen Geçmiş Zamanı İle İlgili Örnekler (Rivayet Birleşik Zaman):
- Kendisine verilen tüm görevleri zamanında yapıyormuş. (şimdiki zaman + ek fiilin öğrenilen geçmiş zamanı)
- Gelecek yıl İstanbul’a taşınacakmış. (gelecek zaman + ek fiilin öğrenilen geçmiş zamanı)
- Her yıl Mekke ve Medine’deki müslümanlara sadaka gönderirmiş. (geniş zaman + ek fiilin öğrenilen geçmiş zamanı)
- Güya sözlerime çok kırılmışmış. (öğrenilen geçmiş zaman + ek fiilin öğrenilen geçmiş zamanı)
- Her gün bıkmadan usanmadan koşuyormuş. (şimdiki zaman + ek fiilin öğrenilen geçmiş zamanı)
- Hayatının bundan sonraki kısmını insanlara yardım etmekle geçirecekmiş. (gelecek zaman + ek fiilin öğrenilen geçmiş zamanı)
- Annesinin sözlerini mutlaka dinlemeliymiş. (gereklilik kipi + ek fiilin öğrenilen geçmiş zamanı)
- Keşke onu daha önce tanısaymış. (şart kipi + ek fiilin öğrenilen geçmiş zamanı)
- Öğleden sonra yürüyüş yapacakmış. (gelecek zaman + ek fiilin öğrenilen geçmiş zaman)
- Her hafta aynı saatte halı saha maçı yapıyorlrmış. (şimdiki zaman + ek fiilin öğrenilen geçmiş zamanı)

C. Ek Fiilin Şart Kipi İle İlgili Örnekler (Şartlı Birleşik Zaman)
- Beni dinlediyse bu işi başarmıştır. (görülen geçmiş zaman + ek fiilin şart kipi )
- Ne kadar çok ağlamışsa gözleri kızarmış. (öğrenilen geçmiş zaman + ek fiilin şart kipi)
- Bu kadar çok koşarsa elbette terler. (geniş zaman + ek fiilin şart kipi)
- Yarın gelecekse biraz hazırlık yapalım. (gelecek zaman + ek fiilin şart kipi)
- Bu kadar kısa sürede koşmalıysa çok çalışması gerekir. ( gereklilik kipi + ek fiiin şartı)
- Ne kadar çok konuşuyorsa insanları bıktırmış. (şimdiki zaman + ek fiilin şart kipi)
- İşi bırakacaksa önceden haber versin. ( gelecek zaman + ek fiilin şart kipi)
- Çok üşüdüyse üzerine bir şey örtsün. (görülen geçmiş zaman + ek fiilin şart kipi)
- Her gün bu sokaktan geçiyorsa bizi tanır. (şimdiki zaman + ek fiilin şart kipi)
- Hızlı koşarsan bize yetişirsin. (geniş zaman + ek fiilin şart kipi)

Ek Fiilin 1. Görevi İle İlgili Örnekler

Ek Fiilin 1. Görevi İle İlgili Örnekler


Ek Fiilin 1. Görevi İle İlgili Örnekler

Ek fiil isim soylu sözcükleri yüklem yapmak ya da basit zamanlı fiilleri birleşik zamanlı fiil yapmak için kullanılan “-(i)di, -(i)miş, -(i)se, -dır” eklerine verilen addır. Ek fiilin birinci görevi isim soylu sözcükleri yüklem yapmaktır. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerde kullanılan ek fiiller ek fiilin birinci görevinde kullanılmıştır.

-          Başkalarının haklarını yemek haramdır. (ek fiilin geniş zamanı)
-          Dünkü sınavda sorulan soruların neredeyse tamamı çok kolaydı. ( ek fiilin görülen geçmiş zamanı)
-          Dün bizim evin arkasından hızla geçen araba arkadaşımınmış. (ek fiilin öğrenilen geçmiş zamanı)
-          Bize neyin doğru neyin yanlış olduğunu gösterebilecek tek şey zamandır. (ek fiilin geniş zamanı)
-          Bu konu ile ilgili aradığımız bilgilerin tamamı o kitaptaydı. (ek fiilin görülen geçmiş zamanı)

-          Biz bu mahalleye taşındığımızda yazmış. (ek fiilin öğrenilen geçmiş zamanı)
-          Osman Gazi döneminin en cesur ve bilgili adamıydı. (ek fiilin görülen geçmiş zamanı)
-          İnsanın en mutlu olduğu yer kendi evidir. (ek ffiilin geniş zamanı)
-          Bizim okulda konferans salonu da varmış. (ek fiilin öğrenilen geçmiş zamanı)
-          Piknik malzemelerinin hepsi arabadaydı. (ek fiilin görülen geçmiş zamanı)
-          Bu dünyaya bırakabileceğimiz en güzel şey güzel bir isimdir. (ek fiilin geniş zamanı)
-          Elbise almak için gittiğimiz mağaza kapalıydı. (ek fiilin görülen geçmiş zamanı)
-          Benim babam emekli bir öğretmendi. (ek fiilin görülen geçmiş zamanı)

-          Bir zamanlar buralar hep tarlaymış. (ek fiilin öğrenilen geçmiş zamanı)
-          Evin neşesi küçük bir bebektir. (ek fiilin geniş zamanı)
-          Bizim öğretmenimiz hepimize karşı çok anlayışlıdır. (ek fiilin geniş zamanı)
-          Çocukların gelişimin sağlayan en faydalı şey oyundur. (ek fiilin geniş zamanı)
Not: “-(i)se” eki de isimlere gelen bir ek fiilidir ancak yüklem yapmaz.
-          Karşındaki çocuksa daha fazla sabırlı olmalısın.
-          Söz konusu futbolsa benden daha iyisini bulamazsın.
-          Ahmet evdeyse acilen yanıma gelsin.
-          İhtiyacınız olan şey kitapsa tam yerine geldiniz. 




Kış Mevsimi İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


Kış Mevsimi İle  İlgili Kompozisyon Yazınız.

Kış mevsimi denince akla gelen ilk şey elbette kar  ve soğuk olacaktır.  Karın yağması ile birlikte hava soğur ve kış mevsimi de başlamış olur.   Kış mevsiminde evde  şömineler yakılır, sobalar yakılır. Sobalarda patates közlenir, kestaneler pişirilir, sobanın üzerinde çaydanlıkta çaylar kaynatılır ve sevdiklerimizle çok güzel vakitler geçirilir.

Kış mevsimi çocuklar için ise daha da ayrı bir  öneme sahiptir.  Çocuklar   karın yağması ile birlikte evde durmak istemezler. Hemen dışarı çıkıp kardan adam yapmak isterler, kızakla kaymak isterler, kar topu  oynamak isterler ve doya doya kara  yatmak isterler . Kış mevsmi her ne kadar bu güzelliklere vesile olsa da bazen olumsuz hava koşulları  yaşamımızı kötüye çevirebilir. Örneğin;   Yollar buz tutarsa  trafik kazaları çok olur,  karın çok fazla yağdığı yüksek kesimlerde çığ düşme tehlikesi artar ve bunlar da  can ve mal kaybı yaşanmasına neden olur. İşte tüm bu olumsuzlukların olmaması için de insanlarımız hava durumunu her gün takip etmelidir ve ona göre    planlarını yapmalıdırlar. Karın yağması ile birlikte toprak suya doyar.    Kar yağdığı için göllerimiz, nehirlerimiz sular ile dolar ve bu da    kurak bir yıl geçirmememizi sağlamış olur. 

Kış mevsiminin son günlerini yaşadığımız bu günlerde doya doya eğlenmek umuduyla. Kalın sağlık ve mutlulukla…

Özgürlük İle İlgili Özdeyişler


Özgürlük İle  İlgili Özdeyişler

 Özgürlük insanın sahip olduğu, hayat bulduğu en temel değerlerden biridir. Özgürlük bağımsızlıktır,  kendi ülkende, kendi evinde rahatça nefes alabilmektir. Başkalarının yaşamına müdahale etmemesidir. Özgürlük ferahlıktır, yaşamın ta kendisidir.
Özgürlük ile ilgili özdeyişler şunlardır:
* ‘’ Özgürlük vazgeçmeniz için kışkırtıldığınız bütün hediyelerden daha değerlidir.’’

 *‘’ Özgürlük özgürlüktür, eşitlik ya da tarafsızlık ya da adalet ya da insan mutluluğu ya da vicdanlılık değildir.’’    Isaiah Berlin

*‘’ Özgürlük, adaletten başka bir şey değildir.’’  Voltaire
*‘’ Geçici güvenliği için özgürlüğünü verenler her kimse, ne özgürlüğü ne de güvenliği hak ederler.’’  Benjamin Franklin


*‘’ Olağanüstü şeylerde dahi hiçbir şey özgür olmaktan daha üstün değildir. Ancak özgürlük ile yaşamaktan daha zor bir şey de yoktur. Özgürlük genel olarak fırtınaların ortasından ortaya çıkar. Toplum içindeki uyuşmazlıklar ile en iyi halini alır. Onun faydası ve değeri ne yazık ki çok daha sonra kavranır ve bilinir.’’  Alexis de Tocqueville
*‘’  Özgürlük yasaların izin verdiği her şeyi yapmaktır.’’ Montesquieu
*‘’ İki şeye hakkım var: özgürlük ve ölüm. Birine sahip olamazsam ötekini isterim, çünkü kimse beni canlı tutsak edemez.’’  Che Guevara


*‘’ Özgürlük denmeye değer biricik özgürlük, başkalarını mutluluklarından yoksun bırakmaya veya onların mutlu olma çabalarına engel olmaya kalkışmadığımız sürece, kendi iyiliğimizi kendi bildiğimiz yolda aramak özgürlüğüdür.’’
‘’Özgürlükten doğan bunalımlar ne kadar büyük olursa olsun, hiç biz zaman fazla baskının sağladığı sahte güvenlikten daha tehlikeli değildir.’’ Gazi Mustafa Kemal Atatürk
*‘’Özgürlük bölünemez bir kelimedir. Tadına varmak ve onun için kavga etmek istiyorsak, onu zengin fakir ayırt etmeden, fikirlerimize katılsınlar ya da katılmasınlar, hangi ırk ve renkten olurlarsa olsunlar, herkese yaymaya hazır olmalıyız.’’ Wendell Wilkie

‘’Anne Kalbi Çocuğun Okuludur.’’ Sözü İle İlgili Kompozisyon


‘’Anne Kalbi Çocuğun Okuludur.’’ Sözünü Açıklayınız.

Anneler çocukları için her türlü fedakarlığı yapan ve onları koşulsuz seven , koruyucu meleklerdir. Bir anne çocuğuna  nasıl davranırsa çocuk da ilerde onu model alacaktır. Örneğin anne içi sevgi ve merhamet dolu biri ise çocuk da öyle olacaktır. Anne vicdanlı, yardımsever, dayanışmacı bir kimse ise çocuk da annesini model alacak ve annesi gibi davranacaktır.

Anne  sevgi dolu değilse, merhametli değilse, vicdansız bir kimse ise çocuk da o denli merhametsiz ve vicdansız olacaktır. Kalp kıracaktır, insanlar ile iletişimi kötü olacaktır, iyi bir insan olmayacaktır. İşte böyle  çocukların olmaması için de annelere büyük görev düşmektedir. Annelerin kalbi gerçekten çocukların okuludur. Çünkü çocuk ne öğrenirse annesinden öğrenir ve onu model alır. Anne dedikoducu ise çocuk da öyle olmaya meyilli olacaktır.  Çünkü en yakınından ne görürse çocuklar da onun aynısını yapacaktır. Bunun için annelerimizin kendilerini  geliştirmeleri ve olumlu yönde değiştirmeleri gerekir. Ancak böyle olursa çocuk da  güzel ahlaklı, sevgi dolu, merhametli ve vicdan sahibi bir kimse olur. Annenin kalbi olan okul iyilik içinde dolmalıdır ve bu iyilik de tüm dünyaya yayılmalıdır. Yeter ki bunu  can-ı gönülde yapalım ve çocuklarıma sevgi dolu, saygı dolu, barış dolu bir dünya bırakalım.

Kısacası çocuklar annelerin kalplerindekilerin yansımasıdır. Henüz dış etkileri yeteri kadar görmemiş bir çocuğun davranışlarına bakarak rahatlıkla annesi hakkında yorum yapabiliriz.

Ülkesini Seven İnsanların Özellikleri Nelerdir?


Ülkesini  Seven İnsanların Özellikleri Nelerdir?

Ülkesini seven insanların özellikleri şunlardır:
* Ülkesini seven insan bayrağına saygılı olur ve ülkesinin bağımsızlığı için elinden gele her türlü  fedakarlığı yapar.
* Ülkesini seven kimse vatanı ve milleti için çok çalışır. İlim ve fen yolunda ilerler.
* Ülkesini seven insan kendini olumlu yönde geliştirir ve değiştirir.
* Ülkesini seven insan, dürüst, güvenilir ve güzel bir ahlaklı olur ve helal yoldan para kazanır.
* Ülkesini seven insan  başka insanların hakkını yemez. İnsan haklarına saygılı ve adaletli bir kimse olur.
* Ülkesini seven  insan  ülkesine ihanet etmez. Vatan ihaneti  affetmez.
* Ülkesini seven insan ülkesini tehdit eden her türlü iç ve dış terör mensuplarına karşı  milleti ile iş birliği halinde  hareket eder ve vatanını korur.

* Ülkesini seven insan bilinçli  ve eğitimli, aydın çocuklar yetiştirir.
* Kalıp yargılara sahip olmaz, ön yargılı ve cahil kimse olmaz.
* Ülkesini seven insan ülkesinin doğal kaynaklarını  boş yere harcamaz. 
* Ülkesini seven insan  yaşadığı toprakları, havayı, suyu kirletmez ve bunların değerini bilir.
*  Ülkesini seven  insan  tarihine sahip çıkar ve tarihini iyi bilir.
*  Ülkesini seven insan askerli görevini, seçme  ve seçilme hakkını yerine getirir.
* Ülkesini seven  insan ülkesi için var gücü ile çalışır ve ülkesinin kalkınmasına  katkıda bulunur.
* Ülkesini seven insan milliyetçi olur .
* Ülkesini seven insan  yurt dışında işleri bittiği zaman kendi ülkesinde  yaşamaya devam eder.
* Ülkesinin tarihi ve coğrafi değerlerine sahip çıkar.


‘’Hiçbir başarımı tesadüfe borçlu değilim. Buluşlarım da tesadüfen değil, çalışmalarımın eseridir.'' Sözüyle İlgili Kompozisyon


‘’Hiçbir başarımı tesadüfe borçlu değilim. Buluşlarım da tesadüfen değil, çalışmalarımın eseridir.'' Sözüyle  İlgili Yazı Yazınız.

Hayatta başarılı olmak için, bir yerlere gelmek için, kendi ayakların üzerinde durmak için yapılması gereken  tek  şey çalışmaktır. Çalışmak, alın teri dökmek, amaçların uğrunda mücadele etmek de azimli ve meraklı insanların özelliğidir.  Hiçbir başarı tesadüf değildir. Çünkü her  başarının ardında yoğun bir çalışma, emek ve alın terini görürüz.

İnsan yattığı yerden para kazanamaz, ya da iyi bir bilim adamı, iyi bir doktor, iyi bir mühendis olamaz.   İnsan meslek sahibi olmak için, çevresine faydalı olmak için çok çalışmalıdır.  Çünkü kişi ancak çalışırsa bir yerlere gelir. Böylece hem kendine hem de içinde yaşadığı topluma faydalı bir bireye dönüşür.  Kimya dalında  Nobel ödülü alan  Türk bilim insanı Aziz Sancar da   şu sözü söylemiştir: ‘’  Başarımın  yüzde doksan dokuzunu çalışmama, yüzde birini ise zekama borçluyum’’ demiştir. Buradan da  başarının tesadüf ya da zekadan kaynaklanmadığını  , başarının sadece ve sadece çok çalışmaktan geçtiğini ileri sürebiliriz. Konu ile ilgili o kadar çok örnek var ki… Neredeyse tüm buluşların hikayesini araştırdığımızda aynı şeyle karşılaşırız: Mucidimiz istediği sonuca ulaşana kadar bıkmadan usanmadan yüzlerce hatta binlerce deneme yapmıştır. Yani hedefe ulaşmak için yılmaz bir gayret gereklidir.

Yeter ki  çalışalım,  azimli olalım ve aynı kararlılıkla yolumuza devam edelim.  Tüm bunların sonucunda başarı  zaten gelecektir.

Yarı Yıl Tatilinde Neler Yaptın Konulu Yazı Yazınız.


Yarı Yıl Tatilinde Neler Yaptın Konulu Yazı Yazınız.

Birinci dönemin sona ermesi ile 15 tatil  ya da yarıyıl tatili de başlamış oldu. Yorucu bir dönemin ardından dinlenmek bana çok iyi geldi.  Bu tatil sürecinde şunları yaptım: Önce güzel bir şekilde  dinlendim, bol bol uyudum ve bol bol kitap okudum. Ailem ile kaliteli vakit geçirdim. Tatil sürecinde akşamları  ailem ile birlikte bir saat kitap okuma alışkanlığı kazandık. Daha sonra  herkes okuduğu kitabın konusunu  birbirine anlattı. 

Tatilde  kar yağdı ve sabahleyin kardeşimle ve babamla birlikte kocaman bir kardan adam yaptık. Kardan adamın burnuna havuç, gözlerine ise  zeytin taktık. Kafasına şapka taktık, boynuna atkı taktık. Çok güzel bir gün geçirdik.  Annemin yaptığı sıcacık börekler ile içimiz ısındı. Akşam evimizde sobanın  üstünde kestane attık, sobanın fırınına ise patates attık ve bunları da bir güzel yedik. Daha sonra akrabalarımıza gittik, bize gelenler oldu.  Tatilde bize halam  ve kızları geldi. Onlarla çok güzel  oyunlar oynadık. Özellikle de zeka oyunları oynadık ve böylece çok hoş bir vakit geçirdik. 

Bol bol matematikten, Türkçeden, tarih ve coğrafyadan soru çözdüm. Yanlışlarımı ailemle birlikte düzelttik.   Hava çok soğuk  olduğu için  şehir dışına çıkmadık.  Ailem ve komşularımla güzel ve tatlı vakit geçirmiş olduk.

Bir Elin Nesi Var İki Elin Sesi Var ve Birlikten Kuvvet Doğar Atasözlerinin Açıklaması


Aşağıdaki Atasözleri Sizce Ne Anlama Gelmektedir? Düşüncelerinizi Arkadaşlarınızla Paylaşınız.

* Bir Elin Nesi Var, İki Elin Sesi Var:  İnsan sosyal bir varlıktır. Sosyal bir varlık olduğumuz için de  başkalarından yardım almaya ihtiyacımız vardır, başkalarına yardım etme gibi de sorumluluklarımız vardır.  Her işi tek başımıza yapamayız. Çünkü kimi işler  birlikte yapıldığı zaman  çözülür ve kolaylaşır. Bunun için de atalarımız  bu atasözünü söylemiştir. 

Örneğin;  annemiz evde yaprak sarması hazırlarken ona yardım ettiğimiz zaman o sarma işi daha çabuk sürede biter ve  işlerimiz de daha kısa zamanda bitmiş olur. Ya da bunu şu  örnekle de anlatabiliriz:   Yakın zamanda yaşanan  depremde çok sayıda vatandaşımız  maddi olarak zor duruma düşmüştür. Türkiye Cumhuriyeti olarak milletimiz  deprem bölgesine el birliği ile yardım göndermiş, paralar göndermiş ve oradaki kardeşlerimizin sıkıntısının az da olsa giderilmesi için tek yumruk olmuştur. Yani birlikte yapılan işleri  zor işleri kolaylaştırır ve kardeşliğimizi de bu şekilde daha çok güçlendirmiş oluruz.

Birlikten Kuvvet Doğar: Bu atasözü de yukarıdaki atasözü ile aynı benzer anlama gelir . Bir olduğumuz zaman daha güçlü oluruz, işlerimizi daha iyi ve daha çabuk yaparız. Zorlukların üstesinden gelmesini biliriz. Bunun için her zaman birlik ve beraberlik içinde yaşamaya ve güçlenmeye devam etmeliyiz.

Edatlar İle İlgili 15 Örnek Yazınız. Bu Örneklerin Ne Anlam Kattığını Yazınız.


Edatlar İle İlgili  15 Örnek Yazınız. Bu  Örneklerin Ne Anlam Kattığını Yazınız.

Yalnız başına hiçbir  anlamı olmamasına rağmen  eklendiği kelimeye, tümceye farklı  anlam ilgileri katan  sözcük ya da eklere  ‘’edat’’ denilir.
Türkçemizde en sık kullanılan edatlar şunlardır:
- üzere
- için
- yalnız (sadece)
- e kadar
- göre
- değin

- denli
- mı,mi
- ancak
- dek
- gibi
- başka
-  değil
-  e doğru
-  rağmen
-  den bu yana
- ekarşın vb.
Edatlar ile ilgili örnekler şunlardır:

- Deprem sonrası evimiz bir kepçeyle yıkılıyordu.   (Araç ilgisi)
- Ben de  senin kadar  bilirim  empati kurma becerisini   (Eşitlik  ilgisi)
- Benim için debiyat gönüllerin bir araya gelmesi, duyguların depreşmesidir.  (Görelik ilgisi)
- Kayseri’ye babamla gitmeyi düşünüyorum. (Birliktelik ilgisi)
- Bir çocuğa göre  hayli güçlüydü Emrah  (Karşılaştırma ilgisi)
- Abimin hasta olmaması için  terini silmesi gerektiğini söyledi annem  . ( Amaç ilgisi)
- İnsan gibi bir yaşam sürdürelim dedik çok mu gördüler ? ( - e yaraşır)
- Benim  insanları sevmem için  insanlar da beni sevmeli  ( Koşul ilgisi )
- Babasına yakalanma korkusuyla kaçıverdi oradan . ( Neden ilgisi)
- Babamnın deniz gibi gözleri  çakmak çakıyordu. (Benzerlik ilgisi)
- Abim için çalışıyordum var gücümle 
- Yaptığı  hatayı bildiği halde pişmiş kelle gibi sırıtıyordu karşımda  ( Benzerlik ilgisi)
- Annemi benim kadar hiç kimse  sevemez bu dünyada  ( Karşılaştırma )
- Kardeşimi almak için   her şeyimi vermeye hazırdım.
- Eve gitmek üzere yola koyulduk.
- Ben yalnız seni sevdim.
- Ona göre herkes çıkarı için yaşamını devam ettiriyormuş.
- Kardeşimin yumurtaya karşı alerjisi var.


Engelliler İle İlgili Bir Hikaye Yazınız.


Engelliler İle İlgili Bir Hikaye Yazınız.

Sabahın ilk ışıklarıyla uyanıp hemen okula gitmeye hazırlanıyordum.  Babamın mesleği askerlik olduğu için  dört beş  yılda bir yer değiştirmek zorunda kalıyorduk. Bu yıl da  Ankara’ya göç etmiştik ve orada okula başlamıştım.   Bugün okulun ilk günüydü. Hemen kahvaltıyı yapıp yola koyuldum. Yeni arkadaşlarım, yeni öğretmenlerim olacaktı.   Hem heyecanlıydım hem de biraz huzursuzdum. Acaba yeni insanlar ile tanışmak bana iyi  mi yok sa kötü mü gelecekti? Bu yıl ortaokul ikiye gidecektim. Ben bunları düşünürken az ilerde yere düşen birinin  sesini duydum.

Elinde  asa ile yürüyen, gür saçlı, beyaz tenli, uzun boylu, babayiğit bir  çocuk vardı karşımda. Gözünde ise siyah bir gözlük vardı.  Yere düşen çocuğun hemen yanına gittim ve onu  düştüğü yerden kaldırdım.  Hemen onunla tanışmaya koyuldum. O da benim gibi   ortaokul ikiye gidiyor ve   ikimizde aynı okula gidiyorduk. Koluna girdim  hemen ve yolda tanışıp konuşmaya başladık.  Arkadaşımın adı  Kubilay’dı.  Arkadaşım görme engelli bir  arkadaştı. Küçük yaşta geçirdiği kazadan dolayı  görme duyusunu tamamen kaybetmiş ve iki gözü de görmüyormuş. Bunları duyunca çok üzüldüm ve  kendimi onun yerine koydum. Ne kadar zor bir şey.  Yıllardır görüp de sonradan görmemek. Onu anlamaya çalışıyor aynı zaman da  onun durumuna çok üzülüyordum. Derken okula geldik ve yeni öğrenciler ile öğretmenler ile tanıştım. Her şey  iyi gidiyordu fakat sınıfımızda büyük bir sorun vardı. Kimi kendini bilmez densizler Kubilay’ı eskiden beri tanıdıkları için ona sürekli  olumsuz bakıyorlardı. Onu küçümsüyorlar ve zaman kaybı olarak görüyorlardı. Ben bunun  çok yanlış olduğunu  onlara defalarca  anlattım fakat ne yazık ki cahilliklerinden bir türlü kurtulamadılar. Kubilay da onların yanlış davranışlarına maruz kalıyor ve bir köşeye geçip sessizce ağlıyordu . Bu duruma kayıtsız kalamazdım ve kalmadım da.  Kubilay ile çok iyi arkadaş oldum ve onun da  mutlu olması için, sosyal olması için onunla çok iyi arkadaş oldum. Günler geçip giderken Kubilay sınıfın en çalışkanlarından biri haline gelmişti. Çünkü okul çıkışı onların evine gidiyor ve  ona dersleri anlatıyordum. Onun harika bir konuşma yeteneği  vardı. Anlattığım her şeyi hemen kavrıyor ve her şeyi aklında süper tutuyordu.

O ilerde iyi bir öğretmen olmak istiyor ve diğer engelli kardeşlerimize örnek olmak istiyordu. Onu çok  sevmiştim. Çok cana yakın ve içten bir insandı. Sınıfta kendini bilmez arkadaşlara  kendilerini onun yerine koymaları gerektiğini söylediğimde  onlar da yaptıklarından çok pişman olmuşlar ve Kubilay’dan özür dilemişlerdi. Kubilay o kadar naif o kadar vicdanlı bir çocuktu ki onları hemen affetti.  Böylece sınıfımız daha kaynaşmış ve  bir sınıf olmuştu.  Ankara’da bu yılım çok güzel geçeceğe  benziyordu.

Hacivat Ve Karagöz Oyunları Hakkında Bilgi


Hacivat   Ve Karagöz Oyunları Hakkında Araştırma Yapınız.

Hacivat ve Karagöz  oyunları  Türk toplumunda ve kültüründe önemli bir yere sahiptir. Çünkü bizim tiyatromuzun en önemli parçası Hacivat Ve Karagöz  oyunlarıdır. Hacivat ve Karagöz  hakkında  edilen bilgiler ise şöyledir:  Hacivat ve Karagöz, Osmanlı Devleti hükümdarı Orhan Bey zamanında  Bursa’da yapılan  bir camide işçilik yapmış kimselerdir. Hacivat ve Karagöz arasında  olan nükteli  atışmalar diğer çalışan işçileri oyaladığı için  Orhan Bey ‘in emri ile öldürtülmüşlerdir.

Hacivat ve Karagöz oyunu bir gölge oyunudur. Hacivat’ın kişisel özellikleri şunlardır: Gösteriş yapmaya meraklı,  bilgilidir;  kişisel çıkarlarını ön planda tutan biridir. Karagöz ise zeki ve  Hacivat’a takılmayı seven biridir. Karagöz tam bir halk adamıdır. Hacivat’ın söylediklerini anlamaz ya da anlamamayı tercih eder. Bunun için de onun söylediği kelimeleri yanlış söyler ve Hacivat’ı   sinirlendirir. Çünkü Hacivat Türkçe dil kuralları ile yabancı sözcükler konuşmaya çalışan biridir. Bunun için Karagöz onunla alay eder ve ortaya nüktedan konuşmalar çıkar. Karagöz dobra ve  patavatsız biri olarak bilinir. Karagöz çoğu zaman işsiz olduğu için  hep geçim derdinde olur. Hacivat ve Karagöz oyununun konusu   toplumun ihtiyaçlarına  göre değişir.

Bu oyun ışıklandırma yapılarak gerçekleşir.  Hacivat ve Karagöz oyunlarındaki tipler şunlardır:
* Zenne
* Tuzsuz  Deli Bekir
* Çelebi
* Rumelili
* Kayserili
* Ermeni
* Yahudi
* Zenci
* Efe
* Matiz
* Beberuhi
* Ak Arap
* Acem
* Kürt
* Arnavut
* Bolulu
* Laz
* Tiryaki gibi tipler vardır.

Karagöz ve Hacivat oyununda taklitler ve  karşılıklı  konuşmalar vardır. Karagöz oynatıcısına ise  hayalbaz, hayali denir. Hacivat ve  Karagöz oyunu  geleneksel oyunlarımızdandır ve bu oyun yıllarca devam etmiş ve etmeye de devam edecektir.