Komşun Hakkında Hüküm Vermeden Önce İki Ay Onun Mokasenleri İle Yürü Sözü İle İlgili Kompozisyon

Komşun Hakkında Hüküm Vermeden Önce İki Ay Onun Mokasenleri İle Yürü Sözü İle İlgili Kompozisyon

Bildiğiniz üzere atasözleri ve vecizeler ortaya çıktığı toplumun kültüründen ve geleneklerinden izler taşır . Bu yüzden bize ilk duyduğumuzda saçma gibi gelen sözler aslında biraz derin düşündüğümüzde çok anlamlı olabilir . Bu sözde bizim kültürümüzde pek kullanılmayan bir kelime içerdiği için ne anlam ifade ettiğini ilk anda anlamayabiliriz .

" Komşun hakkında hüküm vermeden önce iki ay onun makasenleriyle yürü " sözü bir insan ile ilgili iyi , kötü , yaramaz vb. değerlendirmelerde bulunmadan önce onun şartlarını iyi bilmek gerektiğini , onu anlamaya çalışmak gerektiğini ifade etmektedir . Bu vecizede geçen "mokasen" kelimesi özellikle Kuzey Amerika yerlileri tarafından kullanılan tek parça deriden yapılmış ökçesiz ayakkabılara verilen addır . İnsanları hemen yargılamamak gerekir . Empati dediğimiz kavramı ön plana çıkarmak ve kendimizi o insanın yerine koyarak onun kendi şartları içerisinde davranışlarını değerlendirmek gerekir . Mesela sınıfımızda cimri zannettiğimiz bir arkadaşımızın belki de bizim çok az az zannettiğimiz bir para ile uzun zaman idare etmesi gerekebilir .

Kısacası insanları değerlendirmek için onları bir süre gözlemlemek ve tanımak gerekir . Aksi taktirde yanlış kanaatlere varmamız kaçınılmaz olur .

2017-2018 Eğitim-Öğretim Yılı MEB Yayınları 5. Sınıf Türkçe Dersi Yıllık Plan

2017-2018 Eğitim-Öğretim Yılı MEB Yayınları 5. Sınıf Türkçe Dersi Yıllık Plan

2017-2018 Eğitim-Öğretim Yılı MEB Yayınları 5. Sınıf Türkçe Dersi Yıllık Plan
- MEB yayınları Türkçe kitabına göre hazırlanan yıllık plan deişen öğretim programı dikkate alınarak hazırlanmıştır .
- 5. Sınıf müfredatına eklenen konular dikkate alınarak plan hazırlanmıştır .
- Meb yayınları Türkçe kitabına göre hazırlanan yıllık planı aşağıdaki "İndir" linkine tıklayarak bilgisayarınıza kaydedebilirsiniz .


Türkçe Öğretim Programında yer alan değişikler şunlar :
- " Kökleri ve ekleri ayırt eder " ve " yapım ekinin işlevlerini açıklar " kazanımları bu yıl 5. Sınıfta gösterilecek . Önceki yıllarda bu kazanımlar 6. Sınıflarda gösteriliyordu .
- Önceki yıllarda 6. Sınıflarda gösterilen  " yazılarında ses olaylarına uğrayan kelimeleri doğru kullanır ." kazanımı bu yıl 5. Sınıflarda verilecektir .
- " Çekim eklerinin işlevlerini ayırt eder . " kazanımı 6. Sınıflarda gösterilecektir .
- Anlama dayalı anlatım bozuklukları 7. Sınıfta , dil bilgisi kurallarına dayalı anlatım bozuklukları 8. Sınıfta gösterilecektir .
- Cümle türlerinde ve çatı konusunda kavramsal tanımlamalara girilmeden anlamsal farklılıklara değinilir .
- Fiilimsilerde ekler ezberletilmeden cümledeki işlevleri fark ettirilir .

Yıllık Plan İndir

Damdan Düşenin Halini Damdan Düşen Bilir Atasözünü Açıklayan Bir Kompozisyon

Damdan Düşenin Halini Damdan Düşen Bilir Atasözünü Açıklayan Bir Kompozisyon

İnsanlar her ne kadar empati kurmaya çalışsa da bazen karşıdaki insanın yaşadığı olay karşısındaki durumunu tam olarak anlayamaz . "Damdan düşenin halini damdan düşen anlar " atasözü kötü bir olay yaşamış bir insanın durumunu ancak daha önce benzer bir olay yaşamış olan birisinin anlayabileceği anlamına gelir .

Nasrettin Hoca fıkrasını hatırlarsanız Hoca bir yaz günü sıcaktan bunalıp damda yatmaya karar vermiş ve uykunun ağırlığıyla etrafında dönerken damdan aşağı yuvarlanmış . Konu komşu etrafına toplanıp şöyle mi yapalım , böyle mi yapalım diye konuşmaya başlayınca Hoca , tez bana daha önce damdan düşmüş birini çağırın benim halimden ancak o anlar demiş . Hocanın da dediği gibi bir derdi o derde evvelden düşmüş olanlar kadar kimse anlayamaz . " Ateş düştüğü yeri yakar " diye de bir atasözümüz var ya ... İşte aynen bu atasözümüzde de olduğu gibi biz bir insanın durumuna ne kadar üzülürsek üzülelim , kısa bir zaman sonra unutur gideriz . Derdin sahibi ise o acıyı her gün katlanarak hisseder .

İnsanları anlamaya çalışmak , onların dertleri ile dertlenmek elbette çok güzeldir . Ama ne kadar onlara üzülsek bile onların yaşadığı acının şiddetini bilemeyiz . Tıpkı bir şehit annesinin hislerini yalnızca başka bir şehidin annesinin bilebileceği gibi .

Paragraf Soruları Nasıl Çözülür ?

Paragraf Soruları Nasıl Çözülür ?

Paragraf bir düşünceyi açıklamak maksadıyla yazılan, belli bir plan çerçevesinde oluşturulan, içerisinde düşünceyi geliştirme yolları yardımıyla anlatımın daha güçlü hale getirildiği cümleler topluluğudur . Paragraf sorularını çözmek zannedildiği kadar zor değildir . Bu konu anlatımımızda paragraf sorularının birkaç basit teknikle rahatlıkla çözülebileceğini açıklayacağız .

Paragraf sorularını yanıtlamak için aşağıdaki maddeleri sırayla uygulamamız işimizi kolaylaştıracaktır .

1. İlk önce paragrafın tamamını okumamızın bize zaman kaybettireceğini unutmamamız gerekir . Bunun yerine öncelikle paragrafın altında yer alan soru kökünü okuyarak paragrafın bizden ne istediğini belirlemeliyiz.
2. Birinci aşamayı geçtik ve artık paragrafın bizden ne istediğini biliyoruz. Şimdi hızlı bir şekilde seçenekleri okuyarak paragrafı okumadan önce aradığımız seçenek hakkında fikir sahibi olabiliriz.
3. Şimdi paragrafı okumaya başlayabiliriz. Okurken de önceden okuduğumuz seçenekleri paragrafta anlatılardan yola çıkarak eleyebiliriz.

Paragraf sorularını çözmek aslında bu kadar kolaydır. Yazımı tamamlamadan önce paragraf sorularında bazı klasik ifadeler vardır. Bunlarla karşılaştığınız zaman neler yapmanız gerektiğini anlatacağım.

1.Soru kökünde “metinden çıkarılabilecek en genel yargı”, ”metinde asıl anlatılmak istenen nedir?”, “metinde verilmek istenen mesaj nedir?” vb. ifadeler varsa o soruda anafikrin sorulduğunu unutmayalım. Bir de anafikrin genelde son cümleye saklandığını da hatırlatmak isterim.

2. Paragraf sorularında yapılan hatalardan biri de şıklarda yer alan cümlelerin paragraftan bağımsız düşünülmesidir. yani ne demek istiyorum? “Ankara Türkiye’nin başkentidir.” cümlesi kesinlikle doğrudur ama paragrafta bununla ilgili bir cümle yoksa bu seçenek yanlış olarak işaretlenebilir.

Şimdi bir örnek paragraf sorusunu beraber çözelim.

SORU:
Ağaçlar çevreyi güzelleştirerek göze hitap etmelerinin yanında insanoğlu için hayati öneme sahiptirler. Birincisi havadaki karbondioksiti emerler. Bununla da kalmayıp karbondioksit yerine tertemiz oksijen üretirler. Sadece sağlığımız açısından mı önemliler?. Kurumuş olanlarını keserek kışın soğuk günlerinde ısınırız da. Sözün özü ağaçlar insanlar için vazgeçilmezdir.

Yukarıdaki paragraftan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A) Ağaçlar çevreyi güzelleştirir. B) Oksijen kaynağıdırlar.
C) Ağaçlar ev yapımında kullanılır D) Ağaçları ısınmada da kullanırız.

Sorunun Çözümü:  paragraf sorularının çözümüyle ilgili aşamaları sırasıyla uygulayalım:
1. soru kökünü okuduk ve metinde bulunmayan düşünceyi aradığımızın farkına vardık.
2. şıkları hızlıca okuyarak hangi yargılar var gördük.
3. paragrafı okuduk. ağaçların oksijen kaynağı olduğu, çevreyi güzelleştirdiği ve ısınma amaçlı kullanıldığı paragrafta yer alıyor. C seçeneğinde yer alan "ev yapımında kullanılır" yargısı doğru bir ifadedir ama paragrafta böyle bir şeyden bahsetmediği için yanlıştır.
paragraf sorularını çözmek bu birkaç maddeyi uyguladıktan sonra artık daha kolay gelecektir.

Kitap Okumanın Önemi İle İlgili Kompozisyon

Kitap Okumanın Önemi İle İlgili Kompozisyon

       Kitap, geçmişle gelecek arasında yıkılmaz köprüler kuran, kültürü genç kuşaklara aktaran, bize yaşamımız boyunca en güzel ve verimli arkadaşlık eden çok kıymetli hazinelerdir. Kitap okumak zamanımızı bilime ve öğrenmeye ayırıp bizlere faydalı olmasının yanısıra boş işlerden ve tembellikten de alıkoyar. İnsanlar kitaplar sayesinde gidip göremedikleri yerleri tanıma fırsatı bulur. Dünyayı gezecek imkanı bulamayabiliriz ama kitaplar sayesinde tüm dünyayı gezeriz.  Belki yaşadığımız çevreden dolayı hep birbirine benzer insanlarla karşılaşırız ancak okuduğumuz kitaplar bize çok çeşitli ülkelerden ve çok farklı kültürlerden insanlarla arkadaş olma imkanı sunar. “Suç ve Ceza” romanını okuyan bir insanın hayatı boyunca yanında gezen “Raskolnikof” adlı bir arkadaşı vardır mesela. Ya da “Çalıkuşu” romanını okuyan birçok genç öğretmenimizin gittiği en ücra yerlerde bile kendisine yol gösteren “Feride” adlı bir arkadaşı vardır. 


Şunu unutmamak gerekir ki yeni bir ortama girildiği zaman insanlar ilk etapta kıyafetlerine ve bakımlarına göre itibar görürler belki ama ilerleyen zamanda bilgi ve görgüleri oranında saygınlık kazanırlar. Okumak insana tecrübelerden daha kısa zamanda ve hata yapmadan öğrenme imkanı sunar. Öğrenmek için tecrübeler de iyi bir öğreticidir ama tecrübeler hatalara dayanır. Bu hatalar belki bizi eğitir ama birçok defa da mahcup duruma düşürerek zora sokabilir.

     Dini inançlarda da okumak çok övülen bir erdem olarak gösterilmiştir. İslam dininin kutsal kitabı Kuran-ı Kerim dünyaya “oku” diye başlayan ayetle ilk yankısını yükseltmiştir. İnançlarımız bize “hiç bilenle bilmeyen bir olur mu ?” diye seslenmiştir. İlk halifeler bir yere vali görevlendirirken önce bilgisine bakmışlardır. Bu örnekler bizlere inançlarımız açısından bakıldığında da öğrenmenin bizler için bir ibadet olduğunu göstermektedir. Zira dinim inançlarımızda “ Öğrenmek kadın erkek tüm Müslümanlara farzdır” ilkesi benimsenmiştir.

      Okumak ve bıkmadan okumak bizler için yeni dünyaların kapılarını açan bir anahtardır. Ufkumuzu, dünyaya bakışımızı değiştiren;  insanları anlamamızı sağlayan hayati bir uğraştır. Millet olarak dilimizde bir ezber vardır “Boş zamanlarımda kitap okurum…” kitap okumak boş zaman işi değildir. Kitap okumak amacı olan insanlar içindir. Boş zamanlarda değil, okumak için zaman ayırarak o zamanlarda kitap okumalıyız.