Sözcüğe Mecaz Anlam Kazandırma Yolları Nelerdir ?

Sözcüğe Mecaz Anlam Kazandırma Yolları

Bir kelimeye mecaz anlam kazandırma yollarına geçmeden önce kısaca mecaz anlamı tanımlayalım :
Mecaz Anlam , bir sözcüğün gerçek anlamından tamamen uzaklaşarak kazandığı yeni anlamdır .
Örnek :
- Bu sene kış çok soğuk olacak  ( gerçek anlam )
- Tanıştığımızdan beri ilk kez bu kadar soğuk davrandı . ( mecaz anlam )

Bir sözcüğe mecaz anlam kazandırma yolları şunlardır :

1. Somutlama : Soyut anlamlı bir kelimeye somut anlam yüklemeye denir . Somutlamanın amacı anlatılmak istenenin daha kolay anlaşılmasını sağlamaktır .
Örnekler :
- Ülkemiz karanlık günlerin eşiğinden döndü . ( bu cümlede "kötü" soyut kavramı "karanlık" somut kelimesi ile anlatılmaya çalışılmıştır . )
- Bu sözler yüreğimde yara açtı . ( "acı, üzüntü" kavramı "yara" kelimesi ile somutlaştırılmıştır. )

2. Doğadan İnsana Aktarma : Doğaya has özelliklerin insanlar için kullanılmasıdır .

Örnek :
- Bu zamana kadar aramadığını duyunca bir anda köpürdü . ( "köpür- " kelimesi sinirlenmek" anlamında kullanılmıştır . )
- Etrafındaki insanlara sert sözler söylüyordu .

3. Doğadan Doğaya Aktarma :  Tabiatta bir varlığa ait bir özelliğin başka bir varlığa aktarılmasına denir .

Örnek :
- Bahçedeki kayısı ağaçlarının tomurcukları erken patladı . ( doğadaki gürültülü ses anlamına gelen "patla-" fiili "ağaçların çiçak açmaya başlaması" anlamında kullanılmıştır .


4. Duyular Arası Aktarım : Bir duyu ile ilgili kelimenin başka bir duyuyu ifade edecek şekilde kullanılmasıdır .

Örnekler :
- Çok yumuşak bir ses tonu vardı .( Dokunma duyusu ile ilgili olan "yumuşak" kelimesi "işitmek" duyusu ile ilgili kullanılmıştır . )
- Arabası ile keskin bir manevra yaptı . ( dokunma duyusu ile ilgili olan "keskin" kelimesi görme duyusu ile ilgili olarak kullanılmıştır . )

5. Ad Aktarması ( Mecaz-ı Mürsel )  : Benzetme amacı olmaksızın bir sözcüğü başka bir sözcüğün yerine kullanmaktır . parça-bütün , iç-dış, eser-yazar vb. Şekillerde olabilir .

Örnek :
- İki tabak yedi . ( tabak kelimesi , tabağın içindekiler anlamında kullanılmıştır . )

- Moskova , yaşananlardan rahatsızlık duyuyor . ( Moskova kelimesi ile Rus devleti kastedilmiştir . )

Yaşlılara Nasıl Davranmalıyız İle İlgili Kompozisyon

Yaşlılara Nasıl Davrnamalıyız İle İlgili Kompozisyon

Yaşlı insanlar özellikle de bizim toplumumuzda çok önemli bir yere sahip olan , her zaman sevgi ve saygı ile yaklaşılması gereken , başımızın üzerinde yeri olması gereken değerlerimizdir . Nerede bir yaşlı insan görsek bizler toplum olarak hemen ona yardım etmeye çalışır , elinden tutar karşıya geçirir , otobüste kalkar yerlerimizi verir , bayramlarda ilk ziyaret edilenler arasında olur , sevgiye ihtiyaçları olur ve bizler de bunları yerine getirmeye çalışırız . Yaşlı insanlara her zaman nazik davranmalı ve onların gönüllerini kıracak davranışlardan uzak durmalıyız .

Çevremizde yaşlı olan her kim varsa onlara her zaman iyi ve şefkatli davranmalıyız . İnsan yaşlanınca tıpkı bebeklikteki gibi ilgi ve şefkat ister . Onları bu duygulardan asla mahrum bırakmamalıyız .Yaşlı insanların bu toplumun yaşayan tarihidir . Onlar bilgili , deneyimli görmüş geçirmiş kişilerdir . Onların bize verdiği sözleri kulak ardı etmemeli dikkatle dinlemeliyiz . Onları umursamaz tavırlardan kaçınmalı ve onları iyi bir şekilde dinlemeliyiz . Yaşlı insanlara eziyet eden çok az da olsa cahil insanlar , zalim ruhlu insanlar var ne yazık ki . Geçenlerde haberlerde görmüştüm . İki hırsız yaşlı ninenin evine girmişler , eline yalandan sahte paraları verip , nineyi kandırıp hacca gitmek için hazırladığı tüm birikimlerini alıp gitmişler . Şimdi soruyorum size . Biz nasıl bu hale geldik , ne oldu da bize yaşlılardan , savunmasız bu güçsüz insanlardan , değerlerimizden emeklerini alıp kaçar olduk . Aklınız alabiliyor mu ?  Bu kişi yıllarca aç tok gezdi ve hacca gitmek için biriktirdiği bu parayı biri gelip bir günde alıp gidiyor . Ne kadar acımasızca , ne kadar insafsızca bir davranış . Böyle kişilere gerekli cezaları devlet veriyor ve vermeye de devam etmelidir .


Yaşlılarımızı her zaman koruyalım , onları kandırmaya çalışan birini gördüğümüz zaman hemen 155'i arayalım ve onlara yardım etmeye çalışalım . Unutmayalım ki yaşlılara iyi davranmak insanlık görevidir , insanca davranıştır .

Birlikten Kuvvet Doğar İle İlgili Kısa Kompozisyon

Birlikten Kuvvet Doğar İle İlgili Kısa Kompozisyon

İnsan hayatı tek başına yaşamaya çalışsa , iyi günlerini tek başına kutlasa , kötü günlerinde de hep yalnız olsa ve hiç çevresi olmasa hayat ne kadar da anlamsız ve sıkıcı olurdu . Oysa birlik içinde kardeşçe yaşamak , dostça yaşamak , sevgi ile yaşamak ve sorunlarımızı eş dostlarımızla ortadan kaldırmak daha kolay olur ve hayat da daha anlamlı olurdu .

Birlikten her zaman güç doğar . Örneğin ; bir iş sizin günlerce zamanınızı alabilir fakat yakın çevrenizden destek aldığınız zaman o zor olan işi birkaç günde halledebilirsiniz . Mesela anneler  kışlık yufka ekmeği açarlar ve bunun için de komşularından yarım alırlar . Yufka ekmeği yapmak zor olduğu için mutlaka birilerinin yardımı gerekir . Çünkü bu iş tek başına yapılabilecek kolay bir iş değildir . Hamuru yoğurmak , beze açmak ve daha birçok aşaması vardır . Komşular bir araya gelince ise işler kolaylaşır ve akşama kadar birçok ekmek yapılmış olur böylece birlikten kuvvet doğar .


Bunun için her zaman bir olmalıyız , güçlü olmalyız ve iyi ve kötü günlerimizde de birbirimizin yanında olmalıyız ve kocaman bir aile olmalıyız insanlıkla .

Eş Anlam ve Zıt Anlam İle İlgili Açık Uçlu Sorular

Eş Anlam ve Zıt Anlam İle İlgili Açık Uçlu Sorular

Uzun- Kısa
Ağlamak- Gülmek
Hızlı- Yavaş
Özen- İtina
1 . Yukarıdaki sözcük çiftlerinden hangisinde farklı bir anlam olayı vardır ? Açıklayınız

……………………………………….

- Aşağı yukarı yirmi yaşında bir gençti.
- Genç adam yerinden hızla kalktı.
- Kapıdan dışarı çıkınca etrafa bakındı.
- Günlerdir aradığı kitabı elinde gördü.
2.  Yukarıdaki cümlelerde kullanılan zıt anlamlı kelimeleri aşağıya yazın .

………………………………………..

3. "Sorunlarına barışçıl çözümler üretmek isteyen bir yapısı vardı."
Yukarıdaki cümlede altı çizili sözcüğün yerine hangi kelime  getirilirse cümlenin anlamı değişmez ?

……………………………………….

- Üzüm üzüme baka baka kararır.
- Akılsız dosttan akıllı düşman yeğdir.
- Bir bilsen de bir bilene danış.
- Demir tavında dövülür.
4. Yukarıdaki atasözlerinde kullanılan zıt anlamlı sözcükleri aşağıya yazın ?

………………………………………..

5. “ Mahalli kıyafetler içerisinde çok güzeldi ” cümlesinde “mahalli” kelimesinin yerine yazılabilecek en uygun kelime nedir ?

…………………………………………


-Afrika'da yaşam alabildiğine sıcak geçiyordu.
-Yeni müdür soylu bir karaktere sahipti.
-Binlerce insan alanda toplanmıştı.
-Onu bunca yıl sonra görmek büyük mutluluktu.
6. Yukarıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını sırasıyla yazın .

…………………………………………..

 7.  "Fatih Sultan Mehmet İstanbul'da önemli yapıtlar inşa ettirdi."
Yukarıdaki cümledeki altı çizili sözcüğün eş anlamlısı nedir ?

………………………………….

8 . Gazetelerde duymuşsunuzdur : "Nitelikli eleman aranıyor" ilanını. Acaba nedir bu "nitelikli eleman"

…………………………………

- Nemli- Rutubetli
- Korkak- Cesur
- Islak- Yaş
- Fayda- Yarar
9. Yukarıdaki kelime çiftlerinden hangisinde farklı bir anlam ilişkisi vardır ?

………………………………….

- Sonuç - Netice
- Zayıf - Şişman
- Kalın - İnce
- Ucuz – Pahalı
10. Yukarıdaki kelime çiftlerinden hangisinde farklı bir anlam ilişkisi vardır ?

…………………………………….

Cevap Anahtarı :

1. “Özen ve itina” kelimeleri arasında eş anlam , diğer kelimeler arasında zıt anlam ilişkisi vardır .     2. Aşağı-yukarı     3. Problemlerine     4. Dost-düşman     5. Yöresel      6. Hayat-asil-meydan-sene     7. Eser     8. Vasıflı       9. Korkak-cesur kelimeleri arasında zıt anlam ilişkisi vardır , diğerlerinde eş anlam ilişkisi bulunmaktadır     10. Sonuç-netice kelimeleri arasında eş anlam, diğer kelimeler arasında ise zıt anlam ilişkisi bulunmaktadır  

Okşanmak İsteyen Kirpi (Güz Masalları’ndan) Masalındaki Kaynaştırma Seslerinin Geçtiği Sözcükler Nelerdir ?

Okşanmak İsteyen Kirpi (Güz Masalları’ndan) Masalındaki Kaynaştırma Seslerinin Geçtiği Sözcükler Nelerdir ?

Okşanmak İsteyen Kirpi masalında koyu yazılan kelimelerde kaynaştırma sesi kullanılmıştır ve bu sesler kelimenin yanında yay ayraç içerisinde gösterilmiştir .


Bir zamanlar huysuz mu huysuz bir kirpi varmış. En azından orman halkı onun huysuz olduğunu düşünürmüş. Çünkü sürekli surat asar, kiminle karşılaşsa hep yakınır, yanına ( yan-ı-n-a ) kim gelirse gelsin hemen tostoparlak olur, kabarır, dikenlerini (diken-ler-i-n-i ) sivriltirmiş.

Başkalarına ( başka-lar-ı-n-a )  duyduğu bu güvensizliğin nedeni, kendini ( kendi-n-i )  bildi bileli orman halkından ( halk-ı-n-dan ) kimsenin ( kimse-n-in ) ona ( o-n-a ) iyi davranmamış olmasıymış. ( olma-s-ı-y-mış ) Aslında orman halkına sorsak, onlar bu durumu açıklayabilirlermiş.

“Kimse
onun ( o-n-un ) yanına yaklaşamaz,” dermiş sincap.

“Sivri
dikenlerini ( diken-ler-i-n-i )  batırmaya (bat-ır-ma-y-a ) hazırdır hep,” diye yakınırmış tavşan.

O zamanlar ormanlardaki hayvanlar da insan toplulukları
gibiymiş ( gibi-y-miş ) . Biri bir şey söyledi mi, öteki duyduklarına (duy-duk-lar-ı-n-a )  kendi de bir şeyler katar ve başkalarına ( başka-lar-ı-n-a ) , sanki kendi tanık olmuş gibi anlatırmış. Kulaktan kulağa yayılan söylentilere de sonunda herkes inanırmış. Kimse acaba bu söylenenler doğru mu yanlış mı diye düşünmezmiş. Kimse gidip işin doğrusunu ( doğru-s-u-n-u ) araştırmaya (araştır-ma-y-a ) gerek görmezmiş.

İşte
kirpiyi ( kirpi-y-i )  ormanda kimsenin ( kimse-n-in )  sevmeyişinin ( sev-me-y-iş-i-n-in )  nedeni de buymuş ( bu-y
-muş ) .