Cümlenin Ögeleri İle İlgili Test-1

1 . Aşağıdaki cümlelerin hangisinin yüklemi isim tamlamasından oluşmaktadır ?

A) Etrafa dağılan parçalardan biri de araba lastiğiydi.
B) Arkadaşının telefonundan annesini aradı.
C) En dikkat çekici olanı kırmızı arabaydı.
D) Güzel günler bizi bekliyor diye düşündü.   

2.  "Adam kapıdan seyrediyordu olup bitenleri"
Yukarıdaki cümlenin ögelerine doğru ayrılmış biçimi aşağıdakilerden hangisidir ?

A) nesne/yer tamlayıcısı/özne/yüklem
B) yer tamlayıcısı/nesne/yüklem/özne
C) özne/yer tamlayıcısı/yüklem/nesne
D) özne/zarf tamlayıcısı/yüklem/nesne

3.
"Kayısı Malatya'nın en meşhur meyvesidir."
Yukarıdaki cümlenin yüklemi aşağıdakilerden hangisidir ?

A) Meşhur meyvesidir.   
B) En meşhur meyvesidir. 
C) Meyvesidir. 
D) Malatya'nın en meşhur meyvesidir.

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zarf tamlayıcısı kullanılmıştır ?

A) Hayat bize büyük sürprizler sunar.
B) Onunla görüşünce gerçek sebep anlaşılır.
C) Evde küçük eksiklikler kalmıştı.
D) Bu şehirde çok tanığımız var.    

5. "İstanbul ülkemizin en nadide şehirlerinden birisidir."
Yukarıdaki cümlenin öge dizilişi nasıldır ?

A) özne/yer tamlayıcısı/yüklem
B) özne/yüklem
C) Özne/zarf tamlayıcısı/yüklem
D) Özne/nesne/yüklem  

6. Babam : "Akşam yemeğinde herkes sofrada olsun" dedi.
Yukarıdaki cümlenin öge dizilişi aşağıdakilerden hangisidir ?

A) özne/nesne/yüklem
B) özne/zarf tamlayıcısı/nesne/yüklem
C) özne/zarf tamlayıcısı/yer tamlayıcısı/yüklem/yüklem
D) özne/zarf tamlayıcısı/yüklem  

7.  Kurallı cümlelerde yüklemden önceki öge vurgulanan ögedir.
Buna göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde özne vurgulanmıştır ?

A) Ahmet bize arabayla dün geldi.
B) Ahmet dün arabayla bize geldi.
C) Dün arabayla bize Ahmet geldi.
D) Dün bize Ahmet arabayla geldi.  

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde özne bir kelime grubu şeklindedir ?

A) Gözler her zaman doğruyu söyler.     
B) Gecenin karanlığında fark edilemedi.
C) Kitabın sayfaları yıpranmaya başlamıştı.   
D) Okulumuz yeniden inşaa ediliyordu.   

9.  Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru farklı bir ögeyi buldurmaya yöneliktir ?

A) Çocuk okula niçin geç kaldı ?
B) Soruları çözmeye ne zaman başlayacağız?
C) Bu sorunun cevabını nasıl buldunuz ?
D) Kitapların listesini nereden aldınız ?

10.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde özne sözde şeklindedir ?

A) Kapılar bir biri ardına kilitlendi.
B) Kuşlar şen kahkahalar atmaya başladı.
C) Ağaç yapraklarını ardı ardına döküyordu.  
D) Kedi duvarın kenarına yatmıştı.   



11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde herhangi bir ögenin açıklayıcısı verilmemiştir ?

A) Annesini, her çileye katlanan kadını, çok üzmüştü.
B) Yıllarca, hiç üşenmeden çalışıp çabaladı.
C) Sokak, hepimizin toplanma yeri, o gün ıssızdı.
D) Arabada, en çok sevdiği yerde, saatlerce otururdu.  

12. 
 
"Can kafeste durmaz uçar 
Dünya bir han, konan göçer
Ay dolanır  yıllar geçer
Dostlar beni hatırlasın"

Yukarıdaki dörtlükte aşağıdaki ögelerden hangisi kullanılmamıştır ?

A) Özne
B) Yüklem
C) Nesne  
D) Yer Tamlayıcısı  

13.
"Adamın kararan elleri dikkatimi çekti."
Aşağıdaki cümlelerden hangisinin öge dizilişi bu cümle ile özdeştir?

A) Şehrin kenar mahalleleri yazın çok serindir.
B) Köpeğin dişleri karanlıkta parlıyordu.
C) Yılların izleri yüzündeki çizgilerdeydi.
D) Kadının bakışları beni derinden etkiledi.

14.  Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yan cümlecik temel cümlenin zarf tamlayıcısı durumundadır?

A) Konuşmak tüm sorunların anahtarıdır.
B) Tanıdık yüzleri dün çokça gördüm.
C) Bugün dinlemeyi bilmediğimizi anladım.
D) Ali konuşurken çok heyecanlanıyordu.    

15.
 "Ak gömlekle gözyaşımı silerim
Kara taşla bıçağımı bilerim"

Yukarıdaki dizelerde aşağıdaki ögelerden hangisi bulunmamaktadır ?

A) Zarf Tamlayıcısı
B) Yer Tamlayıcısı
C) Nesne
D) Yüklem


16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yan cümlecik temel cümlenin yer tamlayıcısı görevinde kullanılmıştır ?

A) Yarın seni toplandığımız yerde bekliyoruz.
B) Evden ayrılırken her yeri kontrol ettik.
C) Yıllar geçtikçe onu daha da anlıyorum.
D) Kapanan yollar uzun çalışmalarla açıldı.  

17. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde sorulan soru yay ayraç içerisinde belirtilen ögeyi bulmaya yönelik değildir?

A) Beni seviyor musun? (yüklem)
B) Seni en çok düşünen kimdi ? (özne)
C) Niçin bir kere bile aramadın? (zarf tamlayıcısı)
D) Bizi nerede bekliyorlar? (yer tamlayıcısı)

18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sözde özne kullanılmamıştır?

A) Katılımcılardan biri yarışmadan çekildi.
B) Maç saatlerini belirlemek için kura çekildi.
C) Köfte yapmak için etler çekildi.
D) Parktaki araçlar bir bir çekildi.  

19. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "-de/-da" eki alan kelime cümlenin farklı bir ögesi olarak kullanılmıştır?

A) Dün hep beraber bizim evde toplandık.
B) Arabada cüzdanımı unutmuştum.
C) Geç saatlerde bizi aramıştı.  
D) Ülkemizde gezilecek çok yer var.  

20. "Hiçbir şey unutturamaz onun yokluğunu"

Yukarıdaki cümlenin öge dizilişi aşağıdakilerden hangisidir?

A) yüklem/nesne
B) nesne/yüklem/özne
C) özne/nesne/yüklem
D) özne/yüklem/nesne
Cevap Anahtarı
1
A
2
C
3
D
4
B
5
B
6
A
7
C
8
C
9
D
10
A
11
B
12
D
13
C
14
D
15
B
16
A
17
B
18
A
19
C
20
D

Röportaj Türü ve Özellikleri

Röportaj türü ve özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz :

Bir gazetecinin bir kurum ya da bir yeri ziyaret ettikten sonra edindiği izlenim ve gözlemleri fotoğraf ve diğer belgelerle destekleyerek anlattığı yazı türüne “röportaj” denir. Bu kelimenin kökeni Latince "toplamak, getirmek vb." anlamlara gelen "reportare" sözcüğüne dayanır.
Gazetecilikle birlikte gelişen röportaj türünde gazeteci olay yerinde bulunan taraflarla görüşür izlenimlerini fotoğraflar, istatistikler vb. dokümanlarla birleştirerek okuyucuya sunar. Araştırma, gözlem, yorum ve değerlendirmeler röportaj türü için önemlidir. Röportajda amaç konuyu çarpıtmadan kamuoyunu aydınlatmaktır. Röportajda bir konu ile alakalı tek yazı olabileceği gibi aynı konu ile alakalı yazı dizisi de olabilir. Röportajda çevre  ve duyguları “betimlemek”; olayları “anlatmak”; olayın konusu ile ilgili tarafların sözlerinden  “alıntılamak”; kendi düşüncelerini  “yansıtmak” anlatılanların neticesinde “sonuç çıkarmak” röportajlarda bulunması gereken temel özelliklerdir.
Röportajın özellikleri şunlardır:
  • Makalelerde olduğu gibi düşünsel bir planla yazılır.
  • Toplumsal ya da sanatsal konular röportajlarda yer alır.
  • Anlatılan konular görsellerle, bilgi ve belgelerle desteklenir.
  • Bilgi, belge ve görseller gerçeği yansıtır ve anlatılanlar kendi içerisinde tutarlıdır.
  • Röportajlar yazarın kendi kişisel görüşlerini de yansıtır.
  • Diyaloglara röportajlarda yer verilir.
  • Kısa ve anlaşılır cümlelerle yaşanmış olaylar akıcı bir biçimde anlatılır.
  • 1. Kişinin ağzından anlatım kullanılır.
  • Dilin işlevlerinden göndergesel işlevi ( bilgi verme ) kullanılır.
  • Gazete, dergi vb. medya organlarında yayınlanmaktadırlar.
  • Öykülemeye ağırlık verilmesine rağmen açıklayıcı, betimleyici vb. bütün anlatım türlerinden yararlanılır.
  • Anlatımda özelden genele bir yol izlenir.
  • Şimdiki zaman kullanılarak heyecanın ölçüsü artırılır.
  • Genellikle soru-cevap şeklinde olmasına rağmen yazarların bazıları hikaye kurgusu içerisinde de oluşturabilir.


Konularına Göre Röportajlar
1.      Herhangi Bir Yeri Konu Alan Röportajlar :  Bir yerin süregelen yaşamı türlü yönleriyle anlatılır. Buranın farklılıkları fotoğraf, film ya da sesle insanlara ulaştırılır.  
2.      Konusu eşya olan röportajlar: Herhangi bir eşyanın dikkat çekici özellikleri üzerinde durulur.
3.      Konusu İnsan Olan Röportajlar: Tanınmış insanların ilginç ve dikkat çekici yönleri üzerine yazılır.

Röportaj Türünün Tarihsel Gelişimi

Gazetelerin ortaya çıktığı 20. Yy ile birlikte başlamıştır. Hamingway, sartre, Jack London gibi birçok edebiyatçı röportaj türüyle yazı yazmıştır.  Türk basınında 1960 yılından sonra gelişmeye başlayan bu türde Ruşen Eşref Ünaydın,Yaşar Kemal, Falih Rıfkı Atay  röportaj türünde yapıt veren sanatçılar arasında sayılabilir.


 
 

Masal ve Özellikleri

Masal ve özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:

- Olağanüstü olayların cin, peri, cadı vb. olağanüstü kahramanların başından geçtiği yer ve zamanın belli olmadığı edebi türe "masal" denir.

- Masallar ilk formları sözlü edebiyat ürünü olan eserlerdir. Halk arasında anlatılagelen bu hikayeler daha sonradan bir yazar tarafından yazıya geçirilmiştir.

- Masallar genellikle şiir şeklinde bir tekerleme ile başlar.

- Masalların çocukların eğitiminde ve eğlendirilmesinde önemli bir yeri olduğu için genellikle dilleri sade ve akıcıdır.

- Masalların nasıl sonuçlanacağı, kahramanların başına neler geleceği gibi şeyler masalın sonuna kadar belli olmadığı için çok merak uyandırıcı ve sürükleyicidirler.

- Masallarda çocuklara evrensel değerleri kazandırmak için özellikle iyilik, doğruluk, sevgi, yardımseverlik, erdem, ahlak gibi konular işlenir.

- Masallarda olağanüstü olaylar işlenir ve masallarda akla uymayan olaylar anlatılır.

- Masallardaki yerler dünyada bulunmayan hayali yerlerdir. Masallar Kafdağı, periler ülkesi, cüceler ülkesi gibi yerlerde geçer.



- Masallarda belirli bir zaman yoktur. Öğrenilen geçmiş zaman kipi (-miş) kullanılarak anlatılır. "Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, bir varmış bir yokmuş" gibi ifadeler zamanın olmadığını anlatmak içindir.

- Masallardaki kahramanların büyük çoğunluğu olağanüstü varlıklardır. "cinler, periler, zümrüdüanka kuşu, devler, cüceler" gibi kahramanlar kullanılır. Masal kahramanları idealize edilmiştir. Yani iyiler çok iyi, kötüler ise çok kötüdür. Masalın sonunda iyiler mükafatlandırılır kötüler cezalandırılır.

- Masalların amacı insanlara ders vermektir. Hayali kahramanlar kullanılmasının sebebi de insanları rencide etmemektir.

Masalların Türleri

Masal kavramı aslında sözlü gelenekten gelen bir türü anlatmak için kullanılır. Ancak daha sonradan oluşturulmuş masallar da vardır. Masallar ikiye eyrılır.

1. Anonim Masallar : Söyleyeni belli olmayan toplumun ortak malı haline gelmiş masallardır. Halkın düşünce yapısını yansıtan masallardır. Nesillerden nesillere anlatıla anlatıla gelmişlerdir.

2. Sanatsal Masallar : Toplumun aksayan yönlerini anlatmak amacıyla sanatçılar tarafından yazılan masallardır. Şeyhi'nin Harname adlı eseri bu türe örnek olarak verilebilir.

Not : Dünya Edebiyatında Beydeba'nın Kelile Ve Dimne ilk örnektir. Binbir Gece Masalları, La Fonteine, Grimm Kardeşler ve Andersen meşhur örneklerdir.
Türk edebiyatında ise en meşhur masal Keloğlan'dır.

   

Hikaye ( Öykü ) ve Özellikleri

Hikaye ve özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz :

Yaşanmış ya da yaşanma ihtimali olan olayları anlatır.

Genellikle tek bir olay anlatılmaktadır.

Giriş, gelişme ve sonuç bölümleri bulunmaktadır.

Hikayelerde anlatılan olaylar derin ayrıntıları ile anlatılmaz.

Uzun betimlemelere ( tasvir) yer verilmez.

Kahraman sayısı çok fazla değildir.

- Olaylar bir ya da birkaç yerde geçer yani mekanlar sınırlıdır.

- Hikayelerde bir düşüncenin anlatılmasından ziyade bir duygunun kazandırılması esastır.

-  Hikayelerin ögeleri şunlardır :

- Olay : Kahramanın yaşadığı olay ya da durumlardır.

- Yer : Olayların geçtiği mekandır. Hikayede çok fazla mekan olmaz.

- Zaman : Olayların geçtiği vakittir. Genellikle görülen geçmiş zamanla (-di) anlatılır.

- Kişiler : Olayların başından geçtiği insanlardır. Genellikle tembellik, kurnazlık, yardımseverlik gibi tek bir yönleri üzeinde durulur.




-  Hikaye türleri şunlardır :

- Olay Hikayeleri : 

"Klasik Öykü" de denilen bu türde olaylar kahrama, yer ve zaman zinciri içerisinde ilerle. Giriş, gelişme ve sonuç bölümünde oluşan merak sonuç bölümünde çözülür. Fransız yazar Guy De Maupassant öncücü olduğu için "Maupassant tarzı öykü" de denir. Türk edebiyatında bu türün en önemli temsilcileri Ömer Seyfettin, Refik Halid Karay, Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Reşat Nuri Güntekin'dir.

- Durum Hikayeleri : 

"Modern Hikaye" de denilen bu türde hikaye bir olaya dayanmaz. Merak ögesi ikinci plandadır günlük hayattan bir kesit anlatılır. Olay hikayelerinin aksine bu türde düşünce ön plandadır. Rus yazar Anton Çehov öncülüğünde geliştiği için "Çehov Tarzı Öykü" denir. Türk Edebiyatında ise Memduh Şevket Esendal ve Sait Faik Abasıyanık bu türün başarılı temsilcileridir.

Diğer yazım türleri için aşağıdaki tabloyu tıklayabilirsiniz. 


Gezi Yazısı
Deneme
Fıkra
Biyografi
Masal
Fıkra
Mektup
Tiyatro
Efsane
Destan



Doğrudan Anlatım ve Dolaylı Anlatımla İlgili Test

Test sorularının cevabına soruların en altında yer verilmiştir.

1 . Aşağıdaki cümlelerin hangisi dolaylı anlatıma örnektir?

A) Eflatun batıl inançlarla ilgili olarak "Batıl inanç, zayıf kafaların dinidir." diyor.
B) Harun "Yarın beraber ders çalışalım mı?" dedi.
C) Shakespeare büyüklerin katlandıkları acıların da büyük olacağını söylüyor.
D) Ne güzel söylemiş Karacaoğlan: "Cehennem içinde ateş yoktur, herkes ateşini birlikte götürür.   

2.  Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "doğrudan anlatım" söz konusudur ?
A) Yılların kendini iyice yıprattığını söyledi.
B) Hayatın insana neler getireceğinin belli olmadığı her zaman söyler.  
C) Bizler için çalışmaktan başka yol olmadığını ifade ederdi.
D)Hz. Ali "Kimin söylediğine değil, ne söylediğine bakın" demiş.  

3.  Doğrudan anlatımda başkasının söylediği söz hiçbir değişikliğe uğratılmadan aynen aktarılır.

     Buna göre aşağıdakilerden hangisi doğrudan anlatıma örnektir ?

A) Konfiçyüs "Taşı delen suyun kuvveti değil, damlaların sürekliliğidir" demiş.
B) Ahmet amca insanın her şeyden evvel saygısının olması gerektiğini söylerdi.
C) Mustafa Kemal bir toplumun sanatsız kaldığında hayat damarlarından birinin kopmuş olduğunu söyler.
D) Arkadaşlarım çok sosyal bir insan olduğumu söylüyor.


4. 
“Güzel olan sevgili değildir, sevgili olan güzeldir.”  TOLSTOY

Yukarıdaki söylenen sözün dolaylı anlatıma örnek olabilmesi için nasıl kullanılması gerekir ?

A) “Güzel olan sevgili değildir, sevgili olan güzeldir.” diyor Tolstoy
B) Tolstoy'a göre “Güzel olan sevgili değildir, sevgili olan güzeldir.” 
C) Tolstoy bu konuyla ilgili olarak “Güzel olan sevgili değildir, sevgili olan güzeldir.” 
D) Tolstoy güzel olanın sevgili değil, sevgili olanın güzel olduğunu söylemiş.    

5.  Aşağıdaki cümlelerden hangisi doğrudan anlatıma örnektir ?

A) Her fırsatta elinden geleni yaptığını dile getiriyor.
B) Yapılanlar karşısında çok üzgünmüş .
C) Hayatın güçlüklerine tek başına direnmenin zor olduğunu söylüyor.

D) Yıllar geçtikçe daha da tecrübe kazanıyorum, dedi.    

Testle ilgili yorum yapmayı ihmal etmeyin.

Cevap Anahtarı
1
C
2
D
3
A
4
D
5
D




Doğrudan Anlatım Dolaylı Anlatım

Doğrudan Anlatım :

Bir cümlenin söylendiği biçimde yazıya aktarılması yani hiçbir değişiklik yapılmadan aktarılmasına doğrudan anlatım denir. Doğrudan anlatım da kişinin söylediği söz hiç değiştirilmeden yazılır. Genellikle doğrudan anlatım cümleleri alıntı biçiminde olduğu için kişinin sözü tırnak içerisinde yazılır. Virgül kullanılarak da yazılabilir.
Doğrudan anlatım başka birinin sözlerini hiç değiştirmeden olduğu gibi aktarmak şeklinde de olabilir kişinin kendi duygu ve düşüncelerini kendi cümleleri ile ifade etmesi şeklinde de olabilir.

Örnekler :

- Mustafa Kemal Atatürk "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" demiştir.

- Babam "Yarın sizi parka götüreceğim" dedi.

- Hz. Muhammet "İlim Çin'de bile olsa gidip alın" demiştir.

- Arkadaşım "Yarın saat üçte meydanda buluşabilir miyiz?" dedi.

- Öğretmenimiz "Verdiğim ödevi yarına kadar mutlaka yapın" dedi.



Dolaylı Anlatım :

Başkasına ait bir sözün anlam olarak hiçbir değişikliğe uğratılmadan yazarın ya da konuşanın içerisinde yazılmasıdır. Dolaylı anlatım cümleleri "söyledi, dedi, belirtti vb." ifadelerle sonlandırılır.

Örnekler :

- Mustafa Kemal Atatürk hayatta en hakiki mürşitin ilim olduğunu söylemiştir.
- Babam yarın bizi parka götüreceğini söyledi.
- Hz Muhammet ilim Çin'de bile olsa gidip almamızı söylemiştir.
- Arkadaşım yarın saat üçte meydan da buluşup buluşamayacağımızı sordu.
- Öğretmenimiz verdiği ödevi yarına kadar mutlaka yapmamızı istedi.


İşaret Sıfatı ve İşaret Zamiri Arasındaki Farklar

Zamir : Varlıkların sdların yerini tutan kelimelerdir.

Sıfatlar : Varlıkları renk, şekil biçim vb. yönlerden niteleyen ya da belirten sözcüklerdir.

       İşaret zamirleri ve işaret sıfatlarından bazıları ortak kullanılmaktadır. Mesela "bu, şu, o, öteki, beriki" gibi kelimeler hem işaret zamiri hem de işaret sıfatı olarak kullanılabilir. İkisini karıştırmamak için yapılması gereken bu kelimelerden sonra nitelediği bir isim mi var yoksa bu kelime doğrudan bir ismimi karşılıyor ona bakmaktır. Şimdi örneklerle konuyu daha da somutlaştıralım :

Örnekler :

- Şu kovayı çöpe döker misin?

( Bu cümlede "kova" isimdir ve önüne gelen "şu" kelimesi kova ismini işaret etmektedir. Yani isim olduğu için "şu" kelimesi işaret sıfatı görevindedir.)

- Şunu çöpe döker misin?

( Bu cümle ile yukarıdaki cümle arasındaki farkı görebildiniz değil mi ? Evet bu cümlede kova kelimesi kullanılmamıştır. "Şunu" kelimesi ile kova kastedilmiştir. Yani "şunu" kelimesi kova isminin yerine geçmiştir. Yani ismin yerine kullanıldığı için işaret zamiridir. )

+ Bu araba senin arabana göre daha pahalıdır.

( Bu cümlede "araba" isminin önüne gelen "bu" kelimesi ismi işaret etmiştir. Yani isim kullanıldığı için "bu" kelimesi işaret sıfatıdır. )

+ Bu, senin arabana göre daha pahalıdır.

( Bu cümlede ise isim kullanılmamıştır. Yani "bu" kelimesi araba ismini kastedecek şekilde kullanılmıştır. "bu" kelimesi araba isminin yerine geçtiği için işaret zamiridir. )



* O elbise sana çok yakıştı.

( Bu cümlede "o" kelimesi "elbise" isminin önüne gelerek elbiseyi işaret etmiştir. Yani cümlede elbise ismi kullanıldığı için "o" kelimesi işaret sıfatıdır. )

* O, sana çok yakıştı.

( Bu cümlede ise "o" kelimesi "elbise" isminin yerine kullanılmıştır. Yani işaret zamiridir. )

/ Öteki ev daha temiz gözüküyor.

( Bu cümlede "öteki" kelimesi "ev" isminin önüne gelerek onu işaret etmiştir. Yani işaret sıfatıdır. )

/ Öteki daha temiz gözüküyor.

( Bu cümlede ise "ev" kelimesi kullanılmamış, "öteki" kelimesi ile "ev" kastedilmiştir. Yani burada "öteki" kelimesi işaret zamiri görevindedir. )

      Kısacası "bu, şu, o vb." hem işaret sıfatı hem de işaret zamiri olarak kullanılabilen kelimelerde bu kelimelerden sonra bir isim gelirse işaret sıfatı, bir ismin yerine kullanılırsa işaret zamiri olur.

BELGİSİZ SIFAT VE BELGİSİZ ZAMİR ARASINDAKİ FARKLAR