‘’Kol Kırılır, Yen İçinde Kalır.’’ Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


‘’Kol Kırılır, Yen İçinde Kalır.’’ Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

Her ailenin içinde zaman zaman  tartışmalar, kavgalar , kalp kırmalar olabilir . Bu sadece ailemiz ile kalmaz. Yakın arkadaşlarımız, akrabalarımız, dostlarımız arasında da olabilir.  İnsan olduğumuz için her zaman mükemmel  davranışlar sergileyemeyiz ve  yer yer ufak hatalar da yapabiliriz.

Yakınlarımızla tartıştığımız konuları gidip de yabancı kişiler ile paylaşmamalıyız. Sorunlarımız varsa bunu kendi yakınlarımız ile yüz yüze konuşarak halletmeye çalışmalıyız. Çünkü en sağlıklı ve doğru olan davranış da bu olur.  Aramızdaki özel tartışmaları başka birine söylemek çok yersiz olur. Çünkü o kişinin bizim her şeyimizi bilmeye  hakkı yoktur. Bunun için kişi biraz aklını kullanmalıdır. Ufak bir tartışmada bir anlık şiddetle  yakınları arasındaki sorunu hemen gidip bir başkası ya da başkaları ile paylaşmamalıdır. Biraz sabırlı olmalı ve anlık hareketlerde bulunmamalıdır. Kişi düşünmeli,  sağlıklı karar vermelidir.  Ailemizin içindeki sırlar başkaları ile  paylaşılmamalıdır.

Gün gelir o tartıştığımız kişiler ile aramız çok iyi olur ve  keşke aramızdaki tartışmayı başkalarına söylemeseydim diye pişman oluruz. İşte bu pişmanlığı yaşamamak için birazcık sabırlı  ve  güçlü olmalıyız. Hemen  laf taşımamalıyız.

Kültür Konulu Kompozisyon Yazınız Ve Kompozisyonunuza Uygun Bir Başlık Yazınız.

Kültür Konulu Kompozisyon Yazınız Ve  Kompozisyonunuza Uygun Bir Başlık Yazınız.

Beni Ben Yapan Değerlerim
Bir toplumun maddi ve manevi değerlerinin toplamına birden kültür denir. Kültür bir milletin özüdür, benliğidir, diğer milletlerden farkıdır.  Kültür  demek beni ben yapan değerlerim, gelenek ve göreneklerimiz demektir.  Yaşayış tarzım, dilim, yaşama benliğim, milli benliğimdir kültür denen kavram. Bunun için kültürümüzün değerini bilmeliyiz. 

Kültürel değerlerimize sahip çıkmalıyız. Kültürel değerlerimizin yaşaması için,  canlı kalabilmesi için bir an önce özümüze dönmeliyiz.  Başkalarına benzemeye çalışmak yerine kendimiz olmalıyız.   Biz Türk Milleti olarak köklü bir kültüre sahip olan bir milletiz.  Bu köklü kültürel değerlerimize  şunları örnek verebilirim: Evimize gelen  her kişiye sofra açarız, o kişiyi asla aç bırakmayız. Çünkü bizim kültürümüzde misafirperverlik çok önemli bir yere sahiptir. Yine her yöremizin kendine özgü oyunları da bizim kültürümüzün bir parçasıdır. Örneğin Karadeniz Bölgesi’nde horon oyunu, İç Anadolu’da halay oyunu gibi çeşitli kültürel oyunlarımız vardır. İşte tüm bunlar bizi biz yapan değerlerdir. Yöresel kıyafetlerimiz, kahve  geleneğimiz, askere gideni uğurlama geleneğimiz gibi daha çok sayıda kültürel zenginliklerimiz vardır. 

Halk türkülerimiz, şarkılarımız hepsi bizim kültürümüzün bir parçasıdır. Çünkü bunlar bizi diğer milletlerden farklı kılar. Bunun için kültürümüzü  korumalıyız ve ona sahip çıkmalıyız. Kültürel değerlerimizi gelecek nesillere de aktarmaya gayret etmeliyiz.

Ek Fiil-1 Test Soruları


1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili kelime “ek fiil” almıştır?

A) Önündeki deftere bazı şekiller çiziyor.
B) Son günlerde yağışlar kendini çokça hissettiriyor.
C) Ben o yıllarda büyük idealleri olan bir gençtim.
D) Bu eşsiz manzarayı uzun bir süre seyrettim.

2. Aşağıdaki cümlelerde kullanılan ek fiillerden hangisi cümleye “terk edilmiş alışkanlık” anlamı katmıştır?

A) Her hafta sonu buraya pikniğe gelirdik.
B) Dün bu saatlerde buraya gelecekti.
C) Hava bozarsa bu hafta oraya gidemeyiz.
D) Bu saate kadar tren büyük ihtimalle kalkmıştır.


3.
1. Rüzgar çok kuvvetli esmiş.
2. Pencerenin önündeki kedinin karnı acıkmış.
3. Yapılan haksızlıklar rakiplerin tuzağıymış.
4. Koş koşmuş, az uyumuş.

Yukarıdaki numaralandırılmış cümlelerin hangisinde “ ek fiil” kullanılmıştır?

A) 1      B) 2      C) 3      D) 4


4. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi ek fiil almış bir isimdir?

A) Yavaş yavaş yürüyerek okula doğru gitti.
B) Bilmen gereken ne varsa hepsini anlattım.
C) Şanlı Türk bayrağımız kırmızı beyazdır.
D) Son zamanlarda çok güzel kitaplar yazılıyor.






5. Aşağıdaki cümlelerin sonunda ek fiilin cümleye kattığı anlam yay ayraç içerisinde belirtilmiştir. Hangi cümlede ek fiilin kattığı anlam doğru gösterilmiştir?

A) Oğlu uzun zamandır bu okulda çalışıyormuş (gereklilik )
B) Ona bu hediyeleri kimin aldığını bilmeliydi. (gerçekleşmemiş niyet)
C) Gençken iki güne bir halı saha maçı yapardım. (terk edilmiş alışkanlık)
D) Yaşadığı acıklı olayları bizlere de anlatacaktı. (şart)

6. Aşağıdaki cümlelerden hangisi “-dı/-di” ekiyle tamamlanırsa cümle “gerçekleşmemiş niyet” anlamı taşır?

A) Geçen yıl Almanya’daki dayım bize gelmiş...
B) Dedem köydeki herkesin dertleri ile ilgilenir...
C) Sana aldığım hediyeyi hala saklıyor olmalı...
D) Arkadaşım bana yazın yüzmeyi öğretecek...


7. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde ek fiil almış bir kelime kullanılmıştır?

A) koşuyor - duyacak - kızıyor
B) sustu - kaçmış - uyuyor
C) arabadaydı - çirkinmiş - beyazdır
D) bakacak - olmaz - yerleşmiş


8. Aşağıdaki cümlelerden hangisi “-dı/-di” eki ile tamamlanırsa cümle “terk edilmiş alışkanlık anlamı taşır?

A) Kardeşime doğum gününde oyuncak araba alacak...      
B) İşi erken bitince neşeyle evine doğru yürüyordu... 
C) Ne kadar uyumsuz biri olduğunu daha ilk günden belli etmiş...    
D) Yazın her hafta sonu arkadaşlarıyla buluşur balığa gider...


9. “İki kip ekinin üst üste gelmesi ile oluşan fiillere birleşik zamanlı fiiller denir.”
Aşağıdakilerden hangisi birleşik zamanlı fiillere örnek olarak verilebilir?

A) Bağırdınız
B) Anlasaydık
C) Duymuyorum
D) Kaçmışsınız


10. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi terk edilmiş bir alışkanlık anlamı taşımaktadır?

A) Yatarken dişlerini mutlaka fırçalar.
B) Dünkü maçta eski futbolcularımızdan birini gördüm.
C) Bizim planımıza uysaydın dün çok eğlenecektik.
D) Havalar soğuduğunda alt kata iner sobayı yakardım.

11. Aşağıdaki cümlelerde yer alan fiillerden hangisi birleşik zamanda çekimlenmemiştir?

A) Tamirci çantasından penseyi çıkardı. 
B) Bunca zaman sonra beni hatırlayacağını tahmin etmezdim.
C) Proje ödevini süresi dolmadan teslim etmişti. 
D) Sınav günü gelmeden önce tüm konuları tekrar etmeliydim.





12. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi ek fiille çekimlenmemiştir?

A) İzlediğimiz son film gerçekten de çok güzeldi.
B) Gönderdiğimiz paket akşama kalmadan yerine vardı.
C) Geçen hafta en sevdiğim film TV’de yoktu.
D) Yaşadıklarımız tarifsiz bir mutluluktu.




13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ek filin zamanı veya kişisi yanlış belirtilmiştir?

A) Yeni arabanız çok güzelmiş. (Duyulan geçmiş zaman- 3. tekil şahıs)
B) Arkadaşın ağladıysa onu teselli et. ( Şart kipi - 3. tekil şahıs)
C) Ben gerçek bir vatanseverim. ( görülen geçmiş zaman - 1. tekil şahıs)
D) Herkes tarafından eleştirilen biridir. ( Geniş zaman - 3. tekil şahıs)



14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ek fiil isim soylu bir sözcüğü yüklem yapma görevi ile kullanılmıştır?

A) İnsanı en çok mutlu eden yer kendi evidir.
B) Bir köşeye çekilmiş sessizce ağlıyordu.
C) Uzun zamandır bu proje üzerinde çalışıyormuş.
D) Sana sorulan sorulara açık ve anlaşılır cevaplar vermeliydin.



15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ek fiil diğerlerinden farklı bir görevde kullanılmıştır?

A) Bir mekanı en güzel gösteren şey kullanılan boyadır.
B) Hiçbir zaman kalbimizi kıracak sözler söylemezdi.
C) Onu en çok mutlu eden şey bir demet çiçekti.
D) İçerisi tam manasıyla zifiri karanlıktı.


16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ek fiil farklı bir görevde kullanılmıştır?

A) Uzun zamandır havalandırılmayan o da çok basıktı.
B) Sınıfımızın en esprili öğrencisi Hüseyin’dir.
C) Bu sene ağaçlar geçen yıla göre daha erken yeşermişti.
D) Düğün için aldığı elbise siyahmış.





17. Aşağıdaki fiillerden hangisi ek fiilin geniş zaman 3. tekil kişisi ile çekimlenmiştir?

A) Önemlidir
B) Okumalıyız
C) Sağlarız
D) Gözlemlemeliyiz




18. 3. tekil şahısta ek fiilin geniş zamanı genellikle kullanılmaz.

Aşağıdaki cümlelerden hangisi bu durumu örneklendirmek için kullanılmıştır?

A) Telefon insanlar arası iletişimi kolaylaştıran bir araçtır.
B) Bana karşı bir soğukluk hissediyor gibiydi.
C) Kitap benim için iyi bir arkadaş.
D) Her gün bu saatlerde bizim evin önünden geçiyordu.



19. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yükleminde ek fiil vardır?

A) Bütün bir haftayı hiçbir şey yapmadan geçirdi.
B) Gelecek yıl bizim okuldan ayrılacaklar.
C) Ödevlerimi bitirmem konusunda bana yardım edecek.
D) Eskiden bizim evin önünden selam vermeden geçmezdi.

20. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yükleminde “gerçekleşmemiş niyet” anlamı bulunmaktadır?

A) Derslerime düzenli çalışmalıyım.
B) Akşam halı saha maçına gidecektim.
C) Her şeyi bir kenara bırakıp barıştılar.
D) Onun bana karşı tavırlarına anlam veremedim.

Cevap Anahtarı İçin Tıklayın...

‘’ Hayatta Hiç Hata Yapmamış Birisi Zaten Hiçbir İşe Başlamamıştır.’’ Sözünü Açıklayınız.

‘’ Hayatta Hiç Hata Yapmamış Birisi  Zaten Hiçbir İşe Başlamamıştır.’’ Sözünü Açıklayınız.

Hata yapmak insana özgü bir davranıştır. Her insan  hataları ile bir bütündür ve hataları ile vardır. Çünkü hatasız kul olmaz sözü boşa söylenmemiştir. İnsan hata yaptıkça daha fazla deneyim sahibi olur, yaptığı yanlışların ne olduğunun farkına  varır ve yapacağı işlerde daha bilinçli ve daha bilgili olur.

Hayatta hata yapmamış kişi risk almamış kişi demektir. Çünkü böyle kimseler  hayatın anlamını, hayatı  yaşamanın tadını  tam anlamı ile kavrayamamış kişilerdir. Çünkü hayat  yanlışlar ile doğrular ile  anlam bulur.  Hata yapacağız ki doğruya ulaşabilelim. Hata yapmak hayatın doğasında olan bir şeydir. Hata yapmanın aslında bizi başarıya götüreceğinin  örneğini de şöyle verelim: Örneğin; iki, üç yıldır üniversite sınavına hazırlanan bir öğrenciye düşünelim. Bu öğrenci derslerine çok iyi çalışıyor fakat istediği bölümü kazanamıyor. Çünkü çalışma sisteminde bozukluklar var. Daha sonra yaptığı hatanın farkına varıyor ve kendine daha sistemli bir program yaparak amacına ulaşıyor. Eğer bu kişi yaptığı hataların farkında olmasaydı belki de istediği bölümü  uzun yıllar yine kazanamayacaktı. Onun için hata yapmaktan, risk almaktan korkmayalım. Başarılı olacağımıza inanalım fakat başarısız olunca da hayata küsmeyelim. Tekrar deneyelim ve amacımıza ulaşıncaya kadar çalışmaya ve başarıya ulaşmaya devam edelim.

Hayatı çalışmadan, emek etmeden,mücadele etmeden geçirmek isteyenler ancak ve ancak kendilerini kandırırlar. Başarılı olmak için,  iyi işler çıkarmak için  girişimci olalım ve yeniliklerden korkmadan yolumuza devam edelim.

İnsanların Bitmek Bilmeyen Maddi İhtiyaçları Dini Yaşantılarını Nasıl Etkiler?


İnsanların  Bitmek Bilmeyen  Maddi İhtiyaçları Dini Yaşantılarını Nasıl Etkiler?

İnsan olarak ne yazık ki gözümüz bir türlü doymaz. Çünkü devamlı fazlasını isteriz ve bu isteklerimiz de hiç bitmez. Önce iyi bir işimiz olsun, iyi bir kazancımız olsun isteriz. Evimiz, arabamız olsun isteriz. Onlara sahip olunca da daha yenisini ve daha  iyilerini istemeye başlarız. Var olanla yetinmeyi bilmeyiz. Çünkü gözümüz doymaz. Sevgili Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’da bu konu ile ilgili şunu söylemiştir:  İnsanoğluna bir dünya dolusu altın veriniz,  bir ikincisini de ister.’’

Gerçekten de böyledir. Çünkü insanoğlunun gözü doymaz. Bitmek bilmeyen bu maddi ihtiyaçlar dini yaşantılarımızı da  olumsuz etkiler. Dünya malına kanmaktan, dünya malı ile meşgul olmaktan ibadetlerimizi yapamayız, dini görevlerimizi hakkı ile yerine getiremeyiz. Böyle olunca da manevi  değerlerden uzaklaşmaya  başlarız ve sadece maddi gereksinimler bizim gözümü doyurmaya başlar. Bunların olmaması için de dinimizi, dini vazifelerimizi asla ihmal etmemeliyiz.  Gerektiği kadar dünya için çalışmalıyız, daima  da ahiret için çalışmaya gayret etmeliyiz. Yine Peygamber Efendimiz’in dediği gibi ‘’ Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi de ahiret için çalışmalıyız.’’ Dünyevi zevkler bizi Allah sevgisinden, Peygamber sevgisinden uzaklaştırmamalıdır.

Tam aksine dünyanın geçici olduğunu düşünüp daha çok inançlarımıza yönelmeliyiz ve inancımızı hakkı ile yerine getirerek huzuru bulmalıyız. Çünkü huzur İslamdır, huzur  insanca yaşamaktır, huzur merhametli ve sevgi dolu olmaktır.

Bir Ülkenin Kalkınmasında O Ülkenin Zengin Olması Yeterlidir Konulu Münazara Yazınız.

Bir Ülkenin Kalkınmasında O Ülkenin  Zengin Olması Yeterlidir Konulu Münazara Yazınız.

Her ülkenin gelişmişlik düzeyi birbirinden farklılık gösterir. Kimi ülkeler kurulduğu yer bakımdan, jeopolitik bakımdan, yeryüzü şekilleri bakımından, iklim bakımından elverişli topraklarda kurulmuştur fakat bunlardan faydalanacak ekonomik gücü yoktur. Kimi ülkelerde elverişsiz topraklarda kurulmuştur. 

Bir ülke elverişsiz  topraklar üzerinde kurulmuş olsa bile parası ile  her şeyi yapabilir. Örneğin; ulaşımın güç olduğu yerlerde ulaşımı daha kolay hale getirmek için çaba gösterir, çalışır ve bunun için ulaşıma gerekli olan yatırımı yapar. Böylece elverişsiz olanı bile elverişsiz hale getirebilir. Yeter ki paran olsun, yeter ki ekonomik gücün yüksek olsun. Bir ülkenin kalkınmasında o ülkenin zengin olması yeterlidir. Çünkü bir ülke maddi açıdan zengin olduğu zaman  ülkesini dünyanın en süper gücü haline getirebilir.  Yeter ki sermayen olsun. Güçlü bir ekonomi olmadığı zaman o ülkede eğitim ve öğretim de güçlü olmaz. Çünkü verilen eğitim ve öğretim de niteliksiz olur. Paran varsa istediğin teknolojik aleti ülkene getirirsin. Ülkenin gelişmesi için  beyin göçü alırsın.

Ülkene gelen bilim insanları onlara verilen imkanlar sayesinde o ülkeyi daha da kalkındırır ve güçlendirir. Yani bir ülkenin kalkınmasında  zenginlik, maddi güç çok ama çok önemli bir yere sahiptir.

Ülkemiz Hakkındaki Duygu Ve Düşüncelerinizi Anlatan Bir Kompozisyon Yazınız.

Ülkemiz Hakkındaki Duygu Ve Düşüncelerinizi Anlatan Bir Kompozisyon Yazınız.

Tarihi ve doğal güzellikleri ile zengin olan ülkemiz  Türkiye Cumhuriyeti  çok güzel bir ülkedir. Dört mevsimin belirgin olarak yaşandığı, bir yerde kış sporları yapılırken, bir yerde denize girilen  renkli bir ülkedir bizimkisi.   Anadolu birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir ülkedir. Bundan dolayı da  ülkemizde birçok tarihi eser vardır.

Ülkemiz  her yönden güzel özelliklere sahip olan bir ülkedir. Meyvenin ve sebzenin bol olduğu,  insanlarının samimi ve içten olduğu bir yerdir burası.  Onun için ülkemizin kıymetini bilmeliyiz. Ülkemizi her alanda geliştirmek için ona sahip çıkmalıyız ve onu korumalıyız. Ülkemiz jeopolitik bakımdan da önemli bir yere sahip olduğu için başka ülkelerin de dikkatini çekmektedir.  İstanbul ve Çanakkale gibi önemli boğazlara sahiptir. Buralar ülke ekonomisine önemli katkı sağlar. Bu toprakları korumak için, bu vatanı korumak için çok sayıda insanımız hayatını kaybetmiştir. Örneğin; Kurtuluş Savaşı yıllarında  başta Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve milletimiz el ele verip düşmanı yurttan kovmuşlardır.

 Çok zorluklar yaşanmıştır o yıllarda. Fakat insanımız yine vatan aşkından vazgeçmemiş ve ülkemiz düşmanlardan temizlenmiştir. Bize  düşen görev de bu ülkeye sonuna kadar sahip çıkmak ve onun bir karış toprağını düşmana asla vermemektir. Bize düşen de ülkemizi tehdit eden her türlü iç ve dış terör mensuplarına karşı milletçe birlik, beraberlik ve dayanışma içinde hareket etmektir.

Çalışmayla İlgili 3 Tane Söz Araştırınız. Bu Sözlerden İstediğiniz Bir Tanesini Açıklayarak Yazınız.

Çalışmayla İlgili 3 Tane Söz  Araştırınız. Bu Sözlerden İstediğiniz Bir Tanesini Açıklayarak Yazınız.

Çalışmak ile ilgili sözler:
* ‘’ Ne kadar çok çalışırsan, o kadar mesut olursun.’’ Charles Dickens
*’’ En büyük makam en büyük hak çalışanlara ait olacaktır.’’ Gazi Mustafa Kemal  Atatürk
*’’ Bilginin efendisi olmak için çalışmanın uşağı, olmak şarttır. ‘’ Balzac

‘’ Ne Kadar  Çok  Çalışırsan , O Kadar Mesut Olursun.’’ Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.
İnsan ancak çalışınca hayata tutunur ve geçimini sağlar. Çalışmayan, tembellikten zevk alan insanlar bir süre sonra çürümeye başlar ve  var olan bilgi ve becerilerini de unutmaya başlar.

Kişi ne kadar çok çalışırsa o oranda mutlu olur . Çünkü çalışmak kişiyi amacına ulaştırır, çalışan kişi hem kendine fayda sağlar, hem de dünyaya fayda sağlamış olur. Çalışan insan  boş  olmadığı için kafasına olur olmaz her şeyi takmaz. Böylece stresli bir insan da olmadığı için mutlu bir insan olur.  İnsanın zihni çalıştıkça daha çok açılır ve kişi daha fazla başarıya ulaşır. Yeni başarılar kazanmak da kişiyi daha mutlu kılar ve  böylece  o kişi  insanlığa da fayda sağlamış olur. Mutlu olmak istiyorsak kendi alın terimizle iyi bir şekilde çalışmalıyız.

Gururlu, onurlu insan olmanın yolu çalışmaktan ve insanlığa faydalı olmaktan geçer. Böyle yapınca hem mutlu oluruz hem de vicdanen kendimizi rahatsız hissetmeyiz.





Yurt Sevgisi Nasıl Olur ? Bu Konu İle İlgili Düşüncelerinizi Yazınız.

Yurt Sevgisi  Nasıl Olur ? Bu Konu İle İlgili Düşüncelerinizi Yazınız.

Yurt sevgisi yurdumuza sahip çıkmakla olur . Yurdunu seven insan onu canı pahasına olsa korur. Vatanını düşmana bırakmaz. Vatanının her bir zerresinin değerini bilir. Vatanına, yurduna göz diken her türlü iç ve dış terör örgütlerine karşı mücadele eder.

Yurdunu seven insanlar ona zarar vermezler. Havayı, toprağı, suyu kirletmezler. Yurdunu seven insan onun için çok çalışır. Vatanını geliştirmek için, ileriye götürmek için bilim ve fen yolunda ilerler. Yurdunu gerçek anlamda seven kişi çalışkan ve üretken kimsedir.  Ağaç diken, ormanları koruyan kişi yurdunu sever. Yurdunun bir hiçbir yerine zarar vermez.   Yurdunu seven insan çevresini temi tutar. Yere çöp atmaz. Yurdunu seven insan  vatani görevlerini yerine getirir. İşte tüm bunları gerçek anlamda yaptığımız zaman  yurdumuzu sevmiş oluruz. Yurt sevgisi ile ilgili şu sözleri de unutmamalıyız:
* Vatan sevgisi; ruhları, kirden kurtaran en kuvvetli rüzgardır. (M.K. Atatürk)
* Şahsınıza kötülük eden bir düşmanı affediniz lakin vatanınıza ve milletinize kötülük eden bir kimseyi asla affetmeyiniz. (Hz. Ali)


*Vatanseverlik şehitlerin alnında parlayan meşale gibidir. (Edward Martin)
* Vatan ve toprak sevgisi anne baba sevgisi kadar doğaldır. (Gabriel Harvey)


LGS Türkçe Deneme Sınavı-4

Ebru sanatı görsel açıdan şölen haline gelen çok renkli ve kıymetli bir sanattır. Suyun üzerinde renk verme çalışmalarıyla yapılan süsleme sanatı olan ebru, günümüzde artık pek uygulanmamaktadır. Geleneklerimizde çok kullanılan bu sanatın önceleri kursları, eğitimleri yoğun şekilde bulunurken şimdilerde sınırlıdır.
Osmanlı döneminde uygulanan ebru sanatı, önemli bir iş koludur. Birçok kişiye kazanç sağlamıştır. Doğu topraklarından Avrupa’ya yayılmasıyla ebruya Avrupa’da, Türk kağıdı ismi verilmiştir. Tüm dünya üzerinde ilgi çekmiş, uygulanmış ve sevilmiş bir sanattır. Günümüzde ise belirli birkaç isim dışında ciddi anlamda bu işle uğraşan kişilerin sayısı azdır.

Çeşitli kurslarda, ilgi az olmasına rağmen, ebru eğitimi verilir. Ebru sanatının icra edilebilmesi için gerekli çeşitli malzemeler mevcuttur. Bu malzemeleri önceleri hazırlamak ve bulmak zorken, şimdilerde resim malzemeleri satan birçok dükkanda rahatlıkla bulmanız mümkündür. Ebrunun birçok türü vardır. Bunlardan birisi de “Bülbül yuvası” adı verilen ebrudur. Bülbül yuvası ebru, ebru yapılacak sıvının içinde olduğu tekne adı verilen kabın yüzeyine serpilen boyaların bir biz yardımı ile büyükten küçüğe doğru dairesel hareketler yaparak şekillendirilmesi neticesinde meydana gelir. Genellikle bu dairesel şekiller, uzun kenar boyunca 5 ve kısa kenar boyunca 4 tane olarak tasarlanır.

(İlk dört soruyu yukarıdaki parçaya göre cevaplandırın.)



2. Yukarıdaki parçada koyu yazılmış cümledeki virgülün kullanım amacı aşağıdaki cümlelerin hangisinde de vardır?
A) Ülkemiz bor, krom, bakır ve demir bakımından zengindir.
B) Türkiye, bu cennet vatan, atalarımızdan bize emanet.
C) Ahmet, Türkiye’nin güzellikleri ile ilgili bir araştırma yapacak.
D) Ülkemizin değerini bilmeli, bu değere layık bir ülke olmalıyız.





3. Yukarıdaki parçadan ebru sanatı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Suyun üzerinde çeşitli şekiller oluşturulması ve bu şekillerin kağıda aktarılması şeklindedir.
B) Osmanlı Devleti döneminde önemli iş kollarından biri olarak varlığını sürdürmüştür.
C) Günümüzde de bu ebru sanatı ile geçimini sağlayanların sayısı oldukça fazladır.
D) Ebru sanatı için gerekli malzemeleri resim sanatı ile ilgili malzemeler sanat iş yerlerinde bulmak mümkündür.

4. Yukarıdaki parçadaki altı çizili cümlenin yapıca özdeşi aşağıdaki cümlelerin hangisinde vardır?
A) Uzun süre haber gelmesini bekledi, daha sonra hastaneye gitmeye karar verdi.
B) Yıllardır üzerinde durduğu değerlerin önemini kaybetmesine çok üzülüyordu.
C) Zaman çok çabuk ilerliyor ve biz zamanın nasıl geçtiğini anlamıyoruz.
D) Hayatına dair yeni kararlar aldı ve bazı hatalarından önemli dersler çıkardı.

5. “Yeryüzünde İstanbul kadar uygun bir yere kurulmuş bir şehir yoktur” cümlesinin öge dizilişi hangi seçenekte doğru olarak gösterilmiştir?

A) Özne - Yüklem
B) Yer tamlayıcısı - Nesne - Yüklem
C) Nesne- Yüklem
D) Yer tamlayıcısı - Özne - Yüklem





6. “Bu İstanbul şehri ki, paha biçilmez ona
Tüm İran mülkü feda olsun tek bir taşına
Öyle tek bir incidir iki deniz arasında
Yeridir dünyanın güneşi ile tartılsa”
Yukarıdaki dizelerde kullanılan söz sanatları hangileridir?
A) Benzetme - Abartma B) Kişileştirme - Abartma
C) Tezat - Konuşturma D) Kişileştirme - Benzetme

7.
Şimdiki kuşak popüler müzik tutkunu. Oysaki popüler müzik adı üstünde gelip geçici olandır. Yarın unutulur gider ve insanın ne ruh dünyasına ne de düşünce dünyasına bir şeyler katar. Sanat müziği ya da halk müziği böyle değildir. Çünkü onlar milletin düşünce ve yaşayış dünyasının mahsulleridir. Herkes onlarda kendisinden bir parça bulur. Bu sebeple halk müziği ve sanat müziği popüler müzik ile kıyaslanamayacak kadar çok üstündür.

Kapının önünde küçük bir kız çocuğu oturuyordu. Eli yüzü kir pas içerisinde, kolları burnunu silmekten katılaşmıştı. Ufak tefek boyunun üzerindeki kıvırcık saçları aylarca yıkanmamış gibi birbirine karışmıştı. Üzerindeki kazak en son ne zaman yıkanmış tahminde bulunmak bile imkansızdı. Çocuğa bakınca görebildiğim tek renk gözlerindeki o derin mavilikti.

Yukarıdaki paragrafların anlatım biçimleri sırası ile hangi seçenekte doğru verilmiştir?

A) Tartışmacı anlatım – öyküleyici anlatım
B) Tartışmacı anlatım – betimleyici anlatım
C) Açıklayıcı anlatım – öyküleyici anlatım
D) Açıklayıcı anlatım – betimleyici anlatım

8.
“Bir anne baba çocuğuna Orhan Veli’den şiirler okuyabilir. “Gün olur alır başımı giderim”. Dünyaya bakışta derinlik oluşur, yaşama sevinci oluşur. Okunan şiir çocuğun hayata bakışını değiştirir. Benim en çok etkilendiğim şiir, 10 yaşında, bir çocuk dergisinde, Necip Fazıl’ın “tabut” diye bir şiiriydi. Tavanarasında okumuştum. Öyle şiirlere de gerek var ergenliğe doğru.”

Yukarıdaki parça aşağıdaki sorulardan hangisine cevap olarak verilmiş olabilir?

A) En çok beğendiğiniz şiir hangisidir?
B) Şiirlerinizde hangi tür konuları seçiyorsunuz?
C) Çocuklara nasıl şiirler okunmalıdır?
D) Anne babalar çocuklarına şiir okuyor mu?

9.
- Kalabalıktan, gürültüden ve sıcaktan bir an önce kaçmak istiyordu.
- İnsanlara saygılı davranıyor, elinden geldiği kadar herkese yardımcı olmaya çalışıyordu.
- Çocuk, sırılsıklam olan köpeği etrafındaki insanların bakışlarına aldırmadan kucağına aldı.

Yukarıda virgülün kullanımı ile ilgili bazı örnekler verilmiştir. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde virgül yukarıdakilerden farklı bir görevde kullanılmıştır?

A) Uzun süre işsiz kaldı, umudunu yitirmeden mücadele etmeye devam etti.
B) Eğitim, insanın davranışları üzerinde istenilen yönde değişiklik yapma sürecidir.
C) Sınava gelirken yanınızda yalnızca kalem, silgi ve kimliğinizin bulunması gerekiyor.
D) Konuşmacı, çocuğun yüzüne dikkatle bakmaya devam ediyordu.

10. 



Yukarıdaki görsele göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı yapılmıştır?
A) İnsanlara olduğu kadar diğer canlılarada saygı göstermelisin.
B) Bu dünyada herkes nasibi kadar yiyip içebilir.
C) Akşamki maçın yankıları uzun bir süre daha devam edeceğe benziyor.
D) Görüyorum ki söylediklerimiz çok fazla dikkate alınmıyor.



11. “Kır yaşamını, doğanın güzelliklerini anlatan şiirlere pastoral şiir adı verilmektedir.”
Yukarıdaki açıklamaya göre aşağıdaki dörtlüklerden hangisi pastoral şiire örnek olabilir.

A) Tam otların sarardığı zamanlar
Yere yüzükoyun uzanıyorum
Toprakta bir telâş, bir telâş
Karıncalar öteden beri dostum

B) Şimdi saat, sensizliğin ertesi
Yıldız dolmuş gökyüzü ay aydın
Avutulmuş çocuklar çoktan sustu
Bir ben kaldım tenhasında gecenin

C) Bu topraklar ecdâdımın ocağı
Evim köyüm hep bu yurdun bucağı
İşte vatan! İşte Tanrı kucağı!
Ata yurdun evlât bulmaz, giderim.

D) Kulak ver sözüme, dinle vatandaş
Uyma lâklak edip gülüşenlere.
Seni meşgul eder, işinden eğler,
Karışır tembel perişanlara.

12.
1. Sıvı maddelerin içinde bulunduğu şeye sığmayacak kadar çoğalması
2. Akarsuların yatağından çıkarak çevreyi kaplaması
3. İnsan, nesne vb. çokça bulunması

Yukarıda “taşmak” kelimesinin bazı anlamları verilmiştir. “Taşmak” kelimesi aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu anlamlardan herhangi birisi ile ilgili kullanılmamıştır.

A) Gösteri o kadar güzeldi ki seyirciler salondan
taşmıştı.
B) Hayvanın ağzından taşan beyaz köpüklere biraz da kan karıştı.
C) Kızılırmak taşınca çevredeki yerleşim yerleri için tehdit oluşturmaya başladı.
D) Acaba bizim taşıp köpürmelerimizi pek çocukça mı bulmuştu?

13. “Azımsama bir şeyi miktar olarak yetersiz bulma anlamına gelirken küçümseme miktar olarak değil nitelik olarak beğenmeme anlamı taşır.” Buna göre aşağıdaki cümlelerden hangisi farklı bir anlam taşır?

A) Senin yaptığın yemek ancak bu kadar olur.
B) Bu kadarcık para ile ne yapabiliriz ki?
C) Şu üstünün başının haline bir bak!
D) Yıllarca okusan da hiçbir şey olamazsın.





14. “Menekşe öğretmen tanınmış bir yazarın hayatının anlatılmasının biyografi, geçmişte yaşanan bir olayın anlatılmasının anı, aynı gün içerisinde yaşananların anlatılmasının günlük ve gezilip görülen bir yer ile ilgili bilgi verilmesinin gezi yazısı olduğunu öğrencilerine anlatmış ve aşağıdaki örnekleri vermiştir.

(1) Bugün yaşadığımız elim dolu bir hadisenin ardından ailemle ayrı evlerde yaşamanın ne kadar hazin bir şey olduğunu daha derinden anladım. Gözümden sakındığım ve yemeyip içmeyip biriktirdiğim paralarla aldığım evime giren hırsızlar, sahip olduğum bütün mücevherleri alarak kayıplara karıştı.

(2) İzmir saat kulesine gitmeye karar verdik. Mersin’den kendi arabamız ile yola çıktık. Akşam üzeri 22’de yola çıktık sabah 8 gibi İzmir’deydik. İzmir’de gitmek istediğimiz belki de tek yer sat kulesi idi. Çünkü daha önce çoğu kez İzmir’e gelmiştik. Ama bir türlü saat kulesine gidememiştik. Tüm ihtişamı ile saat kulesi karşımızda duruyordu.

(3) İlkokul 4. sınıf öğrencisiydim. Babam o zamanlar İstanbul’a gider, dört beş ay kadar çalışır sonra bir süreliğine dönerdi. Bu dönüşlerden birinde bana sonsuz bir mutluluk yaşatmıştı. Gelen hediyelerden birisi de beyaz bir spor ayakkabıydı. O günkü mutluluğumu, belki de ömrüm boyunca hiç yaşamadım. Hatta öylesine abartmıştım ki ilk gece spor ayakkabımı giyip öyle uyumuştum.

(4) Ünlü yazar Rıza Ali Sinanoğlu 1945 Malatya doğumludur. Babası Derviş Hikmet Sinanoğlu, annesi ise Nuriye Sinanoğlu’dır. 5 kardeşin ikincisidir. İlk ve orta ve lise öğrenimini Malatya’da tamamlamıştır. Hukuk Fakültesi bölümünden mezun olmuş, daha sonraki yıllarda Edebiyat bölümünü de okumuştur.

Buna göre bu örnekler sırası ile hangi türlere aittir?

A) Anı - Gezi yazısı - Biyografi - Günlük
B) Günlük - Biyografi - Gezi yazısı - Anı
C) Günlük - Gezi yazısı - Anı - Biyografi
D) Anı- Gezi yazısı - Günlük - Biyografi

15. Atasözleri ve deyimler zaman zaman birbirleri ile karıştırılabilmektedir. Bu yüzden atasözlerinde öğüt verme amacı olduğunu unutmamak gerekir. Buna göre aşağıdaki kalıplaşmış sözlerden hangisi diğerlerinden farklıdır?

A) El el için ağlamaz, başına kara bağlamaz.
B) Tilkinin dönüp dolaşacağı yer kürkçü dükkanıdır.
C) Yatan aslandan gezen tilki yeğdir.
D) Deveye sormuşlar: Neden boynun eğri? “Nerem doğru ki” demiş

16.
1. Daha sonra gözenekli bir kalıbı, hamurun içine daldırılıp yukarıya kaldırıldığında, su gözeneklerden süzülerek aşağıya akıyor, kalıbın yüzeyinde lifli bir tabaka kalıyordu.
2. T’sai Lun adlı bir Çinli ağaç kabukları, bez parçaları ve diğer lifli malzemeleri özlü ve yumuşak bir hamur haline gelinceye kadar dövüp, elde ettiği hamuru geniş bir tekne içinde suyla karıştırarak ilk mekanik odun hamurunu elde etti.
3. Üzerinden el yapımı silindirlerle geçilerek kullanıma hazır hale geliyordu.
4. Bu tabaka bambudan yapılmış çerçevelerde gerilerek kurutuluyordu.

A) 4-1-2-3 B) 2-1-4-3
C) 1-4-3-2 D) 2-3-4-1

17. Aşağıdaki cümlelerden hangisi yay ayraç ile belirtilen anlam özelliğine sahip değildir?
A) Bugünkü sınavda başarısız olduğunu farz edelim hedeflerin değişecek mi? (Olasılık)
B) Başkalarının her şeyi benden daha iyi bildiğini düşündüğüm için başarısız oluyorum. (Öz eleştiri)
C) Şarkışla Belediyespor bu sezonun en dikkat çekici takımı olacak. (Ön yargı)
D) Türkçe sorularını çözerken önce soru kökünü okursan zaman kaybetmezsin (Öneri)

18. Kapının kolu tutup açmaya çalışırken adeta metal kolun eline yapıştığını hissetti. Ahşap malzemeden yaptığı kulübenin kapısı büyük bir gıcırtıyla kapanırken odadaki az sayıdaki eşyalarından olan masanın üzerindeki bardaktan buharın fışkırdığını seyretti bir an.

Yukarıdaki parçada aşağıdaki duyularla ilgili ayrıntılardan hangisi bulunmamaktadır?

A) İşitme
B) Koklama
C) Dokunma
D) Görme






Cumali, Orhan ve Yusuf üniversitede aynı evde kalmaktadır. Üç arkadaş üç günlük bir yemek, bulaşık ve temizlik planı yapacaklardır. Planlama ile ilgili belirledikleri kurallar şunlardır:

- Herkes temizlik, bulaşık ve yemek yapma işine katılacaktır.
- Her işi bir kişi yapacak ve bir kişi aynı gün yalnız bir iş yapacaktır.
Planlama ile ilgili bilinenler ise şunlardır:
- Yusuf ilk gün temizlik yapmış, üçüncü gün bulaşık yıkamıştır.
- Orhan ikinci gün bulaşık yıkamıştır.
- Cumali üçüncü gün yemek yapmıştır.

19. ve 20. soruları yukarıdaki bilgilere göre cevaplayın.

19. Yukarıdaki bilgilere göre aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) Orhan üçüncü gün temizlik yapmıştır.
B) Orhan ilk gün yemek yapmıştır.
C) Yusuf ikinci gün yemek yapmıştır.
D) Cumali bulaşığın ertesi günü yemek yapmıştır.

20. Yukarıda verilen bilgilere göre aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) Orhan yemek yaptığının ertesi gün temizlik yapmıştır.
B) Yusuf yemek yaptığı günün öncesinde temizlik yapmıştır.
C) Cumali yemek yaptığı günün öncesinde temizlik yapmıştır.
D) Yusuf’un bulaşık yıkadığı gün temizliği Orhan yapmıştır.