Nasıl Bir Ülkede Yaşamak İstersiniz?


Nasıl Bir Ülkede Yaşamak İstersiniz?

Her çocuğun iç dünyası farklıdır fakat her çocuk çok güzel bir dünyada yaşamak ister. Ormanların olduğu,  ağaçların kesilmediği, orman yangınlarının yaşanmadığı bir ülkede yaşamak isterim. İnsana değer verilen,  ön yargının olmadığı,  iyiliklerin yüze vurulmadığı bir dünyada olmayı çok isterdim.  Ailemin her zaman yanımda olmasını, arkadaşlarımın da ailesinin her zaman yanlarında olmayı çok isterim. Savaşların olmadığı bir dünya isterim.

Savaşlar olduğu zaman bebekler, çocuklar ve yaşlılar savunmasız kalıyor. En çok zararı da onlar görüyor. Savaşlarda annelerin, babaların ölmemesini isterim. Barışın daim olduğu, insanlığın ve sevginin tüm dünyaya yayıldığı bir yerde yaşamak isterim. Yalanın olmadığı,   güvenilir bir ülkede, güvenilir insanlar ile yaşamayı çok isterim.  Zengin fakir ayrımının yapılmadığı, güçlü güçsüz ayrımının yapılmadığı bir ülkede yaşamayı çok isterdim.  Hiç kimsenin ailesinden uzak kalmadığı bir dünyada doya doya çocukluğumu yaşamak isterdim. Çocuklara daha çok eğlence yerlerinin olduğu, doğal alanların olduğu yerlerde yaşamak isterdim.  Eğitimin, tarımın, ticaretin,  ekonominin çok ilerlediği bir ülkede yaşamak isterim. İnsanların bilinçli olduğu, çevre temizliğine önem verilen bir ülkede yaşamak isterdim. Yaşadığım ülkede herkesin eğitimli olmasını isterdim. Böylece yaşadığım ülke dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri haline gelirdi. Ekonomik koşulların iyi olduğu bir ülkede yaşamak isterdim.

Hiç kimsenin işsiz kalmadığı, herkesin işi olduğu, herkesin mutlu ve huzurlu olduğu bir ülkede yaşamak isterdim.  Barışın, kardeşliğin, dayanışmanın ve yardımlaşmanın olduğu insanlar ile iç içe olmayı isterdim ve ülkem için çok çalışırdım.

Aşağıdaki Afişleri İnceleyerek Türkçenin Toplumsal Birlik Oluşturmadaki Rolü Üzerine Bir Kompozisyon Yazınız.

Aşağıdaki Afişleri İnceleyerek Türkçenin Toplumsal Birlik Oluşturmadaki Rolü Üzerine Bir Kompozisyon Yazınız.

Afişlerde Türkçenin önemi ile ilgili yazılan yazılar şunlardır:
* Birliğimiz Türkçe ile, dirliğimiz Türkçe ile
* Dilini koruyan ülkesini korur.

Ana Dilim

Türkçe bizim için en önemli dildir. Çünkü ana dilimiz Türkçedir.  Dilimiz bizi biz yapan, bizi başka toplumlardan ayıran en önemli unsurlardan biridir. Türkçe bizim milli benliğimiz, ata yadigarımız, geçmişimiz, kültürümüz, kısacası her şeyimizdir. İnsanın kendi lisanı çok önemlidir. Türkçe bizi bir araya getiren,  bizim birbirimizi daha iyi anlamamızı sağlayan ana dilimiz,  değerli lisanımızdır. Nasıl ki her milletin kendi ana dili o millet için önemli ise Türk dili de Türk milleti için son derece muazzam ve değerlidir. Bunun için Türkçeyi yabancı dillerin etkisinden korumalıyız ve Türkçe kelimeleri kullanmalıyız.

Türkçenin toplumsal birlik ve beraberlik oluşturmadaki rolü ise şudur:   Tarihimizi, gelenek ve göreneklerimizi, örf ve adetlerimizi, kültürümüzü bu dil sayesinde öğrendik. Atalarımız da bu dili kullandı ve bu ana dili bize miras bıraktı. Türkçe varsa Türk Milleti vardır.  Dilini bilmediğimiz yabancı bir ülkede yaşıyor olsaydık çok zorluklar çekerdik. Çünkü anlamını bilmediğimiz dilin olduğu bir ülkede yaşamak bize acı verirdi ve bu durumda üzülürdük. Oysa kendi ülkemizde bizi anlayan, dinleyen, insanlar var. Çünkü onların da ana dili Türkçe ve onlar da bizim gibi. Bizi birleştiren ve bütünleştiren dil Türkçe. Onun için dilimizi yozlaştırmamalıyız. Açtığımız iş yerlerine, mağazalara, dükkanlara vb. yabancı isimler koymamalıyız.

Benliğimizi yitirmemeliyiz. Kendimiz olmalıyız. Bayramlarda, düğünlerde, törenlerde, eğlencelerde Türkçe konuşarak mutlu oluruz, bir ve beraber oluruz.  Başka milletlerin esiri olmamak için bu dile sahip çıkmalıyız.

15 Temmuz Gecesi İle İlgili Gazete, Dergi Ve İnternet Sitelerinden Araştırma Yapınız. Araştırma Sonuçlarını Sınıfa Getiriniz.


15 Temmuz Gecesi İle İlgili Gazete, Dergi Ve İnternet Sitelerinden Araştırma Yapınız. Araştırma Sonuçlarını Sınıfa Getiriniz.

Ülkemiz 15 Temmuz 2016 yılında en karanlık ve en kötü günlerinden birini yaşamıştır. FETÖ ‘nün adamları ülkemize hain darbe girişiminde bulunmuşlardır. Milli iradeyi yok etmek isteyen bu örgüt o akşam halkın üzerine silah doğrultmuştur. Genel Kurmay’dan silah sesleri gelmiş,   Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar darbeciler tarafından rehin alınmıştır. O gece İstanbul Boğaziçi Köprüsü, darbeciler tarafından trafiğe kapatılmıştır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Hande Fırat’ın telefonuna görüntülü bağlandı ve halkı sokağa çağırdı.

Demokrasinin, halkın egemenliğinin ön plana çıktığı bir geceydi. Halk sokağa döküldü ve demokrasiye sahip çıktı. Bu vatanın sahipsiz olmadığı, bu vatanın her zaman birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olduğu tüm dünyaya kanıtlandı. Dünya milletimizin ne kadar güçlü ve azimli bir ülke olduğunu gördü.  Herkes bu günde bir oldu ve vatana sahip çıkıldı. Her kesimden insanımız vatan yolunda, kurtuluş yolunda mücadele verdi. Bu mücadelelerde çok sayıda polisimiz şehit oldu.   Niğdeli vatan evladı olan Astsubay  Ömer  Halisdemir bu gecede çok kutsal bir görev yaptı ve darbeciler ile savaştı  fakat  darbeciler tarafından şehit edildi. Birçok  insanımız bu gecede hayatını kaybetti ve vatan sevdası için ölüme yürüyerek gittiler. Gazi Meclis bombalandı, halkın üstüne bombalar yağdırıldı fakat halk yine de pes etmedi.

Tankların altına yatan kadınlarımız, erkeklerimiz birlik, beraberlik ve dayanışma içinde hareket ederek bu  güzel vatana sahip çıktılar. Demokrasi kazandı, milli egemenlik kazandı, Cumhuriyet kazandı. Yüce Allah ülkemize bir daha böyle acılı ve kanlı günler yaşatmasın. Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti! Yaşasın Türk Milleti!

Barış İçinde Yaşamak Konulu Olay Yazısı


Barış İçinde Yaşamak Konulu Olay Yazısı

Olay: Aynı mahallede yaşayan Türk, Afgan ve Suriyeli çocukların dostluğu
Kişiler: Ahmet, Rashid, Amir
Yer: İstanbul’da bir mahalle
Zaman: Yaz tatili

Üç Kafadar

Ahmet, Rashid ve Amir İstanbul’un kenar mahallelerinde yaşayan üç kafadardır. Ahmet Anadolu’nun bir şehrinden yıllar önce İstanbul’a taşınan bir ailenin çocuğu, Rashid ve Amir ise ülkelerindeki savaştan kaçarak ülkemize sığınan ailelerin çocuklarıdır. Ahmet bu iki arkadaşı mahallelerine ilk geldiğinde ilk önceleri onları hiç sevmemiş ve sürekli dışlamıştır. Ancak okullarında öğretmenlerinin ülkelerinden ayrılmak zorunda kalan çocukların yaşadığı sıkıntıları onlara anlatmasının ardından yaptığı hatayı anlamış ve onlara karşı haksızlık ettiğini düşünmüştür.

Vakit ilerledikçe bu üç arkadaş birbirlerini daha iyi tanımış ve anlamaya başlamıştır. Aralarındaki sürtüşmeler zamanla bitmiş ve artık hem okulda hem de okul dışı zamanlarında sürekli birbirleri ile vakit geçiren üç kafadar haline gelmişlerdir. Ahmet onlara ülkemizi tanıtırken onlarda kendi ülkelerinde yaşadıklarını Ahmet’e anlatmışlardır. Böylece üç arkadaş arasında başlayan dostluk ailelerin de birbirlerini tanıması ve dostluk kurmasına kadar genişlemiştir.

Üç küçük kafadar hem kendileri hem de yaşadıkları mahalledeki huzur ve barışa ne kadar büyük bir katkı sağladıklarının farkına varmasalar bile neşe ve huzur içerisinde dostluklarını sürdürmüşler.

Karanfiller ve Domates Suyu Metnindeki Birinci Kişili Cümleler


Karanfiller ve Domates Suyu Metnindeki Birinci Kişili Cümleler

Birinci şahsın ağzından anlatımda kahraman hem olayı yaşayan hem de anlatandır. Yani anlatıcı olayın kahramanlarından birisi ise birinci şahsın ağzından anlatım vardır. “Karanfiller ve Domates Suyu” metnindeki birinci kişili cümlelere şunlar örnek olarak verilebilir.

- İşte böyle bir yerde köyün insanlarını düşünüyorum.
- Şimdi artık kimi sevdiğimi, kime saygı duyduğumu biliyorum.
- Kör Mustafa nasıl becerdi bilmem.
- Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur, dedik.
- Bilmedik ki dişle, tırnakla, kanla, canla tabiat denilen canavarı yenmek lazım gelir.

- Bendeniz bu mü­cadeleye şahidim. Mustafa’nın kör gözü hiddetten ala bulandığı günleri hatırlıyorum.
- Hey arslan Mus­tafa, der; uzakta bir çam gölgesinden korkunç kavgayı seyrederdim.
- Bir sabah her zamanki çamın altına vardım ki bir köylü kadın, üç çocuk garip birtakım taşlar, tahtalar, saclarla bir şeyler yaparlar.
- Onu gördüm mü toparlanıyor; hayret, sevgi ve saygı ile bakıyorum.
- Koca yaylamızın üzerinde böyle milyonlarca insan bulunduğunu düşünüyorum.
- Yine dünya yuvarlığı üzerinde böyle milyonlarca insanın tırnakları, nasırları, tek gözleri, tek kollarıyla bir ejderha ile kavga etmek için bekleştiklerini düşünüyorum.

Fiilimsiler İle İlgili Akıllı Tahta Uygulaması

Fiilimsiler İle İlgili Akıllı Tahta Uygulaması

Bu yazımızda sizler için fiilimsiler ile ilgili olarak hazırlamış olduğumuz akıllı tahta uygulamasını kullanımınıza sunuyoruz.  Ekrandaki oynatma tuşuna tuşuna basarak sunuyu açabilirsiniz. “İleri” ve “Geri” tuşları ile sayfalar arasında geçiş yapabilirsiniz. En önemli özelliklerden birisi olan tam ekran seçeneği ile bilgisayarınızın, telefonunuzun, tabletinizin ya da akıllı tahtanın tamamını kaplayacak şekilde sunuyu büyütebilirsiniz. Sunuda yer alan konular şu şekilde :

-          Fiilimsiler ve özellikleri
-          İsim fiiller
-          Sıfat Fiiller
-          Zarf Fiiller
-          Fiilimsilerden türeyen kalıcı isimler
-          Fiilimsi ekleri ile karıştırılabilen ekler


Programın sağ üst köşesinde yer alan “Çizim Araçları” butonunu tıklayarak kalem, silgi ve fosforlu kalemi seçebilir ve sunu üzerinde işaretlemeler yapabilir, notlar alabilirsiniz. Hepinize iyi çalışmalar…


İsim Fiiller İle İlgili Örnekler


İsim Fiiller İle İlgili Örnekler

İsim fiiller fiil kök ya da gövdelerine gelerek onlardan isim üreten eklerdir. İsim fiil ekleri ve eklerle ilgili örnekler şunlardır:

1. “-ma/-me” : Aşağıdaki örneklerde koyu kırmızı ile yazılan kelimeler “-ma/-me” isim fiil eki almıştır.
- Ne kadar başarılı bir futbolcu olduğumu kanıtlamaya çalışıyorum.
- Karşısındakini susturma işini gayet iyi beceriyorsun.
- Dedemin o yaşına rağmen zevkle çalışması bizi şaşırtıyordu.
- Halatın kopması ile akrobatın yere çakılması bir oldu.
- Babam arkamızdan hızla gelen arabaya geçmesi için yol verdi.
- Annem ablamdan çamaşır sepetini tutmasını rica etti.
- Frikiği kullanacak oyuncu kaleyi süzmeye başladı.
- Domatesleri bir bir kovaya doldurmaya başladık.
- Artık defterimi karalamayı bırak.
- Küçük çocuk neşeyle zıplamaya başladı.
- Polisi gören hırsız kaçmaya başladı.
- Topunu kaybeden çocuk ağlamaya başladı.
- Kar yağarken dışarıyı izlemeye bayılırım.
- Gece olunca herkes uyumaya gitti.
- Bazılarının karşısında susmaya alıştım.

2. “-mak/-mek” :
- Kendisine doğru gelen topu tutmak için yoğun çaba harcadı.
- Seninle bir süre konuşmak istemiyorum.
- Çocukluğumdaki gibi kırlarda özgürce koşmak istiyorum.
- Bahçelerinin köşesinde köpek beslemek istiyormuş.
- Hafta sonu oynanacak derbiyi stadyumda izlemek istedi.
- Evi temizlemek için kardeşinden yardım istedi.
- Meyve toplamak için bahçeye gideceksiniz.
- Kapıları kapatmak için görevliden izin istedim.
- Okulu iyi bir derece ile bitirmek için çok ders çalışıyor.
- Arabasını iyi bir fiyata satmak için ilan verdi.
- İnsanlara lakap takmak çok kötü bir davranıştır.
- Bütün yiyecekleri tatmak gerekir.
- Susmak çoğu zaman sorunların büyümesini engeller.
- Gitmek hiçbir zaman çözüm olmamıştır.
- Yazmak içimizi dökmenin en güzel yollarından birisidir.
- Meyveleri tartmak için tezgaha doğru yürüdüm.

3. “-ış/-iş” :
- Çocukların ağlayışına dayanamıyorum.
- Bakışlarındaki kızgınlığı sezebiliyorum.
- Babamın gelişiyle evimizde bir şenlik havası oluşurdu.
- Bir insan oturuşu ile kişiliğini yansıtır.
- Arabanın geçişi hepimizi heyecanlandırdı.
- Küçük kardeşimin yatışı çok komiktir.
- Gülüşü ile içimizi ısıtan ender insanlardan birisidir.
- Hırsızın bulunduğu hapishaneden kaçışı şehirde tedirginlik oluşturdu.
- Dedemin bize şefkatle sarılışını hiç unutamıyorum.
- Bahçedeki çiçeğin soluşu hepimizi üzdü.
- Onun ders anlatışını çok beğeniyorum.
- Güneşin batışını seyretmeyi çok seviyorum.


Susuzluğa Dayanamayan Canlıları Kurtarmak İçin Neler Yapmak Gerekir?


Susuzluğa Dayanamayan Canlıları Kurtarmak İçin Neler Yapmak Gerekir?

Su insanoğlunun olduğu kadar tüm canlıların da yaşamını sürdürebilmesi için en gerekli en temel besin maddesidir. Suyun olmadığı bir ortamda hiçbir canlının uzun süre hayatta kalabilmesi mümkün değildir. Bu sebeple tüm canlıların suya gereksinim duyduğunu unutmamalıyız.

Biz insanlar konuşabilme yeteneğimiz sayesinde ihtiyaçlarımızı giderebilmekteyiz. Ancak hayvanlar ve bitkiler dertlerini kimseye anlatamamaktadır. Hele ki sokak hayvanları... Onların ne bir sahiplenebileni ne de şehir ortamında ulaşabileceği su kaynakları var. Bu hayvanlar doğada olsalar belki bir akarsu ya da göl bulup susuzluklarını giderebilirler ancak şehirlerde böyle bir şansları da yok. Biz insanlara düşen görev özellikle sıcak yaz günlerinde onları da düşünmek. Belli noktalara koyacağımız pet şişeleri keserek yapılan su kapları onlar için hayati öneme sahip olacaktır. Bu sayede onların susuzluklarını giderebileceğiz. Bunu yapmak çok da zor değil aslında. Herkesin kendi kapısının önüne bir kap koyması yeterli. Bunun dışında sokak hayvanlarına sahip çıkan derneklere üye olarak onların faaliyetlerine katılabilir ve özellikle yaz aylarında tüm canlıları suya kavuşturmayı amaçlayan projelerde görev alabiliriz.

İnsanoğlu bencil olmamalı ve bu dünyayı paylaştığı diğer canlıların ihtiyaçlarına da kulak vermelidir. Özellikle yaz aylarında kedi, köpek gibi canlılara yardımcı olmalıyız. Susuzluğun ne kadar zor olduğunu anlamalı ve onların susuzluğuna da derman olmalıyız.

Kurban Bayramının Anlam Ve Önemi İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


Kurban Bayramının Anlam Ve Önemi İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

Dini bayramlarımız Ramazan Bayramı ve Kurban  Bayramı  olmak üzere ikiye ayrılır. Ramazan Bayramını geride bırakan müslümanlar yakın zamanda Kurban Bayramını kutlayacaklar.  İslam  dininde kurban kesmek vacip olduğu için, maddi imkanı olan her kişi Yüce Allah için kurban keser. Kesilen kurbanların etinden  ev sahibi bir kısmını kendine ayırmalı, bir kısmını misafirlerine ayırmalı, kalan kısmını ise yoksul olana, kurban kesmeyen komşularına, akrabalarına dağıtmalıdır.

Yardımlaşma, dayanışma ve empati kurma olunca bayram daha anlamlı geçer ve Kurban Bayramının önemi daha da  iyi anlaşılır. Bu günde sabah erkenden bayram namazı kılınır.  Herkes  birbiri ile bayramlaşır , büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öpülür.  Kabir ziyareti yapılır ve  kabirdekilere kuran okunulur, dualar edilir.  Küçük çocuklara  harçlık verilerek mutlu edilir. Bayramın ilk günü herkes kurban eti ile uğraşır. Etler pay edilir ve  verilecek yerlere verilir. Bayramın ikinci gününde ziyaretler başlar ve eve gelen misafirlere  kurban etinden ikram edilir. Annelerimiz etin yanına ayrıca yeşil fasülye yemeği, hoşaf, sütlü tatlılar yaprak sarması, ayran,  baklava,  salatalar  vb. yaparak gelen  misafirlere ikram edilir ve misafirler en iyi şekilde ağırlanmaya çalışılır. Küs oanlar barıştırılır ve  insanların arasını düzelten kimse de Allah katında sevaba girer. Uzakta olup da gelemeyenler telefon aracılığı ile  birbirlerinin bayramını kutlarlar. Böylece Kurban Bayramı güzel bir şekilde geçirilmiş olur.

Bayramda yetim ve öksüz çocuklar da gözetilmeli ve hayırsever insanlar o yavrularımıza maddi ve manevi açıdan daha çok destek olmalıdır. Böylece Kurban Bayramı daha da bir önem kazanır ve insanların için daha çok iyi olur ve daha mutlu oluruz.

Çalışmamanın İnsan Yaşamına Etkileri Konulu Kompozisyon Yazınız.


 Çalışmamanın  İnsan Yaşamına Etkileri Konulu Kompozisyon Yazınız.

Çalışmak Yüce Allah’ın bize verdiği en önemli sorumluluklardan  biridir. İnsan ancak çalışınca hayata daha umutla tutunur ve  hayatın içinde olur.  Çalışan insan zinde olur,  boş durmadığı için sıkılmaya vakti olmaz. Çalışmayan insan  için ise hayat çok zor geçer.  Çalışmayan insan dünyanın maddi ve manevi zevklerinden de mahrum kalır. Başkalarına muhtaç olur ve zor bir süreç onu bekler.

Çalışmayan  insan, boş duran insan ne yapacağını bilmez ve  yaşamdan da zevk almaz. Çalışmadığı için herhangi bir amacı yoktur ve sadece düşünür.  Sadece düşünmek ise kişide bir zaman sonra farklı psikolojik sorunlara yol açar.  Çünkü çalışmayan kişi bir süre sonra da mutsuz olur ve yaşamdan da zevk almamaya başlar. Okumayan, üretmeyen, herhangi bir planı olmayan bir kişi de zamanla unutkanlıklar başlar. Çünkü okumamak, çalışmamak kişinin beynine de zarar verir ve kişi daha fazla unutkan olmaya başlar. Bunun için her zaman bir işimiz olmalıdır .  Tembel insanın çalışmaya alışmadığı için  canı sıkılır ve ona buna saldırmaya başlar ve çalışan kimselere  dili ile zarar verir. Çünkü kendi mutlu  değildir ve başkalarının da mutluluğunu istemez böyle kimseler. İşte bu olumsuz durumlara düşmemek için   çok çalışmalıyız.Çünkü çalışırsak mutlu oluruz ve boş  bir insan olmalıyız.

Dinimizde de çalışmaya çok önem verilmiştir ve çalışmanın önemi ile ilgili şu söz söylenmiştir:  ‘’ İki günü birbirine eşit olan ziyandadır, aldanmıştır. (  Sevgili Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa).