‘’Bir Ulusun Büyüklüğü Nüfusun Çokluğu Değil Akıllı Ve Erdemli Kişilerin Sayısıyla Ölçülür.’’ Sözü İle İlgili Kompozisyon


‘’Bir Ulusun Büyüklüğü  Nüfusun Çokluğu Değil Akıllı Ve Erdemli Kişilerin  Sayısıyla Ölçülür.’’ Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

Ulusların büyüklüğünü ve  gelişmişliğini  nüfusun çok fazla olması tek başına etkili olmaz. Çünkü dünyada nüfusu çok fazla olan ülkeler vardır fakat dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasında yer almaz. Bir milleti büyüklüğünü o milletin fertlerinin  bilim ve fen yönünden, eğitim yönünden, sosyal ve ekonomik yönden gelişmişliği belli eder. 

Ulusların büyüklüğünü o ülkede yer alan akıllı , çalışkan ve güzel ahlaklı insanların olması belli eder. Dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasında yer almak için milletimizin her bir ferdinin eğitime, bilime ve ilime çok önem vermesi  gerekir. Bir ülkede nüfus çok fazla da olabilir. Nüfus fazla olduğu halde akıllı ve erdemli kişiler de o ülkede çoksa işte böyle uluslar daha güçlü ve daha da gelişmiş olurlar. Bizler de ülkemizin her alanda gelişmesi için çok çalışmalıyız ve  erdemli, eğitimli, bilinçli insanlar olmalıyız. Ülkemizin dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri haline getirmek için çaba göstermeliyiz ve ilim ve fen yolunda ilerlemeliyiz.

Akıllı ve erdemli insanların çok olduğu  ülkede gerileme diye bir durum söz konusu olamaz. Nüfusu fazla olduğu halde akıllı ve erdemli kimselerin az olduğu ülkede ise gelişme bir durum olamaz.

‘’Yarının Doğası Bugünden Yaratılır.’’ Cümlesi İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

‘’Yarının  Doğası  Bugünden Yaratılır.’’ Cümlesi İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

Bizlere sayısız nimet  sunan doğa, tüm canlılar için hayati öneme sahiptir. Havanın, suyun, toprağın temiz olması, yeşil alanların korunması gerekir.  Doğaya sahip çıkılmadığı zaman, doğa yok edilmeye  başlandığı zaman bunun olumsuz sonuçlarını  dünyadaki tüm canlılar  canı ile öder. Bunun için bugünden doğamıza sahip çıkmalıyız  ve doğamızı korumalıyız. 

Çocuklarımız küçük yaşta bilinçli yetiştirmeliyiz ve içlerine doğa bilincini yerleştirmeliyiz. Çevreyi kirletmemeliyiz. Yerlere çöplerimizi  atmamalıyız.  Herkes evinin önünü, çevresini temiz tutmalıdır.  Kozmetik ürünler daha az kullanılmalı ve doğaya zarar verilmemelidir. Yeşil alanlar yok edilmemelidir. Ormanlar yakılıp yıkılmamalıdır. Doğamızı her zaman korumalıyız. Yarının doğasını bugünden yaptıklarımız belirler. Bunun için bugünden işe koyulmalı ve el birliği ile doğaya katkı sağlanmalıdır.  Her yıl ağaç dikme  törenleri olmalıdır, ağaç dikme bayramı olmalıdır ve her insan yılda en az bir kere ağaç dikmelidir. Devlet orman  yangınları konusunda gerekli tedbirleri almalıdır, sanayiden çıkan zehirli gazların doğaya fazla karışmaması için gerekli teknolojik ürünler  yapılmalıdır.

Kimyasal ürünler  fazla kullanılmamalı, toprak kirletilmemelidir. Doğanın önemi ile ilgili şu söz de unutulmamalıdır: ‘’ Doğa insan olmadan da yaşar  ama insan doğa yok olduktan sonra yaşayamaz.’’ Paul Ehrlich

Kırgızların Sosyal Yaşantıları Ve Dil Özellikleri Hakkında Araştırma Yapınız.


Kırgızların Sosyal Yaşantıları Ve Dil Özellikleri Hakkında Araştırma Yapınız.

Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’tir. Dağlık ve  engebeli bir yapıya sahip olan ülkedir. Kırgızların en önemli geçim kaynağı tarımdır fakat tarıma ayrılan toprakların oranı azdır. Sığır, koyun ve keçi besiciliği yapılır. Geçimlerini tarım ve hayvancılıktan sağlarlar. Kırgızların kültürü göçebe yaşam tarzı şeklindedir.

Göçebe yaşamın etkilerini yaşamlarının her alanında görebiliriz. Keçeden yapılmış göçebe çadırları vardır. Bu çadırlarda yaşarlar. Ailede erkek çocuk varsa bu çocuk büyüyüp evlenince kendi çadırını kurar ve yaşamını o çadırda idame ettirir. Milli şapkaları vardır. Bu şapkaya kalpak denilir. Kalpak genel olarak   kırsal kesimde daha çok  kullanılmaktadır. Bu şapka her mevsim kullanılabilir. Kırgızistanlıların  çalgısı vardır. Bu çalgının adı komuzdur. Komuz çalgısı üç tellidir ve el ile çalınmaktadır . Düğünlerde, bayramlarda, özel törenlerde komuz adındaki çalgı çalınır. Ayrıca   göçebe oyunları da vardır. Bu oyunlara örnek verecek olursak; kök börü, dokuz taş, kız  yakalama, oğlak kaçırma, at güreşi vb. gibi oyunları vardır. Kırgız Türkleri geleneklerine çok bağlıdır ve güçlü bir gelenekleri vardır. Milletine bağlı olan halk sevgi, saygı, sadakat gibi değerlere de çok önem verir. Aile yapılarına, akrabalık ilişkilerine çok önem verirler.  Çok önemli destanları vardır. Bunun adı ise Manas Destanıdır.


Kırgızların resmi dili Kırgızca ve Rusça’dır. Kırgızca Altay dillerinin içinde gruplanan Türk dillerinin Kıpçak  sınıfına ait bir dil olma özelliğini gösterir. Kırgız alfabesi 36 harften oluşur. Bu harflerin 22’si ünsüz harfler, 8’i ise ünlü harflerdir. 2 tanesi inceltme harfi, 4 tanesi ünlü ve ünsüz birleşimini ifade eden harflerden oluşur.

Türk Kültüründe Misafirin Önemini Ve Misafirliğin Sosyal Hayattaki Yerini Belirten Konuşmanızı Arkadaşlarınıza Sununuz.


Türk Kültüründe Misafirin  Önemini Ve  Misafirliğin  Sosyal Hayattaki  Yerini Belirten Konuşmanızı Arkadaşlarınıza Sununuz.

Misafirperverliğin  kültürümüzde çok ayrı bir önemi vardır. Bizi başka milletlerden farklı kılan en önemli yanımız da milletçe misafirperver oluşumuzdur. Misafir demek evin bereketi demektir.  Misafire hizmet etmek, misafir gelmeden çeşitli hazırlıklar yapmak ve misafirleri en  iyi şekilde ağırlamak çok güzel ve erdemli bir davranıştır.

Kimi misafirler günübirlik olarak gelir, kimileri ise birkaç gün kalır. Bunun için  ev hanımları günler öncesinden hazırlıklara başlar. Evini tertemiz yapar ki gelen misafir temiz bir yerde otursun, temiz yiyecekler yesin ev sahibinden memnun kalsın. Daha sonra misafir için ev terliği,  el işlemeli havlular konulur ve misafirin rahat etmesi , ev sahibi elinden gelen her türlü fedakarlığı yapar. Her ne kadar misafir ağırlamak zorlu bir süreç de olsa insan ilişkilerine olumlu yönde etkisi vardır. Çünkü gelen misafirle konuşmak, dertleşmek kişiyi rahatlatır ve kişinin daha  da sosyal kimse olmasını sağlar. Gelen misafirlerin ev sahibine yaptığı hizmetler için teşekkür etmesi,  ona değer vermesi de ev sahibini  çok mutlu eder. Bunun için misafirlere her zaman önem vermeliyiz. 

Bir araya gelen yakınlar gündemden, dünyada olan  olaylardan, haberlerden konuşarak  iletişim daha da güçlü hale gelir ve aynı  zamanda bilgi alışverişi de olur.  Misafirperverliğin olması da kültürümüzü daha çok zenginleştirir ve gelecek kuşaklar da misafirperver olur ve millet olarak başka milletlere de güzel örnek oluruz.

“Misafir on kısmetle gelir; birini yer, dokuzunu bırakır.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon

“Misafir on kısmetle gelir; birini yer, dokuzunu bırakır.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon

Misafir ağırlamak, misafire hürmet göstermek vb. kavramlar Türk milleti için son derece önemlidir. Bizim insanımız misafiri çok sever ve misafir ağırlamaktan da onur duyar.

İnançlarımız gereği başkalarına verdikçe Allah’ın da bizlere daha çok vereceğini biliriz. Bu atasözünde de büyüklerimiz Allah’ın gönderdiği misafirlerle birlikte o eve bolluk ve bereket de gönderdiğini, misafirin bu bereketin ancak onda birini yiyebileceğini anlatmak istemiştir. Yani misafir gelince evdekileri yiyip içip gidecek gibi bir düşünceye kapılmamak gerekir. “Tanrı misafiri” diye bir ifade vardır. Yani tanrı misafiri Allah tarafından gönderilen miafir demektir. İşte bu yüzden bizler Allah tarafından gelen birisine iyi bir muamelede bulunduğumuz zaman Allah katındaki değerimizin artacağına inanırız. Biz misafire ikramda bulundukça Allah’ın  da evimizin bolluk ve bereketini artıracağına inanırız.

Maalesef günümüzde birçok güzel adetimiz unutulmaya başladığı gibi misafirliklere bakış da değişti. Çalışan insanlar hafta içi çalıştığı için hafta sonu da yine hafta içi çalıştığı ve dinlenmesi gerektiğini düşündüğü için pek de misafir istemiyor. Hal böyle olunca da ilişkiler eskisi gibi samimi olmuyor. Bu durum da yardımlaşma ve dayanışmanın azalmasına neden oluyor. Yeni nesiller olarak bizlere düşen bu güzel geleneklerimizin unutulmaması için mücadele etmektir.





Aile Ve Huzur İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


Aile Ve Huzur İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

Anne, baba ve çocuklardan oluşan aileye çekirdek aile denir. Babaanne, dedenin olduğu aileler ise geniş ailedir.  Aile bir toplumun temel  taşıdır.  Güzel ahlakın verildiği, eğitimin ilk olarak verildiği yer ailedir.  Eğitimli ve ahlaklı çocukların yetişmesi geleceğimizi daha da   güçlü kılar ve yarınlarımız daha  güneşli olur. 

Huzur denince akla ise aile gelir. Çünkü insanın  huzuru bulacağı yer ailesidir.  Huzurun var olması için de aile bireylerinin birbirine saygılı olması gerekir. Aile içinde sevgi, saygı, hoşgörü gibi temel değerler olduğu zaman o ailede huzurun olmaması gibi bir şey düşünülemez. Anne ve baba birbirine karşı  nazik olmalı, asla  kaba davranışlarda bulunmamalıdır. Baba işten yorgun argın geldiği zaman evde sıcacık yemeği yapılmalıdır. Evin hanımı eşini güler yüzle karşılamalı ve ona  karşı anlayışlı ve sevecen olmalıdır. Çocuklar okuldan geldiği zaman sıcacık bir aile sofrası kurulmuş olmalıdır. Aile bireyleri birlikte çeşitli etkinlikler yapmalıdır. Zor zamanlarında yardımlaşarak ve dayanışma içinde hareket ederek  iş birliği yapmalı ve zorlukların üstesinden gelmelidir .

Huzurun olmadığı, güvenin, sevgi ve saygının olmadığı aileler çabuk yıkılır ve kolay kolay da toparlanamaz. Sevgi ve saygının olmadığı bir ailede yetişen çocuk da mutlu olmaz ve ileriki yaşamında da zorluklar çeker. Bunun için ailede önce huzur olmalı. Aile bireyleri çocuklarına güzel örnek olmalı, sevgi ve saygı her daim var olmalıdır.

Çocuk Sevgisi İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


Çocuk Sevgisi İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

Masumiyetin, doğallığın, olduğu gibi görünmenin en  önemli göstergeleri, en canlı varlıklarıdır çocuklarımız.  Çocuklar bu dünyanın   renkli çiçekleri,   sevgi  yumakları ve geleceğin ise sağlam temelleridir. Çocuk sevgisi herkesin içinde olması gereken bir sevgidir. Sevgiye, ilgiye ihtiyaç duyan, oyunlar oynayarak mutlu olan ve hiç kimseye kötülüğü dokunmayan kimselerdir çocuklar. Keşke  herkes çocuk ruhlu olsa, keşke  herkeste çocuk saflığı olsa o zaman dünyada ne savaş olur ne de kargaşa. 

Çocuklar bu dünyanın neşesi, sevinci, mutluluk kaynağıdır. Çocuklar olmadan, içimizde çocuk sevgisi olmadan hayat ne kadar anlamlı olurdu düşünemiyorum bile. Çünkü bu hayatı güzelleştiren, bu hayata anlam katan kişiler bizim en değerlilerimiz çocuklarımız, kuzularımızdır. Onları her zaman çok sevmeliyiz. Hiçbir çocuğun üzülmemesi için herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli ve çocuklar  asla sevgisiz ve ilgisiz büyütülmelidir. Her çocuk çocukluğunu yaşayarak büyümelidir.  Onların sevgisi olmadan yaşam da  olmaz. Onlar varsa yaşamın anlamı ve yaşamın sevinci var.

Tüm çocuklar benim için çok değerlidir  ve her biri benim için hazinedir, zenginliktir, değerdir, kültürümüz emanet edeceğim  varlıklardır. Onları çok ama çok sevmeliyiz ve onları geleceğin sevgili, saygılı insanlarına dönüştürmeliyiz.

Erken Kalkmanın İnsan Ve Toplum Açısından Faydaları Nelerdir?

Erken Kalkmanın İnsan Ve Toplum  Açısından Faydaları Nelerdir?

İşlerimizi zamanında yapmak için, sağlıklı olmak ve daha zinde olmak için  her zaman erken kalkmalıyız. Erken kalkan insan kendini daha iyi ve daha mutlu hisseder. Sabahın ilk ışıkları uyanmak, güneşi görmek içimizi aydınlatır. Erken kalkan kimse kendini daha iyi hissettiği için daha güçlü olur ve işlerini de daha iyi yapar. İşlerini iyi yapan insan da hem kendisine hem de içinde yaşadığı topluma faydalı olur. İnsan akşam erkenden yatıp sabah erken kalkarsa kendini daha güçlü hisseder ve gün içinde de çalıştığı işten daha çok verim alır.







Sabah kalkan kimseler,  tembellik etmez ve devamlı çalışarak içinde yaşadığı topluma, hatta dünyaya faydalı bir insan olur. Erken kalkan insan önünde koca bir gün olduğu için işlerini telaşla yapmaz. Kaygılı olmaz. Plan ve program doğrultusunda hareket ederek işlerini zamanında bitirmiş olur.  Erken kalkan insan aynı zamanda güneş ışığından da daha fazla faydalanır ve elektrik tasarrufu da sağlanmış olur. Bundan  toplum olarak hepimiz kazançlı çıkarız. Erken kalkan kişinin odaklanma gücü artar, sabah sağlıklı bir kahvaltı eder,  egzersiz edecek zamanı olur. Kısacası erken kalkan yol alır. Daha çok ilime ve bilime önem vermek için, uygar bir ülke olmak için çok çalışmalıyız  ve sabahın erken saatlerinde işe başlayarak  günümüzü güzel geçirmeliyiz. Erken kalkan insan sakin bir ortamda çalıştığı için başarılır ve içinde yaşadığı topluma da büyük katkılar sağlar. Büyük insanların çoğu da balarılarının sırrını her gün aynı saatte ve sabah erken kalkmalarına borçlu olduğunu söyler.

Çalışarak, erken kalkarak kimseye muhtaç olmayız. Böyle olunca da  alan el değil,  veren el oluruz ve toplum olarak daha başarılı ve daha çalışkan kimseler haline geliriz. İşte tüm bunlardan dolayı, vücut sağlığımız için ve gün içinde de daha dengeli olmak için erken yatmalı, erken kalkmalıyız. 

“Kaşağı” metninin ana fikrinden yola çıkarak bir hikaye yazınız. Hikayenize uygun bir başlık koyunuz


“Kaşağı” metninin ana fikrinden yola çıkarak bir hikaye yazınız. Hikayenize uygun bir başlık koyunuz

Keşke Söyleseydim

8. sınıfa giden Ahmet ve Ali çok iyi arkadaştırlar. Hem ilkokuldan beri sürekli sıra arkadaşı olmuşlardır hem de okul dışındaki zamanlarda sürekli birbirleri ile vakit geçirmektedirler. Çoğu zaman da evleri uzakta olduğu için getirdikleri yiyecekleri öğle arası birlikte sınıfta yemektedirler.

Yine öğle arası iki kafadar yemeklerini yerken Ahmet arkadaşını eğlendirmek için tahtanın önünde taklitler yapmaktadır. Ahmet taklit yaptıkça Ali gülmekte, Ali güldükçe Ahmet daha da coşmakta zaman zaman sıraların üstüne çıkıp, zaman zaman da etrafta koşuşturmaktadır. Tam coşkulu bir biçimde taklit yaparken Ahmet masadan zıpladı ve havaya kaldırdığı kolu tavanda asılı lambalara çarptı. Lambalar gürültülü bir şekilde yere düştü ve her tarafa dağıldı. Okul müdürü ve müdür yardımcısı koşarak sınıfa çıktılar ve manzarayı görünce haniniz yaptı bunu diye sordular. Çok korkan Ahmet bir anda,  Ali yaptı deyiverdi. Ali arkadaşının bu davranışına anlam veremese de yine de yalan söylüyor diyemedi. Müdür ve müdür yardımcısı Ali’yi alıp sınıftan çıktılar. Bir hafta sonra okul yönetiminin kararı ile Ali’ye okul değiştirme cezası verildi. Ali Ahmet’e neden böyle yaptığını hiç sormadı ama o günden sonra da bir kez olsun Ahmet ile konuşmadı.

Ahmet her gün Ali’yi mahallede görüyor ama yanına yaklaşamıyordu. Bu durum günden güne onun için dayanılmaz bir hal aldı. Bir gün özür diledi ama Ali’nin yüzüne bakarak küçümser bir gülüş fırlatması yaşadığı ıstırabı daha da şiddetlendirdi.

Sevgi Sözcüğünün Size Çağrıştırdığı Kavramları Yazınız. Bu Kavramlardan Birini Seçerek Bilgilendirici Bir Metin Yazınız.

Sevgi Sözcüğünün Size Çağrıştırdığı Kavramları Yazınız. Bu Kavramlardan Birini Seçerek Bilgilendirici Bir Metin Yazınız.

Sevgi Sözcüğünün Çağrıştırdığı Kavramlar: ilgi, saygı, emek, huzur, mutluluk, güven

Güven, yanında bulunduğumuz insan ya da insanlardan her hangi bir tehlikeye uğramayacağımızdan emin olmaktır. Sevginin olmazsa olmaz özelliklerinden birisidir güven. Çünkü hiçbir insan kendisine zarar vereceğini düşündüğü birisini sevemez.

Güven duygusu fiziksel manada zarar görmemenin ötesinde manevi anlamda da zarar görmemeyi ifade eder. İnsanlar sevdiği insanlardan kandırma, tehdit gibi olumsuz davranışlar görmeyi istemez. Birkaç kez bize yalan söyleyen birisine olan güvenimiz zaman içerisinde azalmaya başlar ve güvenimiz azaldıkça da sevgimizi kaybetmeye başlarız. Güven belki de sevginin temelini oluşturur. Küçük çocukların anne babalarının dışında birisinin yanında uzun süre kalamamasının sebebi büyük ihtimalle güven duygusu ile ilgilidir. Çünkü çocuk anne ve babası dışında kimseye güvenemez.

Sevgi ilgidir, sevgi emektir, sevgi mutluluktur ama belki de en fazla sevgi güvendir. Güven yoksa ilgi de yok, huzur da yok, mutluluk da yok çünkü. Bu sebeple sevdiğimiz insanların güvenini kaybedecek davranışlarda kesinlikle bulunmayalım.