Ağaç Kesmemek İle İlgili Atasözü Yazınız.


Ağaç Kesmemek İle İlgili Atasözü Yazınız.


Doğal yaşamın  dengesini korumak için biz insanlara   büyük sorumluluklar düşmektedir. Bu sorumluluklardan en önemlisi  de çevremizi kirletmemek, doğamızı korumak, yeşil alanları korumaktır. Bu yeşil alanların içinde büyük yer kaplayan da ağaçlarımızdır. Bir milletin  en kıymetli hazinesidir ağaçlar. Bize faydaları saymakla bitmez. Ağaçlar bizim yaşam kaynağımız ve  oksijen kaynağımızdır. 

Onlar doğanın dengede kalmasını sağlayan, hayatımızı güzelleştiren ve   tüm canlılara faydalı olan  değerlerimizdir. Bunun için  her zaman ağaç dikmeliyiz ve her yıl da ağaç dikme bayramı olmalıdır. Ağaçları hırpalayan, onları yaşken kesen cani kimseler ne yazık ki onların da bir canı olduğunu düşünmemektedirler. Oysa onlar da canlıdır ve korunmaya, sevilmeye ve ilgiye ihtiyaçları vardır.  

Ağaçlarımızı kesmemeliyiz,  hele hele yaş ağaçlara  asla kıymamalıyız.  Her yok ettiğimiz ağaç  kendi sonumuzu hazırlar ve gelecek nesil kurak, çöl bir ülke bırakırız. Bunun için ağaçlarımızı yaşatalım ve onları yok etmeyelim.



 



Ağaç kesmemek ile ilgili atasözleri de şunlardır:

"* Yaş kesen  baş keser."
* " Ağaç yaprağı ile gürler."
* ‘’Bir kuşağın diktiği ağacın gölgesinde gelecek kuşaklar serinler.’’ (Çin atasözü)
* ‘’ Ağaçsız memleket duvaksız geline benzer. (Türk atasözü)
* ‘’ Ağaca beşikten mezara kadar   borçluyuz.’’  ( Türk atasözü)
* ‘’ Ormanımdan bir dalı kesenin başını keserim.(Fatih Sultan Mehmet)

* ‘’ Ağaç diken, kendinden başkasına da sevdiğini  gösterir. (Amerikan atasözü)
* ‘’ Sana gölge veren ağacı kesme!’’
* ‘’ Uygarlığın temelinde ağaç, çiçek ve yeşillik bulunmaktadır.’’

Kağıdın İcadı ve Gelişimi İle İlgili Bilgilendirici Bir Metin

Kağıdın İcadı ve Gelişimi

Uygarlıkların gelişmesinde ve bugünkü halini almasında kuşkusuz en önemli etkilerin başında kağıdın icadı gelmektedir. Yazı aracı olmasının yanı sıra kaplama, ciltçilik, mimarlık, dokuma ve daha bir çok alanda kullanılan kağıt bilgilerin nesilden nesile taşınmasını ve uygarlıkların birbirini etkilemesini sağlamıştır. Jonathan Bloom’un “Kağıda işlenen Uygarlık-Kağıdın Tarihi ve İslam Dünyasına Etkisi” adlı esere göre kağıdın serüvenini kısaca şu şekilde açıklayabiliriz.

Kağıt milattan önce bir veya ikinci yüzyılda Çin’de icat edilmiştir. Avrupalılar ise kağıdı ancak icadından bin yıl sonra kullanmaya başlamışlardır. Avrupalılar, 11. ve 12. yüzyıla kadar kağıt üretmemişler, kağıt üretimini ise İspanya’da yaşayan müslümanlardan öğrenmişlerdir. İslam ordularının Orta Asya’yı fethettiği dönem olan 8. yüzyıl da müslümanların kağıtla tanışması olarak tarihlendirilmektedir. 13. yüzyıla gelindiğinde İtalyanlar mevcut kağıt üretimini çok daha ekonomik hale getiren teknikler geliştirince müslümanlar rekabet edememeye başlamıştır. 16. yüzyıl civarlarında ise Osmanlı Devleti, Hindistan ve İran dışındaki müslüman ülkelerde kağıt üretimi neredeyse tamamen bitmiştir.

Kağıdın nasıl yapıldığı ile ilgili olarak da kısaca şu bilgileri verebiliriz: Kağıt ilk başta Cyperius (papirüs) adı verilen bitkinin saplarının kesilmesi ve tokmaklanıp yassılaştırılması ile elde edilmiştir. Papirüsün yanı sıra çeşitli hayvan derilerinden elde edilen ve parşömen adı verilen kağıtlar da uzun bir süre kullanılmıştır. Bugünkü manada modern kağıdın atası olarak Çinli bir saray görevlisi olan Ts’ai Lun kabul edilmektedir. Ts’ai Lun ağaç kabukları, bez parçaları ve lifli malzemeleri bir teknede su ile beraber hamur kıvamına gelinceye kadar karıştırmış daha sonra elek ile malzemeyi sudan ayırıp silindirleyerek kağıt haline getirmiştir.

18. yüzyılda Fransa’da ilk kağıt makinası yapılmış ve günümüzdeki şekliyle kağıt üretimi artmıştır. Ancak günümüzde kağıt için kullanılan ham maddenin giderek azalması kağıdın ilk dönemlerdeki gibi olmasa da yeniden pahalı bir hal almasına doğru gitmektedir. Bu nedenle hepimiz kağıdı israf etmeden ve atık kağıtları da geri dönüşüm noktalarına bırakarak kağıt üretimine katkı sağlayabiliriz.

20 Tane İsim Cümlesi Yazınız.


20 Tane İsim Cümlesi Yazınız.

Yüklemi isim kökü olan ya da fiilden türeyip isim olan yüklemlerin olduğu cümlelere isim cümleleri denir.
İsim cümleleri ile ilgili örnekler şunlardır:
* Annemin  çarşıdan bana aldığı sürpriz kalemdi.
* Babamla geçirdiğim  en  güzel anı uzun bir yolculuktu.
* Akşama gideceğimiz yer babaannemin evidir.
* Burası harika  manzarası olan bir  kentti.
*  Dağlarının çok güzel olduğu bir kasabaydı burası.
* Ablamın bana aldığı şey en sevdiğim meyve olan nardı.
* Öğretmenin hepimize aldığı yiyecek kekti.

* En sevdiğim yemek  mantıdır.
* Gittiğimiz yer halamın dillere destan o muhteşem eviydi.
* Tüm canlılar için en değerli şey sudur.
* Ailemle birlikte daha gelişmiş bir yere göçtük.
* Limonun tadı çok ekşiydi.
* Dışarıda kötü  bir fırtına vardı.
* Hayatta sahip olunması gereken en önemli şey güzel ahlaktır.
* İnsanın  sahip olması gereken maddi güç paradır.
* Dünya çocuklarının mutlu olmasını sağlayan en güzel  şey  barıştır.
* Hayatta en zevk aldığım  şey  okuduğum kitaplardır.
* Annem bahçedeki  otları yoldu.
* Hastanedeki çocuğun korktuğu şey kandı.
* Ağaçlardaki meyvelerin  en lezzetlisi fındıktı.



20 Tane Fiil Cümlesi Yazınız.


20 Tane Fiil Cümlesi Yazınız.

Yükleminde çekimli bir fiil kullanılan cümlelere fiil cümleleri denir. Fiil cümlelerinde yüklem bir fiil köküdür ya da isimden türemiş bir fiildir.

 Fiil cümlesine örnekler şunlardır:
* Babam akşama eve gelirken birçok  yiyecek almıştı.
* Bu şehirde yaşamak bana hiç  haz vermiyordu.
* Annem  hemen bana bir kutu meyve suyu açtı.
* Okuldan eve doğru yürüyordum.
* Akşamdan kalan yemekleri dolaba koymadığım için  yemekler ekşimişti.
* Yolun üzerinden üzerime doğru koşarak bir köpek geliyordu.
* Ablam  beni bir türlü anlamıyordu.
* Sınava hazırlanmayı hiç sevmiyordum.
* Babam evi bir güzel boyadı.
* Vitrindeki en güzel kıyafeti seçmiştim.
* Annem   yemeğinizi  yiyip erken yatın dedi.

* Yoldan birçok atlı araba geçti.
* Öğretmenimizin evi mis gibi  parfüm kokuyordu.
* Bana bu zalimliği de yaparsa hiç  şaşırmam.
* Kardeşim okuma yarışında birinci olmuş.
* Annem akşama patates  kızartması yapacakmış.
* Sınıfta  sadece Ayşe tüm sorulara  doğru yanıt vermişti.
* Kemal sürekli Erdem’e gülerek bakarak Erdem’i sinirlendiriyordu.
* Abim bugün askerden  geliyor.
* Komşumuz Yeter teyzeyi çok seviyorum.
* Babam da bize gelecekmiş.
*Yaşamayı çok seviyorum.
* İnsanlarla kötü  geçinmeyi istemiyorum.
* Kimi kötü niyetli insanlara karşı dikkatli olmalıyız.




8 Mart Dünya Kadınlar Günü Hakkında Kompozisyon Yazınız.


8 Mart Dünya Kadınlar Günü Hakkında  Kompozisyon Yazınız.

Kadınlarımız her türlü fedakarlığı  yapan, vatanı için, milleti için iyi çocuklar yetiştirmeye çalışan   değerli varlıklarımızdır.  Kadınlarımız   yeri geldiği zaman  hem ana hem baba hem kardeş hem öğretici  birer neferlerdir. Kadınlarımıza hak ettiği değer ne yazık ki verilmemektedir.  Çünkü kadınlar  kendini bilmeyen, şiddete meyilli  kimseler tarafından aşağılanmakta, onlara her türlü zorbalık edilmekte ve en yakınları tarafından ne yazık ki  yıpratılmaktadır. 

Kadına  gereken değeri ülke olarak vermeliyiz ve kadına yönelik her türlü şiddete karşı olmalıyız.  Kadın haklarının neler olduğunu bilmeliyiz ve kadın haklarının her zaman savunucusu olmalıyız. Kadınların haklarının çiğnenmesine göz yummamalıyız.  Kadın erkek diye bir ayrım asla olmamalıdır.  Erkekler de kadınlarının yanında olmalı ve onların en büyük destekçisi olmalıdır.  Kadınlarımız artık  iş hayatının her alanında hizmet  vermeye başlamış ve çok  başarılı işler yapmış değerlerimizdir. Kadınlarımızın   değerini bilmeliyiz ve onların her türlü işin üstesinden   geleceğine inanmalıyız.

Mustafa Kemal’in  kadınlar hakkında söylediği şu sözü de unutmamalıyız:
‘’ Bizim dinimiz hiç bir vakit kadınların erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir! Allah’ın emrettiği şey erkek ve kadın Müslümanların ilim ve irfan edinmeleridir. Kadın ve erkek bu ilim ve irfanı aramak ve nerede bulursa oraya gitmek ve onunla mücehhez olmak mecburiyetindedir.’’

Müziğin Önemi İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


Müziğin Önemi İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

Duygularımıza  tercüman olan, duygularımızı, düşüncelerimizi  en iyi şekilde dile getiren, yaşamın en önemli  anlamıdır müzik.  Müzik insanı çok farklı duygulara  götürür. Kimi zaman neşelenip göbek atmak isteriz, kimi zaman ise oturup   bağıra bağıra ağlamak isteriz. Çünkü dinlediğimiz müziğin türü bizi şekilden şekile sokar. Müzik yaşamın anlamıdır, müzik nefes almaktır, müzik özgürlüktür bence. Çünkü müziksiz bir yaşam olamaz, olmamalıdır da. 

Müziğin olmadığı yerde ruh da olmaz. Çünkü müzik ruhun,  hayatın gıdasıdır.  Müzik insanları bir araya getirir, müzik dayanışmayı,  birlik ve beraberlik içinde olmayı  öğretir bize.  Örneğin;   ülkemizi öven bir şarkı , marş, şiir dinlediğimizde  vatanımız ve milletimiz  daha çok severiz  ve daha yüce duygular yaşarız.  Memleketimizden, ana ve babamızdan ayrı bir yerde yaşıyorsak dinlediğimiz  müzik de  sıla hasreti ile ilgili bir müzik ise işte o zaman durmaz gözlerimiz,  işte o zaman hıçkıra hıçkıra ağlarız. Çünkü o anda hasret çökmüştür  ruhumuza, içimiz kavuşma özlemi ile yanıp kavruluyordur.  Ya da sevdiğimizden ayrıldığımız zaman   işte o zaman da aşk acısı yaşar ruhumuz, içimizde yangınlar çıkar da kendimize gelemeyiz bir türlü. Ama nasıl olsa müzik çıkarır sonunda bizi bir düzlüğe ve  devam ettirir yaşama.

Çünkü müzik yaşamaktır, müzik yaşamdan  zevk almak, yaşamı  iyisi ile kötüsü ile yaşamaktır. Müzik her şeydir, müziksiz yaşam  ise yaşamak değildir bence.

Cümle Çeşitleri İle İlgili Örnekler


Cümle  Çeşitleri İle İlgili Örnekler

1) Yüklemine Göre Göre Cümleler:
a. Kurallı ( Düz) Cümle:  Yüklemi sonda cümleye denir.
Örnekler:
- Çok sayıda kişi şehir meydanında  toplanmış.
- Annem eve gelirken iki kilo nar almış.
- Param bitince arkadaşımdan borç istedim.
- Yaşanan gelişmeler hepimizi endişelendirdi.
- Takımımız şampiyonluk yolunda önemli bir engeli atlattı.
- İki yıl aradan sonra yeni albüm hazırlıklarına başladı.
- Aliya İzzetbegoviç Bosna’nın bağımsızlık mücadelesinin simgesidir.

b) Devrik (Kuralsız) Cümle:
Yüklemi sonda olmayan cümlelerdir.
Örnekler:
 - Bir kitabını okuyorum  Yakup Kadri’nin.
- Oğum karşılamıştı bizi.
- Unutmadım bizim için söylediğin o sözleri
- Yarın gideceğiz hayallerimizi gerçekleştirmek için.
- Gözlerim doluyor aşkının şiddetinden.
- Çocuk kaçtı arkasından gelen grubu görünce.


2) Yüklemin  Türüne Göre Cümleler
a) Ad  ( İsim) Cümlesi:
Yüklemi  isim ya da isim  soylu sözcük olan cümlelerdir.
Örnekler:
- O ev babasınınmış.
- Evde iki kutu süt vardı.
- En sevdiğim yemek  mantıdır.
- Beni ürperten şey karanlıktır.
- İnsanın en yakın arkadaşı kitaplardır.
- Bizi hayata bağlayanlar ailemizdir.
- O benim en yakın arkadaşımdı.
- Yanımda gördüğün arkadaşımın babasıydı.
Not: İsim cümlelerinin  yüklemlerinde ek fiil vardır.

b) Fiil  ( Eylem) Cümlesi:
Yüklemi çekimli fiil olan  cümledir.
Örnekler:
- Eve  iki saatte vardı.
- Her gün otuz dakika yürüyorum.
- Ablam  yarın gelecek.
- Çocuklar anlattığı fıkraya çok gülmüş.
- Yarın bu bölgeye kar yağacakmış.
- Ders çalışmak için arkadaşları ile birlikte kütüphaneye gitti.
- Bina büyük bir gürültü ile çöktü.
Not: Fiil cümlelerinin  yüklemlerinde kip ve kişi ekleri vardır.


3) Yargı Sayısına Göre Cümleler:
a) Basit Cümle:
Tek yargı içeren cümlelerdir.
Örnekler:
- Hayvanlar içeri girdi.
- Erikleri dolaba yerleştirdim.
- Üzerindeki elbise benimdi.
- Bu kumaştan  güzel bir abiye çıkar.
- Arabalar hızla buradan geçti.
- Evde hiçbir şey kalmamış.
- Okul arkadaşlarımla uzun bir aradan sonra ilk kez buluştuk.
- Sorularıma açık bir şekilde cevap ver.
- Korku bizim buralara hiç uğramamıştır.

b) Birleşik Cümle:
Birden fazla yargısı olan cümlelerdir.
Örnekler:
- Dağdan esen rüzgardan  kendimize geldik.
- Kar yağarsa çiftçinin  yüzü gülmeyecek.
- Çocuklar koşarak dışarı çıkmış.
- Dolu bastırınca eve giren çocuklar, kurulanmanın telaşına kapıldılar.


4) Birbirlerinin  Bağlanışlarına Göre Cümleler:
a) Bağlı Cümle:
 Birden fazla cümlenin  bağlaç  ile bağlandığı cümlelerdir.
Örnekler:
- Çarşıya  gitmiş ve çarşıdan nar almış.
- Ne yemek yiyor ne uyuyor.
- Başarılı olmayı istiyor ama hiç çalışmıyor.
- İstanbul’dan geleli çok oldu ama buraya bir türlü alışamadı.
- Zamanını iyi değerlendirmek istiyor fakat bunu nasıl yapacağını bilmiyor.
- Hem sözümü dinlemiyor hem de bana karşı çıkıyor.
- Arkadaşının yanına gidebilirsin ancak çok geç kalma
- Uyumlu bir çocuk ama okulu pek sevmiyor.

b) Sıralı Cümle:
Birden fazla cümlenin  birbirine virgül ya da noktalı virgülle bağlanmasıyla  oluşan cümledir.
Örnekler:
 - Önce  okula  gitmiş,   arkadaşlarını görmüş.
- At ölür, meydan kalır;  yiğit ölür  şan kalır.
- Evde  kitabını okumuş, sonra okula gitmiş.
- Evden çıktım, uzun bir süre amaçsızca yürüdüm.
- Okuldan çıktım, doğruca kütüphaneye gittim.
- Sorularıma cevap veriyor, istediklerimi harfiyen yapıyor.
- Hiç kimseden korkmaz, herkese gerektiği yerde gerekli cevabı verir.
- Çalışmayı seviyorum, her işimi zamanında yapıyorum.


“İle” Edat Mı, Bağlaç Mı? Nasıl Ayırt Ederiz?


“İle” Edat Mı, Bağlaç Mı? Nasıl Ayırt Ederiz?

Türkçemizde "ile" hem edat hem de bağlaç olarak kullanılabilmektedir. “İle” nin edat mı yoksa bağlaç mı olduğunu anlamak için çok basit bir yöntem kullanabiliriz. Bu yönteme göre “ile” kelimesinin yerine “ve” getiririz. Cümle anlamlı olursa “ile” bağlaçtır, cümle anlamlı olmazsa “ile” edattır. Mesela “Akın ile Hayri çok iyi arkadaşlardır.” cümlesinde “ile” yerine “ve” getirdiğimizde “Akın ve Hayri iyi arkadaşlardır.” oluyor. Bu anlamlı bir cümle olduğu için “ile” bağlaçtır. “Bu yıl tatile uçak ile gideceğiz” cümlesinde ise “ile” yerine “ve” getirdiğimizde “Bu yıl tatile uçak ve gideceğiz oluyor.” Bu anlamlı bir cümle olmadığı için bu cümlede “ile” edattır.

Örnekler:
-          Çocuk üzüntü ile etrafına bakıyordu. (edat)
-          Annem ile babam çok iyi anlaşırlar. (bağlaç)
-          Korkulu gözlerle (gözler ile )etrafına bakıyordu.  (edat)
-          Kitabı ile fotoğraf makinasını yanından hiç ayırmazdı. (bağlaç)
-          Hırsız çelik kapıyı kredi kartı ile açmış. (edat)
-          Köydeki dedesi ile ninesini çok özlemişti. (bağlaç)
-          Haberin gelmesiyle arabaya binmemiz bir oldu. (edat)
-          Okul ile ev arasında bir hayatı var. (bağlaç)
-          Bu çocuk arkadaşları ile çok iyi anlaşıyor. (edat)
-          Şiir ile roman benim için vazgeçilmezlerdir. (bağlaç)
-          Başarı yalnızca çalışmakla kazanılabilir. (edat)
-          Kırmızı ile beyaz birbirine çok yakışıyor. (bağlaç)
-          Çocuk heyecanla annesinin anlattıklarını dinliyordu. (edat)
-          Futbol ile basketbol ülkemizdeki en çok tercih edilen sporlardır. (bağlaç)


‘’Bir Memleket Halkının Terbiyesi Sokaktaki Hallerinden Belli Olur.’’ Sözünü Açıklayan Bir Kompozisyon Yazınız.


‘’Bir Memleket Halkının Terbiyesi Sokaktaki Hallerinden Belli Olur.’’ Sözünü Açıklayan Bir Kompozisyon Yazınız.

Memleket içinde yaşadığımız yuvamız,  özgürlüğümüz, yaşamımızın anlamıdır. İnsanda olması gereken en önemli erdemlerden biri güzel ahlaklı olmak, terbiyeli olmak ve bunu her yerde uygulamaktır. Sokakta, iş yerinde, ailede vb.  Bir toplumun insanlarının  terbiyeli olduğunu görmek için  o toplumun insanlarının   hal ve hareketlerini gözlemek gerekir.

Dışarı çıktığımız zaman  o toplumda yaşayan insanların birbirine saygılı olduğunu,  aşırı hareketlere  kaçmadığını, sokak ortasında  laubali hareketler yapmadığını gördüğümüz zaman işte o toplumun insanlarının  kaliteli kimseler olduğunu anlayabiliriz. Güzel ahlakın ve  eğitimin olduğu yerde,  insanlar da  iyi olur ve o toplum içinde huzur, dayanışma ve mutluluk da olur. Yeter ki  davranışlarımıza dikkat edelim ve her şeyde ölçülü olalım.  Ölçünün ve dengenin olduğu yerde de saygı olur. Sokaklarda tükürerek dolaşan, her türlü çöpünü sağa sola atan, küfür ederek dolaşan insanların işgal ettiği bir toplumun kültürü de elbette yerlerde demektir.  Bizler  de Türkiye Cumhuriyeti  memleketinin halkı olarak her zaman her yerde davranışlarımıza dikkat etmeliyiz.  Anne ve babalar çocuklarını iyi yetiştirmeli ve güzel ahlaklı olmaları için mücadele etmelidirler.

Her zaman  ilim yolunda, irfan yolunda yürümeliyiz.  Tek amacımız çok  çalışmak ve iyi insan olmaktır.

20 Tane Bağlaç Cümleleri Yazınız


20  Tane Bağlaç Cümleleri Yazınız

En çok kullandığımız bağlaçlar  şunlardır:
-ve
-ya da
-lakin
-oysa
-çünkü
-ile (-la,-le)
- bu nedenle
-veyahut
-mesela
-zira
-ya… ya da
-hem.. hem de…
-veya

- fakat
- bu nedenle
- ki
- oysa
- ancak
- ya..ya
- fakat
- ama
- meğer ki vb gibi bağlaçlardır.

Bağlaç ile örnek cümlelerimiz şunlardır:
* Yazarın  hikaye ve  şiir alanında çeşitli ödülleri vardır.
*Sen ki bu kadar zorlukların üstesinden geldin , bundan  mı korkacaksın?
* Babam  son zamanlarda ne yemek yiyor ne de yatıyordu.
* Başarılı olmak istiyordu ama   hiç ders çalışmıyordu.
* Spor dalında futbolu veya basketbolu seçmeyi düşünüyorum.
* Ülkemiz de turizm yönünden  gözde ülkelerden biridir.
* Bir an önce eve varmalıyım çünkü bebeğim uyanacak.
* Matematik ile Türkçe dersini çok seviyorum.
* Seninle gelirim  ama yaptığın işe yardım etmem.
* Babamı çok seviyorum ancak onun daha kibar biri olmasını isterdim.
* Seninle uğraşamam ister gelirsin  ister gelmezsin.
* Yemeklerden  sarma ya da mantı  alacağım.
*  Ne beni dinliyor ne de  öğretmenini dinliyordu.
* Ablamı çok seviyorum çünkü o benim bu dünyadaki en değerli varlığım.
* Annem ve babam yıllar önce vefat etmiş.
* Onu çok seviyordum  fakat o beni  hayal kırıklığına uğrattı.
* Seninle  eve kadar yürürüm lakin babana ben hesap vermeyeceğim.
* Ben onu ders çalışıyor zannediyordum meğer ki o hep  boş boş  gezmiş.
* Annem de   benim hakkımda dedikodu yapmış.
* Ya bu yemeği yersin  ya da  aç kalırsın.
* Kardeşim ile  ablam  lokantada yemek yediklerini söyledi.