“Niçin Nefret Ederiz” İle İlgili Kompozisyon


“Niçin Nefret Ederiz”  İle İlgili Kompozisyon

Nefret kelimesini duyunca insanın  ruhu  bir karanlığa gömülüyor gibi  fakat  insan olduğumuz  için zaman zaman bu  duygulara maruz kalabiliyoruz. Nefret etmek, kin duymak elbette güzel bir şey değildir fakat bazen  bu kötü duyguya esir olabiliyoruz. Nefret etmenin nedenleri şunlardır:

Kendi kusurlarını yansıtma (ayna), kişiden zarar görme, aşağılık kompleksi, öteki korkusu, şefkat  eksikliği, kendini kabul ettirme isteği, bastırılmaya çalışılan kıskançlık, olamadığın şeylerin hatırlatıcısı olma vb. nedenlerdir. Yaşamda  her duygu vardır. Nefret de doğal olarak bu duygulardan biridir elbet.  İnsan   yaşadığı olaylar karşısında, zorluklar karşısında ve daha birçok şeyler karşısında nefret edebiliyor.  Nefret etmek aslında kişinin  kendine de zarar verebiliyor. Çünkü nefret eden kimse olumsuz düşüncelere sahip olduğu için,  mutlu olmadığı için , karşı tarafı kıskandığı için bu duyguya teslim oluyor ve böylece de daha mutsuz olabiliyor. Nefret etmek yerine  kendi eksikliklerimizin neler olduğunu bilsek, karşı tarafı   suçlamadan,  karşı tarafa kötü  hisler beslemeden önce kendimizi düzeltmeye çalışsak  daha doğru olmaz mı aslında? Çünkü insan  bazen kendi yapamadıklarını başkasının yaptığını görünce de o kişi ya da kişilerden nefret edebiliyor. Bu son derece yanlış bir tutumdur. Bunun için bu duygudan bir an önce kurtulmak ve yaşamın güzelliklerini yaşamaya bakmak gerekir. 

Kimse ile yarış içine girmeden, kendin için güzel işler yaparsan, başarılı işler yaparsan kimseden de nefret etmezsin.  Başkalarının başarılarını da tebrik etmek gerekir ve insanların başarılarını kıskanarak bunu nefrete dönüştürmemek en büyük erdem olsa gerek.


Sokak Hayvanlarının Korunması İle İlgili Kompozisyon


 Sokak Hayvanlarının Korunması İle İlgili Kompozisyon

Hayattaki tüm canlılara can veren , elbette ki Yüce Allah’tır.  İnsanlar, hayvanlar, bitkiler… Hepsi birer candır ve değerlidir.  İnsanı diğer canlılardan farklı kılan  ise akıldır.  O halde aklı olan insanın diğer canlıları da koruması gerekmez mi?  Özellikle de sokak hayvanlarının içler acısı durumunu görüyoruz ve buna insan  olarak bir  an önce çözüm bulmalıyız. Sokakta üşüyen, aç kalan,  bakıma ve korunmaya muhtaç olan bu  canlara sahip çıkmak bizim görevimizdir.

Çünkü insan olana, erdemli insana yakışan hareket canlılara zarar vermemek ve onları korumaktır. Sokak hayvanlarına kötü davranmamalıyız. Kendimizi onların yerine koymalıyız ve  biz de bir hayvan olarak dünyaya gelmiş olabilirdik.  Bunu  hatırlamalıyız ve onun için o değerli canlara da sahip çıkmalıyız. Sokak  hayvanlarına  zalimlik yapan, onlara eziyet eden kimselere  dersini vermeliyiz ve öyle kötü niyetli kimseleri gereken yerlere şikayet etmeliyiz. Hayvanlar bizim en yakın dostlarımız, vefalı canlarımızdır. Onlara lütfen  kötü davranmayalım ve  onların kötü koşullarda  yaşamasına müsaade etmeyelim. Sokak hayvanları için barınaklar oluşturulmalıdır, yaralı olanların iyileştirilmesi için  çaba gösterilmelidir, sabit su istasyonları oluşturulmalıdır, yemek artıkları mama olarak değerlendirilmelidir, belediye veterinerleri ile iletişim halinde kalınmalıdır,  sokak hayvanlarına pire tasması takılmalıdır, çevremizdeki hayvanlardan haberdar olmalıyız, arabamızı çalıştırmadan önce kaputuna vurmalıyız, insanları sokak hayvanlarını sahip çıkmaya  özendirmeliyiz ve onlara sevgimizi göstermeliyiz. 

Kısacası insanoğlu bu dünyada tek başına yaşamadığının farkında olmalı ve tüm canlılara merhamet göstermeli. Özellikle şehirlerde, köylerde bizlerle beraber yaşayan ve karnını doyurabilmek için bizlere muhtaç olan sokak hayvanlarına özellikle şefkat göstermeliyiz.

Hakkın Sesi Mehmet Akif Ersoy Konulu Kompozisyon Yazınız.


Hakkın Sesi Mehmet Akif Ersoy Konulu  Kompozisyon Yazınız.

Milli marşımızın yazarı sevgili Mehmet Akif Ersoy hepimizin  iftiharla andığı  kahraman vatan evlatlarından biridir. Mehmet Akif vatansever bir kimseydi. Vatansever olmasının yanında çalışkan, dürüst, imanlı, fedakardı. O kendi ihtiyaçlarını düşünmeyip başkalarına yardım eden iyi bir vatan evladı, iyi bir baba, iyi bir eşti. Haksızlığa asla boyun eğmez, maddi çıkarlar için o güçlü kişiliğinden ödün vermezdi.  Milli marşı gönlünden, iman gücü ile yazmış büyük bir şairdir o.

Milli marşı yazması karşılığında beş yüz lira ödül için tavrı şöyle olmuştur:  Onu almayacağım demiştir ve gerçekten de almamıştır. Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı’nı yazmaya karar verdikten sonra  kendini tamamen  bu marşa vermiştir ve  milli marşı yazmak için gece gündüz var gücüyle çalışmıştır. Kendisi Milli mücadelenin ruhunu çok iyi kavrayan biri olduğu için, halka en güzel bilgileri, en güzel vaazları da o vermişti. Bir şiir ancak  bu kadar güzel ve anlamlı yazılabilir. İşte bunu başaran kişi de üstadımız sevgili  Mehmet Akif Ersoy’dur.  Milli marşımız mecliste okunduğu zaman  bir alkış tufanı kopmuştu. Herkes hem  duygulu hem de  sevinçli, gurur verici marşımızın etkisi altında kalmıştı. Herkes Mehmet Akif üstadımızı alkışlarken o ise mütevazı bir şekilde oturmuş, utanmış ve başını kollarının arasına sokmuştur. İşte bu kadar da mütevazı, tevazu sahibidir bu büyük insan. 

O yıllarda kendi maddi durumu iyi olmadığı halde bile milli marş için konulan ödül parayı asla almamıştır. Bugün milli marşımızı gururla okuyup dinliyorsak bunu Mehmet Akif Ersoy’a borçluyuz.  Nurlar içinde uyu Mehmet Akif Ersoy’umuz.

‘’Dilimizi daima iyi kullanmalıyız o seni mutluluğa götürdüğü gibi felakete de götürebilir.” İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


‘’Dilimizi daima iyi kullanmalıyız o seni mutluluğa götürdüğü gibi felakete de götürebilir.”  İle İlgili  Kompozisyon Yazınız.

Dil bir milletin  benliğidir, kültürüdür, aynasıdır. Diline sahip çıkan milletler, ana dilini koruyan milletler her zaman millet olmaya devam etmiştir, milli benliklerini de kaybetmemişlerdir. Çünkü dilin kıymetini bilmişlerdir.  Bizler ana dilimiz olan Türkçeyi her zaman  iyi kullanmalıyız.  Türkçeyi güzel ve doğru kullanmalıyız.   Dilimize yabancı sözcükleri  eklememeliyiz.

Günlük yaşamımızda aynı dili konuştuğumuz kimseler ile yabancı dil konuşma özentiliğine kapılmamalıyız.  Yeni  Türkçe kelimeler üretmeliyiz ve yabancı sözcükleri dilimizden, günlük yaşamımızdan bir an önce çıkarmalıyız.  Dilimizi   iyi kullanmazsak milli benliğimizi, kültürümüzü kaybederiz ve biz olmaktan çıkarız. Dilimizin değerini bilip onu amacına uygun  olarak kullanırsak her zaman  güçlü oluruz ve milli benliğimizi de  korumuş oluruz. Dilimizin gelişmesi için, dünya dilleri arasında yer alması için var gücümüzle çalışmalıyız ve  dünyanın en gelişmiş uygarlığı olmalıyız.  Dilin önemi ile ilgili şu sözü de unutmamalıyız: ’’ Önümüzde iki yol var: Ya uyanıp dilimizi koruyacağız ya da iki nesil sonra Türkiye diye bir ülke, Türkçe diye bir dil kalmayacağını kabul edeceğiz! Seçim sizin!” Oktay Sinanoğlu

İşte tüm bunlardan dolayı dilimize  sahip çıkmalıyız, iş yerlerine, alışveriş merkezlerine, lokantalara, çay ocaklarına yabancı  adlar vermemeliyiz. Kendimiz olmalıyız ve özümüze sonsuza dek sahip çıkmalıyız.

Ağaç Kesmemek İle İlgili Atasözü Yazınız.


Ağaç Kesmemek İle İlgili Atasözü Yazınız.


Doğal yaşamın  dengesini korumak için biz insanlara   büyük sorumluluklar düşmektedir. Bu sorumluluklardan en önemlisi  de çevremizi kirletmemek, doğamızı korumak, yeşil alanları korumaktır. Bu yeşil alanların içinde büyük yer kaplayan da ağaçlarımızdır. Bir milletin  en kıymetli hazinesidir ağaçlar. Bize faydaları saymakla bitmez. Ağaçlar bizim yaşam kaynağımız ve  oksijen kaynağımızdır. 

Onlar doğanın dengede kalmasını sağlayan, hayatımızı güzelleştiren ve   tüm canlılara faydalı olan  değerlerimizdir. Bunun için  her zaman ağaç dikmeliyiz ve her yıl da ağaç dikme bayramı olmalıdır. Ağaçları hırpalayan, onları yaşken kesen cani kimseler ne yazık ki onların da bir canı olduğunu düşünmemektedirler. Oysa onlar da canlıdır ve korunmaya, sevilmeye ve ilgiye ihtiyaçları vardır.  

Ağaçlarımızı kesmemeliyiz,  hele hele yaş ağaçlara  asla kıymamalıyız.  Her yok ettiğimiz ağaç  kendi sonumuzu hazırlar ve gelecek nesil kurak, çöl bir ülke bırakırız. Bunun için ağaçlarımızı yaşatalım ve onları yok etmeyelim.



 



Ağaç kesmemek ile ilgili atasözleri de şunlardır:

"* Yaş kesen  baş keser."
* " Ağaç yaprağı ile gürler."
* ‘’Bir kuşağın diktiği ağacın gölgesinde gelecek kuşaklar serinler.’’ (Çin atasözü)
* ‘’ Ağaçsız memleket duvaksız geline benzer. (Türk atasözü)
* ‘’ Ağaca beşikten mezara kadar   borçluyuz.’’  ( Türk atasözü)
* ‘’ Ormanımdan bir dalı kesenin başını keserim.(Fatih Sultan Mehmet)

* ‘’ Ağaç diken, kendinden başkasına da sevdiğini  gösterir. (Amerikan atasözü)
* ‘’ Sana gölge veren ağacı kesme!’’
* ‘’ Uygarlığın temelinde ağaç, çiçek ve yeşillik bulunmaktadır.’’

Kağıdın İcadı ve Gelişimi İle İlgili Bilgilendirici Bir Metin

Kağıdın İcadı ve Gelişimi

Uygarlıkların gelişmesinde ve bugünkü halini almasında kuşkusuz en önemli etkilerin başında kağıdın icadı gelmektedir. Yazı aracı olmasının yanı sıra kaplama, ciltçilik, mimarlık, dokuma ve daha bir çok alanda kullanılan kağıt bilgilerin nesilden nesile taşınmasını ve uygarlıkların birbirini etkilemesini sağlamıştır. Jonathan Bloom’un “Kağıda işlenen Uygarlık-Kağıdın Tarihi ve İslam Dünyasına Etkisi” adlı esere göre kağıdın serüvenini kısaca şu şekilde açıklayabiliriz.

Kağıt milattan önce bir veya ikinci yüzyılda Çin’de icat edilmiştir. Avrupalılar ise kağıdı ancak icadından bin yıl sonra kullanmaya başlamışlardır. Avrupalılar, 11. ve 12. yüzyıla kadar kağıt üretmemişler, kağıt üretimini ise İspanya’da yaşayan müslümanlardan öğrenmişlerdir. İslam ordularının Orta Asya’yı fethettiği dönem olan 8. yüzyıl da müslümanların kağıtla tanışması olarak tarihlendirilmektedir. 13. yüzyıla gelindiğinde İtalyanlar mevcut kağıt üretimini çok daha ekonomik hale getiren teknikler geliştirince müslümanlar rekabet edememeye başlamıştır. 16. yüzyıl civarlarında ise Osmanlı Devleti, Hindistan ve İran dışındaki müslüman ülkelerde kağıt üretimi neredeyse tamamen bitmiştir.

Kağıdın nasıl yapıldığı ile ilgili olarak da kısaca şu bilgileri verebiliriz: Kağıt ilk başta Cyperius (papirüs) adı verilen bitkinin saplarının kesilmesi ve tokmaklanıp yassılaştırılması ile elde edilmiştir. Papirüsün yanı sıra çeşitli hayvan derilerinden elde edilen ve parşömen adı verilen kağıtlar da uzun bir süre kullanılmıştır. Bugünkü manada modern kağıdın atası olarak Çinli bir saray görevlisi olan Ts’ai Lun kabul edilmektedir. Ts’ai Lun ağaç kabukları, bez parçaları ve lifli malzemeleri bir teknede su ile beraber hamur kıvamına gelinceye kadar karıştırmış daha sonra elek ile malzemeyi sudan ayırıp silindirleyerek kağıt haline getirmiştir.

18. yüzyılda Fransa’da ilk kağıt makinası yapılmış ve günümüzdeki şekliyle kağıt üretimi artmıştır. Ancak günümüzde kağıt için kullanılan ham maddenin giderek azalması kağıdın ilk dönemlerdeki gibi olmasa da yeniden pahalı bir hal almasına doğru gitmektedir. Bu nedenle hepimiz kağıdı israf etmeden ve atık kağıtları da geri dönüşüm noktalarına bırakarak kağıt üretimine katkı sağlayabiliriz.

20 Tane İsim Cümlesi Yazınız.


20 Tane İsim Cümlesi Yazınız.

Yüklemi isim kökü olan ya da fiilden türeyip isim olan yüklemlerin olduğu cümlelere isim cümleleri denir.
İsim cümleleri ile ilgili örnekler şunlardır:
* Annemin  çarşıdan bana aldığı sürpriz kalemdi.
* Babamla geçirdiğim  en  güzel anı uzun bir yolculuktu.
* Akşama gideceğimiz yer babaannemin evidir.
* Burası harika  manzarası olan bir  kentti.
*  Dağlarının çok güzel olduğu bir kasabaydı burası.
* Ablamın bana aldığı şey en sevdiğim meyve olan nardı.
* Öğretmenin hepimize aldığı yiyecek kekti.

* En sevdiğim yemek  mantıdır.
* Gittiğimiz yer halamın dillere destan o muhteşem eviydi.
* Tüm canlılar için en değerli şey sudur.
* Ailemle birlikte daha gelişmiş bir yere göçtük.
* Limonun tadı çok ekşiydi.
* Dışarıda kötü  bir fırtına vardı.
* Hayatta sahip olunması gereken en önemli şey güzel ahlaktır.
* İnsanın  sahip olması gereken maddi güç paradır.
* Dünya çocuklarının mutlu olmasını sağlayan en güzel  şey  barıştır.
* Hayatta en zevk aldığım  şey  okuduğum kitaplardır.
* Annem bahçedeki  otları yoldu.
* Hastanedeki çocuğun korktuğu şey kandı.
* Ağaçlardaki meyvelerin  en lezzetlisi fındıktı.



20 Tane Fiil Cümlesi Yazınız.


20 Tane Fiil Cümlesi Yazınız.

Yükleminde çekimli bir fiil kullanılan cümlelere fiil cümleleri denir. Fiil cümlelerinde yüklem bir fiil köküdür ya da isimden türemiş bir fiildir.

 Fiil cümlesine örnekler şunlardır:
* Babam akşama eve gelirken birçok  yiyecek almıştı.
* Bu şehirde yaşamak bana hiç  haz vermiyordu.
* Annem  hemen bana bir kutu meyve suyu açtı.
* Okuldan eve doğru yürüyordum.
* Akşamdan kalan yemekleri dolaba koymadığım için  yemekler ekşimişti.
* Yolun üzerinden üzerime doğru koşarak bir köpek geliyordu.
* Ablam  beni bir türlü anlamıyordu.
* Sınava hazırlanmayı hiç sevmiyordum.
* Babam evi bir güzel boyadı.
* Vitrindeki en güzel kıyafeti seçmiştim.
* Annem   yemeğinizi  yiyip erken yatın dedi.

* Yoldan birçok atlı araba geçti.
* Öğretmenimizin evi mis gibi  parfüm kokuyordu.
* Bana bu zalimliği de yaparsa hiç  şaşırmam.
* Kardeşim okuma yarışında birinci olmuş.
* Annem akşama patates  kızartması yapacakmış.
* Sınıfta  sadece Ayşe tüm sorulara  doğru yanıt vermişti.
* Kemal sürekli Erdem’e gülerek bakarak Erdem’i sinirlendiriyordu.
* Abim bugün askerden  geliyor.
* Komşumuz Yeter teyzeyi çok seviyorum.
* Babam da bize gelecekmiş.
*Yaşamayı çok seviyorum.
* İnsanlarla kötü  geçinmeyi istemiyorum.
* Kimi kötü niyetli insanlara karşı dikkatli olmalıyız.




8 Mart Dünya Kadınlar Günü Hakkında Kompozisyon Yazınız.


8 Mart Dünya Kadınlar Günü Hakkında  Kompozisyon Yazınız.

Kadınlarımız her türlü fedakarlığı  yapan, vatanı için, milleti için iyi çocuklar yetiştirmeye çalışan   değerli varlıklarımızdır.  Kadınlarımız   yeri geldiği zaman  hem ana hem baba hem kardeş hem öğretici  birer neferlerdir. Kadınlarımıza hak ettiği değer ne yazık ki verilmemektedir.  Çünkü kadınlar  kendini bilmeyen, şiddete meyilli  kimseler tarafından aşağılanmakta, onlara her türlü zorbalık edilmekte ve en yakınları tarafından ne yazık ki  yıpratılmaktadır. 

Kadına  gereken değeri ülke olarak vermeliyiz ve kadına yönelik her türlü şiddete karşı olmalıyız.  Kadın haklarının neler olduğunu bilmeliyiz ve kadın haklarının her zaman savunucusu olmalıyız. Kadınların haklarının çiğnenmesine göz yummamalıyız.  Kadın erkek diye bir ayrım asla olmamalıdır.  Erkekler de kadınlarının yanında olmalı ve onların en büyük destekçisi olmalıdır.  Kadınlarımız artık  iş hayatının her alanında hizmet  vermeye başlamış ve çok  başarılı işler yapmış değerlerimizdir. Kadınlarımızın   değerini bilmeliyiz ve onların her türlü işin üstesinden   geleceğine inanmalıyız.

Mustafa Kemal’in  kadınlar hakkında söylediği şu sözü de unutmamalıyız:
‘’ Bizim dinimiz hiç bir vakit kadınların erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir! Allah’ın emrettiği şey erkek ve kadın Müslümanların ilim ve irfan edinmeleridir. Kadın ve erkek bu ilim ve irfanı aramak ve nerede bulursa oraya gitmek ve onunla mücehhez olmak mecburiyetindedir.’’

Müziğin Önemi İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


Müziğin Önemi İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

Duygularımıza  tercüman olan, duygularımızı, düşüncelerimizi  en iyi şekilde dile getiren, yaşamın en önemli  anlamıdır müzik.  Müzik insanı çok farklı duygulara  götürür. Kimi zaman neşelenip göbek atmak isteriz, kimi zaman ise oturup   bağıra bağıra ağlamak isteriz. Çünkü dinlediğimiz müziğin türü bizi şekilden şekile sokar. Müzik yaşamın anlamıdır, müzik nefes almaktır, müzik özgürlüktür bence. Çünkü müziksiz bir yaşam olamaz, olmamalıdır da. 

Müziğin olmadığı yerde ruh da olmaz. Çünkü müzik ruhun,  hayatın gıdasıdır.  Müzik insanları bir araya getirir, müzik dayanışmayı,  birlik ve beraberlik içinde olmayı  öğretir bize.  Örneğin;   ülkemizi öven bir şarkı , marş, şiir dinlediğimizde  vatanımız ve milletimiz  daha çok severiz  ve daha yüce duygular yaşarız.  Memleketimizden, ana ve babamızdan ayrı bir yerde yaşıyorsak dinlediğimiz  müzik de  sıla hasreti ile ilgili bir müzik ise işte o zaman durmaz gözlerimiz,  işte o zaman hıçkıra hıçkıra ağlarız. Çünkü o anda hasret çökmüştür  ruhumuza, içimiz kavuşma özlemi ile yanıp kavruluyordur.  Ya da sevdiğimizden ayrıldığımız zaman   işte o zaman da aşk acısı yaşar ruhumuz, içimizde yangınlar çıkar da kendimize gelemeyiz bir türlü. Ama nasıl olsa müzik çıkarır sonunda bizi bir düzlüğe ve  devam ettirir yaşama.

Çünkü müzik yaşamaktır, müzik yaşamdan  zevk almak, yaşamı  iyisi ile kötüsü ile yaşamaktır. Müzik her şeydir, müziksiz yaşam  ise yaşamak değildir bence.