Ölüm İle İlgili Özdeyişler

 

Ölüm İle İlgili Özdeyişler


Her insan bir gün mutlaka ölecektir Küçük ya da büyük olsun hiç fark etmiyor. İnsan yaşarken hayatın kıymetini bilmeli,  mutluluğunu zamana bırakmamalıdır. Anın tadını çıkarmalı ve ölümün bir bitiş değil başlangıç olduğu bilinci ile iyi insan olarak yaşamaya devam etmelidir.

”Zamanın silmediği hiçbir anı, ölümün sona erdiremediği hiçbir acı yoktur.” (Cervantes)

“Ölüm bir köprüdür, dostu dosta kavuşturur.” (Hz. Muhammed)

“Hayattan önce, ölüme hazırlanmalıyız.” L. Annaeus Seneca

”Ölümü unutmak kalbin paslanmasıdır.” (Hz. Ali)

“Centilmen olarak doğmak bir tesadüftür; fakat bir centilmen olarak ölmek büyük bir başarıdır.” Bob Goddard.

“İnsan ne zaman ölür bilir misiniz; tembellikten, inançsızlıktan ve hayatı yaşamaya değer kılmayı becerememekten.”  Bernard Shaw


”Ey yaşam, senin bunca değerli oluşun ölüm sayesindedir.” (Senaca)

“Ölüm daima gözünün önünde olsun, o zaman asla adi endişelere düşmezsin ve hiçbir şeyi fazla hırsla arzu etmezsin.”  Epictetos

“Oyun bitince şah da piyon da aynı kutuya konur.” İtaIyan Atasözü

”Olgun bir meyve gibi öl, ölürken seni taşıyan ağaca teşekkür et.” (Epiktetos)

”Ölüm başka bir yaşamın kaynağıdır.” (Montaigne)

”Hepimiz ölümün nişanlısıyız.” (Cenap Şahabettin)

”Korkaklar sık sık ölür, cesurun ölümü bir defadır.” (Shakespeare)

“Ölmeden önce herkes, neden kaçtığını ve neye koştuğunu ve bunun nedenini, öğrenmeye çalışmalıdır.” James Thurber

”Ölümün son iyiliği bir daha ölümün olmamasıdır.” (Nietzsche)


”Bir ölüm şerefli olursa en büyük mükafatı, almış demektir.” (Herakleitos)

“Ölümden kaçmak için attığımız her adım, bizi meğer ölüme götürülmüş anladım.” Demokritos

“”Ölüm, her şeyi eşit yapar.” (Claudianus)

“Arzu hayatın yarısıdır, kayıtsızlıksa ölümün.”  Halil Cibran

“Dünyanın gerçek öncülerinin evi, mezarlardır.”  Ernest Jünger.

“Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber?” Necip Fazıl Kısakürek

“Ölüm bu ne hükümdar tanır ne soytarı, herkesi aynı iştahla yutar.” Victor Hugo.

“Ün, gençlik ve gurur. Mezar hepsini alır.” Victor Hugo.

“Azrail olsa, hep Hakk'ı tutacağım, mukaddes davalarda ölüm bile güzeldir.”  Muhsin Yazıcıoğlu.

Ölüm İle İlgili Kompozisyon

 

Ölüm İle İlgili Kompozisyon

 

İnsanın en büyük korkularından biri de ölüm korkusudur. Çünkü yaşayan her canlı vakti geldiği zaman mutlaka ölecek ve bu dünyadan ayrılmak zorunda kalacaktır. Öleceğimizi bildiğimiz halde oturup ölümü beklemek de akıl işi değildir. Ölümü kabullenip işimize bakmalıyız. Bu dünyadan ayrılırken arkamızda güzel eserler bırakmalıyız. Bizi meşgul eden güzel bir işimiz olmalıdır, mutlu edeceğimiz ailemiz olmalıdır. İnsanlara tepeden bakmak yerine alçakgönüllü olunmalıdır.

 

Yeri geldiği zaman birlik ve beraberlik içinde olmayı, yeri geldiği zaman yardıma muhtaç olan insanlara yardım etmeyi ölmeden önce yapmalıyız. Sevdiklerimize sevdiğimizi söylemek için herhangi bir zamanı beklememeliyiz. Anı yaşamalı, anın tadını çıkarmaya bakmalıyız. Çünkü ölüm denen bir şey vardır. Ölüm hepimizi ayıracak, ayırdığı zaman geride  kırık kalpler bırakmayalım. Kimsenin ahını almayalım, kimseye iftira atmayalım ve kimsenin ekmeği ile oynamayalım. İşte o zaman ölsen bile arkandan kötü konuşmazlar ve Yüce Allah’ın huzuruna da iyi varırız. Yaşarken ibadetlerimizi yapalım, hayırlarımızı edelim ve örnek bir insan olalım. Hiç bir şey ölümden daha ciddi olamaz. Onun için  yaşamın problemlerini kafaya fazla takmamalıyız.

 

 Ölüm gibi büyük bir ayrılık varken kırmayalım kalpleri, affedelim kötüleri ve  iyi bir insan olmaya devam edelim yaşam boyunca Ölüm ile ilgili şu söz de çok güzeldir. ”Ey yaşam, senin bunca değerli oluşun ölüm sayesindedir.”  der.(Senaca). İşte bunun için yaşamı değerli kılan işler yapmalıyız ve öbür dünya için de şimdiden hazırlıklar yapmalıyız.

Bir Milleti Yok Etmek İsterseniz Askeri İstilaya Gerek Yoktur. Ona Tarihini Unutturmak, Dilini Bozmak, Dininden Soğutmak ve Dolayısı İle Manevi Değerlerini, Ahlakını Bozmak ve Soysuzlaştırmak Kâfidir.

 

Bir Milleti Yok Etmek İsterseniz Askeri İstilaya Gerek Yoktur. Ona Tarihini Unutturmak, Dilini Bozmak, Dininden Soğutmak ve Dolayısı İle Manevi Değerlerini, Ahlakını Bozmak ve Soysuzlaştırmak Kâfidir. (Peyami Safa)

 

Bir milletin yok olması için savaşın olması gerekmez. Bir milleti yok etmek için o milletin tarihini unutturmak gerekir. Geçmişini bilmeyen milletin fertleri geleceğe yönelik emin adımlarla yürüyemez ve geçmişinden de ders çıkaramadığı için bozulmaya ve parçalanmaya başlar. Bir milleti yok etmek için o milletin dili ile oynamak da savaştan farksızdır. Çünkü ana dilini yeteri kadar öğrenemeyen, kullanmayan ve ana dilin inceliklerini bilmeyen insanlar kendi öz benliğinden ve kültüründen uzaklaşmaya başlar.

 

Yabancı dildeki kelimeler günlük yaşantımızdaki konuşmalarımıza, iş yerlerimizin adlarına ve daha birçok şeye girdiyse o milletin yıkılması kaçınılmazdır.  İşte o zaman geçmiş olsun o milletin fertlerine diyebiliriz. Oktay  Sinanoğlu “Türkçe giderse Türkiye gider.” diye boşa dememiştir. Yine bir milleti bozmak isterseniz o milleti dininden uzaklaştırmak gerekir. Milli ve manevi değerlerini unutan kimseler başka milletlere özenmeye başlar ve kendine ait olan her şeyi yani özünü kaybeder. Dolayısıyla da savaşa gerek kalmadan milletler yerle bir olur, dağılır ve tarihten silinir. Peyami Safa bu sözleri ile bir milletin ilk olarak tarihine ve ana diline önem vermesi gerektiğini söyler.

 

Dinine sahip çıkan, dini inançlarını yaşayabilen ve milli ve manevi değerlerine sahip çıkan kişilerin olması gerekir der. Bunların yaşanmaması için tarihimizi iyi bilmeliyiz ve geçmişimize sahip çıkmalıyız. Yapılan hataların tekrarlanmaması için canla, başla çalışmalıyız. Ana dilimiz olan Türkçemizin kıymetini bilmeliyiz ve onun dünya dili olması için, bilim dili olması için çok çalışmalıyız. Manevi değerlerimize sahip çıkmalıyız ve ahlaklı insanlar yetiştirmeliyiz, bilinçli ve eğitimli kimseler olmalıyız.

Bir Hayvan Olsaydın Hangi Hayvan Olurdun? Neden?

 

Bir Hayvan Olsaydın Hangi Hayvan Olurdun? Neden?


Her hayvanın kendine göre özellikleri vardır. Kuşlar, koyunlar, inekler, tavuklar, maymunlar vb. gibi. Ben hayvanları içinde uçanlardan olmak isterdim. Bunun için de yükseklerden uçan kartal olmak isterdim. Karta kimseye minnet eylemeyen, kendi gücünü kendinden alan bir hayvandır. Ben de kartal gibi olmak isterdim. Kartal; özgürlüğün sembolü olup çok iyi avcıdır. Kartallar  genel olarak diğer uçan yırtıcılardan daha iri ve daha güçlü  olduğu için bu hayvanı çok seviyorum. Bir kere korkak bir hayvan değildir.

 

Diğer yırtıcı kuşlar gibi eğri gagaları, kaslı bacakları ve güçlü pençeleri vardır. Eğri gaga yapısı avlarının etlerini söküp almaya yardımcı olurken, kaslı bacakları ve kilitlenebilen pençeleri sayesinde kendilerinden daha ağır avları bile uçarak taşıyabilirler. Bu da muhteşem bir diğer özelliğidir. Kartalların görme yetenekleri çok gelişmiştir. Yüksek yerlerde  süzülürken yeri tarayarak avlarını hissettirmeden tespit edebilirler. Gözbebeklerinin kafataslarına oranla çok büyük oluşu, gelişmiş görme yeteneklerinin anahtarıdır. Ayrıca kartallar diğer kuşlara göre çok daha yüksekten uçarlar. Bu gibi muhteşem güzel özelliklere sahip oldukları için bende kartal gibi olmak isterdim. Güçlü olduğum için kimse bana kolay kolay saldırmaya cesaret edemezdi.

 

Ayrıca gökyüzünün maviliği içinde uçmak, özgür olmak, istediğim yerlere gidebilmek çok eğlenceli ve çok güzel olurdu. Aynı zamanda, güçlü kanatlarım sayesinde hızlı ve çevik olurdum. Bu da beni, diğer hayvanlar arasında özel kılardı. Güçlü olmak, özgür olmak, diğer hayvanlara göz dağı vermek, kimsenin beni ezmesine izin vermemek güzel olurdu. Bunun için kartal gibi özgür ve güçlü bir insan olmak isterdim. Hayvan olarak da kartal gibi özgürce ülke ülke dolaşmak isterdim

En Sevdiğiniz Şarkıcı Hakkında Konuşun

 

En Sevdiğiniz Şarkıcı Hakkında Konuşun


En sevdiğim şarkıcı Barış Manço’dur.  Barış Manço hayatını kaybedeli yıllar olmuş ve ama yazdığı eserler yediden yetmişe herkesin dilinde olan eserlerdir. Çocukların dilinden çok iyi anlayan, çocuk sevgisi ile tanınan, yardımsever ve güzel yürekli bir adammış Barış Manço. Onun eserlerini okurken çok mutlu oluyorum ve iyi ki de böyle biri dünyadan gelip geçmiş diyorum. Arkadaşım Eşek, Bal Böceğim, Yaz Dostum ve daha çok sayıdaki şarkısını dinlerken  kendimi çok iyi hissediyorum. Çünkü yazdığı eserlerde insanlara güzel mesajlar da vermiştir. Çocuklar için çeşitli yarışmalar düzenlemiş ve onlara çok değer vermiştir. Ülke ülke gezen Barış Manço kültürlü bir insandır. Japonlar onun şarkısına hayran bir millettir.

 

Sevgili Öğretmenim, değerli dinleyiciler!

Çünkü o hoşgörülü, geniş bilgi birikimine sahip gerçek bir sanatçı olarak hayat sürmüştür. Barış Manço ülkemizin büyük bir gururdur. Onun hakkında bildiklerim ve araştırdıklarım  diğer bilgiler ise şunlardır: Mehmet Barış Manço, 2 Ocak 1943 tarihinde  İstanbul Üskürdardaki  Zeynep Kâmil Hastanesi'nde doğdu. Manço ikinci dünya savaşı yıllarında doğduğu için barışa olan hasretten dolayı adını Barış koymuşlardır. Türk sanatçı, televizyon programı yapımcısı ve sunucusu, aranjör, şarkıcı, besteci, söz yazarı ve kültür elçisidir. Yani çok yönlü bir sanatçıdır.

 

Türkiye’de rock müziğinin öncülerinden olan Barış Manço Anadolu  rock türünün kurucuları arasında yer alır. İki yüzün üstünde bestelediği seri vardır.  Bu başarılarından dolayı Barış  Manço’ya on iki altın ve bir platin albüm ve kaset ödülü  verilmiştir. Çünkü bunu kendi emeği ile hak etmiş, eşsiz bir sanatçıdır Manço. Şarkılarının bir bölümü daha  sonra Almanca, İngilizce, İspanyolca, Arapça, İbranice, Yunanca, Bulgarca ve Flekemenkçe olarak yorumlanmıştır. Televizyon programları sayesinde dünyanın farklı ülkelerine gitmiş ve bu nedenle kendisine “Barış Çelebi” denilmiştir. Hazırladığı televizyon programları sayesinde dünyanın pek çok ülkesine gitmiş, bu nedenle "Barış Çelebi" olarak adlandırılmıştır. 1991 yılında Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı unvanı verilmiştir. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür etmeden önce Barış Manço'ya ait sözler ile konuşmamı noktalamak istiyorum:

“Ben ne çağdaş Türk ozanı ne çağdaş Dede Korkut ne de günümüzün Nasrettin Hoca’sıyım. Sadece 20. yüzyılda yaşamış ve o yüz yıla damgasını vurmaya çalışan bir Türk’üm. 20.yüzyılın Türk müziğini yapıyorum.”

Güçlü ve Zayıf Yönlerimizi Bilmek Niçin Önemlidir Konulu Konuşma

 

Güçlü ve Zayıf Yönlerimizi Bilmek Niçin Önemlidir Konulu Konuşma


İnsan güçlü ve zayıf yanlarını iyi bilmelidir. Bunun için de ilk olarak kendini tanımalı, keşfetmelidir. Nelerde iyiyim, neler de daha duygusal, daha alıngan ya da daha yetersizim diyebilmelidir. İnsan iyi ve kötü yanlarının neler olduğunu bilirse kendini olumlu yönde değiştirebilir. Güçlü ve zayıf yönlerini bilen insan her zaman birkaç adım önde olur. Bireyin başarıya ulaşmasında çeşitli alternatifleri olur.  Güçlü ve zayıf yönlerimizin neler olduğunu bir kağıda yazmalıyız. Daha sonra yazdığımız olumlu ve olumsuz özelliklerimizi değiştirmek için harekete geçmeli ve hayata aktif bir şekilde katılmalıyız.

 

Sevgili Öğretmenim,

Mesela güçlü yanın empati kurabilme becerinin çok iyi olduğu olabilir. Maddi durumun iyi olması güçlü yanlarından biri olabilir.  Çünkü maddi durumun iyi olunca kendini geliştirebileceğin çok sayıda alternatifin olabilir. İnsan güçlü yanlarının neler olduğunu bildiği zaman kendini daha mutlu ve daha güvende hissediyor ve daha özgüvenli oluyor. Ne zaman ki zayıf yönlerimizi yaşamda karşımıza çıktığı zaman kendimizi kötü hissediyoruz ve üzülmeye başlıyoruz. Güçlü yönlerimiz görünsün ama zayıf yönlerimiz halının altına süpürülsün istiyoruz  Çünkü insan zayıf olan yönü ile yüzleşmek istemez. 


Onun için zayıf olan yanlarını ya bastırır, ya da kimseye belli etmemeye çalışır. Oysa  birey; zayıf tarafını ne kadar iyi bilirse o zayıf alanında gelişme kaydetmek için hemen harekete geçer ve o yönde çalışmaya yoğunlaşır. Böylece zayıf olan yönünü güçlü hale getirebilir. Zayıf olan yönlerimizden kaçmaya çalışırız ve korkarız.

 

Oysa korkmak bize bize bir fayda sağlamaz. Önemli olan korkularımızı yenebilmek, başarısız olduğumuz bir şeyde tekrar denemeye çalışmak ve başarılı olana kadar mücadeleye devam edebilmektir. Kendimizi tanımalı ve bir işi gerçekten yapıp yapamayacağımız defalarca denemeliyiz. İşte o zaman sonuç başka bir boyut olacaktır. Güçlü ve zayıf yönlerimizi öğrendiğimiz zaman daha özgüvenli oluruz ve kendimizi daha iyi geliştirme yolunda gayret ederiz. Hedeflerimiz ve hayallerimizi gerçekleştirmek için güçlü yönlerimizi daha iyi hale getirmeli, zayıf yönlerimizin ise üstesinden gelmeye çalışmalıyız. Anlatacaklarım, araştırdıklarım bu kadardı. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Ağaç, Toprak, Yurt Kelimeleri İle İlgili Hikaye

 

Ağaç, Toprak, Yurt Kelimeleri İle İlgili Hikaye


 Yaz tatiline girmeden okulca piknik düzenledik ve uzun süre bir arada olmayacağımız için hemen işe başladık. Bu hafta sonu okuldaki öğretmenlerimiz ile birlikte  ormana pikniğe gittik. Hepimiz aramızda para toplamıştık ve ormanın insanlara ayrılan yerinde piknik yapmaya başladık. Önceden alınmış, tavuk, köfte ve sucuklar mangalda cızır cızır pişmeye başladı. O sırada ben ve arkadaşlarım top ile pas oynamaya başladık. Bir grup arkadaşımız da ormanda yürüyüşe çıkmıştı. Yemek hazır olduğu vakit öğretmen hepimizi çağırdı. 


Biz de yemeğe oturduk ve herkes eline ekmek arası köftesini, sucuğunu alarak keyifli bir şekilde yemeye başladı. Hem yemeğimizi yiyor hem de konuşuyorduk. Okul Müdürümüz Sabahattin Öğretmen hepimize döndü ve şunu söyledi: Bakın çocuklar bu yurt kolay kazanılmadı, bugün bu ormanda özgürce nefes alabiliyor ve pikniğimizi yapabiliyorsak, bu çam ağaçlarının güzel kokusunu içimize çekebiliyorsak bunu bu yurt için hayatını kaybetmiş kahramanlarımıza borçluyuz dedi. O hafta yine şehidimiz olmuştu ve ülke olarak çok üzülmüştük. Onlar bu vatanı korumak için canlarını feda etmiş sayısız kahramanlardı. Bu topraklar için şehit düşmüş nice kahramanlarımızı andık piknikte. 


Ormanlarımıza, ana yurdumuza, toprağımıza sahip çıkacağız diye kendi kendimize söz verdik. Çok duygulanmıştık, hepimiz dalıp gitmiştik ki öğretmenimiz hadi bakalım üzülmeyelim bu vatan için çok çalışırsak, her alanda ülkemiz geliştirip güçlü bir devlet olursak kimse bizi ayıramaz, kimse bize saldıramaz dedi. Hepimiz silkindik ve kendimize  geldik.  Öğretmenin anlattıkları karşısında ağlayan kız arkadaşlarımız olmuştu. Daha sonra kaldığımız yerden yemeye, içmeye, eğlenmeye devam ettik.


 Akşama kadar ormanda temiz hava aldık. temiz kaynak suyunu kana kana içtik. Bu arada getirdiğimiz küçük çam fidanlarını ormana diktik ve farklı ağaçlar da diktik. Diktiğimiz çam ağaçlarının toprağını da kürekle yumuşacık hale getirdik. Çok yorulmuştuk. Hem eğlenmek hem çalışma günü, hem de duygulanma anı olmuştu. Birçok duyguyu bir arada yaşadık. Sanırım insan olmak böyle bir şeydi. Akşam olunca da arabalara doluşup öğretmenler tarafından evlerimize bırakıldık.

Hz Muhammed’in Merhamet İle İlgili Sözleri

 

Hz Muhammed’in Merhamet İle İlgili Sözleri


Alemlere rahmet olarak gönderilmiş, güvenilir ve güzel ahlaklı olan kişidir Sevgili Peygamber Efendimiz Hz Muhammed.

Hz Muhammed’in merhamet ile ilgili sözleri şunlardır:

“Ben lanet edici olarak gönderilmedim, büyük-küçük her kusur için size rahmet olarak gönderildim” buyuran efendimiz (asm), canavar ruhlu bir kavimden medeni bir toplum çıkarmıştır ayrıca “Hoşgörülü haniflik ile gönderildim, kim benim sünnetime muhalefet ederse benden değildir” 

“Haksız yere bir serçeyi öldürene, Allah kıyamet gününde hesap soracaktır”


“Küçüğümüze merhamet etmeyen, büyüklerimizi tanımayan bizden değildir”,

“Merhamet etmeyene merhamet edilmez.”

“Her canlıya iyilik yapana sevap vardır.”

“Merhamet, ancak katı kalpli kimselerden çekilip alınır.”

“Sizden biriniz yatağına girdiğinde, şöyle dua etsin: ‘Rabbim! senin adınla yan tarafıma uzandım, senin adınla da kalkarım. Eğer ruhumu alırsan, bana merhamet et. Eğer ruhumu geri verir (uyandırır)sen, salih kullarını koruduğun gibi beni de koru!”

 “Müminler birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet etmede ve birbirlerine şefkat göstermede tek bir vücut gibidir. O vücudun bir or- ganı acı çektiğinde, bedenin diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşırlar.”

“Sattığı zaman kolaylık gösteren, satın aldığı zaman kolaylık gösteren ve hakkını isterken kolaylık gösteren kula Allah merhamet eylesin.”


“Bir kimse yumuşak davranmaktan mahrumsa, hayırdan da mahrumdur.”

“Merhamet edin ki, size de merhamet edilsin. Bağışlayın ki, Allah da sizi bağışlasın.”

Efendimiz (s.a.v.) “Her ağacın bir meyvesi vardır. Kalbin meyvesi de çocuktur. Allah çocuğuna merhamet etmeyene merhamet etmez. Beni yaşatan Allah’a yemin ederim ki, cennete ancak merhametliler girer.” buyurdu. Biz “Ey Allah’ın Resulü, hepimiz (çocuklarımıza) merhamet ederiz.” dedik. Bunun üzerine o şöyle buyurdu: “Sizden birinizin merhameti, yanındakilere merhamet etmesi değildir, asıl merhamet tüm insanlara merhamet etmesidir.”

En Sevdiğiniz Hayvanı Özellikleri İle Birlikte Anlatınız

 

En Sevdiğiniz Hayvanı Özellikleri İle Birlikte Anlatınız.


Hayvanlar insanların dostu olan, insanların bakımına muhtaç olan, eziyet edilmek için değil sevilmek için dünyamızı paylaştığımız masum canlılardır. Bunun hayvanlara iyi davranmalıyız ve vicdansızlık yapmamalıyız.

 

Sevgili  Öğretmenim,

Benim en sevdiğim hayvan attır. Atların o görkemli duruşu, gücü, asaleti bende farklı izlenimler bırakır. Ata bindiğim zaman kendimi çok mutlu ve güçlü hissediyorum. Kültürümüzde de atın ayrı bir önemi vardır. Çünkü at; At, Türk kültür ve inancında gücün, kuvvetin, asaletin, zarafetin, zenginliğin, zaferin, dostluğun, yoldaşlığın, güvenin, özgürlüğün, sadakatin, yaşamın, ölümün, muradın simgesidir. Atların özellikleri şunlardır:  Atın erkek olanına aygır, dişi olanına ise kısrak denir. Genç olan atlara ise tay denilir. Yetiştirme, bakım ve çevreye bağlı olarak modern  atların ömrü ortalama 25 ila 30 yıl  arasındadır. 


İstisna olarak kırk yaşına kadar yaşayan atlar da vardır. Atlar otçul ve tek mideli hayvanlardır. Geviş getirmezler.  Kendilerine özgü kişneme sesleri vardır. Atlarda vücut üzerindeki renkler ya da renk karışımları “don” denilir. Atın insan ile arasındaki en büyük fark, insanlarda köprücük kemiği olarak adlandırılan kemiğin atlarda olmamasıdır. Atlarda toplam 36 diş bulunur. At fazla zeki bir hayvan değildir.

 

Sevgili Öğretmenim,

   Atlar çok hassas hayvanlardır ve iyi bir hafızası vardır. Ata binen  binici atın bu özelliklerinden bütün eğitim ve çalışma süresince yararlanmayı bilmelidir. Bir hareketi başardığında okşanır ve sevilirse bunu hiç unutmaz. Verilen cezayı da hatırından çıkarmaz. Bu sebeple ata ceza vermekten mümkün olduğundan kaçınılmalıdır. Yoksa at sizin ile ilgili deneyimi kötü sonuçlanabilir ve sırtından bir anda yere attığında şaşırır kalırsınız. 


At zeki değildir ama öğrendiğini asla unutmaz. Kaldığı yer çok uzaklarda da olsa yerini eninde sonunda bulur. Yetişkin atlar bir günde yaklaşık üç saat uyurlar. Yeni doğan bir tay sık sık kestirmek için uzanır ve yaklaşık üç aylık olana kadar günün yaklaşık yarısını uykuda geçirir. Çok sevdiğim hayvan olan atlarla ilgili anlatacaklarım bunlardı. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Filistin İle İlgili Söylenmiş Sözler

 

Filistin İle İlgili Söylenmiş Sözler


İsrail Filistin savaşı yüzyıllar boyunca devam eden bir savaştır. İsrail askerlerinin en büyük destekçisi ise Amerika'dır. Amerika Birleşik Devletleri İsrail'e her türlü desteği verdiği için onlar da Filistinli kardeşlerimize her türlü kötülüğü yapmışlar ve yapmaya da devam ediyorlar. Bu durumu ise dünya sadece seyrediyor. Ne Arap ülkeleri bir araya geliyor ne de diğer ülkeler. Her gün binlerce çocuk, kadın ölüyor Filistin'de ama dünya sessiz. İnsan hakları nerde, hani insan haklarına saygı vardı. Bunu ne yazık ki göremiyoruz. Rahmetli Necmettin Erbakan Hoca'nın Filistin ile ilgili biz Müslümanlara verdiği mesaj ise ayrı bir örnektir:


“8 milyonluk İsrail için, 1,5 milyar Müslüman Ebabil bekliyorsa; Ebabiller gelse İsrail'i değil bizi taşlar.” Necmettin Erbakan

“Nasıl ki Kızıldeniz Firavuna mezar olduysa olduysa Akdeniz’de İsrail’e mezar olacaktır.” Necmettin Erbakan

“İsrail ancak güçten ve zordan anlar, konuşmaktan anlamaz.” Necmettin Erbakan

“İslam ülkelerinin işgali Büyük İsrail planı için yapılıyor.” Necmettin Erbakan

“Allah’ın mescidlerinde, O’nun adının zikredilmesini engelleyip, onların harap olmasına çalışandan daha zalim kim vardır?” (Bakara 114)


“Kudüs… Bir sınav kağıdı… Her Mü’min kulun önünde…” (Cahit Zarifoğlu)

“Bir gün gelecek İsrail’e öyle bir tokat atacağız ki, bütün hayatı gözlerinin önünden GAZZE ŞERİDİ gibi geçecek.” (Necmettin ERBAKAN).

Allah’ın evi esaret altındayken, Selahaddin nasıl kendi evinde yatar? (Selahaddin Eyyûbî)

“Yıkılasın İsrail! Enkazını göreyim! Sana ülke diyenin, yüzüne tüküreyim!” (Necip Fazıl Kısakürek)

“Uyku bölünmüyorsa Gazze ile, Suriye deyip yemek boğaza durmuyorsa, ve kahkaha yarım kalmıyorsa Arakan diyerek, Ey iman edenler, iman ediniz! “(Serdar Tuncer)


Kudüs Mekke’dir, Medine’dir. Mekke Kudüs’tür, Medine’dir. Medine de Kudüs’tür, Mekke’dir. (Nureddin YILDIZ)

“İsrail diye bir devlet yok ki başkenti olsun.” (Kim Jong-un)

“Kudüs işgal altındayken ben nasıl gülebilirim ki?” (Selahaddin Eyyûbî).

“İsrail’in Filistin’e attığı füzelerin yarısını Müslümanlar İsrail’e atsa akşam çayını Kudüs’te içeriz.” Necmettin Erbakan

“Kudüs coğrafi değil, imani meseledir.” Necmettin Erbakan