Atasözleri ve deyimler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Atasözleri ve deyimler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

G Harfi İle İlgili Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları

 G Harfi İle İlgili Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları


 Gafile kelam, nafile kelam:   Dikkatsiz kimseleri uyarmak boşunadır.  İşte bunun içinde işlerimizi dikkatsiz kimselere yaptırmamalıyız.

 

Gök ağlamayınca yer gülmez:   Yağmur yağmadığı zaman toprak da verimli olmaz. Toprak bir zaman kurak bir çorağa dönüşür. Bir şeyin gerçekleşmesi için gereken koşullar sağlanmazsa o iş de sonuç vermez.

 

Garip itin kuyruğu bacağı arasında gerek:  Sahipsiz köpek korka, ürkek olur. Burada verilmek istenen ana mesaj da; kimsesizlere arka çıkılması gerektiğidir. Kimsesiz kişilerin yanında olarak  onlara yaşama sevinci ve mücadele ruhu kazandırmaya çalışmalıyız.

 




Gem almayan atın ölümü yakındır:   Gem taktırmayıp, huysuzlanan atın ölümü de yavaş yavaş gelir. Gem almayan at yaşlı ve  işe yaramayacağı için ölümü de yakın olur.  Huysuz ve geçim edemeyen insanlar, üretime de katkı sağlamadığı zaman , bir işte fayda sağlamadığı zaman kendisine de zarar vermiş olur.

 

Gönül karımaz: İnsan fiziksel olarak yaşlanabilir ama gönül yaşlanmaz ve istekler de bitmez. Gönül kocamaz , gönül karımaz. Her yaşta sevmesini bilmeliyiz ve  mutluluklarımızı paylaşmasını bilmeliyiz.

 

Görenedir görene köre ne denir, köre ne? Bir şeyi  gördüğü halde görmezlikten gelen  ve sorumluluğunu yerine getirmeyen  kişiye hoşgörülü davranılmamalıdır. Gördüğümüz  şeyler ilgilenmeli, sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz.

 

Göğe direk, denize kapak olmaz:  Gök  direk dikilemeyecek kadar yüksektir. Deniz de  kapak yapılamayacak kadar geniş ve büyüktür. Burada anlatılmak istenen ise gücümüzün yetmediği şeylerle ya da olması imkansız olan şeylerle boş yere uğraşıp zamanımızı heba etmemek gerektiğidir.

 

Gezen ayağa taş değer:   Çok gezen ve bu gezdiği yerlerde başıboş olan, bir amacı olmayan kimseler her türlü tehlike ile karşılaşabilir.  Zaman kısıtlıdır. Bunun için de zamanımızı boş ve gereksiz şeylerle geçirmemeliyiz. Yani aylak aylak vaktimizi boş yere geçirmemeliyiz. İşte bunu yaptığımız zaman başımızı belaya da sokmamış oluruz.

F Harfi İle İlgili Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları

 F Harfi İle İlgili Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları



Fare kaçmayınca delik görünmez:   Farenin gizlendiği ve çıktığı yer ancak onun hareket etme esnasında görülür.  Fare zor seçilen yerlerden çıkar. Bunun için de onu sadece girip çıktığı anda fark edebiliriz. Kurnazca kötülük yapanları da ancak onları takip ederek ortaya çıkarabiliriz.

 


Fala inanma, falsız kalma:   Fal merak edilen bir şey olduğu için bazı kimseler fala baktırmayı sever ve ama fala baktırırken de orada söylenen şeylerin gerçek olmadığını bilmeliyiz ve bunun için de falı fazla ciddiye almamalıyız. Hayatta da gerçek dışı şeylerle  avunmamalıyız ve gerçeğe göre hareket etmeliyiz.

 

 Fare, çıktığı deliği iyi bilir:  Fare nereden çıktığını iyi bilir ve kendini güvende hissetmek için işini bitirdikten sonra tekrar o deliğine döner. Çünkü o delikten kendini güvende hisseder. İnsan da  kendini güvende hissettiği yeri iyi bilir ve onun için de o çevreden fazla uzaklaşmaz.


 

 Faydasız baş, mezara yakışır:  Hayatta olan insan bir iş yaramalıdır ve o işle meşgul olmalıdır. Boş insan, çalışmayan insanın ne kendisine ne de içinde yaşadığı çevreye faydası olur. Çalışmayan kimsenin de ölüden farkı yoktur. İşte böyle olmaması da çalışmalıyız ve topluma faydalı olmalıyız.


 

Felek kimine kavuk yedirir, kimine kelek:   Şans herkesin yüzüne eşit olarak gülmez. Kimileri şanslı olur, kimileri şanssız olabilir. Şans bize gülmedi diye hayatı boşlamamalı, çalışmaya, kazanmaya, umut etmeye devam etmeliyiz. Yazgımıza boyun eğmemeliyiz.

 

E Harfi İle İlgili Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları

 E Harfi İle İlgili Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları


Eksiklikle büyüyenin, yalımı alçak olur:   Yoksulluk  içinde büyüyen kimseler, varlıklı kimselere karşı  öfkeli olurlar. Burada verilmek istenen mesaj ise şudur: İnsanlara, topluma faydalı olmaları için olumlu yaşam şartları oluşturulmalıdır.

 

El benden, etek senden:  Vermek benden, alıp sahiplenmek senden deniliyor. Burada anlatılmak istenen şe ise şudur:  Bize sağlanmak istenen, verilmek istenen olanaklardan zamanında  faydalanmasını bilmeliyiz.

 

El gönlü dolaşık ibrişimdir, açılmaz:  Her insanı mutlu etmek zordur. İşlerimizi birilerini mutlu etmek uğruna yanlış yapmamalıyız, işin doğrusu ne ise onu yapmalıyız.

 

Elden kalan, elli gün kalır:  Kendi yapamadığımız, başkalarının yarım koyduğu işi tamamlamakta zorlanırız. Bunun için de işimizi yarım bırakmamalı, başkalarından  yardım dilenmemeliyiz.

 






Elin gülü ele kokmaz: Herkesin gülü kendi içindir, kendi için de okar. Burada atalarımızın vermek istediği mesaj ise şudur: Geleneklerimizin ve toplumsal ahlakın gerektiği gibi başka kimselerin eşlerine yan gözle bakılmamalıdır.

 

Elin tuttuğu kuşun kuyruğu kısa olur:   İşimizi başkalarına yaptırırsak yarım yamalak yaparlar. İşimizi kendimiz yapmalı, başkalarından işimizi yapmasını beklememeliyiz.

 

Er adıyla, deve havuduyla söylenir:  Cesur ve yiğit kimseler adı ile tanınır. Deve ise hörgücünün büyüklüğü ile tanınır. Burada anlatılmak istenen ise şudur: Adımızın anılmasını sağlayacak güzel işler yapmalıyız.

 

Esrik devenin çulu eğrik gerek:  Davranışları doğru olmaya devenin  çulu da eğri olur.  Ne yaptığını bilmeyen kimsenin giyim kuşamı da dağınık olur.

D Harfi İle İlgili Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları

 D Harfi İle İlgili Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları



Dağ yürümezse abdal yürür:  Dağ yerinde olan bir şey olduğu yürümez ama abdal gezgindir ve yürümeye devam eder  dağdan dağa selam götürür. Bu atasözünde de anlatılmak istenen şudur:  Büyük kişiler, işlerini yönetimdeki güvenilir adamları  ile sürdürmek isterler.

 

Dağda gezen ayıya da rastlar, kurda da:    Kurt ve ayı vahşi hayvanlar olduğu için dağda gezerler. Toplum için de her türlü insana rastlamak mümkündür. Kaba kimseler de karşınıza çıkabilir, kibar kimseler de. Yani her türden insan yaşar toplum içinde.

 

Dana oynar, mıhını berkitir:  Danaya nal, mıh çakılmaz fakat büyüdükten sonra çakılabilir. Burada verilmek istenen mesaj da hiçbir şeyi zamanında önce yapmamamız gerektiğidir.

 

Dana büyür ama çulu büyümez:  Dana büyüyen bir hayvandır ama onu soğuklardan koruyan çulunda ise herhangi bir değişiklik olmaz. Toplum içinde saygın kimselerin de ünü artsa bile çevresindekiler fazla değişmez.

 

Davacın kadı ise yardımcın Allah olsun:  Davayı gören , davada görev alan kişi kadıdır.  Kadı davacı olduğu kişiyi de cezalandırır. Burada verilmek istenen ana mesaj ise şudur:  Bize verilen yetkiyi bireysel çıkarlarımız doğrultusunda kullanmamalıyız.

 

 

Deli ile devletli bildiğini işler:  Deli olan kimsenin de güçlü olanın kimselerin de istediğini yapabileceğini söyler. Deli hiçbir şeyden korkmaz. Devlet te güçlü olduğu için istediğini yapar. Bu söz de verilmek istenen mesaj ise şudur:  Kudret insanlara çılgınca, şımarıkça şeyler yaptırmamalıdır.






Deve çökecek  yeri bulur:  Deve rahatına düşkün bir hayvan olduğundan dolayı nereye oturup dinlenmesi gereken yeri de bilir, bulur. Kişiliği oluşmuş biri de  nerede bulunması gerektiğini bilir mesajı verilmektedir.

Deveye bindikten sonra çalı ardına saklanılmaz:  Deve uzun boylu bir hayvan olduğu için ona binen kimse de saklanamaz ve görünür. Herkesin bildiği bir şeyi de saklamaya çalışmak boşunadır.

Dil ile düğümlenen diş ile açılmaz: Düşüncesizce, patavatsızca ağızdan çıkan söz karşıdaki kişiyi kırar. Kırılan kişinin kalbini de onarmak mümkün olmaz. İşte bunun için de dilimize sahip çıkmalıyız, ağzımızdan çıkan her bir söze dikkat etmeliyiz.

Dut yaprak açtı soyun, döktü giyin:  Dutun yaprak açması yazın habercisi, dutun yaprak dökmesi de kışın habercisidir. Hava durumuna göre giyinmeli ve gereken önlemi alarak hastalıklardan korunmalıyız.

Ç Harfi İle Başlayan Ve Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları

 Ç Harfi İle Başlayan Ve Fazla Bilinmeyen Atasözleri  ve Anlamları


 

Çatal kazık çakılmaz:   Kazığın çatallısı yere çakılmaz, kırılır. Anlaşılmaya varılmayan , kararsızlığın olduğu konularda ise işler başarı ile sonuçlanmaz.

 




Çıngıraklı deve kaybolmaz:   Boynunda çan olan deve , bulunduğu yeri  üzerindeki çanın sesi ile belli eder.  Yetenekli olan, nitelikli ve becerikli insanlar da  her toplumda sevilir, sayılır ve tanınır.

 

Çok çık eden nalçadır,  iş bitiren akçadır:   Ayakkabı nalçası da para gibi ses çıkarır ama onun gördüğü işi göremez. Çünkü para daha değerlidir ve çok şeyi yapar.  Verilmek istenen mesaj şudur: Kuru gürültüye kulak asmak yerine yapılan işe bakılmalıdır.

 

 

Çift edersen bağlanırsın, bağ edersen eğlenirsin:   Çiftçi toprağını seven ve toprağına bağlanan biridir.  Onun için de çeşitli zorluklar ve sıkıntılar yaşayabilir. Bağa bakma ise daha kolay  ve eğlenceli bir iştir. Asıl önemli olan çiftçilik yapmaktır ve zor olan da budur.  Güzel sonuçlar elde etmek için de zorluklara sabretmek gerekir.

 

Çobanın gönlü olursa tekeden yağ çıkarır:   Çoban isterse elinden gelebilecek  her işi yapar.  Burada verilmek istenen mesaj da şudur: İnsan isterse her zorluğun üstesinden gelir ve başarılı olur. Kişi bir şey  yapmaya isteksizse  ne yaparsa yapsın başarısız olur.  Zorla yaptırıldığı zaman da o işten bir verim alınmaz. İstekli olan kişi ise ekmeğini taştan çıkarır  ve her zorluğun üstesinden gelmeye çalışır.

 

Çok havlayan köpek ısırmaz:   Köpeğin havlayanından değil insanın yanına sessizce yaklaşandan korkulmalıdır. Verilmek istenen mesaj ise şudur: Çok konuşan insanlardan değil sessiz  duran kurnaz kimselerden sakınılmalıdır. Çünkü böyle sessiz kimselerin ne zaman ne yapacağını kestiremezsiniz.

 

Çok arpa, atı çatlatır:   At çok yiyen bir hayvandır. Önüne ne kadar koyarsanız koyun hepsini yer ve ne bir türlü doymak bilmez. Onun için de atın önüne belli ölçüde arpa koymalıyız. İnsanların da hepsine aynı değeri vermemeliyiz. Hak eden kişiye hak ettiği kadar değer vermeliyiz ki kendini bir şey zannedip  şımarmasın. Kimseye hak ettiğinden fazla değer vermemeliyiz.

 

Çürüksüz koz, kemiksiz et olmaz:  Cevizler arasında mutlaka çürük olanı vardır. Burada anlatılmak istenen ise güzel kimselerin de mutlaka bir kusurunun olduğudur. Her insan mükemmel olamaz. Onun için herkesi olduğu gibi kabul etmeliyiz.

Çul içinde aslan yatar:  Dış görünüşüne bakılıp küçümsenen insanları tanıdıkça o kimselerin aslında ne kadar da değerli kimseler olduğu anlaşılır.  Bunun için de insanların dış görünüşlerine değil kişiliklerine önem vermeliyiz.

 

 

C Harfi İle Başlayan, Fazla Bilinmeyen Atasözleri Ve Anlamları

 C Harfi İle Başlayan, Fazla Bilinmeyen Atasözleri Ve Anlamları



         * Can cümleden azizdir:  İnsanoğlunun yapısında ben merkezci düşünme vardır, bencillik vardır.  Bunun içinde her şeyden önce kendini düşünür insanoğlu. Her şeye rağmen bencil olmamalıyız ve  kişisel çıkarlarımızı toplumsal çıkarların üstüne çıkarmamalıyız.

         

        * Canı kaymak isteyen, mandayı yanında taşır:  En iyi kaymak manda sütünden yapılır ve her yerde de bulunmaz. Güzel yaşamak isteyen kimseler de  bu yaşayışın zorluklarını çekmeye razı olmalıdır. Gerekli kaynakları elinin altında bulundurmalıdır.

          

          * Cins kedi ölüsünü göstermez: Nitelikli kediler ölçeğini hissedeceği zaman ortalıkta dolaşmaz, bulunamayacak yerlere giderler. Nitelikli insanlar da toplum içinde kendini gülünç duruma getirecek hal ve hareketlerde bulunmaz.



         * Cahil, kendinin düşmanıdır: Cahil kimseler  her davranışı düşünmeden  ortaya koyar ve bunun zararı da kendisine olur. Cahil olmamalı, okuyup kendimizi geliştirmeli, gündemdeki ve dünyadaki gelişmelere kapalı olmamalıyız.


         * Cambaz ipte, balık dipte gerek:   Cambazın görevi ipte yürümektir. Balığın görevi ise suda yüzmektir. Cambaz suda yüzemez, balık da ipte yürüyemez. Yani birinin diğerinin görevini yapmasının hiçbir anlamı olmaz zaten yapılamaz da.  Herkes kendi işini yapmalıdır.



      * Canı acıyan eşek, attan yüğrük olur: Normal zamanlarda eşek attan daha yavaş hareket eder fakat eşeğin canı yandığı zaman attan daha hızlı koşmaya aşlar Bu atasözünde de verilmek istenen mesaj şudur:  Can korkusu insana bazı zamanlarda olmadık şeyler yaptırabilir.


         * Cins horoz, yumurtada öter: Horoz olacak civciv henüz yumurtadayken  kendini belli etmeye başlar. İleride büyük adam olacak çocuk da  davranışlarıyla küçük yaşta kendini belli eder.

       

B Harfi İle Başlayan Ve Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları

 B Harfi İle Başlayan Ve Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları


 

*Balçığı duvara vur tutarsa hoş, tutmazsa yine hoş:  Kimi şeyler elde edildiğinde  fayda sağlar fakat elde edilmediği zaman da çok büyük kayıp olmaz. Yani  boş durmaktansa  az bile olsa  kendimize bir meşguliyet oluşturmalıyız.

 

*Başüstüne deme, ayakaltına al da işini gör: Söz vermek işi gerçekleştirmek için yeterli olmaz. Önemli olan işi uygulamaya dökebilmektir. Bir işi söz verip yapmamaktansa, söz vermeyip de yapmak daha iyidir.

 

*Balsız kovanda arı durmaz:  Kovanda az miktarda bal bırakılmadığı zaman arılar da kovanı terk eder.  Çalışan kişinin de hakkı verilmediği zaman o kimse  çalışmaz, gider.

 

* Balta da varsa,  sapında da var:  Bir ağacın kesilmesinde balta  kadar sapın da rolü vardır. Verilmek istenen mesaja baktığımızda ise şunu anlatır. Hiç kimse durup dururken suç işlemez. Kişiyi o suça işleyen nedenleri de irdelemek gerekir.

 

* Balık kılçığıdır,  ne yenir ne yutulur:   Balık kılçığı yenilemez, yutulamaz. Yutmak isteyenin de boğazına takılır.  Başkasının olan şeyleri de yemeye, onlara sahip olmaya çalışmamak gerekir. Yoksa cezasını çekersiniz.

*Baş kesilir fes içinde, kol kırılır yen içinde:  Sadece bizi ve çevremizi ilgilendiren sıkıntılarımız olduğu zaman bu kendi aramızda kalmalı, başkalarına  duyurmamalıyız.

 

*Başına gelen, başmakçıdır:  Başına iş gelen, ayakkabıcı gibi deneyim sahibi olur ve ustalaşır. Burada verilmek istenen mesaj ise başımıza gelen olaylardan ders çıkarmamız gerektiğidir.

 

* Bekri’nin mekânı akşam meyhane, sabah işkembeci dükkânı:  İçki içenlerin, alkole kendini feda etmiş kimselerin evleri ile hiçbir ilgisi de olmaz İşte bunun için de alkolden ve alkolik kimselerden uzak durmalıyız. Böyle kimselerin hem kendilerine hem de  topluma zararı vardır.

 

* Beş parmağın hangisini kessen acımaz:  Bütün parmaklar kesildiği zaman aynı acıyı hissederiz. Evlat da işte böyledir.  Her ne kadar her bir çocuğumuzla ilişkimiz farklı da olsa bizler onlara aynı sevgiyi duymaya devam ederiz.

 

* Beylik fırın has çıkarır:  Zengin kimsenin fırınında çıkan ekmek de güzel olur. Verilmek istenen mesaj ise şudur:  Kaliteli ve usta bir kişinin ürettiği mal da nitelikli ve değerli olur.

 

* Benlik şeytana yakışır:  Şeytan kendini beğenmiş ve bencildir.  Bencil ve kendini beğenen kimseler de toplum tarafından sevilmez ve dışlanır. Onun için de bencil bir kimse olmamalıyız.

 

* Bey mi yaman, el mi yaman? Tanımadığımız kimseler, güçlü sandığımız, tanıdığımız kişilerden daha güçlü çıkabilirler. Onun için de ön yargılı olmamak gerekir.






* Bez alırsan Musul’dan, kız alırsan asilden:  Musul’un bezi kullanışlı ve kalitelidir. Varlıklı, soylu bir kimsenin kızı da görgülüdür,  beceriklidir. Yani alınacak eşyanın niteliğine alınacak kızın da soyluluğuna bakılmalıdır mesajı verilmiştir.

 

* Bir dönümün verdiğini, bir bey veremez:   Bir dönüm toprağın verdiği geliri, yanında çalıştığı bey veremez.  Onun için de herkes işinin beyi olmalı, herkes kendi işinin efendisi olmalıdır. Az da olsa kendimiz kazanabilmeli ve özgürlüğümüzü yaşayabilmeliyiz.

*Bir elin şamatası olmaz:   Bir elin nesi var iki elin sesi var atasözü ile aynı anlama gelir. Yani tek başımıza yapamayacağımız  bir iş birlikte olunca daha iyi sonuçlar veriri.

 

*  Bir mıh bir nal, bir nal bir at, bir at bir er, bir er bir vatan kurtarır:  Bir işin sonuçlanmasında, başarıya ulaşmasında en küçüğünden en büyüğüne  her şeyin rolü iyi bilinmeli ve inkar edilmemelidir. Yani toplumsal başarılarda  görünmeyen kahramanları da  görmeli, başarı onlar ile birlikte paylaşılmalıdır.

 

* Bir sürçen atın başı kesilmez:  Bir kez seken at öldürülmez. Bir kez hata yapan kişi de hemen yargılamamalı, cezalandırmamalıdır. Ona bir şans daha verilmelidir.

 

*Boşboğazı ateşe atmışlar, “odun yaş “diye bağırmış:  Boşboğaz kimselerin dili hiç durmadığı için her şeye konuşurlar. Kendilerine verilen en ağır cezalarda bile dillerini tutamazlar. İşte bunun için de boşboğazlık etmemeli ve kendimizi insanlardan soğutmamalıyız.

Sağlık İle İlgili Atasözleri ve Deyimler

 Sağlık İle  İlgili Atasözleri ve Deyimler


Hayatta en değerli hazinemiz sağlığımızdır. İnsanın sağlığı yerinde olmadığı zaman dünyadaki hiçbir şey onu mutlu etmez. Sağlıklı yerinde olan insan mutlu olur. Sağlığımızı korumak için de yeterli ve dengeli beslenmeliyiz, spor yapmalıyız .

 

Sağlık ile ilgili atasözleri şunlardır:


“Mide hastalığın evi, perhiz tedavinin başıdır.”


*Hastalık sağlık bizim (insan) için.”


*”Can boğazdan gelir.”


“Ecel geldi cihana, baş ağrısı bahane.” 


“Hastalık sağlık bizim (insan) için”


“Hastalık kantarla girer miskalle çıkar.”


 “Sağlam kafa , sağlam vücutta bulunur.”


 “Sağ baş, yastık istemez.”


“Hasta yatan ölmez eceli yeten ölür.”


“Ayağını sıcak tut, başını serin; gönlünü ferah tut, düşünme derin. “


“Ağacı kurt, insanı dert yer.” 

 

*”Dağ adamı, hasta eder sağ adamı!”


“Gençlikten kocalığa sağlık saklamalı.”


“Güneş girmeyen eve doktor girer. “ 


“Hasta olmayan sağlığın değerini (kadrini) bilemez.”


“Her şeyin başı sağlıktır.  Hekimsiz, hâkimsiz yerde oturma.”


“Sağlık varlıktan yeğdir.”

 


Sağlık İle İlgili Deyimler şunlardır:

-Sağlık olsun

- Ağzınıza sağlık

-Ayağına sağlık

- Diline sağlık

-Eline sağlık

- Can sağlığı

- Turp gibi

- Baş sağlığı, dünya varlığı vb gibi deyimler bulunur.

 

Öfke İle İlgili Atasözleri, Deyimler ve Anlamları

 Öfke İle İlgili Atasözleri, Deyimler ve Anlamları

 

Öfke insanı yiyip bitiren alev topu gibi bir anda parlayan gittiği zaman elimizde kalp kırmadan ve kırgınlıktan başka hiçbir şey kalmayan duygudur. İnsan öfkeli olduğu zaman ne dediğinin, ne yaptığının farkında olmaz. Öfkeli anlarımızda sabırlı olmaya dikkat etmeliyiz. Elbette öfke insani bir duygudur ama bunu şiddete başvurma yolunda eyleme döktüğümüz zaman sonu kötü ve pişmanlıkla biter. İnsan öfkeli olduğu anda ya ortamı terk etmeli, ya da sakin kalıp karşı tarafa vereceği cevabı düşünerek rahatsızlığını  en güzel şekilde ifade etmelidir. İşte bunlar yapıldığı zaman daha kontrollü bir  öfke gerçeklemiş olur ve sonradan pişmanlıklar da yaşamamış oluruz.





Öfke ile ilgili atasözleri şunlardır:


*Yavaş tükürüğün sakala zararı vardır:     İnsan gerektiği zaman tepkisini gösterebilmeli, öfkelenebilmelidir. Her şeyi iyi karşıladığımız zaman, gerektiği yerde gereken tepkiyi göstermediğimiz zaman bunun zararını kendimiz görürüz.


* Öfke ile kalkan zararla oturur: Öfkesi ile hareket eden kişi sonunda yine kendine eder. Zarar kişinin pişmanlıkları, utancı ve yüz kızarıklığı ile sonuçlanır. Bunun için öfkeli anlarda düzeltilemeyecek kırgınlar yaşatılmamaya dikkat edilmelidir.


*  Öfke baldan tatlıdır: Her insanda öfke duygusu vardır. Öfkeye kapılmamak elde değildir, öfkelenen kişi öfkesini açığa çıkardıktan sonra , söylemek isteyeceklerini söyledikten sonra rahatlar.


*Yavaş (yumuşak huylu) atın çiftesi (tekmesi) pek (yavuz) olur:  Sabırlı ve  yumuşak insanları öfkelendirmemek gerekir. Böyle insanlar durur durur ve en sonunda patlar. Bunun için kimsenin öfkesini ölçmeye kakışmamalı, kimsenin sinirleri ile de oynamamalıyız.


* Öfke gelir , göz kararır, öfke gider yüz kızarır: Öfke bireylerde bilinçsiz, zararlı davranışlara neden olur. Sonradan bilinç yerine gelince  yapılan davranıştan ötürü utanç duyulur, yüz kızarır ve pişmanlıklar başlar. İşte bunların olmaması için öfkemize gem vurmalıyız ve öfkeli anlarımızda pişmanlıklar duyacağımız şeyler söylememeli ve yapmamalıyız.


* Öfkeli dilencinin heybesi boş kalır:  Kaba bir dille konuştuğun zaman kimse sana itibar etmez. Kibar olduğun zaman, sakin olduğun zaman daha çok sevilirsin . Dilenci de kaba davrandığı zaman kimse ona yardım etmek istemez ve heybesi boş kalır.


Öfke İle İlgili Deyimler ve Anlamları ise şunlardır:


*Öfkesini çıkarmak:  Suçu, günahı olmayan kişiye kızmak ve siniri ondan çıkarmak.


*Öfkeden deliye dönmek: Fazla sinirlenmek, sinirden deliye dönmek.


*Öfke yüzünü göstermek:  Çok sinirlendiğini belli etmek


* öfkesi başına çıkmak: çok sinirlenmek


*Öfkesini kusmak:  Kızgın ve öfkeli anlarda ağza gelinmeyecek hakaretlerde bulunmak, öfkesini kusarak kişinin kendisini rahatlaması demek.


*Öfkesini yenmek:  Bilinçli davranmak, öfkesine yenik düşmemek, iradeli davranmak.


* öfkeye kapılmak: Öfkelenmek, sinirli olmak


*keli kızmak:  Öfkelenmek


* kafası kızmak: Öfkelenmek.


* kızıp durmak: Öfkelenmeye devam etmek.


*Gözü kızmak: Gözü hiçbir şeyi görmeyecek şekilde öfkelenmek.


* siniri oynamak: Öfkelenmek, sinirlenmek.


* Sinirleri altüst olmak:  Sinirleri bozulmak.


* Sinirleri boşanmak: Kendini tutamayarak gülmek ya da ağlamak.


* Sinirleri ayakta olmak: Çok öfkelenmiş olmak.


* Sinirleri gergin olmak: Hemen sinirlenecek durumda olmak

 

Doğruluk ve Dürüstlük İle İlgili Atasözleri, Deyimler ve Anlamları

  Doğruluk ve Dürüstlük İle İlgili Atasözleri, Deyimler ve Anlamları


Dürüstlük, doğruluk, insanoğluna yakışan en değerli hazinedir. Dürüst insan özü sözü bir olan, kalbi ve beyni yalandan arındırılmış olan kimsedir. Dürüst insanlar onurlu kimselerdir. Üç beş kuruş fazla kazanacağım diye  çıkarları doğrultusunda hareket etmeyen, karakterlerinden ödün vermeyen, yalana asla başvurmayan kimselerdir. Doğru ve dürüst olan kimseler hayatları boyunca kimseye minnet eylemeyen, rızkı sadece Allah’tan isteyen insan gibi insanlardır.


Atalarımızın  doğruluk ve dürüstlük ile ilgili söylemiş olduğu sözler ve anlamları ise şunlardır:


* Doğru söz yemin istemez:  Söylenilen sözü doğruluğunda bir şüphe yoksa  söyleyen kişinin dürüst ve doğru olduğuna o kişi yemin etmeden de inanılır ve o kişiye güvenilir.  Yalan söyleyenler genelde yemine başvururlar, doğruyu söyleyen insanlar yemine ihtiyaç duymazlar.


* Doğru, Mevla’ sından başka kimseden korkmaz:  Gerçeklerden ayrılmayan, doğrudan yana olan kimseler  hiçbir şeyden korkmazlar.


*  Doğru söz acıdır.(acı gelir):  Kişinin doğru yolda olup olmadığını bilmesi ya da onun doğru yolda olup olmadığının ona söylenmesi kişiye acı gelir ve kişi hatalarını, yanlışlarını duymak istemez.


* Doğru sarsılır ama yıkılmaz:  Doğruluktan yana olan, gerçeklerden ayrılmayan kimseler bazen çevresi tarafından tepki ile karşılansa da yine ayakta dimdik durmaya devam eder ve sarsılmazlar. Doğrulukları anlaşılınca da böyle kimseler  yüceltilir. Çünkü onlar doğruluğa sevdalanmış kimseler olduğu için yaptığı işlerin doğru olduğu eninde sonunda anlaşılır.


* Doğruluk minarede kalmış,  onun da içi eğri: Herkesin doğru sandığı minarenin bile içi eğridir aslında. Yani her insanın bir noksan tarafı vardır bunu unutmamak gerekir.


* Doğru söyleyenin tepesi delik olur:   Doğru söyleyen insanlar doğruları sıkça dile getirdiği zaman, başkalarının eksikliklerini dile getirdiği zaman  çevresindeki insanlar azalmaya başlar. Toplum içinde düşman kazanılmış olur ve bu durum da zaman zaman dürüst olan insanların başına iş açabilir.


* Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar: Doğru söyleyen kimseler yaşadığı yerde her türlü kirli çamaşırları ortaya döktüğü zaman böyle insanlar o yöre tarafından sevilmez ve dışlanır. Yani doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar ve dürüst insanlar sevilmez.




* Adalet ile zulüm bir yerde barınmaz:   Adalet ve zulüm kavramları birbirinin zıttı olan kelimelerdir. Adaletin, doğruluğun, dürüstlüğün olduğu yerde zulüm olmaz. Zulmün olduğu yerde de adalet, doğruluk ve dürüstlükten eser kalmaz.


* Hak deyince akan sular durulur: Bir sorun çıktığı zaman  doğruluk, dürüstlük, tarafsızlık, hakkaniyet yolundan hareket edilirse kimsenin söyleyecek bir sözü, eleştirisi  olmaz. Yani kimse hakkımı arayım derdinde olmaz. Zaten hak eden kişiye hakkı verilmiştir. Hakkaniyetsiz kişinin de dürüstlüğe karşı bir itirazı olamaz.


* Doğrunun yardımcısı Allah’tır: Doğru söyleyen kimsenin tek yardımcısı Allah’tır. Çünkü Yüce Allah her zaman doğru olanların, dürüst olanların yanında olur.


* Doğru söyleyenin bir ayağı üzengide olsa gerek: Doğru sözlü olan kişi, bulunduğu yerden ayrılmaya hazır olmalıdır Çünkü doğru  söz söyleyenler, dürüstlükten yana olanlar sevilmeyen, istenmeyen kişi olacak, orada barınamayacaktır.


 *Doğru söz katarından belli olur: Bir sözün, bir eylemin  doğru olup olmadığı gelişinden, tutarlı olup olmamasından anlaşılır.


*Eski  düşman  dost olmaz, olsa da dürüst olmaz: İnsanlar arasındaki bazı düşmanlıklar  önemli sebeplere dayanabilir. Eskiden beri sürüp gelmiş olan bu düşmanlığı, dostluğa dönüştürmek hemen hemen olanaksızdır. Dışarıdan bakıldığında dost gibi görünen davranışlar  özünde düşmanca unsurlar taşıdığı için yine de tehlikelidir. Yani eski düşmanlara hemen inanmamalıyız  ve temkinli olmaya her zaman devam etmeliyiz.

 

Doğruluk ve dürüstlük ile ilgili deyimler:


Doğru doğru dosdoğru: En doğrusu anlamına gelir.


Alnı açık, yüzü ak:  Utanılacak bir durumu olmayan dürüst kimseler için kullanılır.


Doğru dürüst: Kusursuz, kimseye yanlışı olmayan kişiler için kullanılan deyimdir.


Doğruluk dost kapısı: Doğru ve dürüst olan kimseleri herkes dost olarak görür ve böyle kimselere de güven tam olur.


 Doğru bildiği yoldan ayrılmamak: Dürüst insanlar, doğruluktan yana olanlar bu yoldan asla şaşmazlar.


Ayrıca doğru çıkmak, doğru bulmak, eğri gemi doğru sefer,  doğru oturmak gibi çok sayıda deyimlerimiz vardır.

Fazla Bilinmeyen Deyim Ve Anlamları

 Fazla Bilinmeyen Deyim Ve Anlamları



 Lamı cimi yok: Başka yolu yok demek anlamına gelir.


 Papara yemek:  İyice azarlanmak


 Dört yanı deniz kesilmek: Tüm yardım umutlarını yitirmek


 Dümene bakma:  Çıkarını düşünmek


 Suvar gibi: Çok sağır anlamına gelir.


Düğün bizim, oyna kızım: Kendi işimizdir  en çok biz emek etmeliyiz. Başında torbası eksik: Kaba saba kimseler için kullanılan deyimdir.


Arapsaçına dönmek: İşlerin karmakarışık bir hal alması


Arkası alınmak: Bitirilmek







Arkası yufka: Arkasındaki kimseler, güvendiği  kimseler  güçlü değil.


Aşk etmek: Hızla vurmak


Bal alacak çiçeği bilmek: Menfaat sağlayacağı yeri bilmek


 Baston yutmuş gibi: Dik yürümek


 Balon uçurmak: Yalan haber yaymak anlamına gelir.


Baş aşağı gitmek: Sürekli  kötüleşmek


 Canı pek: Acılara dayanaklı kimseler için kullanılan bir deyimdir.


 Canlı cenaze: Çok zayıf kimseler için söylenilir.


Cemaziyelevvelini bilmek:  Birinin geçmişteki  kötü durumunu bilmek


Ciğer canlı: Çocuklarına çok düşkün kimseler için kullanılan bir deyimdir.


Çakaralmaz: Görünüşüne rağmen  işe yaramayan kimseler için kullanılan bir deyimdir.


Çapar çiçek çıkardı: İş zaten kötüydü daha da  kötü bir hal aldı.


 Çehre züğürdü: Çirkin yüzlü


Çatal yürekli: Hiçbir şeyden korkmayan.


Çok harman yeri dişlemiş: Deneyimli.


Dandini bebek: Bebek gibi avutulan kişiler için kullanılan bir deyimdir.


Deliğe girmek: Tutuklanmak


 Dışı hoca, içi baca: Kendini temiz gibi göstermesine rağmen kibirli olan kimseler için kullanılır.


Dip doruk: Baştan aşağıya


Eline, eteğine doğru: Namuslu olmak


 Gönül çekmek: Sevda içinde olmak.