Victor Hugo Sözleri

 Victor Hugo Sözleri




Çok güçlü bir kalemi olan Victor Hugo yazdığı eserler ile bizlere çok güzel mesajlar vermiştir. İnsan olmanın önemini, insanların dış görünüşü ile dalga geçmenin ne kadar yanlış olduğunu ve insana dair ne varsa olanları yazmış, çizmiş büyük bir yazardır.

Victor Hugo sözleri şunlardır:

“Dünyada en çok istediğim ve bana yaşamı gerçekten sevdiren iki şey var; aşk ve özgürlük. Aşk uğruna gerekirse, yaşamımdan vazgeçerim. Özgürlük uğruna ise aşkımı da feda ederim.”

“Öyle alçak bir kapıdır ki açlık, geçilmesi zorunlu oldu mu, insan ne denli büyükse, o kadar çok eğilir.”

“Bazen alabileceğin en büyük intikam; affetmektir. Ve bazen karşıdakine verilebilecek en güzel cevap; gülüp geçmektir.”

“Yalan zeka işidir, dürüstlük ise cesaret. Eğer zekan yetmiyorsa yalan söylemeye, cesaretini kullanıp dürüst olmayı dene.”

“ Çalışmak, uçup gidebilecek bir alışkanlıktır; bırakması kolay, yeniden başlaması zor bir alışkanlıktır.”

“ Toplumda iyilik ve kötülük bireylerle ortaya çıkar. Toplumu eleştirmek değil, eksikliklerini gidermek için çabalamak gerekir.”

“Belki de yalancı arkadaşlarına bir teşekkür borçlusun, Sana gerçek dostlarının kıymetini hatırlattıkları için.”

“Düşünme zihnin işi, hayal ise zevkidir. Düşünme yerine hayal etmek, zehiri besinden ayırt edememektir.”

“Hayatta kimseye güvenmeyeceksin demek saçmalıktır inan. Ama kime 'iki defa güveneceğini' hesaplamalı insan.”

“Öldürmek için silah, hançer mi olmalı? Saçlar bağ, gözler silah; gülüş, kurşun olamaz mı?”

“Kadınlar, kendilerine yapılan birçok şeyi affedebilir; ama affettikleri şeyleri hiçbir zaman unutmaz.”

“Ağlamak için gözden yaş mı akmalı, dudaklar gülerken insan ağlayamaz mı?”

“Kadınlar güçsüzdür ama annelerin bileğini bükemezsiniz.”

“Bir bakışın kudreti bin lisanda yoktur Bir bakış bazen şifa bazen zehirli oktur. Bir bakış bir aşığa neler neler anlatır Bir bakış bir aşığı saatlerce ağlatır. Bir bakış bir aşığı aşkından emin eder .Sevişenler daima gözlerle yemin eder.”

“Hayat, felaket, yalnızlık, yüzüstü bırakılmışlık, yoksulluk kendine göre kahramanları olan savaş alanlarıdır.”

“"Sadece seni seviyorum" diyen bir erkek, "sadece mağazaları gezeceğim bir şey almayacağım" diyen bir kadın kadar yalan söylemiştir.”

“Yarınlar Hep Güzel Olacak Denir. Oysa Bugünler, Dünün Yarınları Değil midir ?”

“Aşk karşındakini bulunmaz Hint kumaşı sanmanla sersemin teki olduğunu anlaman arasında geçen zamandır.”

 

“Kendi Işığına Güvenen Başkasının Parlamasından Rahatsızlık Duymaz.” Sözü İle İlgili Kompozisyon

 

“Kendi Işığına Güvenen Başkasının Parlamasından Rahatsızlık Duymaz.” Sözü İle İlgili Kompozisyon

 


Kişi kendi çalışıp hayallerinin peşinde koşarsa ve o hayallerin gerçekleşmesi için elinden gelen her türlü azim ve sebatı gösterirse o kişi eninde sonunda mutlu olur. Başarılı olan bu kişi başkalarının başarısını, mutluluğunu kıskanmaz. Çünkü kendisi de başarılı olmuştur ve başkalarının başarısını kıskanmaya ihtiyaç bile duymaz çünkü kıskanmaya bile vakti olmaz böyle kimselerin. Kimi insanlar da vardır ki başkalarına ait olan her şeyi kıskanırlar.

 Bir kişi bir işi başardığı zaman o kişiye karşı kıskançlık gösterirler ve bunu jest ve mimikleri ile de dışarıya yansıtırlar. Böyle insanlar da hayalleri olmayan, hayallerinin peşinde koşmak için en ufak bir çaba dahi harcamayan tembel ve sorumsuz kişilerdir. Kendine güveni olmayan kendine güveni olmadığı için de içini kötü duygularla dolduran bu insanların yanında fazla durmamak gerekir. Çünkü bu kimseler kötümser davranışları ile sizin enerjinizi düşürmeye çalışır ve yaptığınız her şeyde kusur bulmaya çalışır. Onun için böyle kimselere her şeyimizi de söylememeliyiz. Kendimize güvenmeli, kendi yolumuzu çizmeli ve çalışmak için, iyi bir yerlere gelmek için hayat yolculuğunda önümüze çıkan engelleri aşmaya devam etmeliyiz. 

Çalışmaktan da asla vazgeçmemeliyiz. Başla insanların başarılarında da mutlu olmalıyız, onları tebrik etmeliyiz ve bunu gönülden istemeliyiz. O zaman hem daha iyi bir insan olmuş oluruz  hem de başarılı insanları iyi yönde motive ederek onların daha da başarılı olmasına bir nebze de olsa katkı sağlamış oluruz.

“Anlayışlı Olan Anlar, Bilgili Olan Bilir; Bilen ve Anlayan Her Vakit Dileğine Kavuşur.” Sözünden Ne Anlıyorsunuz?

 “Anlayışlı Olan Anlar, Bilgili Olan Bilir; Bilen ve  Anlayan Her Vakit Dileğine Kavuşur.” Sözünden Ne Anlıyorsunuz?




Anlayışlı olan kişi olaylar karşısında vurdumduymaz olmaz ve ince düşüncesi ile insanları kırmamaya çalışır, her doğruyu her yerde söylemez. Yani patavatsızlık yapmaz, insanların zor zamanlarında onların halinden anlar ve ince bir ruha sahiptir. Bilgili olan kişi ise çok okuyarak, gezerek, merakını gidermek için devamlı araştırmalar yaparak bilgili kalmaya devam eder. 

Bir insan hem anlayışlı hem de bilgiliyse o insan her vakit dileğine kavuşur ve amaçlarına kavuştuğu için kendini mutlu eder, çevresindeki insanlara faydalı olur. Yani hem bilmek hem anlamak gerekir. Anlamak ve bilmek için anlayışlı olmak ve öğrenmek gerekir. Bunları yaptığımı zaman günü gelince hayallerimizin gerçekleşmesini sağlarız, hedeflerimiz gerçekleşmiş olur. Kendini bilen insan başka insanlara karşı üstünüm havaları içine girmez. Alçakgönüllü olur. Çoğu bilim insanına baktığımızda bu kişilerin hem anlayışlı hem de bilgili kişiler olduğunu okuyoruz kitaplardan. 

Bilen ve anlayan insan mütevazi bir kimse olur zaman içinde. Devamlı bilgi peşinde, öğrenme peşinde koştuğu için boş işlere ayıracak zamanı olmaz böyle kimselerin. Nitelikli insanlardır bu kişiler. Kendileri için, insanlık için büyük fayda sağlayan kimselerdir onlar. Böyle oldukları için de her vakit istediklerine kavuşurlar ve sabrın ve azmin zaferi olur o gün.

İletişimde Empati Kurmak Neden Önemlidir?

 İletişimde Empati Kurmak Neden Önemlidir?




Bir insanın yaşadığı duyguları anlamanın en iyi yolu kendini onun yerine koymak ve onun yaşadıklarını yaşıyormuşçasına hissedebilmektir. İletişimde kurmada empati  kurmak sorun yaşayan kişiye onu anladığımız mesajını ilettiğimiz için çok önemlidir. Sorun yaşayan kişi onu anlayan birini bulduğu için kendi yalnız hissetmez ve bana değer veren biri var, beni düşünen biri var diye düşünür ve mutlu olur. İnsan olmanın gerektirdiği bir şeydir aslında empati kurmak. 

Empati kurmayı öğrenmek gerekir. Kimi insanlar bunun nasıl olduğunu bilmeyebilir ve kendini onun yerine koymak da nedir diyebilir. İşte burada da empati kavramının tanımını o kişi ya da kişilere anlatmalı ve onların da zihinlerinde farklılık yaratabilmeliyiz. Böyle yaptığımız zaman daha bilinçli ve empati kuran insanlar artacak ve iletişim de daha sağlıklı kurulacaktır. Empati sayesinde kişiler arasında sevgi ve saygı artar. Duyguyu hissetme sayesinde zorluk yaşayan insanlara daha duyarlı oluruz ve gücümüz yettiği kadar yardım edebiliriz. 

Oturup sorunlar üzerine konuşur ve nasıl ne yapmamız gerektiğini düşünerek, konuşarak o kişiyi rahatlatır ve onun sıkıntılarını hafifte olsa azaltabiliriz. Yapabileceğimiz uygulamada bir şey varsa bunu yapar ve insani yönümüzü de ortaya koymuş oluruz. Böylece hem hoşgörü artmış olur, hem ön yargı kalkmış olur hem de sevgi bağları günden güne artar ve karşılıklı saygı da artmış olur. Karşılıklı sevgi ve saygıyı artırmak için, yalnızlık duygusunun giderilmesi için, arkadaşlık bağının, dostluk bağının artması için iletişimde empati son derece önemli bir meseledir. Onun için hayatımızdan empati kurmayı asla eksik etmeyelim.

Toprak İle İlgili Özdeyişler

 Toprak İle İlgili Özdeyişler




Kültürümüzde toprağa çok farklı anlamlar yüklenir. Vatan toprakları, vatan sevgisi için topak önemsenir. Toprak insanoğluna her türlü mahsulü verdiği için değerlidir. İnsan topraktan gelip geri toprağa gideceği için bizler için önemlidir. Toprak ile ilgili daha farklı anlamlar da vardır.

Toprak ile ilgili sözler:

“İnsanın oturduğu toprakların altında ölüleri yoksa, o adam o toprağın insanı değildir.”  Gabriel Garcia Marquez

“Toprağa merhamet hayırdır, inan, lütfetsen gül verir, zulmetsen diken.” Nizami
“İstediğin kadar büyük ol, geldiğin yer toprak, gideceğin yer gene toprak.” Orhan Kemal
“Vatan ve toprak sevgisi anne baba sevgisi kadar doğaldır.”  Gabriel Harvey

“Ayağımıza bir parça çamur bulaşması, günün birinde toprak olacağımızı hatırlatır.” José Mauro De Vasconcelos

“Kimlik kaybolunca devletin elden çıkması yakındır; bir toprak, ancak kültür sayesinde vatana dönüşür.” Solon

“Toprak, devletin temelidir, hiç kimseye verilmez.” Mete Han

“Cennetin toprağı, beyaz undan yapılmış topraktır.”  Hz.Muhammed (s.a.v.)

“Yeşillikler toprağın çirkinliklerini kapattığı gibi, tatlı Toprak İle İlgili Sözler söz de insanların kusurlarını örter.” Sokrates.

“Hor bakma sen toprağa, toprakta neler yatur, Kani bunca Evliya, yüz bin Peygamber yatur.” Yunus Emre

“Her toprak, her şeyi taşıyamaz.” Afrika Özdeyişi
“İlkbaharda usul usul yürü; toprak ana hamiledir.” Kızılderili Atasözü

“Tohum toprak içinde gizlenince, onun gizlenmesi, bahçenin yeşillenmesi ile neticelenir.”  Mevlana

“Baharların tesiriyle taş yeşerir mi? Toprak ol ki renk renk çiçekler bitiresin.” Hz. Mevlana

“Tohum ek, vermezse toprak utansın.”  Necip Fazıl Kısakürek
“Hepimizin bir annesi vardır; toprak.”  Victor Hugo

“Her toprak, her şeyi taşıyamaz. Afrika Özdeyişi

“ Kan ile sulanan toprak ürün vermez. “ Victor Hugo

“Ölmek için doğmuştur ya insan; o yüzden her yağmur sonrası toprak kokusunu sever.” Tolstoy

“Bir insan toprak sahibiyse, toprakta o insanın sahibidir.”  Emerson






 

“Misafir On Kısmetle Gelir; Birini Yer, Dokuzunu Bırakır.” Atasözünü Açıklayınız.

 “Misafir On Kısmetle Gelir; Birini Yer, Dokuzunu Bırakır.” Atasözünü Açıklayınız.




Türk kültüründe misafire, misafirperverliğe çok önem verilir. Eve gelen misafir Tanrı misafiri olarak kabul edilir ve gelen misafirin kısmeti ile geleceği de söylenir. Eve gelen misafir aynı zamanda bereket getirir inancı da yaygındır. Bizim kültürümüzde insanlar beraber yemeyi, içmeyi seven, mutlu ve dertli günlerinde bir araya gelip sohbeti koyulaştıran bir millettir. O sohbetten ne konular çıkar, ne muhabbetler olur da bunların tadına doyamazsınız. İşte böylece insanlar arasındaki bu güzel iletişim sürer gider.

 Misafir on kısmeti ile gelir; birini yer, dokuzunu bırakır atasözü ile anlatılmak istenen; gelen misafirin beraberinde kısmetini getirdiği onun için de misafire hor gözle bakılmaması gerektiği ifade edilmek istenmiştir. Eve gelen misafiri hoş karşılamalıyız. Elimizden geldiği kadar ona hürmet göstermeliyiz. Onu en iyi şekilde ağırlamalı, bir sorunu olup olmadığını sorunu varsa ona nasıl yardım edebileceğimizi de söylemeliyiz. Günümüzde misafirlik ne yazık ki azalmakta ve herkes kendi derdine düşmektedir. Bu da misafirperverlik, misafirlik gibi kavramların zaman içinde unutulmasına neden olacağı için bizler bu geleneği unutmamalı, çocuklarımıza da unutturmamalıyız. Eve gelen insanlara surat asmamalıyız.

Misafir plansız geldiyse o gün evimizde ne varsa onu misafire ikram etmeliyiz. Misafir planlı geldiyse önceden güzel bir hazırlık yapmalı, gelecek olan kişinin  sevdiği yemekler yapılmalı, içecekler hazırlanmalı ve güzel bir ortam oluşturularak sevgi bağları daha da güçlendirilmelidir. Misafirliğin önemi ise ilgili şu sözü de istersek aklımızda bulundurmaya çalışalım:

“Bir dost, misafir gelince öyle davranmalı ki hizmet ederken üzerine hiçbir ağırlık çökmemeli, gittiğinde de ferahlık gelmemeli.” Ebu Hafs

“Ayakkabılarım Olmadığı İçin Üzülürdüm Ta Ki Sokakta Ayakları Olmayan Adamı Görünceye Dek.” Sözü İle İlgili Kompozisyon

 “Ayakkabılarım Olmadığı İçin Üzülürdüm Ta Ki Sokakta Ayakları Olmayan Adamı Görünceye Dek.” Sözü İle İlgili Kompozisyon




Hayatın karmaşası içinde yolumuza devam ederken çoğu şeyden şikayet ederiz. Saçım güzel olmadı, istediğim çantayı ya da topu alamadım. En iyisi, en güzeli benim olsun ve başkaları hep bana baksın. Dikkat çekici olayım, marka giyineyim gibi gereksiz ve saçma uğraşlar ile beynimizi yer dururuz. Sakin kalıp düşündüğümüz zaman ise bunların ne kadar da gereksiz olduğunun farkına varırız. Dışarı çıktığında gözleri görmeyen, kulakları duymayan, ayağı olmayan olmayan insanları gördüğümüz zaman bitmek bilmeyen doyumsuzluğumuzun ne kadar da yanlış olduğunun farkına varırız. 

İnsan için bu dünyada en değerli şey sağlık olmalıdır. Her gün sabah güneşi ile kalkabiliyorsam, nefes alabiliyorsam, kalemi tutup defterime yazabiliyorsam, yürüyebiliyorsam, konuşabiliyorsam, yapabiliyorsam, edebiliyorsam…vb . İşte tüm bunlar için şükretmek gerekir. Ayakkabılarım olmadığı için üzülürdüm ta ki ayakları olmayan adamı görünceye dek der Honore  de Balzac. Ayakkabı bir eşyadır bugün bulamazsın gün gelir bulursun ama kaybedilen ya da doğuştan ayağı olmayan bir insana bunu verebilir misin? O insanın hangi duygular içinde acı çektiğini anlayabilir misin? kendini onun yerine koyup onun duygularını anlayabilir misin? Düşünmesi bile insana acı verirken bunu yaşayanlar var. 

Onun için insan sağlıklı ise, kimseye muhtaç değilse şükretmelidir. Önemli olan meta değil önemli sağlık ve içimizdeki maneviyattır. Bazen en temel gereksinimlerimiz dediğimiz ayakkabı, çanta, ya da kıyafet ayağımız kadar, gözümüz kadar kıymetli değildir. Bunun bilincinde bir insan olabilirsek işte o zaman vara yoğa üzülmeyiz ve daha mutlu olmaya çalışır ve daha iyi bir insan olmak için kendimizi geliştiririz.

 

“Cömertlik Sadece Verdiklerinizle Değil, Harektelerinizle de Ölçülür.” Sözü İle İlgili Kompozisyon

 “Cömertlik Sadece Verdiklerinizle Değil, Hareketlerinizle de Ölçülür.” Sözü İle İlgili Kompozisyon




İnsanların en vicdanlısı, en merhametlisi  cömert insanlardır. Bir insan bolluk içinde yaşayıp diğer insan fakirlik içinde yaşamaya devam ederken ve bu yoksul insanın yiyecek temel gıdaları yoksa burada insanlık adına bir sorun var demektir. İnsana yakışan bir örnek yoktur bu olayda. Onun için cömertlik her ne kadar gönülden gelen bir şey olsa da aileler daha küçük yaşlardan itibaren evlatlarına cömert olmayı öğretmeliler ve o yetişen çocuklar geleceğin cömert ve vicdanlı insanları olmalıdır. Zor durumda olanlara yardım etmek ve onların gereksinimlerini elinden geldiği kadar karşılayan kimseler cömert insanlardır.

 Cömertlik sadece birilerine edilen yardımlar ile ölçülemez .  O yardımı yaparken takınılan tavır da çok önemlidir. Bir insana yardım ederken bunu  sağa sola gösteriş olarak yapıyorsak ya da o insanı aşağılıyor gibi yardım yaparsak burada cömertlikten söz edilemez. Burada kibir ve kişinin kendi içindeki aşağılık duygusu vardır. Bundan dolayı cömertlik yaparken asil bir şekilde yapmalıyız. Mesela sağ elin verdiğini sol duymamalıdır duysa bile bu çok sessiz bir şekilde yapılmalıdır. Yardımı alan kişi incinmeden, kendini kötü hissetmeden o yardımı alabilmeli ve kendini  karşıdaki kişiye karşı bir borç içinde hissetmemelidir. 

Yani cömertlik de insanca olmalı, insani duygulara yakışır halde yapılmalıdır. İşte o zaman cömertlik değerli olur ve kimse kendini kötü hissetmemiş olur. Allah katında cömert insanlar için cennete çok güzel yerler ayrılmıştır. Onlar bu dünyada sadece kendi nefislerini düşünmedikleri için öbür dünyada onlara da büyük mükafatlar vardır. İnsan olarak elimizden geldiği kadar, gücümüzün yettiği oranda cömert bir insan olmalıyız ve yaptığımız iyilikleri yüze vurmadan yapmalıyız ki insan olduğumuz duygusunu gerçek anlamda yaşayalım.

“Ağaç Kökünden Yıkılır.” Sözü İle İlgili Kompozisyon

 “Ağaç Kökünden Yıkılır.”  Sözü İle İlgili Kompozisyon




Temelde bir bozukluk varsa ufak tefek ayrıntıların  değiştirilmesi o temelin yapısını iyi bir hale getirmez. Yani önce temeli sağlam atmak gerekir. Temel sağlam olduğu zaman o temeli hiçbir güç yıkamaz. Ağaç kökünden yıkılır atasözü ile anlatılmak istenen de budur. Ağaç kökünden yıkıldığı zaman  artık ağaç diye bir şey ortada kalmayacaktır. O ağacın ne dalını, ne yaprağını, ne de meyvesini bir daha asla göremeyeceğiz demektir. Çünkü ağacı kökten yok etmişiz, yıkmışız ve onun toprak ana ile olan bağlantısını koparmışız.

 İşte toplumlar da böyledir. Bir toplumda geçmişten beri gelen adaletsizlik varsa, riyakarlık, yalan varsa, o toplumun insanları çıkarları için her türlü yolu meşru görüyorsa o toplum temelden bozuktur ve yıkılmaya, yok olmaya mecburdur. Çünkü o toplumun temel ahlaki değerleri en başından oluşmamış, insani değerlere önem verilmemiş, her zaman güçlü ve zalim olanın yanında durulmuştur. Güçlü olanın en büyük ayıbında hiç kimsenin gıkı çıkmamış, güçsüz olanın en ufak ayıbında ise  güçsüz olana en ağır hakaretler edilmiş, onun duyguları , düşünceleri yok sayılmıştır. Temel böyle bozuk olduğu zaman da böyle toplumlar uzun süreli yaşayamamış ve dağılmıştır. Onun için bir şeyin temelden güzel, sağlam olması gerekir. Bu durum bir aile için de geçerlidir. Aile içinde anne ve baba birbirine karşı saygısız ve ağızlarında her türlü küfür varsa, her türlü ahlaksızlık o aile içinde hüküm sürüyorsa  ve çocuklarda böyle anne babayı örnek alıyorsa o aile temelden çürüktür ve en kısa zamanda dağılmaya mahkum kalacak ve toplum için de kötü bir örnek oluşturacaktır. 

İşte tüm bunlardan dolayı her şey temelden iyi olmalıdır. Temelden adalet olmalı, insan hakları olmalı, güzel ahlak olmalı, insana insan olduğu için değer verilmeli, insana kuruşuna göre değil duruşuna göre önem verilmelidir. Böyle olduğu zaman o temel sarsılmaz ve kimsenin de bu temeli sarsmaya yok etmeye hiçbir zaman gücü yetmez. Yeter ki temeli  çürük tahta üzerine inşa etmeyelim.

Mektup Yazımında Dikkat Edilmesi Gereken Unsurlar

 Mektup Yazımında Dikkat Edilmesi Gereken Unsurlar





Bir duygu veya düşüncenin  birilerine iletilmesi amacı ile yazılan özel yazılara “mektup” denilir.

Mektup türünün ilk örneğini Fuzuli vermiştir. Fuzuli’nin “Şikayetname” adlı eseri mektup türünün ilk örneği olarak kabul edilir.

Mektup yazımında dikkat edilmesi gereken noktalar şunlardır:

Yazacağımız mektup kağıdı temiz ve çizgisiz olmalıdır.

Mektup kağıdının sağ ve üst tarafına mektubu göndereceğimiz yer ve mektubu gönderdiğimiz tarih yazılmalıdır.

·         Mektuplar mürekkepli kalem ile yazılmalı veya bilgisayarda yazılmalıdır.

·         Mektubu kime yazıyorsak o kişiye uygun bir seslenişle başlamalı ve seslenişten sonra virgül işareti konulmalıdır.

·         Mektup yazarken kağıdı fazla kirletmemeliyiz ve mektubu kurallarına uygun bir şekilde yazmalıyız.

·         Mektup yazarken  kelimelerin kısaltmaları kullanılmamalı, yanlışı anlama gelebilecek sözcüklere yer verilmemelidir.

·         Mektubu yazdıktan sonra mektubun sağ alt köşesine imzamızı atmalıyız.

·         Mektubu yazarken selam ve saygı ifade eden  sözler mektubun sonuç bölümüne yazılmalıdır ve sevgi ve saygı ile yazdığımız yazılarda abartıya kaçılmamalıdır.

·         Mektup yazarken anlatmak istediğimiz konu kesin ve açık bir dil ile  ifade edilmeli, cümleler mümkün olduğu kadar kısa ve öz olmalıdır.

·         Not: Mektup türleri de vardır ve bunlar şunlardır:

·         Özel mektuplar, iş mektupları, edebi mektuplar ve resmi mektuplardır.

·         Mektup türünün önemli temsilcilerinden bazıları ise şunlardır: Cahit Sıtkı Tarancı’nın Ziya’ya Mektuplar, Ziya Gökalp’in Malta Mektupları, Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın  Mutallaka gibi mektuplarını  örnek olarak verebiliriz.