Bencillik İle İlgili Özlü Sözler

 Bencillik İle İlgili Özlü Sözler


Bencillik insanların doğasında olan bir şeydir ama bunun ortada olanı normaldir. Aşırı bencillik kişiye karşı nefret duygusu uyandırır ve kimse bencil olana sevgi duymaz. Aşırı bencillik de eğitimle, empati kurarak düzeltilebilir. Yeter ki insan bencil olmaya karar versin ve içinde vicdanı olsun. Vicdanlı olmayan insanlar bencil olmaktan mutlu olan ahmak kimselerdir. Bu kimselerden olmamak için paylaşmayı öğrenmeliyiz, kendimizi düşündüğümüz kadar bir başkasını da düşünürsek işte o zaman insan oluruz.


Bencillik sözleri şunlardır:

“Bencilliğin gözünde bir perde vardır.”  Mahatma Gandhi

Bir insana, kendi iyiliğine çalıştığı için değil, komşusunun iyiliğine çalışmadığı için bencil deriz. R. Whately

Bencil adam, can sıkıntısından kurtulamaz. Goethe

Bencillik, insanın istediği gibi yaşaması değil, başkalarına da kendisi gibi yaşamayı önermesidir.  Oscar Wilde

 

En iyiler bile bencil düşüncelerden uzak değillerdir.  Victor Hugo

Bencillik, dostluğun zehridir. -  H. Balzac

Bencillik bir doğa vergisidir, bencil olmamak ise bir değerdir.  Joseph Mayer

Bencil olmayan, başkalarının bencilliğinden şikayetçi olmaz.   La Rochefoucauld

Bencil, her yerde yalnızdır.  G. Sand

İnsanları dinleyin ve onlara kendilerinden bahsetme fırsatı verin.  P. Corneille

 

Biz insana yolu gösterdik. İster şükreden olsun, ister nankör (İnsan 76/3)

İnsanların size karşı olmaları diye bir şey yoktur. Onlar kendilerinden yanadırlar, hepsi o kadar.  Gene Fowler

Yalnız kendini düşünen adam, yumurtasını pişirmek için komşusunun evini yakar.  Bacon

Bencil insan, tek başına kalmış meyvesiz bir ağaç gibi kurur gider.   Turgenyev

Yalnız kendi için yaşayan ve sadece kendini korumaya çalışan insan, mükemmel bir hayata erişmiş sayılmaz.  Auerbach

 

 

 

 

Kurtuluş Savaşı Hakkında Hikaye Edici Bir Metin Yazınız.

 Kurtuluş Savaşı Hakkında Hikaye Edici Bir Metin Yazınız.

Sabah gün doğar doğmaz cepheye koşmuştu. Akşam düşmanın yurda geldiği haberi köy halkına ulaşmış ve köy halkı ne yapacağını şaşırır bir vaziyette sabaha kadar uyumamıştı. Uyumazdı elbette Anadolu insanı. Vatan demek namus demek, onur demek, haya demek, iman demekti. Durur muydu hiç köy halkı ve Fadime Ananın oğlu Adem. Adem henüz on yedisini yeni bitirmişti. Bıyıkları yeni terlemiş, boyu uzamaya başlamış, genç bir delikanlıydı ama içi vatan sevdası ile doluydu. Güney Cephesine saldıran Fransızlar ve Ermeniler birlik olup devletimizi, büyük Osmanlı Devletini yok etmek, parçalamak için iş birliği içine girmişlerdir.

 Bu acımasız düşmanlar  çocuk çoluk demeden ateş açıyor, masum köy halkının evini, sahip olduğu eşyaları yerle bir ediyordu. Düşmanın acıması olmaz evlat dedi Fadime ana  Adem’in diğer odada olduğunu zannederek ama Adem çoktan gitmişti cepheye. Ağabeylerine yardım edecekti. Fransızlara ve Ermenilere bırakılmayacaktı bu vatan toprakları. Fadime Ana torunun evde olmadığını görünce telaşlandı ve sonradan aklına geldi. Adem akşamdan demişti ana ben sabah olunca cepheye koşacağım diye. Milleti Sadık-a denilen Ermeniler bile sadık kalmamıştı Osmanlı Devleti’ne.  Düşman devletlerin kışkırtması ile Ermeniler de ayaklanmış ve Fransızlar ile birlikte olmuştu. Bunu, bu ihaneti kabul etmiyordu Adem. Adem cepheye koşar adımlarla gitmişti, gittiğinde oradaki ağabeylerini gördü ve onlara evden getirdiği sıcak çöreklerden ikram etti. 

Bende bu uğurda öleceğim gerekirse lütfen beni cepheden göndermeyin diye yalvardı Cevat komutana. Komutan da onun bu kararlılığı karşısında hayır diyemedi. Cephede çatışmalar başladı ve Adem de düşman cephesine saldırdı. Başını kaldırıp karşı tarafa top atacağı sırada başından vurularak yere yığıldı. Oracıkta şehit düştü bu vatan evladı, bu güzel yürekli asker. Adem de  şehit oğlu şehit olmuştu artık. Çünkü babası da şehit olmuştu başka bir cephede.

 Adem’in şehit haberi köye ulaştı ve Fadime Ana ağladı ama dik durdu. Çünkü düşman karşısında eğilmemişti torunu da tıpkı oğlu gibi şehit olmuştu. Evlat acısı, hele hele torun acısı çok üzdü onu ama vatan sağ olsun da yeterdi gayri. Alırdı onun intikamını  bu kahraman Türk ordusu elbette.

10 Tane Özdeyiş ve Anlamlarını Kısaca Açıklayınız.

 10 Tane Özdeyiş ve Anlamlarını Kısaca Açıklayınız.


* “Affetmek ve unutmak, iyi insanların intikamıdır.” (SCHİLLER): İyi insanlar içinde kötülük barındırmadığı için, sinsilik olmadığı için kendisine yapılan kötülükleri çabuk affederler ve unuturlar. Çünkü böyle insanlar kin tutmazlar. İyi insanlar asil kimseler oldukları için, kötülükle beslenmedikleri için, kötülükten zevk almadıkları için onların ruhu hep temiz kalır ve hoşgörülü kimseler olur.

* “Aklın ve ilmin üç büyük düşmanı vardır: Kötülük, bilgisizlik ve tembellik.” HAECKEL: Aklın ve ilmin düşmanı bilgisizliktir. Bilgisiz olan kişi cahil olur ve değişime kapalı olur. Değişmek için en ufak bir çaba harcamaz cahilliği ile yaşamaya devam eder. Kötü olan insan ise yaptığı kötülük yüzünden kimse tarafından sevilmez ve attığı sinsilik okları kötü insanın kendine geri döner. Tembellik ise insanoğluna yakışmayan bir şeydir. Tembel insanlar ne kendilerine nede içinde yaşadığı topluma faydası olan, içi boş kimseler olur ve hazır yiyiciler olarak asalak bir şekilde hayatlarına devam ederler. Oysa insan iyi olduğu zaman, bilgili olduğu zaman, çalışkan olduğu zaman hayata katılır, mutlu olur ve insana yakışan şeyleri de yapmış olur.

 

* “Arkadaşını yalnızken ikaz et, başkalarının yanında öv.” PUBLIUS CYRUS: En çok yaptığımız hatalardan birini de sevdiğimiz insanların hatasını başkalarının yanında söylemektir. Özellikle e arkadaşlarımıza bunu yaparız ve sanki diğer kimselere hava atmış oluruz. Millete ahkam keseriz. İyi bir insan arkadaşını, değer verdiği dostunu başkalarının yanında uyarmaz. Onu bir köşeye çeker ve yanlışını baş başa kaldıklarında söyler. Bu yapıldığı zaman gerçek arkadaşlık olur zaten diğer türlüsü şovdan ibarettir.


* “Akıllı olmak da bir şey değil, mühim olan o aklı yerinde kullanmaktır.” DESCARTES: İnsanın akıllı olması güzeldir ama insan aklını kullanmadığı zaman, kendine ve başkalarına faydalı olmadığı zaman o aklın hiçbir anlamı olmaz. Çünkü kullanılmayan aklı bir süre sonra çürümeye başlar ve aşırı konfor sahibi olmak da kişinin aklının gerilemesine neden olur. Önemli olan aklımızı kullanmak ve faydalı olan, insanlığa katkı sağlayan işlerin peşinde koşmaktır aklı iyi kullanmak.

* “Ana ailenin güneşidir.” Bir ailede o olmazsa orada büyüyen çocuklar gölgede kalmış meyveler gibi olgunlaşmazlar. PESTALOZZI:  Anne bir ailenin her şeyidir. Evi çekip toparlayan, çocuklarına sevgi gösteren, saygı gösteren, onları sıcacık sevgisi ile besleyen ve tüm içtenliğini onlara verebilen anneler ailenin güneşi gibi olurlar. Ailede anne olmadığı zaman o aile karanlık bir ülke gibi olur ve içi boş bir ruhsuz ortam ortaya çıkar. Oysa anneler bir ailenin en temel direğidir. Anne olmadığı zaman orada yetişen masum çocuklar da olgunlaşamazlar, kendilerini iyi yetiştiremezler ve hep bir yanları ömür boyu eksik kalır. Onun için anne her şeydir. Anne candır.


* "Alışkanlıklar bırakılmazlarsa, zamanla ihtiyaç haline gelirler." ST. AGUSTİNE: Alışkanlıkların olumlu olmasına dikkat etmeliyiz. Öğrendiğimiz kötü bir alışkanlık bırakılmadığı takdirde zamanla gereksinim haline dönüşür ve ondan vazgeçemeyiz. Onun için iyi alışkanlıklar edinmeliyiz.

* "Allah, dolu ellere değil, temiz ellere bakar." P.SYRUS: Önemli olan çok zengin olmak değildir. Önemli olan bir işi alnının teri ile yapmak, evine helal ekmek götürmek, çocuklarına örnek bir birey olmaktır. Çünkü Allah bir elin doluluğuna değil o elin temiz olup olmadığına hırsızlık yapıp yapmadığına, yalan söyleyip söylemediğine vb bakar. Yani bir insanın dürüst olmasına bakar.

* "Başarı, cesaretin çocuğudur." BENJAMİN DİSRAELİ: Başarılı olmak için bazı riskleri de göze almak yani cesur olmak gerekir. Ya kaybedersem mantığı ile hiçbir işe giremezsek o zaman zaten başarısız bir hayat sürmeye devam ederiz. Başarılı olmak için cesur olmak gerekir ve çok çalışmak gerekir. Bunlar yapıldığı zaman başarı da kendiliğinden ortaya çıkacaktır.


 

* "Başkalarının hürriyetlerini tanımayanlar, hürriyete layık değildir." ABRAHAM LINCOLN: Başkalarının özgürlüğüne saygı duymayanlar özgürlüğü hak etmezler. Kendimiz özgürsek başkalarının özgürlüğü içinde mücadele etmeliyiz ve herkesin özgürce bir yaşam sürmesine katkı sağlamalıyız.

 

*" Bir insanın tek başına mutlu olması, utanılacak bir şeydir." ALBERT CAMUS: Bu sözde bencilliğe dikkat çekilmiştir. Tek başına yaşamaktan mutlu olan insanlar başkaları ile bir şeylerini paylaşmaktan mahrum olan, bencilliği içinde mutlu olmaya devam eden kimselerdir. Bir insan tek başına mutluysa ve bencilliğini seviyorsa bundan utanmalıdır:

 

 

 

 

 

 

 

 

Savaştayken Anneye Mektup

 Savaştayken Anneye Mektup


Beni zor koşullarda büyütüp bugünlere getirmiş olan, benim asker olmam için bana yıllarını feda eden ellerinden öpülesi güzel kadın, canım annem!


Biliyorsun ki şu anda kahraman ordumuz ile birlikte savaş halindeyiz. Ordumuz Allah’ın izni ile bu savaştan da muzaffer çıkacak. Sen benim için ve diğer Mehmetçikler için endişeleniyorsundur. Geceleri uyku girmiyordur gözüne canım anam. Nasıl bizim için dua ettiğini, bizim hayırlısı ile vatana sağlıcakla dönmemizi istediğini çok iyi biliyorum kıymetlim. Elbette hepimiz ülkemizi iç ve dış terör örgütlerinden kurtarmak istiyoruz ama biliyorsun ki biz yola canımızı vermeye baştan razı olduğumuz için çıktık. Biz bu davaya hayatımızı feda ederiz, vatan yolunda şehit olmaktan, gazi olmaktan asla vazgeçmeyiz ve düşman karşısında yılmadan, yenilmeden onlarla çarpışmaya kanımızın son zerresine kadar devam ederiz.

Değerli annem! Sen gönlünü ferah tut. Bizler komutanlarımızın sözünden çıkmıyoruz ve gece gündüz demeden vatan için nöbet tutuyoruz, size olan hasretimiz de artıyor ama vatan sevgisi her şeyin üzerinde olduğu için o özlem geçiyor zamanla. Çünkü önce vatan diyoruz. Hani demiş Mustafa Kemal Atatürk: “Söz konusu vatansa gerisi teferruattır.” diye. İşte biz de vatan için çarpışmaya devam ediyoruz.  Sakın üzülme, sakın korkma. 

Vatan için şehit olacaksak bu yola seve seve gideriz. Sen de oğlunla gurur duyarsın şehit anasıyım diye. Bu yolda her şey ile karşı karşıya kalabiliriz. Onun için için rahat olsun, sen mutlu olmana bak ve kardeşlerime iyi bak. Senin ellerinden, gözlerinden öperim benim emektar anam. Allah’a emanet ol, kendinize iyi bak.

Anlayış İle İlgili Özlü Sözler

 Anlayış İle İlgili Özlü Sözler


Anlayış karşılıklı olduğu zaman daha iyi olur ama kimi insanlar ne yazık ki anlamaktan yoksun olmadığı halde anlamıyorum ayağına yatarlar. Anlayışlı olmak iyi bir şeydir ama iyi niyet kullanılmadığı sürece bu devam etmelidir. Çünkü fazla anlayış da nankörlük doğurur ve kişiye kendini kötü hissettirir. Karşılıklı anlayış ise iletişimi daha güçlü hale getirir ve daha sağlıklı bir iletişim kurulur.

Anlayış ile ilgili özlü sözler şunlardır:

“Yaşlıların doğaları gereği bilge olmadıkları gibi gençlerin de doğaları gereği bencil olmadıkları da olasıdır. Anlayış ve yüzeysellik, yaşla değil herkesin hak ettiği yolla ilgilidir.” Susanna Tamaro

“Herkesin anlayış derecesi farklıdır. Benim sana anlatacaklarım, ancak senin anlayacağın kadardır.”  Mevlana

“Hoşgörünüzü tutumlu kullanın. Çünkü ona muhtaç olanların sayısı çok fazladır.” Chateaubriand

“Sevgi, anlayış, hoşgörü olmadan gerçek anlamda hiçbir şey öğretilemez ve hiçbir başarı elde edilemez.” Mustafa Özçelik.


“Anlayış ve şefkat zihinsel sorun yaşayan kişiye yardımcı olmakla kalmaz, bizim de kendimizi daha insancıl hissetmemizi sağlar. “ Gary Small

“Ah, düşünce ve anlayış gücüne sahip bu insanları bilmek, tanımak ne kadar da arzu edilen bir şeydi.” D.H. Lawrence.

“Hepimiz zaaflarla, yanılmalarla yoğrulmuşuz; birbirimizin budalalıklarını karşılıklı olarak hoş görelim; doğanın ilk yasası budur.” Voltaire

“İnsan anlamaya çalışacağına baskı kurar, ilişki kuracağına manipüle eder çünkü birisiyle ilişki kurmak büyük bir anlayış gerektirir.” Osho

“Elif okuduk ötürü, Pazar eyledik götürü, Yaratılanı hoş gördük, Yaradan’dan ötürü.” Yunus Emre


“Hoşgörü, karşımızdakileri bizim istediğimiz gibi değil, kendi istedikleri şekilde mutlu edebilmek büyüklüğüdür.” A. Robinson

“Anlayış genelin bilgisidir. Yargı gücü genelin özele tatbikidir. Akıl, genel ile özel arasındaki bağlantıyı anlama gücü veya yetisidir.” Immanuel Kant

“Ben sizden akıllı öğüt değil, beni sanki bütün hayatı boyunca sevmiş birinden kardeşçe anlayış bekliyorum.” Dostoyevski

“Kendine hakim olabilme olgunluk ve anlayış göstergesidir.” Prem P. Bhala.

“Canımızı sıkanları çok kere hoş görürüz, ama canlarını sıktığımız kimseleri bir türlü hoş görmeyiz.” L. Rochefoucauld

 “Ve önemli olan andır. Onu; ibadet, sabır, anlayış, tevazu ve merhamet ile anlamlı hale getirmek mutluluğun ta kendisidir.”  Cahit Zarifoğlu

Çalışkanlık İle İlgili Sözler

 Çalışkanlık İle İlgili Sözler


Çalışkan insan, çalışan insan evde oturup beklemek yerine kısmetinin peşinde koşar ve bunun içinde koşullar ne olursa olsun çalışmaktan asla vazgeçmez. Çalışamyan insan ise aşırı konfor düşkünü olduğu için beyni çürümeye başlar ve çalışmayan insanlar her şeye bahane bularak çalışmaktan kaçarlar. Oysa çalışmak dünyanın en güzel  şeyidir. Çalışkanlık ile ilgili özlü sözler şunlardır:

“Ne kadar çok çalışırsanız o kadar çok talihli olursunuz.”  David Thomas

“Erken kalkan geç yatan kaybettiği mala yeniden kavuşur.” J.G. Herder

“Ayaktaki bir işçi oturmakta olan bir beyinden çok daha iyidir.” Benjamin Franklin

“Pek çok insan diğerlerinin boşa harcadığı zamanı kullanarak öne geçer.” Henry Ford.

“Plansız çalışan bir kimse ülke ülke dolaşıp hazine arayan bir insana benzer.” Descartes


“Sevdiğiniz mesleği seçin. Böylece bir gün bile çalışmak zorunda kalmazsınız.” Konfüçyüs

“Pek çok iyi çalışma birazcık daha yapılmadığı için boşa gitmiştir.” E. M. Harriman

“Çalışmak hayatın en önemli şartıdır. İnsanlık mutluluğu ancak bununla ulaşabilecektir.” Tolstoy

“Sıkı bir çalışmanın yerini hiçbir şey alamaz. Deha yüzde bir ilham ve yüzde doksan dokuz terdir.” Thomas A. Edison


“Bekayı hak tanıyan sa’yi bir vazife bilir. Çalış çalış ki beka sa’y olursa hak edilir.” M. Akif.

“İnsanoğlu için en kutsal ibadet çalışmak doğruluk ve insan sevgisidir.” Hacı Bektaş-i Veli

“Bir hizmette bulundu isem bu çalışmaktan ve sabırla düşünmekten başka bir şey değildir.” Sir İsaac Newton

“Basit bir adamın elinden gelini yapmaya çalışması zeki bir adamın tembelliğinden iyidir.” G. Gracian

“Herhangi bir keder için tek bir deva vardır: Dünyanın bütün ilâçlarından daha iyidir daha itimada şayandır: Çalışmak.” Dale Carnegie


“Çalışanlar kötülük düşünmeye vakit bulamazlar. Çalışmalar ise kendilerini kötülükten kendilerini kurtaramazlar.” H.z Ali

“İnsanlar benim ustalığımı elde etmek için ne kadar sıkı çalıştığımı bilseler onun o kadar hayret edilecek bir şey olmadığını anlarlardı. Michelangelo

“Ekin ekmiş olanlar harman zamanı mahsullerini alırlarken ekmemiş olanlar da tembellik ettiklerini anlayacaklardır.” Sadi.

“Dünya herkese yetecek büyüklükte. Onun için başkasının yerini kapmaktansa çalışarak gerçek yerinizi bulun.” Charlie Chaplin.

“Zevk için olmasa bile ümitsizlik yüzünden de çalışmak gerek. Çünkü açıkça anlaşılmaktadır ki çalışmak eğlenmekten çok daha eğlencelidir.” Charles Baudelaire.


Fırsat İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 Fırsat İle İlgili Atasözleri ve Anlamları


Su akarken testiyi doldurmalı: İnsan elinde imkanları varken, maddi açıdan iyi durumdaysa bu durumu iyi değerlendirmeli ve birikim yapmalıdır. Çünkü her zaman iyi durumda olamayabiliriz. Onun için yakaladığımız fırsatları değerlendirmeliyiz ve su akarken testiyi doldurmalıyız, birikim yapmalıyız ki ileride zorluklar yaşamayalım.


Fırsat her zaman ele geçmez:  Fırsatlar elimize nadiren geçer. Onun için elimize geçen fırsatı hiç beklemeden değerlendirmeliyiz ve kendimiz için yatırım yapmalıyız. Şans , fırsat her zaman bizimle olmayabilir. Bizimle olduğu zaman da elimizi çabuk tutmalı ve aklımızı iyi kullanmalıyız. Başarılı olmak için her zaman uygun ortamı ve koşulları bulamayız. Uygun ortam ve koşulları iyi değerlendirip başarılı olmak için çalışmalıyız.


Kaçan balık büyük olur: Yakalanamayan ve kaçan balık, başkalarına abartılarak anlatılır. Elden kaçırılan fırsat gözde büyütülür. Her şeyi olduğu gibi görmeli ve göstermeliyiz.

Yiğit bin yaşar, fırsat bir düşer:  Fırsatı binde bir kez ele geçiririz, fırsat elimize geçtiği zaman da bunun önemini bilip değerlendirmek gerekir.


Fırsat sakal altından geçer: Fırsatı yakalayabilmek için uygun zamanı yakalamak iyi olur.

Kaybolan (zayi olan) koyunun kuyruğu büyük olur:  Elden kaçırılan fırsat abartılır.

 

Aile İçi Şiddet Konulu Kompozisyon Yazınız.

 Aile İçi Şiddet Konulu Kompozisyon Yazınız.


Yaşamın hemen her alanında karşımıza çıkan şiddet bitmek bir yana her gün daha da artmaya devam etmektedir. Çocuğa şiddet, kadınlara şiddet, yaşlılara şiddet şeklinde ve şiddetin her türlüsü.. İnsan ruh sağlığını, mutluluğunu altüst eden şiddet hoşgörüsüzlüğün, sevgisizliğin, insan olma yetisinin de henüz kazanılmadığının göstergesidir. Şiddet yüzünden yüzlerce, binlerce,  hatta milyonlarca insan yaşamını kaybetmiş, engelli olmuş, travmalar yaşayarak aklını kaybetmiştir. Kapalı kapılar ardında olan aile içi şiddet aile içindeki bireyleri olumsuz etkiler. Babanın anneye şiddeti, annenin babaya, anne ve  ve babanın çocuklara şiddeti toplum yapısında büyük kırılmalara yol açar ve  ruh sağlığı yerinde olmayan bireyler ortaya çıkar.

 Aile içi şiddet günümüzde çoğunlukla erkek tarafından kadına uygulanan şiddet olarak görülmektedir. Erkek tarafından kadına yönelik şiddet; kadının istemediği halde ev işlerine zorlanması, aile ve arkadaşlarıyla görüşmesine izin verilmemesi, okuma ve çalışma hakkının elinden alınması, alaya ve hakarete maruz kalması, aşağılanması , dışlanması, kadınlığı üzerinden küfürler edilmesi vb. çerçevesinde düşünülebilir. Erkekler fiziksel olarak daha güçlü olduğu için kadına her türlü şeyi yapabilirim mantığı içine girip kadını korkutmakta, cezalandırmakta, güç gösterisi yapmaktadır. Kadına olan sevgisizlik, ilgisizlik ve şiddet kadının sosyal hayattan kopmasına neden olmakta ve kadında çeşitli sağlık problemlerinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Kadına uygulanan şiddetin nedenleri şunlardır:  Cinsiyet ayrımcılığı, eğitim eksikliği, eşlerin erken yaşta evlenmeye zorlanması, kötü alışkanlıklar, töreler, gelenekler, maddi sorunlar, karşılıklı sevgi, saygının olmayışı, göçler, toplumda yanlış bilinen fakat uygulanmaya devam eden inançlar vb.

Şiddete uğrayan kadın ne yazık ki çocuklarına karşı sorumluluklarını da yerine getirememekte ve o çocuklarda büyüdüğü zaman ailesine benzeyecek tıpkı babası gibi davranmaya başlayacaklardır. Yani şiddet, şiddeti doğuracak ve kısır döngü devam edecektir. Şiddetin uzun süreli olduğu durumlarda ise güven duygusunda sarsılmalar, çaresizlik ve umutsuzluk hisleri, kontrolün kaybedildiği duygusu, kendini suçlama ve özsaygıda düşüş görülecektir. Şiddete uğrayan kadınların kimi eşlerinden ayrılabilirken kimisi ise ekonomik bağımsızlığını eline almadığı için o şiddete göz yummaya devam etmekte ve ne  yazık ki insanlık dışı işkencelere maruz kalmaktadır. Bazen aileler de kızlarına evlendin artık gelinliğinle gittin kefeninle o gittiğin evden çıkacaksın diyerek kendi kızlarına psikolojik baskı yaparak kızın itiraz etme hakkını, mutlu olmak hakkını daha en başta elinden almış olmaktadır. Böyle olduğu zaman da mutsuz aileler, mutsuz çocuklar, mutsuz anneler ortaya çıkacak ve toplumda büyük sarsılmalar başlayacaktır.

Aile içi şiddetin önlenmesi için şu gibi önlemler alınmalıdır: Aile içi şiddetin önlenmesi için erkeklere yönelik programlar yapılmalı ve neden şiddete başvurdukları, neden şiddete meyilli oldukları araştırılmalıdır ve gerekli önlemler alınmaya başlanmalıdır. Annelerin erkek çocuklarını nasıl yetiştireceğine yönelik seminerler verilmeli ve bilinçli anne ve baba adayları yetiştirilmelidir.

 Kadınların normal ve sağlıklı yaşam hakkına sahip olabilmesi için birey, toplum ve devlet  bu eylemi bir suç olarak görmeli, bu suça teşebbüs edenlerin cezalandırılması ve kadınların güvenlik içinde yaşamaları için kadınlara her türlü destek verilmelidir. Gerekli olduğu takdirde ailedeki her bir bireye psikolojik anlamda destek sağlanmalıdır.

"Hayvana Şiddete Hayır!" Konulu Kompozisyon Hazırlayınız.

 “Hayvana Şiddete Hayır!” Konulu Kompozisyon Hazırlayınız.


İnsanın sinsi planları karşısında ne yapacağını bilemeyen, savunmasına bile izin verilmeyen hayvanlar, masum canlılar ve insandan bile daha vefalı, daha insan olan canlılardır köpekler, kediler ve diğer canlılar. Onlara karşı yapılan zulüm ne yazık ki insanlarda insanlık duygusunun kalmadığının kanıtıdır. İnsan olan, içinde merhamet ve şefkat duygusu olan kimse değil bir canlıya el kaldırma bunu aklından dahi geçirmez. Oysa hayvanlara yapılan zalimliğe birkaç gün önce internette yayınlanan video olarak şahit olduk ve ciğerlerimiz yandı, aklımızı kaybedecek gibi olduk ve neye uğradığımız şaşırdık.

Ülkemizin Mevlana kenti olan ve ne yazık ki böyle bir kente yakışmayan görüntülere şahit olduk. Konya’da belediye işçilerinin köpeklerin başına kürekle vurup onları bayıltması, öldürmesi insanın tüylerini ürpertti. Ülke olarak buna isyan ettik ve baş kaldırdık. Ülkemizin birçok kanalında yayınlanan görüntüler sadece hayvan severleri değil insan olan herkesi üzdü ve herkesi derinden yaraladı. Her ne kadar bunu yapan görevlilere ceza verilecek olsa da olan olmuştur ve acıyı çeken o zavallı hayvan eziyete uğramıştır. Buna dur demenin zamanı geldi. Hayvanlara yapılan her türlü şiddete karşı en ağır yaptırımlar uygulanmalı ve bu konuda asla hoşgörülü olunmamalı, canilere gereken ceza verilmeli ve kendilerini o hayvanların yerine konması sağlanmalıdır. Çünkü bu caniler empati kurmadan yoksun kimselerdir. Köpeğe o eziyeti eden ve kılı bile kıpırdamayan bu kimselerden her türlü şey beklenir ve bu kimseler insanları hayli hayli öldürür.

 Onun için milletçe birlik olalım ve hayvanları koruyalım, onlara zarar vermeyelim, onlar da bu dünyanın bir parçası, doğanın ekolojik dengesinin tamamlayıcıdır. Lütfen hayvana şiddete hayır diyelim ve sesimizi sokaklara dökülerek bu caniliği protesto edelim. Unutmayın ki Allah’ın yarattığı her canlı değerlidir. Efendimiz Hz. Muhammed de bu konu ile ilgili şunu söylemiştir: Hayvana eziyet edene lanet olsun.” diyerek hayvan sevgisini ifade etmiş ve hayvana eziyet edenleri lanetlemiştir. Kedileri torbanın içine koyarak ölüme terk etmek, kuşlara kafeslere kapatarak özgürlüğünden alıkoymak, diğer hayvanlara zehirli su vererek öldürmek  Müslümanım diyen bir kişiye, insanım diyen bir kişiye asla yakışmayacak davranışlardır. Gerçek anlamda insan olan, İslam dinini bilen insan bunları zaten yapmaz ve yapanları da uyarır.

“Kış Mevsiminin İnsan Ruhuna Etkileri” Konulu Kompozisyon Yazınız.

 “Kış Mevsiminin İnsan Ruhuna Etkileri” Konulu Kompozisyon Yazınız.

 

Havaların soğumasının daha da artması ile yağmurlar yerini yavaş yavaş sulu kara bırakmaya başladı. Önce sulu kar yağdı sonra da yere düşünce hemen erimeyen karlar yağmaya başlayarak kış mevsimine merhaba dedik. Kış mevsimi diğer mevsimlerden daha farklı bir mevsimdir. Elbette her mevsimin kendine özgü güzellikleri vardır ama kış mevsiminin ise hem güzellikleri hem de insan yaşamını zorlayıcı koşulları daha fazladır.

Yağan karların havaların soğumaya başlaması ile donarak yollarda kaygan zeminlere dönüşmesi ve bu kaygan zeminlerin de kazalara neden olması, çocukların okula giderken düşmesi, evsiz kimselerin soğukta kalarak zor bir yaşam şartlarının başlaması kış mevsiminin ruhumuza olan olumsuz etkilerindedir. Her ne kadar kış mevsiminin olumsuz etkileri olsa da bunlara karşı önlem alındığı zaman kış mevsimi hayatı kolaylaştıran bir mevsime dönüşebilir. Kış mevsiminde sobası olanlar sobasını kurar ve akşam olunca evlerin bacalarından çıkan dumanlar insanın içini ısıtır ve insanlar bir evi olduğu için içini bir mutluluk sarar ve kişi eski kışlara özlem duyar.

Her ne kadar şimdi çoğu evde doğalgaz yansa da sobalı evlerin ve o evlerin içindeki samimiyeti, sıcaklığın yeri bir başkadır benim için. Sobaya atılan patatesler, soba fırınında yapılan balıklar, kestaneler kış mevsiminin o soğuk etkisini bir nebze de olsa alır. Kışın mahalle kültürü daha da aktif olur. Komşular akşam olunca akşam oturmasına giderler ve birlik, beraberlik ve dayanışma günleri başlar bu zamanlarda. Kim evinde çörek yaparsa o kişi komşusuna da verir ve özellikle de yoksul olan komşulara herkes üzerine düşen sorumlulukları yapar ve o yoksulların da mutlu olması sağlanır. Kar yağdığı zaman çocuklar bağıra çağıra sevinç çığlıkları içinde dışarı koşar ve kardan adam yaparlar, kar topu oynarlar, kızakta kayarlar ve elleri buz kesilene kadar dışarda oynamaya devam ederler. O oyunun çocukların ruhunda oluşturduğu birlik, beraberlik onları daha da mutlu eder.

Karların yağması ve dağların beyaz bir gelinlik giymiş gibi bir görüntüye kavuşması insan ruhunda derin izler bırakır. Kar yağması ile havanın temizlenmesi, mikropların ölmesi salgın hastalıkların yayılmasını da azaltır. Derelerin, nehirlerin, göllerin su ile dolması ve bahar mevsimine hazırlığın başlaması kış sayesinde olur. İşe giden insanlar dışarıdan evlerine geldikleri zaman mutlu olurlar ve mutlu aile sofraları kurulur, havanın ne kadar da soğuk olduğu konuşulur ve evi olan insanlar evi olduğu şükürler eder.

Evi barkı olmayan kimselere de devlet baba el uzatır ve onlar için de gecekondular yapılır ve devlet baba üzerine düşen sorumluluğu yerine getirerek yoksul olan canlara yardım eder. Kış mevsimi bende  kitap okuma alışkanlığımı daha da artırır. Fazla dışarı çıkma imkanım olmadığı için bir kış boyu kitaplarım ile iç içe olurum ve müthiş bir okuma zevki doğar içimde. Kış mevsiminin ruhumuza etkileri bunlardır diyebilirim.