Bunun Adı Findel Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

Bunun Adı  Findel Kitabında Geçen Özlü Sözler


Araştırmada incelenen kitap, beşinci sınıfın en gözü pek, kabına sığmayan öğrencilerinden  Nick'in araştırdığı bir ödevden etkilenerek kalem sözcüğü yerine findel sözcüğünü bulması ve çetin ceviz dil bilgisi öğretmeniyle bu sözcük üzerine aralarında geçen masum oyunu konu edinir.


Bunun Adı Findel Kitabında Geçen Özlü Sözler şunlardır.

“İnsan güneşin doğuşunu izleyebilir, ama o süreci yavaşlatma, durdurma ya da geriye alma olanağına sahip değildir.”

“İyi olan sözcük kazansın.”

“İnsan yeni bir sözcük kaptığında, onu durmadan yineler."


“Berrak düşünce yetisi, anadilimize egemen olmayı gerektirir.”

“Her öğrencinin yazım ve dilbilgisi kurallarını iyi bilmesi, geniş bir sözcük dağarcığına sahip olması şarttır. Berrak düşünce yetisi, anadilimize egemen olmayı gerektirir. “

“Geçerliliğini yitiren o kadar çok şey var ki. Ama bunca yıl sonra bile, sözcükler hala önemini koruyor. Herkesin hala sözcüklere gereksinimi var. Düşünmek, yazmak, düş kurmak, umut ve dualarımızı dillendirmek için sözcükleri kullanıyoruz. İşte ben bunun için seviyorum sözlükleri. “Zamanlama önemliydi, ama işin asıl zor tarafı doğru soruyu sormaktı .”


“Ve senin hayatta yapacağın çok önemli şeyler var. Bundan kesinlikle eminim; birkaç gün zorlandın diye içine kapanmamalısın.”

Kül yutmaz diye anılan bir öğretmenle uğraşmaya kalkışmayacaksın.

“Kurallar değişebilir elbette, ama gerçekten gerekliyse.”

“Yaşa anne, bütün anneler yaşasın !”

“Bütün iyi öykülere kötü bir karakter gerekir öyle değil mi?”


"Dünyadaki bütün dilbilgisi ve edebiyat öğretmenlerinin hepsi de öğrencilere sözlük kullandırmaya bayılırlar."

“Kim diyor köpek ,köpek demektir diye.”

“Zamanlama önemliydi, ama işin asıl zor tarafı doğru soruyu sormaktı.”

Atatürk’ün Türk Dili İçin Söylediği Sözler

 

Atatürk’ün Türk Dili İçin Söylediği Sözler


Dil; bir milletin kimliğidir. Ana diline sahip çıkmak özüne sahip çıkmak, kendi değerini ön planda tutmak demektir. Dil aynı zamanda kültürün de belirleyici unsurlarından biridir. Ana diline sahip çıkmak, onun yabancı dillerin etkisi altında bırakmamak gerekir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk dili ile ilgili söylediği sözler şunlardır:


“Türk milletinin dili Türkçedir. Türk Dili dünyada en güzel, en zengin ve kolay olabilecek bir dildir. Onun için her Türk, dilini çok sevip onu yükseltmek için çalışır. Bir de Türk Dili, Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği sonsuz felaketler içinde ahlakını, göreneklerini, anılarını, çıkarlarını kısacası; bugün kendisini millet yapan her niteliğinin, dili sayesinde korunduğunu görüyor. Türk Dili, Türk ulusunun yüreğidir, beynidir.”

“Amacımız, Türk Dili’nin öz zenginliğini ortaya çıkarmak, onu dünya dilleri arasında, değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmektir.”

“Başka dillerdeki her bir sözcüğe karşılık olarak dilimizde en az bir sözcük bulmak ya da türetmek gerekir. Bu sözcükler kamuoyuna sunulmalı, böylece, yaygınlaşıp yerleşmesi sağlanmalıdır.”

“Türk demek, dil demektir. Millet olmanın en belirgin niteliklerinden biri dildir. “Türk milletindenim.” diyen kişi, her şeyden önce kesinlikle Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir kişi, Türk kültürüne ve milletine bağlılığını öne sürerse buna inanmak doğru olmaz.”

“Türk Dili'nin özleştirilmesi, zenginleştirilmesi ve kamuoyuna bunların benimsetilmesi için bütün yayın araçlarından yararlanmalıyız. Her aydın, hangi konuda olursa olsun, yazarken buna dikkat edebilmeli, konuşma dilimizi ise uyumlu, güzel bir duruma getirmeliyiz.”


“Türk Dili zengin, geniş bir dildir. Bütün kavramları anlatma yeteneği vardır. Yalnız, onun bütün varlıklarını aramak, bulmak, toplamak, onlar üzerinde işlemek gereklidir. Öyle istiyorum ki Türk Dili bilimsel yöntemlerle kurallarını ortaya koysun. Bütün dallarda yazı yazanlar bütün terimleriyle çoğunluğun anlayabileceği, güzel, uyumlu dilimizi kullansınlar.”

“Türk dilinin kendi benliğine, aslındaki güzellik ve zenginliğine kavuşması için bütün devlet teşkilatımızın dikkatli, alakalı olmasını isteriz.”

“Milli duygu ile dil arasındaki bağ çok güçlüdür. Dilin milli ve zengin olması, milli duygunun gelişmesinde başlıca etkendir. Türk Dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil bilinçle işlensin.”

“Bir ulusun dili, bütün bilim kavramlarını oluşturacak şekilde gelişmemişse, o ulusun bilim ve kültür alanında bir varlık göstermesi beklenemez.”

“Türk milleti, geçirdiği nihayetsiz felaketler içinde ahlakının, anneannelerinin, hatıralarının, menfaatlerinin, kısacası bugün kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde muhafaza olduğunu görüyoruz. Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir.”

“Öyle istiyorum ki , Türk dili bilim yöntemleriyle kurallarının ortaya koysun ve her dalda yazı yazanlar bütün terimleriyle çoğunluğun anlayabileceği güzel, ahenkli dilimizi kullansınlar.”

"Türk" demek "dil" demektir. Milliyetin çok belirgin niteliklerinden biri dildir. Türk milletindenim; diyen insan, her şeyden önce ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır.” 

Türk milleti, geçirdiği nihayetsiz felaketler içinde ahlakının, anneannelerinin, hatıralarının, menfaatlerinin, kısacası bugün kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde muhafaza olduğunu görüyoruz. Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir."


“Kesin olarak bilinmelidir ki, Türk milletinin dili ve milli benliği bütün hayatında hakim ve esas kalacaktır.”

“Zengin sözlüğümüzün toplandığı gün, milli varlığımız en kuvvetli bir dal kazanacaktır. Bizim milliyetçiliğimizin esası dil birliğinin korunmasıyla mümkün olacaktır.”

“Zengin sözlüğümüzün toplandığı gün, milli varlığımız en kuvvetli bir dal kazanacaktır. Bizim milliyetçiliğimizin esası dil birliğinin korunmasıyla mümkün olacaktır.”

“Türk demek, dil demektir. Millet olmanın en belirgin niteliklerinden biri dildir. “Türk milletindenim.” diyen kişi, her şeyden önce kesinlikle Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir kişi, Türk kültürüne ve milletine bağlılığını öne sürerse buna inanmak doğru olmaz.”

“Nitekim biz Türklük dâvasını böyle bir müsbet ölçüde ele almış bulunuyoruz. Büyük Türk tarihine, Türk dilinin kaynaklarına, zengin lehçelerine, eski Türk eserlerine önem veriyoruz. Baykal ötesindeki Yakut Türklerinin dil ve kültürlerini bile ihmal etmiyoruz.”

“ Dilin milli ve zengin olması, milli hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.”

“Türk Dili zengin, geniş bir dildir. Bütün kavramları anlatma yeteneği vardır. Yalnız, onun bütün varlıklarını aramak, bulmak, toplamak, onlar üzerinde işlemek gereklidir. Öyle istiyorum ki Türk Dili bilimsel yöntemlerle kurallarını ortaya koysun. Bütün dallarda yazı yazanlar bütün terimleriyle çoğunluğun anlayabileceği, güzel, uyumlu dilimizi kullansınlar.”

“Gaye, bugünkü ve yarınki Türk’ün medeniyetini kucaklayacak en güzel ve en ahenkli Türkçedir.”

“Ülkesini yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti dilini de yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmalıdır.”

En Çok Hürriyet Nerede İse En Çok Eğitim De Oradadır Sözü İle İlgili Konuşma

 

En Çok Hürriyet Nerede İse En Çok Eğitim De Oradadır Sözü İle İlgili Konuşma

 

Bilim ve fen  özgür ortamda gelişme sağlar. Özgürlüğün olmadığı yerde insanlar kendilerini kapana kısılmış gibi hissederler. Çünkü özgürlüğün olmadığı toplumlarda yeni düşüncelere, yeni eserlere izin verilmez. Yeni bir fikir ortaya atan insanlar en ağır cezalara mahkum edilir. Bu da toplum içinde yeni bir şeyler yapmak isteyen diğer kişileri korkutur. Çünkü özgürlük yoktur. Oysa en çok hürriyet nerede ise en çok eğitim de oradadır. Eğitimin kaliteli olması için, geleceğin bilim insanlarının ortaya çıkması için her insanın özgür olmaya önem vermesi gerekir.

 

 

Sevgili Öğretmenim,

Kimse kimsenin düşüncelerine gem vurmamalı, herkes herkesin düşüncelerine saygılı olmalıdır. Toplumlar özgürlüklerinin elinden gitmemesi için her türlü mücadeleyi yapmalıdır. “Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve  çöküş vardır.” der Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Çünkü hürriyet yoksa yeni fikirler  henüz ortaya çıkmadan, filizlenmeden ölmüştür, toplum gerilemeye başlamış ve cahil insan sayısı da artmaya başlamıştır. Böyle bir yer karanlık bir yerdir ve burada ilim, bilim gelişmez. Böylece o toplumları yıkmak çok kolay olur.

 

Oysa hürriyetin olduğu yerde eğitim gelişir, yeni düşünceler hayata geçirilir ve insanlık büyük buluşlara imza atar. Bunun için özgürlüğün kıymeti bilinmelidir. Özgürlüğün elden gitmemesi için akıl ve bilimi kendimize rehber  edinmeliyiz. Özgür bilim varsa özgür düşünceler olacak bu da bilim ve teknolojinin daha çok gelişmesini sağlayacaktır. İnsanlık olumlu yönde ilerlemeye devam edecektir. Anlatacaklarım bunlardı. Dinlediğiniz için teşekkür ederim.

Akbabaya Taş Atan Onmaz Atasözü İle İlgili Konuşma

 

Akbabaya Taş Atan Onmaz Atasözü İle İlgili Konuşma

 

Yaşlı kimselere kötü davranan, yaptıklarının cezasını muhakkak görür. Yaşlı insanlar hayatın son demlerini yaşamakta olan, deneyimleri ile biz gençlere yol gösteren bilge kişilerdir.

 

Sevgili Öğretmenim, değerli sınıf arkadaşlarım,

Yaşlılara kötü davranan bir kimseyi insan olarak görmüyorum. Güzel ahlaklı olan, yüreğinde sevgi ve merhamet duygusu taşıyan kişi kendinden daha güçsüz olan, hele hele bir de kendinden yaşça büyük olan  yaşlı büyüklerimize saygısızlık etmemelidir. Kötü niyetli kimseler yaşlı insanlarımıza  eziyet ediyorsa tüm bu olanları gören bir Allah olduğunu unutmamak gerekir. Çünkü Yüce Allah zalimlik yapanlara karşı sessiz kalmaz ve yaşlı kimselerin ahı kötü kimselerden çok feci bir şekilde çıkabilir. Onun için yaşlı insanlara değil eziyet etmek ses tonumuzu azıcık yükseltmek bile terbiyesizliktir. Çünkü Yüce Allah güzel ahlaklı olanları, büyüklerine saygılı olanları sever ve onların işi rast getirir. Alma mazlumun ahını, çıka aheste aheste  der bir atasözümüz.

 

Masum olan, savunmasız olan yaşlılarımıza eziyet eden muhakkak belasını bulur ve aklı başına geldiğinde de iş işten geçmiş olur. Para için yaşlı annesini, babasını döven ve onların kolunu bacağını kıran, vücudunun çeşitli yerlerinde morluklar oluşmasına neden olan, hırsızlık için girdiği yaşlı insanlara eziyet ede kimseler hem bu dünyada hem de öte dünyada  mutlu olamaz ve kendileri de mutlaka ve mutlaka belasını bulur. Unutmayın ki "Ne yaparsın kendine, edersin kendi kendi kendine." sözünü unutmamak gerekir.


İşte bunun için yaşlı kimselere karşı sevgi beslemeliyiz. Onların gücü yetmediği işlerde onlara yardımcı olmalıyız ve gençliğin gücünü de kullanarak onların rahat etmesini, mutlu olmasını sağlamalıyız. Sevmeliyiz onları, kırmamalıyız kalplerini. Yaşlılar; yaşı ilerledikçe çocuk gibi olmaktadırlar. Anlamalıyız, dinlemeliyiz ve sevgiyle sarılmalıyız  o bilge ve aydın kimselere. Ancak böyle daha iyi bir genç, örnek bir insan ve ahlaklı insan olabiliriz. Anlatacaklarım bu kadardı. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

“Ev Sevgiyle Döşenmiş Bir Yerdir. Evde Sevgi Olmadan Yorgan, Yastık Neye Yarar.” Sözü İle Kompozisyon

 

“Ev Sevgiyle Döşenmiş  Bir  Yerdir. Evde Sevgi Olmadan Yorgan, Yastık Neye Yarar.” Sözü İle Kompozisyon


Bir evi ev yapan şey içindeki eşyaları değildir. İçindeki kaliteli beyaz eşyalar, kaliteli mobilyalar, çatal bıçak takımı evi ev yapmaz. Evin ev olmasını sağlayan en değerli hazine ev içindeki aile bireylerinin birbirine karşı gösterdiği ilgi, hissettirdiği sevgi ve duyduğu saygıdır. Ev sevgiyle döşenmiş bir yerdir, evde sevgi olmadan yorgan, yastık ne işe yarar der Mevlana. Evin içinde sıcak bir aile yuvası olmalıdır, sadakat olmalıdır, koşulsuz sevgi olmalıdır. Orada yetişen çocuklar sevgiyi iliklerine kadar hissetmeli, ileride sevgiyi tanımadığı kişilerde bulmaya çalışmamalıdır. 


Burada anne ve babalara büyük görevler düşer. Onlar örnek insan olursa, kibar insan olursa, ahlaklı insan olursa çocuklar da onlardan olumlu yönde  etkilenir ve aile içinde mutluluk daim olur . Okuldan çıkan çocuk evine bir an önce ulaşmak için can atar. Çünkü o evde samimiyet vardır, doğallık vardır, tebessüm vardır, şefkat vardır. En kaliteli yataklarda da yatsanız, en pahalı yemekleri de yeseniz o evde huzur roksa yediğiniz size zehir gibi gelir. Onun için evde huzuru sağlamak gerekir. Bunun için de insanlar şiddete değil sevgiye yakın olmalıdır. 


Sevgi dili kullanılmalıdır evde. Aile, hayatın yorgunluğunda sığınılan limandır." der. George Bernard Shaw. Bu sığınılan limanı da kendimize zehir etmemeliyiz. Birlik, beraberlik ve dayanışma içinde, dört duvar arasında mutlu çocuklar olmalıyız, mutlu anne ve babalar olmalıyız. Yeter ki ağzımızdan çıkan sözlere dikkat edelim, olur olmaz şeyler için birbirimizi kırmayalım, ön yargıları yıkalım ve bağırarak değil konuşarak iletişim kurmayı deneyelim. Böyle olduğu zaman ev sevgi sıcaklığında olur, evin bireyleri de daha iyi insan olma yolunda ilerler.

Arkadaşlık, Empati, Yardımseverlik, Fedakarlık, Zorbalık Kelimeleri İle İlgili Hikaye

 

Arkadaşlık, Empati,  Yardımseverlik,  Fedakarlık, Zorbalık Kelimeleri İle İlgili Hikaye


Melik sabah okula geldiğinde hiçbir gücü olmayan, sessiz sakin olan ama sınıfın en çalışkan öğrencisi olan Cahit ile uğraşmaya başlamıştı. Onun konuşması ile dalga geçiyor, onun yoksulluğunu yüzüne vuruyor ve sınıf arkadaşları içinde onu rencide ediyordu.  Cahit ise efendiliğini bozmuyor aynı zaman da Melik belalı olduğu için ona bulaşmıyordu ama kendini çok kötü hissediyordu. Anne ve babasını küçük yaşta kaybetmiş olan Cahit halası ile kalıyordu. Melik’in Cahit’e hakaret ettiğini gören Melisa ise Cahit’e bu yaptıklarının yanlış olduğunu söyledi ve ona bağırdı. Senin kimseye zorbalık yapmaya hakkın yok, o bizim arkadaşımız dedi. Cahit çok efendi ve ahlaklı biri bunu ona yapamazsın dedi. Sana da aynı şey yapılsaydı mutlu olur muydun. Empati kursana dedi.

 

Melik bu durumda sessiz kaldı ve sustu.  O sırada öğretmen geldi. Melik yine çok konuşmaya, öğretmenle de dalga geçmeye başladı. Öğretmeni de umursamıyordu.  Öğretmen soru soruyor, soruların cevabını bilmiyordu. Hayatı çok fazla önemsemiyordu Melik.  Oysa öğretmenimiz bizim için her türlü fedakarlığı yapıyor, daha başarılı çocuklar olalım, daha güzel ahlaklı insanlar olalım diye elinden geleni yapıyordu ama değişmeyen yine değişmiyordu. Teneffüs zili çaldığımda Melik’in yanına gittim ve onunla konuşmak istedim. O neden zorba biriydi bunu merak ediyordum. Melik okul çıkışı bir kafede buluşalım mı dedim. O da kabul etti. Daha sonra kafede buluştuk ve Melik’in neden zorba olduğunu öğrendim. Bana baktı Merve ben çok zor günler geçiriyorum dedi ve her şeyi ağlayarak anlattı. Babası eve gidince her gün onu dövüyormuş, eve ekmek parası getirmiyorsun diye ona hakaretler ediyormuş ve onu hiç sevmiyormuş. Onun için Melik de  de güçlü olmak için babası gibi olmaya karara vermiş. Bunları anlattığında kanım donmuştu.

 

 Onun elini tutum ve üzülmemesi gerektiğini, durumu öğretmenimizle konuşmamız gerektiğini söyledim. O da kabul etti. Ertesi günü öğretmenin yanına gittik ve yanımıza Cahit’i, de aldık. Öğretmen üçümüzle de konuştu, dertleşti. Bu arada Melik Cahit’ten özür diledi ve birbirlerine sarıldılar. Öğretmenimiz maddi durumu olmayan iki arkadaşımız için yardımsever insanlardan aldığı parayı arkadaşlarımın annesine verdi ve onların ihtiyaçlarının karşılanmasını sağladı. Babası tarafından zorbalığa uğrayan Melik ise devlet korumasına alındı ve babası bir daha ona asla dokunamadı. melik günden güne daha merhametli biri oldu. Artık kimseye zorbalık yapmıyor ve başarılı ve iyi bir insan olma mücadelesi veriyordu. Cahit ise artık zorbalığa uğramıyordu. Ayrıca kendine olan güveni de gelmişti. Cahit, ben ve Melik çok yakın arkadaş olmuştuk. Bu arada bazı çocuklar neden zorba oluyor bunu büyüklerin araştırması daha iyi olurdu. Aileler çocuklarını sever ve onlara sevgiyi, şefkati öğretirlerse çocuklar da zorba olmazdı.

En Sevdiğiniz Mevsim Hakkında Konuşun

 

En Sevdiğiniz Mevsim Hakkında Konuşun

 

İlkbahar, yaz, sonbahar ve kış mevsimleri ülkemde belirgin olarak yaşanmaktadır. Benim en çok sevdiğim mevsim ise toprak ananın yavaş yavaş uyanmaya başladığı, çiçeklerin açtığı, böceklerin uçtuğu, dağların yeşermeye başladığı ilkbahar mevsimidir. İlkbahar mevsimi benim için yeniliği, hayata yeniden yeni umutlarla bakmayı ifade eder. Umutlu olmayı ve amaçlarımı hayata geçirmem için çalışmaya başlamamam gerektiğini ifade eder. Bunun için ilkbahar mevsimini çok seviyorum.

 

Sevgili Öğretmenim,

Yağmurların yağması ve yağan yağmurun altında ıslanarak özgürlük diyerek gökyüzüne bakmak ve baharın o mis kokusunu içime çekmek beni mest eder. Kışın o soğuk yüzü artık yoktur ve yüreğimizdeki sıkıntılar da karamsarlıklar da ilkbaharın gelmesi ile ortadan kalkar. İlkbahar mevsimi benim için  mutluluktur, heyecandır. Güneş ile yavaş yavaş iç içe olmaya başlamaktır. Annesinden yeni doğan kuzuların meleme seslerinin kulağımda yankılanışıdır. Yaylaların bir başka güzel olması, ormanların bir başka güzel olması demektir. Bunun için ilkbahar mevsimini çok seviyorum.

 

Bereket, bolluk, yeniden doğma, yenilenme gibi kavramları zihnimde çağrıştırmaktadır. Anneler için detaylı bir ev temizliğine başlama, çocuklar için dışarıda doya doya oynama, yaşlılar için dışarı çıkıp güneşlenme ve yürüyüş yapma, gençler için sevdiği kişi ile kırlarda gezme vb gibi güzelliklerin yaşanmasıdır ilkbahar mevsimi. İlkbahar ile anlatacaklarım ve hissettiklerim bunlardı. Dinlediğiniz için teşekkür ederim öğretmenim.

Kararlılık ve Azim İle İlgili Özlü Sözleri Araştırınız.

 

Kararlılık ve Azim İle İlgili Özlü Sözleri Araştırınız.


İnsan başladığı bir işi sonuna kadar götürürse azimli olur. Bunun için hayatımızdan plan ve programı eksik etmemeliyiz. Böyle olduğumuz zaman daha başarılı oluruz. Yeter ki az da olsa her gün çalışalım.

Kararlılık ve azim ile ilgili özlü sözler şunlardır:

“Taşı delen suyun kuvveti değil, damlaların sürekliliğidir.” Latin Atasözü.

“İmkansızla imkan dahilinde olanın arasındaki tek fark, insanın kararlılık derecesidir.”  Thomas C. Lasorda

“Zamana bir kere hakim oldunuz mu, insanların bir yıl içinde yapabileceklerini gözlerinde ne kadar büyüttüğünü, buna karşılık on yıl içinde yapabileceklerini nasıl da azımsadıklarını anlayacaksınız.” Anthony Robbins

“Başarı, hareket halinde olmakla bağlantılıdır. Başarılı insanlar hareket halinde olmaya devam ediyorlar. Hatalar yapıyorlar; ama vazgeçmiyorlar. “Conrad Hilton.


“Pek çok insan gerçekleştirmek üzereyken vazgeçer. Ancak karşılaştığın bir engelin, sonuncusu olmadığını asla bilemezsin.” Chuck Norris.

“Büyük insanların ulaştığı ve koruduğu yükseklik, ani bir sıçrayışla erişilmiş değildir. Onlar, diğerleri uyurken geceleri azimle yukarıya tırmanmaya çalışıyorlardı.” H. W. Longfellow

“Dünyada azmin yerini hiçbir şey tutamaz. Yetenek tutamaz. Yetenekli, ama başarısız birçok insan vardır. Zeka da tutamaz. Farkına varılmayan zeka yalnızca bir klişeden ibarettir. Eğitim de tutmaz. Dünya, eğitim görmüş aptallarla doludur. Azmin ve kararlılığın gücü ise sınırsızdır.”  Calvin Coolidge


“Bir milyon yıl süreyle resim yapsanız bile, başyapıtınız hep bir sonraki resminiz olacaktır. Her defasında resminizde geliştirmek istediğiniz bir şeyler göreceksiniz. Aldığım mektuplardan bazılarında şöyle şeyler yazılıdır: “Bir resim yaptım ama sonuçtan hiç memnun kalmadım…” Bu harika bir şeydir. Çünkü insanda bir sonraki resme başlama arzusu uyandırır. Yolunda gitmeyen şeyin ne olduğunu anlarsınız… Umarım yaşam boyu ara ara böyle duygulara kapılır ve sonuçta giderek en iyiye ulaşmaya çalışır ve kendinizi geliştirirsiniz.” Bob Ross.

“İnsan kararlılığına inanın. Tarih boylu boyunca göstermiştir ki; insan iradesi bilinen tüm silahlardan daha güçlüdür.” Dalai Lama

Taşı Delen Suyun Gücü Değil, Damlaların Sürekliliğidir Sözü İle İlgili Kompozisyon

 

Taşı Delen Suyun Gücü Değil, Damlaların  Sürekliliğidir Sözü İle İlgili Kompozisyon

 

Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir. Bir anda hızla akan su taşı delmez. Yavaş yavaş aktığında taş delinmeye başlar. Bu atasözümüzde de anlatılmak istenen ve verilmek istenen mesaj şudur: Başarılı olmak, hedefine ulaşmak isteyen kişi başaracağına öncelikle kendisi inanmalıdır. Sonraki aşamada kararlılık, azim ve sabırla çalıştığında amaçlarını er geç hedefine ulaştıracaktır.

 

 Yeter ki kişi yılmadan, pes etmeden düzenli bir şekilde çalışmaya devam etsin. İnsan yaşamında her zaman planlı ve programlı olmalıdır. Amaçlarımıza ulaşmak için kısa bir zaman yetmez. Uzun vadeli planlar yapmalıyız ve her gün çalışmalıyız. Amaçlarımıza adım adım gitmeliyiz. Plansız ve programsız çalışırsak verimli sonuçlar almayız. Mesela son bir gün kala Fen Bilgisi sınavımız var diyelim ve birçok da yerden sorumlu olduğumuzu bilelim. Son bir gün kala koca bir kitabı ezberlemek, anlamak zor olacaktır. Çalıştığımız bilgiler sadece yüzeysel kalacaktır.

 

Oysa her gün planlı ve programlı çalışmış olsaydık, çalışacağımız kitaptaki konuları  bölümlere ayırsaydık son gün de sadece tekrar etseydik daha başarılı olurduk. Sadece son gün çalışmak başarı getirmeyecektir. Bunun için planlı olmalı, gayret göstermeli ve amaçlarımız ulaşmak için az da her gün çalışmaya devam etmeliyiz. Yani istikrarlı olmalıyız, sabırlı olmalıyız ve başladığımız işi sonuna kadar götürmek için var gücümüzle çalışmaya devam etmeliyiz.

Özgüvenli Olmak İçin Neler Yapılmalıdır Konulu Konuşma

 

Özgüvenli Olmak İçin Neler Yapılmalıdır Konulu Konuşma

 

Her insan bir yetenekle doğmuştur ve her insanın kendine göre hayalleri, yetenekleri vardır. Yeter ki insanlar kendilerini keşfetsinler ve kendilerine güvensinler. Bir insanın dayanak noktası özgüvendir. İnsan özgüvenli olduğu zaman içindeki mücevheri de ortaya çıkarmaya başlar. Hayatınızın hikayesini yazarken, kalemi başkasının tutmasına izin vermeyin.” der Harley Davidson. İşte bunun için özgüvenli bireyler olmalıyız.

 

Sevgili Öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Özgüvenli olmak için kişi ilk olarak kendine güvenmeli, kendini sevmeli, bir şeyi başarmak için elinden gelen özveriyi göstermelidir. Birey, kendini devamlı eleştiren insanlara karşı kanıtlama ihtiyacı duymamalıdır. Bizi eleştiren insanlar üzerinden kendimizi değerlendirmemeliyiz, kendi gözümüzden kendimiz sevmeyi bilmeli ve kendimize güvenmeliyiz. Bizi seven, bize değer veren, bize katkı sağlayan ve bizi motive eden insanların  sözlerine önem vermeliyiz. Birey kendine küçük hedefler koymalı ve bu hedefleri gerçekleştirmek için hemen yola koyulmalıdır. Bir anda her şeyin hemen başarılmayacağını bilmeli adım adım ilerlemeye devam etmelidir.

 

Kişi kendi ile ilgili  değiştirmek istediği olumsuz bir özelliği varsa bunu hemen değiştirmek için işe başlamalıdır ve bunu zamana bırakmamalıdır. Hazır olmayı beklememeli, harekete geçmeye çalışmalıdır. Çok düşünüp, plan yapılırsa kişinin cesareti kırılabilir ve motivasyonu düşebilir bunun hemen harekete geçilmelidir.  Elinden geleni yaptığın fakat yine de eksik ve kusurlu olduğunu düşündüğün anlarda bunları yakınlarından saklamaya çalışma. Zayıf tarafların senin de bir insan olduğunu gösterir. Çünkü hiç birimiz kusursuz olamayız.

 

Sevgili Öğretmenim,

Kendimizi eksiklerimiz ile kabul etmeli ve bunun için de üzülmemeliyiz. Birey kendini başka insanlarla kıyaslamamalıdır. Kendimizi kıyaslayacağımız biri varsa o kişi yine kendimiz olmalıyız. İnsanların senin her adımını izlediğini, yaptığın hataları aklında tuttuğunu zannetme. Kimse seni sandığın kadar önemsemez ve bu da seni özgür kılar. Kişi tüm bunları yaptığı zaman kendine güvenmeye başlar ve daha özgüvenli bir insan olur. Anlatacaklarım ve araştırdıklarım bunlardı. Dinlediğiniz için teşekkür ederim öğretmenim.