7.Sınıf Konu Anlatımı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
7.Sınıf Konu Anlatımı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Cümleye Hakim Olan Duygular-1

Arzu edilen bir şeyin gerçekleşmesinden duyulan mutluluğu ifade eden cümlelere denir.
Örnekler :
- Yaşasın ! sınavı en yüksek notu alarak kazandım.
- Yaz tatili başladığı için çok mutluyum.
- Bugün hava çok güzel, içim kıpır kıpır.

2. Üzülme Cümlesi :

Olumsuz bir olaya ya da istenilen bir şeyin gerçekleşmemesi karşısında duyulan kederi ifade eden cümlelere denir.

Örnekler :
- Onu o halde görünce adeta yıkılmıştım.
- Yüzüne bakınca yılların onu ne hale getirdiğini gördüm, yüreğim parçalandı.
- Annesini kaybeden arkadaşımın dünyası başına yıkılmıştı.

3. Beğenme Cümlesi :

Bir olaya ya da durum karşısında gerçekleşen ve memnuniyet ifade eden cümlelere denir.

Örnekler :
- Eserlerinde Anadolu insanının tüm yönlerini başarı ile yansıtmış.
- İnsanlara karşı tavrı ve iletişim becerisi çok iyi.
- Üzerine giydiği gömlek çok yakışmıştı.

4. Acıma Cümlesi :

- Bir insan ya da varlığın içinde bulunduğu durum karşısında duyulan acıma hissini anlatan cümlelerdir.

Örnekler :
- Çadırda yaşayan mevsimlik işçilerin hali içimi parçaladı.
- Zavallı çocuk yaşının çok üstünde işlerde çalıştırılıyordu.
- Üstü başı perişan haldeki adamı görünce içim sızladı.

5. Sitem Cümlesi :

Bir kişinin tavırları karşısında duyulan alınganlığı ve kırgınlığı ifade eden cümlelere denir.

Örnekler :
- Gelemeyeceksen bile bir telefon edebilirdin.
- Geziye gitmişler de bize bir haber vermediler.
- Çok yavaş hareket etmeseydin uçağa yetişebilirdik.

6. Pişmanlık Cümlesi :

Yapılan bir davranışın sonucunda istenilmeyen bir durum ortaya çıkması ile duyulan üzüntülü haldir. Çoğunlukla "keşke" ifadesine başvurulur.

Örnekler :
- Keşke bana karşı olan duygularını anlayabilmeydim.
- Böyle karşılanacağımı bilseydim hiç gelmezdim yanına.
- Ödevlerimi bu saate bırakmakla iyi etmedim.

7. Özlem Cümlesi :

Bir kişiye ya da bir varlığa kavuşma isteği, o kişi ya da varlığı görme isteği bildiren cümlelere denir.

Örnekler :
- Çocukken ne güzel oyunlar oynardık.
- Yıllardır göremediğim memleketim burnumda tütüyor.
- Eski bayramları şimdi çok arıyorum.


8. Şaşırma Cümleleri

Hiç beklenmeyen bir olayla ya da kişiyle karşılaşma anında duyulan şaşırma hissini belirten cümlelere denir.

Örnekler :
- Bir anda karşımda onu görmeyeyim mi !
- Üç yıl içinde bu kadar değişmiş mi buralar ?
- Bu kadar iş yalnız başına nasıl yapılabilir ?

9. Uyarı Cümlesi :

Olumsuz bir durumun gerçekleşmemesi adına bir kişiyi bazı davranışları yapmaması konusunda ikaz etmeye denir.

Örnekler :
- Yeni boyandı banklara oturmayın.
- Biraz sessiz olmanız mümkün mü ?
- Soğuk havalarda ince giysilerle dışarı çıkma.

10. Hayıflanma ( Üzülme ) Cümlesi :

Bir işi yapamama karşısında duyulan üzüntüyü ifade eden cümlelerdir. Pişmanlık bildiren cümleler içerisinde de üzüntü anlamı vardır.

Örnekler :
- Boşa geçen yılları düşündükçe kendi kendimi yiyorum.
- Bu şehirde okumayı neden düşünmedim ki?
- Onun halini görünce yıllardır aramadığım için çok üzüldüm.

11. Yakınma (Şikayet ) Cümlesi :

Olumsuz bir durumdan duyulan sızlanma, rahatsızlık, şikayet gibi durumları bildiren cümlelerdir.

Örnekler :
- Sanat eserlerinin değerini kimse algılayamıyor.
- İnsanların bu kadar umursamaz olmasını anlamıyorum.

- O kendi bildiğini yapar, kimseyi dinlemez.


Yazının Devamı İçin Tıklayın...

Anlatıcı Bakış Açıları

ANLATICI BAKIŞ AÇILARI İLE İLGİLİ TEST İÇİN TIKLAYIN...

     Kahraman bakış açısı ve gözlemci bakış açısı olmak üzere iki tür anlatıcı bakış açısı vardır. 
1. Kahraman Bakış Açısı ( 1. Şahsın ağzından anlatım ) :
Kahraman ve olayları anlatan kişi aynıdır. Yani olayları yaşayan ve anlatan aynı kişidir. Kahraman bakış açısında ben kavramı ön plandadır ve genellikle filler 1. Şahısla çekimlenmiştir.

Örnek 1 :
Yıllardır görmediğim çocukluk arkadaşımla bir anda karşılaştık. Aradan uzun yıllar geçmişti ama birbirimize olan samimiyetimizde en ufak bir azalma olmamıştı. Arkadaşıma bunca zamandan beri ne yaptığını sordum. Hayatında güzel gelişmeler olduğunu duyunca çok sevindim. O gün benim için rüya gibi geçmişti. Arkadaşıma bundan böyle görüşmelerimizi fazla uzatmamamız gerektiğini söyledim.

Örnek 2 :
Her sabah erkenden uyanır ve o günkü gazetelerin üç beşini gözden geçirirdim. Daha sonra -özellikle- şehirden uzak yaptırdığım bahçeme çıkar ve insanı başını döndüren onlarca güzel koku arasında dolaşırdı. Bana göre hayatın anlamı buydu. Çok lüks bir evde ya da her çeşit imkanın olduğu yerlerde kendimi hapishanede gibi hissederdim.

Örnek 3 :
Bu soruşturmanın takibi ile görevlendirildiğim gün çok sinirlenmiştim. Şirket olarak başka kimse yok gibi genç bir kadın olarak binlerce km uzaklıktaki bir ülkeye niçin benim gönderildiğimi anlayamıyordum. Bu ruh hali beni haddinden fazla strese sokmuştu. Ancak bir süre sonra sinirlerim yatıştığında aslında bu seyahatin benim için çok önemli bir tecrübe olabileceğine inanmaya başladım.

Örnek 4 :
Sevmek benim için artık çok uzak bir ihtimaldi. Çünkü yaşadığım hayal kırıklığı beni artık kimseyi sevemeyeceğim inancına sürüklemişti. Hayatta bir amacı kalmamış gibi hissetmeye başlamıştım kendimi. Ta ki bir sonbahar günü, karşımda alevden saçları okyanus gibi sonsuz derinliklerde bakan gözleri ile duran o kızı görene kadar.



2. Gözlemci Bakış Açısı  ( Tanrısal Bakış Açısı ) :
Gözlemci bakış açısında adeta olaylar anlatanın gözünün önünde cereyan ediyormuş gibi bir izlenim vardır. Anlatıcı adeta her şeyi görebileceği bir yerden olan biteni izliyor  ve anlatıyor gibidir. Gözlemci bakış açısında yazar kahramanların içinden geçeni bile biliyormuşçasına anlattığı için "Tanrısal Bakış Açısı" da denir. Genellikle 3. Şahısla çekimlenmiş fiiller kullanılır. 3. Şahsın ağzından anlatım da denir.

Örnek 1 :
Ali Rıza Efendi bunca zamandır yaşadığı olayların etkisinden kurtulamıyordu. İnsanlara beslediği sevginin karşılığı olarak hep ihanetle karşılaşmış olması onun yüreğinde amansız yaralar açmıştı. Yine de hala güvenebileceği, inanabileceği insanların var olabileceğini düşünmekten kendini alamıyordu.

Örnek 2 :
Kadın mutfağın halini görünce ne yapacağını şaşırdı. Bütün dolaplar açılmış, içlerinde ne varsa yerlere saçılmıştı. Daha sabah tertemiz yaptığı mutfağı o halde görünce sinirinden küplere bindi. Bu işte küçük bebeğinin parmağı olduğunu anlamıştı. Hemen onu bulup bir güzel azarlayacaktı. Odanın köşesinde kendine masum masum bakıp gülümseyen yüzünü görünce bütün siniri bir anda uçup gitti.

Örnek 3 :
Trenle yolculuk etmeyi çok seviyordu. Geçtiği yerlerin manzaralarını seyrediyor ve her köy, her ilçe, her şehirle ilgili kafasına bir fotoğraf kopyalıyordu. Yolculukları esnasında böyle muhteşem bir ülkede yaşamanın ne demek olduğunu insanların yeteri kadar anlayamadığını düşünürdü. Kendi kendine buraların kıymetini bilmemiz için illa kaybetmeli miyiz ? diye sorardı.

Örnek 4 :
Öğrenciler okulun son günleri olmasını da fırsata çevirerek iyice şımarmaya başlamıştı. Öğretmen öğrencilerini çok sevmesine rağmen son günlerde adeta onları tanıyamaz olmuştu. Niçin bu kadar yaramaz olduklarını sık sık düşünmeye başlamış ve bir çare aramaya koyulmuştu.

En Çok Kullanılan Atasözleri ve Anlamları

En Çok kullanılan Atasözleri ve Anlamları İçin Tıklayın 

- Abanın kıymeti yağmurda bilinir : Değersiz gibi görünen bazı eşyaların kıymeti ihtiyaç olduğu zaman anlaşılır.

- Acı patlıcanı kırağı çalmaz : Tecrübe denilen  hayatın zorluklarını, yaşamış insanları kolay kolay ufak sıkıntılar sarsmaz ve bu sıkıntıları yaşamış insanlara zorluklar zarar veremez.

- Ayranım ekşidir diyen olmaz : Hiç kimse kendine kötü demez. Herkes yaptığı işlerin kendine göre doğru olduğuna inanır.

- Baca eğri de olsa dumanı doğru çıkar : Düzgün karakterli insanlar kötü olaylarla da karşılaşsa yaradılışındaki iyi nitelikleri kaybetmez.

- Bal demekle ağız tatlanmaz : Devamlı "yapacağım, edeceğim" gibi sözler söylemekle bir işi başaramayız. Başarılı olmak için o işin gerçekleşmesi için gerekli adımların atılması gerekir.

- Besle kargayı oysun gözünü : Bir insan kıymet bilmez, nankör karakterde ise ona ne kadar iyilik yapılırsa yapılsın ilk fırsatta kendine iyilik yapana ihanet etmekten çekinmez.

- Büyük lokma ye büyük söz söyleme : İnsanların hatalarından dolayı onları kınamamak gerekir. Çünkü her insanın başına asla olmaz dediği şeyler gelebilir. Bu yüzden hiç kimseyi hatalarından dolayı ayıplamamak gerekir.

- Cahilin dostluğundan alimin düşmanlığı yeğdir : Düşmanın akıllı isse ondan gelebilecek kötülükleri az çok tahmin edebilirsin. Ama cahil bir adamın ne zaman ne yapacağını bilemezsin. Cahil insan dostluk ediyorum derken büyük zararlar da verebilir.

- Cami ne kadar büyük olsa imam bildiğini okur : Bir cemaatte ne kadar farklı fikirde olan olursa olsun karar verme yetkisini elinde bulunduran kişi yine kendi aklına yatanı yapar.

- Can boğazdan gelir : İnsanın fikren, ruhen ve bedenen sağlıklı bir hayat sürebilmesi için vücut sağlığının yerinde olması gerekir. Vücut sağlığının yerinde olması da ancak iyi bir beslenme ile mümkündür.

- Can çıkmayınca huy çıkmaz : İnsanın zaman içerisinde doğru ya da yanlış olsun bazı alışkanlıkları oluşur. İyice yerleşmiş alışkanlıkların değiştirilmesi ise neredeyse imkansızdır. Bu tür alışkanlıklar insan ölünceye kadar devam eder.

- Canı acıyan eşek atı geçer : Bir adam ne kadar güçsüz de olsa başına bir sıkıntı geldiğinde kendinden beklenmeyen bir direnç gösterebilir. Hatta böylesi durumlarda kendinden çok güçlü görünen birisini bile alt edebilir.

- Dağ ne kadar yüce olsa da yol üstünden geçer : Zorluklar ne kadar çözülemez kadar büyük görülse de o zorlukla baş edebilmek için gereken bir  yol mutlaka vardır.

- Damlaya damlaya göl olur : Miktar olarak dikkate alınmayacak kadar da olsa yapılan birikimler bir araya gelince büyük kazançlar sağlayabilir.

- El elin eşeğini türkü çağırarak arar : Başkasının başına gelen bir kötülük bizi ne kadar üzerse üzsün, sıkıntıyı yaşayan insanın yaşadığı üzüntüyü tam manası ile anlamamız mümkün değildir.

- Elin ağzı torba değil ki büzesin : Bilip bilmeden, anlayıp dinlemeden bizim hakkımızda herkes aklına geleni söyleyebilir. İnsanların konuşmasını engellememiz mümkün değildir. Bu yüzden herkesin her söylediğini dikkate almamak gerekir.

- Eşeğe altın semer vursalar eşek yine eşektir : Bir insanın karakteri bozuk olduktan sonra onu kılık kıyafet olarak ne kadar kusursuz hale getirseniz de bir faydası yoktur. Esas olan kişinin karakteridir.

- Gönül ferman dinlemez : Aşk, sevgi gibi kavramlar mantıkla açıklanamaz. Bu sebeple bir insanı sevdiğinden vazgeçirmek zorlamayla, emretmeyle olacak bir iş değildir.

- Gönül kimi severse güzel odur : Güzellik kişiden kişiye değişir. Bir insan gönlünü birine kaptırdı ise onun için dünyanın en güzel insanı odur.

- Görünen köy kılavuz istemez. Bazı şeyler vardır ki doğruluğu ya da yanlışlığı gün gibi ortadadır. Bu tür şeylerin ispatlanmaya ihtiyacı  yoktur.

- Gülme komşuna gelir başına : Başkalarını kınadığımız ya da ayıpladığımız bir şey her an bizim de başımıza gelebilir. Bu yüzden kimseyi ayıplamamak gerekir.

- Gülü seven dikenine katlanır : Birini seviyorsak eğer onunla ilgili birtakım sıkıntılara katlanabilmemiz gerekir. Kusursuz, sıkıntısız bir sevgili olmaz.



- Gün doğmadan neler doğar : Hayatta hiçbir zaman umudu yitirmemek gerekir. Hiç beklemediğimiz bir anda kaybetmiş gibi gözükürken yeniden kazanabiliriz.

- Gönülsüz yenen aş yarın ağrıtır ya baş : Bir işi yapmak konusunda isteksizsek mutlaka o işle ilgilenirken bir sıkıntı ile karşılaşırız.

- Hamama giren terler : Niyetlendiğimiz bir işe girdikten sonra o işin maddi külfeti çok olsa bile katlanmamız gerekir.

- Hatasız kul olmaz : Her insanın mutlaka kusurları vardır. İnsanları bu kusurları ile kabul edebilmek gerekir.

- Her işte bir hayır vardır : Bize kötü gibi görünen olayların sonunda bir  de bakarız ki istediğimiz olsaymış başımıza kötü şeyler gelecekmiş. Bu yüzden kötü gibi görünen gelişmelerin sonunda lehimize sonuçlar çıkabilir.

- İki cambaz bir ipte oynamaz : Bir işte iki usta kişinin bir arada olması zordur. Çünkü ikisi de kendince en iyi olduğunu düşünür ve diğerinin emri altına girmeyi istemez.

- İki karpuz bir koltuğa sığmaz : Aynı anda birden fazla iş yapmaya çalışan, maymun iştahlı insanlar iki iş yapayım derken iki işi de tam olarak yapamaz.

- İnsan yedisinde ne ise yetmişinde de odur : Kişilik küçük yaşlarda kazanılır ve ömür boyu da değişmesi çok zordur. Bu sebeple bir insan küçük yaşlarda nasıl olursa ömrünün sonuna da kadar da öyle devam eder.

- İşleyen demir pas tutmaz : Sürekli çalışan bir şeyler üretmek isteyen hayatı boyunca zinde olur ve bir kenara atılmaz.

- İyilik yap denize at balık bilmezse Halik bilir : Hiçbir iyilik boşa gitmez. İyilik yapılan anlamasa bile Allah katında mükafatı vardır.

- Kaçan balık büyük olur : Bir fırsat kaçtığında onu gözümüzde öyle büyütürüz ki olduğunun çok üstünde zannederiz.

- Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez : Eğer sonucunda büyük kazanç elde edeceğimize inandığımız bir iş olursa ufak harcamalardan kaçınmayız.

- Kendi düşen ağlamaz : Kişi bir işin sonucunu bile bile kendi iradesi ile yapar ve sonunda da hüsrana uğrarsa başkalarına sızlanmasının bir faydası olmaz.

- Komşu komşunun külüne muhtaçtır : İnsanların en yakınlarında komşuları bulunur ve mutlaka bir şeye ihtiyaç duyar. Komşular arasında benim kimseye ihtiyacım olmaz diye düşünenler hata eder.

- Körle yatan şaşı kalkar : İnsanlar dostluk ettiklerinin huylarını alırlar. İyilerle dostluk eden iyi, kötülerle dostluk eden kötü huylar kazanır.

- Lafla peynir gemisi yürümez : Sürekli ben yaparım, ben ederim demenin bir faydası yoktur. Boş konuşmak yerine icraatta bulunmak gerekir.

- Meyve veren ağacı taşlarlar : Başarılı insanları çekemeyenler mutlaka olur ve bu tarz insanlar kıskançlıkları yüzünden başarılı insanlara sürekli sataşırlar.

- Minareyi çalan kılıfını hazırlar : Herkesin yaptığı işlere karşı bir savunması vardır. Ahlaksız insanlar yaptıkları kötülükleri mutlaka bir şekilde gizlemeye çalışırlar.

- Ne ekersen onu biçersin : Bir kişi iyilik ederse iyilik bulur, kötülük ederse karşısındakinden de kötülük görür.

- Öfkeyle kalkan zararla oturur : Bir anda parlayan, düşünmeden hareket edip karşısındakine öfkelenen insanlar sinirleri geçince yaptıklarından pişmanlık duyar.

- Rüzgar eken fırtına biçer : Kişi bir kötülük yaptığında kötülük yaptığı insanın ona daha fazlasını yapabileceğini unutmamalıdır.

- Sakla samanı gelir zamanı : İşe yaramaz diye düşündüğümüz birçok şeyin yeri geldiğinde mutlaka işe yarayacağı bir an olur.

- Son pişmanlık fayda vermez : Bir şey yaparken iyice düşünüp taşınmak gerekir. Yoksa sonradn gelen pişmanlığın faydası olmaz.

- Söz gümüşse sükut altındır : Yeri geldiği zaman konuşmak iyidir ancak susulması gereken yerde susmayı bilmek daha önemli bir erdemdir.

- Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır : Güzel sözlerle, üslubunda konuşmayı bilerek çok zor görülen meseleler bile çözüme kavuşur.

- Üzüm üzüme baka baka kararır. Arkadaşlar birbirlerini mutlaka etkiler. Kötü huyları olanla arkadaşlık eden kötü huylar, iyi huylularla arkadaşlık eden iyi huylar kazanır.


- Zorla güzellik olmaz : Bir insana istemediği bir şeyi yaptırmaya çalışmak yanlıştır. 

Cümleler Arasındaki Anlam İlişkileri

1. Eş Anlamlı Cümleler :

Kelimeler farklı olmasına rağmen aynı konuyu işleyen cümlelere eş anlamlı cümleler denir. Bu cümlelerde aynı düşünce farklı kelimeler kullanılarak ifade edilir. Sınavlarda bu tür cümlelerden biri öncül olarak verilir ve şıklardan hangisinin öncülde verilen cümle ile aynı anlama geldiği sorulur.

Örnek :

1. cümle : Sanatçı içinde yaşadığı toplumun değerlerini yansıtmalıdır.
2. cümle : Sanat eserleri meydana getiren kişiler parçası oldukları toplumun değerlerini işlemelidir.
    Yukarıdaki iki cümlede "sanatçının topluma duyarlı olması gerektiğini" farklı kelimelerle ifade eder.

2. Yakın Anlamlı Cümleler :

Birbirleri ile birebir aynı anlama gelmemekle beraber yakın düşünceleri ifade eden cümlelere yakın anlamlı cümleler denir.

Örnek :

1. cümle : Şiirin kalitelisi ilk okunuşta kendisini ele vermez.
2. cümle : Kaliteli bir şiiri her okuduğumuzda farklı anlamlar çıkarırız.
     Yukarıdaki cümleler birebir aynı anlama gelmeseler de her ikisinde de kaliteli şiirin düşünme gerektirdiği anlamı vardır.

3. Karşıt Anlamlı Cümleler :

Anlamca birbiri ile karşıt düşünceleri ifade eden cümlelere denir. İki cümle arasındaki düşünceler birbirini çürütüyorsa, iki cümlenin anlamı birbiri ile çelişiyorsa bu cümleler karşıt anlamlıdır.

Örnek :

1. cümle : Bir edebi eserde en önemli kaygı sanat olmalıdır.
2. cümle : Toplum için  yazılmamış bir edebi eserin sanatsal olması hiçbir anlam ifade etmez.

     Yukarıdaki cümlelerden ilki edebiyatta sanatı savunurken ikincisi toplum yararını savunur. Bu yüzden bu iki cümle birbiri ile karşıt anlam ifade eder.



4. Sebep-Sonuç Cümleleri :

Cümlede yer alan yargılardan biri sonuç, diğeri ise o yargının sebebi olan cümlelere sebep-sonuç cümleleri denir.

Örnekler :
- Çok konuştuğu için kendini suçlu hissediyordu.
- Havalar soğuk olduğundan üzerini kalın giyiniyordu.
- Onu karşısında görünce sevinçten ne yapacağını şaşırdı.
- Yeni ev aldığı için biraz borcu vardı.

5. Amaç-Sonuç Cümleleri :

Cümlelerdeki yargılardan birinin amaç diğerinin de o amaca bağlı sonuç olduğu cümlelere amaç-sonuç cümleleri denilmektedir. Bir cümlenin amaç-sonuç cümlesi olup olmadığını anlamak için temel yargıya "hangi amaçla" sorusu yöneltilmelidir. "için" edatı hem amaç-sonuç hem de sebep-sonuç anlamı kattığı için,  için yerine "amacıyla" getirilir cümle anlamlı olursa amaç-sonuç cümlesi olur.

Örnekler :
- Ödevimi araştırmak için kütüphaneye gidiyorum.
- Arkadaşlarımla buluşmak üzere saat beşte çarşıya gideceğim.
- Mutlu olmak için dostlarımıza ihtiyaç duyarız.
- Annesini görmeye memlekete gidecekmiş.

6. Koşul (Şart) - Sonuç Cümleleri :

Bir olay ya da durumun gerçekleşmesinin başka bir olay ya da durumun gerçekleşmesine bağlı olduğu cümlelerdir. Koşul-sonuç cümleleri genellikle "-sa/-se" şart kipi ile kurulur.

Örnekler :
- Havalar güzel giderse haftaya pikniğe gidebiliriz.
- Dersi dinledin mi konuyu anladın demektir.
- Uslu durursan beğendiğin oyuncağı alırım.
- Borçlarını ödemeden yeniden kredi çekemezsin.

Cümlenin İfade Ettiği Anlam Özellikleri-2

14. Birliktelik Cümlesi :
Bir işin başka biri ile beraber yapıldığı anlamını veren cümlelerdir. "İle, ve, birlikte" gibi kelimelerle birliktelik anlamı cümleye verilir.
Örnek :
- Yarışmaya öğretmeni ile gitti.
- Bu zaferi ikimiz birlikte kazandık.

15. Tahmin Cümleleri :
Yaşanan gelişmelere dayanarak olayların nasıl neticeleneceği ile ilgili hislere denir.
Örnek :
- Son günlerde canının bir şeylere sıkıldığını düşünüyorum.
- Bu gelişmenin bizi olumsuz etkileyeceğini zannediyorum.

16. Abartma Cümleleri :
Anlatımı ilgi çekici hale getirmek için bir şeyin olduğundan çok fazla ya da az gösterildiği cümlelere denir.
Örnek :
- Bu sene dünya kadar soru çözdüm.
- Dişinin ağrısından sabaha kadar gözlerini kırpmadı.

17. Gerçekleşmemiş Beklenti Cümlesi :
Genellikle hikaye birleşik zamanlı çekimle kurulan bu cümlelerde beklenen bir şeyin gerçekleşmediği anlamı vardır.
Örnek :
- Seni arayacaktım ama vakit bulamadım.
- Olanları duydum ama yanına gidemedim.
- Bu işten çok para kazanırım zannetmiştim.

18. Öneri Cümlesi :
Bir işin başarıya ulaşması ya da bir olayın gerçekleşmesi için yapılan tavsiyelerin yer aldığı cümlelere denir.
Örnek :
- Derslerde başarılı olmak için sınıfta dersleri iyi dinleyebilirsiniz.
- Tatilde Karadeniz'i tercih edebilirsin.
- Bence kırmızı elbiseyi almalısın.

19. Kinayeli Cümleler :
Bir gerçeği ifade ederken esprili ve alaylı bir biçimde sözün tersini ima etmeye denir.
Örnek :
- Ne kadar temiz insanlar olduğumuz sokaklardaki çöplerden belli oluyor.
- O kadar çalışkanız ki karne birlerden geçilmiyor.



20. Tasarı Cümleleri :
Bir kişinin ileride yapmak istediği işlerin planlandığı ve ifade edildiği cümlelere denir.
Örnek :
- Başarılı bir pilot olarak orduya katılmak istiyorum.
- Okulu bitirince iş hayatına hemen atılmak istiyorum.
- Yaşlanınca deniz kenarında bir evde yaşamak isterim.

21. Nesnel Cümleler :
Kişisel duygu ve düşüncelerden arınmış, doğruluğu ya da yanlışlığı ispatlanabilen ifadelerden oluşan cümlelere denir.
Örnek :
- Kitabını yayınlaması için üç yayın evi ile görüştü.
- Adam TCDD'de işçi olarak çalışıyor.
- Kale Camii, Sivas merkezde yer almaktadır.

22. Öznel Cümleler :
Kişinin kendi duygu ve düşüncelerini anlattığı, ispatlama amacı olmayan, herkesin katılmak zorunda olmadığı cümlelere denir.
Örnek :
- Mutluluk insanların hayatı için en gerekli duygudur.
- En şık elbiseler daima siyah olur.
- Bu şiir insanı uzaklara götürmeye yetiyor.

23. Doğrudan Anlatım :
Bir kişinin söylemiş olduğu bir sözü değişikliğe uğratmadan aynen aktarmaya denir. Bu tür alıntı cümleler ya tırnak içerisinde yazılır ya da sonuna virgül konularak yazılır.
Örnek :
- Yarın seni parka götüreceğim, demiştin.
- Adam : "Karşıya geçmeme yardım eder misin?" dedi.

24. Dolaylı Anlatım :
Bir kişinin sözünü olduğu gibi değil de çeşitli değişiklikler yaparak ifade etmeye denir. Yukarıdaki cümleleri aşağıda dolaylı olarak nasıl ifade ettiğimize dikkat edin.
Örnek :
- Yarın beni parka götüreceğini söylemiştin.
- Adam karşıya geçmesine yardım edebilir miyim diye sordu.

Yazının ilk bölümü için 1. sayfaya tıklayın...



Cümlenin İfade Ettiği Anlam Özellikleri-1

Cümleleri ifade ettiği anlam özelliklerine göre şu şekilde ayırabiliriz :
1. Tanım Cümleleri :
Bir varlık ya da kavramın temel özelliklerini söyleyerek o varlık ya da kavramın tanınmasını sağlayan cümlelere tanım cümlesi denir.
Örnek :
- Şiir duygu ve düşüncelerin duygusal bir dille ifadesidir.
- Resmi bir makama dilek ve şikayetlerimizi bildirmek amacıyla yazmış olduğumuz yazılara dilekçe adı verilir.
- Bir kelimenin anlam ifade eden en küçük kısmına kök adı verilir.
Not : Tanım cümleleri "bu nedir ?" sorusuna cevap verir.
- Hayat durmadan akıp giden bir sudur ( hayat nedir sorusunun cevabı var. )

2. Karşılaştırma Cümleleri :
İki varlık ya da kavramın benzer özellikleri arasında kıyaslama yaparak birinin diğeri ile olan farkını ortaya koyan cümlelere karşılaştırma cümleleri denir.
Örnek :
- Yaşadığım şehir Ankara kadar büyük ve gelişmiş değil.
- Şiir duyguları coşkun bir biçimde anlattığı için düz yazıdan daha etkilidir.
Not : Karşılaştırma cümlelerinde "gibi, kadar, daha, en" gibi ifadeler kullanılır.

3. Üslup Cümleleri :
Bir yazarın bir konuyu anlatırken kullanmış olduğu dil ve anlatım özelliklerine yani yazarın tarzına üslup denir. Bir cümlede "dili sade, ağır bir anlatımı var, sanatlı bir söyleyişi var " gibi ifadeler kullanılıyorsa o cümle üslup cümlesidir.
Örnek :
- Akıcı ve sürükleyici anlatımıyla okuyucuyu kendine bağlamasını biliyor.
- Sade bir dili olmasına rağmen ölçülü bir biçimde sanatları kullanmasını da biliyor.

4. Konu ( İçerik Cümlesi) :
İçerik cümlelerinde metnin ne anlattığından, metnin konusundan, metnin kahramanları, metnin yer ve zamanı gibi ayrıntılardan bahsedilir.
Örnek :
- Kitap uzun yıllar sürgün hayatı yaşamış bir adamın acıklı hikayesini anlatıyor.
- Önümüzdeki hafta raflardaki yerini alacak olan kitaptaki olaylar İstanbul'un tarihi semtlerinde geçiyor.

5. Yorum Cümlesi :
Öznel nitelik gösteren bu cümlelerde kişinin yaşadığı bir olay ya da edindiği bir bilgiden kendine göre çıkardığı sonuç ifade edilir. Kısaca kişinin gördüklerini ya da öğrendiklerini yorumlamasıdır.
Örnek :
- Göz ucuyla bir selam verip uzaklaştı galiba benimle konuşmak istemiyor.
- Çok mutsuz gözüküyor herhalde ev ile ilgili bir sorun yaşadı.
- Sınıf çok sessiz, müdür arkadaşları uyarmış demek ki.


6. Varsayım Cümlesi :
Henüz gerçekleşmemiş bir olayı gerçekleşmiş gibi kabul ederek onunla ilgili bir yargıda bulunulan cümlelere denir.
Örnek :
- Diyelim ki yıllar sonra birbirimizi unuttuk.
- Bu konuşmalar aramızda hiç geçmedi farz et.
- Tut ki söylediklerimin hepsi yalandı.

7. İhtimal ( Olasılık ) Cümlesi :
Kesin bir yargı içermeyen, sonucun ne yönde olduğu tam olarak bilinmeyen, eldeki verilerden hareketle tahminde bulunulan cümlelerdir.
Örnek :
- Yarın belki öğle saatlerinde yağmur yağabilir.
- Verdiğiniz ödevin tamamını bitirememiş olabilir.
- Şimdi bizim memlekete kar yağmaya başlamıştır.

8. Eleştiri ( Değerlendirme Cümlesi )
Bir sanatçı, sanat eseri ya da herhangi bir varlığın olumlu ve olumsuz yönleri ile ilgili olarak değerlendirmelerin yapıldığı cümlelere denir. Eleştiri cümlelerinde yalnızca olumsuz yönler değil hem olumsuz hem olumlu yönler ele alınır.
Örnek :
- Yazar kahramanları Anadolu insanı arasından seçmesine rağmen konuşmalarda süslü kelimeleri fazlaca kullanmış.
- Yemek çok lezzetli olmuş ama görsel olarak biraz daha özenilebilirdi.

9. Öz Eleştiri Cümleleri :
Kişinin kendisi ile ilgili olarak değerlendirmeler yapması ve kendine ait eksiklikleri söylemesine özeleştiri denir. Bu tür cümlelere de öz eleştiri cümleleri denir.
Örnek :
- İnsanları iyi tanımadan çabucak güveniyorum.
- Küçük ayrıntılara fazla takılarak zamanımı boşa harcıyorum.
- Devamlı yalnızca kendimi düşünerek hareket ediyorum.

10. Eşitlik Cümlesi :
Bahsi geçen varlık, olay ya da kavramlar arasında eşitlik söz konusu olduğunu bildiren cümlelere denir.
Örnek :
- Yarışmacılar puanları paylaşmaya razı oldu.
- Annesi her ikisine de birer tane kek verdi.
- Maç 45 dakikalık iki devre olarak oynandı.

11. Aşamalı Bir Durum Anlatan Cümleler :
Bir olayın gerçekleşmesinin birden bire değil de belli bir süre içerisinde yavaş yavaş oluştuğunu anlatan cümlelere denir.
Örnek :
- Havalar günden güne soğumaya devam ediyor.
- Gittikçe içine kapanan bir insan olup çıkmıştı.
- Bizim ona verdiğimiz değeri her geçen gün daha iyi anlamaya başlamıştı.

12. Ön yargı ( Peşin Hüküm ) Cümlesi :
Bir kişi ya da varlık ile ilgili önceden duyulan olumlu ya da olumsuz sözlere dayanarak iyice anlamadan kanaatte bulunulan cümlelere denir.
Örnek :
- Bu işi de mutlaka eline yüzüne bulaştırır.
- Bu roman kesinlikle çok az okunur.
- Bu maçı ev sahibi takım kazanır.

13. Azımsama ve Küçümseme Cümleleri :
Soru tarzı olarak çok kullanılan bu iki kavramı karıştırmamak gerekir. Azımsa bir şeyi miktar olarak yetersiz görmek anlamına gelir. Küçümseme ise beğenmeme, aşağılama gibi anlamlara gelir.
Örnek :
- Sen kendini başarılı bir insan mı zannediyorsun ? (Küçümseme )
- Verdiğin yemek dişimin kovuğunu bile doldurmaz. ( Azımsama )
- Sen bu yaptığına yemek mi diyorsun ? ( Küçümseme )

- Bu ücrete çalışmam mümkün değil. ( Azımsama )

Yazının Devamı İçin 2. Sayfaya Tıklayın...