- Acı
patlıcanı kırağı çalmaz : Tecrübe denilen hayatın
zorluklarını, yaşamış insanları kolay kolay ufak sıkıntılar sarsmaz ve bu
sıkıntıları yaşamış insanlara zorluklar zarar veremez.
- Ayranım
ekşidir diyen olmaz : Hiç kimse kendine kötü demez. Herkes yaptığı işlerin kendine göre
doğru olduğuna inanır.
- Baca eğri
de olsa dumanı doğru çıkar : Düzgün karakterli insanlar kötü olaylarla da
karşılaşsa yaradılışındaki iyi nitelikleri kaybetmez.
- Bal
demekle ağız tatlanmaz : Devamlı "yapacağım, edeceğim" gibi sözler söylemekle
bir işi başaramayız. Başarılı olmak için o işin gerçekleşmesi için gerekli
adımların atılması gerekir.
- Besle
kargayı oysun gözünü : Bir insan kıymet bilmez, nankör karakterde ise ona ne kadar
iyilik yapılırsa yapılsın ilk fırsatta kendine iyilik yapana ihanet etmekten
çekinmez.
- Büyük lokma ye büyük söz söyleme : İnsanların hatalarından dolayı onları
kınamamak gerekir. Çünkü her insanın başına asla olmaz dediği şeyler gelebilir.
Bu yüzden hiç kimseyi hatalarından dolayı ayıplamamak gerekir.
- Cahilin
dostluğundan alimin düşmanlığı yeğdir : Düşmanın akıllı isse ondan gelebilecek
kötülükleri az çok tahmin edebilirsin. Ama cahil bir adamın ne zaman ne
yapacağını bilemezsin. Cahil insan dostluk ediyorum derken büyük zararlar da
verebilir.
- Cami ne
kadar büyük olsa imam bildiğini okur : Bir cemaatte ne kadar farklı fikirde olan
olursa olsun karar verme yetkisini elinde bulunduran kişi yine kendi aklına
yatanı yapar.
- Can
boğazdan gelir : İnsanın fikren, ruhen ve bedenen sağlıklı bir hayat sürebilmesi
için vücut sağlığının yerinde olması gerekir. Vücut sağlığının yerinde olması
da ancak iyi bir beslenme ile mümkündür.
- Can çıkmayınca
huy çıkmaz : İnsanın zaman içerisinde doğru ya da yanlış olsun bazı
alışkanlıkları oluşur. İyice yerleşmiş alışkanlıkların değiştirilmesi ise
neredeyse imkansızdır. Bu tür alışkanlıklar insan ölünceye kadar devam eder.
- Canı
acıyan eşek atı geçer : Bir adam ne kadar güçsüz de olsa başına bir sıkıntı geldiğinde
kendinden beklenmeyen bir direnç gösterebilir. Hatta böylesi durumlarda
kendinden çok güçlü görünen birisini bile alt edebilir.
- Dağ ne
kadar yüce olsa da yol üstünden geçer : Zorluklar ne kadar çözülemez kadar büyük
görülse de o zorlukla baş edebilmek için gereken bir yol mutlaka vardır.
- Damlaya
damlaya göl olur : Miktar olarak dikkate alınmayacak kadar da olsa yapılan
birikimler bir araya gelince büyük kazançlar sağlayabilir.
- El elin eşeğini
türkü çağırarak arar : Başkasının başına gelen bir kötülük bizi ne kadar üzerse üzsün,
sıkıntıyı yaşayan insanın yaşadığı üzüntüyü tam manası ile anlamamız mümkün
değildir.
- Elin ağzı
torba değil ki büzesin : Bilip bilmeden, anlayıp dinlemeden bizim hakkımızda herkes aklına
geleni söyleyebilir. İnsanların konuşmasını engellememiz mümkün değildir. Bu
yüzden herkesin her söylediğini dikkate almamak gerekir.
- Eşeğe
altın semer vursalar eşek yine eşektir : Bir insanın karakteri bozuk olduktan sonra onu kılık kıyafet olarak ne kadar
kusursuz hale getirseniz de bir faydası yoktur. Esas olan kişinin karakteridir.
- Gönül
ferman dinlemez : Aşk, sevgi gibi kavramlar mantıkla açıklanamaz. Bu sebeple bir
insanı sevdiğinden vazgeçirmek zorlamayla, emretmeyle olacak bir iş değildir.
- Gönül kimi
severse güzel odur : Güzellik kişiden kişiye değişir. Bir insan gönlünü birine
kaptırdı ise onun için dünyanın en güzel insanı odur.
- Görünen
köy kılavuz istemez. Bazı şeyler vardır ki doğruluğu ya da yanlışlığı gün gibi
ortadadır. Bu tür şeylerin ispatlanmaya ihtiyacı yoktur.
- Gülme
komşuna gelir başına : Başkalarını kınadığımız ya da ayıpladığımız bir şey her an bizim
de başımıza gelebilir. Bu yüzden kimseyi ayıplamamak gerekir.
- Gülü seven
dikenine katlanır : Birini seviyorsak eğer onunla ilgili birtakım sıkıntılara
katlanabilmemiz gerekir. Kusursuz, sıkıntısız bir sevgili olmaz.
- Gün
doğmadan neler doğar : Hayatta hiçbir zaman umudu yitirmemek gerekir. Hiç
beklemediğimiz bir anda kaybetmiş gibi gözükürken yeniden kazanabiliriz.
- Gönülsüz
yenen aş yarın ağrıtır ya baş : Bir işi yapmak konusunda isteksizsek mutlaka
o işle ilgilenirken bir sıkıntı ile karşılaşırız.
- Hamama
giren terler : Niyetlendiğimiz bir işe girdikten sonra o işin maddi külfeti çok
olsa bile katlanmamız gerekir.
- Hatasız
kul olmaz : Her insanın mutlaka kusurları vardır. İnsanları bu kusurları ile
kabul edebilmek gerekir.
- Her işte
bir hayır vardır : Bize kötü gibi görünen olayların sonunda bir de bakarız ki istediğimiz olsaymış başımıza
kötü şeyler gelecekmiş. Bu yüzden kötü gibi görünen gelişmelerin sonunda
lehimize sonuçlar çıkabilir.
- İki cambaz
bir ipte oynamaz : Bir işte iki usta kişinin bir arada olması zordur. Çünkü ikisi de
kendince en iyi olduğunu düşünür ve diğerinin emri altına girmeyi istemez.
- İki karpuz
bir koltuğa sığmaz : Aynı anda birden fazla iş yapmaya çalışan, maymun iştahlı
insanlar iki iş yapayım derken iki işi de tam olarak yapamaz.
- İnsan
yedisinde ne ise yetmişinde de odur : Kişilik küçük yaşlarda kazanılır ve ömür boyu da değişmesi çok zordur. Bu sebeple
bir insan küçük yaşlarda nasıl olursa ömrünün sonuna da kadar da öyle devam
eder.
- İşleyen
demir pas tutmaz : Sürekli çalışan bir şeyler üretmek isteyen hayatı boyunca zinde
olur ve bir kenara atılmaz.
- İyilik yap
denize at balık bilmezse Halik bilir : Hiçbir iyilik boşa gitmez. İyilik yapılan
anlamasa bile Allah katında mükafatı vardır.
- Kaçan
balık büyük olur : Bir fırsat kaçtığında onu gözümüzde öyle büyütürüz ki olduğunun
çok üstünde zannederiz.
- Kaz
gelecek yerden tavuk esirgenmez : Eğer sonucunda büyük kazanç elde edeceğimize
inandığımız bir iş olursa ufak harcamalardan kaçınmayız.
- Kendi
düşen ağlamaz : Kişi bir işin sonucunu bile bile kendi iradesi ile yapar ve
sonunda da hüsrana uğrarsa başkalarına sızlanmasının bir faydası olmaz.
- Komşu
komşunun külüne muhtaçtır : İnsanların en yakınlarında komşuları bulunur ve mutlaka bir şeye
ihtiyaç duyar. Komşular arasında benim kimseye ihtiyacım olmaz diye düşünenler
hata eder.
- Körle
yatan şaşı kalkar : İnsanlar dostluk ettiklerinin huylarını alırlar. İyilerle dostluk
eden iyi, kötülerle dostluk eden kötü huylar kazanır.
- Lafla
peynir gemisi yürümez : Sürekli ben yaparım,
ben ederim demenin bir faydası yoktur. Boş konuşmak yerine icraatta bulunmak
gerekir.
- Meyve
veren ağacı taşlarlar : Başarılı insanları çekemeyenler mutlaka olur ve bu tarz insanlar
kıskançlıkları yüzünden başarılı insanlara sürekli sataşırlar.
- Minareyi
çalan kılıfını hazırlar : Herkesin yaptığı işlere karşı bir savunması vardır. Ahlaksız insanlar
yaptıkları kötülükleri mutlaka bir şekilde gizlemeye çalışırlar.
- Ne ekersen
onu biçersin : Bir kişi iyilik ederse iyilik bulur, kötülük ederse
karşısındakinden de kötülük görür.
- Öfkeyle
kalkan zararla oturur : Bir anda parlayan,
düşünmeden hareket edip karşısındakine öfkelenen insanlar sinirleri geçince
yaptıklarından pişmanlık duyar.
- Rüzgar
eken fırtına biçer : Kişi bir kötülük yaptığında kötülük yaptığı insanın ona daha
fazlasını yapabileceğini unutmamalıdır.
- Sakla samanı
gelir zamanı : İşe yaramaz diye düşündüğümüz birçok şeyin yeri geldiğinde
mutlaka işe yarayacağı bir an olur.
- Son
pişmanlık fayda vermez : Bir şey yaparken iyice düşünüp taşınmak gerekir. Yoksa sonradn
gelen pişmanlığın faydası olmaz.
- Söz
gümüşse sükut altındır : Yeri geldiği zaman konuşmak iyidir ancak susulması gereken yerde
susmayı bilmek daha önemli bir erdemdir.
- Tatlı dil
yılanı deliğinden çıkarır : Güzel sözlerle, üslubunda konuşmayı bilerek çok zor görülen
meseleler bile çözüme kavuşur.
- Üzüm üzüme
baka baka kararır. Arkadaşlar birbirlerini mutlaka etkiler. Kötü huyları olanla
arkadaşlık eden kötü huylar, iyi huylularla arkadaşlık eden iyi huylar kazanır.
- Zorla
güzellik olmaz : Bir insana istemediği bir şeyi yaptırmaya çalışmak yanlıştır.