Çok Okuyan İnsanlarda Ne Gibi Özellikler Gelişir Konulu Konuşma

 

Çok Okuyan İnsanlarda Ne Gibi Özellikler Gelişir Konulu Konuşma


Nasıl ki müzik ruhun gıdası ise okumak da ruhun gıdasıdır. Çünkü insan okuyarak daha iyi insan olabilir, daha dürüst ve güvenilir olabilir, kendini geliştirebilir ve topluma faydalı olabilir.

Sevgili dinleyiciler,

 Çok okuyan insanlar;  beyninin  birçok bölümünü harekete geçirdiği için,  bu bölümler  birbirleri ile bağlantı sağladığı için bu durum beyinde yeni bağlantılar oluşmasını da sağlar. Bu da beynin işlevsel olmaya devam etmesini sağlar ve beyinde gerileme olmaz. Bu duurmda okuyan insanların hafızasının daha gelişmiş olmasını sağlar. Çok okuyan insanlar ana dilini daha iyi konuşur ve daha doğru yazar. Toplum içind ekendini daha iyi ifade ederler, empati kurma becerisine sahip olurlar ve böylece başka insanların sorunlarına duyarlı bir bilinçli vatandaş olurlar. Kendi kişisel gelişimşlerine büyük katkı sağlarlar.

 

Okuyan insan daha özgüvenli, daha mutlu olur. Çok okuyan insanların güç içindeki stresi de azalır ve çok okuyan insanların uyku kalitesi de verimli olur. Bunun için okumaya devam etmek ve okudukça kendimiz de geliştirmeye devam etmek gerekir. Çünkü okumak kişiyi hayatta daha aktif kılar, kişi genel kültürü zengin biri olur.  Çok okuyan insan, hayal gücünü ve yaratıcılığını geliştirir. Anadil üzerinde düzenli okuma, kelime ve ifade bilgisini arttırır.


Sevgili öğretmenim,

Çok okuyan kimselerin akıl yürütme, analiz etme, değerlendirme becerileri daha etkin olur. Bu sebeple düzenli  ve çok kitap okuyan insanlarda Alzheimer hastalığı riskinde düşüş yaşandığı bilinmektedir. Çok okuyan, alanı ile ilgili kitapları da okuyan insanlar daha başarılı olurlar, hayatlarında daha disiplinli olurlar ve yaşam boyu öğrendikleri için yaşam boyu da hayattan zevk almaya devam ederler. Kişi güncel haberlerden ve dünyadaki gündemden okuyarak haberdar olur ve kendini dar bir kalıba sokmadan yaşamaya , yaşamdan haz almaya okumak sayesinde devam eder.

Gençlik İle İlgili Konuşma

 

Gençlik İle İlgili Konuşma


Hayatın en verimli çağı, insanın bedenen ve ruhen en güçlü , en coşkulu anlarıdır gençlik yılları. Güzel olmasına güzel, verimli olmasına verimlidir ama su gibi akıp gider gençlik. Onun için gençliğin verimli yıllarından faydalanmak gerekir. Bunun için bu çağları çalışarak, üreterek, insanlığa faydalı olarak, kendi kişisel gelişimine katkı sağlayarak geçirmek kişiye ileriki yaşlarında büyük kazanç sağlayacaktır.

Sevgili dinleyiciler,

 

Birey gençlik yıllarında kendine bir hedef koymalı ve o hedefi gerçekleştirmek için plan ve program hazırlamalı ve disiplinli bir şekilde başladığı işi sonuna kadar götürebilmelidir. Gençlik yıllarında çalışılmalı, üretken olunmalı fakat sosyal insan olunmaya da devam edilmelidir. İyi arkadaşlıklar, dostluklar kurulmalıdır. Kötü alışkanlıklardan uzak durulmalı, bizi iyiye götüren, doğru yola ileten kimseler ile arkadaş olunmalıdır. Gençken bir kötü alışkanlığa sahip olduğunuz zaman bağımlı hale gelebilirsiniz ve bunun geri dönüşü de zor olabilir. Onun için bu dönemde büyüklerimiz bize yol gösterdiği zaman onların sözlerini kulak ardı yapmamalıyız, dinlemeliyiz ve onların deneyimlerinden yararlanarak daha az hata yapmaya özen göstermeliyiz.

 

 Teknoloji bağımlısı insanlar olmamalıyız. Aşırı konfor zihni çürütür onun için aşırı konfordan uzak durmalıyız ve sürekli bir işle meşgul etmeliyiz kafamızı. Böylece hem kendimize faydalı oluruz hem de içinde yaşadığımız topluma faydalı oluruz. Gençlik yıllarında mutlaka bir müzik aletini çalmaya özen göstermeliyiz, bir spor dalı ile ilgilenmeliyiz, yeterli ve dengeli beslenerek genç yaşta hastalıklar ile uğraşmamalıyız.  Girişimci olmalıyız.


 Başarılı olmak için kararlı ve tutarlı olmalıyız. Sabırla çalışarak amacımıza ulaşmak için gece gündüz demeden okumaya, araştırmaya devam etmeliyiz. Gençlik yıllarında bir işe başladığımız zaman ev almalı, araba almalı ve yatırımlar yaparak ileride rahat bir yaşam sürmeliyiz. Anlatacaklarım bu kadardı. Dinlediğiniz için teşekkür ederim.

 

Vefakârlık İle İlgili Konuşma

 

Vefakârlık İle İlgili Konuşma

 

Vefası olan, sevgisi geçici olmayan, hakikatli, vefalı kavramlarına vefakârlık denilir. Diğer bir tanımı ile vefa; kişinin vadine, ahdine ve yeminine sadık kalması, dostlarını unutmaması, onların dostluklarına ve iyiliklerine daha güzeliyle karşılık vermesidir. Böyle insanlara vefakâr denilir.  İnsana yakışan en önemli erdemlerden biri de vefalı olmasıdır. Yapılan iyilikleri unutmaması, çıkar amaçlı sevgi güdülmemesidir. Vefakâr insanlar bir başka değerlidir, bir başka güzeldir.  Böyle kimselerin yüzüne baktığınızda bile bir samimiyet bir içtenlik görürsünüz. Çünkü kalplerinin güzelliği gözlerindeki masumluğa yansımıştır. Çünkü insan olmanın, iyi insan olmanın örnekleridir onlar.

 

Sevgili dinleyiciler,

Vefa insanın özünden gelir, insaniyetinden gelir. Vefasız  olan insanların hiçbir şey umurunda olmaz. Onların ilişkileri de günübirliktir. Çıkarları olduğu zaman canım, cicim diyen kimseler çıkarları sona erdiği zaman bir daha sizi arayıp sormazlar. Çünkü böyle kimselerin ruhunda asillik yoktur. Henüz şahsiyet sahibi olamamış kimseler vefasız kimselerdir. Oysa kendini bilen, haddini bilen, değerini bilen insan vefanın ne kadar değerli bir erdem olduğunu bilir ve davranışlarını ona göre düzenler. Verdiği sözde duran, çevresine yardımcı olan, kara gün dostu olan, sevdiklerine zaman ayıran, dürüst ve güvenilir insanlar vefalı insanlardır.

 

Ne güzel anlatmış Mevlana vefalı insanları: “ Dostlarını daima vefa ile  hatırla can!  Arayan sen ol; bulan sen; tanıyan sen ol, kucaklayan sen. Kula vefası olmayanın Hakka vefası olmaz.” Gerçekten de öyledir. Kulun kula vefası yoksa ona can veren, ona en büyük nimetleri ile veren Yüce Allah’a hiç vefası olmaz ve her şeyi ben yaptım diyerek nankör ve kibirli bir kimseye dönüşür. İşte böyle kimselerden olmamalıyız. Her zaman sevdiklerimizi aramalı, vefalı, onurlu kimselerden olmalıyız. Anlatacaklarım bu kadardı. Dinlediğiniz için çok teşekkür ederim.

İyi Arkadaş Seçen Kişilerin İnsanın Kazançları Nelerdir Konulu Konuşma

 

İyi Arkadaş Seçen Kişilerin İnsanın Kazançları Nelerdir Konulu Konuşma


Bireyin bedeninin ve zihninin güçlenmesi için arkadaşlıklara ihtiyacı vardır. Çünkü insan ancak başka insanlarla yaşadığı zaman, iletişime geçtiği zaman , yeri geldiğinde rekabet ettiği zaman hayattan daha zevk almaya başlıyor ve kendini daha iyi hissediyor.

 

Sevgili öğretmen,

İyi bir arkadaş benim için iyi bir can yoldaşı, gönül bağı kurduğum kardeşim, acılarımı paylaştığım dostum, mutluluklarımı paylaştığım sırdaşımdır. İyi bir arkadaş seçen kimse bu işten fazlasıyla kârlı  çıkar. Bir kere iyi arkadaş bana iyi örnek olandır. Konuşması ile, duruşu ile, güzel ahlakı ile beni de iyiye yönlendiren, benim de güzel huylara sahip olmamı sağlayandır. İyi arkadaş iyi yola, kötü arkadaş da kötü yola götürür. Hani Mevlana’nın arkadaş seçimi ile ilgili bir sözü vardır ya: “ Kimle gezdiğinize, kimle arkadaşlık ettiğinize dikkat edin; çünkü bülbül güle, karga ise çöplüğe götürür.” sözü tam da iyi arkadaşın iyiye, kötü arkadaşın kötüye götürdüğünü anlatır.

 

Sevgili öğretmenim,

İyi arkadaş insana güç verir, ona kendi öğrendiği bilgileri öğretir, daha çok kitap okuyarak arkadaşlar birbirini olumlu yönde etkiler. Böylece her ikisi de hem akademik anlamda başarılı olurlar, hem de sosyal yaşamda başarılı olurlar. Hayatımızda kalıcı ve güvenilir arkadaşlıklarımızın olması beyin sağlığımızı geliştirir,  bizi güçlendiren hayat seçimleri yapmamızı sağlar. İyi arkadaşlar stresle baş etmemizi kolaylaştırırken, sağlık sorunları ve hastalıklardan daha kolay kurtulmamızı sağlıyorlar. Hatta pozitif arkadaşlarımızla vakit geçirmek görünüşümüzü bile iyileştiriyor; bu da mutlu insanlarla vakit geçirdiğimizde biz de mutlu oluyoruz anlamına gelir.

 

İyi arkadaşlarımız bize herhangi biriyle nasıl iletişim kurabileceğimiz konusunda yardım ederler ve biz de farklı insanlara, özellikle de dünya görüşümüzün farklı olduğu insanlara nasıl davranacağımızı anlarız.  Zor anımızda en çok arkadaşlarımız yanımızda olur ve bizi yalnız bırakmayarak bize büyük moral veren kişiler olurlar.

Empati Duygusu Gelişmiş İnsanların Özellikleri Nelerdir?

 

Empati Duygusu Gelişmiş İnsanların Özellikleri Nelerdir?


“Kendi iyiliğimizi ve çıkarımızı istediğimiz gibi başkalarının da  iyiliğini ister, çıkarlarını gözetirsek ortada fenalık kalmaz der alemlere rahmet olarak gönderilmiş olan Hz Muhammed Mustafa. Aslında bu anlamlı sözü ile empatinin tanımını ne de güzel yapmıştır Efendimiz.

Empati duygusu gelişmiş insanların yüreğinde insan sevgisi vardır, hayvan sevgisi sevgisi vardır, doğa sevgisi vardır. İçinde merhamet olan, kendini başka insanların yerine koyarak olaylara o insanların bakış açısı ile bakan kimseler empati becerisi gelişmiş kimselerdir.

Empati duygusu gelişmiş bireylerin özellikleri şunlardır:

* Sadece kendini değil diğer insanları da düşünen, kibar  insanlardır. Kendilerini başkalarının yerine koymasını bilip ona göre davranırlar ve insan olmanın en güzel örneğini empati kurarak gösterirler.

* Empati kurma becerisine sahip insanlar iyi bir dinleyicidirler. Yani konuşmak için dinleyenlerden değildirler. Dinlemek için dinleyenlerdendirler.

* İlişkileri iyi yönetirler. Kendi duygularına da başka insanların duygularına da oldukça fazla yer verirler. Bu yönden dolayı her zaman sevilen ve sayılan kimse olurlar.


* Hayvanlar ile aralarında özel bir bağ vardır. Nerede yardıma muhtaç bir hayvan görseler hemen o hayvana yardım ederler ve  iç içe çok üzülürler. Onların gereksinimlerini gidermek için ellerinden gelen fedakarlığı hiç üşenmeden gösterirler.

*Olumsuz konuşmaların insanlar üzerindeki etkisini bilirler ve tam da bu yüzden olumluya odaklanıp, karşılarında kendisinden moral bekleyen insanları motive ederler. Böylece hem kendilerini hemd e başka insanları mutlu ederler.

* Kin tutmazlar, vara yoğa alınganlık göstermezler. Hoşgörülüdürler.

* Onlara göre her insan değerlidir ama insan ilişkilerinde her şeye rağmen bir sınırın olmalıdır. Yeri geldiği zaman sınır koyabilmek onların en belirgin özelliklerinden biridir. Ne kendi alanının  ihmal edilmesini severler, ne de  başkalarının alanını işgal ederler. Yani özel yaşama saygı duyarlar.

* Hata yapmaktan çekinmezler. Yapılan hataların onlara yeni fırsatlar sunacağını bilirler ve bu yüzden daha tecrübeli olarak daha başarılı işlere doğru yol alırlar.


* Duygularını çok iyi bir şekilde kontrol altına alabilirler. Bu yüzden kaos ortamı yaratmazlar. Çünkü duygusal zekaları yüksek olan kimselerdir empati kurma becerisine sahip olan insanlar.

* Pozitif ruhlu insanlardır. Genelde barıştan, sevgiden, dostluktan, vefadan yanadırlar.

* Her ortama kolayca uyum sağlayan kimselerdir.

Dürüst Olan Bir Arkadaşınıza Veya Olmayan Arkadaşınıza Yaklaşımınız Nasıl Olur, Neden Konulu Konuşma

 

Dürüst Olan Bir Arkadaşınıza Veya Olmayan Arkadaşınıza Yaklaşımınız Nasıl Olur, Neden Konulu Konuşma


Dürüstlük insan ilişkilerinde olduğu gibi arkadaşlık ilişkilerinde de aranan çok önemli bir erdemdir. Çünkü böyle insanlar yalan söylemeyen, özü sözü bir, güvenilir kimselerdir. Arkadaşlarımızın da dürüst olmasını ve bize candan bağlanmasını isteriz ki arkadaşlık ilişkileri uzun ömürlü olabilsin.

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlar,

 

Dürüst olan bir arkadaşıma karşı tavrım net olurdu. Yani o bana nasıl bir örnek kişilik özelliği gösteriyorsa ben de ona öyle davranırdım, onu sever ve sayardım. Onunla yaptığım hiçbir işten pişmanlık duymaz ve ona hayran kalırdım. Onunla vakit geçirmek, onunla ders çalışmak, oyun oynama isterdim.  Yiyecek bir şeyim olduğu zaman bile hemen dürüst olan arkadaşımla paylaşmak isterdim. Onun sözüne itimat ederdim ve onun yolundan giderdim. Çünkü o örnek davranışlar sergileyen biri olduğu için ona saygı duyardım.

 

Sevgili öğretmenim, değerli dinleyiciler

 

Dürüst olmayan bir arkadaşıma karşı tavrım ise mesafeli olurdu. Onun hiçbir sözüne bir daha güvenmezdim. Onunla yakınlık kurmaz, onunla birlikte olmak istemezdim. Dürüst olmayan insanlardan her türlü kötülüğü ve sinsiliği beklerim. Yüzüme gülüp içinden bana karşı düşmanlıklar besleyen, güvenilir olmayan böyle kimselerden önce yavaş yavaş sonra ise hızlıca net bir şekilde uzaklaşır ve bir daha eski samimi günlere asla dönmezdim. Dürüstlük ile ilgili şu söz çok önemlidir: “Dürüstlüğü kanıtlamanın en önemli yollarından biri, o sırada yanınızda olmayan kişilere sadakat göstermektir. (Stephen R. Covey).

 

 Gerçekten de dürüst olan kimseler bizim arkadaşımız ise biz yokken bizi de savunan, bizim hakkımızda kötü söylemelerine fırsat vermeyendir. Dürüstlük erdemdir, değerdir ve altın gibi kıymetlidir. Bunun için her zaman arkadaşlarımıza karşı dürüst olmalıyız, onları sevmeli ve saymalıyız. Kimsenin bize olan güvenini yıkarak onları hayal kırıklığına uğratmamalıyız. Yoksa çevremizde kimsemiz kalmaz ve yalnızlığa mahkum oluruz.

Çalışkan Olan İnsanlar Hayatta Nelere Ulaşırlar?

 

Çalışkan Olan İnsanlar Hayatta Nelere Ulaşırlar?


Çalışkan olan insanlar ilk olarak kimseye muhtaç olmazlar ve kendi ayakları üzerinde sağlam bir şekilde dururlar. Kendi alın teri ile çalışıp başarılı oldukları için kendi geçimlerini sağlayabilir ve yakınındaki muhtaç olan insanlara da yardım ederler. Örneğin; Annesi, babası kardeşleri gibi.


Çalışkan insanlar hayatın amacının çalışmak olduğunu bilirler ve hayat boyu öğrenmeye ve kendilerini geliştirmeye devam ederler. İnsan çok kitap okudukça daha çok bilgeleşmeye başlar ve cahil kalmaktan kendini kurtarır. Daha olgun insan olur. Çok konuşmazlar ve genelde çok dinlemeyi tercih ederler. Kibirden uzak dururlar ve bencil olmazlar. Her zaman aranan kimse olurlar. Çünkü çalışkan ve becerikli insanlar toplumun faydasına iş yapan kimselerdir. Bunun için hem sevilip hem sayılırlar. Kendilerini toplum içinde rahat bir şekilde ifade ederler. Mutlu ve pozitif olurlar. 


Sorumluluklarını yerine getirmenin rahatlığı içinde olurlar. Başladıkları işi sonuna kadar götürecek kararlılıkta olurlar. Sabırlıdırlar ve  tutarlıdırlar. Korkularının üstesinden gelmeyi başaran insanlar olduğu için yeniliğe doğru adım atmaktan çekinmezler ve girişimci olurlar. Başarı başarıyı beraberinde getirir ve kişinin kendine olan saygısı ve güveni de artmaya başlar. İyi bir iş sahibi olurlar, iyi bir gelire sahip olurlar, iyi bir çevre oluştururlar, iyi bir aile kurarlar ve eğitimli insanlarla iç içe olup kendi gelişimine katkı sağlayacak arkadaşlar edinirler. Hayat boyu öğrenmeye devam ederler ve çalışmaktan asla pes etmezler.

Adaletle Yönetilen Bir Ülke İle Adaletsiz Bir Düzende Yaşayanlar Arasında Ne Gibi Fark Oluşur Konulu Konuşma

 

Adaletle Yönetilen Bir Ülke İle Adaletsiz Bir Düzende Yaşayanlar Arasında Ne Gibi Fark Oluşur?


Adalet yok olunca, yeryüzündeki insanların hayatına değer verecek hiçbir şey kalmaz der ünlü filozof Immanuel Kant.

Sevgili öğretmenim,


Sözüme ünlü bir düşünürün sözü ile başlamak istedim. Çünkü bu söz adaletin ne kadar değerli bir kavram olduğunu, insan yaşamında nasıl büyük  değişme neden olduğunu anlatmaktadır bize. Adalet olmadığı zaman insanların devlete olan güveni sarsılır ve yaşama sevinci kalmaz. Adaletle yönetilen ülkelerde ise insanların devlete güveni tamdır. Çünkü devlet vatandaşın haklarını güvence altına almıştır ve kimsenin kimseye hakkı geçmiyordu. Adaletle yönetilen ülkelerin insanlarında yaşama sevinci vardır. Çünkü hak edene hak ettiği verilmiştir ve insanların hak arama, haksızlığa uğrama gibi bir derdi yoktur.  


Adaletle yönetilen ülkelerde bilime önem veriliyor, eğitim ve kültüre önem veriliyordur. Dolayısıyla buradan çıkan insanlar da adaletli oluyor, bilinçli oluyordur. Adaletle yönetilen ülkelerin gelişip kalkınması da daha hızlı olmakta ve ülke ekonomik açıdan zengin bir hale gelmektedir. İnsanları huzur içindedir. Başka ülkelerden adaletle yönetilen ülkelere yatırım yapılır ve istikrarlı bir tutum izlenir.

 

Sevgili öğretmenim,

Adaletle yönetilmeyen ülkelerde ise vatandaş devlete güvenmez, devlet gerilemeye başlar ve ekonomik açıdan da çökmeye başlar. Halk mutlu değildir. Halkın içinde birikmiş bir öfke vardır. Toplumsal yapı bozulmaya başlamıştır. Toplumda hırsızlık, dolandırıcılık, rüşvet, kara para aklama gibi olaylar artmıştır ve toplumda kaos ortamı hakim olmaya başlamıştır. Kimsenin kimseye güveni kalmamıştır ve hak edene hak ettiği verilmediği için bireylerin gözlünde yaşama umut kalmamıştır. İşte adalet bu kadar önemli ve etkili olmuştur. Adaletin olmadığı ülkelere başka ülkeler de yatırım yapmazlar, her türlü yolsuzluklar artar ve bunlar önlenemez hale gelir.

İnsan İlişkilerinde Saygının Yeri ve Önemi Nedir Konulu Konuşma


İnsan İlişkilerinde Saygının Yeri ve Önemi Nedir Konulu Konuşma


İnsan ilişkilerinin temeli saygı ile başlar. Çünkü bir ortamda saygı görmüyorsanız oraya ait değilsiniz demektir. Bir ortamda saygı olmadığı zaman insan ilişkilerinin sağlıklı olmadığını, nezaketin orada bulunmadığını söyleyebiliriz.


Sevgili öğretmenim,

Belki herkesi sevmek zorunda değiliz, herkes de bizi sevmek zorunda değildir lakin biz herkese saygı göstermek zorundayız, herkes de bize saygı göstermek zorundadır. Çünkü insan olmanın değeri saygı ile başlar. Saygının olduğu yerde hoşgörü vardır. İnsanların birbirine karşı ön yargısı yoktur, kardeşlik, birlik, beraberlik, dayanışma ve paylaşma vardır saygının olduğu yerlerde. 


Saygı, insanların farklı düşüncelere, inançlara, kültürlere ve yaşam tarzlarına sahip olabileceğini kabul etmeyi gerektirir. Saygılı insan aslında kendisine de saygılı olduğu için başkalarını hoş görür. Çünkü böyle insanlar iletişim becerisi gelişmiş, empati kurabilme yetisine ulaşmış insanlardır.

 

 Saygılı olduğunuz zaman toplum tarafından da saygı görürsünüz ve el üstünde tutulursunuz. Saygı varsa barış vardır, huzur vardır, anlayış vardır. Saygı yoksa şiddet vardır, cahillik vardır, nezaketsizlik vardır. Saygı insanların sınırıdır. Biz başkasına saygı göstermezsek başkası da bize göstermez ve sınırlar ihlal edilir. Böylece de sorunlar ortaya çıkmaya başlar. Sorunların çözülmesi ile saygı ile saygı ile bitmelidir. Anlatacaklarım  bu kadardı. Dinlediğiniz için teşekkür ederim.


Çok Sevdiğiniz Bir Arkadaşınız Sizi İncitecek Bir Şeyler Yaptı. Bu Durumda Tepkiniz Nasıl Olurdu Konulu Konuşma

 

Çok Sevdiğiniz Bir Arkadaşınız Sizi İncitecek  Bir Şeyler Yaptı. Bu Durumda  Tepkiniz Nasıl Olurdu Konulu Konuşma

 

İnsan sosyal bir yapıda olduğu için arkadaşları ve dostları olur, yakın çevresi olur. Çünkü insan ancak insanla birlikte olunca, konuşunca, dertlerini anlatınca, mutluluklarını paylaşınca daha mutlu ve daha iyi hisseder kendini.

Sevgili öğretmenim,

En çok sevdiğim arkadaşım beni incitecek bir davranış sergilediği zaman ya da arkamdan olur olmadık sözler etiği zaman ilk olarak büyük bir hayal kırıklığı yaşardım ve o anda dünyam başıma yıkılırdı. Çünkü insan en yakın dostum dediği kişiden asla kötülük beklemez ve bunu kalbinden bile geçiremez. Beni incittiği için önce oturur ve ağlardım. Ben duygusal bir insan olduğum için bu durumu kafaya takardım ve canım yanardı. Kendime gelmem uzun sürerdi ama kendime gelirdim ve bir daha asla eski ben olmazdım.

 

Sevgili Öğretmenim,

Beni inciten arkadaşıma karşı kesinlikle eski samimiyetimle davranmazdım ve ona aşırı anlamlar yüklemeyi bırakırdım. Gerçekten seven insan arkadaşını davranışları ve dili ile kırmaz. Onu incitirim diye çok korkar. Beni gerçekten inciten çok sevdiğim arkadaşımın gerçek bir arkadaş, gerçek bir dost olmadığını anlamış olurum. Bundan sonraki arkadaşlık ilişkilerimde insanlara fazla güvenmemeye başlarım ve kendimi onlara kaptıracak boyutlarda samimiyet kurmam.

 

Hani bir söz vardır ya; “İnsanlarla münasebetiniz ateşle münasebetiniz gibi olsun, çok yaklaşma yanarsın, çok uzaklaşma donarsın diye.” diye artık bu söz doğrultusunda hareket ederdim. Hemen affetmesem bile o arkadaş dediğim, canım bildiğim, kardeşim, dostum bildiğim kişiyi zaman içinde affederdim ama ona karşı bir daha asla aynı olmazdım ve uzak dururdum. Merhaba merhaba demekten ileriye gitmezdi ilişkim.