Kişilik Gelişiminde Ailenin Önemi Konulu Konuşma

 

Kişilik Gelişiminde Ailenin Önemi Konulu Konuşma

 

Aile, çocuğun ilk sosyal deneyimlerini kazandığı yerdir. Çocukların gelişiminde aile yol gösterici ve kuralları öğretici rol oynar. Çocuğun doğru ve yanlışı öğrenmesinde,  cinsel kimliğini kazanmasında,  davranışlarını kontrol etmesinde, ailenin rolü çok büyüktür. Aile içinde sadece anne ve babanın görev ve sorumlukları yoktur. Çocuklar da yaş, cinsiyet, kişilik ve yetenekleri doğrultusunda görev almalıdır. Kişilik gelişiminde aile önemli bir yere sahiptir. 


Çocuğu dünyaya getiren anne ve babası ona iyi bir şekilde bakmalı, onu iyi bir şekilde büyütmelidir. Onun bedenen ve ruhen sağlıklı olması için çocuğuna destek olmalı, onu mutlu etmeye çalışmalı ve onun başarılı olması için elinden gelen fedakarlığı yapmalıdırlar. Aile çocuğunu karakter sahibi olarak yetiştirmelidir. Çocuğun iyi bir kişi olması için aile ona iyi yönde örnek olmalıdır. Eşlerin birbirlerini sevmeleri, saymaları, birbirlerine güven duymaları; özenli, duyarlı, hoşgörülü, paylaşımcı davranmaları evlilik bağını güçlendirir.

 

Değerli dinleyiciler,

Aile içi ilişkilerde tartışmaların olması doğaldır. Çocuk; anne ve babasının problemlerini tartışarak olumlu bir şekilde çözdüklerine tanık olunca ileride kendi yaşamında karşılaşabileceği problemlere hazırlanma fırsatı bulur. Böylece daha güçlü bir kişilik geliştirebilir ve en ufak bir olumsuzlukta hemen yıkılmaz. Çocuğun kendini keşfetmesine izin verilmelidir. Hangi mesleği seviyorsa ileride o mesleği tercih etmesine saygı duyulmalıdır. Çocuklarımıza baskı yapmamalıyız, onlara karşı hoşgörülü olmalıyız ama aşırı tavizkar bir tutum da sergilememeliyiz. Onların toplum içinde kendilerini daha iyi ifade etmeleri için kendine olan güvenlerinin artmasına destek olmalıyız. Kendi kararlarını vermelerine ve sorumluluk almalarına fırsatlar tanıyalım.

 

Çocuklarımızın duygusal gelişimlerine, duygularını dile getirmelerine fırsatlar tanıyarak yardımcı olalım. Çocuklarımıza cesaret kırıcı değil, destekleyici yaklaşımlarda bulunmalıyız. Onlar bir şeyi başaramadığı zaman onlara korkak, ezik, senden bir şey olmaz gibi çocuğun kişiliğini hedef alan olumsuz davranışlardan kaçınmalıyız. Tüm bunlar yapıldığı zaman daha sağlıklı çocuklar, daha mutlu ve daha özgüvenli çocukla ortaya çıkacaktır ve bu da onların gelecekteki  yaşamına olumlu yönde etki edecektir. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum.

Kadınlar İle İlgili Özlü Sözler

 

Kadınlar İle İlgili Özlü Sözler

 

Kadınlar toplumu ileri, götüren, topluma büyük emekler harcayan değerli varlıklardır. Onların sevilmeye  ve ilgiye gereksinimi vardır. Dünyadaki, çoğu şey kadınların eseridir.


Kadınlar ile ilgili özlü sözler şunlardır:


"Dünyayı kadınlar yönetiyor olsaydı hiç savaş yaşanmazdı ancak 28 günde bir derin müzakereler yaşanırdı."  Robin Williams

"İyi bir kadınla iyi bir erkek birlikte değildir. Çünkü kadınlar, kötü erkeklere aşık olup iyi erkeklerle dertleşir." Victor Hugo

"Kadınlar omuz omuza sıralandıklarında aradan kimse geçemez." Linda Mcfarlane.

"Her zamanki gibi, her aptalın arkasında harika bir kadın var." John Lennon

"Hıçkırarak ağlayan bir kadının gözyaşları, ağlatan adamın başına geleceklerinin altına atılacak imzadır." Charles Bukowski.


"Kadınlar kendilerini sevenler için değil, onlara hükmedenler için can verirler." Halide Edip Adıvar

Bir uygarlığın seviyesini ölçmek isterseniz, derhal kadının hayat şartlarına bakın." Stuart  Mill

"Kişiye imandan sonra verilen şeylerin en hayırlısı saliha kadındır." Hz Ömer.

"Kadınlar ile ilgili yapılabilecek üç şey vardır. Onu sevebilir, onun için acı çekebilir ya da onu edebiyata çevirebilirsin." Henry Miller


"Kadın olmak çok zor bir iştir. Çünkü erkeklerle uğraşmak zorundadırlar." Joseph Conrad

"Kadınlar sevilmek için yaratılmıştır, anlamak için değil." Oscar Wilde

"Bir uygarlığın seviyesini ölçmek isterseniz, derhal kadının hayat şartlarına bakın." Stuart Mill

"Kadın olmak, esasen erkeklerle uğraşmaktan ibaret olduğu için çok zor bir ticaret." Joseph Conrad, Chance

Yeryüzünde gördüğümüz her şey, kadının eseridir." Mustafa Kemal Atatürk.

"Eğer ki kadınlar olmasaydı, dünyadaki paranın hiçbir değeri kalmazdı." Aristotle Onassis.

Sağlıklı Yaşam İle İlgili Kompozisyon

 

Sağlıklı  Yaşam İle İlgili Kompozisyon


Dünyada en büyük hazine sağlıklı bir bedene ve sağlı bir ruha sahip olmaktır. Sağlıklı bir yaşam sürmek için de geçerli olan en temel etken yediğimiz, içtiğimiz şeylere dikkat etmektir. Yediğimiz içtiğimiz şeylerin organik olmasına dikkat etmeliyiz. Hazır pakete girmiş gıdalar insanların sağlığını bozmaktadır.  Buna dikkat etmeliyiz.


 Marketten aldığımız yiyeceklerin içinde zararlı yağlar vardır. Paketlerin üzerinde içindekiler bölümüne baktığımızda  yabancı kelimeler görürüz ve bu kelimelerin ne olduğunu araştırmadan ha bire yemeye , sağlığımızla oynamaya devam ederiz. Sağlığımızın elden gitmemesi için her şeye dikkat etmeliyiz. Sadece yeme içme değil aynı zamanda spor yapılmalıdır. Spor yaparken de abartılmamalıdır. Her şeyin fazlası da zararlıdır, azı da zararlıdır. Önemli olan ideal olanıdır. Örneğin; Haftada üç dört gün birer saat aralıklar yürümeli, ya da hangi sporu seviyorsak, hangi egzersizi seviyorsak onu yapmalıyız. 


Vücudumuzu, kaslarımızı korumalıyız. Yaşlılıkta daha rahat etmek için, daha sağlıklı bir yaşam sürmek için şimdiden hazırlık yapmalıyız. Ne yerseniz osunuz diye bir söz vardır. Sağlıklı yaşamda sağlıklı şeyleri yersek güçlü oluruz, mutlu oluruz. Sağlıksız şeyleri yersek ise güçsüz oluruz, obez oluruz, mutsuz oluruz ve sağlığımız elden gider.  Tencere yemeklerini tercih etmeliyiz, yeşillik bolca tüketmeliyiz ve sağlımızı korumalıyız.

Emek, Tembellik, Çalışkanlık Kelimelerinin Çağrıştırdıkları İle İlgili Konuşma Hazırlayınız.

 

Emek, Tembellik, Çalışkanlık Kelimelerinin Çağrıştırdıkları İle İlgili Konuşma Hazırlayınız.


İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli fark aklının olması ve sosyal bir hayatta yaşamasıdır. Yaşamın daha iyi geçmesi için çalışmak, alın teri dökmek ve emek etmek gerekir. İnsan ancak çalıştığı zaman meşgul olur, işini severek çalıştığı zaman ise o işte daha da başarılı olur ve kendini geliştirmeye devam eder.


Sevgili öğretmenim, değerli dinleyiciler,

"Başarı, emekle yoğrulan bir özverinin ürünüdür."  der Napoleon Hill. İnsan başarılı olduğu zaman  mutlu olur ve çalışkan olmanın meyvelerini almaya başlar. Başarı emekle birleştiği zaman ortaya çok güzel sonuçlar çıkar. Kişi bir kere tembellikten kurtulmuş olur ve başkalarına muhtaç kalmaz. Kendi ayakları üzerinde durabilen, kendini geliştiren ve hayata dört elle sarılan insanlar çalışkan insanlardır, emek edip bir yerlere gelen insanlardır. İnsan çalışmazsa tembel olur ve bir süre sonra tembellik yaşam alışkanlığı haline gelir ve kişi bir şey yapmak istemez. Bunun sonucunda ise kişide sıkıntılar başlar. Rahat bir yaşam, aşırı konforlu bir yaşam kişinin bedenini ve zihnini çürütür. Çalışmadan, emek etmeden bir yerlere gelmek isteyen insanlar hiçbir  yere gelmez ve başarısız bir hayat sürdürüp bu dünyadan boş bir şekilde ayrılırlar ve arkalarından da güzel sözlerle anılmazlar.

 

Sevgili öğretmenim,

Çalışkan olmak gerekir. Kendimizi geliştirmek için çok çalışmalıyız. Ülkemize faydalı bireyler olmalıyız. Sevdiğimiz işle meşgul olup boş işlere zaman ayırmamalıyız. Kimseye el açmamak için, kimsenin biz ezik dememesi için dik duruşlu olmalı, kendi alın terimizin ekmeğini yemeliyiz. Çünkü en verimli yağmur alın teridir der Cenap Şahabettin. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum.

Öksüz İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Öksüz İle İlgili Atasözleri ve Anlamları


Öksüz ile ilgili atasözleri ve anlamları şu şekildedir:

Öksüz kuzu toklu olmaz: Kimsesiz kimselerin hayatta başarılı olması, mutlu olması diğer insanlara göre daha zordur.

Öksüz güler mi, meğer yanıla: İşleri ters giden kimsesiz kişinin hiçbir zaman yüzü gülmez. Yüzünü güldürecek bir durum ortaya bile onu n yanlışlık olduğu çok kısa zaman geçmeden anlaşılır.


Öksüze acıyan çok ama ekmek veren yok: İnsan işsiz güçsüz kaldığında ona nasihat veren, yol gösteren çok olur fakat destek veren olmaz.

Öksüz hırsızlığa çıksa ay ilk akşamdan doğar: Kısmeti az olan birine kırk yılda bir fırsat gelir, onu da tam anlamı ile değerlendiremez veya akla gelmedik engeller çıkar.

Öksüz çocuk göbeğimi kendi keser: Koruyanı, yardım edeni bulunmayan kişiler herhangi bir yerden veya kişiden yardım göremeyeceği için, kendi işini kendi yapmak zorunda kalır.


Öksüzün karnına vurmuşlar “vay arkam” demiş. Toplumda iyi iş yapabilmek veya haksızlığa uğramak istemeyen kişinin koruyucusunun olması gerekir. Ona destek veren birilerinin olması gerekir aksi takdirde yaptığı iş başarıya ulaşamaz.

Öksüzün bağrı yağ bağlamaz: Zavallı ve kimsesi olmayan insanlar verimli iş yapamazlar.

Öksüzün bir doyarı ayran, bir doyarı bayram. Geçimi iyi olmayan bir kimse günü basit yiyeceklerle geçirir, bayram günlerinde gelecek hediyeler ile avunurlar.

Yağmur İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

 

Yağmur İle İlgili Atasözleri ve Anlamları


Yağmur ile ilgili atasözleri ve anlamları şunlardır:


 Yağmurlu gün tavuk su içmez: Elinde olan bir şeyi tekrar elde etmeye çalışmak akıllıca değildir.

Yağmur olsa kimsenin  tarlasına düşmez: Öyle insanlar vardır ki imkanları elverdiği halde iyilik etmekten kaçınırlar.

Yağmur diner, su durulur: İnsanların yaşadığı dertler sonsuza kadar sürüp gitmez. Zamanla  sorunlar da ortadan kalkar ve yaşanan olumsuzluklar geçmişte kalır.


Yağmur yağarken küpünü doldur:  İnsan sağlıklı ve gençken veya iş hayatı düzenli iken kazancını artırmaya bakmalıdır. Çünkü gençken ve güçlüyken kazandığı para onun gelecekte garantisi olacaktır.

Yağmurda düşmanın koyunu, dostun atı satılsın: Yağmurda ıslanan koyun zayıf ve gösterişsiz görünür. Değeri düşer. At ise ıslandıkça daha çevik ve daha gösterişli olur. Bundan dolayı at  daha iyi paraya satılır.

Yağmur yağsa kış değil mi? Kişi halini bilse hoş değil mi?: Her mevsimin  kendine özgü özellikleri vardır. Yaz sıcağından, kış soğuk ve yağmurundan belli olur. Mevsimler gibi insanların da kendine özgü durumları  ve nitelikleri vardır. Toplumda o nitelikleri ve özellikleri ile tanınırlar. Kendini başka türlü göstermenin bir anlamı yoktur.


Yağmur yağdıracak bulut uzaktan bellidir: Bir işi bereketli olacağı, sonuçlar alınacağı gidişatından belli olur.

Yağmur tavına ekilen darıdan, kocasından sonra kalkan karıdan hayır gelmez: Kuralına uygun, doğru şekilde yapılmayan hiçbir işten ve bu işi yapan kişiden hayır gelmez.

İnsanın Tarihini Bilmesi Neden Önemlidir?

 

İnsanın Tarihini Bilmesi Neden Önemlidir?


Tarih; ülkeleri, ulusları, toplumları, kuruluşları etkileyen eylemlerden doğan olayları zaman ve yer göstererek anlatan, bu olaylar arasındaki nedensel bağları, bunların daha önceki ve sonraki olaylarla bağlantılarını, karşılıklı etkilenmeleri, her ulusun kurduğu uygarlıkları, ulusların kendi iç sorunlarını vb. inceleyen bilim dalıdır. İnsanın tarihini bilmesi onun geçmişi hakkında neler yaşandığını öğrenmesi demektir. İnsanın tarihini bilmesi çok önemlidir.


 Tarihini bilmeyen bir toplum geçmişteki hatalardan ders çıkaramaz ve ders çıkarmadığı için de o toplumda hiçbir ilerleme ve gelişme yaşanmaz. Onun için tarihimizi iyi bilmeli ve ona sahip çıkılmalıdır. Tarihimizi bilmek;  eleştirel düşünme, problem çözme ve analiz etme gibi becerilerimizi geliştirir. Bu beceriler, daha iyi bir gelecek inşa etmek için gereklidir. Tarih, bizi daha iyi bir insan ve daha iyi bir toplum haline getirir. Tarih öğrenmek, bize ortak bir geçmişe sahip olduğumuzu hatırlatır ve toplum içindeki diğer bireylerle kaynaşmamızı sağlar. Bir zorluk anında milli birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olmamızı sağlar ve toplumsal birlikteliği güçlendirir. Tarihimizi bilmek;  toplumsal farkındalığımızı artırır ve daha adil bir dünya için mücadele etmemizi sağlar.


Tarih öğrenmek, geleceğimizi şekillendirmek için gerekli olan bilgilere ve becerilere sahip olmamızı sağlar. Tarih öğrenmek, bizi daha iyi bir insan ve daha iyi bir toplum haline getirir. İşte tüm bunlar için tarih öğrenmeli, farkındalık düzeyimizi geliştirmeli, geçmişle bağımızı asla koparmamalıyız. Böylece daha bilinçli gençler oluruz, milli kültürümüze, gelenek ve göreneklerimize daha iyi sahip çıkarız ve milli benliğimizi kaybetmeyiz.

Aşağıda Verilen Özdeyişlerin Anlamlarını Yazınız. 5. Sınıf Türkçe 194. sayfa

 

Aşağıda Verilen Özdeyişlerin Anlamlarını Yazınız. 5. Sınıf  Türkçe 194. sayfa

 

1. “Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir.” Mustafa Kemal Atatürk


Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ilk cumhurbaşkanı, büyük lider Mustafa Kemal Atatürk vatanı ve milleti için her türlü zorluğa göğüs germiş ve fedakarlıklar yapmıştır. Mustafa Kemal Atatürk özgürlüğün çok önemli olduğunu, onun karakteri olduğunu söylemiştir. Özgürlük ve bağımsızlık olmayınca insan rahat hareket edemez. Başka milletlerin egemenliği altında yaşamak demek köle olmak demek, ana dilini unutmak, kültürünü unutmak ve milli benliğinin yok olması demektir. Oysa özgür olduğumuz aman, kendi topraklarımızda özgürce çalışırız, vatanımızı daha iyi yerlere getiririz ve başka ülkelerin manda ve himayesi altında yaşama gibi  sorun ortaya çıkmaz. 


Özgürlük ve bağımsızlık hayat demektir, rahat nefes almak, hayatı yaşamak ve benliğini korumak demektir. Bunun için özgürlüğümüzden ve bağımsızlığımızdan asla ödün vermemeli, onların kıymeti bilinmelidir. Mustafa Kemal Atatürk de ben demek özgürlük ve bağımsızlık demek diyerek kendini bu şekilde tanımlamıştır.

 

2. Geleceğin güvencesi sağlam temellere dayalı eğitime, eğitim is öğretmene dayalıdır.” Mustafa Kemal Atatürk

Geleceğimizin iyi olması için çocuklarımızın  eğitim ve öğretim alanında iyi temel atması gerekir. Bu temeli attıracak olan, çocuklara yol gösterecek olan, onları güzel davranışlara yönlendirecek olan kişi ise öğretmenlerdir. Öğretmen işini severek yaparsa çocukları da sevmiş olur. Sevildiğini hisseden, değer gördüğünü hisseden çocuk ise kendinde güç bulacak ve derslerine daha çok çalışacaktır. Öğrenci ve öğretmen iş birliği sayesinde, sevgi sayesinde, çalışmak sayesinde güzel işler ortaya çıkacaktır. 


Nitelikli öğretmenlerin elinden nitelikli öğrenciler çıkacak ve bunlar geleceğin parlayan yıldızları olacaktır. Onun için öğretmenlere çok önem verilmeli, öğretmenlerin değeri bilinmelidir. Öğretmenler de öğrencilerini daha çok geliştirmek için çalışmalı, alın teri dökmeli ve geleceğe  aydınlık yüzler bırakmalıdır. Eğitim ve öğretmenin olmadığı toplumlar is geri kalmaya , cehalete devam edecek ve karanlığın içinde yaşamaya devam edecek  ve dünyadan habersiz olacaklardır. Bunun için nitelikli öğretmenlerin sayısı artırılmalı ve öğretmenlerimiz geleceğimizi aydınlatmaya, bizlere yol göstermeye devam etmelidir.

Şu Garip Uzay Kitabı İle İlgili Test Soruları ve Cevapları

 

Şu Garip Uzay Kitabı İle İlgili Test Soruları ve Cevapları


1 Ay yüzeyine ayak basan astronot “Bu bir insan için küçük, fakat insanlık için büyük bir adım.” demiştir. Bu astronotun adı aşağıdakilerden hangisidir?

A)  Alper Gezeravcı

B) Neil Armstrong

C) Charles Duke

D) Al Worden

 

2)  Ay’ a ikinci adım atan Edwin Aldrin Ay’da yürümenin heyecanı ile hangi sözü söylemiştir?

A) Çok korkunç bir yer burası!

B) Çok heyecanlıyım çookkk!

C)  Çok güzel! Çok güzel! Çok güzel! Şahane bir ıssızlık.

D) Çok  dehşet verici, çok dehşet verici!

 

3)  Kitabın yazarı Tarık Uslu Uzay’a çıksa ilk sözü ne olurmuş?

A) Eve dönmek istiyorum

B) Burada uçmak istiyorum

C) Burada çok kokuyorum

D) Eve gitmek istemiyorum.

 

4) Kitaba göre yeryüzünün yaşanması en zor yerlerinden birisi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Atakama Çölü

B) Kalahari Çölü

C) Patagonya Çölü

D) Rübülhali Çölü

 


5)  Aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?

A) Neptün2ün 13 uydusu vardır.

B) Uranüs’ün 5 uydusu vardır.

C) Satürn’ün 30 uydusu vardır.

D) Jüpiter’in 60 uydusu vardır.

 

6) Bir tane uydusu olan gezegen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Merkür

B) Venüs

C) Dünya

D) Uranüs

 

7)  Kitaba göre Ay ile Dünya arasına  kaç tane Dünya sığdırılabilir?

A) 28

B) 29

C) 30

D) 31

 

8) Ay’a giden astronotlar neden hoplayarak ve zıplayarak yürümektedirler?

A)  İlgi çekmek için

B) Ay’daki yer çekimi Dünya’daki yer çekiminden 6 kat daha az olduğu için

C) Ay çok ilginç olduğu için

D) Ay'da yer çekimi çok fazla olduğu için

 

9) Kendi etrafında çok hızlı dönen Jüpiter ve  Satürn gibi gezegenlerde bir  gün yaklaşık kaç saattir?

A) 7

B) 8

C) 9

D) 10

 

10) Epur si muove ne anlama geliyor?

A) Dönmüyor işte.

B) Fakat, dönüyor işte.

C) Beni suçsuz yere yargılamazsınız!

D) Hiçbir zaman dönemeyecek

 

 Cevaplar:

1.b  2.c   3.a   4.b  5.b   6.c   7.b   8.b   9.d   10.b

İnsanın Kendi Kültürüne, Milli ve Manevi Değerlerine Yabancılaşmasının Temel Nedenleri Neler Olabilir?

 

İnsanın Kendi Kültürüne, Milli ve Manevi Değerlerine Yabancılaşmasının  Temel Nedenleri Neler Olabilir?


Hiçbir toplumsal olay, toplumsal mesele, toplumsal kurum aynı durumda kalamaz. Değişen hayat şartlarında uyumu yakalamak zorunda olan toplum, sahip olduğu yapısı ve tüm birimleriyle dönüşümün dinamizmini yakalamak durumundadır. Toplumsal değişme, gerçekten gelişmeyi, ilerlemeyi ifade ediyorsa sorun yoktur. Ancak bu değişme toplumda yozlaşma, kimlik bunalımı, yabancılaşma; dolayısıyla çözülmeye neden oluyorsa ciddi sorunlar baş gösterecektir demektir. Bir toplumun maddi ve manevi değerlerinin hepsine kültür denir. Kültür bir milletin benliğidir, yaşayış tarzıdır, gelenek ve görenekleridir, milli ve manevi değerleridir ve bunlara sonuna kadar sahip çıkma ve bunları yaşatmadır. 


Dünyada teknolojinin ilerlemesi ile birlikte, yeni gelişmelerin olması ile birlikte insanlar kendi kültürüne ve manevi değerlerine, maddi değerlerine yabancılaşmaya başlamıştır. İnsanın kendi kültürüne yabancılaşmasının en önemli nedeni insanın kendi içindeki eksiklik hissidir. Kendini beğenmeme, kendi maddi ve manevi değerlerini dışlama ve bunları görmezden gelmedir.  Farklı kültürlerin yaşam tarzını kendi yaşam tarzıymış gibi benimseme ve kendi kültürüne aykırı davranışlarda bulunma, farklı yaşantılar içine girmedir. Bilim ve teknoloji açıdan gelişmiş toplumların bilimini almak yerine yaşayış tarzını örnek alma da bir insanın kendi kültürüne yabancılaşmasının nedenleri arasında yer alabilir. 


Özüne yabancılaşmış insan; duygularını, değerlerini yitirmiştir ve insanı insan yapan niteliklerden uzaklaşmış, yaşamın anlamından çok uzak hem dünyadan hem de kendinden kopmuş, köleleşmiş ötekidir ve genellikle tüm bunların farkında bile değildir, diyebiliriz. Özümüze yabancılaşmamak için onu yaşatmalıyız ve ona sahip çıkmalıyız. Kültürümüzü, değerlerimizi yaşatmalıyız ve özenti bir toplum olmaktan çıkmalıyız.