Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar Kitabı İle İlgili Test Soruları ve Cevapları

 Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar Kitabı İle İlgili Test Soruları ve Cevapları


1)  Selim Işık nasıl bir insanın simgesidir?

A) Düşünen  ve sorgulayan

B) Her şeyi kabul eden

C) Çıkarcı bir insanın

D) Cimri bir insanın

 

2)  Turgut Özben’in kaç çocuğu vardır?

A) 1

B) 2

C) 3

D) 4

 

3)  Her insana farklı yönünü gösteren kişi kimdir?

A) Süleyman

B) Selim

C) Turgut

D) Esat

 

4)  Turgut Özben’in mesleği nedir?

A) Doktor

B) Öğretmen

C) Mühendis

D) Hakim


 

5) Selim’in aşık olduğu kadının adı nedir?

A) Nermin

B) Fatma

C) Gül

D) Günseli

 

6)  Selim Işık’ın ölümü le ilgili yaptığı araştırmalar sonunda kendi benliğini tanımaya başlayan kişi kimdir?

A) Esat

B) Hilmi

C) Zehra

D) Turgut


 

7) Aşağıdakilerden hangisi kitapta geçen özlü sözlerden biri değildir?

A) “Beni ya şımartın, ya da kapı dışarı edin!' diye bağırırdı. ‘Yarı içtenliğe dayanmam zor benim.”

B) “Onları öfkeme layık bulmuyorum. Öfkem bana ait bir şey. Yakın hissetmediğim birine nasıl gösteririm onu?

C) Bir temel ilkeden yola çıkmak gerekirse, bu temel ilke ancak şu olabilir : Kendini çözemeyen kişi, kendi dışında hiç bir sorunu çözemez.

D) Ama çoğu insanın ruhu gövdesinden önce çürür; nedense kimse bundan korkmaz.

 

8) Aşağıdakilerden hangisi Selim Işık’ın özelliklerinden biri değildir?

A) Samimiyetin olduğu yerde yaşamayı seven biridir.

B) Sorgulayan ve şüphe eden biridir.

C) Sorgulamayan, her şeyin göründüğü gibi olduğuna inanan biridir.

D) Okumayı, yazmayı çok seven biridir.


 

9)  Turgut Özben neye binip gözden kaybolmuştur?

A) Uçak

B) Motor

C) Eski bir külüstür araba

D) Tren

 

 

10) Aşağıdakilerden hangisi kitapta geçen özlü sözlerden biridir?

A) Ya istiklal ya ölüm

B) Damlaya damlaya göl olur.

C) Çalışan kazanır.

D) Ölmeden ölmek zormuş.

 

Cevaplar:

1. a  2. b  3. b   4. c   5. d   6.d   7. d   8. c   9.d

Osmanlı’da Vakıf Kültürü İle İlgili Neler Yapılmıştır?

 Osmanlı’da Vakıf Kültürü İle İlgili Neler Yapılmıştır?


Vakıflar yüz yıllar boyunca özellikle barınma, eğitim, sağlık hizmetleri başta olmak üzere sosyal dayanışmayı güçlendiren, toplumsal ihtiyaçları karşılayan ve diğer yandan taraflara doğrudan ya da dolaylı olarak ekonomik etkileri olan faaliyetleri devam ettirmişlerdir. Osmanlı’da vakıf, bir malın Allah’ın malı olmak üzere bireysel  mülkiyetten çıkartarak insanların faydasına sunmaktır. Buradaki iki önemli  durumdan  biri öncelikle vakfedilen şeyin mal olmasıdır. Diğer bir etken  ise vakfedilen mal insanların faydasına olmasıdır. Kişisel  mülkiyetten çıkarılıp Allah’ın mülkü olarak kabul edilmesiyle vakfedilmiş olunur.  Vakıflar insanların faydasına yaraması için kurulmuştur. 


Burada amaç faydalı olmak, paylaşma, yardımlaşma ve dayanışma içinde toplumu daha da güçlü hale getirmektir. Osmanlı Devleti’nde  eğitim, sağlık, sosyal yardım, diyanet, bayındırlık gibi bütün yardımı vakıflar yapmıştır. Vakıfların bir kısmı vezir, sultan, şehzadeler, saltanat ailesine aitti. Çoğunluğu askeri zümreye ait olmakla birlikte diğer küçük bir kısmı ise halka aitti. Amacına hizmet eden vakıflar çalışlımaya devam ederken amacına hizmet etmeyen vakıflar ise kapatılmaktaydı. Tam olarak sayısı bilinmemekle beraber Osmanlı Devleti’nde otuz beş bini aşkın vakıf bulunmaktaydı. Vakfın Osmanlı’da ticari, iktisadi, içtimai, siyasi, eğitim ve kültür açısından toplumsal hayatta görevleri vardı.  Birer ekonomik kuruluş gibi  faaliyet gösteren vakıflar gelir elde edip mülk sahibi olmakta, üretim yapıp istihdam sağlamaktaydı. Bunlardan kazanç elde edip kendi faaliyet alanlarında kullanmaktaydılar. Dolayısıyla vakıfların toplum açısından önemli iktisadi işlevleri bulunmaktaydı. Toplum tabakalarının bir araya gelip kaynaşmasını, dayanışmasını da sağlıyordu. Böylece Osmanlı toplumu daha güçlü, daha birbirine bağlı bir toplum olarak yaşamını devam ettirmekteydi.


*Vakıflar insanlara hizmetin yanı sıra hayvanların da huzur ve güvenliğini sağlamıştır.

*Hastane, huzurevi gibi yerlerde din, dil, ırk, mezhep ve sınıf ayrımı yapılmaksızın, çocuk ve yaşlı bütün âciz insanlara tedavi ve barınma hizmetleri verilerek sosyal adalet sağlanmıştır.

*Toplumun can, mal, ırz ve nâmus güvenliğinin  yanı sıra , ahlâk ve haysiyeti koruma altına almıştır.

*Ekonomik sıkıntı içinde olan kimselerin  hırsızlık, rüşvet ve iffetsizlik gibi haram yollara  yönelmesini önlemiştir. Böylece kargaşa ve kaos ortamı da ortadan kalkmıştır.

 

Vakıf örnekleri ise şunlardır:

*Yoksul mahkûmlara harçlık veren vakıf…

Yaralı göçmen kuşların tedavisini üstlenen vakıf,

Çiftçilere ziraat âletleri sağlayan vakıf,

 

Hizmetçilerin kırdığı tabakları tazmin eden vakıf,

İflâs eden tüccarlara yardım eden vakıf,

Âfet sonrası tamir yapan vakıf vb.

Halk Şairi Sözünden Ne Anlıyorsunuz?

 Halk Şairi Sözünden Ne Anlıyorsunuz?


Halkın içinden gelen, halkın ortak  duygu ve düşüncelerini eserlerinde ortaya koyan, halkın dertlerini, halkın gelenek ve göreneklerini yazdığı eserlerde ortaya koyan kişilere halk şairi denilir. Halk şairi  kısaca halk içinde yetişen, deyişlerini genellikle sazla söyleyen, sözlü şiir geleneğine bağlı ozan, âşık.


 Ya da diğer bir tanımı ile Halk kültürüyle kişisel yeteneğin birlikte oluşturduğu, yaratılarını sazla çalıp söyleyen geleneksel ozandır.  Halk şairleri şiirlerini içten ve sade bir dille yazmışlardır. Yani halkın anlayabileceği bir dil kullanmışlardır. Halkın dilini çok iyi bildikleri için bunu da sözlere döktükleri için halka tarafından çok sevilmişlerdir.


Halk şairlerine örnek kimseler şunlardır:

* Yunus Emre

*Dadaloğlu

* Pir Sultan Abdal

* Mahzuni Şerif

* Aşık Veysel Şatıroğlu

* Bayburtlu Zihni

* Aşık Ömer

* Kayıkçı Kul Mustafa

*Kaygusuz Abdal

* Ercişli Emrah

* Gevheri

* Aşık Seyrani

* Kul Himmet

* Erzurumlu Emrah

* Hasret Gültekin

* Kul Nesimi

* Aşık Feyamni

* Aşık Reyhani vb.


  Not: Türk Halk Şiiri geleneği, Türklerin İslamiyet’i kabul etmelerinden önceki Destan Dönemi  olarak adlandırılan sözlü geleneğin devamı niteliğindedir.

Türkler Müslüman olduktan sonra da bu edebiyat geleneğinin çeşitli özelliklerini koruyarak İslamiyet’in kabulüyle başlayan büyük kültürel değişikliklere uyum sağlamış, yeni görünümlerle özünü kaybetmeden günümüze kadar devam edip gelmiştir.

 

 

Günümüz Toplumundaki Dostluk ve Arkadaşlıklar Nasıldır? Tartışınız.

 Günümüz Toplumundaki Dostluk ve Arkadaşlıklar Nasıldır? Tartışınız.


Dostluk bir gönül bağıdır, karşılıksız kabul etme, koşulsuz sevmedir. Dostluk iyi ve kara gün dostu demektir. Eskiden dostluklar daha kalıcı olurdu ve her şeyden önce dostlar arasında güven vardı. Güven olduğu için dostluklar da sağlam kalırdı. Günümüz toplumunda şehirleşmenin de etkisi ile insanlar arasındaki dostluklar azalmaya başlamıştır. Çünkü dostluğun yerini menfaat almış, sevginin yerini para almıştır. İnsan ilişkileri daha derinden değildir.


 İnsanlar birbiri ile merhaba, nasılsın diyerek iletişimi daha  yüzeysel bir duruma getirmişlerdir. Günümüzde insanlar sadece çıkarlarını ön plana katmaktadır. Arkadaşlık, dostluk gibi kavramlar yerini aylık parası ne kadar, maddi durumu iyi mi iyiyse onunla arkadaşlık kurayım ki ileride bana faydası dokunsun gibi bencil ve etik olmayan düşünceler içine girmeye başlamıştır. Hal böyle olunca güven ve sevgi ortamı yerini kötü hırslara bırakmıştır. Eski dostluklar, arkadaşlıklar ölmüştür. Hani ne varsa eskilerde vardır derler ya gerçekten de öyledir. Dostluklar ve arkadaşlıklar eskide kalmıştır. Arkadaşlık ve dostluk yerine kazık atma başlamıştır. Hayal kırıklığına uğrama, dost sandığın kişilerin sinsi çıkması, dedikodu çıkması kişilerin insan ilişkilerindeki dostluğa olan inancını kaybettirmeye başlamıştır.


 Artık insanlar samimiyetsiz olmaya başlamışlardır. İnsanlar birbirinden  şüphe etmeye başlamıştır. Dürüstlük, sevgi, saygı, karşılık beklemeden iyilik yapma gibi güzel değerler yerini karşılıklı olan her şeyde varım anlayışına bırakmıştır. Dostluğun yerini kim kimden ne koparırım düşüncesi yer almıştır. Böyle olunca güzel değerler ve güzel duygular ölmeye başlamıştır. Elbette günümüzde de dostluklar ve arkadaşlıklar vardır ama bunun sayısı çok ama çok azdır.

Etkili Konuşma Konusunda Kısa Bir Metin Yazınız

 Etkili Konuşma Konusunda Kısa Bir Metin Yazınız

 

İyi bir lider yönettiği kitleleri etkilemek için iyi bir diksiyona sahip olmalıdır. Etkileyici sözcükler kullanmalıdır. Yani diğer insanlardan mutlaka farkı olmalıdır. Mustafa Kemal Atatürk de çok iyi bir lider olduğu için normal düz cümleler kullanmamıştır. Onun her bir sözü özlü ve anlamlı bir sözdür. Mesela vatanı kurtaralım deseydi belki insanlar üzerinde çok fazla etkili olmayabilirdi ama Ya İstiklal ya ölüm dediğinde bu söz insanların zihninde şimşekler çaktırmış ve insanları güçlü olmaya zorlamıştır. İşte bunun için de etkili bir konuşma yeteneği lazımdır ki o da Mustafa Kemal de fazlasıyla vardı. Etkili konuşma kitleleri başarıya götürür. Etkili konuşamayan bir lider kendi söylediklerine kendisi de inanmaz. Öncelikle liderin söylediklerine kendi inanmalı, sonra halkı inandırmalı ve bunun için de harekete geçmelidir. Etkili konuşma sağlanınca başarının gelmesi de kaçınılmaz olacaktır.


 

* Atatürk Sizce Konuşmaya Başlamadan Önce Neler Söyleyeceğini Tasarlamış Mıdır?

Mustafa Kemal kongre öncesi ne konuşacaklarını tasarlamıştır. Çünkü o nerede, ne zaman , nasıl bir şekilde konuşacağını bilen, planlı ve programlı bir liderdir.

* Mustafa Kemal konuşması esnasında nelerden faydalanmıştır?:  O dönemde yaşadığı olaylardan faydalanmıştır. Gözlem yapmış, incelemiş ve konuşmalarında okuduğu kitaplardan, okuduğu yazar sözlerinden faydalanmıştır. Çünkü okuyan, araştıran deha bir zekaya sahip olan büyük bir komutandı Mustafa Kemal Atatürk.



Bir lider nasıl konuşmalıdır: Bir lider öncelikle kriz çıktığında bu krizi iyi yönetebilmelidir. Aşırı telaşlı olmak ya da aşırı soğukkanlı olmak iyi değildir. Orta derecede olmalı, sakin olmalı ve mantıklı bir açıklama yapabilmelidir. Lider krizi iyi yönetemezse kitlelerde ona güvenmez ve onun peşinden gelmez. İyi bir lider etkili konuşmalı, diğer insanlara örnek davranışlarda bulunmalıdır. Sözleri insanları etkileyebilmelidir. Net beklentiler belirlemelidir. İyi bir lider hem iyi konuşmalı hem de diğer insanların sözlerini iyi bir şekilde dinlemelidir. Not almalı, halkına öncülük etmeli ve paniğe kapılmamalıdır.

 

 

 

Nesillerin Hem Biyolojik Hem De Ahlak Yönünden Sağlıklı Olmaları Sözünden Ne Anlıyorsunuz?

 Nesillerin Hem Biyolojik Hem De Ahlak Yönünden Sağlıklı Olmaları, Sözünden Ne Anlıyorsunuz?

 

Biyolojik açıdan sağlık, “bedenin her hücresinin optimal düzeyde işlev yapması ve her hücrenin diğerleri ile mükemmel uyum durumundaki işlev yeteneğidir. Yani beden olarak sağlıklı olmak demek biyolojik olarak sağlıklı olmak demektir.

 

Nesiller biyolojik çocuklar olarak sağlıklı olduğu zaman hem mutlu olurlar hem de çalışacak, başarılı olacak gücü kendilerinde bulurlar. Nesillerin ahlak yönünden sağlıklı olması ise şu demektir. Güzel ahlaklı çocuklar yetiştirmek, başarılı ve özgüvenli çocuklar yetiştirmek, merhamet duygusu olan, hayvanlara zarar vermeyen, vatan ve millet sevgisini içinde taşıyan, dürüst, güvenilir bireyler yetiştirmek nesillerin ahlaki yönden geliştirilmesi demektir. Kendine güvenen, sorumluluk sahibi,  vatanı için çalışan ve vatanını her şeyden çok seven nesiller yetiştirmek gerekir. Ahlaklı olan bir nesil geleceğini de teminat altına alır.

 

Ahlaklı insanlar anı zamanda vatanı yükseltmek için çok çalışırlar. Ahlaklı olan bir toplumda işler de tıkırında gider. Kimse torpille işe girmez. Adalet olur, insan hakları olur. Adam kayırmaca ortadan kalkar ve huzur dolu bir toplum düzeni ortaya çıkar. Nesillerin hem biyolojik hem de ahlaki yönden sağlıklı olması aydın insanların, güzel insanların ortaya çıkmasını sağlar.

15 Temmuz Gecesi Kahramanlık Gösteren Bir İnsanın Hikayesini Defterinize Yazınız

 15 Temmuz Gecesi Kahramanlık Gösteren Bir İnsanın Hikayesini Defterinize Yazınız

 

Kişiler: Ömer Halis Demir, vatansever askerler ve vatansever komutanlar ve Türk halkı

Yer: İstanbul

Olay: 15 Temmuz Darbe Girişiminde Bulunma

Not: 15 Temmuz Darbe Girişimi veya 2016 Türkiye Askerî Darbe Teşebbüsü, darbe metninde yer aldığı isimle Yurtta Sulh Harekâtı, 15-16 Temmuz 2016 tarihleri arasında Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde kendilerini  Yurtta Sulh Konseyi olarak tanımlayan bir grup asker tarafından Türkiye’de  yaşanan askeri darbe  girişimidir.

 

Ömer Halisdemir’in Hayat Hikayesi:

Kahraman Bir Yiğidin Öyküsü

 Ömer Halisdemir 20 Şubat 1974 yılında Niğde’de dünyaya gelmiştir. Yedi çocuklu bir ailede dünyaya gelmiştir. Çocukluğunu Niğde’de geçirmiştir. Büyüdüğü zaman kahraman bir Türk askeri olmuştur.  Astsubay olan Ömer Halisdemir Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde  ülkemiz sınırları içinde ve dışında çeşitli görevlerde bulunmuştur. Askerlik görevini yapmaya devam etmiştir.  Hatice Hanım ile evlenmiş ve iki tane çocuğu dünyaya gelmiştir. Çocuklarının adları Elifnur ve Doğan Ertuğrul’dur.


Ömer Halisdemir askerlik görevine devam ettiği bir akşamüzeri ilginç bir oalyla karşılaşmıştır. Ülkemiz o akşam darbe tehlikesi ile karşı karşıya kalmış ve büyük bir bir tehlike atlatmıştır.  İstanbul’da akşam dokuz gibi başlayan darbe girişimi ülkemizi büyük bir tehlike ile karşı karşıya getirmiştir. Muğla’da Marmaris’te ülkemizin cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da suikast girişiminde bulunulmuştur. Cumhurbaşkanı o gece gazeteci  Hande Fırat’ı telefondan görüntülü arayarak milletini sokağa davet etmiş ve darbecilere fırsat verilmemesi gerektiğini söylemiştir. Halk sokağa dökülmüştür. O gece görevini yapanlardan biri de Niğdeli Ömer Halisdemir’dir.15 Temmuz gecesi darbe girişimi sırasında Özel Kuvvetler Komutanlığında görevli olan Ömer asker darbe yanlısı olan Tuğgeneral Semih Terzi’yi komutanından aldığı emir ile göğsünden vurmuştur. 


Vatan tehlikede olduğu için canını hiçe saymıştır ve darbeci askerler tarafından kurşun yağdırılarak şehit edilmiştir. Kendisine vur emrini  Özel Kuvvetler komutanı komutanı Zekai Aksakallı vermiştir.  Ömer Halisdemir darbe yanlısı generali vurduktan sonra kendisi de diğer darbeci askerler tarafından oracıkta vurulmuş ve şehit olmuştur.  Askerimizin vurulduğu nokta çiçeklerle süslenmiştir. 4 Ağustos 2016'da başlayan Fırat Kalkanı Operasyonu’na katılan Özel Kuvvetler Komutanlığına bağlı askerler ise üniformalarına "Şehit Ömer Halisdemir" yazan apoletler takmıştır.


 Ülkesini kahramanca savunan Ömer Halisdemir vatanı için şehit olmuş ve vatanı düşman askerlerine teslim etmemiştir.  Ömer Halisdemir darbenin seyrini değiştirmiş olan büyük bir kahraman, değerli bir vatan evladı olarak kalplerde yaşamaya devam edecektir.

Tatlı Dil, İyilik Yapmak, Nazik Olmak Konulu Özlü Sözleri Araştırınız.

 Tatlı Dil, İyilik Yapmak, Nazik Olmak Konulu Özlü Sözleri Araştırınız.

 

Tatlı dilli olmak, iyilik yapmak ve nazik olmak insanı insan yapan en önemli üç unsurdur. Bunları yaptığımız zaman gerçek bir insan davranışı sergilemiş oluruz. İnsan ancak bu erdemler ile insan olmaya hak kazanır ve kendini değerli kılar.

 

Tatlı dil ile ilgili sözler:

“İnsanda güzel olan yüzdür,Yüzde güzel olan gözdür,Ama insanı insan yapan ağzından çıkan sözdür.” Mevlana

“Binlerce kilit olsa, her kilit gök genişliğinde olsa, anahtar dişi gibi olan, iki üç tatlı söz, onların hepsini açar.”  Mevlâna.

“Bir insan ne kadar çok gürültü yaparsa, sözleri de o kadar ses sizdir.” E.Benyoetz

“Tatlı söz söyleyen, kötü söz işitmez.” Firdevsi.

“Bir güzel söz söyleme sanatı varsa, bir de güzel anlama ve dinleme sanatı vardır.”Epiktetos.

“Bak, doğan ölür, ondan eser olarak söz kalır; öldükten sonra da, vebali altında kalır.” Yusuf Has Hacib.

“Söz ola kestire başı, Söz ola kestire savaşı, Söz ola ağulu aşı, Bal ile yağ eder bir söz.” Yunus Emre.

"Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır. "Atasözü

“Akıl süsü dil, dil süsü sözdür. İnsanın süsü yüz, yüzün süsü gözdür. İnsanın sözünü dil, dili ile söyler; sözü iyi olursa, yüzü parlar.”  Yusuf Has Hacib.

“Baş dille tartılır.” Atasözü

"Bıçak yarası geçer, dil yarası geçmez." Atasözü

 

 

İyilik yapmak ile ilgili özlü sözler:

"İyilik, insanın emniyet kemeridir." Lokman Hekim

"İyilik yapma kabiliyetinde olup da yapmayan insan, suç işlemiş sayılır." Johann Heinrich Pestalozzi

"İnsan yaşamında üç önemli şey vardır: Birincisi iyi insan olmaktır, ikincisi iyi bir insan olmaktır, ve üçüncüsü iyi bir insan olmaktır." Henry James

"Karşılığında kötülük göreceğinizi hiç düşünmeden, iyilik ediniz." Hz Ali

"Her insan yapmaԁığı tüm iyiliklerden suçludur." Voltaire

"Yanlış yapma fırsatı günde bin kez bulunur, iyilik yapma fırsatı yılda bir kez gelir, onun için bu fırsat kaçırılmamalıdır." Voltaire

"İyilik etmesini bilmeyen insana, bildiği başka şeylerden hayır gelmez." Montaigne

"Her iyilik bir sadakadır." Hadis-i Şerif

"Ödül beklentisi olmadan rastgele bir iyilik eylemi gerçekleştirin, bir gün birinin sizin için aynı şeyi yapabileceği bilgisine güvenin." Prenses Diana


"Bugünden başlayarak, buluştuğunuz herkese gece yarısı ölecekmiş gibi davranın. Toplayabildiğiniz tüm özen, iyilik ve anlayışı onlara sunun ve hiçbir ödül düşünmeden yapın. Hayatın bir daha asla aynı olmayacak."  Og Mandino

"Çok para kazanmış olsanız bile, birine size geri ödemeyeceği bir şey yapmadıkça, iyi bir gün geçirmiş sayılmazsınız." Ruth Smeltzer

"Eğer güzel gözlerin olmasını istiyorsan, insanlara iyilikle bak, eğer saçların güzel olsun istiyorsan, bırak çocuklar ellerini geçirsin saçlarından, ince bir bedense isteğin, ekmeğini açlarla bölüş ve güzel dudaklara sahip olmak için, sadece güzel sözler söyle." Audrey Hepburn

“İnsanlara gelince onlardan teşekkür beklemeden, elinden gelen iyiliği yap, bazı tek tük can sıkıcılıklar olursa da genelde hep iyi bir ilişki kalır.” Wolfgang Van Goethe

“Güneş, ışık ve sıcağından yarar sağlamak için kendisine yalvarılmasını beklemez. Sen de güneş gibi ol, beklenilen iyiliği senden istenilmeden yap. “Epictetos

“Başa kakılan bir iyilik daima hakaret yerini tutar.” Racine

“Her türlü kötülüğü yapmaya muktedir iken kötü bir şey yapmamak, işte budur iyilik.” Andre Gide

“İyiliğin şerefi çabuk yapılmasındandır.” Hz Ömer

"Eğer iyiliğin bir nedeni varsa, sonunda bir ödülü varsa o iyilik değildir." Lev Tolstoy

"İyiliğe iyilik her kişinin, kötülüğe iyilik er kişinin, iyiliğe kötülük ise şer kişinin işidir. Şeyh Edebali

“Bir dana binlerce inek arasında kendi anasını nasıl seçer ve bulursa, insanın yaptığı  iyilik ve kötülüklerde eninde sonunda gelir onu bulur.” Pançantra

“Bir kimseye edilecek iyiliğin en mükemmeli o kimseyi minnet altında bırakmayanıdır.” Balzac

“Bir fenalık ettinse, arkasından bir iyilik icrasına çalış ki, o fenalık defterinden silinsin.” Hz Muhammed.

“İyiliğinize inanılmasını istiyorsanız, ondan hiç söz etmeyin.” Blaise Pascal

 

 

Nazik olmak ile ilgili özlü sözler şunlardır:


“Kibarlık hiçbir şeye mal olmadığı halde, insana çok şey kazandırır.” Lady Mary Montaigne

“Nezaket, ister iskarpin giysin ister çarık, bastığı yeri çamurlamaz.”  Cenap Şehabeddin.

"Kaba bir kimsenin elinden, hayat suyu bile olsa içme." Hz Ali

"Büyük ve üstün insan naziktir; fakat yaltaklanmaz, küçük insan yaltaklanır; fakat nazik değildir." Konfüçyus

“Sıcaklık, balmumu için ne ise nezaket de insan için odur.” Arthur Schopenhauer

“Herkese karşı kibar davran, pek az kişiyle samimi ol, onlara da güvenmeden önce düşün.” George Washington.

“Sabırla nezaket birleşince, gün doğar.” Leigh Hunt

“Oğlum, onlar sana karşı kaba hareket etseler bile sen onlara karşı nazik ol. Şunu unutma ki sen başkalarına onların bir centilmen oluşundan dolayı değil, kendin bir centilmen olduğundan dolayı nazik davranıyorsun..” Lord Chesterfield

“Uğraşacak gücü ve silahı olmayanlar, hiç olmazsa nazik olmalıdırlar.” Oliver Goldsmith

“Her şey incelikten, insan kabalıktan kırılır.” Mevlana

“Nezaket, insanın gerçek düşünceleri arasında seçim yapabilme sanatıdır.” Madame de Stael

Dostlarınızla Nasıl Vakit Geçiriyorsunuz?

 Dostlarınızla Nasıl Vakit Geçiriyorsunuz?


Dost, iyi ve kötü günde yanımızda olan, başarılarımızda mutlu olan, kötü günlerimizde bizimle acımızı paylaşan güzel insan, merhametli insan demektir. Dostlarımızla vaktin nasıl geçtiğinin farkında bile olmayız. Çünkü onlarla olduğumuz zaman mutlu oluruz, sevdiğimiz yemekleri yapar, sevdiğimiz oyunları oynar, sevdiğimiz filmleri izleriz. Sıkıntılarımızı paylaşırız ve onların verdiği nasihatler bizim için çok değerli olur. Dostlarımızla güzel bir çay içeriz, kahvaltı yaparız.  Sevdiğimiz yemekleri onlar ile birlikte yapıp onlarla yediğimiz zaman o yemeklerin tadı daha da bir şahane olur.


 Onlarla olduğumuz zaman yeni yerler keşfederiz ve gitmediğimiz şehirlere gider o şehir hakkında bilgi sahibi oluruz. O şehrin doğal ve tarihi güzelliklerini gezeriz. Kitap okuma günü düzenler ve bir araya geldiğimizde bir saat kitap okur ve daha sonra okuduğumuz kitap hakkında sohbet ederiz.  Farklı kitapları hakkında konuşuruz ve böylece bilgi alışverişi de gerçekleşmiş olur. Onun bildiği bizim bilmediğimiz şeyler öğreniriz. O da kendi bilmediği ama bizim bildiğimiz şeyleri bizden öğrenir. Böylece daha çok bilgili ve becerikli oluruz ve eğlenceli saatler geçirmiş oluruz. Birbirimize ufak hediyeler alırız . Yeri geldiği zaman da büyük hediyeler alırız. Maddi olarak zor durumda düştüğümüzde onların desteğini hemen hissederiz. Yeni bir şeyi birlikte deneriz. Örneğin; Ebru sanat gibi. Birlikte hayvanat bahçesine gideriz, sinemaya gideriz.


 Birlikte ağaç dikeriz ve o ağaç bizim dostluğumuzun simgesi olarak kalacak diye aramızda sözleşiriz ve daha sonra kahkahalar atarak birbirimize sarılırız. Birlikte müzik dinleriz, güzel anılar biriktiririz ve birlikte fotoğraf çektiririz.  Birlikte alışveriş yaparak. Sevdiğimiz yiyeceklerden satın alarak güzel bir şekilde yeriz.

Yardıma Muhtaç İnsanlar İçin Neler Yapıyorsunuz?

 Yardıma Muhtaç İnsanlar  İçin Neler Yapıyorsunuz?


Çevremizde her insan aynı maddi imkanlara sahip değildir. Kimisi çok zengin, kimisi çok fakir kimisi de orta halli insanlardır. Çok fakir olan insanlara elimizden geldiği kadar yardım etmek insani bir sorumluluktur. Yardıma muhtaç olan insanlar için ailemle birlik olup o kimselere yardım götürüyoruz ve yaptığımız yardımı da başkaları görmeden yapıyoruz.


  Depremde evini kaybetmiş, yakınlarını kaybetmiş insanlara elimizden geldiği kadar para yardımı ve gıda yardımı yapmaya çalışıyoruz. Dayılarım ve teyzelerimden de destek alıp yoksul insanlara yardım ediyoruz. Mesela yardıma muhtaç olan kişi yaşlı bir komşumuz ise onun market ihtiyacını gidermeye çalışıyoruz ve onu yoldan karşıdan karşıya geçiriyorum. Yardıma muhtaç olan insanlara yardım etmek beni çok mutlu ediyor. Çünkü en güzel duygu rahat bir vicdana sahip olmak ve bize muhtaç olan insanların elinden tutup onları ayağa kaldırmaktır.  Yardım eden insanlar aynı zamanda merhametli insanlardır. 


Birlik, beraberlik ve dayanışma içinde hareket ederek yardıma muhtaç olan kişilere yardım götürmeli ve bunu da sevgi ile yapmalıyız. Yardıma muhtaç olan insanlara yardım etmek ile ilgili şu güzel sözü de unutmamalıyız: Bir mum, diğer mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez. Mevlana