Kompozisyon Örnekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kompozisyon Örnekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Şimdiki Komşuluk İlişkileri İle İlgili Kompozisyon

Şimdiki Komşuluk İlişkileri İle İlgili Kompozisyon

 

Komşuluk; aynı mahallede, aynı köyde ya da aynı apartmanda birbirlerine yakın evlerde yaşayan insanlar arasındaki ilişkilere verilen addır. Komşuluk, her zaman olduğu gibi günümüzde de önemini devam ettiren bir olgudur. Hatta belki de her zamankinden daha önemlidir bile diyebiliriz. Çünkü günümüzde teknolojik gelişmeler, geçim sıkıntısı vb. sebepler insanların kendi kabuğuna çekilmesine sebebiyet vermektedir. Bu durumda en yakınımızdakilerden bile bihaber yaşamamıza sebep olabiliyor.

 

Maalesef günümüzde komşuluk ilişkileri eskisi kadar samimi değildir. Haberlerde ve gazetelerde en yakın komşularının başına gelen felaketten haftalar sonra haberdar olanları sıkça duymaya başladık. Geçim kaygısı, yoğun iş temposu, son zamanlarda ortaya çıkan salgın hastalıklar vb. sebepler insanların evin içine hapsolmasına sebep oldu. Böyle bir ortamın doğal sonucu olarak da çoğu insan kendi evi dışındaki gelişmelerle çok fazla ilgilenmemeye başladı.

 

“Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” ya da “Komşu komşunun külüne muhtaçtır.” gibi sözlerin önemini unutmamalı ve komşularımız ile daima dayanışma içerisinde olmalıyız. Akrabalarımızdan bile çok gördüğümüz komşularımızın dertleri ile ilgilenmeli, onlara gerektiği zaman kol kanat germekten geri durmamalıyız. Unutmamak gerekir ki yanı başımızdaki insanların dertleri varken bizler huzur içinde yaşayamayız.



Her ne kadar çağ değişse de millet olarak bizim değişmeyen vasıflarımız vardır. Bu özelliklerimizi yitirmemek için değerlerimize sımsıkı sarılmak zorundayız. Bu nedenle komşularımız ile devamlı irtibat içerisinde olmaya, onların dertleri ile dertlenmeye ve elimizden geldiğince onlara yardımcı olmaya çalışmalıyız.

Bir Ülkede Bilim Ve Tekniğin Gelişmesi Neleri Değiştirir?

Bir  Ülkede  Bilim  Ve Tekniğin Gelişmesi Neleri Değiştirir?


Vatanını ve milletini çok seven, içinde insanlık  sevgisi  ve  insanlığa   hizmet olan kişi yada kişiler her zaman bilim ve teknik peşinde koşmak için can atarlar. Bilim ve tekniğin olduğu yerde ilerleme,  aydınlanma,  gelişme  ileri seviyede olur. Bir ülke yer altı  kaynakları  bakımından  zengin  olabilir, coğrafi koşulları gelişmeye uygun olabilir. 

Bütün bunlara rağmen bunlar tek başına bir gelişmişlik göstergesi değildir. Örneğin Suudi Arabistan zengin bir ülkedir, orada çıkarılan petrol ülkeye büyük bir mali kaynak sağlamaktadır. Peki bu ülke  zengin  olmasına  rağmen  bilim  ve teknik açıdan gelişmiş bir ülke mi diye sorduğumuzda yanıtımız elbette hayır olacaktır. Çünkü yer altı kaynakları tek başına bir hazine değildir. 

Bir ülkeyi  ayakta  tutan  en  önemli  etken o ülkenin insanlarının bilinçli insanlar olmaları ve bilim yolunda  yorulmadan ilerlemeye devam etmeleridir.

Bilim ve tekniğin geliştiği ülkede şunlarda da değişimler gözlenir:

·        *Gelişmiş ülkede kişi başına düşen milli gelir artar.

·        * Bilim ve teknik geliştiği için o ülke beyin göçü vermez aksine başka ülkelerden beyin göçü alır.

·        *Ekonomik anlamda, kültürel anlamda ilerleme sağlanır.

·        * Eğitim  işleri yolunda gider ve çocuklara verilen eğitimin niteliği kaliteli olur ve o eğitim yaşamda faydası görülür.

·        * Sağlık hizmetleri çok gelişmiştir.

·        * Alt yapı gelişir.

·        * Tarımda geleneksel yöntemler değil modern yöntemler kullanılarak daha yüksek verim elde edilir.

·        *Nitelikli işgücü gelişir.

·        *Okuryazarlık oranı artar.

·        *Teknolojik imkanlar  fazla olur.

·        *Gelir dağılımı dengeli olur vb.

 

İşte  bütün bunlardan da yola çıkarak ülkemizin   vatansever insanları olarak bilimin yolundan ayrılmamalıyız ve ülkemizi her anlamda geliştirmek için mücadele etmeliyiz. Mustafa Kemal Atatürk’ün bilim ile ilgili şu sözünü de kendimize rehber edinmeliyiz:

·         Bu millet ve memleket ilme ve irfana çok muhtaç; eğitim ve öğretim görmek için, ilim ve fen almak için Avrupa’ya, Amerika’ya ve her tarafa çocuklarımızı göndermeye mecburuz. İlim ve fen ve ihtisas nerede varsa, sanat nerede varsa gidip öğrenmeye mecburuz. Çok çalışmaya mecburuz. Çalışmak demek ise boşuna yorulmak terlemek değildir. Zamanın gereklerine göre bilim ve teknik ve her türlü medeni buluşlardan azami derecede yararlanmak zorunludur.”




“İşinin Başında Olmayıp Çaba Harcamayanın Başarı Kazanması Mümkün Değildir.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

“İşinin Başında Olmayıp Çaba Harcamayanın Başarı Kazanması Mümkün Değildir.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


İnsan  ancak çalışarak  bir yerlere gelebilir  ve  işinde başarılı olabilir. Çalışmadan sadece hayal kurup sürekli oturan kimsenin başarısı da hayalden öteye gitmez.  Başarıya ulaşmak isteyen insan önce  iyi bir  hazırlık yapmalıdır. İyi bir hazırlıktan sonra  da elinden gelenin en iyisini yapmalıdır. İşinin başında durmalı, boş  işlere zaman ayırmamalıdır.


Kişi  işinde başarılı olmak için  önüne çıkan engelleri ortadan kaldırmalıdır. Karşısına çıkan bu engeller kendinden kaynaklıysa hemen kendine çekidüzen vermelidir, kendiyle ilgili değilse o halde yoluna bakmalı ve işini en iyi şekilde yapmak için mücadeleye devam etmelidir. O engeller de ortadan kalktıktan sonra zamanını iyi değerlendirmelidir. Gündemi takip etmeli, kendisinden deneyimli olan kişilerin sözlerine kulak vermeli ve işinin başından asla ayrılmamalıdır. Bütün bunlar yapıldığı zaman  kişi başarıya ulaşır. İşinin başında olmayan, alın teri dökmeyen kişinin başarısızlığı kaçınılmaz olur.  Çünkü çalışmayan, işlerini takip etmeyen kişi ne kendisine faydalı olur, ne de içinde yaşadığı topluma faydası dokunur.


Hayallerin gerçekleşmesi için, yaşama aktif bir şekilde katılmak ve gelecekte mutsuz olmamak için her işlerin başında olunmalıdır.  Başkalarına sırtımızı dayarsak bir arpa yolu bile yok kat edemeyiz. Bundan dolayı işinin  başında olup işinin ehli olmak için uğraşmalıdır insan.




Saygılı İnsan Nasıl Davranır?

Saygılı  İnsan Nasıl Davranır?


Yaşlılara, büyüklere,  değeri olan kimselere, kutsal bilinen kimselere karşı duyulan  sevgi ve çekinmeyle karışık bağlılık duygusunun  adıdır saygı. Ya da başka kimseleri  rahatsız etmekten çekinme de diyebiliriz.   Saygının olduğu ortamda kişinin kendini bilme eylemi vardır.   Saygılı olan kimseler  başka  insanların özel yaşamına müdahale etmekten  hoşlanmazlar. Aynı zamanda kendi yaşantılarına da başkalarının  girmesine izin vermezler. Saygılı olan kimseler aynı zamanda insanlar ile  arasına  iyi yönde mesafe koyanlardır. 

 

Saygılı insan  kendini bilen insandır.  Başkalarına karşı dürüst davranan,  güzel ahlaklı olan, güler yüzlü, yardımsever,  başkalarının arkasından atıp tutmaktan zevk almayan, sabırlı, güvenilir, paylaşımcı, insanlara değer veren, davranışlarına dikkat eden  kimselerdir. Saygının olduğu yerde sevgi de güneş gibi doğar. Böylece o ortamda huzur olur, aydınlık olur ve olumlu iletişim süreci gerçekleşir. Saygılı insanlar  kendilerine başkalarına saygısı olanlardır. Böyle insanlar her zaman iyilikten yana olurlar ve kimseye kötülük düşünmezler. Aynı zamanda bencil olmayan  , merhamet ve vicdan sahibi olan  kimselerdir. Saygılı insan başkalarına yaptığı iyiliği göstererek değil gizliden yapan insanlardır. Saygılı insanın özelliğine şu örneği verebiliriz:  Yüzüne güldüğümüz bir insanın da arkasından konuşmamalıyız. Onun yüzüne gülüp arkasından konuşanlara da haddini bildirmeliyiz ve o kişiye olan saygımızı böylece yitirmemiş oluruz.   Saygının önemi ile ilgili şu söz de son derece değerli ve  akılda kalıcı bir sözdür:

 

‘’ Ana babanı sayarsan oğlundan da saygı görürsün. Saygı ve sevginin bir arada bulunduğu toplumlar uzun ömürlü olur ve hiçbir zaman kargaşa içine düşmez. O toplumda saygı ve sevgi ne zaman  kaybolursa  toplum da o zaman çökmeye mahkum kalır.’’



 Yazılanlardan anlaşılacağı üzere her zaman saygıdan yana olmalıyız. Saygılı insanların değerini bilmeliyiz ve onları el üstünde tutmalıyız. Onları örnek  alarak yaşama devam etmeliyiz.

‘’ Giden Hayatı Geri Getirebilecek Hiçbir İlaç Yoktur.’’ Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 ‘’ Giden Hayatı Geri Getirebilecek Hiçbir  İlaç Yoktur.’’  Sözü İle İlgili Kompozisyon  Yazınız.

 

Yaşam içinde en kolay harcadığımız, değerini bilemeyip israf ettiğimiz  en değerli hazine zamandır. Oysa biz insanlar  en  kolay israfın zaman olduğunu unutup zamanı hunharca harcamaya devam ediyoruz. Hem de bilerek ve isteyerek... Günlük yaşamımızda bile  zamanın önemi o kadar unutulmuş ki  randevuya bile biraz sonra geleceğim, misafirliğe gidileceği zaman akşama doğru gelirim,  birini arayacağımız zaman biraz sonra seni arayacağım deyip zamanı boşa harcamaya devam etmekteyiz.   Ya da günü gününe derslerimize çalışmak yerine yarın çalışırım, sonra yarın olur öbür gün çalışırım, çalışırım da çalışırım....  


Saatin, dakikanın , saniyenin bile  çok değerli olduğu bu yaşamda  yukarıdaki saydıklarım ne yazık ki insanların öncelikleri değil, sonraları durumuna dönüşmüştür.  Oysa geçirdiğimiz her zaman  gitmektedir, yok olmaktadır  ve bir daha da asla geriye gelme şansı bulunmayacaktır. Çünkü giden yaşamı, giden ömrü geri getirebilecek bir ilaç bulunmamıştır.

 

Okullar açıldığı zaman  eğitimcilerin, öğretmenlerimizin  önem vereceği, üstünde duracağı en önemli şey zaman olmalıdır. Çocuklara zamanın ne kadar önemli olduğu onlara anlatılmalı ve giden zamanın  bir daha gelmeyeceği söylenmelidir. Nasıl ki su  israfı yapılmasın, elektrik israfı yapılması diye çeşitli çalışmalar, hazırlıklar yapılıyorsa zaman konusunda da aynı şekilde  çalışmalar ve hazırlıklar yapılmalıdır. Çünkü zaman da  temel ihtiyaçlarımız kadar çok önemlidir ve  boş yere geçirilmemelidir. Gündemimizde zamana her zaman yer verilmelidir.  Zamanın ne denli  önemli olduğunu şu sözlerle de belirtmek isterim:

‘’  Bu dünyadan bir kez geçeceğime inanıyorum, eğer gösterebileceğim herhangi bir davranış ya da yapabileceğim bir iyilik varsa şimdi yapmalıyım; çünkü bu yolun dönüşü yok.’’ William Pen.

* ‘’ Hayatta bütün başarılarım; her zaman ve her işte  zamanından bir çeyrek saat önce, hareket etmeme borçluyum.’’   Oscar Wilde.

 


İşte tüm bu sözlerden de anlaşılacağı üzere zamanın kıymetini bilmeliyiz ve giden zamana üzülmek yerine anın kıymetini bilelim ki pişmanlıklarla dolu bir yaşamımız olmasın.

“Kendimden Başka Kimseyi Değiştirmem.” Konulu Kompozisyon Yazınız.

“Kendimden  Başka Kimseyi Değiştirmem.” Konulu  Kompozisyon Yazınız.

 

Değişim olumlu yönde  olursa ve kişinin gelişimine, hayata bakış açısına fayda sağlarsa  müthiş bir şeydir. Çünkü olumlu değişimin olduğu  yerde ilerleme de kaçınılmaz olur.  Kişi başkalarının değişimini beklemeden önce kendisini değiştirmeye karar vermelidir. Başkalarının kusurlarını görmeden önce aynaya bakmalı ve kendi hatalarının  ne olduğunun bilincinde olmalıdır. 

 

Kendi hatalarının ne olduğunun farkında olan insan da daha çok çalışır, daha çok bilinçli kimse olur ve böylece çalışkan, üretken ve nitelikli kimse olur.  Başkalarını değiştirmeye gerek kalmadan kendini düzeltmenin en iyi yolu bu olsa gerek.

 

Hata yapmak elbette insanlara özgüdür.  Önemli olan bu hatalardan ders çıkarıp durmadan yolumuza devam edebilmekten geçer.  İnsan  başkalarının eksikliklerini çabuk görür, dedikoduyu sever ve  basit insanlar dedikodudan da zevk alır.  Başkaları hakkında ileri geri konuşur.  Kendinde olan eksiklikleri görmezden gelir ve en büyük hatayı da böylece yapmış olur. Oysa  hayatta bir amacı olan , hayata bakış açısı daha farklı olan kimseler başkalarını eleştirmek yerine, başkalarında   eksik arama yerine kendine yönelir ve devamlı kendini  geliştirmeye yönelir. Çok okur, araştırır, sorgular, gezer ve böylece daha  üstün özelliklere sahip, kendini bilen, alçakgönüllü kimse haline gelir. Bunun için de  değişime ilk olarak kendinden başlamak gerekir.

 

Bununla ilgili şu güzel sözü de aklımızın bir köşesinde bulundurmalıyız: ‘’Herkes dünyayı değiştirmeyi düşünür ama kimse kendini değiştirmeyi düşünmez.’’ Oysa herkes kendini değiştirmeye çalışsa dünya daha barış dolu bir dünya olur ve daha yaşanılır bir cennete dönüşebilir.


‘’ Zor İmkansızdan Kolaydır ’’ Sözünü Açıklayan Kompozisyon Yazınız .

"Zor  İmkansızdan Kolaydır" Sözünü  Açıklayan  Kompozisyon Yazınız.


Hayatta  çalışmak , emek etmek , alın teri dökmek kadar güzel  bir şey yoktur . Dinlenmenin tadı bile yorulunca ortaya çıkar .  Çalışmaya devam ederken  önümüze birtakım güçlükler çıkabilir . Önemli olan da  bu güçlükler  eğer aşılabilecekse o güçlüklerin üstüne üstüne gitmektir. Bunu yapabildiğimiz zaman başarmanın, mücadele etmenin tadını alırız.

Çünkü  hedefe ulaşmak zor da olsa  , eğer  durmadan yolumuza devam edersek o zoru başarabiliriz . Çünkü zor imkansız gibi değildir . İmkansız olan şeyi asla başaramayız , zor olan şeyi ise eninde sonunda başarabiliriz . Yeter ki bunu isteyelim ve içimizdeki  çekirdek inancı gerçek inanca dönüştürebilelim . İnsanlar için kolay ulaşılabilen şeylerin değeri olmaz. Çünkü emek verilmeden kazanılan şeyler insanlar için vazgeçilmesi en kolay şeylerdir.

Gerçekleşebilecek hayaller peşinde koşmalıyız ve bu hayallerimizin de hayatımıza  girmesi için, bize mutluluk vermesi için zorlukların üstesinden gelmeliyiz. Ulaşamayacağımız hayaller peşinde koşmamalıyız . Bu yolda karşımıza çıkan engeller asla şevkimizi kırmamalı ve hedefe ulaşmak için elimizden geleni yapmalıyız. 




Yeni Yılda Neler Yapacaksınız İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

Yeni  Yılda  Neler Yapacaksınız İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 

2020  yılının son günlerine   veda  ederken  artık  2021  yılına  girme  zamanı geldi. 2020 yılı tam anlamıyla bir felaket yılı gibiydi. Art arda gelen olumsuzluklar bu yılın biraz daha aksiyonlu geçmesine neden oldu. 


Virüsler, depremler ve daha bir çok şey 2020 yılında oldu. İnşallah bu  kötü günler de yok olup gider ve 2021 yılı daha güzel geçer ve daha hayat dolu bir dünya bizi bekler.

 

Yeni yılda virüsten dolayı sosyal mesafeli olacağımız için ve dışarı çıkamayacağımız için bu yılı evde geçireceğiz. Önceki yıllarda yakınlarımıza giderdik ya da onlar bize gelir ve çok güzel yeni yıl akşamları geçirirdik. Aile yakınlarımızla tombala,  tabu, uno gibi oyunlar oynardık. Bu yıl ise herkes evinde ailesi ile kendi bildikleri oyunları oynayacaktır. Ben de ailemle birlikte olacağım için  onlarla çok güzel bir akşam yemeği yiyeceğim. Daha sonra yeni yılı kutlamak için eğlenceli müzikler açıp  oynayacağım ve özlediğim akrabalarımın yeni yılını telefondan kutlayacağım ve onlarla görüntülü sohbet ederek hasret gidermeye çalışacağım.

 


Bu yıl böyle geçecek çünkü herkesin evinde olması gerekir. Hem sağlığımız için hem de başka insanların sağlığını korumak için bu yıl dışarı çıkmayacağım ve böyle mutlu olmaya çalışacağım.  Televizyon izleyeceğim, şarkı dinleyeceğim ve geçmişteki yıllarda yaptığımız güzel, eğlenceli anılarımızı anımsayarak duygulanacağım. Umarım bu yıl bizim için daha güzel bir yıl olur ve herkes mutlu ve huzurlu bir yıl geçirmiş olur.

Irkçılık İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

Irkçılık  İle  İlgili  Kompozisyon  Yazınız.

 

Kendi ırkını diğer  ırklardan değerli ve üstün görme, siyasal tutumunu da buna göre değerlendirmeye  ırkçılık denir. Irkçılığın ortaya çıkmasının en önemli nedenleri arasında ekonomik nedenler sayılsa da  düşünsel nedenler de bunun sebepleri arasında yer almaktadır. Irkçılık gibi kafatasçı düşünceler soykırıma kadar varabilen  caniliği ve şiddeti haklı gösterebilen  tutumlar ve düşüncelerdir. Irkçılıkta temel faktör aynı ırktan gelme, aynı soydan gelme, aynı dili  konuşma gibi özellikler yer alır.  Farklı soydan gelenler, farklı dili konuşanlar ve farklı ırktan olanlar insan olarak kabul edilmez ve onlara hep aşağılıkmış gibi muamele yapılır.

 

Bu da son derece yanlış ve cahilce bir davranıştır fakat ırkçı kafalar ne yazık ki bunun ne denli yanlış olduğunu anlayamayacak kadar kapasitesiz kimselerdir. Çünkü insana insan olduğu için değer verilmelidir ve bu geri düşüncelere, bu cahilce fikirlere asla hoşgörü ile yaklaşılmamalı ve haksızlığa uğrayan kişi ya da kişilerin yanında olunmalıdır. Örneğin;  Başakşehir ve  Paris Saint Germain maçı sırasında 4. hakemin  Pierre  Webo’ya ırkçı söylemlerde bulunması sonrası Başakşehir  maçtan çekilme kararı oldu ve o hakemin bu ırkçı davranışlarını kınadılar ve o hakem  de bu ırkçı söylemlerinden dolayı hemen görevinden alındı. Başakşehir  futbolcuları arkadaşları, yoldaşları Webo’nun yanında yer aldılar ve ‘’ Irkçılığa Hayır’’ sloganı yazarak hareket ettiler. 


Dünya basınında da geniş yer tutan bu habere her yerden çeşitli tepkiler geldi ve bu ırkçı zihniyetlere hoşgörü gösterilmemesi gerektiği belirtildi. Çünkü hiçbir insanın başka bir insandan üstünlüğü yoktur ve her insan aynıdır ve değerlidir. Sevgili Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa da bu ırkçı söylemlere her zaman karşı çıkmış ve veda hutbesinde şu güzel sözlerini söylemiştir ve insanlığa da o yıllarda mesaj vermiştir: ‘’ Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Adem'in çocuklarısınız, Adem ise topraktandır. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah'tan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız O'ndan en çok korkanınızdır.’’ 

Irkçılık ile ilgili diğer bir söz ise şudur: '' İnsanların ten rengi farklı olsa da gözyaşları aynıdır.''

*''Irkçılık cahilin sığınağıdır. Bölmek ve yok etmek ister. Özgürlüğün düşmanıdır ve kafaya kafaya çarpışıp yok edilmeyi hak eder .Pierre Berton

Gerçekten de ırkçılık kadar kötü bir şey yoktur ve insanları hor gören bu cahil  düşünce sistemi bir an önce yok olmalıdır. Bu maç örneğinde Webo adlı antrenör kardeşimiz  belki fiziksel  olarak sakatlanmamıştır fakat duygusal sakatlık ne yazık ki fiziksel sakatlıktan daha kötü ve daha ağır bir duygu durumudur. Bundan dolayı ırkçılığa dur demesini bilmeliyiz ve  insanlar arasında ayrım  yapan zihniyetleri her türlü kınamalıyız ve insana, insanlığa örnek  olan davranışlar sergilemeliyiz. Unutmayalım ki ırkçılık yapılan kimsenin kendini kötü hissetmesinin en önemli nedeni ırkçılık  yapan cahil beyinler yüzünden, aşağılık düşüncelere sahip insani özelliklere sahip olmayan beyinler yüzündendir. Bunun için ırkçılığa her zaman  karşı durmalıyız.

 

Asıl olan şey sevgidir, hoşgörüdür,  Yaratılanı Yaratandan ötürü sevmek ve insanı her hali ile kabul edebilmek ve sevmektir.  Kimse kimseden üstün değildir. Üstünlük ancak güzel ahlakta ve  erdemli olmaktadır.  Dünya barışının sağlanması için, ırkçılığın son bulması için el ele vermeliyiz ve sevgi dolu, saygı dolu bir dünya ortaya çıkarmalıyız ve insanlığı sonsuza kadar yaşatmalıyız. Yeter ki kalplerimiz bir olsun, kalplerimiz kirlenmesin ve ırkçılık denen  zırdeli  ve saçma fikirler yok olsun bir daha böyle şeylerin yaşanmasına izin verilmesin’’. Yaşasın  ırkçılık yapmayanlar, yaptırmayanlar.  Yok olsun ırkçı zihniyetler ve ona her türlü destek verenler.’’

Dostluk , Kardeşlik Ve Arkadaşlık Hakkında Kompozisyon Yazınız.

Dostluk , Kardeşlik Ve Arkadaşlık Hakkında Kompozisyon Yazınız.

 

İnsan o kadar  sosyal bir varlıktır ki yalnız yaşamak, yalnız eğlenmek onun doğasına uygun bir şey değildir. Çünkü insan yaratılıştan  sosyal olmaya , başka insanlarla iletişim ve etkileşim içinde olmaya eğilimli bir varlıktır.  Hayatta bizi mutlu eden, o olmadan yaşamın fazla tadı çıkmaz dediğimiz kimselerden biri ya da birileri elbette ki arkadaşlarımız, dostlarımız, yakınlarımızdır. Hayat onlarla daha güzel ve daha yaşanılırdır. Çünkü  dünya insanla güzel olur, insanların kaynaşması ve  birbirini sevmesi, birbirine güvenmesi ile daha rengarenk bir   yere dönüşür.

 

Dostlarımız, arkadaşlarımız, kardeşimiz gibi gördüklerimiz canlarımız bizler için vazgeçilmez kıymetli kimselerdir.  İnsanın her zaman bir dosta, bir arkadaşa ihtiyacı vardır.  İnsan acılarını, sevinçlerini,  özlemlerini, ayrılıklarını yine en yakınları ile paylaşır ve yine hep onlara özlem duyar. Bunun için dostlarımızın, değerli varlıkların kıymetini bilmeliyiz.  Böyle iyi yürekli kimselerin her zaman yanında olmalıyız. Mesefaler uzak olsa bile can dostlarımızın halini hatrını her zaman sormalıyız. Onlara karşı vefasız kimse olmamalıyız.  Her zaman değer veren, fedakar ve vefalı insanlar olmalıyız. En ufak bir sorun da dostlarımıza arkamızı dönmemeliyiz.

 


Onların bize ettiği iyiliklerin, fedakarlıkların  değerini her zaman yüreğimizde  hissetmeliyiz. Dost candır, dost hayattır, dost  en üzgün olduğun anda bile seni mutlu etmek için elinden gelen her türlü fedakarlığı yapan değerdir. Bunun için dostunuzun, arkadaşınızın kıymetini bilin.

 

Çünkü yaşam onlarla şen olur, şenlik olur. Ömür onlarla daha güzel ve daha uzun olur. Dostlar insanın  yaşama sebebidir, yaşamdan zevk alma , yaşama bağlanma sebebidir. Bundan dolayı dost olun, dostça kalın, kıymet bilin, kıymet verin, kıymetli olun ki öldükten sonra bile güzel anılasınız.

Depremin Etkileri İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

Depremin  Etkileri İle  İlgili Kompozisyon Yazınız.

Sevenleri sevdiğinden ayıran, hayatı  felç eden ve toplumda büyük bir yara oluşturan  kötü olayın , doğa olayının adıdır deprem.  Yapılan   kötü binaların altında enkazda, kurtarılmayı umutla bekleyen canların  gerçekleşen  korkusudur deprem. Enkaz altındaki acıya daha fazla dayanamayıp yaşamını kaybeden canları  yok eden şeydir deprem.

 

Ülkemiz ne yazık ki bir deprem ülkesi olduğu için belli zaman aralıklarında depremler yaşanır. Yaşanan bu depremlerde canlar gider.  Aileler  gider, çoccuklar anasız, babasız kalır. Anne  ve babalar çocuksuz kalır. Yaşlılarımızı kaybederiz, yakınlarımızı, canımızdan çok sevdiğimiz kişileri kaybederiz depremde.

 

Deprem öyle korkunç ve öyle  dehşet dolu bir andır ki bunu ancak yaşayan  ve o enkazın altından sağ olarak kurtulan can kardeşlerimiz, evlatlarımız, analarımız, babalarımız anlar. Yakın zamanda  yaşadığımız İzmir depremi de toplumu derinden sarmıştır. İyi dileklerimiz, dualarımız ve yüreğimiz oradaki canlarımızladır elbette.  Depremin simgesi olan  kardeşlerimiz bize umut vermektedir fakat bu mucizeler yerine depremde hiç kimse enkazın altında kalmasa herkes sağ olarak yaşamaya ve hayatına devam etse daha güzel olmaz mı? Sağlam binalar yapılsa, sağlam temeller olsa  ne acı olur, ne ayrılık ne de ekonomik sorunlar......  Bu süreçte enkaz altında kalanlara  yardım edip  ve  enkazın altında bir can var mı deyip sabah akşam çalışan  AFAD, AKUT , İTFAİYE ekipleri, jandarma ekipleri, gönüllü kimseler,  sağlıkçılar, polisler ve nice emeği geçen emekçi insanlarımız can kurtarmaya devam etmekte ve bunun için de ellerinden gelen her türlü fedakarlığı yapmaktadırlar. Bir can kurtarırım umudu ile gece gündüz demeden çalışan bu yürekli insanlar topluma çok güzel örnek olmaktadırlar. Bu depremde evsiz kalanlar olmuştur, yaşamını kaybedenler olmuştur, yakınlarını kaybedenler olmuştur ve elbette ağır yaralı ve normal yaralı olanlar olmuştur.

 

Bunun etkisi  depremi yaşayan kişilerde elbette kolay geçmeyecektir fakat toplum olarak depremzedelerin her zaman yanında olmalıyız . Devletimizin bütün kurum ve kuruluşları elbette onların yanında olacaktır fakat biz de gönüllü  insanlar olarak orada bulunan can kardeşlerimize, büyüklerimize ve küçüklerimize maddi ve manevi açıdan destek olmalıyız. Sevgili arkadaşlar ne yazık ki yapılan  kötü binalar, çürük binalar can almıştır. Aslında can alan deprem gibi görünse de  can alan şey deprem değildir, sağlam olmayan, çürük binalardır. Bunun vebali de elbette o binayı yapan vicdansız kimselerdedir.  Neden  ülkemizde deprem can alır diye sorduğumda aslında depremin değil binanın can aldığı gözler önündedir. Japonya’da sürekli depremler olduğu  halde kimsenin burnu bile kanamazken neden ülkemizde nice canlarımız gitmektedir bunu bir düşünmemiz gerekir öyle değil mi?  Japonya  binalarının temelini çok sağlam teknoloji ile  yaptığı için depremde fazla can kaybı yaşamamaktadır. Bizim de yüce Türkiye Cumhuriyeti olarak bilimde, teknolojide ilerlememiz gerekir.  Sağlam binalar yapılması gerekir ve belediyeler tarafından bunun daimi olarak denetlenmesi gerekir

 

İşte böyle olduğu zaman canlarımız gitmez, sevdiklerimiz bizimle olur.  Bunun için iyi eğitimli insan yetiştirmeliyiz. Vicdanı olan, dürüst, çalışkan kimseler olmalıyız ki ülkemiz gelişsin ve insanlarımız , değerli varlıklarımız, hayvanlarımız deprem yüzünden  bize sonsuza kadar veda etmesin. İzmir  ve ülkemin her yerindeki insanlarımıza geçmiş olsun dileklerimi sunuyor ve Yüce Rabbim’den  hayatını kaybeden kardeşlerimize rahmet diliyorum. Yaralılara ise tez zamanda acil şifalar dilerim.  Birlik, beraberlik ve dayanışma ile bu zor günleri de  atlatacağımıza can-ı gönülden inanıyorum ve daha güçlü bir Türkiye, daha gelişmiş bir Türkiye Cumhuriyeti olarak dünyaya karşı dimdik duracağımıza inanıyorum. Sevgi ile, saygı ile ve dayanışma  ile kalın. Herkese sağlıklı ve huzurlu yıllar dilerim.

‘’Kollarımızı Açabildiğimiz Kadar İnsanız’’ Sözü İle İlgili Kompozisyon

"Kollarımızı  Açabildiğimiz Kadar İnsanız"  Sözü Ne Anlama Gelmektedir? Açıklayınız.

 

Kollarımızı açabildiğimiz kadar insanız sözü çok anlamlı  ve çok derin bir sözdür.  Ne kadar çok seversek o kadar çok seviliriz. Ne kadar çok yardımlaşma  ve dayanışma içinde olursak o kadar çok mutlu oluruz ve yaşamın akışı daha sağlıklı ve daha güzel olur.

 

Bu sözle  verilmek istenen mesaj şudur: İnsanoğlu  sadece kendi için değil başka insanlar için de çalışmalıdır, başka insanlar için de fedakarlık göstermelidir. Ne kadar çok merhametli olursak, ne kadar çok empati kurma becerisine sahip olursak,  bize ihtiyaç duyan kişiye ne kadar çok yardım edersek işte o zaman daha iyi bir insan oluruz ve insan kavramının anlamını da üstümüzde taşımış oluruz.

 

 Yüreğimizi açabildiğimiz kadar, sevinçlerimizi, mutluluklarımızı  paylaştığımız kadar insanız.  Bizi biz yapan değerlere sahip çıktığımız zaman, kültürel geleneklerimizi yaşattığımız zaman daha iyi insan oluruz ve daha güzel işler yapmış oluruz. Hayatta her zaman kollarımızı genişçe açmalıyız. Sevgiye susamış minik yavruları sevmeliyiz,   hayatında saygı görmemiş kimselere daha çok saygı göstermeliyiz ve saygının hissiyatını onlara yaşatmalıyız.  Yaşlanmış , gücü kalmamış yaşlılarımızın elinden tutup onların  her türlü gereksinimlerini toplum olarak, insanlık olarak karşılamalıyız. Kimsesizlere, yetimlere,  öksüzlere sahip çıkmalıyız.

 

 Duyarsızlaşan insanları duyarlı hale getirip daha bilinçli insanlara, daha merhametli insanlara dönüştürmeliyiz. İşte tüm bunları yaptığımız zaman daha insan oluruz, daha güzel ve güneş yüzlü aydın kimselere dönüşebiliriz. Kollarımızı bize ihtiyaç duyan tüm canlılara kocaman açmalıyız ve sevginin gücünü yüreğimizde ömrümüzün sonuna kadar hissetmeliyiz.

‘’Çanakkale’’ Sözcüğünün Zihninizde Yaptığı Çağrışımlar İle İlgili Kompozisyon

 ‘’Çanakkale’’  Sözcüğünün  Zihninizde Yaptığı Çağrışımları Söyleyiniz.

 

Çanakkale denilince aklıma Kurtuluş Savaşı, Milli Mücadele,  Bağımsızlık, Özgürlük ruhu gibi kavramlar  gelmektedir.  Yüce milletimizin kahraman evlatlarının canla başla düşmana karşı koyması aklıma gelir. Ülkesi için genç  yaşta okullarını yarım bırakan  çocuklarımız aklıma gelir.

 

Evlenme çağına gelmiş fakat savaştan dolayı vatanı için cepheye giden nişanlı, genç kuzularımız  gelir. Çanakkale denince aklıma bu milletin büyük kahramanı Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Anafartalar’da,  Conkbayırı’nda, Arıburnu’nda   yaptığı kahramanlıklar aklıma gelir. Çanakkale deyince aklıma elbette ki  Seyit Onbaşı  ve onun arkadaşı Niğdeli Ali ve adını saymakla bitiremeyeceğiz nice kahramanlarımız gelir. Çanakkale bir devrin battığı yerdir. Çanakkale yok olma tehlikesi ile karşıya karşıya kalan milletimizin yeniden dirilişi, yeniden yükselişi demektir. Çanakkale demek özgürlük savaşı, bağımsızlık savaşı demektir. İtilaf güçlerinin bir araya gelerek bizi yok etme amacıdır. Ama buna karşı kahramanca savaşan fedakar yürekli koca insanların iman gücü ile vatan topraklarını düşmana teslim etmediği büyük gün, kutsal gün demektir. Çanakkale yüreklerin ağza geldiği fakat sonunun hayırlara vesile olduğu büyük gündür.  Vatan sevdalıların bir olma günü, birlik olma günüdür. Nice askerlerimizin vatan yolunda şehit düştüğü, kimi kahraman askerlerimizin ise gazi olduğu yüce gündür.

 

Mustafa Kemal’in Çanakkale ile ilgili sözü ise şudur:

‘’ Ben size taarruz değil ölmeyi emrediyorum.’’ diyerek askerlerine  cesaret vermiştir.

Çevre Ve İnsan Konulu Kompozisyon Yazınız

Çevre ve İnsan Konulu Kompozisyon Yazınız

Çevre insanla insan ise çevre ile anlam kazanır.  Çünkü çevrenin olduğu yerde yaşam olduğu sürece, canlılık olduğu sürece hayat anlam kazanır. İçinde yaşadığımız çevre bizim  için en büyük hazinedir.  Çünkü çevremiz, doğamız bize bin bir çeşit olanaklar sağlamaktadır.

 

Çevremiz bize onca  olanaklar sağlarken biz insanların ısrarla ona zarar vermesi ve onu yok etmeye çalışması da  ilginç bir durumdur. Çevre insanların ve doğadaki diğer canlıların yaşam alanı, ihtiyaçlarını karşıladığı yerdir. Çevre ve insan konusu iki açıdan ele alınabilir. Birincisi insan yaşadığı ortamda, yaşadığı çevrede  şekil alır ve kişilik özelliklerini kazanır. Yani yaşadığı ortam kişiye etki eder. İkincisi ise yaşanılan çevre temiz tutulmalıdır. Çevre, doğa kirletilmemelidir, ona zarar verilmemelidir. İçinde yaşadığımız çevrede bilinçli insanlar olmalıyız ve bunun içinde emek etmeliyiz. Eğitime ve öğretime önem vermeliyiz. Güzel ahlaklı ve erdemli insanlar yetiştirmeliyiz. Burada da en büyük görev  ailelere düşmektedir. Bilinçli ve  çevreci olan çocuklar da çevresine önem verir  ve onu daha da güzelleştirmek için elinden gelen her türlü fedakarlığı yapar. Temiz çevre olunca, bilinçli kimseler olunca hayatı yaşamak ve anı yaşamanın tadı da güzel olur.

 

Bunun için iyi bir çevrede, bilinçli insanlar olarak yaşamaya devam edelim  ve çevremizi her zaman koruyalım. Çevre ve insan birbiri ile dost olmalı ve çevre yeşil alanlar ile güzelleşmeli ve ahlaklı insanlar ile güzel nesiller ortaya çıkmalıdır.

 

Coronavirüsün Sosyal Yaşama Etkileri Nelerdir Konulu Kompozisyon Yazınız.


Coronavirüsün  Sosyal Yaşama Etkileri Nelerdir Konulu Kompozisyon Yazınız.

İlk olarak Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve daha sonra dünya ülkelerinin çoğuna yayılan coronavirüs  ( Covid- 19) insanların sosyal yaşamına  etki etmeye başlamıştır. Bu etki,   virüs var olduğu süre  de devam edecektir.  İnsanlar  evlerine kapanmak zorunda kalmış ve  dışarıya çöp dökmek bile lüks olmuştur bu dönemde.  Basit bir virüs dünyadaki düzeni  alt üst etmiş ve en güçlü ülkeler bile bu durumdan  olumsuz etkilenmiştir. 
Çoğu Avrupa ülkesi bu virüs sonucunda   sağlık sisteminde çok büyük sorunlarla karşılaşmış ve  maske bile bulamayacak duruma gelmişlerdir.

   Zenginler de eve kapandı, fakirler de eve kapandı.  Büyük şirketler maddi anlamda büyük sıkıntıya düştü. İşten çıkarmalar başladı. Bundan asıl etkilenen ise elbette maddi durumu olmayan kimseler olmuştur. İşten çıkarılan, evine ekmek götüremeyen analar, babalar çocuklarının karnını doyuramamanın verdiği acı ile zor duruma düşmüştür .  Herhangi bir güvencesi olmayan, asgari ücretle yaşama tutunmaya çalışan kişiler zaten zar zor geçinirken bu süreçte   yaşam onlar için daha da zorlu bir sürece dönüşmüştür. Ekmek bile  alamayan, çok sıkıntılı  günler yaşayan  kişiler olmuştur. İşte maddi durumu olmayan kimseler  korona döneminde çok  zorluklar çekmişlerdir ve onların bu çileleri de hala devam etmektedir  Yine baktığımızda sosyal hayatımız  da  olumsuz yönde etkilenmeye başlamıştır.   Arkadaşlarımızdan, komşularımızdan, iş arkadaşlarımızdan uzak kaldık.  Herkes evine kapandı ve psikolojik anlamda insanlar kendilerini kötü hissetmeye başladılar. Bu da hepimizi olumsuz yönde etkilemekte ve bu etki de devam edeceğe benzemektedir. Çocuklar dışarı çıkamamakta, yaşlılar  dışarı çıkamamakta ve böylece onlar için acı bir deneyim yaşanmış olmaktadır. Özellikle de çocukları evde tutmak çok zor olmakta ve bir an önce bu salgının son bulması ümit edilmektedir. Her ne kadar sosyal yaşam  bu süreçte olumsuz etkilense de herkes evine kapalı olduğu için doğa temizlenmeye başlamış ve hatta doğa kendini yenilemeye başlamıştır.  Sanayi durduğu için, işler aksadığı için doğa da bu süreçte temizlenmeye başlamıştır. Bu da  olumlu bir sonuçtur. Çoğu kişi işten çıkarılmak zorunda kalmıştır ve işsiz olduğu için bu da kişilerin  psikolojik ve sosyal yaşamına olumsuz yönde etki etmiştir. İnsanlar birkaç ay daha evde kalırsa ya şişmanlayacak ya da  açlıktan  daha farklı hastalıklara yakalanacaktır.   Sosyal aktiviteler azalmış ve herkes kendi kabuğuna çekilmiştir bu süreç içinde.  Her ne kadar olumsuz sonuçlar olsa da insanlar bu süreçte aileleri ile daha fazla vakit geçirmeye başlamıştır. Kaybedilen zamanları geri kazanma anı olarak saymalıdırlar bu zorlu günleri de.  Daha çok kitap okunmaya başlamış, daha çok aile içinde iletişimler kurulmaya başlanmıştır. Bu kötü günler inşallah en kısa zamanda sona erer ve işsiz kardeşlerimiz bir an önce işine döner, ülkemiz daha güçlü olur ve daha üretken ve nitelikli kimseler işlerine devam ederek ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam eder.

Ülkemiz aldığı tedbirler şu anda süreci çok başarılı bir şekilde yürütmeye devam edecektir. İnsanlarımız biraz daha sabırlı olursa  inşallah bu süreci başarı ile sonuçlandırırız. Bizim için kendi yaşamlarını tehlikeye atan tüm sağlık çalışanlarımızın da Yüce Allah  yar ve yardımcısı olsun. Onlar olmasa biz  şu anda  çok kötü durumda olabilirdik. Bunun için de sağlık çalışanlarımın kıymetini bilmeliyiz ve onlara gereken değeri fazlası ile vermeliyiz ve onları çok sevmeliyiz. Sağlık çalışanlarına yapılan her türlü şiddete dur demeliyiz ve onlara yapılan hadsizliklere de göz yummamalıyız. 

Evde Aile İle Vakit Geçirmenin Önemi İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


Evde Aile İle Vakit Geçirmenin Önemi İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

Aile  dünyadaki en değerli ve en kutsal kurumlardan biridir. Aile demek   samimiyet demek, koşulsuz sevgi ve saygı demek, muhabbet demek, sevgi ve aşk demektir. Anne ve babanın birbirine karşı, sevgi ve saygı ile yaklaşımı demek,  çocukların  birbirine karşı sevgi ile bağlanması demektir. Aile demek toplum demek, toplumun en önemli  unsuru demektir. Gelecek nesillere sağlıklı bireyler yetiştirmek demektir.

Dünya da yaşanan korona virüs sebebiyle  belli bir süre  için ailemizle vakit geçirmeye devam edeceğiz.  Bunun için de  her zaman bulamadığımız bu güzel günlerin, bu evde geçireceğimiz , aile ile birlikte olacağımız zamanların değerini bilmeliyiz ve  güzel anılar  biriktirmeliyiz.  Evimizde ailemiz ile güzel etkinlikler yapmalıyız.  Örneğin;  çalışan bir  anne çocuklarına bu süreçte daha fazla zaman ayırabilir ve onlarla  yüz yüze iletişimi daha etkili kurar ve aile içinde birlik, beraberlik ve sevgi daim olur. Aile içinde yaşayan dedelerimiz, ninelerimiz  varsa onlara da özel zaman ayrılmalı ve onlar ile de muhabbet halinde olmalıyız .  Hep birlikte güzel bir kahvaltı yapılmalı, sorumluluklar paylaşılmalı ve bu  sıkıntılı günlerde evimizde kalarak hem topluma hem de devlete  yardımcı  olmalıyız.  Evde kendimize çeşitli plan ve programlar hazırlayarak zamanının da  boşa harcamamalıyız.  Ev işlerinde aile bireylerine yardım etmeliyiz. Bu zorlu sürecin en kısa zamanda aşılması için evde kalarak devletimize , toplumumuza ve tabi ki kendimize yardımcı olmalıyız.  Kalan zamanımızda evde bol bol egzersiz yapmalıyız ve  kilo almamak için, sağlığımızın  tehlike altına girmemesi için  spor yapmayı ihmal etmemeliyiz.

Sevdiklerimizle  telefonda muhabbet etmeliyiz ve “evde hayat var” sloganını yaşamımıza  katmalıyız. Aile içinde  aile bireyleri ile  çeşitli egzersizler yapmalıyız, ev temizliğini birlikte yapmalıyız, evde oynana çeşitli oyunları oynayarak güzel günler geçirmeliyiz. Bu karlı günlerde çocuklarımızla eğlenceli anlar yaşamalıyız. Evde yapılacak çok sayıda alternatif vardır. Bunları araştırıp aile bireyleri ile  güzel anlar yaşamaya çalışmalıyız.