“Dünya Çok Acı Çekiyor; Kötü İnsanların Şiddetinden Değil İyi İnsanların Sessizliğinden.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 “Dünya Çok Acı Çekiyor;  Kötü İnsanların Şiddetinden Değil İyi İnsanların Sessizliğinden.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


Dünyada yaşanan kötü olaylar  her geçen gün daha da artmaktadır.  Kötü insanların olması ve kötülüklerine hızla devam etmesinin sebebi bu duruma iyi insanların sessiz kalmasından dolayıdır. İyi insanlar kötülerin yaptığı her türlü şiddete, zalimliğe ve zulme dur dese kötüler kötülüklerine devam edemez. Burada toplumun, ülkenin, dünyanın el birliği ile hareket etmesi gerekir.



 

 Dünya çok acı çekiyor. Bir yanda bitmek bilmeyen savaşlar, dinmek bilmeyen çığlıklar, bir yandan açlıkla boğuşan ülkeler, bir yandan kadın cinayetleri ile boğuşan  ve bu zulümlere dur denilmesini bekleyen ama bir türlü kesin çözüm yolu bulunamayan binlerce sorun ya da sorunlar. İnsan haklarına, adalete ve eşitliğe önem verilmemesi, bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığı ile son derece bencilce bir tutum içinde olunması, benim ülkemde savaş yok diğer ülkeler beni ne ilgilendiriyor gibi basit düşünülmesi de bu acıların bitmemesinin sebeplerinden birkaç tanesidir. Oysa insanlar seslerini yükseltebilse, insanlık, insanca davranış toplum bilincine dönüşse, cezalarla değil insanlıkla, yürekten güzellikler yapılsa ne dünyamız acı çeker, ne de dünyadaki her türlü canlı. Sessiz kalınmamalıdır her türlü kötülüğe.  Haksızlık karşısında susulmamalıdır. Kim bir haksızlığa uğrarsa, zulme uğrarsa buna dur denmelidir.





Sevgili Peygamber Hz. Muhammed de  bu konu ile ilgili şu sözü söylemiştir: “ Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.”  Çünkü susan kişi aynı zamanda tüm insanlara, insanlığa ve ,içinde yaşadığı dünyaya ihanet etmiştir. İşte bu durumlara düşmemek için , dünyamızın barış, kardeşlik ve dayanışma içinde yaşaması için el birliği ile haksızlıklara, kötülüklere karşı gelmeliyiz. Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz şeklinde hareket etmeliyiz.

“ Komşunu Sev Ama Bahçe Duvarını Yıkma.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

“ Komşunu Sev Ama Bahçe Duvarını Yıkma.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


İnsan tek başına yaşayan bir varlık değildir. Başka insanlarla iletişim içinde olma gereksinimi duyan, duygularını ve düşüncelerini paylaşmak isteyen, sevgi görmek ve saygıyı hak eden kimsedir. Toplumsal ilişkilerde en önemli şeylerden biri de komşuluk ilişkileridir. Evinin hemen yakınında olan, iyi gününde, kötü gününde insanın yardımına koşacak olan kimseler, komşulardır. Bunun için komşular ile arayı iyi tutmak gerekir.


 

 Birlikte güzel günler geçirmek, çay içmek, kahve içmek ve muhabbet ederek gün içinde yaşadıklarımızı konuşmak kişinin içini açar. Komşuluk ilişkileri kurmak her ne kadar insanın ruhu için iyi olsa da aradaki ilişkileri dengede tutmak gerekir. Gereğinden fazla samimiyet, muhabbet kısa zaman sonra can ciğer olduğunuz komşularınızla aranızı açabilir. Elbette gelinip gidilmeli, duygular paylaşılmalı, zor günlerde birbirine yardımcı olunmalıdır ama bunu abartmadan yapmak gerekir. Sürekli komşuda vakit geçirmek, komşunun her özeline girmek, ona her özelini açmak bir zaman sonra komşu ile aranızın kötü olmasına neden olur.





Bunun için de komşunu sev ama bahçe duvarını yıkma, aradaki mesafeyi koru denmek istenmiştir bu sözle. Komşuluk ilişkilerinde mesafeli olmanın önemi ile ilgili şu söz de önemlidir:“ İnsanlarla münasebetin, ateşle münasebetin gibi olsun, çok uzaklaşma donarsın, çok yaklaşma yanarsın.” Bu söz insan ilişkilerinin her alanında önemli olan ve mesafeli olmanın faydasını anlatan bir sözdür.

 

Kul Hakkı İle İlgili Kompozisyon Örneği

 Kul Hakkı İle İlgili Kompozisyon Hakkı



Bir kulun başka bir kulun  hakkını yemesine kul hakkı denilir. Kul hakkının yenmesi, ihmal edilmesi Yüce Allah tarafından muhakkak sorulacaktır. Yüce Allah’ın  rahmeti ve bağışlayıcılığı çoktur ama   Allah,  bilerek isteyerek acımasızca kul hakkına girilmesini hoş görmemiştir. İnsanoğlu insan olduğu için hataları olabilir. Hatasız kul olmaz ama kul hakkına dikkat etmek ise elimizde olan bir şeydir. Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah bu konu ile ilgili şunu söylemiştir:  “Benim yanıma her şey ile gelin affederim. Fakat kul hakkı ile gelmeyin, onu ben değil, kulum affeder. " demiştir.  Kul hakkı ile ilgili günahımız varsa gidip o kuldan helallik istemeliyiz ve bizi bağışlaması için ondan af dilemeliyiz. 



Günlük yaşantımızda bile o kadar çok kul hakkına giriyoruz ki. Örneğin; bize misafir olarak gelen bir yakınımız evden gider gitmez onun arkasından başlıyoruz konuşmaya. Bu konuşma saatlerce belki de sabaha kadar sürüyor. Sonra kendimizi avutmak ya da savunmak için şunları söylüyoruz: Ben kötü anlamda demedim, bunlar gerçekler diyerek başlıyoruz boş boş konuşmaya. O kişinin arkasından değil de yüzüne karşı konuşsak daha doğru bir davranış olur ve hem de kul hakkına girmemiş oluruz. Tüyü çıkmamış yetim ve öksüzlerin hakkını yemek, devlet malını çalma, bir kimseye rüşvet verilmesi, rüşvet alınması, liyakatsız kişilerin başa geçmesi ve hak edenin hakkını alamaması en büyük kul hakkıdır.  İnsanlara iftira atmak, münafıklık yapmak, kişilerin arasında laf taşımak, görmediğin bir şeyi görmüş gibi de anlatmak İslam dininde son derece yanlış eylemlerdir. Bunlar da kul hakkına girer. 





İnsan ya olduğu gibi görünmeli, ya da göründüğü gibi olmalıdır. Müslüman dediğin kimse elinden, dilinden emin olduğun kimsedir. Müslüman olan kişi , Allah’a inanan kişi kul hakkı yemez, hırsızlık yapmaz, yalan söylemez. Dürüst ve güvenilir olur. Bunun için bizler de her zaman emin kişiler olmalıyız. Can yakmamalı, ah almamalıyız. Kul hakkına girer başkalarının emeğini çalmamalıyız, düşünce hırsızlığı yapmamalıyız, para hırsızlığı yapmamalıyız  ve kötü olan, kul hakkına girecek şeylerden ısrarla kaçınmalıyız. Sevgili Peygamberiz kul hakkı ile ilgili şunu söylemiştir:


" Kim birinin hakkını yediyse ahirette zor duruma düşmemek için o kişinin gönlünü alın, helalleşin. Borcu olan bir kişi cennete giremez. "

"Seni İki Şey Anlatır. Hiçbir Şeyin Yokken Gösterdiğin Sabır Ve Her Şeyin Varken Gösterdiğin Tavır." Sözü İle İlgili Kompozisyon Örneği

 

“Seni İki Şey Anlatır. Hiçbir Şeyin Yokken Gösterdiğin Sabır Ve Her Şeyin Varken Gösterdiğin Tavır.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Örneği

 


İnsanı belli eden iki durum vardır. Bunlardan birincisi Mevlana’nın da dediği gibi bir şeyimiz yokken gösterdiğimiz sabırdır. Sabırlı olan, onca yokluğa rağmen onuru ile hayata tutunan ve kendini küçük durumlara düşürecek hareketlerde bulunmayan kimse,  gösterdiği sabrın karşılığını gün gelecek misliyle alacaktır. Kimi insanlar vardır çok sabırsızdır ve istediği olmayınca hem kendisine hem de çevredekilere dili ile, davranışları ile zarar verir.




 Kimi insanlar da vardır. Yaşadığı zorluk ne olursa olsun acılarını içine atar, sabır ile iyi günleri bekler ve dua ederek yaşamaya devam eder. İşte böyle kimseler de hem kendine iyilik etmiş olur, hem de kimsenin kalbini kırmamış olur, İnsanlarla ilişkilerini heba etmemiş olur. Bir de şöyle bir durum vardır. İnsan maddi olarak çok iyi bir yere gelebilir. İşte burada dikkat edilmesi gereken en önemli ayrıntı kendini bilmektir. Kendini bilmekten kasıt insan olarak kalabilmek, kibirlenmemek, merhametli olmaya ve alçakgönüllü olmaya insan gibi devam edebilmektir.



 Varlıklı olduğun zaman  iyi olmaya devam edebiliyorsan, varlıksız olduğun zaman da sabırla güneşli günleri bekleyebiliyorsan işte o zaman mutlu olursun ve hayatta dik duruşlu olursun. Böyle olunca da toplum tarafından sevilen ve sayılan kimse olursun. Allah katında da gösterdiğin sabrın ve  iyiliğin karşılığını gün gelince alırsın. Hangi duruma düşersek düşelim iyi insan olarak, insanca yaşamak için var olalım. Yarınların bize neler getireceğini kestiremeyiz ama sabırlı olmak ve insanca yaşamak bizim her zaman sahip olacağımız özellikler olmalıdır.

 


Yetenekli Olduğunuz Bir Alan Var Mı? Yeteneklerinizi Geliştirmek İçin Neler Yapıyorsunuz. Arkadaşlarınıza Açıklayınız.

 Yetenekli Olduğunuz Bir Alan Var Mı? Yeteneklerinizi Geliştirmek İçin Neler Yapıyorsunuz. Arkadaşlarınıza Açıklayınız.


İnsanların farklı farklı yetenekleri vardır. Bu yeteneklerinin daha iyi gelişmesi için onun üstüne gitmesi gerekir. Yeteneklerimizi geliştirerek çok iyi yerlere gelebiliriz. Yetenekli olduğum alan  çok iyi bağlama çalmaktır. Küçük yaşlardan beri bağlama çalmaya ilgim vardı zaten.  Türkü söylemeyi, dinlemeyi çok severdim ve sevmeye de devam ediyorum. Daha iyi türkü söylemek için, bağlama çalmayı da sevdiğim için  bu alanın üstüne gittim.

 

Önce bir bağlama kursuna yazıldım ve orada belli bir süre bağlama eğitimi aldım. Zaten bağlama çalma yeteneğim küçük yaşlarda vardı ama eğitimi de aldıktan sonra daha iyi çalmaya başladım.  Bu alanda yeteneklerimi geliştirmek için şunları yapıyorum: Müzikten hiçbir zaman kendimi koparmıyorum. Gün içinde müzik dinlemeye ve söylemeye devam ediyorum.  Nota bilgisine yeteri kadar hakim olabilmek için sürekli tekrarlar yaparak yoğun bir şekilde çalışmaya devam ediyorum. Bağlama ustalarını dinliyorum. İnternetten bağlama virtiözlerini dinliyorum. Geleneksel müziğe daha çok ilgim olduğu için o tür müzikleri daha çok araştırıyorum ve takip ediyorum.  Bağlama alanında her yörenin kendine özgü farklılıklarını araştırıyorum.



Günde bir saat bağlama  tekniği egzersizleri yapıyorum ve bu konuda düzenli olmaya gayret gösteriyorum.  Bağlama çalmak için ruh halimin de uygun olması gerekir. Bunun için de sağlığıma ve uyku düzenime dikkat ediyorum. Bağlama ustalarının bağlamayı nasıl çaldığına, kullandığına ve jest ve mimiklerine dikkat ederek kendimi geliştirmeye ve bu alanda ilerlemeye devam ediyorum.

“ Hayatta Hep Mutlu Olursam, Hayalini, Kuracak Neyim Kalır.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Örneği

“ Hayatta Hep Mutlu Olursam, Hayalini, Kuracak Neyim Kalır.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Örneği


Yaşanacak ömrün süresini biz belirleyemeyiz. Her ne kadar alacağımız tedbirler olsa da yaşam bize armağan edilmiş ve zamanı gelince sona erecek olan bir süreçtir. Yaşadığımız bu süre içinde de güzel günlerimiz , dertli anlarımız elbette olacaktır. İnsan her zaman mutlu olmaz, her zaman mutsuz da olmaz. Ama bazı insanlar vardır ki hayatta hep mutlu olayım isterler. Hiç acı çekmeyim, hiç sıkıntım olmasın, her şeyim dört dörtlük olsun ve mutluluk benimle olsun. Ne yazık ki bu ancak hayaller dünyasında olur.

 

  İnsan hep mutlu olsa, hiç sıkıntıları olmasa yaşamı nasıl öğrenecek?  Yaşamın o zorlu şartlarını tecrübe edinmeden , hatalarından ders çıkarmadan yaşam öğrenilmez ki. Elbette mutsuz günlerimiz de olacak ki hayal edecek bir şeylerimiz var olmaya devam etsin. Hep mutlu olsak hiç maddi ya da manevi sıkıntı çekmesek yürüdüğümüz bu zorlu yollarda karşımıza bin bir çeşit problemler çıkmasa bugün bu kadar güçlü olamazdık. İnsanı güçlü kılan, insanı olgun yapan ve hayata daha geniş açıdan bakmasını sağlayan şeyler yaşadığı her  şeydir. Bu,  iyi günler de olur, kötü günler de olur. Hayat her şeyi ile bize sunulmuş bir sürpriz kutusudur. Bu kutudan bazen acı olaylar, bazen de tatlı olaylar çıkar. Önemli olan bunları anlayabilmek, sorgulayabilmek ve hayallerimizi kurmaya devam edebilmektir. Hayalini kuracak hiç bir şeyimiz kalmamış olsa, her istediğimize ulaşmış olsak bile hayata bağlayacak olan ne olur o zaman?





 

 Hayat sıradanlaşmaya başlar ve kişi anın keyfini çıkaramaz, yaşamı coşkulu bir şekilde yaşayamaz. Bunun sonucunda da yaşam;   kurak, renksiz, havasız bir döngü içinde kendini i tekrarlar durur. Hayal kurmak güzeldir, hayal kurmaktır insanı yaşama bağlayan. Onun için hayal kurmaktan vazgeçmemeliyiz, yaşamdan kendimizi soyutlamamalıyız.

 


“Dünyada Her Şeye Değer Biçmek Mümkündür Fakat Öğretmenin Eserine Asla Değer Biçilemez.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


“Dünyada Her Şeye Değer Biçmek Mümkündür Fakat Öğretmenin Eserine Asla Değer Biçilemez.” Sokrat

 

Eğitim ve öğretime önem verilmeyen, gelişmeyi ,ilerlemeyi kabul etmeyen milletler yakın zamanda yok olur. Eğitim ve öğretimin temel belirleyicisi, ana unsuru ise öğretmenlerdir. Bir ülkenin her açıdan gelişmesinin temelini atan kimseler de öğretmenlerdir. Çok güçlü bir ordunuz olabilir bunun nedeni öğretmenlerdir, çok sayıda bilim insanınız  olabilir. Bunun nedeni öğretmenlerdir. Ülkenizdeki okuma yazma seviyesi yüksek seviyelerdedir. İşte bunun ve daha birçok şeyin nedeni de öğretmenlerdir. Çünkü nitelikli öğretmenlerin elinden çıkan çocuklar dünyada başarılı işlere de imza atan kimseler olur.


 Dünyada her şeye değer biçilebilir. Şunun fiyatı şu kadardır, bunun fiyatı bu kadardır gibi ama öğretmene asla değer biçilemez. Çünkü onun emekleri, onun uğraşları para ile ölçülemez. Onun manevi hizmetleri, gönüllü hizmetleri güzel yürekleri sayesinde olur. Öğrencilerinin kalbine dokunan, onların dilinden anlayan ve onların gelecekte iyi bir insan olmasını, başarılı olmasını sağlayan değerli öğretmenlerdir. Öğretmen dünyaya çok sayıda eser bırakır. Bıraktığı eserleri ise güzel ahlaklı yetiştirdiği çocuklardır. Ülkesine, dünyaya faydalı işler yapmış başarılı kimseler ya da çok başarılı olamamış ama merhametli, insan olma özelliğini kazanmış, erdemli kimselerdir öğretmenlerin eseri.


 Öğretmenler de her canlı gibi bu dünyada yok olup giderler ama onların yetiştirdiği nesillerden yeni öğreticiler, yeni eğitimciler kaldığı yerden güzel işler yapmaya devam ederler. Yeni öğretmenler de  gelecek nesilleri  yetiştirir, onlara  şekil verir ve çok güzel bir tablo ortaya çıkar.  Öğretmenlerin hayatımızda  ne kadar etkili olduğunu ve onların değerlerine paha biçilemeyeceğini şu örnekle de anlayabiliriz. Öğretmenler her yıl çok sayıda öğrenci okutur, yetiştirir ve onların insan olması için, iyi olması ve başarılı olması için mücadele eder ve onlara model olur. Böyle bir öğretmenin yetiştirdiği çocuk da ileride baba olacak, komşu olacak, akraba olacak vb. Bu öğrenci de öğretmeninden öğrendiği güzel olan ne varsa bunları yaşamında başkalarına aktaracak ve o başka kimseler de güzel şeyler öğrenecek ve güzel işler yapacak ve bu sürekli olarak devam edecek ve kısır  bir döngüye girmeden güzellikler olmaya devam edecektir. 




Kısacası öğretmenin bir çocuğu bile güzel ahlaklı ve başarılı yapması sonucunda bu güzellikten çok sayıda insan etkilenecek ve etkilenenler de kendilerini geliştirmek ve iyi insan olmak için ellerinden geleni yapacaklardır. İşte tüm bunlara paha biçilemez. Çünkü öğretmenin yaptığı bir işin sonunun nerelere kadar gittiğini ve insanların yaşamında nasıl güzel bir etki bıraktığını tahmin bile edemezsiniz.

Dumlupınar Şehitliği’ni Ziyarete Gittiğinizi Düşününüz. Şehitlerimize Duygu Ve Düşüncelerinizi İfade Eden Bir Mektup Yazınız.

 Dumlupınar Şehitliği’ni Ziyarete Gittiğinizi Düşününüz. Şehitlerimize Duygu Ve Düşüncelerinizi İfade Eden Bir Mektup Yazınız.


Vatanın kurtuluşu uğruna canını veren ve vatan yolunda şehit olan aziz şehitlerimiz!


Kurtuluş Savaşı yıllarında Mustafa Kemal Atatürk’ün emri ile vatanı kurtarmak için yola çıktınız.  Ağır ve zor bir savaştı bu. İngilizler, Yunanlılar bir olup vatan topraklarından atmak istediği atalarımızı sizler kurtardınız. Allah yolunda, vatan yolunda şehit oldunuz. Ardınıza bile bakmadan çıktınız bu kutlu yola. Kiminiz belki ailenin tek çocuğu kiminiz belki kalabalık bir  ailenin şen çocuğuydunuz.

 

Kiminiz yeni nişanlanmış, kiminiz yeni evlenmişti. Belki yeni baba olan bile vardı aranızda. Belki de henüz yaşı on sekiz bile olmayan çocuk askerler de vardı. Önce vatan dediniz, önce namus, önce onur dediniz. Savaşın, topların sesi geliyor sanki kulağıma. “Allah Allah” nidalarını duyar gibiyim.  O sesleriniz, vatanın kurtuluşu için dua eden o seslerinizi duyar gibiyim kahraman askerlerim! Silah kalmadı belki o anda elinizde, yiyecek bir kuru ekmeğiniz bile yok, ayaklarınız nasır bağlamış, duymuyor artık ne acı ne keder.

 

 İçinizdeki  ateş başka. Vatan aşkı ile yanıyor yüreğiniz. Ondandır fiziksel acıyı duymayışınız. Düşmanı yerle bir edince ulaşıyorsunuz zafere. Milletiniz size minnettar. Siz Türkiye Cumhuriyeti’nin hiçbir zaman unutulmayacak olan vatan evlatlarısınız. Sizlere layık olmak için, vatanıma hizmet edeceğim. Bunun için de ilk olarak derslerime çok çalışacağım, sorumluluklarımı yerine getireceğim, askerlik görevim gelince askerliğimi yapacağım. Vatanıma asla ihanet etmeyeceğim. Vatanıma zarar vermek isteyen iç ve dış tehditlere boyun eğmeyeceğim. Her zaman devletimizin, milletimizin yanında olacağım.





 Vatanım tehlike altında olduğu zaman gözümü bile kırpmadan şehit olacağım. Bu vatan toprakları sizin kanınız ile kazanıldı. İşte bu toprakları gözüm gibi koruyacağım askerlerim.   Ben ileride baba olunca çocuklarıma sizin kahramanlıklarınızdan bahsedeceğim. Çocuklarımız da vatansever yetiştirip ilim v efen yolunda ilerlemesini sağlayarak ülkemin daha çok güçlü olmasını sağlayacağım. Sizleri çok seviyorum, mekanlarınız cennet olsun, kabriniz nur ile dolsun. Mektubuma son verirken hepinize ayrı ayrı şükranlarımı sunarım. Sizi asla unutmayacak ve unutturmayacağız.

“Kahramanlık, Vatan Sevgisi” Gibi Duygulara Sahip Olmayan Biri Savaşabilir mi? Neden?

 “Kahramanlık, Vatan Sevgisi” Gibi Duygulara Sahip Olmayan Biri Savaşabilir Mi? Neden?

 

Her milleti bilmem ama bizim kıymetli insanlarımız için, güçlü milletimiz için vatan sevgisi, vatana bağlılık insanın en önemli  amacıdır. Vatanını sevmeyen, vatanını korumaktan aciz olan millet ya milletler kısa sürede yok olmaya mahkum kalmışlardır. Bizim yürekli askerlerimiz, emektar kadınlarımız, deneyimli büyüklerimiz kahraman olayım, bana kahraman desinler diye değil de vatan sağ olsun, vatanım kurtulsun da gelecek kurtulsun, diye hareket ederek yola çıkarlar.

 

Bu yolculuk sonunda yaşamlarını kaybedenler şehit olur, kalanlar ise gazi olur zaten. Kahramanlık vasfını onlara millet verir.  İşte o zaman ölümsüz kahraman olur o vatansever evlatlar. İçinde zerre kadar vatan sevgisi olmayan kimsenin,   vatana bağlılığı da  söz konusu olmaz.  Ülkelerinde savaş çıktığı için savaşa katılmak istemezler ama savaş zorunlu olunca istemeyerek de olsa savaşmaya gider. Gittiği savaşta başarı ile dönemez. Çünkü ülkesini korumak için, vatan topraklarını korumak için canını koymamıştır ortaya.  Hep geri planda kalmış, savaşıyor gibi yaparak göz boyamaya çalışmıştır böyle kimseler. Haliyle böyle ülkenin tembel insanları da  savaştan yenilgi ile döner ülkelerine. Tabi ülke diye bir şey kaldıysa.





 

 Kısacası kahramanlık duygularına, vatan sevgisi gibi duygulara, vatanım benim namusum, onurum gibi duygulara kapılmayan insanlar savaşsa bile bu yeterli olmaz. Çünkü tüm gücünü, yüreğini, alın terini koymamıştır ortaya. Korkak davranmıştır. Korkak olduğu için de korkak olmayanlar onları egemenliği altına alır ve böyle olunca da köle olarak başka devletlerin egemenliği altında yaşamaya devam eder böyle millet ya böyle milletlerin fertleri. Vatan için cengaver insanlar yetişmelidir bir ülkede. “Ya istiklal ya ölüm” parolası ile yola koyulmalıdır vatanın kahraman ve koca yürekli insanları.

 

Öğretmenlerin Öğrenciler Üzerindeki Etkisi Okulla Sınırlı Mıdır? Tartışınız.

 Öğretmenlerin Öğrenciler Üzerindeki Etkisi Okulla Sınırlı Mıdır? Tartışınız.


Öğretmenler yaptıkları ile, yaşattıkları ile öğrencilerin aklından çıkmayan ve onların ömür boyu hayatlarında iz bırakan değerlerdir. İçinde çocuk sevgisi , insan sevgisi olan ve çocuklara hayal gücünü ve öğrenme sevgisini aşılayan öğretmenler hiçbir zaman unutulmaz. Öğretmenlerin öğrenciler üzerindeki etkisi okulla sınırlı olamaz. Yüzü güleç  olan, öğrencilerine gülen gözlerle bakan ve onları geleceğe hazırlamak için ellerinden gelen her türlü fedakarlığı yapan öğretmenler asla unutulmaz.


 İnsanın ilk eğitimi aldığı yer her ne kadar aile olsa da bu süreci devam ettirecek olan kişiler öğretmenlerdir. Öğretmenlerimizi bizim anne ve babamız gibi bize yakın olan, bizi  seven ve bizi yargılamadan dinleyen, kabul eden hoşgörülü insanlardır.  İçinde şefkat ve merhamet olan, başka insanlara karşı nazik olan, dilini iyi kullanan ve güzel ahlaklı olan öğretmenler çocuklar için güzel örnek olur. Böyle kimseler asla unutulmaz. Ondan güzel şeyler gören öğrenci de gelecekte bir meslek sahibi olduğunda öğretmeni gibi iyi insan olmaya, nazik olmaya özen gösterir.




 İyi öğretmenler öğrencileri için alın teri döken, onlar için gece gündüz durmadan çalışan kimselerdir. Böyle öğretmenler olduğu zaman da çocuklar bunun farkına varır ve o öğretmenlerinin emeğini hayatları boyunca unutmazlar. Mesela çevremize baktığımızda yaşlı teyzelerden, dedelerden hep şunu duyarım: “Bizim bir öğretmenimiz vardı ki öyle kibar öyle iyi insandı ki. Benim kimi yeteneklerimi o öğretmen ortaya çıkardı ve benim geleceğim için beni aydınlattı, gerekli yerlere yönlendirdi. 


İyi insan olmamız için, dürüst ve güvenilir insanlar olmamız için uğraştı ve kendisi de asla yalan söylemezdi, güvenilir ve dürüsttü gibi laflar duyarız büyüklerimizden. İşte üstünden yıllar geçse de iyi öğretmenler, böyle güzel insanlar yaşamlarımızda kalıcı bir iz bırakır.