Sevgi Duygusu Olmasaydı İnsan Ne Gibi Olumsuzluklar Yaşayabilirdi?

 Sevgi Duygusu Olmasaydı İnsan Ne Gibi Olumsuzluklar Yaşayabilirdi?

 

Sevginin olmadığı bir dünya susuz ve kurak bir çölden başka bir şey değildir. Hayatımızdan sevgi çıktığı zaman merhamet de çıkar, insanlar kendilerini bir başkasının yerine koymayı bırakır ve empati yok olur, birlik, beraberlik ve dayanışma ruhu yok olur, sadakatsizlikler artar, bin değil ben duygusu ile yetişen bencil bir nesil ortaya çıkar. İnsanlar daha acımasız, daha kibirli ve daha kötü olmaya başlar. Sevgi olmasaydı insan olmayı başaramazdık.  İnsanı insan yapan en önemli değerlerden biri de sevgi ve sevgiyi gösterme biçimdir.

 

 Bir çocuğun başını okşama, bir yaşlının elini öpme ve ona sarılma, sevdiğini sevdiğin kişiye söyleyebilme ve onun için fedakarlıklar yapma güzel şeylerdendir. Hayatımızda sevgi olmasaydı duygusuz bir insan olurduk. Duygunun, samimiyetin olmadığı yerde de insanların robottan farkı kalmazdı. Her şey mantığa göre hareket edildiği için birlik ve sevgi bağları olmadığı için dünyada yaşamanın tadı olmazdı. Ait olma duygusu sevgi ile olur. Sevgi olmadığı zaman insanlar daha hırslı, daha soğuk ve daha narsist kişiliklere dönüşebilirdi. Çıkar için her  yol meşru görülürdü.  Kimse kimse için fedakarlık yapmazdı,  hoşgörü olmazdı, arkadaşlık ve dostluk olmazdı,  yardıma muhtaç olanlar için hayat daha da çekilmez hale gelirdi vb. Zengin ve içinde sevgi duygusu olmayan kimselere yoksul kimselere yardım etmezdi  ve insani değerler yok olurdu.

 

Sevgi hayatın en önemli parçasıdır. Sevgi sayesinde dünyamız daha aydın olur ve hayat daha anlam kazanır. Onun için sevgiyi hayatımızın bir parçası haline getirmeye devam etmeliyiz. Sevgisiz bir dünya düşünülemez. Sevginin olmadığı hayat hayat değil, zindanlıktır. Sevginin nasıl bir güzellik olduğunu şu söz de çok güzel açıklar.

“Sevgiyle, bulanık ve tortulu sular, arı ve duru hale gelir. “ Mevlana.

Erdem İle İlgili Özdeyişler

 Erdem İle İlgili Özdeyişler


İnsan erdemli davranışları ve güzel ahlakı ile yaşamayı bilirse  vicdanında da herhangi bir sızlama yaşamaz. Erdemli insanlar dürüst, güvenilir ve sabırlı insanlardır. Böyle insanların yanında fazla kalmak isteriz ve onlardan ayrılmak istemeyiz. Erdemli insanlar toplum içinde sevilen, sayılan, değerli kimselerdir.


Erdem ile ilgili özdeyişler şunlardır:


“Bir ulusun büyüklüğü, nüfusun çokluğu ile değil, akıllı ve erdemli kişilerin sayısıyla ölçülür.”  Victor Hugo

“Erdemin en büyüğü, seninle ilişkilerini kesene iyilik etmen, senden esirgeyene vermen, sana kötülük edeni bağışlayıp, dost elini uzatmandır.”  Hadis-i Şerif

“Tüm insanların ruhları ölümsüzdür, ancak erdemli olanlarınki hem ölümsüz hem de ilahidir.” Sokrates

“Yalnız erdemi bilmek yetmez, ona sahip olmak, onu yapmak da gerekir.” Aristoteles.


“Ben erdemden başka zenginlik tanımıyorum.” İbn-i Sina

“Erdem sahibinin değerini, yine erdem sahibi olanlar bilir.”  Hz. Ali.

“Çocuklarınıza erdemli olmayı öğretin, insanlığı ancak bu mutlu kılar.” L.V. Beethoven.

“Erdem; bilgi, çalışma, doğruluk ve sevgi ile güç kazanır.”  Murat Ertan

“Erdemli insan, başkalarına saldırmak yerine, kendini güçlendirir.” Lao Tzu.

“Erdem, iyi saydığımız şeyleri yapmakta gösterdiğimiz karar ve sabırdan ibarettir.”  Rene Descartes.


“Affetmek için iki kişilik erdem lazım. Hem onu affetmek, hem onu affettiği için kendini affetmek.” Orson Welles.

“Bilgelik bundan sonra ne yapılacağını, beceri bunun nasıl yapılacağını bilmektir, erdem ise bunu yapmaktır.”  David Star Jordan.

“En büyük erdem; insanın vicdanını dinlemesi ve iyilik yapmak için çaba harcamasıdır.”  Konfüçyüs

“Erdem, kaybedeceğini bile bile düşündüğünü söylemek ve daha önce de düşündüğü ve söylediği şeyleri, dikkatle gözden geçirmek demektir.”  Alain

“Erdemin en yüksek ispatı; sınırsız kudrete sahip olmak ve onu kötüye kullanmamaktır.” Lord Mecualay.

“Erdemli kişi diğerlerinin üzerinde olduğunda, alttakiler kendilerini düşük olarak görmezler. Erdemli kişi insanların önüne geçtiğinde, diğerleri önlerinin kapatıldığını düşünmezler.”  Lao Tzu.


“Erdemsiz bir yaşam, erken bir ölümdür.”  Wolfgang Van Goethe

“Erdemli olanların söyleyecek sözleri vardır, ama söyleyecek sözleri olanların tümünde erdem yoktur. İnsancıl olanlar cesaretlidir, ama cesaretli olanların tümü insancıl değildir.” Konfüçyüs.

“Erdemle zorunluluk arasında, ince bir çizgi vardır.”  William Shakespeare.

100 Yıl Önce Yaktığın Ateş Konulu Cumhuriyet İle İlgili Kompozisyon

 100 Yıl Önce Yaktığın Ateş Konulu Cumhuriyet İle İlgili Kompozisyon


Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve vatanın bağrından çıkmış kahraman vatan evlatları kadını ile erkeği ile topyekun savaşmışlar ve bu ana vatanı düşman kuvvetlerine teslim etmemişlerdir. Ya istiklal ya ölüm parolası ile başlayan İstiklal Savaşı’nda Anadolu halkının gösterdiği mücadele esir olan diğer devletlere örnek olmuş, milletimiz büyük bir destan yazmıştır. Bağımsızlık elde edilince milletimiz rahatlamış ve toprağında işgalcilere bir daha göz açtırmamak üzere birlik, beraberlik ve dayanışma içinde yaşamaya devam etmiştir. 


Bağımsızlık elden edildikten sonra sıra rejimde değişikliğe gidilmişti. Bunun için de büyük önder Gazi Mustafa Kemal 29 Ekim 1923’te cumhuriyeti ilan ederek cumhuriyetin ateşini yakmış, cumhuriyetin temeli atılmış ve atılan bu temel daha da büyümüş, genişlemiş ve bugün tam 100 yıllık bir dev eser ortaya çıkmıştır.100 yıl önce yaktığın bu ateş gönüllerimize taht kurmuştur. Mustafa Kemal’im. Cumhuriyet sayesinde çeşitli özgürlükler elde edilmiş, kadın erkeği ile eşit hale gelmiş ve kadına verilen önem daha da artmıştır. Halk egemenliği yönetimde etkili olmuş, halkın iradesi, halkın yönetimi olmuştur. Başa gelecek olan yöneticiler seçimle gelmişlerdir. Halk bir yöneticinin yaptığı faaliyetleri beğenmediği zaman seçimle yöneticiyi indirmiş yerine istediği başka bir yöneticiyi getirebilmiştir. Tüm bunlar cumhuriyet sayesinde olmuştur.  Cumhuriyet'in en önemli mirası akıl ve bilimdir. Aklın ve bilimin yolundan giden milletler ilerleyecek ve ülkelerini gelişmiş ülke haline getireceklerdir. Atatürk'ün de en önemli mirası akıl ve bilimdir. Bugün 100 yıllık yakılan ateşin şöleni var, bugün demokrasi şöleni var. Bu cumhuriyeti biz Mustafa Kemal’den aldık ama sonsuza kadar yaşatacağız ve o cumhuriyet,  o dev yapıt biz gençlere emanet olacaktır. 


Bu ülkede cumhuriyet değerli bir mücevher gibi korunacak ondan asla vazgeçilmeyecektir.  Cumhuriyet gibi büyük bir eserin ilan edilmesini sağlayan bu eserin lideri Mustafa Kemale sonsuz teşekkürler ediyorum. 100 yıllık yaktığın ateş hiç sönmeyecektir. Atam.  Cumhuriyet ışığı daim olacak, gençler cumhuriyete sıkı sıkıya bağlı olacak, ülkesine, vatanına sahip çıkacak ve onu geliştirmek için var gücü ile çalışacaktır. 100 yıllık dev eser iyi ki varsın, iyi ki bizimlesin.

“Gerçek Arkadaşlık Sıhhat Gibidir. Değeri, Ancak O Yok Olduktan Sonra Anlaşılır.” Sözü İle İlgili Kompozisyon

 “Gerçek Arkadaşlık Sıhhat Gibidir. Değeri, Ancak O Yok Olduktan Sonra Anlaşılır.” Sözü İle İlgili Kompozisyon


Arkadaşlık ilişkileri güçlü bağlar sayesinde uzun ömürlü olur. Gerçek arkadaşlık sıhhat gibidir. Çünkü gerçek arkadaşlarımızın yanında kendimizi güçlü ve mutlu hissederiz. Nasıl ki sağlığımız yerinde olduğu zaman kendimizi dinç hissedersek iyi ve sağlam karakterli arkadaşlarımızın yanında da güven içinde oluruz.  Çünkü gerçek arkadaşlarımız bizi her halimiz ile kabul eden, bizi hemen yargılamayan ve olduğu gibi kabul edendir. Her şeyden önce bize güven verendir, bizim sırrımızı saklayabilen, bizi çok ama çok sevendir.

 

Bizim kusurumuz olduğu zaman bize bunu güzel bir şekilde anlatan, bizi tehlikelere karşı uyarandır gerçek arkadaş. Kimi zaman onlar doğruları söylediği zaman bu hoşumuza gitmez ve onları incitiriz ve onlar da üzülerek yavaş yavaş ayrılır ve soğur bizden. Gerçek arkadaşlığın değeri zamanında bilinmelidir. Yani birlikteyken kıymet bilinmelidir. Arkadaşımız bizimle ilişkisini kestikten sonra anlarız nasıl bir hata yaptığımızı. Çünkü bir daha karşımıza onun gibi iyi, onun gibi bizi koşulsuz seven kimseler çıkmamaya başladığında yanar canımız. Onunla geçirdiğimiz anlara takılır aklımız. Gülerken, ağlarken yanımızda o vardır hep diye düşünürüz ve çok üzülürüz. Çok pişman oluruz ve keşke burada hemen yanımda olsaydı da ona sarılabilseydim deriz.  Onun için yaşarken insanlar arkadaşlarına değer vermeli, onların kötü ve iyi gününde yanında olmalıdır. Bizi biz olduğumuz için seven, bizi yeri geldiği zaman uyaran arkadaşlarımızı kimi zaman yanlış anlayabilir ve onların kalbini kırabiliriz. Bunu yaptığımız zaman arkadaşımız çok üzülür ve onun kalbini yaralamış oluruz. O da bizden uzaklaşır ve arkadaşsız kalırız.

 

Daha sonra karşımıza çıkan arkadaş gibi görünen kimselerin aslında gerçek arkadaş olmadığını anlarız ve asıl dostumuzun bizi çok seven, bizi uyaran kişi ya da kişiler olduğunu anlarız. İşte böyle bir hataya düşmemek için zamanında kıymet bilinmeli, arkadaşlarımızın kalbi kırılmamalıdır. Onların değeri onlar gitmeden bilinmelidir.

Kardeşlik ve Barışın Dünyaya Yayılması İçin Neler Yapılmalıdır?

 Kardeşlik ve Barışın Dünyaya  Yayılması İçin Neler Yapılmalıdır?


Dünya herkese yetecek kadar genişken, doğanın armağanları herkese yeterken ne yazık ki savaşlar, kötülükler, acılar, şiddetler devam etmekte ve dünyamızda her geçen gün kaos artmaktadır. İnsanların doymak bilmeyen gözleri, hırsları dünyada barış ve kardeşliğin olmasını engellemektedir.


Kardeşlik ve barışın dünyaya yayılması için yapılması gerekenler; İlk olarak aileler ahlaklı, güvenilir ve dürüst çocuklar yetiştirmelidir. İnsan haklarına saygılı, adaletten yana olan, empati kurabilen, eleştirel düşünebilen, içinde sevgi ve saygıya dair güzel duygular barındırabilen çocuklar yetiştirilmelidir. Dünya hepimizindir bunun için de birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için çalışmalı, dünya  kardeşliği sağlanmalı, savaşlara son verilmelidir. Farklılıklar bir bütün olarak görülmeli, hoşgörü olmalı, dostluklar kurulmalı, açlıklara son verilmeli, birlik, beraberlik ve dayanışma içinde herkes insan olmayı öğrenmelidir.


Devlet yöneticileri savaşmayı bırakmalı, her ülke kendi sınırları içinde başka ülkelerin sınırlarını da korumalı, kimse kimsenin toprağına göz dikmemelidir. Irkçılık yapılmamalı, çocuklar öldürülmemeli, savaşlar son bulmalıdır. Kardeşlik ve barışın daim olması için insanlık bir olmalıdır.  Farklı kültürlerin kaynaşması sağlanmalı, sevgi, barış, dostluk, kardeşlik ve merhamet hakim olmalıdır dünyaya.

Dünya barışı sağlanmazsa insanlar birbirini yok edecek ve en sonunda dünya kimseye kalmayacaktır. Onun için Yunus Emre’nin  de söylediği gibi;

Gelin danış olalım

İşi kolay kılalım

Sevelim, sevilelim

Bu dünya kimseye kalmaz.


Doğa İle İlgili Kısa Hikaye Örneği

 Doğa İle İlgili Kısa Hikaye Örneği

İlkbahar gelmişti. Her yer yemyeşildi. Mis gibi bahar havasını penceremden odama dolmuştu. Baharın Babam hafta sonu bizi doğa gezisine çıkarmıştı. Kardeşim, annem ve ablamla harika bir doğa gezisine başlamıştık. Kayseri Yahyalı Aladağlara doğru yol adlık. Arabamıza et, köfte, sucuk, ve içecekleri de koymuştuk. Hem piknik hem de doğa gezisine gidiyorduk.  Aladağlar bizim yaylamızdır.


 Orada papatyalar olur, kuzu kulakları olur, değişik otlar, çiçekler olur. Arabayla giderken bir çeşme başında mola verdik Aladağların buz gibi berrak suyunu kana kana içtik. Her yer mis gibi kokuyordu. Yarpuz kokusu ve papatya kokusu birbirine karışmış bizi bir hoş etmişti. Suyumuzu içtikten sonra arabaya binip daha yukarılara gittik ve Aladağların yemyeşil alanlarını doya doya gezdik. Daha sonra karnımız acıktı ve pikniğimiz yaptık. Mangal yaptığımız yeri temiz bıraktık ve çöpleri oraya bırakmadık. Getirdiğimiz poşete çöpleri koyduk ve Aladağları tertemiz bıraktık. Akşama kadar top oynadık, kırlarda koştuk, temiz havaya doyduk ve en sonunda yorgun düştük. 


Hepimiz arabamıza binip evimize geldik. Harika bir doğa gezisi olmuştu benim için. Orada değişik ağaç türlerini görmüştüm, değişik bitkiler görmüştüm. Günüm yorucu ve muhteşem bir temiz havayı içime çekerek geçmişti. Doğayla iç içe olmak insana ayrı bir mutluluk veriyor, günlük stresimizi, dertlerimizi bir kenarda bırakıyorduk.

Bir Yıl Sonrasını Düşünüyorsan Tohum Ek, On Yıl Sonrasını Düşünüyorsan Ağaç Dik, Yüz Yıl Sonrasını Düşünüyorsan İnsan Yetiştir Konulu Kompozisyon

 Bir Yıl Sonrasını Düşünüyorsan Tohum Ek, On Yıl Sonrasını Düşünüyorsan Ağaç Dik, Yüz Yıl Sonrasını Düşünüyorsan İnsan Yetiştir Konulu Kompozisyon


Her insanın bir mesleği vardır ve insan sevdiği mesleği yapar. Her mesleğin de kendine göre zorlukları vardır. Bir yıl sonrasını düşünüyorsan tohum ek. Ektiğin tohum kısa zamanda gelişecek, büyüyecektir. On yıl sonrasını düşünüyorsan ağaç dik. Diktiğin ağaçlar boy atacak, meyve verecek, gür yaprakları ile insanlara gölge olacaktır. Yüz yıl sonrasını düşünüyorsan insan yetiştir. 


Yetiştirdiğin insan  geleceğin olacak, aydınlığın olacak, umudun olacak. O insanı yetiştirecek olan da öğretmenlerdir. İnsan yetiştirmek, onun büyümesini, onun gelişmesini gözlemek, onun toplum içinde sağlıklı bir birey olmasını görmek, topluma katkı sağlayan bir aydın olmasını sağlamak işte tüm bunları sağlayanlar elleri öpülesi kıymetli öğretmenlerin emeği sayesinde olur. İnsan yetiştiren kişiler öğretmenlerdir, insanı insan yapan, insana değer veren, onu seven, onu koruyan, ona iyi insan olmayı öğreten eğitimcilerimizdir. Öğretmenler bu dünyadan zamanı gelince göç etmiş olsalar bile yetiştirdikleri öğrenciler topluma yön verecek, ülkesine katkı sağlayacak birer aydın olacaktır. 


Onun için burada öğretmenlere büyük sorumluluk düşer. Öğretmen öğrencisini eğitirken onu iyi eğitmeli, ona iyi insan olmayı, dürüst ve güvenilir insan olmayı aşılamalıdır. Kendi de çocuğa örnek olmalıdır. Böylece nitelikli öğrenciler çıkar ve o çıkan öğrenciler de geleceğin öğretmeni, doktoru, çiftçisi vb olur. Bunu yapacak olan, bu temeli atacak ve o temelin sağlam şekilde uzun yıllar kalabilmesini sağlayacak olan da öğretmenlerdir. Öğretmenlik mesleği çok değerli ve insan inşa eden kutsal bir meslektir. Onların yetiştirdikleri uzun ömürlü olur ve asla unutulmaz.

Ülkemizde Aile İçi İletişimde Yaşananlar ve Toplumun Bu Duruma Bakışı Konusuyla İle İlgili Konuşma

 Ülkemizde Aile İçi İletişimde Yaşananalar ve  Toplumun Bu Duruma Bakışı Konusuyla İlgili Konuşma


İnsan sosyal bir varlık olduğu için bireyin ilk sosyalleştiği yer de ailesidir. Değer sisteminin ve davranış kalıplarının oluştuğu ilk yer de ailedir.

Toplumun temel yapı çekirdeğini aile oluşturur. Ailede birlik, beraberliğin oluşabilmesi için eşler arasındaki ekonomik, idare ve psiko-sosyal konularda anlaşmanın ve uyumun sağlanması gerekmektedir. Evlilikle birlikte kadın ve erkeğin rollerinde oluşan değişmeler ve bu değişen rollerine uyum sağlamamaları, psikolojik, biyolojik, sosyal ve ekonomik açıdan bir düzen oluşturamamaları, eşlerin birbirlerine karşı aynı iletişim biçimini ve ortak bir anlayış sağlamamaları gibi etkenler, çatışma, tartışma, uyumsuzluk, empati yoksunluğu, bencillik, gibi sorunlara neden olmaktadır.


Sağlıklı aile üyeleri sağlıklı nesiller, aydınlık çocuklar demektir. Bir toplumda aile kurumu temelden çatlamaya başladıysa o  toplum da çözülmeler de başlamış demektir. Ülkemizde se son yıllarda aile sorunları iyice artmış, boşanmalar, aile içi fiziksel ve psikolojik şiddet, sadakatsizlik, ekonomik şiddet iyice  artmaya başlamış ve bu da toplumsal huzurun, ahlakın bozulmasına neden olmaya başlamıştır. Aile içi iletişimde eşler birbirini anlayıp dinlemeden doğrudan tartışmaya başlamakta, iletişim dilini kullanmamaktadır. Bu da aile içinde iletişim sorunlarına neden olmaktadır. Oysa iletişim ve etkileşim sonucunda sosyal ilişkiler kurulabilmektedir.


 Bireyin sosyal ilişkisi, aile ve arkadaşları ile olan bağı ve bu bağların yoğunluğunu ifade eder. Sağlıklı bir sosyal yaşam için aile dışındaki bireylerle de sosyal ilişkiler kurulması gerekmektedir. Bunun için de aile içindeki bireyler birbirine nezaketli davranmalı, iletişim güçlüklerini konuşarak halletmelidir. Bunun için de geçinmeye gönüllü olmak, sorunların ne olduğunu karşılıklı konuşmak ve sorunları birlikte ortadan kaldırmak gerekir. Aile içi iletişimsizlik toplumu da kötü etkiler ve toplumsal düzende, toplumsal huzuru sağlamada aksamalar başlar ve bu da hem aile kurumuna, hem de toplumun diğer fertlerine zarar verebilir. 


Bunun için ailelere yönelik seminerler verilmeli ve toplumun temel yapısı olan aile kurumları korunmalı, sağlıklı ailede sağlıklı insanlar yetiştirilmelidir. Toplum bu duruma seyirci kalmak yerine herkes üzerine düşen görevi yapmalıdır. Aile içinde eşler birbirine, çocuklarına emir vermek, yargılamak, lakap takmak, alay etmek kötü davranışlardan kaçınmalıdır. Aile içinde zorbalık olmamalıdır. Şiddet olmamalıdır. Unutmayalım ki şiddet şiddeti doğurur . Bundan dolayı şiddetten kaçınılmalıdır. 


Aile bireyleri birbirinin duygularına kulak vermelidir,  empati kurma becerisi gelişmeli, kaygılar paylaşılmalı, iki dinleyip bir söylenilmelidir. Sürekli olumsuz eleştirilerden kaçınılmalıdır. Bunlar olduğu zaman aile içi iletişim daha sağlıklı kurulur ve toplumsal düzen de devam eder. Toplum aile içi iletişimdeki sorunlara seyirci kalmamalı, sorunları çözmek için yeni çareler aranmalı, yeni yollara başvurulmalıdır.

Sevginin Hayatımızdaki Yeri Konulu Konuşma

 

Sevginin Hayatımızdaki Yeri Konulu Konuşma

 

İnsanı hayata bağlayan, insanın yaşama sevincini artıran ve aitlik duygusunu hissetmesine neden olan en önemli değerlerden biri de  sevgidir. Sevmek, sevilmek, ait olmak kişiyi daha güçlü  ve daha mutlu  eder. Sevginin hayatımızda çok önemli yeri vardır. Çünkü sevgi olmayan bir yerde insanların mizacı da sert olur, insanlar birbirine karşı hoşgörüsüz  olur,  bencil ve empati kurmayan bir toplum oluşmaya başlar. Oysa bir yerde sevgi varsa orada yumuşama vardır. Orada tebessüm etme vardır, birlik, beraberlik, dayanışma, merhamet vardır. Engin hoşgörü vardır. Farklılıkları olduğu gibi kabul etme vardır. Kimsenin kimseden üstün olmadığı bir dünya vardır.

Sevgili dinleyiciler!

 

Sevgiden yoksun olan bir insan etrafına da sevgisizliği  hissettirecektir. İşte burada aileye büyük görevler düşer. Aile büyükleri çocuklarına  sevgiyi vermeli ve onları sevgiden mahrum bırakmamalıdır. Sevgiden yoksun büyümüş biri ne kadar büyürse büyüsün içindeki sevilme ihtiyacı zamanında giderilmediği için hayata daha küskün olacak ve kendini sevmeyen, başlarına sevmeyen, içi öfke dolu şiddet meyillisi bir kişiye dönüşecektir. Oysa sevgi olursa insan yaşamanın anlamını anlar. Sevgi olursa saygı olur. Sevgi olursa sağlıklı toplum olur ve geleceğimiz sevgi ile dolu olan çocukların elinde şekil alır. Yani her şeyin başı, ortası ve sonu sevgidir diyebiliriz.

 

Sevgi ile ilgili şu sözleri de unutmamalıyız:

“Sadece sevgi dolu bir bakış insanın hayatını değiştirebilir.”

Yunus Emre de şöyle der:

Gelin danış olalım

İşi kolay kılalım

Sevelim, sevilelim

Bu dünya kimseye kalmaz.

Dinlediğiniz için teşekkür ederim, hepinizi, sevgi ve saygı ile selamlarım. Sevginiz daim, ömrünüz uzun olsun.

Seyahat Etmek İle İlgili Özdeyişler

 Seyahat Etmek İle İlgili Özdeyişler


Seyahat etmek insanı özgürleştirir, mutlu eder ve iç dünyasını zenginleştirir. İnsan farklı kültür ve gelenekleri öğrenir. Farklı damak lezzetlerini seyahat sayesinde edinir. Yeni yerler görmek, yeni bilgiler öğrenmek kişiyi daha pozitif eder. Seyahat ederek yaşamın keyfini çıkarmaya devam etmeliyiz.


Seyahat etmek ile ilgili özdeyişler şunlardır:


 “Seyahat etme mikrobu size bir defa bulaştıktan sonra artık tedavisi yoktur. Hayatımın sonuna kadar bu mikropla mutlu bir şekilde yaşayacağımı bilmek çok güzel bir duygu!” – Michael Palin

“Seyahat insanın dünyasını genişletir.”  Malcolm X

“Sadece gezen yeni yollar keşfeder.” Norveç atasözü

“Yaşa, seyahat et, maceraya atıl, şükret ve asla pişman olma.”  Jack Kerouac

“Gezmek ve yer değiştirmek akla yeni bir dinçlik getirir.”  Seneca


“Gözlem yapmayan bir gezgin kanatsız bir kuş gibidir.”  Moslih Eddin Saadi

“Hiçbir şey zekayı seyahat etmek kadar geliştirmez.” Emile Zola

“Yolculuk – önce seni sözsüz bırakır sonra da iyi bir hikaye anlatıcısına dönüştürür.” İbn Battuta

“Dünyadaki yüz bin şehrin her birinde güneş benzersiz şekilde batıyor. Sadece bir defa buna şahit olmak için seyahat etmeye değer.”  Ryu Murakami

“Çok yaşayan çok görür, çok gezen daha çok görür.”  Arap atasözü


“Macera tehlikeli sanıyorsan, rutini dene; öldürücüdür.” Paulo Coelho.

“Gezmek insanı alçakgönüllü yapar. Dünyada aslında ne kadar da küçük bir yer kapladığımızı görmüş oluruz.”  Gustave Flaubert

“Gezmek yaşamaktır.”  Hans Christian Andersen

“Ön yargı, taassup ve dar görüşlülüğün en iyi tedavisi seyahattir.”  Mark Twain

“Yolculuk bizi kendimize geri getirir.”  Albert Camus

“Seyahat etmek, hayal gücümüzü gerçeklerle dengeler ve bazı şeylerin nasıl olduğunu düşünmek yerine onları görmemizi sağlar.” S. Johnson