Kompozisyon Örnekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kompozisyon Örnekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

“Anadolu’da Kilim Demek, Özlemi, İnancı Ve Sevgiyi İlmek İlmek Dokumak Demektir.” Sözünden Yola Çıkarak Kompozisyon Yazınız.

“Anadolu’da Kilim Demek, Özlemi, İnancı Ve Sevgiyi İlmek İlmek Dokumak Demektir.”  Sözünden Yola Çıkarak Kompozisyon Yazınız.


Kilim, Anadolu kültüründe çok  önemli bir yere sahiptir. Anadolu kadınlarının bin bir emekle işlediği, dokuduğu kilimler günümüze kadar gelebilmiştir. Her ne kadar kilim dokuması eskisi kadar olmasa da bazı yörelerimizde bu kültürün izleri  hala devam etmektedir. Kilim başta şu amaçla dokunmaya başlamıştır:  Göçebe bir yaşamdan gelen atalarımız çadırların içine sermek için soğuktan ve nemden korunmak için kilim dokumuşlardır.


Başta bu amaçla dokunan kilimler zamanla sanatsal bir anlayışa dönüşmüştür. Kilim dokuyan kadınlar; kilime sevgisini, özlemini, umudunu, dertlerini yansıtmıştır. Kısacası duyguların  resme dökülmesi, çeşitli motifler şeklinde karşımıza çıkmıştır. Sevdiğinden ayrılan bir geç kız kilime üzüntüsünün , duygularının ilmeklerini işlemiştir. Onun dokuduğu kilimlerde ayrılık acısı vardır, özlem vardır, sevdiğine kavuşamamanın hissettirdiği duygular vardır. O zamanki genç kızlar şikayetlerini doğrudan ailelerine söyleyemedikleri için, çekindikleri için bunu kilimlere yansıtmışlardır.


Sevdiğine kavuşan bir geç kız mutluluğunun ilmeklerini kilime yansıtmıştır. Sevdiğine sözü olan, istekleri olan, şikayetleri olan bunu kilime aktarmıştır. O kilimlere bakılarak genç kızların nasıl bir duygu içinde olduğu da anlaşılmıştır. Kadınlarımız el becerilerini, estetik anlayışlarını, sabırlı olmanın ne derecede önemli olduğunu kilimlere ve halılara yansıtmışlardır. Onun için kilimin bizde çok ayrıdır.


Kilim dokumacılığı zamanla ticarete de dönüşmüştür. Maddi durumu olmayan kadınlarımız evlatlarına bakabilmek için, eşine yardımcı olmak için çeşitli kilimler dokumuş ve bunun geliri ile de ailesine destek olmuştur.


Daha sonra kilime olan ilgi zamanla artmış ve farklı ülkelerden  ülkemize gelen  turistler de  kadınlarımızın yaptığı kilimlere hayran kalmış, kilimin hikayesini esnaflardan dinleyerek etkilenmişler ve kilimlerimizden satın almışlardır. Böylece Türk kilimi dünya çapında tanınmaya başlamıştır. Buda hem kültürümüze katkı sağlamış hem de kadınlarımızın ne kadar yetenekli olduğunu gözler önüne sermiştir.

Başarı Ve Çalışmak İle İlgili Bilgilendirici Bir Metin Yazınız.

Başarı Ve Çalışmak İle İlgili Bilgilendirici Bir Metin Yazınız.


Yaşam bize  verilmiş  olan en büyük  armağandır. Ömür de bu süreç  içinde   hızlı bir şekilde akıp gider.  Bunun için de insanın kendine yapacağı en büyük iyilik çalışmak, hayata karşı mücadele etmek ve başarı merdivenlerinden  zor da olsa  tırmanabilmektir. Başarı ve çalışmanın koşulu ise kişinin kendine olan inancı ve güveni sayesinde gerçekleşir.  

 

İnsan  çalışarak başarılı olunca hem kendisine hem ailesine hem de içinde yaşadığı topluma faydalı olur. Başarılı olmak için de kişinin kendi kapasitesinin farkında olması gerekir. Hangi konularda iyi olduğumuz, hangi konularda kötü olduğumuzun farkında olmalıyız. Kapasitemizin farkında olmadığımız zaman ulaşılmayacak hayaller peşinde koşabiliriz. Buda zaman kaybından başka bir şey olmaz. Daha sonra ise düşünmeliyiz ve kendimize hedefler koymalıyız. Bu hedeflere ulaşmak içinde var gücümüzle emek  etmeliyiz. Amaçlarımızla ilgili araştırmalar yapmalıyız.  Bizim hedeflediğimiz işleri başaran insanların yaşam öykülerini okumalıyız ve o kişilerden bilgi, edinmeliyiz. Yani bizden bilgili ve deneyimli insanlara  her zaman danışmalıyız. Başarıya ulaşmak için bol bol kitap okumalıyız.



 
Okuduğumuz kitaplar da bizim kavrama gücümüzü geliştirir ve  hedeflerimiz ile ilgili bilgileri  o kitaplardan öğrenerek gerekli püf noktaları öğrenmiş oluruz. Hedeflerimizi ertelememeliyiz. Kendi amacımız ile ilgili konularda seminerlere katılmalıyız, kurslara kaydolmalıyız.  Gündemdeki ve dünyadaki olaylardan haberdar olmalıyız. Araştırmaktan ve merak etmekten vazgeçmemeliyiz. İşte tüm bunları yaptığımız zaman başarı da her zaman bizimle olur. Başarı ile ilgili şu sözü de unutmamalıyız:

“ Taşı delen  suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir.” Latin Atasözü.

 

“Bilim, Gerçeğe Giden Yolları Aydınlatan Işıktır.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

“Bilim,  Gerçeğe Giden Yolları Aydınlatan Işıktır.” Sözü  İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


Evrenin, evrendeki olayların ve olguların bir kısmını ele alıp birtakım deney ve yöntemler kullanarak gerçeğe ve gerçekliğe dayanarak birtakım yasalara ulaşan bilgi yoluna , tutarlı ve düzenli bilgiye bilim denir. Bilimin olduğu yerde merak vardır, öğrenme isteği vardır, deney ve gözlem vardır. Bilim sayesinde insanoğlu  dünyayı inceler, izler ve buna bağlı olarak da yeni bilimsel buluşlara imza atar. Çünkü insanlığı gerçeğe götüren tek yol bilimden geçer. Bilimin olduğu yerde gelişme ve ilerleme de kaçınılmaz olur.


Bilim sayesinde insan , dünyadaki bilinmezlikleri ortaya çıkarır. Korku ve merak duygusu ile başlayan bu süreç bizi eninde sonunda  gerçeğe ve amacımıza ulaştırır. Bilim sayesinde insanlık ve dünyamız çağ atlamış ve  yeni bilimsel gelişmelerin olması da kaçınılmaz olmuştur. Eskiden çoğu hastalığın  tedavisi yokken günümüzde bilimin ilerlemesi ile çoğu hastalığın tedavisi bulunmaya başlanmıştır. 


Bilim sayesinde çareler tükenmemektedir. Bilime gözümüzü kapatıp yaşadığımız düşünelim. Mesela;  ben uçağa binmem, uçağın gerçek bir ulaşım aracı olduğuna inanmıyorum ya da internet üzerinden yakınımıza internet bankacılığı ile para göndermeye inanmıyorum, tüm bunlar gerçek değildir diyemeyiz. Çünkü tüm bu ve buna benzer birçok şey gerçektir. Çünkü bunlar bilim sayesinde, bilim ve teknolojinin ilerlemesi sayesinde gerçekleşmiştir. İşte bunun içindir ki bilim,  bizi gerçeğe ve aydınlığa çıkaracak olan tek yoldur.




 Bilimden yoksun olan milletler cahil kalmaya mahkum olur. Gerçeğe  ve doğruya hiçbir zaman ulaşamazlar.  Oysa bilimin olduğu yerde  her şey açık ve aydınlıktır. Örneğin;  bilim sayesinde kimi doğal afetlerin ne zaman  ve nasıl olacağı belli cihazlar ile az çok tahmin edilebilmektedir. Ya da arabaya atlayıp bir şehre gittiğimizde önceden birilerine adres sorardık oysa şimdi bilimin mucizeleri sayesinde navigasyondan gitmek istediğimiz yere kolayca ulaşabilmekteyiz.


 İşte tüm bunlar bilimin ışığı sayesindedir. Çünkü bilim bize doğruyu gösterecek ve bizi aydınlatmaya devam edecektir. Bizi gerçeğe ulaştıracak tek yol bilimin faydalarından yararlanmaktan geçer. Bilimin önemi ile ilgili Atatürk’ün şu sözünü de unutmamalıyız:

“ Bilim, gerçeği bilmektir.”


Ailede Huzur Ve Mutluluk İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

Ailede Huzur Ve Mutluluk İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


İnsanı hayata bağlayan, onu yaşamda güçlü kılan ve hayata karşı dimdik durmasını sağlayan en önemli ve en kutsal kurumdur aile.  Anne, baba ve çocuklardan  oluşan mutlu yuvaya aile denir. Eğitimin ilk alındığı yer, sosyalleşmenin ilk olduğu yer ailedir. Aile  bir toplumun , bir ülkenin en önemli yapı taşıdır. Çünkü güçlü toplumlar, güçlü ülkeler sağlam aile yapıları sayesinde oluşur. Çocuğun  kendini model aldığı kişiler ise anne ve babasıdır.


Sağlıklı çocukların yetişmesi,  mutlu ve başarılı bireylerin olması ancak ve ancak sağlam temelli aileler sayesinde oluşur. Burada en önemli görev anne ve babalara düşmektedir.  Baba ve anne arasındaki sevgi ve saygının daim olması ailede mutluluğu ve huzuru da sürekli kılar.  Şiddetin görüldüğü, sevgi ve saygının olmadığı ailelerde yetişen çocuklarda ileride şiddet gösteren kimselere dönüşür.  İletişim kurulabildiği, karaların birlikte alınabildiği,  empati kurma becerisinin geliştiği aileler her zaman mutlu olur ve o aile içinde sorunlar yaşanmaz. Böyle mutlu aileler , sağlıklı nesiller yetiştirdiği için geleceğe de büyük katkı sağlamış olurlar.


 Ailede huzur ve mutluluğun olmasının  şartı,  aile bireylerinin birbirine karşı güvenmesi ve aralarındaki koşulsuz sevgidir. Güvenin ve sevginin olduğu yerde mutluluk da kaçınılmaz olur. Sevginin olduğu yerde güzel ahlak olur. Güzel ahlaklı  aile bireyleri ve ailede yetişen çocuklarda hem kendilerine, hem de içinde yaşadığı topluma katkı sağlayarak o toplumun huzurlu ve mutlu olmasını sağlar.  Ailede mutluluğun önemi ile ilgili şu söz çok önemlidir:

“ Aile hayatının güzelliği gibi hiçbir şey yoktur, bir memleketin yükselmesi;  ev ve aile muhabbetine bağlıdır.” Charles Dickens.




Aile içinde mutluluğun devam etmesi için şunlar da gereklidir: Bir sorun olduğunda aile bireyleri öncelikle telaşa kapılmamalı, sakin olunmalıdır. Aile bireyleri birbirini iyi bir şekilde dinlemelidir, duygu ve düşünceler içimize atılmamalı, açık bir şekilde karşı tarafa kibarca aktarılmalıdır. İletişimde ben diline önem verilmelidir. Kişi olduğundan farklı bir kimliğe bürünmemelidir. Herkes içten ve samimi olduğu zaman, sorunlar birlikte çözüldüğü zaman mutluluk  ve huzur da sonsuza kadar sürer.

Okumak Bir İnsana Neler Kazandırır? Bu Konuda Kompozisyon Yazınız.

Okumak Bir İnsana Neler Kazandırır? Bu Konuda Kompozisyon Yazınız.


Çalışmak, üretmek, merak etmek ve yeni bilgiler  öğrenmek  insanlara özgü bir davranıştır. Bütün bunların yapılması ise okuma sayesinde gerçekleşir.  Dünyada okumak kadar, öğrenmek kadar insanı geliştiren ve aydınlatan başka bir yol yoktur. Okuma sayesinde insan  çok farklı düşünme becerilerine sahip biri olur. Kafasındaki kalıp yargılardan kurtulur  ve hayata bakış açısı  değişir ve kişinin ufku açılır.  Bilgi sahibi olmak için, ülkemizdeki ve dünyadaki son gelişmelerden haberdar olmak için,  insan sürekli kendini geliştirmeli ve okumaktan asla vazgeçmemelidir.  Okuma sayesinde bilgi edinen kişi aynı zamanda güçlü olur ve kendini gerçekleştirme eğiliminde olur.  Kişi aynı zamanda ruhunu  yüceltir,  kendini mutlu ve huzurlu hisseder.


 Okumak,  insan için  en kolay ve en verimli öğrenme yoludur.  Kişi okuyarak bilgiye kolayca ulaşabilir. Gitmediğimiz,  gezip  görmediğimiz  yerleri  kitaplardan  okuyarak hayaller kurarak gezip görmüş gibi oluruz. Bu da kişinin hayal gücünü genişletir, bilgi düzeyini artırır. Okuyan insan farklı kültürler hakkında bilgi edinmiş olur böylece kendi kültür düzeyini de artırmış olur.  Okumayan  insanın  ise ne yaşadığı yerdeki gelişmelerden haberi  olur, ne de dünyadaki gelişmelerden haberi olur. Okumayan insan merak da etmez, merak etmediği için araştırma, yeni bilgiler edinme gibi derdi de olmaz. Durduğu yerde saymaya devam eder. Böyle insanların ne ailesine, ne yaşadığı çevreye, ülkesine  ve  dünyaya faydası olur. Böyle kimseler okuma yeteneğinden ve zevkinden mahrum kaldığı için yaşamın mutluluğuna da erişemez. Çünkü okumak, kişinin ruhunda güzel anılar biriktirir, yeni hedefler oluşturur ve kişiyi hayata daha da bağlı kılar.


Çocuklarımız  ne yazık ki eskisi kadar kitap okumamaktadır. Şimdiki çocuklara baktığımızda çoğunun elinde tablet, diz üstü bilgisayar  ve cep telefonu gibi teknolojik araçlar vardır. Çocuklar bunlarla sabahtan akşama kadar vakit geçirmekte ve kitap okumaya ise neredeyse zaman ayırmamaktadır. Oradaki  video oyunları, filmler, diziler çocuklara daha cazip gelmekte ve bu da çocukların kitap okumaktan soğumasına neden olmaktadır. Oysa kitapla okuyan nesillerin yetişmesi bir ülkeyi daha çok geliştirir ve muasır medeniyetler seviyesine çıkarır. Kitap okuyan çocukların sohbetleri bile ayrı bir güzel olur, kişi o ortamdan ayrılmak istemez. Kitap okumak kişinin gireceği sınavda bile başarılı olmasını sağlar. Çünkü çok okuyan kişi soruları daha hızlı okur ve daha iyi kavrar.


Kitap okumanın faydaları arasında şunları da unutmamalıyız:  Kişinin zihni gelişir, dil gelişimine büyük katkı sağlar, iletişim kapasitesinde artış görülür, kişi toplum içinde kendini daha iyi ifade eder, empati kurma becerisi eleştirel düşünme becerisi sağlanmış olur. Ayrıca  okumak stresi azaltır, kelime hazinesini geliştirir, yazı yazma becerileri gelişir, analitik düşünmeye katkı sağlar, hafızayı güçlendirir, odaklanmayı sağlar, ücretsiz bir eğlence kaynağıdır ve daha bir çok şeyi söyleyebiliriz. Bizler yeter ki okuyan insanlar olalım ve aydın kimselere dönüşelim. Ülkemizi seviyorsak ve ülkemize faydalı bir öğrenci, bir insan  olmak istiyorsak çok çalışmalıyız, okumalıyız ve  ilim yolunda ilerlemeliyiz. Okumanın faydası ile ilgili şu sözü de unutmamalıyız:

Ne kadar meşgul olduğunu düşünürsen düşün, okumak için zaman ayırmazsan, cahilliğe teslim olursun.”  Konfüçyus.



Şehitlerimiz Ve Vatan Sevgisi Temalı Kompozisyon Yazınız.

Şehitlerimiz Ve Vatan Sevgisi Temalı Kompozisyon Yazınız.

Üzerinde bir milletin yaşamını devam ettirdiği toprak parçasına vatan denilir. Vatan sadece toprak parçası olmayıp bir milletin  namusudur, onurudur, ana kucağıdır.  Özgürlüğü, hürriyeti kısaca her şeyidir. Vatan denince akan sular durulur. Çünkü vatan bir milletin  kutsal  toprakları, şehitlerinin, gazilerinin kanının aktığı  yerdir.


Vatan uğrunda düşman ile korkusuzca savaşan, düşmana aman vermeyip canını bu millete feda eden, vatan evlatlarına ise şehit denilir.  Şehitlik  aslında  kahramanın ölümü değil, ölümün kahramanlığıdır. Yüce Allah katında Peygamberlikten sonraki en değerli makamdır şehitlik makamı. Çünkü şehitlerimiz kutsal değerleri uğruna hayatını kaybetmiş ve vatanım özgür olsun diye  bu dünyadan ayrılmıştır. Kuran-ı Kerim’de şehitlerimiz içi şu ifade kullanılmıştır: “ Onlara ölüler demeyiniz; zira onlar diridirler fakat siz farkında olmazsınız.” Yaralanan kişilere ise gazi, denir. Şehitlerimiz ve gazilerimiz bizim en değerlilerimiz, vatanını satmamış, vatanına ihanet etmemiş yürekli kahramanlarımızdır.


 Her vatan toprağı kendi insanları için değerliyse bizim vatan toprağımız, ecdadımızdan bize miras kalan bu kutsal topraklar da Türkiye Cumhuriyeti  için çok önemlidir. Bu vatan toprakları üzerinde  savaşlar yapılmış, olağanüstü olaylar yaşanmış, çok sayıda vatan evladı şehit düşmüş, kadını ile erkeği ile, yaşlısı ile çocuğu ile bu vatan toprakları bugüne bağımsız bir şekilde gelebilmiştir. Kolay kazanılmamıştır bu topraklar.


Bir yandan savaşla baş etmeye çalışan  bizim  fedakar milletimizin asil evlatları bir yandan da açlık,  geçim sıkıntısı, zorlu doğa şartlarının  koşulları ile mücadele etmek zorunda kalmıştır. Vatanımızın  , bağımsızlığımızın simgesi olan ay yıldızlı al bayrağımız göklerde  özgürce şahlansın diye nice yiğitlerimiz, nice kahraman kadınlarımız, çocuklarımız şehitlik mertebesine erişmiştir.


 Çanakkale’de, Sarıkamış’ta,  Conkbayırı’nda,  Antep’te, Urfa’da,  Maraş’ta kısacası ülkemizin  doğusu, batısı, güneyi, her yerinde düşmanla çarpışmış, düşmanı yurttan atmış tüm şehitlerimize  ve Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarına minnet duyarım. Mekanları cennet olsun, kabirleri nurla dolsun. Yüce Allah içimizdeki vatan sevdasını hiçbir zaman söndürmesin.

Vatan sevgisinin  önemi ile ilgili şu sözleri de aklımızın bir köşesinde bulundurmalıyız:

 “ Vatan sevgisi imandan gelir.” Hz. Muhammed.

“ Vatan sevgisi; ruhları kirden kurtaran  en kuvvetli rüzgardır.” Mustafa Kemal Atatürk



 

Bizim için canlarını feda eden  şehitlerimize çok şey borçluyuz. Onlara yakışır bir nesil olmak için vatanını ve milletini çok seven , bu uğurda  gerektiği zaman canını vatan için feda insan vatanseverler olmalıyız. Vatan tehlikeye düştüğü zaman düşmana dersini vermeliyiz. Vatanımızın ve milletimin her alanda gelişmesi ve ilerlemesi için ilimin öncülüğünde hareket etmeliyiz.

 Dinimizi yaşamak ve yaşatmak için, kültürümüzü yaşamak ve yaşatmak için, benliğimizi kaybetmemek için  vatanımıza, değerlerimize sahip çıkmalıyız. Bizler için canını kaybetmiş ve kaybetmeye de devam eden şehit yakınlarına sahip çıkmalıyız. Onların o güzel yürekli yiğitlerin  emanetlerini  yalnız bırakmamalıyız.

Ormanların İnsanlar İçin Önemi Konulu Kompozisyon Yazınız.

Ormanların İnsanlar İçin Önemi Konulu Kompozisyon Yazınız.

İnsanın baktıkça huzur bulduğu, nefes  aldığı  ve temiz havayı doya doya içine çektiği muhteşem doğa güzelliklerinden biridir ormanlar. Boy boy  dev  gibi çınarların, ladinlerin, sarıçamların, karaçamların nazlı nazlı süzülüp insanı kendine hayran bırakan cennet köşesidir ormanlar. Yeşil rengi ile insana canlılık veren, baktıkça bakasımız gelen bu muhteşem rengin,  zengin içeriklerle dolmasını sağlayan hazinedir ormanlar.


Vatan denece akla gelen ilk şey topraktır deriz.  Aslında  vatan denince akla gelen ilk şey o toprakların üzerinde yetişen ağaçlar, bitkiler, meyveler ve daha birçok şeydir. Çünkü ormanlar vatanın bizzat kendisidir. Tüm canlılar için son derece hayati bir öneme sahip olan ormanlarımız, can damarlarımız biz insanlar için de çok ama çok değerli ve önemlidir.

 Oksijen kaynağımız, yaşamın tadını, anı yaşamanın  keyfini  çıkardığımız yerdir ormanlar. Sıcak yaz günlerinde serinlemek amacı ile dinlenmeye gittiğimiz, ailemizle, sevdiklerimizle birlikte güzel anılar biriktirdiğimiz ormanlar sevilmeye, korunmaya muhtaç olan muhteşem doğa eseridir. 

Dünyanın akciğeri olan ormanların insanlar açısından ve doğanın dengesi açısından faydalarına baktığımızda şunları görüyoruz:

·         * Büyük bir oksijen kaynağıdır.

·         * Erozyonu önler ve rüzgarın hızını azaltır.

·         * Sel ve taşkınların olmasını önler.

·         * Su buharını yoğunlaştırarak yağmurların oluşmasını sağlar.

·         * Sıcak ve soğuğu dengeler. Örneğin yazın sıcağında bizleri serinletir, kışın soğuğunda ise sıcaklığı  artırır.

·         * Biz insanlar için eğlenme, dinlenme, güzel vakit geçirme yeridir.

·         * Ulusal savunma ve güvenlik açısından son derece büyük bir fayda sağlar.

·         * Ormanlar çevresindeki yerleşim yerindeki insanlara iş olanakları sağlar.

·         * Birçok canlının barınma alanı olduğu için yaban hayatını ve av kaynaklarını korur.

·         *İnsanın psikolojik ve ruhsal olarak dinlenmesini,  sakin kalmasını sağlar. Mesela ormana gittiğimiz zaman yere yatıp  göğe baktığımız zaman, ağaçların , o muhteşem kokulu çiçeklerin kokusunu içimize çektiğimiz zaman müthiş haz alırız ve kendimizi mutlu ve huzurlu hissederiz. Bir çeşit terapi gibidir ormanlarımız.

·         *Doğal güzellikleri sayesinde turizme büyük katkı sağlar.

·         * Havanın kirlenmesini önler ve temiz bir yaşamda ömür geçirmemizi sağlar.

* Orman içinde kuruyan ağaç kökleri, yıkılmakta olan ağaçlar biz insanlar için yakacak ve hammadde kaynağı olur.



Faydalarını yazmakla bitiremeyiz.  Ormanlar canlıların sahip olduğu en büyük armağandır. Onun için ormanları korumalı ve onlara sahip çıkmalıyız. Ormanların önemi için şu güzel sözü de aklımızda bulundurmaya çalışmalıyız:

-          "Yeşil görmeyen gözler renk zevkinden yoksundur. Burasını öyle bir ağaçlandırın ki kör bir insan dahi yeşillikler  arasında olduğunu anlasın." Mustafa Kemal Atatürk.

İşte tüm bunlardan da anlaşılacağı gibi ormanlarımızın önemini bilmeliyiz ve yeşil alanların çoğalması için, sağlıklı yarınlar için ağaç dikelim, ormanları yaşatalım.

 

Şimdiki Komşuluk İlişkileri İle İlgili Kompozisyon

Şimdiki Komşuluk İlişkileri İle İlgili Kompozisyon

 

Komşuluk; aynı mahallede, aynı köyde ya da aynı apartmanda birbirlerine yakın evlerde yaşayan insanlar arasındaki ilişkilere verilen addır. Komşuluk, her zaman olduğu gibi günümüzde de önemini devam ettiren bir olgudur. Hatta belki de her zamankinden daha önemlidir bile diyebiliriz. Çünkü günümüzde teknolojik gelişmeler, geçim sıkıntısı vb. sebepler insanların kendi kabuğuna çekilmesine sebebiyet vermektedir. Bu durumda en yakınımızdakilerden bile bihaber yaşamamıza sebep olabiliyor.

 

Maalesef günümüzde komşuluk ilişkileri eskisi kadar samimi değildir. Haberlerde ve gazetelerde en yakın komşularının başına gelen felaketten haftalar sonra haberdar olanları sıkça duymaya başladık. Geçim kaygısı, yoğun iş temposu, son zamanlarda ortaya çıkan salgın hastalıklar vb. sebepler insanların evin içine hapsolmasına sebep oldu. Böyle bir ortamın doğal sonucu olarak da çoğu insan kendi evi dışındaki gelişmelerle çok fazla ilgilenmemeye başladı.

 

“Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” ya da “Komşu komşunun külüne muhtaçtır.” gibi sözlerin önemini unutmamalı ve komşularımız ile daima dayanışma içerisinde olmalıyız. Akrabalarımızdan bile çok gördüğümüz komşularımızın dertleri ile ilgilenmeli, onlara gerektiği zaman kol kanat germekten geri durmamalıyız. Unutmamak gerekir ki yanı başımızdaki insanların dertleri varken bizler huzur içinde yaşayamayız.



Her ne kadar çağ değişse de millet olarak bizim değişmeyen vasıflarımız vardır. Bu özelliklerimizi yitirmemek için değerlerimize sımsıkı sarılmak zorundayız. Bu nedenle komşularımız ile devamlı irtibat içerisinde olmaya, onların dertleri ile dertlenmeye ve elimizden geldiğince onlara yardımcı olmaya çalışmalıyız.

Bir Ülkede Bilim Ve Tekniğin Gelişmesi Neleri Değiştirir?

Bir  Ülkede  Bilim  Ve Tekniğin Gelişmesi Neleri Değiştirir?


Vatanını ve milletini çok seven, içinde insanlık  sevgisi  ve  insanlığa   hizmet olan kişi yada kişiler her zaman bilim ve teknik peşinde koşmak için can atarlar. Bilim ve tekniğin olduğu yerde ilerleme,  aydınlanma,  gelişme  ileri seviyede olur. Bir ülke yer altı  kaynakları  bakımından  zengin  olabilir, coğrafi koşulları gelişmeye uygun olabilir. 

Bütün bunlara rağmen bunlar tek başına bir gelişmişlik göstergesi değildir. Örneğin Suudi Arabistan zengin bir ülkedir, orada çıkarılan petrol ülkeye büyük bir mali kaynak sağlamaktadır. Peki bu ülke  zengin  olmasına  rağmen  bilim  ve teknik açıdan gelişmiş bir ülke mi diye sorduğumuzda yanıtımız elbette hayır olacaktır. Çünkü yer altı kaynakları tek başına bir hazine değildir. 

Bir ülkeyi  ayakta  tutan  en  önemli  etken o ülkenin insanlarının bilinçli insanlar olmaları ve bilim yolunda  yorulmadan ilerlemeye devam etmeleridir.

Bilim ve tekniğin geliştiği ülkede şunlarda da değişimler gözlenir:

·        *Gelişmiş ülkede kişi başına düşen milli gelir artar.

·        * Bilim ve teknik geliştiği için o ülke beyin göçü vermez aksine başka ülkelerden beyin göçü alır.

·        *Ekonomik anlamda, kültürel anlamda ilerleme sağlanır.

·        * Eğitim  işleri yolunda gider ve çocuklara verilen eğitimin niteliği kaliteli olur ve o eğitim yaşamda faydası görülür.

·        * Sağlık hizmetleri çok gelişmiştir.

·        * Alt yapı gelişir.

·        * Tarımda geleneksel yöntemler değil modern yöntemler kullanılarak daha yüksek verim elde edilir.

·        *Nitelikli işgücü gelişir.

·        *Okuryazarlık oranı artar.

·        *Teknolojik imkanlar  fazla olur.

·        *Gelir dağılımı dengeli olur vb.

 

İşte  bütün bunlardan da yola çıkarak ülkemizin   vatansever insanları olarak bilimin yolundan ayrılmamalıyız ve ülkemizi her anlamda geliştirmek için mücadele etmeliyiz. Mustafa Kemal Atatürk’ün bilim ile ilgili şu sözünü de kendimize rehber edinmeliyiz:

·         Bu millet ve memleket ilme ve irfana çok muhtaç; eğitim ve öğretim görmek için, ilim ve fen almak için Avrupa’ya, Amerika’ya ve her tarafa çocuklarımızı göndermeye mecburuz. İlim ve fen ve ihtisas nerede varsa, sanat nerede varsa gidip öğrenmeye mecburuz. Çok çalışmaya mecburuz. Çalışmak demek ise boşuna yorulmak terlemek değildir. Zamanın gereklerine göre bilim ve teknik ve her türlü medeni buluşlardan azami derecede yararlanmak zorunludur.”




“İşinin Başında Olmayıp Çaba Harcamayanın Başarı Kazanması Mümkün Değildir.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

“İşinin Başında Olmayıp Çaba Harcamayanın Başarı Kazanması Mümkün Değildir.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


İnsan  ancak çalışarak  bir yerlere gelebilir  ve  işinde başarılı olabilir. Çalışmadan sadece hayal kurup sürekli oturan kimsenin başarısı da hayalden öteye gitmez.  Başarıya ulaşmak isteyen insan önce  iyi bir  hazırlık yapmalıdır. İyi bir hazırlıktan sonra  da elinden gelenin en iyisini yapmalıdır. İşinin başında durmalı, boş  işlere zaman ayırmamalıdır.


Kişi  işinde başarılı olmak için  önüne çıkan engelleri ortadan kaldırmalıdır. Karşısına çıkan bu engeller kendinden kaynaklıysa hemen kendine çekidüzen vermelidir, kendiyle ilgili değilse o halde yoluna bakmalı ve işini en iyi şekilde yapmak için mücadeleye devam etmelidir. O engeller de ortadan kalktıktan sonra zamanını iyi değerlendirmelidir. Gündemi takip etmeli, kendisinden deneyimli olan kişilerin sözlerine kulak vermeli ve işinin başından asla ayrılmamalıdır. Bütün bunlar yapıldığı zaman  kişi başarıya ulaşır. İşinin başında olmayan, alın teri dökmeyen kişinin başarısızlığı kaçınılmaz olur.  Çünkü çalışmayan, işlerini takip etmeyen kişi ne kendisine faydalı olur, ne de içinde yaşadığı topluma faydası dokunur.


Hayallerin gerçekleşmesi için, yaşama aktif bir şekilde katılmak ve gelecekte mutsuz olmamak için her işlerin başında olunmalıdır.  Başkalarına sırtımızı dayarsak bir arpa yolu bile yok kat edemeyiz. Bundan dolayı işinin  başında olup işinin ehli olmak için uğraşmalıdır insan.




Saygılı İnsan Nasıl Davranır?

Saygılı  İnsan Nasıl Davranır?


Yaşlılara, büyüklere,  değeri olan kimselere, kutsal bilinen kimselere karşı duyulan  sevgi ve çekinmeyle karışık bağlılık duygusunun  adıdır saygı. Ya da başka kimseleri  rahatsız etmekten çekinme de diyebiliriz.   Saygının olduğu ortamda kişinin kendini bilme eylemi vardır.   Saygılı olan kimseler  başka  insanların özel yaşamına müdahale etmekten  hoşlanmazlar. Aynı zamanda kendi yaşantılarına da başkalarının  girmesine izin vermezler. Saygılı olan kimseler aynı zamanda insanlar ile  arasına  iyi yönde mesafe koyanlardır. 

 

Saygılı insan  kendini bilen insandır.  Başkalarına karşı dürüst davranan,  güzel ahlaklı olan, güler yüzlü, yardımsever,  başkalarının arkasından atıp tutmaktan zevk almayan, sabırlı, güvenilir, paylaşımcı, insanlara değer veren, davranışlarına dikkat eden  kimselerdir. Saygının olduğu yerde sevgi de güneş gibi doğar. Böylece o ortamda huzur olur, aydınlık olur ve olumlu iletişim süreci gerçekleşir. Saygılı insanlar  kendilerine başkalarına saygısı olanlardır. Böyle insanlar her zaman iyilikten yana olurlar ve kimseye kötülük düşünmezler. Aynı zamanda bencil olmayan  , merhamet ve vicdan sahibi olan  kimselerdir. Saygılı insan başkalarına yaptığı iyiliği göstererek değil gizliden yapan insanlardır. Saygılı insanın özelliğine şu örneği verebiliriz:  Yüzüne güldüğümüz bir insanın da arkasından konuşmamalıyız. Onun yüzüne gülüp arkasından konuşanlara da haddini bildirmeliyiz ve o kişiye olan saygımızı böylece yitirmemiş oluruz.   Saygının önemi ile ilgili şu söz de son derece değerli ve  akılda kalıcı bir sözdür:

 

‘’ Ana babanı sayarsan oğlundan da saygı görürsün. Saygı ve sevginin bir arada bulunduğu toplumlar uzun ömürlü olur ve hiçbir zaman kargaşa içine düşmez. O toplumda saygı ve sevgi ne zaman  kaybolursa  toplum da o zaman çökmeye mahkum kalır.’’



 Yazılanlardan anlaşılacağı üzere her zaman saygıdan yana olmalıyız. Saygılı insanların değerini bilmeliyiz ve onları el üstünde tutmalıyız. Onları örnek  alarak yaşama devam etmeliyiz.

‘’ Giden Hayatı Geri Getirebilecek Hiçbir İlaç Yoktur.’’ Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 ‘’ Giden Hayatı Geri Getirebilecek Hiçbir  İlaç Yoktur.’’  Sözü İle İlgili Kompozisyon  Yazınız.

 

Yaşam içinde en kolay harcadığımız, değerini bilemeyip israf ettiğimiz  en değerli hazine zamandır. Oysa biz insanlar  en  kolay israfın zaman olduğunu unutup zamanı hunharca harcamaya devam ediyoruz. Hem de bilerek ve isteyerek... Günlük yaşamımızda bile  zamanın önemi o kadar unutulmuş ki  randevuya bile biraz sonra geleceğim, misafirliğe gidileceği zaman akşama doğru gelirim,  birini arayacağımız zaman biraz sonra seni arayacağım deyip zamanı boşa harcamaya devam etmekteyiz.   Ya da günü gününe derslerimize çalışmak yerine yarın çalışırım, sonra yarın olur öbür gün çalışırım, çalışırım da çalışırım....  


Saatin, dakikanın , saniyenin bile  çok değerli olduğu bu yaşamda  yukarıdaki saydıklarım ne yazık ki insanların öncelikleri değil, sonraları durumuna dönüşmüştür.  Oysa geçirdiğimiz her zaman  gitmektedir, yok olmaktadır  ve bir daha da asla geriye gelme şansı bulunmayacaktır. Çünkü giden yaşamı, giden ömrü geri getirebilecek bir ilaç bulunmamıştır.

 

Okullar açıldığı zaman  eğitimcilerin, öğretmenlerimizin  önem vereceği, üstünde duracağı en önemli şey zaman olmalıdır. Çocuklara zamanın ne kadar önemli olduğu onlara anlatılmalı ve giden zamanın  bir daha gelmeyeceği söylenmelidir. Nasıl ki su  israfı yapılmasın, elektrik israfı yapılması diye çeşitli çalışmalar, hazırlıklar yapılıyorsa zaman konusunda da aynı şekilde  çalışmalar ve hazırlıklar yapılmalıdır. Çünkü zaman da  temel ihtiyaçlarımız kadar çok önemlidir ve  boş yere geçirilmemelidir. Gündemimizde zamana her zaman yer verilmelidir.  Zamanın ne denli  önemli olduğunu şu sözlerle de belirtmek isterim:

‘’  Bu dünyadan bir kez geçeceğime inanıyorum, eğer gösterebileceğim herhangi bir davranış ya da yapabileceğim bir iyilik varsa şimdi yapmalıyım; çünkü bu yolun dönüşü yok.’’ William Pen.

* ‘’ Hayatta bütün başarılarım; her zaman ve her işte  zamanından bir çeyrek saat önce, hareket etmeme borçluyum.’’   Oscar Wilde.

 


İşte tüm bu sözlerden de anlaşılacağı üzere zamanın kıymetini bilmeliyiz ve giden zamana üzülmek yerine anın kıymetini bilelim ki pişmanlıklarla dolu bir yaşamımız olmasın.

“Kendimden Başka Kimseyi Değiştirmem.” Konulu Kompozisyon Yazınız.

“Kendimden  Başka Kimseyi Değiştirmem.” Konulu  Kompozisyon Yazınız.

 

Değişim olumlu yönde  olursa ve kişinin gelişimine, hayata bakış açısına fayda sağlarsa  müthiş bir şeydir. Çünkü olumlu değişimin olduğu  yerde ilerleme de kaçınılmaz olur.  Kişi başkalarının değişimini beklemeden önce kendisini değiştirmeye karar vermelidir. Başkalarının kusurlarını görmeden önce aynaya bakmalı ve kendi hatalarının  ne olduğunun bilincinde olmalıdır. 

 

Kendi hatalarının ne olduğunun farkında olan insan da daha çok çalışır, daha çok bilinçli kimse olur ve böylece çalışkan, üretken ve nitelikli kimse olur.  Başkalarını değiştirmeye gerek kalmadan kendini düzeltmenin en iyi yolu bu olsa gerek.

 

Hata yapmak elbette insanlara özgüdür.  Önemli olan bu hatalardan ders çıkarıp durmadan yolumuza devam edebilmekten geçer.  İnsan  başkalarının eksikliklerini çabuk görür, dedikoduyu sever ve  basit insanlar dedikodudan da zevk alır.  Başkaları hakkında ileri geri konuşur.  Kendinde olan eksiklikleri görmezden gelir ve en büyük hatayı da böylece yapmış olur. Oysa  hayatta bir amacı olan , hayata bakış açısı daha farklı olan kimseler başkalarını eleştirmek yerine, başkalarında   eksik arama yerine kendine yönelir ve devamlı kendini  geliştirmeye yönelir. Çok okur, araştırır, sorgular, gezer ve böylece daha  üstün özelliklere sahip, kendini bilen, alçakgönüllü kimse haline gelir. Bunun için de  değişime ilk olarak kendinden başlamak gerekir.

 

Bununla ilgili şu güzel sözü de aklımızın bir köşesinde bulundurmalıyız: ‘’Herkes dünyayı değiştirmeyi düşünür ama kimse kendini değiştirmeyi düşünmez.’’ Oysa herkes kendini değiştirmeye çalışsa dünya daha barış dolu bir dünya olur ve daha yaşanılır bir cennete dönüşebilir.


‘’ Zor İmkansızdan Kolaydır ’’ Sözünü Açıklayan Kompozisyon Yazınız .

"Zor  İmkansızdan Kolaydır" Sözünü  Açıklayan  Kompozisyon Yazınız.


Hayatta  çalışmak , emek etmek , alın teri dökmek kadar güzel  bir şey yoktur . Dinlenmenin tadı bile yorulunca ortaya çıkar .  Çalışmaya devam ederken  önümüze birtakım güçlükler çıkabilir . Önemli olan da  bu güçlükler  eğer aşılabilecekse o güçlüklerin üstüne üstüne gitmektir. Bunu yapabildiğimiz zaman başarmanın, mücadele etmenin tadını alırız.

Çünkü  hedefe ulaşmak zor da olsa  , eğer  durmadan yolumuza devam edersek o zoru başarabiliriz . Çünkü zor imkansız gibi değildir . İmkansız olan şeyi asla başaramayız , zor olan şeyi ise eninde sonunda başarabiliriz . Yeter ki bunu isteyelim ve içimizdeki  çekirdek inancı gerçek inanca dönüştürebilelim . İnsanlar için kolay ulaşılabilen şeylerin değeri olmaz. Çünkü emek verilmeden kazanılan şeyler insanlar için vazgeçilmesi en kolay şeylerdir.

Gerçekleşebilecek hayaller peşinde koşmalıyız ve bu hayallerimizin de hayatımıza  girmesi için, bize mutluluk vermesi için zorlukların üstesinden gelmeliyiz. Ulaşamayacağımız hayaller peşinde koşmamalıyız . Bu yolda karşımıza çıkan engeller asla şevkimizi kırmamalı ve hedefe ulaşmak için elimizden geleni yapmalıyız.