Başarılı Olmak

   Başarı en kısa tanımıyla kişinin hedeflediği şeylere ulaşabilmesi olarak nitelendirilebilir .  Başarının tanımı kadar ölçütleri de kişiden kişiye farklılıklar gösterebilmektedir.
   İnsanlar çoğunlukla başarının doğuştan geldiğine ve kişinin yetenekleri ile ilgili olduğuna inanırlar. Bu düşünceyi tüm insanlar için genellemek yanlış olsa bile bu şekilde düşünenlerin sayısı çok fazladır. Oysaki yetenek ne kadar olsa bile gayret gösterilmeden başarının yakalanması mümkün değildir. Çalışılmadan sadece yeteneklerine güvenen insanlar hiçbir zaman başarıyı yakalayamazlar. Örnek vermek gerekirse yeteneklerinden kimsenin şüphe duymadığı bir çok futbolcu  "çok iyi bir futbolcu olabilirdi." Sözünü söyletebilmenin ötesinde bir başarı yakalayamamıştır. Hep potansiyellerinin çok olduğu söylenmiştir ama hiçbir zaman başarılı oldukları söylenmemiştir.
    Başarıyı yakalayabilmek için çabanın ve çalışkanlığın yanında önemli bir etken de " sabır " dediğimiz güçtür. Başarının yakalanabilmesi için günübirlik beklentiler hüsran yaratır. Yılmadan, yapılan her yanlışın doğruya ulaşmak için bir merdiven olduğunu düşünerek hareket etmek gerekir. " Sabır acıdır ama meyvesi tatlıdır" sözünde de belirtilen meyve aslında başarının ta kendisidir.
    Unutmamak gerekir ki "Başarı, ben başaracağım" diyenlerindir. Kararlılıkla ve bıkkınlık göstermeden gayret gösterenler er ve ya geç istedikleri başarıya ulaşacaklardır. 

Anlatım Bozuklukları

Özet :anlama dayalı anlatım bozuklukları nedir, dilbilgisine dayalı anlatım bozuklukları nedir, 8. sınıf anlatım bozuklukları konu anlatımı, 
İyi bir cümlede açıklık, yalınlık, duruluk vb. birtakım özelliklerin bulunması gerekmektedir. Okunduğunda ne demek istediği tam olarak anlaşılamayan cümleler yukarıda saydığımız özellikleri barındırmayan cümlelerdir. Bu tür  cümlelere anlatım bozukluğu olan cümleler denir. Anlatım bozuklukları anlama dayalı ve dil bilgisi kurallarına dayalı olmak üzere ikiye ayrılır.

A. ANLAMA DAYALI ANLATIM BOZUKLUKLARI

 Anlama dayalı anlatım bozuklukları gereksiz sözcüklerin ve eklerin kullanılması gibi sebeplerden kaynaklanır.
 1. Eş ve Yakın Anlamlı Sözcüklerin Bir Arada Kullanılması : Aynı anlama kelimelerin birlikte kullanılması gereksizdir ve anlatım bozukluğuna sebep olur.
 Örnekler :
- Bu projeyi gerçekleştirmek için gerekli imkan ve olanaklara sahip değildi. ( İmkan ve olanak kelimeleri aynı anlama geldiği için sadece birinin kullanılması yeterlidir. )
Merhameti ve acımayı ondan öğrendik. ( Merhamet ve acıma kelimeleri aynı anlama geldiği için birinin kullanılması yeterlidir. )
- Hep kendini düşünenegoist bir insandı. (Kendini düşünen ve egoist kelimeleri aynı anlama gelmektedir. )
 2. Yardımcı Fiillerin Gereksiz Kullanılması : " et-, ol-" yardımcı fiiillerinin gereksiz yere kullanılması anlatım bozukluğuna sebep olur.
 Örnekler :
- Her kış hasta oluyor. ( Hasta oluyor yerine hastalanıyor demek yeterlidir. )
- Beni anlayacağını umut ediyorum. ( Umut ediyorum yerine umuyorum demek yeterlidir. )
- Beni ihbar etmesinden kuşku duyuyorum. ( Kuşku duyuyorum yerine kuşkulanıyorum demek yeterlidir. )
 3. Karıştırılan Sözcükler : Bazı sözcükler yazılışları ya da anlamları yönünden bir birine çok benzediği için biri diğerinin yerine kullanılabiliyor. Bu durum anlatım bozukluğuna sebep olur.
 Örnekler :
- Bu iki sözcük arasında küçük bir ayrıntı var. ( ayrıntı, detay anlamına gelmektedir. Bu cümlede kullanılması gereken kelime fark anlamına gelen ayrım sözcüğüdür. )
- Evler birbirine çok yaklaşık yapılmıştı. ( yaklaşık yerine yakın kullanılmalıydı. )
- Çekimser olduğu için başkalarının yanında hiç rahat edemez. ( çeimser yerine çekingen kullanılmalıydı. )
 4. Sözcüğün Yanlış Yerde Kullanılması : Fiili nitelemesi gereken kelime isimi nitelediği zaman anlatım bozukluğuna sebep olur.
 Örnekler :
- Yıllar sonra öğretmen olarak doğduğu köye gitti. ( Doğrusu "Yıllar sonra doğduğu köye öğretmen olarak gitti." Şeklinde olmalıydı. )
- Günlerdir bomboş evde oturdum. ( Bomboş ev değil, oturmak kelimesini nitelemeliydi. Yani cümle "günlerdir evde bomboş oturdum." Şeklinde olmalıydı.)
- İzinsiz inşaata girilmez. ( Bu cümlede kastedilen inşaatın izinsiz olduğu değildir bu yüzden cümle "İnşaata izinsiz girilmez." şeklinde olmalıydı. )
 5. Anlamca Çelişen Sözcüklerin Kullanılması : Cümle içerisinde ihtimal, olasılık bildiren kelimelerle kesinlik bildiren kelimelerin bir arada kullanılması anlatım bozukluğuna sebep olur.
 Örnekler :
- Yarın akşam mutlaka gelmiş olmalısın. ( Kesinlik bildiren mutlaka ile ihtimal  bildiren olmalısın kelimesinin bir arada bulunması çelişkilidir. )
Şüphesiz bu çalışmalarının karşılığını belki alacaksın. ( kesinlik bildiren şüphesiz kelimesi ile olasılık bildiren belki kelimesinin aynı cümlede olması anlatım bozukluğuna neden olmuştur. )

 6. Mantıksal Tutarsızlıklar : Önemliden önemsize, özelden genele gibi cümlenin anlatmak istediği duyguya göre cümlede bir sıralama yapılması gerekir. Bu sıralama mantığa uymadığı zaman anlatım bozukluğu olur.
 Örnekler :
Yeni ortaya çıkan mikrop ölüme hatta hastalıklara neden olabilir. ( doğrusu "hastalıklara hatta ölüme neden olabilir." Şeklinde olmalıydı. )
- Son tura girerken gerisindeki yarışçıyı geçti. ( mantıken gerisindeki yerine ilerisindeki şeklinde olmalıydı. )
 7. Deyim ve Atasözü Yanlışları : Deyim ve atasözleri kalıplaşmış ifadeler olduğu için sözün içerisindeki kelimelerin yerine eş anlamlıları konulmaz. Ayrıca deyimin ifade ettiği anlam ile cümlenin anlamı birbirine uymalıdır.
 - İşler çok karıştı. Kolaysa seç pirincin taşını. ( doğrusu ayıkla pirincin taşını olmalıdır. )
- Sinirden etekleri zil çalıyordu. ( Etekleri zil çalmak deyimi sevinmek anlamında kullanıldığı için bu cümleye uymamıştır. )

B. DİLBİLGİSİ KURALLARINA DAYALI ANLATIM BOZUKLUKLARI


1. Yüklem Eksikliği : İki yargının tek yükleme ya da fiilimsiye bağlanması yargılardan birinin yüklemle veya fiilimsi ile uyumsuz olmasına sebep olmaktadır.
 Örnekler :
- Çok az veya hiç düşünmeden beyan verilmiştir. ( Doğrusu "Çok az düşünerek veya hiç düşünmeden beyan verilmiştir." Şeklinde olmuştur. )
- Hava açık; ama çok fazla sıcak değildi. ( doğrusu "açıktı" şeklinde olmalıydı. )

2. Özne Yanlışları : Birden fazla yargıdan oluşan cümlelerde ortak kullanılan özne tüm cümlelerin yüklemine uygun olmalıdır.Aynı zamanda cümlenin öznesi tekil ise yüklem tekil, özne çoğul ise yüklem çoğul olmalıdır. Sadece insan dışı varlıklarda özne çoğul ise yüklem tekil olur.
 Örnekler :
- Sokaktaki aksaklıklar düzeltildi ve törene hazır hale getirildi. ( " Sokaktaki aksaklıklar" öznesi iki cümle için ortak kullanılmıştır ama ikinci cümleye uymuyor. Cümle "Sokaktaki aksaklıklar düzeltildi ve sokak törene hazırlandı." Şeklinde olmalıydı. )
- Ben ve o okula gittim. ( ben ve o zamirleri "biz" anlamı taşır ve çoğuldur. Özne çoğulken yüklemde "gittik" şeklinde çoğul olmalıydı.)

3. Nesne Yüklem Uyumsuzluğu : Nesnenin birden fazla yargılı cümlelerde eksik kullanılması anlatım bozukluğuna sebep olur.
 Örnekler : 
- Çocuğun üzerindekileri çıkarttı, yerine oturttu. ( "Çocuğun üzerindekileri çıkarttı, çocuğu yerine oturttu." Şeklinde olmalıydı. )
- Kadına kızıyor, sürekli aşağılıyordu. ( "Kadına kızıyor, kadını sürekli aşağılıyordu." şeklinde olmalıydı. )

4. Dolaylı Tümleç Eksikliği :  Dolaylı tümlecin birden fazla yargılı cümlelerde eksik kullanılması anlatım bozukluğuna sebep olur.
 Örnekler :
- Beni hiç unutmadı, her zaman telefon etti. ( "Beni hiç unutmadı, bana her zaman telefon etti" şeklinde olmalıydı. )
- Ona hep güveniyor ve yardım bekliyoruz. ( "Ona hep güveniyor ve ondan yardım bekliyoruz." şeklinde olmalıydı.)

5. Zarf Tümleci Eksikliği : Zarf tümlecinin birden fazla yargılı cümlelerde eksik kullanılması anlatım bozukluğuna sebep olur.
 Örnekler :
 - Her zaman seni düşünürüm, seni unutmam. ( "Seni hiçbir zaman unutmam" şeklinde olmalıydı. )
- Hiçbir zaman bencil olmadı, çevresinin mutluluğunu istedi. ( "Her zaman çevresinin mutluluğunu istedi." )
Anlatım Bozuklukları İle İlgili Örnek Cümleler ve Açıklamaları

Doğrudan Anlatım ve Dolaylı Anlatım Konu Anlatımı

Doğrudan Anlatım :
 Birisinin söylemiş olduğu bir sözün ya da birisine ait duygu ve düşüncelerin onun ifade ettiği gibi hiçbir değişikliğe uğratılmadan söylenmesine doğrudan anlatım denir . Kısacası doğrudan anlatım birisinin sözlerinin hiçbir değişikliğe uğratılmadan aynı şekilde aktarılması demektir . Doğrudan anlatım iki biçimde olabilmektedir : 
 1. Kişi kendi düşüncelerini ya da duygularını bizzat kendi anlatabilir . Anlatıcı bakış açıları konusundaki 1. şahsın ağzından anlatım ( kahraman bakış açısı ) buna örnektir .
 - Yağmurlu bir günde etrafımda olanlara aldırmadan ilerliyorum .
- Akşam çayımı demleyip maçı seyredeceğim .
- Pirinç pilavını çok severim . 

 2. Başka birine ait bir sözün herhangi bir değişikliğe uğratılmadan olduğu gibi aktarılması biçiminde de olabilir . Düşünceyi geliştirme yolları içerisinde yer alan " tanık gösterme " buna örnek olarak verilebilir .
 - M. Kemal Atatürk " Yurtta sulh, cihanda sulh sözü !" sözü ile barışın önemine vurguda bulunmuştur . 
- Dayım "Haftaya size geleceğiz" demiş .
- Muhasebe müdürü " Şirketin tüm faaliyetleri kanunlara uygun " dedi .
 Dolaylı Anlatım :
 Bir başkasına ait olan yazılı ya da sözlü duygu ve düşüncelerin olduğu gibi değil de anlatıcının kendi cümleleri içerisinde ifade edilmesine dolaylı anlatım denir . Mesela " haftaya size geleceğim" ifadesi doğrudan anlatıma örnektir . Biz bu ifadeyi " haftaya bize geleceğini söyledi " şeklinde ifade edersek söyleyen kişinin anlatmak istediği düşünceyi değiştirmeden kendi ifadelerimizle söylemiş oluruz  . Doğrudan anlatıma örnek olarak verdiğimiz cümleleri şimdi dolaylı anlatıma çevirerek yazalım .
 - Yağmurlu bir günde etrafında olanlara aldırmadan ilerlediğini söyledi . 
- Akşam çayını demleyip maçı seyredeceğini söyledi . 
- Muhasebe müdürü şirketin tüm faaliyetlerinin kanunlara uygun olduğunu söyledi .
Doğrudan anlatım ve dolaylı anlatımla ilgili test
- Doğrudan anlatım ve dolaylı anlatım ile ilgili örnekler

Ses Bilgisi- 1 (Büyük Ünlü Uyumu, Küçük Ünlü Uyumu)

1. Büyük Ünlü Uyumu
Diğer adına kalınlık-incelik uyumu da denir. Bu kurala göre Türkçe bir kelimenin ilk ünlüsü kalın ise diğerleri de kalın, ilk ünlü ince ise diğerleri de ince olmalıdır.
 A, I, O, U → A, I, O, U
E, İ, Ö, Ü → E, İ, Ö, Ü
 Örnekler :  Kapıcılık, eğitimsizlik, korkusuz, ilgili, gözlükçülük
 Not : Büyük ünlü uyumu ile ilgili olarak bilinmesi gereken bazı özellikler vardır.
1. Bazı Türkçe kelimeler zaman içerisinde meydana gelen değişikliklerle Türkçe olduğu halde büyük ünlü uyumuna uymamaktadır. ( Anne kelimesi uymaz ama bu kelimenin aslı anadır. Elma kelimesi uymaz ama bu kelimenin aslı almadır.)
2. Yabancı dillerden dilimize girmiş bazı kelimeler büyük ünlü uyumu kuralına uymaz. ( Otomobil, televizyon, kilim gibi…)
3. Tek heceli ve birleşik sözcükler büyük ünlü uyumu kuralının dışındadır. ( Altınyayla, Türk ve ev gibi…)
4. Bazı ekler bu kurala aykırıdır. ( -ki, -ken, -leyin, -yor, - (i)mtrak, -gil )
 2. Küçük Ünlü Uyumu :
Diğer adına düzlük-yuvarlak uyumu denilen bu kuralın iki boyutu vardır.
a. Bir kelimenin ilk ünlü harfi düz ise diğer ünlülerde düz olmalıdır.
A, E, I, İ → A, E, I, İ ( Parasızlık, geçim, açık )
 b. Bir kelimenin ilk ünlü harfi yuvarlak ise daha sonrakiler ya düz geniş ya da dar yuvarlak olmalıdır.
O, Ö, U, Ü den sonra ya (A, E) ya da (U, Ü) gelir. ( Umutlar, kolaylık )

Not : Büyük ünlü uyumuna uymayan bir kelime  küçük ünlü uyumuna da uymaz . 

Not : Bu kural gereği Türkçe bir kelimeden ilk heceden sonra (O, Ö) bulunmaz. 

Ses Bilgisi-2 (Kaynaştırma Harfleri, Ses Düşmesi )

Kaynaştırma Harfleri :
 Türkçe kelimelerde iki ünlü harf art arda gelemez. Bu yüzden ünlü ile biten kelimelerin ünlü ile başlayan ek almaları durumunda araya bazı ünsüz harfler girer. Bu harflere kaynaştırma harfleri denir. Türkçede kaynaştırma harfleri ( y, ş, s, n ) dir. Kolay akılda kalması için YAŞASIN olarak da kodlanır.  
 Örnekler : Kapı-y-a, Bahçe-s-i, Altı-ş-ar, Oyuncu-n-un
 Not : Kaynaştırma harfleri hal eklerinden yönelme ( -a ), belirtme ( -i ) ; zaman eklerinden gelecek zaman eki (- acak ) ; isim tamlamalarında tamlayan eki olan (-ın) eklerinden önce kelime ünlü ile bitiyorsa kullanılır.
 Ses Düşmesi :
 Bu kurala ünlü düşmesi ya da orta hece düşmesi gibi adlarla farklı kaynaklarda rastlanabilir. Ses düşmesi ile ilgili özellikler şu şekillerde olabilir.
- Bazı iki heceli kelimelerimiz ünlü harf ile başlayan ek aldıkları zaman kelimenin ikinci hecesindeki ünlü düşer. Bu olaya ses düşmesi denir.
 Örnekler :
* Alın-ım → alnım
* Şekil-in → şeklin
* Karın -ım → karnım
* Kayıp- ol → kaybol
- Son harfi "k" ile biten bazı kelimelerimize küçültme eki olan (- cik ) getirildiği zaman kelimenin sonundaki "k" düşer.
 * Küçük-cük → küçücük
*Ufak-cık → ufacık

Ses Bilgisi- 3 (Ünlü Daralması, Ses Türemesi)

Geniş Ünlünün Daralması :  
Son hecesinde düz-geniş ünlüler (a ve e) bulunan bir kelime şimdiki zaman eki olan -yor ekini aldığı zaman, son hecedeki (a ve e) daralarak (ı,i,u,ü )'ye dönüşür. Bu olaya geniş ünlülerin daralması ya da sadece ünlü daralması denir.
 Örnekler :
Bekle-yor → bekliyor
Kokla- yor → kokluyor
Süsle-yor → süslüyor
Başla-yor → başlıyor
Sakla-yor → saklıyor
Başla-yor → başlıyor
 Ses Türemesi :
 Tek heceli bazı sözcükler küçültme eki olan -cık/-cik ekini aldıkları zaman kelimenin sonundaki ünsüz ile ekin başındaki ünsüz arasına ünlü bir harf girer. Bu olaya sess türemesi ya da ünlü türemesi adı verilir.
 Örnekler :
Genç-cik  → gencecik
Bir-cik → biricik
Gül-cük → gülücük
Az-cık → azıcık
Dar-cık → daracık
 Not : Ünlü türemesi bazen pekiştirmeleri yaparken de meydana gelebilir. Örneğin; sağlam kelimesi pekiştirilirken sapsağlam değil de arada "a" sesi türeterek "sap-a-sağlam" şeklinde yaparız. 


Ses Bilgisi-4 (Ünsüz Benzeşmesi ve Ünsüz Yumuşaması)

7. Sert Sessiz Yumuşaması :
Süreksiz sessizler olan p, ç, t, k ile biten bir kelime ünlü ile başlayan bir ek aldığı zaman kelimenin sonundaki p, ç, t, k  sırasıyla b, c, d, g/ğ  ünsüzlerine dönüşür. Bu ses olayına sert ünsüzlerin yumuşaması adı verilir.
 Örnekler :
Kalabalık-a → kalabalığa
Kalp-e → kalbe
Yurt-um → yurdum
Ağaç-ı → ağacı
Karanlık-ı  karanlığı
Kitap-ın → kitabın
Oyuncak-ın → oyuncağın
 Not : Ünsüz yumuşaması ile ilgili olarak bilinmesi gereken önemli noktalardan biri özel adlardır. Özel isimlerde bu kural konuşurken uygulanılır ancak yazarken ünlülerde yumuşama olmaz.
 Örnek : Serpincik'e, Hafik'e, Zeynep'in, Ahmet'e
 Not : Bazı tek heceli kelimelerde kelime p, ç, t, k ile bitse bile ünlü ile başlayan ek alsa bile yumuşama olmaz. ( at-a, ada olmaz; kat-ı, kadı olmaz )
Not : Dilimize başka dillerden girmiş kelimelerde de bu kural çoğu kelimede uygulanmaz. ( Cumhuriyet-e, Cumhuriyede olmaz; saadet-i, saadedi olmaz.)
 8. Ünsüz Benzeşmesi (Sertleşme) :
Türkçede sert sessizlerden sonra sert sessizler geldiği için ( f-s-t-k-ç-ş-h-p ) ile biten kelimelerden sonra gelen ve (b-c-d-g) yumuşak ünsüzleri ile başlayan ekler (p-ç-t-k)'ye dönüşür. Bu olaya ünsüz sertleşmesi adı verilir.
 Örnekler :
Karanlık-da → karanlıkta
Kasis-den → kasisten
Piş-gin → pişkin
Kitap-da → kitapta
Semah-da → semahta
Yarış -dık → yarıştık
Not : Bu ses olayı akılda kalması için (FISTIKÇI ŞAHAP ) diye yazılıp ünlüler çıkarılarak hatırlanabilir.
 UYARI :  Ünsüz yumuşaması ve ünsüz benzeşmesini karıştıranlar için şöyle bir ipucu verebiliriz: Ünsüz yumuşaması kökte, ünsüz benzeşmesi ise ekte olur.


Ses Bilgisi-5 ( Ulama ve Vurgu )

9. Ulama :
Ünsüz harflerden biri ile biten bir kelimenin ardından ünlü harflerden biri ile başlayan bir kelime geldiği zaman bu iki kelime birbirinin devamıymış gibi birleştirilerek okunur. Bu ses olayına ulama adı verilir.
 Örnekler :
 Kahraman ırkıma ( kahrama nırkıma gibi okunur. )
Yurdumun üstünde ( yurdumu nüstünde gibi okunur.)
Helal olsun ( hela lolsun gibi okunur.)
Ben ezelden beridir ( be nezelden beridir gibi okunur.)
Çiğner aşarım ( çiğne raşarım gibi okunur.)
 Not : Ulama yapılabilmesi için iki kelime arasında herhangi bir noktalama işareti bulunmamalıdır. Arada noktalama işareti bulunursa duraklama yapılması gerektiği için ulanarak okunmaz.
 Örnekler :
 - geldik, ancak
- yeşil, açık
- Ahmet, Ali
 10. Vurgu
Konuşurken ya da okurken bazı hece ya da kelimelerin diğerlerine göre daha baskılı okunmasına vurgu denir. Vurgu ile alakalı özellikleri şöyle sıralayabiliriz.
 a. Kurallı fiil cümlelerinde yüklemden önce yer alan kelime vurguyu üzerine alır.
- Bugün akşama doğru babam gelecek.
Aylardır beklenen ziyaretçi yarın geliyor.
 b. Devrik cümlelerde vurgu yüklemin kendisindedir.
- Sevgili gitti bir haber bile vermeden.
- Dün kaçırdın sen o treni
 c. İsim cümlelerinde yüklem vurguyu üzerine çeker.
- Yazılmış her kitap güzeldir.
- Bizim için yaşamak bir zaferdir.
 ç. "mi" soru eki bulunan cümlelerde vurgu soru ekinden önce yer alan kelimededir.
- Bu adamı tanıdın mı?
Sen mi çağırdın taksiyi ?
 d. Soru anlamı "mi" eki ile değil de kelime ile sağlanıyorsa vurgu bu kelimelerin üzerindedir.
- Akşam size gelen misafir kimdi?

Paragrafta Başlık ve Paragraf Oluşturma

Özet : Paragrafta başlık nasıl olmalıdır ? Paragraf tamamlama ile ilgili önemli noktalar
Paragrafta Başlık :

Paragrafta başlığı kolay anlaşılması için her zaman iş yerlerinin levhalarına benzetmişimdir . Bir müşteri kasap yazan bir dükkana girdiği zaman mutlaka et ve et ürünleri ile karşılaşmalıdır . Kasap yazan bir dükkana giren kişi meyve sebze ile karşılaşırsa doğal olarak bu durum hiç de hoşuna gitmeyecektir . Başlık da bu örneklerde olduğu gibi yazılan paragrafın adeta bir giriş levhası gibidir . Okur başlığı gördüğü zaman içerikte anlatılanlar ile ilgili  bazı düşüncelere ulaşabilmelidir . Bir metne başlık verilirken dikkat edilmesi gereken iki husus vardır . Paragrafa başlık verirken paragrafın konusunu ya da ana fikrini göz önünde bulundurmalıyız . Konu ve ana fikri dikkate alarak oluşturulan bir başlık hem konuyu en kapsamlı biçimde kuşatır hem de metnin içeriğini en  iyi şekilde yansıtır . 
Örnek :
      Tiyatro edebi türler içerisinde diğerlerinden ayrılan önemli bir özelliğe sahiptir . Diğer tüm edebi türler okunmak için yazılmasına rağmen tiyatro metinleri oynanmak için yazılır . Bir tiyatro metnini elinize alıp da okumaya kalkarsanız hiçbir lezzet alamazsınız . Ama aynı metin sahnelenmeye başladığı anda adeta mezarından yavaşça kalkar ve dirilmeye başlar .
      Yukarıdaki metne en uygun başlık nedir ?
Cevap : Yukarıdaki paragrafta tiyatronun diğer edebi türler gibi okunmak için değil de oynanmak için yazıldığı anlatılıyor . Yani başlık "Tiyatronun Farkı" olabilir . 
Paragraf Oluşturma :
Paragraflar bir konuyu ele alan giriş , gelişme ve sonuç cümlelerinden meydana gelir . Bu bölümlerin uygun biçimde sıralanmasına paragraf oluşturma denilmektedir . Mesela bir paragrafın ilk cümlesi " Makale ise……." ifadesiyle başlamaz. Çünkü "ise" ifadesi, bu cümleden önce başka bir cümlenin olmasını gerektirir . "ise , yani , çünkü vb." ifadeler paragrafın gelişme bölümünde çokça kullanılır . Paragraf oluşturmada dikkat edilmesi gereken önemli hususlardan biri de cümleler bir olay yazısına aitse cümlelerin olayların oluş sırasına uygun olarak dizilmesidir .
Örnek :
1- Bundan sonra tekrar kim bilir ne zaman buluşabiliriz diyerek ayrıldılar . 
2- Şiddetli bir yağmur yağıyordu ve iki eski dost yıkık dökük bir evin önünde karşılaştı . 
3- Hiç usanmadan bir birlerinden ayrı geçen yıllarda yaşadıklarını anlattılar .
4-  Sonra içerisinde soba yanan pencereleri puslu bir kahvehaneye giderek oturdular .
Yukarıdaki cümlelerden anlamlı bir paragraf oluşturmak için sıralama nasıl olmalıdır ?
Cevap : cümlelerin oluş ve mantık sıralaması  2-4-3-1 şeklinde olmalıdır. 

Paragraf Tamamlama, Duyulara Seslenme ve Duygulara Seslenme

Özet : paragrafta duyulara seslenme konu anlatımı,paragraf tamamlama konu anlatımı,paragrafta ağır basan duygu konu anlatımı

Paragraf Tamamlama :
Paragraf tamamlama bir paragrafta anlam bütünlüğünü dikkate alarak eksik bırakılan bölümlerin tamamlanması demektir . Paragraf ile ilgili sorularda bir paragrafın giriş, gelişme ya da sonuç bölümlerinden birisi eksik bırakılır . Bu tür sorularda eksik bırakılan bölüm eğer sonuç bölümü ise paragraf metnin ana fikrini veren bir cümle ile tamamlanmalıdır . Paragrafın eksik bırakılan bölümü giriş bölümü ise paragrafta anlatılan konuyu tanıtmaya yönel,k bir cümle olmalıdır . 
Örnek :
…………..Çünkü spor yapan insanların vücutları fiziksel olarak en mükemmel şekline ulaşır . Spor vücudumuza sağladığı faydaların yanında ruhumuzu da dinlendirir ve huzura kavuşmamızı sağlar . Bu sebeple yaşımız genç ya da yaşlı olsun kendimizi sporun içerisinde tutmaya çalışmalıyız . 
Yukarıdaki paragrafın ilk cümlesi aşağıdakilerden hangisi olabilir ?
A) Dikkatli yapılmadığı zaman spor sakatlıklara sebebiyet verebilir .
B) Hayatımızın her döneminde spor vaz geçilmez bir parçamız olmalıdır .
C) Spora layık olduğu değer yeteri kadar verilmemektedir .
D) Spor sayesinde kötü alışkanlıklardan uzak durabiliriz . 
Cevap : B
Duyulara Seslenme :
İnsanların görme , işitme , koklama , tatma ve dokunma olmak üzere beş duyusu bulunmaktadır . Bir paragrafta bu duyularımızdan biri ya da birden fazlası ile ilgili ayrıntılara yer verilebilmektedir . Paragraf ile ilgili sorularda duyular ile ilgili olanlar genellikle "yukarıdaki paragrafta aşağıdaki duyulardan hangisi ile ilgili ayrıntılara yer verilmemiştir ? " şeklinde bir soru kökü kullanılmaktadır . 
Örnek :
Apartmanın giriş kapısının kolunu tutup kapıyı açmaya çalışırken demir kolun adeta eline yapıştığını hissetti . Gıcırtıyla açılan kapının arkasındaki sıcak su ile dolu kovadan yükselen buhar bir anda dikkati çekti . 
Yukarıdaki paragrafta aşağıdaki duyu organlarından hangisi ile ilgili bir ayrıntıya yer verilmemiştir ? 
A ) Görme    B ) İşitme    C) Koklama    D) Dokunma
Duygulara Seslenme :
İnsan olarak hepimizin kalben duyduğu bazı hisler bulunmaktadır . Bu hislerimize duygu adı verilir . Yaşadığımız duygulardan bazıları özlem , korku , karamsarlık , utanç , hüzün vb.dir. Paragraflarda anlatılanlara bakarak kişinin hangi duygu içerisinde olduğunu belirleyebiliriz .  Gurbette uzun yıllardır çalışan birinin memleketine ve sevdiklerine kavuşma isteğini anlatan bir paragrafta "özlem" duygusu ağır basar . 
Örnek :
Günümüzde "saygı" hemen hemen hepimizin dilinde olan ama birçoğumuzun davranışlarında ya da sözlerinde izlerini göremediğimiz ütopik bir kavram haline geldi . İnsanlar hep " saygı ! saygı ! " diyor ama iş menfaatlere geldiği zaman ne saygı kalıyor ne de sevgi . Bu durum beni her zaman derinden yaralamıştır .
Yukarıdaki sözleri söyleyen birinin hangi duygu içerisinde olduğu söylenebilir ? 
Cevap : Sitem 

Not : Duyu ve duygu kavramlarını birbirine karıştırmamak gerekir . Duygular hislerimiz duyular ise görme, duyma vb. yeteneklerimizdir .