K Harfi İle İlgili Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları

 K Harfi İle İlgili Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları


 

Kabahat samur kürk olsa, kimse üstüne almaz:   Ceza almamak için kimse suçu ben işledim demez.  Suç işlememeli, bir suç işlediğimiz  zaman ise bunu asla başkaları yapmış gibi göstermemeli, insanlara iftira atmamalıyız.


 

Kelle sağ olsun da külah bulunur: İnsan sağlıklı olsun da iş  her türlü bulunur, para her türlü kazanılır.

 

 

Keçinin uyuzu , çeşmenin gözesinden  (gözü) içer suyu:  Keçi biraz aksi ve inatçı hayvandır. Kimi pis kimseler de  durumlarına bakmadan en iğrenç şeyleri yaparlar, tiksindirici hareketlerde bulunurlar.

 

 

Kadının fendi erkeği yendi:   Kadınlar cilve yaparak naz yaparak erkeği çabuk kandırıp erkeklere istediklerini yaptırırlar. İşte bunun için duygulara egemen olmalı, daha sonra pişman olunacak hatalar yapılmamalıdır.





Kar kutuda, para pintide eğleşir:   Güneşin girmediği yerde kar da durmaya devam eder. Parasını yemeyi bilmeyen kimselerin de parası tükenmez ve para sahibinde kalır. Para biriktirmek için boğazımızdan kesmemeliyiz ve pintilik yaparak kendimizi ihmal ederek hiç bir fayda sağlamayız.


 

Kardeşten karın yakın, kulaktan burun yakın:  İnsan eşi ile bir bütündür. Eşimizle hayatımız ömür boyu sürdüğü için onunla kardeşten daha samimi ve daha yakın oluruz.


 

Kırk dereyi bir tepe( belen) keser:   Derelerin sayısı fazla olsa da  tepeye çıkılınca derenin yönü de değişir. Nitelikli ve istikrarlı kimseler  niteliksiz ve kararsız çok kişiyi geri püskürtebilir.


 

Keserin tıkırtısı  gündeliğe  göredir:  Gündelik çalışan işçi insanlarımız aldığı gündeliğe göre çalışır. Çalıştırdığımız kimselerin hakkını zamanında ve tam olarak vermeliyiz.  Böyle yaptığımız zaman sonuç da güzel olur. Verimli bir iş çıkmış olur.

 


Kedinin gideceği yer samanlığa kadardır:   Kedi kaçsa bile en fazla samanlığa kadar gider. Suçlu kimseler ise ne kadar kaçarsa kaçsın kendi tanıdığı çevreden fazla uzaklaşamaz. Bunun için de suçlu kimseler kendi çevrelerinde aranmalıdır, çok uzağa kaçamazlar.

 


Kırk yıl yağmur yağsa,  mermere geçmez:   Mermer yağmur ve neme dayanıklıdır. Onun için yağan yağmur mermerin yapısına zarar veremez.  Kararlı ve dayanıklı kimseleri de kimse baş koyduğu yoldan geri çeviremez.


 

Kırk yıl kıran olmuş, eceli gelen ölmüş:  Koşullar ne olursa olsun, ecel gelmeden hayata veda edilmez. Kişi ancak eceli geldiği zaman yaşamını kaybeder. Salgın, bulaşıcı hastalık olsa bile kişinin eceli gelmediyse o kişi vefat etmez.

 

Kocamış tilki  faka basmaz:  Deneyimli tilki kolay kolay tuzağa düşmüş. Yaşlı , bilgili ve deneyimli kimseler de  tuzağa düşmez ve işlerini iyi yaparlar.

 


Kiraz güzelliğine mağrur olduğu için  kurtlanmış: Kiraz ne kadar güzel olursa  zamanla kurtlanabilir. Kendini beğenen , güzel olan kimseler de böyle olmaya devam ettiği sürece yalnız kalırlar ve çevrelerinde kimse kalmaz.

 


Kişi anasından üryan doğar: Her insan doğuştan çıplak doğar ve her insan eşit olarak dünyaya gelir.  İşte bunun için de kimse kimseye üstünlük sağlamamalı, insanlar dayanışma içinde olmalı, kimse aç ve açıkta bırakılmamalıdır.


 Kuşa süt olsaydı anasından olurdu:   Kuş süt ile karnını doyurmaz, süt ile karnını doyursaydı anası  onu beslerdi. Bize gerekli olan yardımları yakınlarımızdan görmediysek yabancı kimselerden hiç görmeyiz.


 

Kurdun adı çıkmış, tilki dünyayı yakmış: Kurdun adı bir kere kötüye çıkmış ve kötü olarak etiketlenmiştir. Oysa tilki kurnazlığı ile her işini halleder. Sinsi ve kurnaz kimselere karşı dikkatli olmalıyız. Onlar kurt sandığımız kimselerden daha tilki çıkabilir. Çünkü tilki bazen büyük zararı verir.

“Arsızın Yüzüne Tükürmüşler, “Yağmur Yağıyor”. Demiş.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 “Arsızın Yüzüne Tükürmüşler,  “Yağmur Yağıyor”. Demiş.”  Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.



 

İnsan kendi duruşunu ve kalitesini toplum içinde de belli etmelidir. İki üç kuruşluk menfaatler için kimseye eğilmemeli, kişilikten ödün verilmemelidir. Kimi insanlar vardır ki onlar arsızlığı ve pişkinliği ile tanınan kimselerdir. Böyle kimseler arsızlığın adını kendine güven, sosyallik, girişimcilik diye yalandan bir sözle adlandırırlar. Mesela; Gün içinde  ilişki kurduğumuz insanlar içinde arsız tipler vardır. Bunlar utanma nedir, yüzün kızarması nedir bilmezler.  Bizim elimizdeki imkanlarımızdan yararlanmak için kendilerini acındırıp hiçbir şeyi yokmuş gibi davranarak bizim iyi niyetimizi kullanırlar.



 

Biz böyle insanlara başta üzülürüz ve elimizden gelen her türlü iyiliği yapmaya çalışırız. Daha sonra bu tip arsızların  aslında her şeyi olduğunu öğreniriz ve  imkanları olduğu halde bizim iyi niyetimizi sömürmeye çalıştığını öğreniriz. Böyle insanların ayıbı yüzüne denildiği zaman bile umursamazlar ve hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına , ucuz bir şekilde devam etmeye çalışırlar. Arsızın yüzüne tükürmüşler, yağmur yağıyor” atasözü ile de atalarımız şunu anlatmak istemiştir. Arsız insanlara haddi bildirildiği zaman bile bunu  anlamazlar ve kendisine yapılan hakareti bile nimet olarak kabul ederler.  Aşağılanırken bile utanmazlar ve  sırıtmaya devam ederler. Allah hiç kimseyi utanmaz, arsız kimselerden yapmasın.


 

 

 Bazen çoğumuz maddi olarak sıkıntılar çekebiliriz ama bunu hemen dillendirmek, birilerinin iyi niyetini kullanmak için kendimizi acındırmaya çalışmayız. Onurumuzla, şerefimizle imkanlarımız iyi olmasa bile sabırla hayata  tutunmaya devam ederiz ama asla kimseden bir şey dilenmeyiz ve Allah’tan başka da kimseye minnet eylemeyiz. Böyle yaptığımız zaman, sabır gösterdiğimiz zaman hayatın mucizeleri bize yavaş yavaş sürprizlerini , hediyelerini vermeye başlayacaktır. Yeter ki onursuz ve hayasız kimseler olmayalım. Yeter ki alın terimizle çalışmaya, yol almaya devam edelim. Gerisi kendiliğinden gelecektir nasıl olsa.

Acı İle İlgili Atasözleri, Deyimler ve Anlamları

 Acı İle İlgili Atasözleri, Deyimler ve Anlamları

 

Acı ile ilgili atasözleri şunlardır:



*Acıyan uyumuş, acıkan uyumamış:   Izdırap, acı çeken kimseler her ne olursa olsun uykusu gelince uyumasına başlar. Aç olan bir kimse ise karnı bir türlü doymadığı için uyuyamaz. Aç insanı uyku tutmaz. Uyku tutması için karnını bir güzel doyurması gerekir.


 

Acı acıyı keser (bastırır), su sancıyı (acı acıya, su sancıya):   Bir acıyı ondan daha güçlü olan bir acı yok eder. Bir sorunumuz olduğunda, bir acı ile karşı karşıya kaldığımızda kendimizi o acıya teslim etmeyip hayata tutunmaya devam etmeliyiz ve üzülmek yerine sorunun üzerine gitmeliyiz.


 

Acı patlıcanı kırağı çalmaz: Çok büyük acılar çekmiş olan kimse yeni gelen acıya da zaman içinde alışır ve o acı kişiyi bir süre sonra etkilememeye başlar. Çünkü yaşayacağı büyük acıyı zaten deneyimlemiştir  önceden.


 

Acıklı başta akıl olmaz: Derdi olan kimseler bilinçli düşünemedikleri için akılları başta olmaz. Onlar sadece dertlerine odaklanmışlardır. Büyük acılar bireylerin sağlıklı düşünmesini engeller.


 

Acıkan doymam, susayan kanmam sanır: Aç insan hiç doymayacağım zanneder, susuz insan da susamaya aç olduğu için suya hiç doyamayacağım sanır.

 

 Acıkan ne demez,  acıyan ne demez: İnsan aç olduğu zaman her ne bulursa yer. Öyle iyi yemekler olsun falan diye düşünmez. Canı çeken kimse de ağzına gelen her şeyi söyler. Normal zamanlarda konuşmasına dikkat eden birey olağanüstü zamanlarda nasıl konuştuğuna ve ne dediğine önem vermez. 



Acı yeri başka, aç yeri başka (acıyan yer başka, acıkan yer başka): Ölüm gibi durumlarda bile e sevdiğini kaybeden bir kimse aç kalamaz ve fiziksel ihtiyaçlarını karşılamaya devam eder.  Yani ölüm başka bir şey aç kalmak başka bir şeydir.

 

Acı (kötü) söz insanı (adamı) dininden, tatlı söz yılanı ininden (deliğinden) çıkarır: Kötü söz söylemek karşınızdaki kişiyi çileden çıkarabilir ve o kişinin kötü şeyler yapmasına neden olabilirsiniz. Tatlı dil ise en sert kişiyi bile yumuşatacak kıvama getirir. Tatlı dil her kapıyı açar.

 


Acımış eşek attan yürük olur: Canın yanan  eşek canı yandığı için Olağan koşullarda  görmesi gereken bir işi göremeyen bir insan, zor bir durumda veya zorluklarla karşı karşıya kaldığında, o işi beklenenin de üstünde güzel bir şekilde yapar.

 




Acı ile ilgili deyimler ve anlamları şunlardır:

 

-          Acı çekmek:  Uzun süredir acı içinde olmak


-          Acısını çıkarmak: İntikamını almak


-          Acından ölmek:  Çok acıkmak


-          Acısı içine çökmek: Bir söz ya da olaydan çok etkilenmek


-          Acısını çekmek: Yapılan bir yanlışın ortaya çıkardığı sıkıntıyı yaşamak

Günlük Yaşantımızda Sık Kullanılan ve Sınavlarda Çıkmış Olan Atasözleri ve Kimi Atasözlerinin Anlamları

 Günlük Yaşantımızda Sık Kullanılan ve Sınavlarda Çıkmış Olan Atasözleri ve Kimi Atasözlerinin Anlamları

 

* Ağaç yaşken eğilir:   Ağaç yaş olduğu zaman kolayca eğilip kırılabilir. Ağacı kuruyunca eğip kırmak güç olur. Atasözümüzde verilmek istenen mesaj ise şudur: Bir insanın en iyi şekilde yetiştirileceği zaman küçük yaşlarıdır. Çünkü insan küçük yaşta eğitilir ve küçük yaşta öğrendiğimiz her şey ilerleyen yaşlarımızda da hayatımıza yön verir. Çocukluk çağında, gençlik çağında eğitilmeyen kişilerin  kötü alışkanlıklarından vazgeçmesi güç olur ve böyle kimseler de kolay kolay değişmez ve olumlu yönde değişmeye de direnirler. Onun için her şey zamanında ve kritik döneminde olur daha güzel ve daha faydalı sonuçlar elde edilir.

 

Adam ahbabından bellidir:  Kişi arkadaş olduğu kişiden belli olur. Yani bir kimsenin nasıl biri olduğunu o kimsenin arkadaşının davranışlarına bakarak da öğrenebiliriz. Kişilik bakımından birbirinin aynısı olan kimseler iyi anlaşır ve iyi arkadaş olurlar.  İnsan kendine iyi arkadaşlar edinmelidir.

Acele işin sonu pişmanlıktır:  Bir iş aceleye getirilerek yapılırsa o işten verim alınmaz ve o işin sonu da pişmanlık olur.

 

Acıkan doymam, susayan kanmam sanır: Aç kişi çok acıktığı için her şeyi yiyip yutacağını ve doymayacağını sanır. Susuz kimse de suya hasret olduğu için ne kadar su içersem içiyim suya kanmam zanneder.

 

Başak büyüdükçe boynunu eğer:  İnsan olgunlaştığı zaman daha da alçakgönüllü, mütavezi bir kimse olur.

 

Bilmemek ayıp değil, sormamak (öğrenmemek) ayıp: Bir insan bir işi bilmeyebilir bu son derece normaldir ve  kişi bilmediği şeyi öğrendiği zaman da mutlu olur. Asıl öğrenmemek ayıp, ir şeyi merak etmemek ve çaba göstermemek ayıptır. Fırsatımız varken bilmediğimiz, öğrenmediğimiz şeyleri öğrenmeli ve gelişmeye, ilerlemeye açık olmalıyız.

Derdini söylemeyen, derman bulamaz:  Zor ve kötü günler geçiren kimseler bu durumlarını yakınlarına ve çevresindeki kimselere söylemelidir. Söylemediği zaman kimse ona yardık edemez ve sıkıntılı olan durumu da kimse yardım edemez. 

 

Ağaç düşse de yakınına yaslanır:  Sıkıntılı zamanlarımızda bize yardımcı olan kimseler yakınlarımızdır ve bu süreçte bizler de onlara dayanarak güç buluruz

 

Adalet ile zulüm bir yerde barınmaz:  Zulmün olduğu yerde adalet yoktur.  Adaletin olduğu yerde de zalimlik ve zulüm olmaz.

 

Ağır taş yerinden oynamaz:  Ağırbaşlı insanlar nerede, nasıl davranacağını bilen , kimsenin alay edemeyeceği  kimsenin oyuncağı olmayan  insanlardır.

 

Ak akçe kara gün içindir: Elimizde olan paranın hepsini çabuk bitirmemeliyiz. Kazancımızın bir kısmını zor günler için saklamalıyız.








Ağaç yaprağı ile gürler:  İnsan ailesi ile, çevresinde bulunan olumlu kişilerin varlığı  ile bir bütündür. Ailemiz olmadığı zaman, sevdiğimiz kimseler  olmadığı zaman  meyve  vermeyen ağaç gibi olur ve yalnız kalırız.


Âlim unutmuş, kalem unutmamış:  Ne kadar akıllı olursak olalım bildiğimiz şeyleri bir gün unutabiliriz. İşte bunun olmaması için de bildiğimiz şeyleri yazıya geçirmeli ve o bilgilerin kalıcı olmasını sağlamalıyız.

 

Akıl akıldan üstündür:  Önemli konularda bizden daha deneyimli ve daha bilgili kişilerin görüşünü almalıyız ve ona göre hareket etmeliyiz.

Akla gelmeyen, başa gelir:  Hiç ummadığımız anda başımıza farklı olaylar gelebilir. Akla gelmeyen şey planlı değildir ve ne olduğunu da bilemeyiz.


 Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır: Geleneklerimize göre eve gelen birine kahve ikram edilmesi  saygının göstergesidir.  Saygı gösterilen kişi de bunun kıymetini bilmeli ve onun için de vefalı olmalıdır. Yapılan iyilikler  küçük de olsa unutulmaz ve yıllarca hatırlanır  ve yapılan iyilik asla unutulmaz.


 Başa gelmeyince bilinmez:  Kişi, başkalarının uğradığı olumsuzlukların acı taraflarını gerektiği kadar yeterince anlayamaz . Kişinin bu acıyı anlaması için de o kişinin de acı çekmesi gerekir.

 

 Aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz: Sahip olduğu şeylerin kıymetini bilmeyen kimseler  sahip olduğu şeylerin birikmesi ile oluşan büyük şeylere de sahip olmayabilirler.

 

Zahmetsiz rahmet olmaz:  Çalışıp emek etmezsek karşılığında da güzel sonuçlar elde edemeyiz. Bunun için de çok çalışmalıyız ve bereketimiz de çok olsun.

 

Zararın neresinden dönülse kârdır. Bir işten zarar görmüş olsak da yaşamdan umudumuzu kesmemeliyiz ve yapılan hatalardan ders çıkarak yolumuza devam etmeliyiz. Zararın neresinden dönülürse işte o anda da doğruya ulaşmış, fayda sağlamış oluruz.

 

Keskin sirke, küpün zarar:  Öfkeli olan insanın zararı kendisine dokunur. Onun için ani bir öfke ile yanlış şeyler yapmamalıyız.

 

Lafla peynir gemisi yürümez: Bir şeyi yapacağım, edeceğim diyerek o şey gerçekleşmez. Önemli olan icraata dökmek, uygulamaktır.

 

Marifet iltifata tabiidir: Başarılı insanlara destek olmak gerekir. Böyle kimseler desteklenirse, onlara gereken moral verilirse onlar  daha güzel ve daha başarılı işler gerçekleştirilir.

 

Körle yatan, şaşı kalkar: Kişi kim ile arkadaşlık kurarsa ondan etkilenir ve onun gibi olmaya başlar. Onun huyunu almaya başlar.

 

Kiminin parası, kiminin duası: Hayatta her şey para değildir. Bazen aldığınız bir dua paradan daha değerlidir ve size daha güzel şeyler getirebilir. Kiminin duası önemli olur, kiminin de parası.

 

Abanın kadri yağmurda bilinir:  Yağmurlu havalarda  aba insanı ıslaklık olmaktan korur ve abanın değeri bu durumda daha iyi anlaşılır. Bir şeyin gerçek kıymeti ona ihtiyaç duyulduğunda daha çok ortaya çıkar.

 

Adam adamı bir defa aldatır:  Akıllı olan kimse bir defa aldanır, ikinci defa aldanmaz. İkinci defa aldanan da henüz geçmiş aldatılmalardan ders almamıştır.

 

Adam arkadaşından belli olur:  Kişi arkadaşından belli olur. Kiminle gezersin o kişiye benzersiniz.

 

Adamın iyisi iş başında belli olur:  Adamın iyi iş yapanı, nitelikli olanı iş başında belli olur, işini iyi yapan kişi adamın iyidir yani.





Ağır git ki yol alasın: Hedeflediği yolda başarıya ulaşmak için gidenler amaçlarına emin ve güvenilir adımlarla  ulaşmaya çalışmalıdır. Yani acele ile işler yapılmamalıdır.

Akıl olmayınca başta ne kuruda biter ne yaşta:

Akılları pazara çıkarmışlar, herkes yine kendi aklını almış:

Aman dileyene kılıç kalkmaz:

Ay görmüşün yıldıza minneti yoktur:

Biri yer, biri bakar; kıyamet ondan kopar:

Boş çuval dik durmaz.

Buğday başak verince orak pahaya çıkar.

 Büyük lokma ye, büyük söz konuşma.

Can boğazdan gelir.

Canı yana eşek atı geçer.

Boş gezmekten bedava çalışmak yeğdir.

Dost kara günde belli olur.

Dostun attığı taş baş yarmaz.

 

 

 

 

 

Kimse ayranım ekşi demez.

Komşu, komşunun külüne muhtaçtır.

Yanlış hesap Bağdat’tan döner:.

Yel kayadan ne koparır.

Yaş kesen, baş keser.

 

Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.

Yalancının evi yanmış, kime inanmamış.

Veren el, alan elden daha hayırlıdır.

Vakit nakittir.

Üzüm üzüme baka baka kararır.

Vermeyince mabut neylesin Sultan  Mahmut.

Ummadığın taş, baş yarar.

Ucuz alan, pahalı alır.

Toprağı işleyen, ekmeği dişler:.

Terzi kendi söküğünü dikemez:

Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.

Damlaya damlaya göl olur.

Davulun sesi uzaktan hoş gelir.

Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşmaz.

Doğrunun yardımcı Allah’tır.

Dost kara günde belli olur.

Dost acı söyler.

İşleyen demir ışıldar.

İşleyen demir pas tutmaz.

El elden üstündür.

Ev alma, komşu al.

Et tırnaktan ayrılamaz.

Evdeki hesap çarşıya uymaz.

Gönülsüz yenen aş ya karın ağrıtır ya baş.

Geç olsun üç olmasın

Güvenme varlığa, düşersin darlığa.

Garip kuşun yuvasını Allah yapar.

Gençlikte para kazan, kocalıkta kur kazan.

Gök ağlamayınca yer gülmez.

Gönül kimi severse güzel odur.

Gönül ferman dinlemez.

Güneş girmeyen eve doktor girer.

Gülü seven, dikenine katlanır.

Görünen köy kılavuz istemez.

Güneş balçıkla sıvanmaz.

Gün doğmadan neler doğar.

Hatasız kul olmaz.

Hayır dile komşuna hayır gele başına.

Hatır için çiğ tavuk bile yenir.

Her işte vardır bir hayır.

Her işin başı sağlıktır

Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.

Hazıra dağlar dayanmaz.

İğneyi kendin, çuvaldızı başkasına batır.

İki karpuz bir koltuğa sığmaz.

İş insanın aynasıdır.

Kalp kalbe karşısıdır.

İyilik eden iyilik bulur.

 İyiliğe iyilik her kişinin kârı kötülüğe iyilik er kişinin kârı

Kara haber tez duyulur.

Mal canın yongasıdır.

Mart kapıdan baktırır , kazma kürek yaktırır.

Misafir umduğunu değil, bulduğunu yer.

Meyve veren ağaç taşlanır.

Mum dibine ışık vermez.

Ne oldum dememeli ne olacağım denmelidir.

Nerede birlik, orada dirlik.

Öfke ile kalkan zarar ile oturur.

Parayla dost bulunmaz.

Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır.

Sakla samanı gelir zamanı

Ayağını yorganına gör uzat.

Sakınılan göze çöp batar.

Sayılı gün tez geçer.

Sabreden derviş muradına ermiş.

Son pişmanlık fayda etmez.

Su uyur düşman uyumaz.

Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer.

Taşıma su ile değirmen dönmez.

Tatlı dil yılanı deliğinden çıkartır.

Tavşan dağa küsmüş dağın haberi olmamış.

Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmu.

Veren el , alan elden hayırlıdır.

Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.

Yalnızlık Allah’a mahsustur.

Yaş kesen, baş keser.

Zahmetsiz rahmet olmaz.

Yanlış hesap Bağdat’tan döner.

Ummadığın taş baş yarar.

Cahile söz anlatmak, deveye hendek atlatmaktan zordur.

Çağrılan yere erinme, çağrılmayan yere görünme.

Çoğu zarar, azı karar.

Cins kedi ölüsünü göstermez.

Cahil kendinin düşmanıdır.

Cahilin dostluğundan alimin düşmanlığı yeğdir.

Çabuk parlayan, çabuk söner.

Çok bilen, çok yanılır.

Çok havlayan it ısırmaz.

Dağ başına kış, insan başına iş gelir.

Damdan düşen, damdan düşenin halinden anlar.

Denize düşen, yılana sarılır.

Doğru söz acıdır.

Parayı veren, düdüğü çalar.

Üzüm hırsızı güzün belli olur.

Vakitsiz öten horozun başını keserler.

Sabırla koruk helva olur, dut yaprağı atlas.

Sabreden derviş, muradına ermiş.

Sakınan göze çöp batar.

Sayılı gün tez geçer.

Zorla güzellik olmaz.

Zaman insana her şeyi öğretir.

Bu ve bunun gibi çok sayıda atasözlerimiz vardır. Bu atasözleri bizlere mesaj verimek için yazılmıştır. Atalarımızın zekaları ile ortaya çıkan bu güzel atasözlerini çoğumuz gündelik yaşamda yaşadığımız olaylara konuşur, tartışırız.

“Acele Bir Ağaç, Meyvesi Pişmanlıktır.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 “Acele Bir Ağaç, Meyvesi Pişmanlıktır.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 


Bir iş aceleyle yapıldığı zaman, sabırsızlık ve telaşla yapıldığı zaman o işin sonucu da pişmanlık olur. Acele ile yapılan işte plan olmadığı için,  yapılan işten  bir verim alınmaz ve bunun sonucunda da hem zaman kaybı yaşanmış olur, hem de başka kayıplar yaşanmış olur.  Sağlıklı bir sonuç elde etmek için, akıllıca hareket etmeliyiz ve işlerimizi aceleye getirmeden, sabırlı bir şekilde yapmalıyız . Böyle yaptığımız zaman da sonuç daha güzel ve daha muhteşem olacaktır. Bir örnek vermek gerekirse;  Yarın matematikten bir sınavımız olduğunu düşünelim. Matematik dersini her gün  tekrar etmeyip çalışmayı aceleye getirip son güne bıraktığımız zaman o sınavdan da çok iyi not lamayız. Zamanında matematiğe iyi bir şekilde çalışmadığımız için pişman oluruz ve düşük nota razı oluruz.






 

 Başka bir örnek ise şunu verebiliriz:  Kadınlar genelde kilo problemi yaşarlar. Yıllarca yenilen yemeklerin sonucu kilo alınır ve bu kilonun da bir anlık kararla hemen verilmesi istenir. Kilo vermek için günlerce aç kalınmaya ve çok az yiyerek bir anda kilo verilmeye çalışılır. Bu acele ile yapılan sağlıksız diyet kişiye kısa zamanda kilo verdirse de kişi tekrar eski yeme şekline döndüğü zaman verdiği kilonun daha da fazlasını alır. Onun için kilo vermede de acele etmemek gerekir.

 

 

Acele edildiği zaman  çeşitli sağlık problemleri ile karşılaşabilir ve bunun sonucunda da en büyük zararı kişi görür. Kilo vermeye zamana bıraksa, belli bir plan ve program dahilinde, doktorlar gözetimimde kilo verilmeye çalışılsa daha sağlıklı sonuçlar ve daha kalıcı sonuçlar elde edilir.  İşte tüm bunlar için her  işte sabırlı olmak gerekir, pişmanlık yaşamamak için işler aceleye getirilmemelidir.

 

İ Harfi İle İlgili Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları

 İ Harfi İle İlgili Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları


İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır:   Bizi üzecek, bizim canımız yakacak şeyleri biz de başkalarına yapmamalıyız. Kısacası kendimize yapılmasını istemediğimiz bir şeyi biz de başkasına yapmamalıyız.






İnsan olan bir kere yanılır:  İnsan iki kere aldanmaz. İşte bunun için de gözü açık olmalıyız ve hatalarımızdan ders çıkarmalıyız.

 

İki tımar bir yem yerine geçer:  Hayvanlarımız besleğimiz gibi onların temiz olmasını da sağlamalıyız.  Yani  kendimizi ve çevremizi temiz tutmaya çalışmalıyız.

 

İki elin vergisi, gönül sevgisi:    İçleri sevgi ile dolu kimseler eli de açık olan, özverili kimselerdir. Gönül almak, gönül kazanmak her açıdan iyidir.


 

İki vuran okçudur:   Aynı hedefe iki kez tam isabet ettiren kimse gerçek nişancıdır. Burada anlatılmak istenen ise yetenekli kimseler işlerini de nitelikli olarak güzel bir şekilde yaparlar.

 

İş düzelir ömür azalır,  sac düzelir, hamur azalır : ( Ev düzelir; ömür biter, sac düzelir hamur biter.) İşi düzeltmek kişiyi yorar ve belli bir zaman alır.  Sacın düzelmesi de ekmeğin sayısının artmasını sağlar.  Her şeyi yerinde ve zamanında yapmak gerekir. Kimi zaman maddi durumumuzun iyileşmesi yıllar alabilir ve bizi yorabilir. Onun için her şeyi zamanında iyi yapıp hayatı tadını çıkarmalıyız.


 

İşini kış tut da yaz çıkarsa bahtına:   İnsan kendisini ve işini en zor şartlara göre hazırlamalıdır. Bunu yaptığı zaman rahat olur. Kısacası kendini en zor koşullara hazırlayan kimse  kolay yenilmez.

 

İtin duası kabul olsaydı gökten kemik yağardı:   Köpeğin yakarması ile köpeğe kemik gelmez. Yüce  Allah zalim ve kötü insanların dileklerini yerine getirseydi bu kötü ve zalim kimseler toplumu alt üst eder ve herkese zalimliklerini yapmaya devam ederdi. Kötülerin duası kabul olmaz, bedduası hiç kabul olmaz.

 


İyilik, iki baştan olur: İyilik her iki tarafın da birbiri ile iyi geçinmesi sayesinde gerçekleşir. Herkes iyi olursa toplumda da iyilik artmış olur ve toplum huzur içinde yaşamaya devam eder.  Çalışkan, iyi niyetli kimseler olmalıyız.

 

İyilik yap denize at, balık bilmezse Hâlik bilir: İyilik yaptığımız kişi bizim iyiliğimizin kıymetini bilmese de o iyiliği bilen alemlerin Rabbi olan Yüce Allah2ımız vardır. O açık ve kaplı olarak yapılan her türlü iyiliği bilir.

 

İyi gün doğuşundan belli olur:  Gün nasıl başlarsa o şekilde biter. Burada verilmek istene ana mesaj ise şudur:  İyi veya kötü iş,  oluş biçiminden belli olur.

 


İnsanın soyu bir, huyu bindir:  Aynı soydan gelen kimseler farklı kişilik özelliklerine sahip olabilirler.  Herkesi aynı şekilde görmeye çalışmamalıyız. Herkesin farklı kişilikte olmasına da saygı duymalıyız.

I Harfi İle İlgili Fazla Bilinmeyen Atasözleri Ve Anlamları

 I Harfi  İle İlgili Fazla Bilinmeyen Atasözleri Ve Anlamları


 

Isıramadığın (bükemediğin) eli öp başına koy:  İnsan düşmanının yenemiyorsa düşmandan zarar görmemek için onunla iyi geçinmeye çalışmalıdır ve böylece o azılı düşmanın kötülüklerden kendi koruyabilmelidir. 

 

Irmaktan geçilirken at değiştirilmez:   Bir yöntemden başka bir yönteme geçme yada bir işten başka bir işe  geçmek tehlikelidir ve bunu yaparsak kendimizi büyük bir tehlikeye atabiliriz.






 

Isıran it dişini göstermez:  Isırmayı düşünen köpek ısıracağı kimsenin yanına sinsi bir şekilde yaklaşır ve bir anda saldırıp o kişiyi ısırmaya başlar. Geveze olan inşalar da ancak boş boş konuşur ama uygulamada bir şey yapamaz. Bağırıp durur kendi kendine. Böyle kimselerden de boş yere korkulmamalıdır çünkü böyle kimseler ancak atıp tutar.

 

Irak yerin haberini kervan getirir: Ulaşamadığımız, haberleşemediğimiz şeylere ancak bir aracı ile ulaşabilir ve haberleşebiliriz.


 

Ismarlama iş askıda kalır:   Kendi işini bir başka kişiye gösteren kişi o işten bir fayda sağlamaz. İşte bundan ötürü de kendi işimizi kendimiz yapmalıyız ve başkalarına işimizi yaptırmamalıyız. Kendi yaptığımız işten de böylece verim almış oluruz.

 

Irz, insanın kanı pahasıdır: İnsan namusunu korumak için yeri geldiği zaman canını dahi feda eder ve ama asla onursuz, namussuz olmaz.

 

Issız eve it buyruk: Gireni çıkanı belli olmayan sahipsiz evde köpek olması anlamsızdır. İyi yönetilemeyen yerlerin de  korunmasının bir anlamı yoktur.


Islanmışın yağmurdan korkusu olmaz: Daha önce bir zarara uğramış kişi  kendisine aynı zararı verecek şeyden  daha korkmaz.


Isırgan ile taharet olmaz:  Kötü kimselerden iyilik beklenmez denilmektedir.

 

“Değer Verin ya da Vermeyin, Ama Asla Verir Gibi Yapmayın.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız. (Sadi Şirazi)

 “Değer Verin ya da Vermeyin,  Ama Asla Verir Gibi Yapmayın.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


 

Değer vermek, değer görmek, sevmek, sevilmek insanların  ait olma ihtiyaçları ile ilgili bir durumdur. Her şey yeme, içme barınma değildir. İnsanı insan yapan ve onun mutlu olmasını sağlayan bir diğer özellik de onun değer görüp görmemesidir.   Hemen hemen çoğumuz içimizde yaşadığımız toplum tarafından sevilmek, benimsenmek ve değer görmek isteriz. İçinde yaşadığımız toplumla bir bütün olduğumuz için, yalnız yaşamanın , insanlardan soyut bir hayat sürmenin kişiye bir faydası olmaz ve bu durumdan kişi de hoşnut kalmaz.



 Değer vermek karşınızdaki kişi ya da kişileri önemsemek demektir. Değer verin ya da vermeyin ama asla veriri gibi yapmayın sözü de bir şeyi gerçek anlamda yapın, sözde değer veriyormuş gibi insanların umutları  ile oynamayın demek istemiştir. Değer vermek aynı zamanda fedakarlık etmek demektir, sevmek demektir, emek etmek demektir ve  ilgilenmek demektir. Sevdiğimiz, değer verdiğimiz kişilerin kıymetini bilmeliyiz. Değer vermediğimiz bir kimseye de yalandan değer veriyormuş gibi yaparak sahte bir kılığa bürünmeye çalışmamalıyız. İşte bunu yaptığımız zaman insan olmanın özünden uzaklaşmış oluruz ve kendimize de bir saygımız kalmamış olur.




 Bizi seven, bize değer veren kişilere bizler de gerçek anlamda değer vermeliyiz, o kimselerin zor zamanlarında yana olmalıyız ve onlara arka çıkmalıyız ama asla değer veriyormuş gibi yapıp sahte bir kişilik, yapmacık bir insancık rolünde harekette bulunmamalıyız. Yüzüne gülüp değer verir gibi gösterip arkasından attığımız insanların da size olan inançları ile güvenleri ile oynamayın. Bir kimseye değer veriyorsanız bunu uygulamada da gösterin ve o kişiye de bunu yaşattırın. İşte bunları yaptığımız zaman  değer vermiş oluruz sevdiklerimize ve mış gibi bir yaşam da sürmemiş oluruz.

H Harfi İle Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları

 H Harfi İle Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları



Harman sonu dervişlerindir:  Derviş olan kimseler sabırlı olan kimselerdir. Sabırlı oldukları için böyle kimseler  her işin sonunda kazançlı çıkarlar. Sabırlı ve kararlı olmasını bilmeliyiz. İşte bunu yaptığımız zaman güzel sonuçlar alırız.

 




Hacı,  hacı olmaz  gitmekle Mekke’ye ;  dede,  dede olmaz gitmekle tekkeye:  Mekke’ye tekkeye iş olsun diye gidenlere dede ya da Hacı denilemez.  Gösteriş olsun diye, iş olsun diye yapılan şeyler insana bir vasıf  kazandırmaz.

 

Hak denince akan sular durulur:  Adil bir davranış karşısında kimsenin söyleyecek sözü olmaz. İşte böyle olması için de her zaman adil olmalıyız, adaletten ve doğruluktan yana olmalıyız.

 

Her şey incelikten, insan kalınlıktan kırılır:  İnce olan nesneler çabuk kırılır. İnsanlar ise kaba davranan kimselerin davranışından hoşnut olmaz ve böyle kaba kimselere kırılır.  Kaba olmamalı, karşımızdaki kişilerin kalbini kırmamalıyız.

 

Her atılan taşın arkasından bakmazlar:   Taş kimi zaman hedefe atılmak için vardır, kimi zaman da göz korkutmak için vardır.  Burada verilmek istenen mesaj ise şudur:  Yaptığımız eylemlerin sonucunu  almadan o işin peşini bırakmamalıyız.

 

Her ziyân  bir öğüttür:  Yapılan yanlışlar, görülen zararlardan ders çıkarmalıdır insanoğlu.  Deneyimlerimizden ders çıkarmasını bilmeliyiz.

 

Hile ile iş gören mihnet ile can verir:   Başkalarını dolandıran, başkalarına yanlış kimseler yatağında ölmezler. Yaptıkların karşılıklarını elbette  günü gelince görürler.  Hileci ve kötü bir kişi olmamalıyız.

G Harfi İle İlgili Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları

 G Harfi İle İlgili Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları


 Gafile kelam, nafile kelam:   Dikkatsiz kimseleri uyarmak boşunadır.  İşte bunun içinde işlerimizi dikkatsiz kimselere yaptırmamalıyız.

 

Gök ağlamayınca yer gülmez:   Yağmur yağmadığı zaman toprak da verimli olmaz. Toprak bir zaman kurak bir çorağa dönüşür. Bir şeyin gerçekleşmesi için gereken koşullar sağlanmazsa o iş de sonuç vermez.

 

Garip itin kuyruğu bacağı arasında gerek:  Sahipsiz köpek korka, ürkek olur. Burada verilmek istenen ana mesaj da; kimsesizlere arka çıkılması gerektiğidir. Kimsesiz kişilerin yanında olarak  onlara yaşama sevinci ve mücadele ruhu kazandırmaya çalışmalıyız.

 




Gem almayan atın ölümü yakındır:   Gem taktırmayıp, huysuzlanan atın ölümü de yavaş yavaş gelir. Gem almayan at yaşlı ve  işe yaramayacağı için ölümü de yakın olur.  Huysuz ve geçim edemeyen insanlar, üretime de katkı sağlamadığı zaman , bir işte fayda sağlamadığı zaman kendisine de zarar vermiş olur.

 

Gönül karımaz: İnsan fiziksel olarak yaşlanabilir ama gönül yaşlanmaz ve istekler de bitmez. Gönül kocamaz , gönül karımaz. Her yaşta sevmesini bilmeliyiz ve  mutluluklarımızı paylaşmasını bilmeliyiz.

 

Görenedir görene köre ne denir, köre ne? Bir şeyi  gördüğü halde görmezlikten gelen  ve sorumluluğunu yerine getirmeyen  kişiye hoşgörülü davranılmamalıdır. Gördüğümüz  şeyler ilgilenmeli, sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz.

 

Göğe direk, denize kapak olmaz:  Gök  direk dikilemeyecek kadar yüksektir. Deniz de  kapak yapılamayacak kadar geniş ve büyüktür. Burada anlatılmak istenen ise gücümüzün yetmediği şeylerle ya da olması imkansız olan şeylerle boş yere uğraşıp zamanımızı heba etmemek gerektiğidir.

 

Gezen ayağa taş değer:   Çok gezen ve bu gezdiği yerlerde başıboş olan, bir amacı olmayan kimseler her türlü tehlike ile karşılaşabilir.  Zaman kısıtlıdır. Bunun için de zamanımızı boş ve gereksiz şeylerle geçirmemeliyiz. Yani aylak aylak vaktimizi boş yere geçirmemeliyiz. İşte bunu yaptığımız zaman başımızı belaya da sokmamış oluruz.