Atatürk Neden Bir Dünya Lideri Olarak Kabul Edilir Açıklayınız.

 

Atatürk Neden Bir Dünya Lideri Olarak Kabul Edilir, Açıklayınız.


Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk çok yönlü bir lider olması dolayısı ile diğer liderlerden daha farklı bir konumdadır. Hem devlet adamı, hem asker, hem öğretmen, hem sanat ruhlu, hep spor ruhlu büyük bir adam olarak hayatını yaşamış, bilim ve fenni kendini rehber edinmiş, efsane bir kişiliktir. Onun dünya lideri olarak kabul edilmesinden en büyük etkenlerden bazıları şunlardır: O mecburi olmadığı sürece savaşın bir cinayetten ibaret olduğunu savunmuş ve bunun için de her zaman “Yurtta sulh, cihanda sulh”;  yani yurtta barış, dünyada barış ilkesini savunmuştur. Her zaman barıştan yana olmuş, savaşların hiçbir zaman insanlığa fayda getirmediğini söylemiştir. Bu yönü ile farklı bir liderdir.

 

O yıllarda dünya geneline baktığımızda kadına verilen fazla bir değer göremeyiz. Mustafa Kemal’in büyük bir lider olmasındaki en büyük etkenlerden biri de kadına verdiği değer, kadınlara verdiği haklardır.  Kadınlara kanun önünde eşit haklar verilmiştir. Kadın hakları ile kadınlarımız her alanda başarılı çalışmalar yapmış, önemli işlere imza atmış ve adını dünyaya duyurmaya başlamıştır. Birçok ülkeden daha önce kadınlara verilen haklar sayesinde kadınlarımız yüceltilmiş, hak ettiği yerlere gelmiştir. Hatta onun kadınlar ile ilgili şu sözü de diğer liderlerden onun farklı olduğunu gösterir: "Dünyada her şey kadının eseridir. Kadınlarımız eğer milletin gerçek anası olmak istiyorlarsa, erkeklerimizden çok daha aydın ve faziletli olmaya çalışmalıdırlar."

 

Mustafa Kemal Atatürk bağımsızlık mücadelesini başlatarak ülkesini düşmanlara teslim etmemiş ve ülkemizi bağımsızlığına kavuşturarak diğer esir milletlere örnek olmuş bir liderdir. Osmanlı Devleti'ne dayatılan Sevr Anlaşmasını kabul etmemiş, bağımsızlık ruhu ile yanıp tutuşmuş ve dediğini yapmış bir liderdir. O hayallerini hayalde bırakmayan, gerçeğe döken bir, uygulamaya geçiren büyük bir insandır. Yine baktığımızda dünyada hiç bir liderin ondaki çocuk sevgisine sahip olmadığını söyleyebiliriz. 


O ülkesinin çocuklarını düşünecek kadar hassas bir ruha sahip, yurtta barış dünyada barış diyecek kadar evrensel bir ruha sahip dev bir lider, iyi bir dehadır.  Ülkesine her alanda yeniliği getiren, eğitime, sanata, kültüre her şeye önem veren büyük bir liderdir. Onun için Mustafa Kemal Atatürk çok ama çok farklı bir insan olarak hayatımızda rol oynamıştır. Bill Clinton'ın şunları yazmasının bir nedeni var:
"Shakespeare yazdı, Einstein düşündü, Atatürk inşa etti." İşte Atatürk bunun için çok önemli bir liderdir.

Deprem İle İlgili Konuşma

 

Deprem İle İlgili Konuşma


Yer kabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin, dalgalar halinde yayılarak yeryüzünü sarsmasına deprem denir. Deprem, toprak üzerindeki yapıları yıkarak can ve mal  kaybına  yol açacak kadar şiddetli olabilir. Bugün bilimsel olarak depremlerin etkilerinden korunmamızı sağlayacak bilgi ve araçlara sahibiz fakat  deprem ne yazık ki ülkemiz  dahil birçok ülkede can ve mal kaybına neden olmaya devam etmektedir. Bunun temel nedeni, kentleşme ve yapılaşmada temel ilkelere uyulmamasıdır.


Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım.


“Deprem öldürmez, bina öldürür.”  diye bir giriş yapmak istiyorum. Çünkü depremin çok şiddetli olduğu ülkelerden biri de Japonya’dır. Orada da deprem olmakta ama bizim ülkemizdeki gibi aşırı can kaybı ve mal kaybı yaşanmamaktadır.  Binaların iyi yapılmaması, evi yapan kimselerin, evin yapılmasına onay veren kimselerin, işlerinin ehli olmaması, yani dürüst ve güvenilir insanlar olmaması insanlarımızın canına mâl olmuştur. Bunun en yakın örneği ise Şubat depremidir. 


6 Şubat 2023 yılında ülkemizin on bir ilinde yaşanan deprem binlerce insanımızın canını aldı, binlerce insanımızı yaralı bıraktı. Yetimler, öksüzler kaldı. Çocuklarını kaybeden ana ve babalar kaldı geride. Geride kalan büyük bir yaraydı, acıydı, özlemdi.  Geride yıkık dökük hayaller, kavuşulmayan aşklar kaldı ne yazık ki. Canlarımız gitti, canlarımız yandı ve giden canlar ne yazık ki bir daha geri dönmeyecektir. Binaların çürük yapılması, binaların hasarlı olması insanlığın utanç durumunu gösterdi tüm dünyaya.

 

 İnsan canına zerre kadar önem vermeyen kimselerin zalimlikleri yüzünden bugün birçok insanımız hayatta değil. Bu suç hepimizin suçu aslında, bu günah hepimizin günahı. Ülkemizde ilk olarak ahlaklı insanların yetişmesi, ahlaklı mühendislerin, mimarların, müteahhitlerin yetiştirilmesi gerekir. Ahlaka önem verilmezse sonuç da ne yazık ki böyle olur. İşini ehli ile yapan insanlar ev yapmalı, binalar yapmalıdır. Yoksa yine bir deprem olursa gidecek olan canlarımızdır. Deprem çok şey götürdü bizden. 


Önlem alınmazsa aynı acıları yine yaşamaya devam edeceğiz. Bu acıların bir daha yaşanmaması için daha kaç deprem olması gerekiyor sorarım size? Bir an önce devletin bu konuya el atması gerekir ve üzerine düşeni yapması gerekir. Depremde hayatını kaybeden canları rahmetle anıyorum. Mekanları cennet olsun. Umarım ülkemiz bir daha böyle acılara şahitlik etmez ve herkes aklını başına alır. Anlatacaklarım bu kadardı . Dinlediğiniz için hepinize çok teşekkür ediyorum.

Orman, Ormancı, Kulübe, Ayı, Rüya, Tilki Kelimeleri İle Hikaye

 

Orman, Ormancı, Kulübe, Ayı, Rüya, Tilki Kelimeleri İle Hikaye


 Öğretmenimiz haydi çocuklar sıra ile otobüse binin diye seslenmeye başladı her birimize. Mithat, Kerem, Alişan ve Eylem yerlerine geçmişlerdi. Tek geç kalan bendim. Ben de hemen yerime geçtim ve otobüs hareket etmeye başladı. Bugün kamp zamanıydı. Ormana gidecektik ve ormanda doyasıya arkadaşlarımızla eğlenecektik. Onun için çok mutluydum. Otobüsümüz hareket etti ve yavaş yavaş ormana doğru yol almaya başladık. 


Hem şarkı söylüyor, hem de otobüste kahkahalar atıyorduk. Daha sonra orman yerine vardık ve kamp başladı.  Ormanda ormancının ormanı gözetlediği küçük bir kulübesi  vardı. Ormancıya da selam verdik. O sırada uzaklardan tilki gördük ve tilki bizi görünce koşa adımlarla yanımızdan uzaklaştı. Çadırlar kuruldu, ateşler yakıldı ve herkes çadırına geçti. Akşam olmuştu. Dışarıdan sesler gelmeye başladı. Gelen ses çok boğuk ve ürkütücü bir sesti. Öğretmenimiz çocuklar sakin olun ben dışarı bakıp geliyorum dedi ama öğretmenimiz dışarı çıktı ve bir daha çadıra gelmedi. Biz çocuklar olarak çok korkmaya başlamıştık. Mithat arkadaşlar ben de bir dışarı bakayım da gelirim  dedi. Ben de dikkat et, öğretmenimiz gelmedi henüz dedim. Mithat dışarı çıktı ve  Mithat da gelmedi. Artık çocuklar olarak ağlamaya başlamıştık. 


Dışarıdaki ürkütücü ses çadıra doğru yaklaşıyordu. Bu sesi tanımıştım. Ayı sesiydi.  Ayılar öğretmenimizi ve arkadaşlarımızı yemişti sanırım. Ağlamaya, bağırmaya başladık ama kimse bizi duymuyordu. Çadırın içine doğru sesler arttı ve ayılar bize doğru geliyordu. Bir anda irkildim ve imdaaat! diye bağırdım ki o arada da uyanmışım. Alnım terler içinde kalmıştı. Yanı başımda annem vardı. Ne oldu oğlum, rüya gördün , geçti yavrum korkma dedi. Ne korkmaması az kalsın altıma yapacaktım. Allah'tan uyanmıştım. Oh bee dedim Anne çok kötü bir rüya gördüm dedim ve çok şükür hayattayım dedim. Daha sonra uykuma devam ettim.

Tüm Bilgilere Kitaplardan Veya İnternet Üzerinden Ulaşabilecekken Neden Okula Geliriz Konulu Konuşma

 

Tüm Bilgilere Kitaplardan Veya İnternet Üzerinden Ulaşabilecekken Neden Okula Geliriz Konulu Konuşma


Kitaplardan, internetten istediğimiz her türlü bilgiye ulaşabiliriz ve iyi bir gayret gösterirsek çoğu bilgileri de öğrenmiş oluruz ama okula gitmediğimiz zaman sadece kuru bir bilgi ile insan beyni gelişmez. Okul olmadığı zaman hayat durmuş gibi olur. Çünkü okullar biz öğrencilerin sosyalleştiği, arkadaşları ile coştuğu ve kaynaştığı bir yerdir.

 

Sevgili Öğretmenim,

 

 Okul demek yaşamın kendisi demektir. Biz orada hayata hazırlanırız ve hayata hazırlık aşamasında farklı rollere bürünürüz. Tüm bilgilere kitaptan , internetten ulaşabiliriz ama insan olarak kendimizi hiçbir şekilde mutlu edemeyiz. Sadece evde oturarak internetten ders çalışmak çok sıkıcı olur. Çünkü arkadaşlarımı özlerim. Onlarla iletişim kurmayı, oyunlar oynamayı, şakalaşmayı özlerim. Öğretmenlerimizi özlerim. Onların bizleri iyi bir şekilde geliştirmek için göstereceği mücadeleyi, özveriyi internet ortamında bulamam. Bunu en iyi korona virüs döneminde anlamıştım. Uzaktan eğitim aldığımız zamanlar çok sıkıcıydı. Çünkü sınıfımız yoktu. Daracık bir odanın içinde  uzaktan eğitim alarak ders dinlemekten zevk almıyordum ve derse olan ilgim  ve dikkatim de  yeterli olmuyordu.

 

Oysa okullar bizler için vardır. Öğretmenlerimiz bizim için dersi nasıl daha iyi anlatabilirim diye çeşitli materyaller getirirler ve yaparak yaşayarak dersi daha iyi anlarız. Bu arada  farkına varmadan çoğu şeyi de öğrenmiş oluruz. Mesela empati kurma becerisi, yardımlaşma ve dayanışma duygusu, biz olma duygusu en iyi okulda öğretilir ve yaşatılır. Bunu sadece kitap okuyarak öğrenemeyiz. Bunun için okullarımız olmalıdır, okullarımıza geliriz çünkü orası yaşamın en güzel yeri, bilgileri zevkle öğrendiğimiz yerdir.

Sevgi, Saygı, Arkadaşlık, Hoşgörü, Doğruluk Kelimeleri İle İlgili Hikaye

 

Sevgi, Saygı,  Arkadaşlık, Hoşgörü, Doğruluk Kelimeleri İle İlgili Hikaye

 

Okuldan çıkmış eve doğru yürüyordum. O sırada yanımda bir araba durdu ve arabaya binmez misiniz  beyefendi diye sordu:  Bir baktım karşımda annem. Ne demek hanımefendi tabi ki binerim diyerek anneme sarıldım ve arabaya oturdum. Annemle eve doğru vardık. Kapımızın önüne geldiğimizde apartmanın beşinci katına yeni birileri gelmişti ve eve eşyalarını yerleştiriyorlardı. Dışarıda kocaman bir kamyonet vardı. Annem gelen yeni komşulara hoş geldiniz, hayırlı olsun yeni eviniz dedi. Onla ise başını sallayarak hoş bulduk dediler ama galiba bizim dilimizi bilmiyorlardı.

 

Bir başka komşumuz Huriye Teyze onlar Suriye’den geldi kızım Necla diye seslendi anneme. Oradan savaştan kaçıp gelmiş bu zavallılar. Kadının eşi savaşta şehit olmuş dedi. Bu duruma çok üzüldük. Ertesi gün sınıfa girdiğimizde komşumuzun oğlunun da benimle aynı sınıfta olduğunu gördüm. Adı Ayham’dı. Ayham esmer tenli kıvırcık saçlı, kendi halinde utangaç bir çocuktu. Nedense onu çok sevmiştim. Bazı arkadaşlarımız onunla dalga geçecek gibi oldu ama onlara izin vermedim. Çünkü başka kültürden, başka ülkeden gelen bir insana kötü davranmak doğru bir şey olmazdı. Onu da olduğu gibi kabul etmeli, aramıza almalıydık.

 

Ona hoşgörülü davrandık ve onu çok sevdik. Ayham da bizi çok sevdi ve kısa zamanda çok iyi arkadaş olduk. Annem de Ayham’ın annesi ile iyi arkadaş oldu ve böylece iyi bir komşu da olmuş olduk. Ayham ana dilimizi zamanla öğrenmeye başladı, bazen kelimeleri doğru yerde  kullanmıyordu ama kısa zamanda geliştirmişti Türkçesini. Ona saygı duyuyordum. Çünkü hem kendi dilini biliyor hem de yeni bir dil öğrenmişti. Ben de ondan Arapça’yı öğrenmeye başladım. Böylece ikimiz de birbirimize katkı sağlamış olduk. Hem iyi arkadaş, hem de  iyi dost olduk.

 

Haram İle İlgili Özdeyişler

 

Haram İle İlgili Özdeyişler


Yüce Allah’ın bize yasak kıldığı şeylerden uzak durmalıyız. Bizim olmayan şeylere el uzatmamalıyız. Alın terimiz ile para kazanmalıyız. Başkalarının namusuna göz koymamalıyız ve dürüst ve ahlaklı insanlar olmalıyız.

Haram ile ilgili özlü sözler şunlardır:

“Haramda şifa yoktur.” İmam-ı Rabbani

“Emek ve zeka olmayan iş, helal olmaz.” F. R. Havergal

“Kalbin aydınlığı, helal yemekle olur.”  Hz. Ali.

“Helâl şeylerin onda dokuzunu harama düşmek korkusu ile terk ederdik. ”Hz. Ömer ra.

“Bir kuruş haramı terk etmek; yüz bir kuruş sadaka vermekten daha iyidir.” Abdullah b. Mübarek

“Haramlardan sakının. Zira midesine haram lokma giren kişinin kırk gün duası kabul olunmaz.” Hz. Muhammed

“Allah, haram peynire fare musallat eder.” Eflâk

“Hesaba çekileceğini bildiği halde, haram mal toplamaya devam eden kimseye şaşarım.” Hz. Osman


“Malı helalden kazanırsan suali, haramdan kazanırsan cezası vardır.” İmam-ı Rabbani

“Haram para ile hayrat, hasenat yapmak, pisliği idrar ile yıkayıp, temizlemek gibidir.”  Süfyan-ı Sevri.

“Çok mal haramsız, çok söz yalansız olmaz.” Yunus Emre

“Haram yoldan çok kazanmak rızkın bereketini yok eder.” Caferi Sadık.

“Halkı dara düşürmek, sıkıştırma ve incitmek haramdır. “ İmam-ı Rabbani.

“Bir paranın nereden geldiğini görmek istiyorsan; nereye gittiğine bak.” İmam-ı Azam.

“Mü’mine en evvel lâzım olan helâl yemektir. Mideye helâl girerse, cevarihe (organlara) amel-i salih kuvveti verir. Haram ise, ne kadar uğraşsa, salih amel yapamaz. “ Abdülhakim Arvasi.

“Haramdan bir altını sahibine vermek, yüz altın sadaka vermekten faziletlidir.” İmam-ı Rabbani

Helal yemek bir nur ise, haram yemek boğucu bir karanlıktır. Haram yemek kalbi öldürür, helal lokma ise gönlü diriltir. Abdulkadir  Geylani

“Malın helali de biter, haramı da. Ama bu yüzden kazanılan sevap ve günah kalır.” Abdurrahman El Evzaî.

“Üç şey, kişinin kerem sahibi olduğunu gösterir: Güzel ahlak, öfkeyi yenmek, haramlara bakmaktan kaçınmak.” Caferi Sadık.

“Helalin hesabı, haramın da azabı vardır.” Hz. Ali (r.a.)

“Ateşe kimin haram kılındığını haber vereyim mi? Sana yakın, ağır başlı, yumuşak huylu, kolayca iş gören kimselere haram kılınmıştır.” Hz. Muhammed.


“Allah! Size haram ettiği şeyde şifa halk etmedi.” Hz. Ömer

“Alim, haramı, helali bilen değildir; alim, bildiği ile amel edendir.” Süfyan bin Uyeyne.

“Mideye giren lokmanın helal veya haram olduğunu bilmedikçe, ibadet ne kadar çok olursa olsun hükmü yoktur.” Hadis-i Şerif.

“Göz, Allah’u Teala’nın kudret ve sanatını görmek içindir. Eşin dostun ayıplarını ve haramları görmek için değildir.” Sadi-i Şirazi.

“Helal ile beslersen çocuğunu hürmet ile öder borcunu, haram ile beslersen o’nu hakaret ile öder borcunu.”  Necip Fazıl Kısakürek

Zaman, Üzgün, Lokma, Aç, Para, Bir, Yoksul, Ev, Kapı, Dost Sözcükleri İle Hikaye

 

Zaman, Üzgün,  Lokma,  Aç, Para,  Bir, Yoksul,  Ev, Kapı, Dost Sözcükleri İle Hikaye

 

Halis Bey çok  varlıklı biriydi. Mesleği doktorluktu.   Gençti; geniş omuzlu, gür saçlı, sarı saçlı mavi gözlü bir delikanlıydı. Sevdiği kız ile evlenmiş ondan iki tane çocuğu olmuştu. Eşi Meryem de dünyalar güzeliydi. Halis’i çok seviyordu ama Halis son zamanlarda değişmeye başlamıştı. Eve geç geliyor, çocukları ve eşi ile ilgilenmiyordu. Canı çok sıkılıyordu. Meryem ona neden canın sıkkın dediğinde Meryem’e hiçbir açıklama yapma ihtiyacı hissetmiyordu. Meryem bu duruma çok üzülüyordu.  Zaman böylece akıp gidiyordu. 


Günlerden bir gün işten gelen Halis yine çok kötü bir durumdaydı. Eşine bu defa neler olup bittiğini anlatacaktı. Bu yükü yalnız taşıyamazdı çünkü. En sonunda açıkladı. Ne kadar param varsa hepsini borsaya yatırmıştım ve yatırdığım şirket de iflas etti. Artık yoksuluz ne yapacağımız, nereye gideceğimi bilemiyorum dedi. Elimde hiç para kalmadı, sıfırdayız dedi. Bunu duyan Meryem  çok sevindi.  Hiç bu duruma sevinilir mi demeyin. Çünkü o başka kötü şeyler düşünmüştü ve şimdi içi rahatlamıştı.

 

Çünkü o eşinin kendisini aldattığını düşünüyor ve içten içe kendini yiyip bitiriyordu. Halis ona böyle bir şeyi nasıl düşünürsün, sen ve çocuklarım benim dünyamsınız diye sarıldı ve ağlamaya başladılar her ikisi de. Meryem üzülme canım dünyanın sonu değil ya giden para olsun, ev olsun. Yine çalışır, yine kazanırız senin canın sağ olsun ama bir daha böyle borsa işlerine girme, paramızı daha güvenli yerlere yatırım yap, ev, araba, arsa gibi yerlere yatırım yap dedi. Lütfen üzülmeyi bırak ve kendine gel. Hiçbir şey senin ve çocuklarımızın sağlığından ve mutluluğundan daha önemli değil dedi. Halis çok rahatlamıştı  eşi ona destek olduğu için sırtındaki yük hafiflemişti. 


O sırada kapı çaldı ve kapıya gelen kişi Halis Bey’in anne ve babasıydı. Onlar da Halis’in son zamanlarda içine kapandığını görmüş ve çocuğumuza bir bakalım ne durumda diye gelmişlerdi. Meryem hemen yemek yaptı, çay koydu.  Meryem yemekleri masaya koydu ve herkes lokmasını yutarken  yavaş yavaş da konuşmaya başladılar. ve Halis başına gelen her şeyi ailesine de anlattı. Anne ve babası üzülme yavrum, sen bizim her şeyimizsin canını sıkma, dünya hali bu  insan olanın başına her şey gelir ama bundan sonra daha dikkatli ol. Biraz yoksulluk çekersin, sonra çalışır yine düzelirsiniz dediler. 

 

 Halis de buna mutlu oldu ve anne ve  babasına sarıldı. Babası  çok az bir birikimi olan parasını  oğluna verdi ve al şunu da çocuklar aç kalmasın yavrum dedi. Başkalarının kapılarına gitme, başkaları acımaz dedi ve oğluna sarıldı. Halis çok duygulandı ve ailesine böyle bir şey yaşattığı için çok pişman oldu. Bir daha da böyle işlere asla bulaşmadı. Doktorluğuna devam etti ve kazandığı parayı da sağlam yerlere yatırdı ve ailesini bir daha perişan duruma sokmadı. 


Artık eski durumuna kavuşmuş olan Halis başka insanların da kendi gibi kötü duruma düşmemesi için onlara nasihatlerde bulundu ve hep iyi bir insan olmaya, yoksul insanlara el uzatan bir insan olmaya devam etti. Bundan dolayı çok yakın dostları oldu ve iyi dostlar kazanarak, mutlu bir şekilde yaşamaya devam etti Halis ve ailesi.

Kıskançlık, Fincan, Toprak Kelimeleri İle İlgili Hikaye

 

Kıskançlık, Fincan, Toprak Kelimeleri İle İlgili Hikaye


Ayşe  ve Betül çok iyi arkadaştılar. Aynı zamanda yakın komşuydu bu ikili. Bu yıl ikisi orta sona geçmişti ve sınava gireceklerdi. İkisi de hem dost hem de birbirine rakip olan arkadaşlardı. Bu rakiplik tatlı bir atışmadan ibaretti. Gerçek anlamda birbirlerini çok seviyorlar, birinin anlamadığı soruya diğeri yardım ediyordu. Yani aralarında hiçbir şekilde kıskançlık olmuyordu. Bahçeye oturuyorlar akşama kadar tekrarlarını yapıyorlar ve durmadan çalışmaya devam ediyorlardı. İkiliyi kıskanan bir de başka komşuları vardı. O komşu kızın adı ise Leyla’ydı. Leyla iki arkadaşı çok kıskanıyor, onların başarısız olmasını istiyordu.. 


Günler böyle devam ediyordu. Okul bitti ve gençler sınava girdi. Sınav sonucu açıklandığında iki yakın arkadaş Kayseri Fen Lisesini kazanmış, onları kıskanan arkadaşları ise herhangi bir yeri kazanamamıştı. İki dost tercih yapmak için okula gelmişlerdi. Okul bahçesinde oturan öğretmenlerinin yanına oturdular. Okul hizmetlisi gelen öğrencilere de birer fincan kahve yapmıştı. Gelenlerin arasında Leyla da vardı. Leyla öğretmenlere  nasıl bir liseye gideceğini soruyor ve kıskandığı arkadaşları gibi  iyi bir lise kazanmadığı için mutsuz oluyordu. İki dost ona üzülmemesi gerektiğini söyledi. 


Leyla bunu yanlış anladı ve arkadaşlarının elindeki kahve fincanını alıp içindeki kahveyi de hızlı bir şekilde toprağa döktü. Öğretmen Leyla2nın bu yaptığına çok kızdı ve bu yaptığın ayıp Leyla. Kıskanmak yerine sen de onlar gibi iyi arkadaşlıklar kurabilir, kalbini temiz tutabilirdin. Herkes iyi bir lise kazanmak zorunda değil ama herkes iyi bir insan olmak zorunda dedi. Leyla hatasını anladı ve arkadaşlarından özür dileyip ağlayarak oradan uzaklaştı.

Komşuluk İle İlgili Özlü Sözler

 

Komşuluk İle İlgili Özlü Sözler


Komşuluk ilişkilerinde en önemli olan husus güvendir. İnsan komşusuna güvenebilmedir. İkincisi ise aradaki mesafedir. Daha sonra yardımlaşma, dayanışma ve paylaşma gelir. İnsan komşusu ile iyi geçinmeli, aradaki bağları koparmamalıdır. Komşu yeri geldiği zaman ailen, yeri geldiği zaman akraban olur. Onun için iyi komşularımızın kıymetini bilmeliyiz.

 

Komşuluk ile ilgili özlü sözler şunlardır:


“Komşunu sev ama aradaki bahçe duvarını asla kaldırma.”  (George Herbert).

“Komşunun köpeğini döven, sahibini incitmiş olur.” Gazali

“Hayatta komşunun haber almasından korkacağın hiçbir şeyi yapma.” (Epikuros)

“Bir semtin sokak hayvanları sizden kaçmıyorsa orada yaşayın; çünkü komşularınız güzel insanlardır.” Goethe

“Kendi seviyende olanı, komşu edin.” Nasır-ı Hüsrev.

“Komşusu aç ve çıplak yatarken rahat uyumak, düşkünlerin hatırını sormamak, kötüleri ve şerirleri dostlar seviyesinde tutmak, düşmandan yüz çevirmek; insan için utandırıcıdır.” Hz.Ali.

“Ev almak istersen komşusunu sor, yer almak istersen suyunu sor.” Yusuf Has Hacib.

“İnsanlar kahramanları oynuyorlar; çünkü korkaklar. Azizleri oynuyorlar; çünkü kötü ruhlular. Suikastçıyı oynuyorlar; çünkü yanı başlarındaki komşularını öldürmek için yanıp tutuşuyorlar. İnsanlar oynuyorlar; çünkü doğuştan yalancılar.” Jean Paul Sartre

 

“İyi komşu aileden, kötü komşu gaileden sayılır.”  İ.Hakkı Bıçakçızade

Komşunla kavga etme, misafir gider o kalır. Hz. Ebubekir

“Büyük şehirlerdeki komşuluklar ekseriya, birbirinin ahvalinden habersiz olan ölülerin mezar komşuluğuna benzerler.” (Ebubekir Hâzım Tepeyran).

“Komşun hakkında hüküm vermeden önce, iki ay onun makosenleriyle yürü!” Kızılderili Özdeyişi.

"Sefalet, sadece bir sınıfın malı veya kaderi değildir. O, bütün insanlığın ve içinde sefaletin kol gezdiği cemiyetlerin ayıbıdır. Eğer “Bir evde sefalet varsa, bir aile yoksulluğun, cehaletin, düşkünlüğün korkunç pençelerinde can çekişiyorsa; bundan sırası ile o evin komşuları, o mahallenin sakinleri, o şehrin kalabalıkları, o memleketin devleti sorumludur.” Victor Hugo

"Akrabaya ihsan, güzel huy, güzel komşuluk yurtları mamur eder, ömürleri feyiz ve berekete mazhar kılar." Muhiddin-i Arabi

“Kötü komşu, gördüğü iyiliği gizler, kötülüğü de yayar.”   Taberani

“Üç şey hayatı karartır; Zalim hükümdar, kötü komşu ve ağzı bozuk kadın.” (Cafer-i Sâdık).

“İnsanın hürriyeti, komşusunun hürriyetinin başladığı yerde biter.” Frederic William Karrar

“Erdemli davranışlar, komşuluğu pek iyi kılar. Bir kimse erdemin egemen olduğu bir yerde kalmak istemezse, o kimse akıllı kabul edilebilir mi?” Konfüçyus.

“Eğer sinirli bir komşun varsa, sen kibar olmaya çalış. Eğer iyi bir evlat sahibi olmak istiyorsan, iyi bir ebeveyn olmakla başla işe. İyi bir ebeveynin olsun istiyorsan, iyi bir evlat ol. Tüm bu söylediklerim eşler, patronlar, çalışanlar ve kalan herkes için geçerli… Aslında dünyayı değiştirmenin tek bir yolu var, o da kendini değiştirmek.” Alejandro Guillermo Roemmers

 

“Komşularından av kapmak aslanlara ayıptır, köpeklere değil.” Mevlana.

“Kötü komşusu istemedikçe, en iyi huylu insan dahi huzur içinde yaşayamaz.” Friedrich Schiller

“Kötü komşudan evinizi, kötü arkadaştan ziyaretinizi uzak tutunuz.” Hz. Ebubekir (r.a.)

“Sağlam duvarlar sağlam komşu yaratır.” Robert Forst.

“Komşularımızın her birine güler yüzlü davranabilirsek, toplumun huzuru için de adım atmış oluruz.”  Murat Ertan

“Hiçbir yazılı yasaya ya da formel kurala dayanmayan komşuluk, daha ziyade kendine özgü ritüelleri olan toplumsal bir pratiktir.” Jacques Semelin.

“Eğer kendi gözünüze kaçmış olan tozu seçemiyorsanız, inanın ki, komşunuzdakini de göremezsiniz.” Halil Cibran

“Evden önce komşu, yoldan önce yol arkadaşı, yolculuktan önce yol azığı gereklidir.” Hâdis-i Şerif.

“Yaşamak işini görece daha iyi, komşusuna hava atacak şekilde yaparsa insanlar, bundan çok memnun oluyorlar. Türkiye bu hale geldi. İnsanlar komşusuna fark atarak yaşamayı şerefli yaşamak sanıyorlar. Halbuki bu normal Türk hayatında yaşamanın en şerefsiz halidir.” İsmet Özel

 

“İnsan her şeye incinirse iş göremez, üzerinde durmakla zaman yitirir. Yaşam böyle! Eskiden, insanlara kızdığım olurdu. Sonra düşündüm, gördüm ki kızmaya değmiyor. Herkes komşusundan dayak yemekten korkuyor, bu nedenle ondan önce davranıp ilk darbeyi kendisi vurmak için elini çabuk tutuyor. Yaşam böyle işte.” Maksim Gorki

“Komşu kadın, hiç kapanmayan bir gözdür. Pencere önlerinden, dantel tüllerin ardından, balkon kenarlarından, duvar diplerinden, gözetleme deliklerinden ve bir de, pişirip dağıttığı aşurelerin içinden bakar.” Elif Şafak.

“Arkadaşsız ederiz; ama komşusuz edemeyiz.” Thomas Fuller.

“İki güçlü komşu; ender olarak sakindir, hiç biri ötekine kazanç vaad etmez; ama eğer bir an büyük bir iş için birleşecek olsalar, o zaman hem dünyaya hem de kendilerine son derece hızlı yarar sağlarlar.” Goethe.

“Yanı başındaki komşusu aç iken, kendisi tok şekilde geceleyen kimse, olgun bir mümin değildir.” Hz. Muhammed (sav.)

“Kendi kulvarımda yürürken, yandaki kulvarlarla kendimi kıyaslamaktan vazgeçtiğimde ne komşunun tavuğu bana kaz gözükür ne de komşunun tavuğunun kaza dönüşmesinden rahatsızlık duyarım.” Aret Vartanyan.

“Birbirlerine pusuya yatıyorlar, birbirlerinden bir şeyler kapıyorlar, buna da “iyi komşuluk” diyorlar.” Friedrich Nietzsche.

Komşuluk İlişkileri İle İlgili Kompozisyon

 

Komşuluk İlişkileri İle İlgili Kompozisyon

 

Atalarımız “Ev alma komşu al.”  demiş. Çünkü iyi bir komşu, güvenilir bir komşu senin aynı zamanda ailen gibi olacak, iyi  ve kötü gününde yanında olacak, acil durumlarda yanında olacak kimselerdir. Komşuluk ilişkileri samimiyete ve güvene dayalı olmalıdır. Komşuluk ilişkilerinde dikkat edilmesi gereken en önemli husus ise kesinlikle  güvendir, dil ile kalbin bir olmasıdır, dedikodunun olmaması gerçek anlamda samimiyetin ve dostluğun olmasıdır. Komşu komşuya kötü gözle bakmamalıdır ve niyetler temiz olmalıdır. 


Arada sevgi olmalı, saygı olmalı ama mesafe her zaman korunmalıdır. Yani komşular ile ne kadar iyi olursak olalım arada muhakkak sınır olmalıdır.  Kişiler kendi sınırlarını çizmeli, kimse kimsenin özel yaşamına müdahale etmemeli, ne kadar para kazandığını, evine ne aldığını, ne sattığını açıklamak zorunda kalmamalıdır. Herkesin özel durumu kendine özgü olmalıdır. Komşular birbirine saygılı olmalı, aşırı meraklı olmamalıdır.

 

Komşular birbirlerinin yüzüne ömür boyu bakacak kimselerdir. Bunun için de bir küs bir barış şeklinde komşuluk olmaz. Baştan net tavrımızı koymalıyız. Kişiliğimiz ne ise bunu komşumuza yansıtmalıyız ve ona ben buyum, böyle kurallarım var, netliği severim, güzel ahlakı severim, yalan hoşlanmam, kötü niyetten hoşlanmam mesajlarını açık bir şekilde belli  etmeliyiz. Tüm bunlar yapıldıktan sonra aradaki samimiyet de yavaş yavaş oluşmaya başlar. Dengesiz olmamalıyız. Komşumuz iyi biri çıkmazsa onunla sadece merhabalaşmalıyız ve aşırı samimiyet kurmamalıyız. Çünkü kötü komşular insanın başına her türlü belayı açabilir. Bu noktada dikkatli olmalıyız. 


Komşumuz çok iyi de olsa  ona her aile sırrını vermemeliyiz. Çünkü o verdiğimiz sır ile gün gelir bizi yaralayabilir ve çok güvendiğimiz kişiler bize en büyük ihaneti yapabilir. Onun için ağzımızı sıkı olmalıdır. Gündemdeki konulardan konuşmalı, aşırı özel bilgilere yer verilmemelidir.

 

Hani bir söz vardır ya komşuluk ile  “Komşunu sev ama aradaki bahçe duvarını asla kaldırma.” der (George Herbert). Gerçekten de durum böyle olmalıdır. Aradaki bahçe duvar yani sınır kaldırılmamalıdır. Böyle olunca ilişkiler daha sağlam ve daha mantıklı olur. Komşuluk ilişkileri kısaca mesafeli olmalı, saygıya dayanmalı, emanete hıyanet edilmemeli, kusurlar aranmamalı ve kusur gören gözler kör edilmeli, zor anlarda yardımlaşma ve dayanışma içinde olunmalı, komşun aç iken tok yatılmamalıdır.