Öneri Cümleleri İle 20 Örnek

Öneri Cümleleri İle  20 Örnek  Yazınız.

 

Öneri cümleleri  herhangi bir konuda tavsiyede bulunmak için, var olan eksikliğe dikkat çekmek için  yorum yapmaktır.

Öneri cümleleri ile ilgili 20 örnek cümle:

1.  Bu alan  ağaçlar ile donatılırsa buranın halkı da rahat bir nefes alır.

2.  Başarılı olmak için  planlı ve programlı olmalısın.

3.  Kışın  kaza yapmamak için kış lastiklerinizi takmalısınız.

4. Akşam saatlerinde trafiğe yakalanmamak için ana yol yerine çevre yolunu kullanabilirsiniz.

5. Yeteneklerine uygun bölümü seçersen daha  başarılı olursun .


6. Öğretmen olarak öğrencilerin arasında ayrım yapmamaya  dikkat etmelisin.

7. Kombindeki arızayı bir de Vahdet  ustaya göstersen daha iyi edersin.

8. Kitap okuma konusunda Mustafa Erdem’in tavsiyelerini dinlesen  iyi olur.

9.  Liseye giriş sınavını kazanmak istiyorsan  durmadan çalışmaya devam etmelisin.

10.  Annen  kitap okuyor, televizyonun sesini kıssan iyi olur.

11. Kemal proje ödevini yapmaya çalışıyor ona deneyimli biri olarak yardım etsen  Kemal çok fazla zorlanmaz.


12. İnsanların arkasından konuşmasan daha doğru olur.

13.  Ne yapıyorsanız en iyisi olmaya çalışın ki herkes sizi örnek alsın.

14.  Aracını muayene ettirmek için Ömer ustaya gitsen  iyi edersin.

15. Deprem ile ilgili son  gelişmeleri öğrenmek için  deprem uzmanından bilgi alsan iyi edersin.

16. Seminerde konuşurken  sizi dinleyen  değerli insanlarla göz teması kursanız aranızdaki iletişim ve duygu yoğunluğu daha güzel olur.

17. Yapılacak olan yarışmaya  iyi hazırlanmak için her gün belli saatlerde antrenman yapsan çok daha iyi olacaksın.

18. Korona sürecinde insanlar  ile aranıza mesafe koymanız için  daha faydalı olur.

19. Koronovirüsünün yok olması için bir süre bir süre evlerimizde kalsak dünya için , insan sağlığı için  çok iyi  olur.

20.  Aile sırlarını başkasına söylemesen daha iyi edersin.

21. Hayatta daima başka insanların görüşlerine de değer vermeye çalış.

Varsayım Cümleleri İle İlgili 20 Örnek

Varsayım Cümleleri İle İlgili 20 Örnek

Varsayım cümleleri, sonucu  belli olmayan  bir olayı  sonucu  belliymiş gibi  kabul etmektir.

Varsayım cümleleri ile ilgili 20  örnek cümle:

1.  Diyelim ki eve vardığında  teyzeni evde  bulamadın o zaman ne yapacaksın ?

2.  Bir an  annenin  yanında olduğunu hayal et, neler söylerdin ona?

3. Tut ki karnım acıktı, anneme küstüm.

4. Farz edelim ki bu yıl sınavı kazanamadın.


5. Velek ki romanlarınızı sinemada gösterime giriyor, nasıl bir duygu

içinde olurdunuz.

6. Bir an için öğretmen olarak atandığını düşün, neler yapardın?

7. Tut ki ablanı karşında görünce konuşamadın .

8.Farz edelim ki bu işi  en iyi şekilde başardın sonra neler yaparsın?

9. Tut ki akşam elektrikler gitti ve yarın ki sınavına çalışamadın o zaman ne yapardın?

10. Bin soruyu iki günde  çözdün diyelim kalan   beş bin soruyu da kalan günlere yaydık diyelim.

11. Yolda arabanın  kapısı bozuldu diyelim hangi duygular içinde olurdun?


12. Diyelim ki koronavirüsün aşısı bulundu, bundan sonraki süreçte yeni dünya düzeninde neler değişir?

13. Bir an için onun  kardeşin olduğunu düşün.

13. Diyelim ki bu yıldan  üniversite sınavını kazanamadın.

14. Tut ki adamın o gün  iş yerine geleceği tuttu o zaman ne yapacaksın.

15. Bir an için Cumhurbaşkanı olduğunu düşün, ülken için neler yapardın?

16. İşe alındığını farz et sevinçten neler yapardın?

17.Varsayılım ki çok zengin bir iş adamı oldun, o zaman çocuklara burs verir miydin?

18. Diyelim ki   bir değiş ikiz çocukların oldu o zaman  işlere devam edebilecek misin?

19. Farz et ki gelecek yıl da sınavdan istediğin notu alamadın ne olacak?

20. Diyelim ki sana verdiği sözlerin hiçbirini tutmadı, ne yapacaksın?


‘’ Kitaplar Da Dostlar Gibi Az Fakat İyi Seçilmiş Olmalıdır.’’ Özdeyişini Açıklayan Bir Kompozisyon Yazınız.

‘’ Kitaplar  Da Dostlar Gibi Az Fakat İyi Seçilmiş Olmalıdır.’’  Özdeyişini Açıklayan  Bir Kompozisyon Yazınız.

 

Kitaplar  dünyamızı güzelleştiren, yaşama anlam katan, hayatın  tadına varmamızı sağlayan muhteşem  eserlerdir. Kitap okumak kişiye sadece bilgi katmaz, aynı zamanda kişinin kendini geliştirmesini sağlar, hayata farklı pencerelerden bakmayı sağlar, empati kurmayı sağlar ve kişinin ruhunun aydınlanmasına  büyük katkı sağlar.  Kitaplar insanın en yakın arkadaşları, en yakın dostlarıdır.  Nasıl ki dost olan kişi bizim yaşamda mutlu olmamızı sağlayan, bizim gelişmemize katkı sağlayan kişi ise kitaplar da işte öyle olmalıdır.  Bunun için iyi kitaplar, nitelikli kitaplar almalıyız ve onları  da tadını çıkara çıkara okumalıyız.

 

Kitap seçiminde de dikkatli olmalıyız. Okuduğumuz kitaplar bizim ufkumuzu açmalı, bizi  ileriye götürmeli ve bizi  geliştirmeli, ilerletmelidir.  Okuduğum bir kitap bana her şeyden önce insan olduğumu hatırlatmalıdır.  Okuduğum kitap bana merhameti, sevgiyi, yardımseverliği, kendimi başkalarının yerine koymayı öğretmelidir.  Okuduğum kitap bana ön yargılı olmamayı, hoşgörülü olmayı, farklılıklara saygılı olmayı öğretmeli ve beni yaşama iyi bir insan olarak,  çalışkan, vatanına ve milletine faydalı bir insan olarak hazırlamalıdır. İşte o zaman o kitaplar gerçek anlamda bana ve içinde yaşadığım topluma fayda sağlamış olur. İşte tüm bunlardan dolayı kitap seçiminde dikkatli olmalıyız. Ne yazık ki piyasa çıkan her kitap nitelikli değildir ve sadece  kişiye maddi çıkar sağlamak amacıyla yazılmış olabilir. Amaç okuru bilgilendirmek ya da ona bir şeyler kazandırmak değildir. Niteliksiz kitaplar sadece yazılmak için yazılmıştır ve okuyan kişi de   bundan hiçbir tat olmaz.

 

Bundan dolayı iyi bir okucuyu olmalıyız. satın alacağımız kitabın nitelikli olmasına dikkat etmeliyiz. Kitap okumaktan , araştırmaktan da asla vazgeçmemeliyiz.


Boş Durmanın Zararları İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

Boş Durmanın Zararları İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 

Yaşam bize Yüce Allah tarafından verilmiş en güzel hediyedir. Yaşadığımız bu süreçte  kaderimiz de Yüce Allah  tarafından  belirlenmiştir. Ne kadar yaşayacağımız, ne kadar nefes alacağımız hep Yüce Allah tarafından hesaplanmıştır. İşte bunun için yaşadığımız her anın kıymetini bilmeliyiz ve  mutluluğu, çalışmayı geleceğe bırakmamalıyız. Şimdi, şu anda  çalışmaya başlamalıyız ve asla boş durmamalıyız. Yani anın kıymetini bilmeliyiz ve yaşadığımız anın tadını çıkarmaya bakmalıyız.

 

Boş durmak  kişiyi mutsuz eder ve kişide  çeşitli psikolojik, fizyolojik  ve sosyal problemleri de beraberinde getirir. Boş duran  ne kendisine ne de içinde yaşadığı topluma faydalı olabilir . Boş durmak  insan için eziyetten başka bir şey değildir. Boş durarak zamanını boş yere tüketen insanlar  hayatın  kıymetinin farkında olmayan, çalışmanın verdiği zevkten mahrum kalan insanlardır.  Oysa çalışmak, her anın değerini bilerek yaşamdan zevk almak ve alın teri dökerek helalinden kazanmak dünyanın en güzel duygusudur. İnsan her yaşında çalışmalıdır. Bir işlerle mutlaka uğraşmalıdır ve kendini boşluğa kaptırmamalıdır. Çalışmanın , alın teri dökmenin  insana faydası olur sadece  fakat asla zararı olmaz. Oysa çalışmayan kimselerin  dünyaya da hiçbir faydası olmaz. Boş durmak kişide  çeşitli fiziksel sorunların da çıkmasını sağlar. Örneğin; sürekli yatarak oturarak vakit geçiren kimsede bel ağrısı, boyun ağrısı , baş ağrısı vb.  gibi sağlık ile ilgili problemler de ortaya çıkar. 

 

Bunun için insanoğlu her zaman var gücü ile çalışmalı ve son nefesine kadar çalışmayı, okumayı, araştırmayı hayatından  çıkarmamalıdır. Çalışmanın  önemi ile ilgili şu anlamlı sözü de yüreğimize katmalıyız: ’’ Ey insanoğlu akıp giden zamanın içinde yaşayan sensin, sen vaktini dolu dolu geçirirsen zamanda boşa geçmiş olmayacak.’’


Eğitimde Öğretmenin Yeri Ve Önemi İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

Eğitimde Öğretmenin  Yeri Ve Önemi İle İlgili Kompozisyon Yazınız.
 
Eğitimde ve öğretimde şüphesiz ki en önemli etken, en önemli araç elbette ki öğretmenlerimizdir. Öğretmenlerimiz bir milletin geleceği, bir milletin neferi, yarınların umududur. Öğretmenler o kadar değerli şahsiyetlerdir ki onların  öğrenciler için yapamayacağı fedakarlık çekemeyeceği cefa yoktur. Çünkü onların mesleği öğretmenliktir. Öğretmenlik  kutsal bir meslektir.   Bir insana şekil vermek, onu geleceğe  donanımlı ve güzel ahlaklı bir insan olarak hazırlamak dünyanın en güzel aynı zamanda en zor görevi olsa gerek. 
 
Öğretmen olmadan da eğitim olur  diyebilirsiniz fakat bu eğitimin işleyişi ne kadar mükemmel olur işte orası tartışılır. Çünkü eğitimin en önemli yapı taşları öğretmenlerimizdir.  Öğretmenler öğrencilerine yaparak yaşayarak eğitim veren ve yüzyüze iletişimi sağlayan temel değerlerimizdir.  Bugün dünyada olan koronavirüs salgınında bile öğretmenlerin öğrenciler için, eğitim için, öğretim için ne kadar değerli olduklarının farkına varıldı. Çünkü öğretmenlik mesleği hem zevkli aynı zamanda zor bir görevdir.  Çocuklar öğretmenleri ile ders işlemeyi daha çok sever. Çünkü hiçbir öğrenciye kendi öğretmeni kadar iyi ders anlatan, eğitim veren, öğretim veren  kimse olamaz.  Çünkü öğretmenin olduğu yerde  örnek olmak vardır, ilgi vardır, sevgi vardır, saygı vardır. Yani öğretmen olmak çocuğa sadece temel bilgi ve becerile öğretmek  değil aynı zamanda ona değerlerimizi, kültürümüzü de öğreten  en önemli şahsiyet demektir. Eğitimin  sağlam bir şekilde gerçekleşmesi için mutlaka öğretmene ihtiyaç vardır. Yani öğretmenlerimiz o  emektarlarımızın  bizim için, millet için, ülkeler için, dünya için  çok ama çok önemlidir.
 
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürkümüz de öğretmenler ile ilgili şu sözü söylemiştir: ’’ Unutmayınız ki Cumhurbaşkanı bile sınıfa öğretmenden sonra gelir.’’


Coronavirüsün Sosyal Yaşama Etkileri Nelerdir Konulu Kompozisyon Yazınız.


Coronavirüsün  Sosyal Yaşama Etkileri Nelerdir Konulu Kompozisyon Yazınız.

İlk olarak Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve daha sonra dünya ülkelerinin çoğuna yayılan coronavirüs  ( Covid- 19) insanların sosyal yaşamına  etki etmeye başlamıştır. Bu etki,   virüs var olduğu süre  de devam edecektir.  İnsanlar  evlerine kapanmak zorunda kalmış ve  dışarıya çöp dökmek bile lüks olmuştur bu dönemde.  Basit bir virüs dünyadaki düzeni  alt üst etmiş ve en güçlü ülkeler bile bu durumdan  olumsuz etkilenmiştir. 
Çoğu Avrupa ülkesi bu virüs sonucunda   sağlık sisteminde çok büyük sorunlarla karşılaşmış ve  maske bile bulamayacak duruma gelmişlerdir.

   Zenginler de eve kapandı, fakirler de eve kapandı.  Büyük şirketler maddi anlamda büyük sıkıntıya düştü. İşten çıkarmalar başladı. Bundan asıl etkilenen ise elbette maddi durumu olmayan kimseler olmuştur. İşten çıkarılan, evine ekmek götüremeyen analar, babalar çocuklarının karnını doyuramamanın verdiği acı ile zor duruma düşmüştür .  Herhangi bir güvencesi olmayan, asgari ücretle yaşama tutunmaya çalışan kişiler zaten zar zor geçinirken bu süreçte   yaşam onlar için daha da zorlu bir sürece dönüşmüştür. Ekmek bile  alamayan, çok sıkıntılı  günler yaşayan  kişiler olmuştur. İşte maddi durumu olmayan kimseler  korona döneminde çok  zorluklar çekmişlerdir ve onların bu çileleri de hala devam etmektedir  Yine baktığımızda sosyal hayatımız  da  olumsuz yönde etkilenmeye başlamıştır.   Arkadaşlarımızdan, komşularımızdan, iş arkadaşlarımızdan uzak kaldık.  Herkes evine kapandı ve psikolojik anlamda insanlar kendilerini kötü hissetmeye başladılar. Bu da hepimizi olumsuz yönde etkilemekte ve bu etki de devam edeceğe benzemektedir. Çocuklar dışarı çıkamamakta, yaşlılar  dışarı çıkamamakta ve böylece onlar için acı bir deneyim yaşanmış olmaktadır. Özellikle de çocukları evde tutmak çok zor olmakta ve bir an önce bu salgının son bulması ümit edilmektedir. Her ne kadar sosyal yaşam  bu süreçte olumsuz etkilense de herkes evine kapalı olduğu için doğa temizlenmeye başlamış ve hatta doğa kendini yenilemeye başlamıştır.  Sanayi durduğu için, işler aksadığı için doğa da bu süreçte temizlenmeye başlamıştır. Bu da  olumlu bir sonuçtur. Çoğu kişi işten çıkarılmak zorunda kalmıştır ve işsiz olduğu için bu da kişilerin  psikolojik ve sosyal yaşamına olumsuz yönde etki etmiştir. İnsanlar birkaç ay daha evde kalırsa ya şişmanlayacak ya da  açlıktan  daha farklı hastalıklara yakalanacaktır.   Sosyal aktiviteler azalmış ve herkes kendi kabuğuna çekilmiştir bu süreç içinde.  Her ne kadar olumsuz sonuçlar olsa da insanlar bu süreçte aileleri ile daha fazla vakit geçirmeye başlamıştır. Kaybedilen zamanları geri kazanma anı olarak saymalıdırlar bu zorlu günleri de.  Daha çok kitap okunmaya başlamış, daha çok aile içinde iletişimler kurulmaya başlanmıştır. Bu kötü günler inşallah en kısa zamanda sona erer ve işsiz kardeşlerimiz bir an önce işine döner, ülkemiz daha güçlü olur ve daha üretken ve nitelikli kimseler işlerine devam ederek ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam eder.

Ülkemiz aldığı tedbirler şu anda süreci çok başarılı bir şekilde yürütmeye devam edecektir. İnsanlarımız biraz daha sabırlı olursa  inşallah bu süreci başarı ile sonuçlandırırız. Bizim için kendi yaşamlarını tehlikeye atan tüm sağlık çalışanlarımızın da Yüce Allah  yar ve yardımcısı olsun. Onlar olmasa biz  şu anda  çok kötü durumda olabilirdik. Bunun için de sağlık çalışanlarımın kıymetini bilmeliyiz ve onlara gereken değeri fazlası ile vermeliyiz ve onları çok sevmeliyiz. Sağlık çalışanlarına yapılan her türlü şiddete dur demeliyiz ve onlara yapılan hadsizliklere de göz yummamalıyız. 

Evde Aile İle Vakit Geçirmenin Önemi İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


Evde Aile İle Vakit Geçirmenin Önemi İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

Aile  dünyadaki en değerli ve en kutsal kurumlardan biridir. Aile demek   samimiyet demek, koşulsuz sevgi ve saygı demek, muhabbet demek, sevgi ve aşk demektir. Anne ve babanın birbirine karşı, sevgi ve saygı ile yaklaşımı demek,  çocukların  birbirine karşı sevgi ile bağlanması demektir. Aile demek toplum demek, toplumun en önemli  unsuru demektir. Gelecek nesillere sağlıklı bireyler yetiştirmek demektir.

Dünya da yaşanan korona virüs sebebiyle  belli bir süre  için ailemizle vakit geçirmeye devam edeceğiz.  Bunun için de  her zaman bulamadığımız bu güzel günlerin, bu evde geçireceğimiz , aile ile birlikte olacağımız zamanların değerini bilmeliyiz ve  güzel anılar  biriktirmeliyiz.  Evimizde ailemiz ile güzel etkinlikler yapmalıyız.  Örneğin;  çalışan bir  anne çocuklarına bu süreçte daha fazla zaman ayırabilir ve onlarla  yüz yüze iletişimi daha etkili kurar ve aile içinde birlik, beraberlik ve sevgi daim olur. Aile içinde yaşayan dedelerimiz, ninelerimiz  varsa onlara da özel zaman ayrılmalı ve onlar ile de muhabbet halinde olmalıyız .  Hep birlikte güzel bir kahvaltı yapılmalı, sorumluluklar paylaşılmalı ve bu  sıkıntılı günlerde evimizde kalarak hem topluma hem de devlete  yardımcı  olmalıyız.  Evde kendimize çeşitli plan ve programlar hazırlayarak zamanının da  boşa harcamamalıyız.  Ev işlerinde aile bireylerine yardım etmeliyiz. Bu zorlu sürecin en kısa zamanda aşılması için evde kalarak devletimize , toplumumuza ve tabi ki kendimize yardımcı olmalıyız.  Kalan zamanımızda evde bol bol egzersiz yapmalıyız ve  kilo almamak için, sağlığımızın  tehlike altına girmemesi için  spor yapmayı ihmal etmemeliyiz.

Sevdiklerimizle  telefonda muhabbet etmeliyiz ve “evde hayat var” sloganını yaşamımıza  katmalıyız. Aile içinde  aile bireyleri ile  çeşitli egzersizler yapmalıyız, ev temizliğini birlikte yapmalıyız, evde oynana çeşitli oyunları oynayarak güzel günler geçirmeliyiz. Bu karlı günlerde çocuklarımızla eğlenceli anlar yaşamalıyız. Evde yapılacak çok sayıda alternatif vardır. Bunları araştırıp aile bireyleri ile  güzel anlar yaşamaya çalışmalıyız.

Okul Özlemi İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


Okul Özlemi İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

Eğitimin en önemli  kurumlarından biri de okullardır. Okul çocuklar için  eğitim ve öğretim yeri, eğlenme yeri, sosyalleşme yeri, sevgi yeri, saygı yeridir.  Çocuklarımız okulu çok sever ve orada geçen vakitler en değerli vakitlerdir ve en değerli anıların biriktiği yerdir.  Dünyada gerçekleşen koronavirüs denen salgından dolayı ne yazık ki çocuklarımız okula belli bir süre  gidememekte ve bu sürecin uzayacağı da söylenmektedir.

Hal böyle olunca çocuklarımızın okula olan özlemi de günden güne daha çok artmaktadır.   Bir an önce okulların açılmasını isteyen, öğretmenlerine sarılmayı bekleyen, arkadaşlarına sarılmayı bekleyen yavrularımız belli bir süre de  daha  sabır ile bu olumsuz şartların yok olmasını beklemek zorundadırlar.  Elbette bu zorlu günler geçecek ve elbette ki okullarımız virüs  ortadan kalkınca açılacaktır. Böylece hayatın kıymetini, okulun, arkadaşların, öğretmenlerin, öğrencilerin kıymeti daha iyi bilinecektir. Dışarı çıkıp özgürce gezilebilecek ve aslında  geçmişte  şikayet ettiğimiz şeylerin  ne kadar da önemli şeyler olduğunun  farkına varılacaktır ve zaten varılmıştır da.  Çocuklarımız okullarına kavuşmak için bu süreçte evde uzaktan eğitim şeklinde telafi eğitimler almaya devam edecek ve  iş birliği ile bu olumsuz, olağanüstü  süreç de Allah’ın da izni ile, insanların sosyal mesafeyi kurması ile aşılacaktır. İşte böyle olunca herkes, her çocuk okuluna kavuşacak ve  kıymetini bilemediği şeylerin artık daha çok kıymetini bilmeye  başlayacaktır.

Okula bir an önce kavuşmak için  devletin söylediği kurallara tam anlamı ile uyulmalı ve herkes özgür yaşamına kavuşmayı sabır ile beklemelidir. Okulun   çocuklar için vazgeçilmez bir eğitim ve öğretim kurumu olduğunu da şu sözler ile hatırlatmalıyız:
* ''  En önemli  ve feyizli görevlerimiz milli eğitim işleridir. Milli eğitim  işlerinde mutlaka  muzaffer olmak lazımdır. Bir milletin gerçek kurtuluşu ancak  bu suretle olur. '' Mustafa Kemal Atatürk.

İstediğiniz Bir Kişiye Kurallara Uygun Olarak Özel Bir Mektup Yazınız.


İstediğiniz Bir Kişiye Kurallara Uygun  Olarak Özel Bir Mektup Yazınız.

Dünyada benim için  çok değerli olan ve benim için  sevgiyi  ifade eden değerli anneciğim ve babacığım!
Şu anda sizden ayrı olarak başka bir şehirde görevimi icra etmeye çalışıyorum. Mesleğim doktorluk olduğu için  şu anda sizin yanınıza ne yazık ki fazla gelemiyorum. Çünkü şu anda dünyamızda büyük bir salgın hastalık var ve bu hastalık biz sağlık çalışanlarına da bulabilir.  Koronavirüs denen bu hastalık her gün  çok sayıda kişinin ölümüne neden olmaktadır.  Bizler de sağlık sektöründe olduğumuz için bu virüsün bize  bulaşma ihtimali de vardır. Bunun için sizlerden bir süre uzak durmam gerekir canım annem ve canım babam.

Sizin yanınına gelirsem  size kötü bir şey olmasından korkarım ve belki virüs bende olabilir ve size bulaştırabilir diye çok korkuyorum. Onun için  gelemiyorum. Lütfen kendinizi üzmeyin. Elbette eski günlerimiz, sarılmalarımız yine olacak. Yine  güzel sohbetler edeceğiz, yine güzel yemekler yiyeceğiz birlikte.  İnsanlar yine her gün güzel bir şekilde işlerine gidecek, çocuklar sokaklarda cıvıl cıvıl koşturacak,  top oynayacak, ip atlayacak….  Değerli ailem lütfen bu süreçte mecbur kalmadığınız sürece evde kalmaya devam edin ve devletimizin  söylediği kuralları harfiyen yerine getirin. İnanın ki çok zor günler geçiriyoruz. Bizler sağlık çalışanları olarak hayatını kaybeden insanlara çok üzülüyoruz. Sizlere de bir şey olmaması için lütfen dışarı çıkmayın değerli ailem. Çevrenizdeki insanları da çıkmamaları konusunda uyarın.

Hepinizi çok seviyorum ailem, çevrem, yakınlarım. Güzel ve güneşli günler geri gelecek emin. Lütfen sabredelim ve sarılacağımız günlerin umudu ile  yaşama devam etmeye çalışalım  ve bol bol kitap okumayı da ihmal etmeyelim. Ellerinizden öpüyor sizi  Yüce Allah’a emanet ediyorum sevgili ailem!

Temizlik Hakkında Kompozisyon Yazınız.


Temizlik Hakkında Kompozisyon Yazınız.

Canlıların sağlıklı olması için temizlik olmazsa olmazlardandır. Çünkü temiz olmayan kimseler her türlü hastalığa   yakalanırlar.  Temizlik aynı zamanda İslam dininin de, diğer tüm dinlerin de çok önem verdiği bir   husustur. Elini yüzünü yıkamayan, vücudunu temiz tutmayan kimseler  başka insanlara da zarar verirler ve başka insanlara da hastalık bulaştırırlar. 

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa temizliğin önemi  ile ilgili şunu söylemiştir: ’’ Müslümanlık temizdir, kirsizdir. Siz de temiz olun, temizlenin, Zira cennete temizler girer.’’
Temizliğin önemi ile ilgili  bir diğer söz de şudur: ‘’ Müslüman  temizdir, kirsizdir. Siz de temiz olunuz,  temizleniniz. Zira cennete temizler girer. Hz. Aişe
Yukarıdaki sözlerden de anlaşılacağı gibi temizliğin insan  sağlığı için ne kadar önemli olduğunu kavrayabiliriz. İnsan hem bedenini temiz tutmalı, hem de ruhunu temiz tutmalıdır. Bedenen temizlik ve ruhen temizlik kişiyi daha da parlak yapar ve daha  sağlıklı yapar. Temizlikten kasıt aynı zamanda temiz yiyecekleri de tüketmekten geçer. Mesela yenmesi uygun olmayan, dinen haram olan, sağlığımız açısından da bize zarar veren yemekleri, hayvanları yememeliyiz. Örneğin ; timsah eti, yarasa eti gibi bize zarar veren ve  içinde oluşan zararlı bakteriler  başka insanlara da zarar veren  şeyleri yememeliyiz. Örneğin; Bugün dünyada yaşanan küresel salgının edenlerinden biri de yarasa çorbası denen çorbadan dolayı olduğu söylenmektedir.  Korona virüsü denilen bu salgın şu anda tüm dünyada binlerce, on binlerce can almaktadır. İşte temiz olmamanın,  sağlığa zarar veren şeylerin yenmesi sonucu  bu kötü virüs tüm dünyayı  tehdit etmeye devam etmektedir.  

Ayrıca her yemekten önce  ve sonra, dışarıdan geldiğimiz zaman da ellerimiz sabunla güzel bir şekilde yıkamalıyız, yüzümüzü yıkamalıyız ve sağlığımızı tehlikeye atmamalıyız. Her zaman temiz olmalıyız ve  ‘’ Temizlik imanın yarısıdır.’’ sözünü de unutmamalıyız.

Coronavirüs İle İlgili Slogan Yazınız.


Coronavirüs İle İlgili Slogan Yazınız.

Son zamanlarda dünyayı kasıp kavuran coronavirüs salgını ne yazık ki  çok sayıda can almaktadır. Özellikle de yaşlılarımızda   ciddi tehlike oluşturan bu salgından kurtulmak için evlerimizde kalmalıyız ve  daha fazla insanın  ölmemesi için  sosyal mesafeye dikkat etmeliyiz.
Coronavirüs ile ilgili sloganlar şunlardır:
* Sağlığın için, başkalarının sağlığı için evde kal Türkiye'm , evde kal  dünyamın  güzel insanları.*
* Hayatın en güzel yaşandığı yer evinizdir. Bunun için  ‘’ Hayat Eve Sığar Türkiye'm.’’
* Başkalarının yaşamını yok etmek istemiyorsan bir süreliğine  arkadaşlarınla   buluşmaya son ver Türkiye'm.
* Yaşlılarımızı o değerli çınarlarımızı korumak için evinizden  hayata devam edin Türkiye'm.
* Bu salgın bir an önce bitecek yeter ki evinizde kalın , sabredin  kardeşlerim.
* Evimizde kalarak dünyaya , insanlığa bir katkı da sen sağla insanoğlu.
* Başka canlara zarar vermemek için  , sağlığınızdan olmamak için evde huzur içinde ailenle kal Türkiye'm.
*  Hayatın yaşandığı yer, sevginin paylaşıldığı yer ailedir, ailenle  çok zaman geçir, salgından kısa zamanda kurtul güzel ülkem.
* Dünya insanları bu zamanlarda bir araya gelmeyin, iyiliğinizi için  evde kalın  güzel canlar.
* Şimdi  bir olma zamanı değil şimdi gönüllerin ve duaların bir olma zamanı onun için herkes kendi evinde kalsın, kendi yuvasında iyi niyetini ortaya koysun güzel dünyam.
* Şu zamanlarda anne ve babanızı dahi ziyaret etmeyin, sizin yapacağınız en büyük iyilik onların telefondan aramaktır, telefonla iletişim kur, telefonla hal hatır sor Türkiye'm.
* Hastanelerin dolup taşmaması için, sağlık sisteminin çökmemesi için bulunduğun yerden zaruri olmadıkça bir yere çıkma Türkiye'm.
*Kendi küçük  fakat tahribatı büyük  bu virüsten kurtulmak için  yuvanda kal, başka canlara zarar verme yoksa  çok pişman olursun.
* Başka insanların yaşamına neden olan kişi sen olma onun için sosyal mesafeye  dikkat et, yakın temas kurma insanoğlu.
* Bana bir şey olmaz deme , cahilce davranma yoksa sana çok şey olur da konuşacak derman bulamazsın. Bunun evinde kal  insanoğlu.
* Ailece vakit geçirmek için al işte sana bol zaman. Hadi ailece evde kalma vakti, güzel geçirme vakti. Onun için ailenle kal çıkma dışarı  güzel insan.

‘’ Kitap En İyi Dosttur.’’ Sözünü Açıklayan Bir Kompozisyon Yazınız.


‘’Kitap En İyi Dosttur.’’ Sözünü Açıklayan Bir Kompozisyon Yazınız.

Hayatımızın vazgeçilmez kaynaklarından biri de kitaplardır. Nasıl ki su içmek bir gereksinim ise, nasıl ki yemek yemek, uyumak, eğlencelere katılmak bir gereksinimse elbette kitap okumak da bizim için büyük hem de çok büyük gereksinimlerden biridir. Kitap insanı hayata bağlar, kitap insana umut aşılar, kitap insana vefasızlık yapmaz. İşte tüm bunlardan dolayı kitaplar bizlerin en yakın, en iyi , en vefalı dostlarıdır. Çünkü kitaplar bize kötülük yapmaz, aksine iyilik yapar.

Bize doğruları gösterir, bize  yanlışlarımızın neler olduğunu gösterir ve bizi hep ileriye, aydınlığa doğru götürür. Gitmediğimiz yerlere,  gezmediğimiz yerlere kitaplar sayesinde ulaşırız.  Aslında hayallerimizin  gerçekleştiği umutlarımızın can bulduğu  kaynaklardır kitaplar.  Kitap aynı zamanda kişinin güzel konuşmasına olumlu etki eder, güzel yazmasına  olanak sağlar. Kişinin   orijinal fikirler üretmesine katkı sağlar, kişinin empati kurma becerine katkı sağlar, hafızayı kuvvetlendirir, ruhu canlandırır, bizleri hayata bağlar. İşte tüm bu ve bunlardan dolayı kitap okumayı asla bırakmamalıyız. Mümkün olduğu kadar günde bir ya da iki saat kitap okumaya çalışmalıyız. Kitabı sadece boş zamanların ilacı olarak görmemeliyiz. Kitap her zaman ve her yerde ihtiyaç duyacağımız ilaçlarımız olmalıdır. Onun için kitapların değerini bilelim ve her türlü kitabı okumaya ve onlardan yararlanmaya çalışalım. Onların en yakın  dostumuz olduğunu  da aklımızdan hiçbir zaman çıkarmayalım.

Kitapların önemi  ile ilgili şu sözü unutmamalıyız:
‘’ Asıl iktidarın kitapta olduğunu gördükten sonra, hükümdarlar da kaleme sarılıp kitap yazmaya başladılar.’’ Alfred de Vigny.
‘’ Kitaplarım, bana yetecek kadar büyük krallıktır.
‘’ Yemek doymak içindir. Dostlar cemiyet için, seyahatler öğrenmek için, ev; çiçek, taş ve antika şeyler satın almak içindir, bunlar daha sonra insanı fazla ilgilendirmezler. Kitaplar; hem gençlik, hem ihtiyarlık, hem hastalık, hem açlık, hem yel, hem yağmur, hem de soğuk içindir.

‘’Tatlı Dil, Her Kapıyı Açan Sihirli Bir Anahtardır.’’ Sözünü Açıklayan Bir Kompozisyon Yazınız.


‘’Tatlı  Dil, Her Kapıyı Açan  Sihirli Bir Anahtardır.’’ Sözünü Açıklayan  Bir Kompozisyon Yazınız.

İnsanlar arası iletişimde en etkili yollardan biri de güzel konuşmak ve tatlı bir dile sahip olabilmektir. Bunu başaran insanlar  da hem yakın çevreleri tarafından hem de toplum tarafından sevilen ve sayılan kimseler olur. Tatlı dilin olduğu yerde muhabbet vardır, içtenlik vardır, yalınlık vardır. Çünkü tatlı dilin olduğu yerde sevgi ortaya çıkar, saygı ortaya çıkar. İnsan tatlı dili sayesinde, güler yüzü sayesinde zor şeylerin bile üstesinden gelebilir.

Tatlı dilli olmak  kişinin kendisini de mutlu eder  ve kişinin ruh hali de iyi olur. Tatlı dile sahip olan kimseler  sert , huysuz kişileri bile yola getirebilirler. Çünkü böyle insanları  bazı konularda ikna etmek zor olduğu için bunu ancak ve ancak tatlı dilli insanlar başarabilir. Çocuklarımıza bile bir görev verirken onlara tatlı dilli davranmalıyız. Çocuğa emrederek sorumluluk vermek, onu tersleyerek  sorumluluk vermek onda itici bir etki yaratabilir. Oysa tatlı dille işlerini yaptırmak, başını okşayarak, onu severek  ona görev   vermek o çocuğun yumuşamasına ve sorumluluğunu  güzel bir şekilde yerine getirmesine olanak sağlayacaktır.

İşte tüm bunlardan dolayı her zaman tatlı dilli, güler yüzlü olmalıyız. Çünkü tatlı dilin olduğu yerde kapalı kapılar bile açık olur ve   karanlık yerler  güneş ışığı gibi aydınlanmaya başlar. Bunun için her zaman tatlı dille kalalım. Tatlı dilin  önemi ile ilgili şu sözü de unutmamalıyız:
‘’ Acı (kötü) söz insanı (adamı) dininden (çıkarır), tatlı söz (dil) yılanı deliğinden (ininden) çıkarır.” Burada tatlı dilli olmanın ne denli önemli olduğu anlatılmıştır. Tatlı dil sizi insan yapar, tatlı dil sizi saygın yapar. Hem kendinizi daha değerli görürsünüz hem de toplum tarafından sevilirsiniz.
 Tatlı dil ile kalmak üzere yaşamınız güzel geçsin.

Okumanın Yararlarını Anlatan Kompozisyon

Aşağıdaki Plana  Dikkat Ederek Okumanın Yararlarını Anlatan  Bir Kompozisyon Yazınız.

a) Giriş Bölümünde, İnsanların Niçin Okumaya İhtiyaç Duyduğunu
b) Gelişme Bölümünde, Kitap Okuyanlarla Okumayanlar Arasındaki Farklılıkları  Örneklerler Açıklayınız.
c) Sonuç Bölümünde İse Kitap Okumanın  Yararları Konusunda Değerlendirme Yapınız.
d) Yazınıza Uygun  Bir Başlık Koyunuz.

Kitap Okumanın  Gücü
İnsanda merak duygusu doğduğu anda başlar. Çevrenize  şöyle dönüp baktığınızda  küçük bebeklerin sürekli her tarafı incelemeye çalıştıklarını, meraklı bakışlarla etrafa göz gezdirdiklerini görürsünüz. Merak ederler, çevreyi tanımaya çalışırlar, çünkü bu duygu ile gelmişlerdir dünyaya.  Çünkü merak duygusu,  insanın içinde olan  doğal bir güdüdür. O küçükler zaman içinde büyür ve kocaman kocaman çocuklar olurlar.  İçlerindeki  o merak duygusu ise hiç bitmemiş, hatta daha da çoğalmıştır.  Önceleri  çevresindeki her şeye bakan ve merak eden çocuklar daha sonra ellerine aldıkları oyuncaklar ile oynar ve deneme yanılma yolu ile meraklarını gidermiş olurlar. Daha sonra ise merak duygusu okul ortamında artar ve okuma ile, yazma ile bu merak artmaya başlar. Yani insanlar kitabı  kendilerini geliştirmek için, gündemdeki ve dünyadaki olaylardan haberdar olmak , kendilerini  mutlu etmek ve her gün yeni bir şeyler öğrenerek sıcak yatağa girmenin daha lezzetli olduğunun farkında oldukları için okurlar. İnsanlar aslında  okumak için  okurlar. Çünkü okumak insana zevk verir, çünkü okumak insana mutluluk verir ve kişiyi  olduğu yerden alır farklı diyarlara uçurur. Çünkü okumak bizi heyecanlandırır,  neşelendirir, kaygılandırır. Yani insan kitap okuyarak bu duyguları da hissetmek ister aslında. İnsan kitap okuyarak karmaşık dünyanın o sıkıcı  olaylarından  kurtulmak ister. Yalnız olmak ister bazen, kabuğuna çekilmek ister insanoğlu. İşte burada da yine ona kitaplar yardım eder. Çünkü okumak isteriz hem de zevkle okumak ve  hiç bitmek bilmeyen ihtirasla okumak isteriz.

Kitap okuyanlar  elbette okumayanlara nazaran daha bilgili ve genel kültürü daha gelişmiş kimseler olur. Kitap okuyanların  hafızaları  da  daha gelişmiştir.  Kolay kolay unutkan olmazlar. Kitap okuyanlar dünyaya sadece dar bir pencereden değil farklı pencerelerden bakmayı bilir. Okumak , öğrenmek kişiyi cahil olmaktan çıkarır ve aydınlığa doğru götürür. Okuyan insanlar her geçen   gün öğrendiği o muhteşem bilgiler sayesinde daha alçak gönüllü ve daha mütevazı kimselere dönüşür. Çünkü  okumak insanı yüceltir, çünkü okumak ve okuduklarını hayatta uygulamak insanı kamil insan yapar. Okuyan insan kalıp yargılara takılı kalmaz. Kitap okuyanlar dünyadaki olayları takip ettiği için daha çok bilgi ve kültür sahibi kimseler olur. Kitap okumayan insanlar kendilerini geliştiremezler. Genel kültüre sahip olamazlar.   Daha unutkan olurlar ve daha az bilgili olurlar.  Kendilerini geliştirmek için bir çaba içinde olmadıkları için de ne yazık ki mutlu olamazlar.  Örneğin; gelişmiş ülkelere baktığımızda orada bir yılda okunan kitapların sayısı bizim ülkemizdekinden fazladır. Ne yazık ki ülke olarak fazla kitap okumuyoruz.  Kitap okumak yerine zamanı kahvehanelerde geçirmeyi, boş oturmayı tercih ediyoruz. Bu da son derece tehlikeli bir durumdur aslında. Oysa bizler de gelişmiş ülkeler gibi yılda okuduğumuz kitap sayılarını ve oranlarını artırmalıyız ve daha  okuyan, daha uygar bir ülke haline dönüşmeliyiz.

İşte tüm bunlardan da çıkarılacağı gibi kitap okumayı hayatımızın bir parçası haline getirmeliyiz. Kitap okuma alışkanlığı edinmeliyiz.  Çocuklarımıza küçük yaşlarda kitap  okuma saatleri düzenlemeliyiz ve bu alışkanlıkların da hayat boyu devam etmesi için elimizden gelen tüm gayreti göstermeliyiz. Kitap okumanın  yararlarını kısaca gözden geçirecek olursak  şunları söyleyebiliriz:

Kitap okumak bizi daha fazla bilgi sahibi yapar, daha farklı kültürler öğreniriz, daha farklı ülkeleri gezmiş, görmüş gibi oluruz, hafızamız daha da güçlenir. Güzel konuşma ve güzel yazma yeteneğimiz daha çok gelişir. Hayattan manevi olarak tat alırız, kendimizi daha  mutlu ve daha sağlıklı hissederiz.  Kelime dağarcığımız gelişir, stresle baş etmemiz daha kolay olur, pratik düşünme gelişir, kendimizi çevremizdekilere daha iyi ifade edebiliriz, yalnızlık hissi yaşamayız, karar  verme mekanizmamız güçlenir, empati kurma becerisine sahip oluruz ve daha neler neler… Yazımı Konfüçyüs’ün kitap okumanın önemi ile ilgili sözleri ile bitirmek istiyorum: ‘’Ne kadar meşgul olduğunu düşünürsen düşün kitap okumak için zaman ayırmazsan cahilliğe teslim olursun.’’ Konfüçyüs.

‘’ Büyüklerimize Nasıl Davranmalıyız? Sizin Büyüklerinizden Beklediğiniz Davranışlar Nelerdir?’’ Konulu Bir Kompozisyon Yazınız.


‘’ Büyüklerimize  Nasıl Davranmalıyız? Sizin Büyüklerinizden  Beklediğiniz Davranışlar Nelerdir?’’ Konulu Bir Kompozisyon Yazınız.

 Deneyim sahibi olan, hayatın  her türlü aşamasından geçmiş olan büyüklerimiz bizim değerimizdir. Bize kültürümüzü, gelenek ve göreneklerimizi öğreten ve  bunları yaşamamızı sağlayan  da yine büyüklerimizdir. Büyüklerimiz,  yaşamın belki de en zor zamanlarında bizim elimizden tutan, bizi   düştüğümüz zorluklardan kaldıran,  bize yol gösteren kimselerdir. Onlar bize hayatın zorluklarını, kolaylıklarını anlatan ve gösteren tanıklardır. Büyüklere  her zaman  nazik davranmalıyız.  Onların  kalbi çabuk kırılır. Çünkü yaş geçtikçe insan daha duygusal ve daha alıngan bir  tavır takınır.  Bunun için büyüklerimize asla ve asla saygıda kusur etmemeliyiz. Onların o narin, o naif kalbini kırmamalıyız. Kırmaya cüret edenleri ise sert bir dille  uyarmalıyız. Onlara asla bağırmamalıyız,  çok bilmişçesine cevaplar vermemeliyiz. Yeri geldiği zaman onların yanında sus pus olmasını bilmeliyiz ve önlerinde saygı ile eğilmeliyiz. Susmaktan kastım saygıyı hiç bir zaman kaybetmemek, kibar olmaktır.

Bize yol gösteren, bize öğütler veren bu dev çınarlarımızın kıymetini bilmeliyiz ve  her fırsatta onların  engin tecrübe ve bilgilerinden faydalanmaya çalışmalıyız. Onları çok ama  çok sevmeliyiz ve  onları gerçekten koşulsuz sevmeliyiz. Onların   var olması bize bu hayatta güven verir, güç verir. Çünkü biz sevgi nedir, saygı nedir büyüklerimizden öğrendik ve öğrenmeye de devam edeceğiz.  Elbette biz küçükler onlara son derece anlayışlı ve kibar olmalıyız fakat bizim de bu koca çınarlardan beklentilerimiz olacaktır. Bizim büyüklerimizden beklentilerimiz ise şunlardır:  Bizlere  sevgi versinler,  yanlış da yapsak, yanlış kararlar da alsak onların arkamızda dağ gibi durduğunu bize hissettirsinler.  Her şeyden önce tıpkı bizim onları çok sevdiğimiz gibi onlar da bizi çok sevsin ve saysın. Bize  her anlamda örnek olsunlar.   Bizlere güzel ahlakı öğretsinler ve yaşatsınlar. Bizlere sevgiyi, saygıyı, paylaşmayı ve dayanışmayı öğretsinler ve bu değerleri  her zaman yaşatmaya çalışsınlar. Bize güvensinler.  Bizi hemen yargılamasınlar  ve asla  ve asla ön yargılı olmasınlar.

İşte bizim de büyüklerimizden beklentilerimiz bunlardır.  Bizler küçük olarak onlar da büyük olarak sorumluluklarını bilirse hayatı yaşamanın tadı da başka olur. Çünkü hayatta  sevgi, saygı, barış ve dayanışma olur. Bunun için  herkes sevgi ile beslenmelidir ve  sevgiyi yüreğinden asla eksik etmemelidir. Büyüklerimizin  ne kadar  hayatımızda değerli olduğu ile ilgili şu sözü de unutmamalıyız: ‘’ Saygı ve sevgi büyüklerle küçükler arasındaki uçurumu yok eden bir köprüdür. Kendinden büyüğe saygı göstermeli, kendinden küçüğe ise şefkat. - Yusuf Has Hacip
İşte tüm bunlardan da anlaşılacağı gibi her zaman sevgi ve saygı içimizde yer edinmelidir ve bunları büyüklerimiz bize biz de büyüklerimize vermeliyiz.

‘’İnsan Hayatı Sınırlıdır, Sınırsız Olan Bilgidir.’’ Sözünü Açıklayan Bir Yazılı Anlatım Hazırlayınız.


‘’İnsan Hayatı Sınırlıdır, Sınırsız Olan Bilgidir.’’  Sözünü Açıklayan  Bir Yazılı Anlatım Hazırlayınız.

Yüce Allah tarafından insana verilmiş olan belirli bir süre vardır.  Kimi yüz yıl yaşar, kimi otuz yıl yaşar. Yani hayatın sonunda bir durak noktası vardır.  Her insan , her canlı ölümlüdür. Yaratılma amacımız ise imtihan edilmemizdir. Yaşamak güzeldir, hayatın tadına varmak elbette güzeldir  fakat bu güzelliklerin bir gün  son olacağını bilerek erdemli yaşamak, güzel ahlaklı yaşamak , bilgi ile, ilim ile  yaşamak ise en güzel yaşamaktır, hayatın  tadına varmaktır.

Bu hayatta yapacağımız  en iyi şey ise elbette öğrenme, öğrenmeye açık olmak yenilikleri takip etmektir.   İnsan yaşamı sonsuz değildir fakat bilgi sonsuzdur. İşte  hayatımızın  bu kısacık alanında ne kadar çok şey öğrenirsek   o kadar  mutlu oluruz ve insanlığa faydalı oluruz. İnsanın bilmediği o kadar çok şey vardır ki bunları saymakla bitiremeyiz. Biz  fazla bildiğimizi zannederiz  fakat yeni şeyler öğrendiğimiz zaman aslında bizim bildiklerimizin  o kadar da çok olmadığını görürüz.  İnsanın  yaşam süresinin  uzun olması da önemli değildir bir noktadan sonra. Önemli olan otuz yıl da yaşasak, yüz yıl da yaşasak bu yıllar içinde neler yaptığımız, kendimize, içinde yaşadığımız dünyaya ne oranda faydalı olduğumuzdur. Onun için durmadan bilginin peşinde koşmalıyız, yeni kitaplar okumalıyız, dergileri takip etmeliyiz, dünyada bilim alanında, teknoloji alanında olan yenilikleri takip  etmeliyiz ve  güncellikten uzaklaşmamalıyız. Her gün  yeni şeyler öğrenerek  yaşama daha çok bağlanmalıyız. Kendimize, ülkemize faydalı üretken bireylere, nitelikli kimselere dönüşmeliyiz. Tüm bunları yaptığımız zaman da dolu dolu bir yaşam geçirmiş oluruz. Yaşlandığımız zaman  benlik bütünlüğüne karşı benlik karmaşası yaşamayız. Çünkü ömrümüz boyunca çalışmaya devamlı hale getirmeliyiz.
Bir de yaptığımız meslek ne ise o meslekte en iyisi olmalıyız.  Sadece kendi mesleğimizle kalmayıp  başka alanlarda başka bilgiler de öğrenerek gelecek kuşaklara  örnek teşkil eden , nitelikli bireyler olmalıyız.  Elbette her mesleği aynı anda yerine getiremeyiz fakat en azından  yeni bir şeyler öğrenmek kişiye katkı sağlar ve kişi daha çok bilgiye sahip olmuş olur. 

Bilginin peşinden koşmalıyız, bilgi ile uyanmalıyız, bilgi ile yatmalıyız. Yaşamın tadı ancak öğrenerek, okuyarak, okuduklarımızı idrak ederek, toplumla paylaşarak çıkar. Bunun için  bilgi dünyadaki en büyük değer ve hazinedir.  Bilgi ile kalalım ve  yeni şeyler öğrenmekten, dünyaya  bir nebze de olsa faydalı olmaktan  korkmayalım , bilgi sonsuz da olsa biz son nefesimize kadar  onu bulmaya, öğrenmeye çalışalım.  Çünkü Yüce Allah Kuran-ı Kerim’de ilk olarak ''oku'' diyor.  Okumanın, bilginin bu kadar faydalı olduğunu söyleyen  İslam dini bile bilgiye önem veriyorken biz neden bilgi ile  hayata veda etmeyelim . Elbette ki bilgi ile, ilim ile hayata veda edelim ve arkamızda güzel anılar  bırakalım.