Notre Dame’ın Kamburu Test Soruları

Notre Dame’ın  Kamburu Test Soruları

 

1)      Aşağıdakilerden hangisi  Quasimodo’nun fiziksel özelliklerinden biri değildir?

a) Kambur biridir.

b) Tek gözlüdür.

c) Dış görünüşü insanların ürkmesine neden olmaktadır.

d) Uzun boylu ve mavi gözlüdür.

 

 

2)      Aşağıdakilerden hangisi  Esmeralda’nın fiziksel özelliklerinden biri değildir?

 

a) Uzun boylu  ve zayıf bir kızdır.

b) Güzelliği herkesin diline destan olmuştur.

c) Yakut gibi siyah gözlere sahiptir.

d) Deniz gibi mavi gözlere sahiptir.

 

3)      Quasimodo’nun  kulakları neden sağır olmuştur?

 

a) Küçükken geçirdiği bir trafik kazası sebebiyle.

b) Babasının kulağına hızlı bir şekilde tokat atmasından dolayı.

c) Kilisenin çanlarının sesinden dolayı.

d) Yüksek sesle müzik dinlediği için.

 


4)      Kitabın yazıldığı dönemde aşağıdakilerden hangisi Paris halkının özelliklerinden biridir?

a) Halkın tamamı eğitimli ve bilinçli insanlardır.

b) Halk eğitime ve öğretime çok önem vermektedir.

c) Halk her türlü kışkırtmaya çabuk gelebilen ve bunun sonucunda da nice olumsuzlukların oluşmasına neden olan bir kalabalık yığınıdır.

d) Halkın tamamı dindar ve tutucudur.

 

 

5)       Esmeralda’nın keçisinin adı nedir?

a) Cali

b) Püsküllü

c) Süslü

d) Hünerli

 

6)      Esmeralda’yı küçükken ailesinden kaçıran  kimlerdir?

a) Bir aşiret ailesi

 b) Denizciler

c) Vikingler

d) Çingeneler

 

7)      Quasimodo’yu küçükken bir kişiye evlatlık olarak vermişlerdir. O kişi de Quasimodoyu beğenmemiş ve onu bir kiliseye bırakmıştır. Quasimoda’yı kim sahiplenip ona babalık etmiştir?

a) Kilisenin baş rahibi

b) Oradan geçen bir hayırsever kadın.

c) Jehan Frollo

d) 11. Luis

 

8)      Esmeralda’nın annesi aslında kimdir?

 

a) Hemşire Gudule

b) Bir rahibe

c) Hemşire Gudule’nin teyzesi.

d) Asker bir annenin

 

9)      Quasimodo’nun  önce delibaşı seçilip daha sonra da kışkırtılıp dayak yemesine neden olan kişiler de yine halkın  kendisidir. Bu zavallı adam bir sürü eziyet görmüş, sırtından kan damlayana kadar kırbaçla acımasızca işkenceye maruz bırakılmıştır. Artık dayanamayan zavallı Quasimodo su diye inlemeye ve yalvarmaya başlamıştır. Ona suyu veren kişi  kim olmuştur?

a) Jehan Frollo

b) Esmeralda

c) Başrahip

d) Kral 11. Luis

 

10)   Kendisine iftira atılan ve ona kötü gözle bakılan çingene kızı olarak bilinen Esmeralda çok zorluklar yaşamış ve haksız yere idam edilmiştir. Oysa o kendi halinde olan, dans etmeyi çok seven bir genç kızdı. Henüz on beş yaşlarında olan bu kıza Qasimodo çok aşık olmuştur. Kıza aşık olan bir kişi daha vardır ama kız ondan çok nefret etmiş ve o kişiyi bir türlü sevmemiştir. O kişi de Esmeralda kendisini sevmediği için onun göz göre göre idam edilmesine göz yummuştur. Esmeralda’yı çok seven  ama aşkının karşılığını bulamayınca ona her türlü kötülüğü yapmaktan da vazgeçmeyen bu gizemli kişi aşağıdakilerden hangisidir?

a) Yüzbaşı Phoebus

b) Claude Frollo

c) Pierre Gringoire

d) Jehan Frollo

 

11)   Esmeralda’yı  başlarda idamdan kurtaran  ve daha sonra “Kiliseye sığındı, kiliseye sığındı .” diyerek onu kucağına alıp kaçıran ve kiliseye sokan kişi kimdir?

a) Baş rahip

b) Esmeralda’nın öz annesi

c) Qausimodo

d) Yüzbaşı Phoebus

 

12)   Esmeralda birinci idamdan kurtulmasına rağmen ikinci defada da idamdan kurtulamamıştır. Tam da annesine yeni kavuştuğu sırada idam edilen Esmaralda ne yazık ki körü körüne ölüme gitmiş ve hiçbir suçu bile olmamıştır insan olmaktan başka. Onun ölümüne seyirci kalan kişiyi kilisenin balkonundan atan kişi kim olmuştur?

a) Qausimodo

b) Jehan Frollo

c) Hemşire Gudule

d) Kralın yardımcı

 

13)   Hukukun , demokrasinin gerçek anlamda işlemediği toplumlarda aşağıdakilerden hangisi görülmez?

a) Kaos ve karmaşa olur.

b) Güçlü olan güçsüzü ezer.

c) Zalim olan mazlumun hakkını yer.

d) İnsancıl bir hayat felsefesi içinde herkes  yaşamına  devam eder.

 

 

14)   Esmeralda idam edildikten sonra onun mezarında kim de Esmeralda’nın cesedine sarılıp ölümü beklemiş ve orada ölmüştür. Esmeralda’yı gerçek anlamda canından bile çok seven bu yiğit yürekli kişi kimdir?

a) Qausimado

b) Jehan Frollo

c) Yüzbaşı Phoebus

d) Baş rahip

 

15)   “Hem sevdiğimi hem de beni büyüten babamı kaybettim.” deyip ağlayan kişi kimdir?

a) Jehan Frollo

b) Qausimodo

c) Yüzbaşı

d) Kralın en yakın yardımcısı.

 

 

 

 

 

 

 

Cevaplar:

d  2. d   3. c   4. c    5.  A  6. d    7. A   8. A   9. b   10. B   11. C  12. A   13. D   14. A   15. B

“Bir Başkasının Ağzından Ne Denli İyi Olduğunu Duymayı Beklemek Çıkmaz Sokağa Girip Çıkışı Aramaya Benzer” Sözü İle İlgili Kompozisyon

 “Bir Başkasının Ağzından Ne Denli İyi Olduğunu Duymayı Beklemek Çıkmaz Sokağa Girip Çıkışı Aramaya Benzer.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.



Hayat öyle zorlu yolların olduğu bir süreçtir ki sürekli bir iniş çıkış halinde yaşarız onu. Bazı günler iyi günlerimiz olur, bazı günler kötü günlerimiz. İyisi ile kötüsü ile bir bütündür hayat. Önemli olan bu hayat macerasında önümüze çıkan engelleri aşmaya çalışmak ve kendimize tüm gücümüzle inanmaktır. Her şeyin başlangıcıdır aslında kendine güvenmek, kendi başarına inanmak ve dışarıya kulak asmadan azimle yoluna devam edebilmek. 

İnsan bir başkasının ağzından ne denli iyi olduğunu duymayı beklerse bu durum  çıkmaz sokağa girip çıkışı aramaya benzer der Michael Pitt. Çıkmaz sokağa girilince çıkılacak yolu beklemenin bir anlamı yoktur ki çünkü zaten  kaybolmuşsundur o çıkmaz sokak içinde. İşte bu söz de anlatılmak istenen de şudur: Kişi başkalarından övgü beklememelidir, başkasının kendisinin başarılı olacağına inanmasını beklememelidir. Kişi kendi kendine inanmalı, kendine güvenmeli ve birilerine gerek kalmadan kendine olan özgüvenini ve özsaygısını koruyarak başaracağına inanmalıdır. Yani ilk olarak biz kendimize inanmalıyız. Biz kendimizi sevmeliyiz ki başkasının bize akıl vermesine gerek kalmasın. Ya da başkaları  bizi kendi düşünceleri doğrultusunda eğitmeye çalışmasın. Biz kendi baş mimarımız olalım ve onun için de önce kendi içimizdeki gizil güce inanalım ve sonra da çalışmaya başlayalım.




 Böylece başarı bizimle olur ve kimseden kendimizin başarılı olduğunu duymamıza gerek kalmaz. Çünkü biz başarıyı kendi gözümüzde, kendi kalbimizde ve kendi inancımızda yakalamışızdır zaten. Yeter ki önce kendimize inanalım, kendimize güvenelim. Bırakın başkaları bizim için başarısız desin, ya da çok başarılı, mükemmel desin. Bunlara kulak asmamak gerekir. Kişi kendine kulak vermelidir, kendi içindeki inanca olan tutkusunu hayat boyu devam ettirmelidir.

Kendine İnanma ve Güven İle İlgili Özlü Sözler Bulunuz.

 Kendine İnanma ve Güven İle İlgili Özlü Sözler Bulunuz.


Bir işi başarmanın yolu ilk olarak o işi başarmaya inanmaktan geçer. İnsan kendine inanmadığı zaman başka çıkar yolları aramaya başlar ama en en önemli yol kişinin kendine olan inancı ve güvenidir. Kendine inanan ve güvenen insan çalıştığı zaman istediği amaçlara da ulaşır ve kendini birilerine inandırmak için de yormamış olur.

 Kendine inanma ve güven ile ilgili sözler aşağıda olduğu gibi verilmiştir.

“Eğer kanatların yokken uçabilirsen, sana inanmayabilirim.
Eğer ayakların yokken yürüyebilirsen, yine sana inanmayabilirim.
Eğer dilinle tuttuğun kuş seni havaya kaldırırsa, ben buna inanmayabilirim.
Ama eğer kendine inanırsan sevgili dostum, işte o zaman sana yürekten inanırım.”
Tayfun Topaloğlu

“Her zaman kendin ol ve kendine inan. Başarılı bir kişi arayışına girip onu taklit etmeye çalışma. ”  Bruce Lee

“Bundan yirmi yıl sonra yaptığınız şeylerden çok yapamadığınız şeyler için hayal kırıklığına uğramış olacaksınız. O halde bırakın ok yaydan çıksın. Güvenli limanınızdan uzaklaşın. Rüzgar sizi nereye sürüklerse oraya gidin. Hayal kurun. Keşfedin.” Mark Twain

“Doğru bir zihinsel tutum veya mantıkla gerçekleşen hiçbir şey bir insanın kafasına koyduğunu gerçekleştirmesine ya da hedefine ulaşmasına engel olamaz; aynı şekilde, dünya üzerinde hatalı bir mantığa sarılmış bir insana yardımcı olabilecek en ufak bir şey yoktur.” Thomas Jefferson

“Kendinize güvenebildiğiniz sürece nasıl yaşayacağınızı da bileceksiniz.” Johann Wolfgang von Goethe


“İnsanların düşündüklerini değiştirmeye çalışmak uğruna boş yere enerji harcamayın, işinizi yapın ve başkaları yaptığınız işi beğenmese dahi asla umursamayın.” Tina Fey

“Bizim en derin korkumuz yetersiz olmak değildir. En büyük korkumuz ölçülenin de ötesinde güçlü olduğumuzu bilmektir. Bu bizim ışığımızdır, karanlığımız değil ve maalesef ki bizi en çok bu korkutur. Kendimize şunu sormalıyız: ‘Ben kim olmak istiyorum: Parlak, muhteşem, yetenekli, müthiş biri mi? ‘ Asıl soru şu “Kim olmayacaksınız? ”

““Her şeyin yolunda gitmesini beklemeyin. Mükemmel bir zaman yoktur. Her daim zorluklar, engeller ve mükemmellikten uzak durumlar yaşanacaktır. Peki, ne yapacağız? Haydi, hemen şimdi harekete geçin. Attığınız her adımda daha güçlü, daha yetenekli, daha kendine güvenli ve daha da başarılı hissedeceksiniz.”  Mark Victor Hansen.

“Özgüven geliştirmenin en iyi yollarından biri de korktuğun şeyi yapmak ve arkanda başarılı deneyimlerin bir kaydını bırakmaktır.” William Jennings Bryan.

“Güven her zaman haklılıktan doğmaz, bazen yanlış yapmaktan korkmamaktan ileri gelir.” Peter T. McIntyre.




“Yüksek benlik algısına sahip kişiler, kendilerini diğerlerinden üstün kılma hevesinde olmazlar, başkaları ile kendilerini kıyaslayarak değerlerini kanıtlamaya da çalışmazlar. Onların neşesi başkalarından daha iyi olmalarından değil, kendileri olabilmelerinden kaynaklanır.” Nathaniel Branden.

Senin dışında kimse sana inanmıyorsa sakın üzülme, çok şanslısın. En azından sana bu düşünde en yararlı olacak kişiyi ikna etmişsin demektir. Tayfun Topaloğlu

“Bir başkasının ağzından ne denli iyi olduğunu duymayı beklemek çıkmaz sokağa girip çıkışı aramaya benzer.” Michael Pitt.

“Uçabildiğinizden şüphe duyduğunuz an, bunu gerçekleştirebilme şansını sonsuza dek kaçırırsınız.” J.M. Barrie.

“Siz ne düşünüyorsanız dünya odur. Sınırlar zihninizdedir. Dikkatiniz nereye odaklanıyorsa enerji oraya akar. Şimdi anın gücünü yansıtır. Sevgi onunla mutlu olmaktır. Tüm güç insanın içinden gelir.” Mehmet Yıldırım Özel.

“Toprağın neresini kazarsan kaz, bir define bulacaksın. Ancak bir çiftçinin inancıyla kazmalısın.” Halil Cibran.

“Eğer bir insan onu rüyasında görmeseydi,
başka bir insan onun yapılabileceğine inanmasaydı
ve başka biri de onun yapılmasını istemeseydi
göklere değecek hiçbir şey yapılamazdı. ”Charles F. Kettering

“‎Serüvene koşmak için bekliyorsan, güneşini yakalayıp gözlerine yerleştirmek için beyaz yelkenlerin gelip seni almalarını bekliyorsan. Yarına inanmak için gün batımına, iyi kalpli görünmek için zayıflığa ve güçlü görünmek için öfkeye ihtiyacın varsa, demek ki hiçbir şey anlamadın.” Bertolt Brecht.

“İnanan kişinin bir açıklamaya ihtiyacı yoktur. Euripides

 

“Yere Düşen Ekmeğin Üstüne Basan İnsan Görmedim Ama Yere Düşen İnsanı Tekmeleyen Çok Kişi Gördüm.” Sözü İle İlgili Bir Kompozisyon

  “Yere Düşen Ekmeğin Üstüne Basan İnsan Görmedim Ama Yere Düşen İnsanı Tekmeleyen Çok Kişi Gördüm.” (Üstün Dökmen.) Sözü İle İlgili Bir Kompozisyon Yazınız.


Bizim kültürümüzde ekmeğin ayrı bir önemi vardır. Ekmek nimet demektir, bereket demektir. Onun için de yere düşen bir ekmek  parçası gördüğümüz zaman kalbimiz cız eder ve hemen o ekmeği alır bir yere koyarız ve onun ayaklar altında ezilmesine izin vermeyiz. Elbette nimete önem vermeliyiz ve elbette yere düşen ekmeği ayağımızla ezmemeliyiz. Peki ekmek bizim için bu kadar önemliyken neden kendimizle aynı olan insana değer vermeyiz.




 Birbirimizin düşmanı oluruz ve birimiz düştüğü zaman ona bir tekme atan da yine biz oluruz. İnsan Yüce Allah’ın yarattığı, ona akıl verdiği ve onu diğerlerinden farklı kıldığı değerli bir canlı değil midir? Onun için düşen insan gördüğümüz zaman o insanın ayağa kalkması için elinden tutmalıyız, ona elimizden geldiği kadar destek olmalıyız ve düşen insana bir darbe de biz vurup onu hayal kırıklığına uğratmamalıyız. Düşen kişi ister yakınımız olsun, ister komşumuz, isterse hiç tanımadığımız biri. Yeter ki insan olsun.

 Dünya ne yazık ki çok acımasızdır ve düşen insana bir de diğer insan tekme vurur ve o insanın canını yakar. Oysa insan olmak bu değildir. İnsan olmak merhametli olmak demektir, yardım etmek demektir, zor zamanlarda dayanışma ve yardımlaşma içinde olmak demektir. İşte böyle yaptığımız zaman insan oluruz.

 

Okul İle İlgili Anlamlı Sözler

 Okul İle İlgili Anlamlı Sözler


Okullar çocukların hem arkadaşları ile birlikte olduğu hem de eğitim gördüğü yuvalardır. Çocuklarımıza küçük yaşlarda okul sevgisi aşılamalıyız ve onların nitelikli öğretmenler ve iyi okullarda okuması için elimizden gelen her türlü fedakarlığı yapmalıyız.


Okul ile ilgili sözler şunlardır:

“Çocuklarımızın ayaklarına gösterdiğimiz özen ve bakımı kafalarına göstermiyoruz. Ayaklarına uygun olsun diye pabuçlarını ısmarlama yaptırıyoruz acaba kafalarına uygun okulları ne zaman yaptıracağız?”  Claparade.

“Bence okullarda yapılan en büyük yanlış, çocukları korkuyla motive ederek bir şey öğretmeye çalışmaktır. Not alma korkusu, sınıfta kalma korkusu gibi. Bir konuyu ilgi duyarak öğrenmek ile, korku ile bir şeyi öğrenmek arasında, nükleer bir patlama ile bir kıvılcım kadar fark vardır.” Stanley Kubrick.

“Okulun amacı; her zaman delikanlıyı okuldan bir uzman olarak değil, uyumlu bir kişilik olarak çıkarmaktır.” Albert  Einstein.

“Okulların asıl amacı çocuklara hayal edebilmeyi, sorgulamayı ve anlamayı öğretmek olmalıdır. Ezberlemek ve korkutmak değil.” Sebuhi Quluzade

“Bir okul fazla yapın, bir hapishane eksiltmiş olursunuz.”  Victor Hugo





“Halkı eğitmenin üç yolu vardır: Okul, okul ve yine okul.” Lev Tolstoy

“Disiplin olmadan okul susuz bir değirmen gibidir.” Jan Amos Comenius

“Okul hayata hazırlanış değil, hayatın kendisidir.” F.Chatelain

“Okul sayesinde, okulun vereceği ilim ve fen sayesindedir ki, Türk milleti, Türk sanatı, Türk iktisadiyyatı, Türk şiir ve edebiyatı bu güzelliklerle gelişir.” Atatürk

“Okulları olan bir milletin istikbali emniyettedir.”  Otto von Bismarck.

“Ekmekten sonra eğitim, bir milletin en büyük ihtiyacı.”  Paul Richer.

“Okul için her şey yapabilirsiniz eğer okulun bir kitaplığı yoksa hiç bir şey yapmamış olursunuz.” Juley Ferry



“Muhtaç Bırakıp Yardım Etmek, Planlanmış Cinayettir.” Sözü İle İlgili Kompozisyon

 “Muhtaç Bırakıp Yardım Etmek, Planlanmış Cinayettir.” (Che Guevara) Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


Her insan biricik ve değerlidir. Her insan kendi haysiyetini korumak ve bunu devam ettirmek zorundadır. İnsanların haysiyeti ile oynanmamalıdır. Onları yardıma muhtaç etmek, planlanmış cinayettir der Guevera. Çünkü sürekli kişiyi başka birine muhtaç etmek kişinin onurunu kırar ve bu da iyilik olmaz aksine kötülük olur, cinayet olur. Muhtaç bırakıp yardım edileceğine iş arayan insanlara iş verip kendi ayakları üzerinde durması sağlanmalıdır. 


Her insan eşit olmalıdır. Her insan temel ihtiyaçlarından mahrum bırakılmamalıdır. Herkes kendi alın teri ile kazanmalı ve kimseye gebe kalmamalı, özgür olmalıdır. İnsanları muhtaç bırakıp yardım etmek yerine onlara kendilerinin yatkın olduğu iş imkanları yaratılmalı ve herkes kendi sevdiği işi yaparak kendi geçimini sağlayabilmeli ve kimseye el açmamalıdır. İşte böyle olduğu zaman herkes onuru ile bir yaşam sürmüş olur ve kimse kimseye muhtaç olmaz

 Herkes düşüncelerini, korkmadan söyler ve sırf biri kendisine yardım etti diye yanlış olana doğru demez. Böyle olduğu zaman insan özgür iradesi ile karar verir ve doğru olana doğru yanlış olana yanlış diyerek kendi kişiliğini ve karakterini de korumuş olur.

İnsan İle İlgili Özlü Sözler Bulup Defterinize Yazınız.

 İnsan İle İlgili Özlü Sözler Bulup Defterinize Yazınız.


İnsan aklı sayesinde diğer canlılardan farklı olan bir varlıktır. Akıl sayesinde iyi ve kötünün ayrımını yapan insan kendini geliştirmek için çalışır, kendini cahil bırakmak isterse de çalışmaz. İnsan çok yönlü bir varlıktır. Aynı anda birden çok beceri ve yeteneğe de sahip olabilir. Hayatta ise iyi insan olarak kalabilmek önemlidir. Hem çalışkan hem iyi insan olmak kişiyi daha da yüceleştirir.

İnsan ile ilgili söylenmiş özlü sözler şunlardır:

"İnsan kendinden başkasını örnek almadıkça ilerleyemez." Goldsmith.

"İnsanlığın iki tür ahlakı vardır: Biri sözünü edip uygulamadığımız, öteki de uygulayıp sözünü etmediğimiz." Bertrand Russell

"Bir insanı tanımak istiyorsanız onu büyük bir mevkiye çıkarınız."- La Bruyere

"İnsan yaratılıştan iyidir. Kötülüğe yönelişi, dış tesirlerdendir." Lu Wang

"Arada bir aynaya bakmalı insan. Güzel miyim diye değil, İnsan mıyım diye." Tuncel Kurtiz




"İnsan her şeyin ölçüsüdür."

"İnsan her yerde aynı insandır; bir insanın yaratılışında asalet yoksa kâinatın tacını giyse yine de çıplak kalır." Montaigne

“"İnsanın büyüklüğü, yaptıklarından gelir, söylediklerinden değil." Ralph Emereson

"İnsana hayat verilmemiş, kiralanmıştır."  Publilius Syrus.

“İnsan ne bir melek, ne de bir şeytandır. Talihsizlik şuradadır ki, onun melek rolü oynayacağı zaman şeytan rolünü oynamasıdır.”  Moliere.

"İnsanları tanımak; denizleri bardak  boşaltmaktan daha zordur." Mevlana

"İnsanların ayıbını arayan kişi! Cennete girsen orada ki tek dikenli gül sen olacaksın." Mevlana

“"İnsan kendi toplumuna uymayan biricik canlı varlıktır." Nikolaas Tinbergen.

"Dünyada büyük olan hiçbir şey, büyük olan insanlar olmadan elde edilemez ve insanlar yalnız öyle olmaya karar verdikleri zaman, büyük olurlar." Charles De Gaulle

"İnsan, her şeyin en kutsalı olduğu gibi, en kötüsüdür de."

"İnsanlar da ağaca benzer; ne kadar yükseğe ve ışığa çıkmak isterse o kadar derin kök salar yere, aşağılara, karanlığa, derinliğe, kötülüğe." Friedrich Nietzche

“"İnsanlar özgür doğdular ama her yerde zincirler içine alındılar." Jean Jacques Roussea

“"Uygarlığın gerçek ölçüsü; ne nüfus çokluğu, ne kentlerin büyüklüğü, ne de üretim bolluğudur. Gerçek ölçü, ülkenin yetiştirdiği insanların nitelikleridir."   Ralph Emerson

"İnsan sahip olduğu şeylerin değil, her şeye karşın şimdiye kadar sahip olamadıklarının ve sahip olabileceklerinin toplamıdır." Jean Paul Sartre.

“"Hiçbir insan rastlamadım ki, onda öğrenilecek bir şey bulunmasın." Alfred de Vigny.

“"İnsanların en kötüsü, iyiliği kötülükle karşılayan ve insanların en iyisi, kötülüğe karşı iyilik yapandır." Hz. Ali

"Öküzlerle domuzlar konuşabilselerdi, konuları hep ot ve yem olurdu. Mideleri için yaşayan insanlar da onlardan farksızdır."  Epictetos.

Kitapların Dünyasında Yaşamak Konulu Bilgilendirici Bir Metin

 Kitapların Dünyasında Yaşamak Konulu Bilgilendirici Bir Metin



Gerçek Mutluluk Kitaplar

Kitaplar hayat demektir, kitaplar hayatın bize sunacağı yeni umutlar, yeni hayaller demektir. Kitapların dünyasında yaşamak, o dünyanın içinde kendini oradaki kahramanlardan birinin yerine koymak, o kahramanın yaşadığı acıları gerçekten yaşıyormuş  gibi kalbinde hissetmek, mutlulukları, hayal kırıklıklarını sanki sen de yaşıyormuşsun gibi empati kurabilmek kitapların dünyasında yaşamak demektir. Kitaplar insanın en mutlu anlarında da en sıkıntılı anlarında da kişiye dost olan, kişinin mutluluğunu paylaşan, kişiye dertlerini unutturan gerçek arkadaştırlar. Onlar ruhun gıdası, kalbin ferahlatıcısıdır. 

 Okuyarak mutlu olur insan. Çünkü okuduğu zaman oradaki kahramanlarla konuşur gibi olur. Yeri geldiği zaman da kitabın yazarı ile konuşur gibi olur, kitap hakkında eleştirilerini yazar ile paylaşır gibi hisseder kişi kendini. Düşünsenize dünya edebiyatının yazarları olan Tolstoy ile , Dostoyevski ile konuştuğunuzu, kitaplar hakkında konuşmalar yaptığınızı. Bu büyük yazarların kitaplarını okuduğunuz zaman onlarla da konuşmuş gibi olursunuz zaten. Kitapların dünyasında yaşamak farklı bir alemde yaşamak gibidir aynı zamanda. Olağanüstü şeylere şahit olmak, okuduğun her sayfanın kokusunu içine çeke çeke koklamak  ve ona bağlanmaktır kitapların dünyasında yaşamak.

 Hayata farklı pencerelerden bakabilmeyi öğretir kitaplar. Kendimizi başka kimselerin yerine koymak, farklı bakış açılarına saygılı olmayı öğrenmek kitaplar sayesinde olur. Onun içindir ki dünyanın en güzel şeyi okumak, kitapların dünyasında yaşamaktır bence.

Mevlana Sözleri

 Mevlana Sözleri



İnsana  iyiyi ve doğru yolu gösteren Mevlana sözleri kıymetli sözlerdir. Bu sözlere kulak astığımız zaman, bu sözleri kendimize rehber edindiğimiz zaman doğru yola ulaşmış oluruz. Yeter ki iyi insan olmaya gönül verelim, Alçakgönüllü insan olalım, kalp kırmayalım ve gerçek aşkı bulalım.

“Mevlana’ya sormuşlar “sevgili” nasıl olmalı diye. Sevilecek biri olmadığı zamanlarda bile seni sevmeli. Sarılacak biri olmadığı zamanlarda bile sana sarılmalı, dayanılmaz olduğun zamanlarda bile sana dayanmalı.”

“Kapı açılır sen yeter ki vurmayı bil. Ne zaman? Bilmem. Yeter ki o kapıda durmayı bil.”

“Nice bilginler vardır ki gerçek bilgiden, hakiki irfandan nasipsizdirler. Bu ilim sahipleri, bilgi hafızıdır, bilgi sevgilisi değil.”

“Bize gözün değil, gönlün gördüğü yürek gerek.”

“Üzülme herkes ölür kimi toprağa gömülür, kimi yüreğe.”

“Bırakacağın eli hiç tutma, tutacağın eli ise hiç bırakma. Sahte sevgilere gül olmaktansa, gerçek sevgilere diken ol.”

“Uğruna fedakârlık yapmadığın sevgiyi, yüreğinde taşıyıp da kendine yük etme.”

“Ayağına batan dikenler, aradığın gülün habercisidir.”

“Denizi gören göz başka, köpüğü gören göz başkadır. Köpüğü bırak da denizin gözüyle bak sen! Köpükler, gece-gündüz denizden meydana gelir, onları deniz harekete geçirir. Fakat ne şaşılacak şey ki, sen köpüğü görüyorsun da denizi görmüyorsun.”

“Bakmakla görmek aşık olmakla sevmek arasındaki fark? Diye sormuşlar Mevlana’ya. Cevaplamış; Senin baktığına herkes bakıyor; ama ya görebildiğini herkes görebiliyor mu? Herkes aşık olabiliyor; ama herkes senin gibi sevebiliyor mu? Aralarındaki tek fark sensin. Seni özel kılan görebildiğini ve sevebildiğini bilmektir.”

“Acı su da tatlı su da berraktır. Sakın görünüşe aldanma. Görünüşte herkes insandır ama gerçek insan hal ehli olandır.”

“Minareden düşenin parçası bulunur, bulunur da; Gönülden düşenin parçası bulunmaz.”

“İnsanları iyi tanıyın, her insani fena bilip kötülemeyin, her insanı da iyi bilip övmeyin.”

“Unutma, sır gibi seversen eğer muradın gerçekleşir çünkü tohum toprağa gizlenirse yeşerir.”

“Bir günah işlediğinde hemen tövbe et. İnsan suya düştüğü için değil, sudan çıkamadığı için boğulur.”

“Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur. Düşmem dersin düşersin, Şaşmam dersin şaşarsın. Öldüm der durur, Yine de yaşarsın.”

“Sözü süz de söyle gönlü bulundurmasın. Sözü diz de söyle, kulağa inci diye takılsın sözü de yüze söyle, gıybet olup utandırmasın.”

“Sopayla kilime vuranın gayesi, kilimi dövmek değil, tozunu almaktır. Allah sana sıkıntı vermekle tozunu, kirini alır. Niye kederlenirsin?”

“Eli görmeyen kişi yazıyı kalem yazdı sanır. Allah’ın kudretini görmeyen kişi, meyveyi ağaç yaptı sanır.”

“Aşk vadisinde, hiçbir nişane, hiçbir iz yoksa üzülmemeli çünkü Hakk’ın lûtfuyla bazen umutsuzluktan bile umutlar doğar. Ey gönül, sakın umutsuzluğa düşme! Allah’tan umudunu kesme ki, bazen can bahçesinde, söğüt ağacının dalı bile hurma verir.”

“Kötülük yaptığın zaman kork çünkü o bir tohumdur. Allah yeşertir, karşına çıkartır.”

“Gönül hissetmezse kulak duymuş neylesin, kalp sevmedikçe el dokunmuş neylesin.”

“Nasibinde varsa alırsın karıncadan bile ders. Nasibinde yoksa bütün cihan önüne serilse sana ters.”

“Uğruna fedakârlık yapmadığın sevgiyi, yüreğinde taşıyıp da kendine yük etme.”

“Ey gönül. Ateş için rüzgâr ne ise, aşk için de ayrılık öyledir; küçük olanı söndürür, büyük olanı ise daha da güçlendirir ve iyi bil ki, ey gönül. Aşk; ateşten bir denizi, mumdan kayıkla geçmektir, yanıp kül olmadan asla geçemezsin.”

“Gözyaşının bile görevi varmış; ardından gelecek gülümseme için temizlik yaparmış.”

“Bilmeyen ne bilsin seni gamlanma deli gönül, gönülden anlamayana bağlanma deli gönül.”

“Sen, canının içinde Kur’an nurunu istiyorsan, şunu bil ki, oruç bütün Kur’an’ın tertemiz nurunun sırrıdır.”

“Tutalım ki Ali’den Zülfikâr sana miras kaldı. Sende Ali kolu ve kalbi yoksa Zülfikar neye yarar ki”

“Bir şeyden kaçacaksan yılandan, akrepten, aslandan, kaplandan kaçma da, bedenden kaynağını alan nefsanî isteklerden, heveslerden kaç çünkü başımıza gelen bütün belalar, çektiğimiz bütün zahmetler, meşakkatler boş ve olmayacak heveslerden meydana gelir.”

“Ey İnsan! Kaf Dağı kadar yüksekte olsan da, kefene sığacak kadar küçüksün. Unutma her şeyin bir hesabı var; üzdüğün kadar üzülürsün.”

“Ey İnsan! Kaf Dağı kadar yüksekte olsan da, kefene sığacak kadar küçüksün. Unutma her şeyin bir hesabı var; üzdüğün kadar üzülürsün.”

Dert İle İlgili Özlü Sözler

 Dert  İle İlgili Özlü Sözler

İnsan yaşamı her zaman mutlu ve sağlıklı günlerle geçmez. Bazen yaşamın bizleri zorlayan kötü sürprizleri olabilir. Dertlerimiz olabilir, acılarımız ve kayıplarımız olabilir. Bu durumda ne yapacağımızı şaşırır ve üzülürüz. Hayat tüm dertlerin olmasına rağmen yaşanması gereken güzel bir süreçtir. İyisi ile kötü ile hayat bir bütündür. Önemli olan dertleri zamana yaymak ve kendi ruhumuzu iyileştirmeye çalışmak, kendimizi sevmeye çalışmaktır.

Dert ile ilgili özlü sözler şunlardır:

“İnsanın derdi ne kadar büyük olursa gülüşü o kadar sıcak olurmuş, o dert güzelleştirirmiş onun yüreğini. Öyle derler, bizim buralarda. O derdin büyüklüğü neye göre ölçülür biçilir bilmem ben. Fakat birinin gülüşünün sıcaklığını hissettim mi, anlıyorum ki derdi çok. Güzelleşmiş derdiyle.”  Neşet Ertaş

Dert, insanı uyutmaz. Victor Hugo.




Konuşan insan, öyle kolay kolay dertten ölmez. Bir insan konuşmadı da içine gömüldü müydü, sonu felakettir. Yaşar Kemal

Bir dert atlatıldıktan sonra, insana bir kazanç oluyor. Wolfgang Van Goethe

Her şeye canını sıkma ey gönül! Ne bu dertler kalıcı ne de bu ömür. Mevlana

Sıkıntı yok efendiler, dert insana yol gösterir. Mevlana.

Aradım dünyayı, dertsiz yok imiş.” Karacaoğlan

Derdi olanın dilinde düğüm eksik olmuyor. Musa bile öyle yalvarmadı mı Rabbine; Allah'ım dilimdeki bağı çöz, dilimdeki bağı çöz, dilimdeki bağı çöz. Dert insanın dilini bağlayan karmaşık düğüm. Allah'ım bizim de dilimizdeki bağı çöz. - Tarık Tufan

 Katlanamadığımız bir eziyete, başkasının dayanmasını istemeyin. Publilius Cyruı

Güneşin gördüğü tüm insanlar dertlidir. Atinalı Solon

Bir derdin dermanı, başka bir derde zehir olabilir. Said Nursi

Herkes tarafından paylaşılan dert, bir kişiye daha az düşer. Budha.

Geçmiş bir dert için yakınmak, yeni dertler edinmektir. William Shakespeare

Ev, mal, mülk, yığınla tunç ve altın, vücudunda ya da ruhunda dert olan adamın yarasına, ilaç olamaz. Horatius

Bir dua gönder bana can evinden gizlice. Hâl olur, ferman olur, derdime derman olur.  Hz. Mevlana

İnsanoğluna hayatın anlamı hakikate erdiği zaman değil, sadece derdiyle dertlenecek insanı bulunca ayan olur. İsmet Özel

“Allah firavuna dünya mülkünü verdi, fakat bir dert vermedi. Zira dert dünya mülkünden kıymetlidir.”  Hz. Mevlana.

“Eğer insanlar belâların daha büyükleri ile karşılaşsalardı, bazı belâları afiyet olarak değerlendirirlerdi.”  İmam Şa'bi.

Yunus Emre’nin “Sevelim, sevilelim. Dünya Kimseye Kalmaz.” Dizeleri Sizde Hangi Duyguları Çağrıştırıyor?

 Yunus Emre’nin  “Sevelim, sevilelim. Dünya Kimseye Kalmaz.” Dizeleri Sizde Hangi Duyguları Çağrıştırıyor?

 

Büyük şair, kıymetli insan Yunus Emre yazdığı şiirler ile dünyamıza, insanlığa çok güzel duygular katmış, onun şiirlerinin her biri insanın yüreğine dokunan, insana insan olduğu hissettiren dizelerdir. Sevelim der, sevilelim der Yunus Emre. Çünkü bu dünya hiç kimseye kalmayacaktır. Nice zenginler toprak altında, nice kahramanlar toprak altında, nice mal hırsı ile yanıp tutuşup milyonlar kazanmış ama paraya bir türlü doymamış nice insanlar bugün toprak altındadır. İnsan dünyada yaşarken hayatın kıymetini bilmelidir. 


Kırmamalıdır kimseyi. İncitmemelidir kimseyi. Hani şöyle bir söz vardır ya “Bile dahi deme, bileden bile incinir karınca.” Gerçekten de öyledir. Yani dünyada canlı olan hiç kimseye zarar vermemeliyiz. İnsan olan kimsenin kalbini kırmamalıyız. Kırılan kalbi onarmak o kadar zordur ki bunu ancak kalbi kırılan insan anlar. Ne yaparsak bu dünyada yapalım. Mesela mutlu olmak için, birine yardım etmek için, birine sevgimizi ifade etmek için yarınları beklemeyelim. 

Anı yaşayalım. Yaşarken bilelim sevdiklerimizin kıymetini, yaşarken söyleyelim onlara kendilerini ne kadar çok sevdiğimizi, bizler için ne kadar değerli olduklarını. İnsanlar birbirleri ile yardımlaşma ve dayanışma içinde oldukları zaman, düşmanlığın yerini dostluk, öfkenin yerini sevgi ve şefkat, cimriliğin yerini cömertlik, kibrin yerini alçak gönüllük aldığı zaman daha güzel bir dünya meydana getiririz kendi ellerimizle. Yeter ki sevelim, yeter ki sevilelim ve dünyanın, dünyanın malının insan kalbinden daha değerli ve daha hassas olduğunu unutmadan sevmeye ve sevilmeye devam edelim.

Okulların Açılması İle İlgili Hikâye Örneği Yazınız.

 Okulların Açılması İle İlgili Hikâye Örneği Yazınız.


Uzun bir yaz tatilinin ardından okulların açılmasına çok kısa bir zaman kalmıştı. Tatilde ailemle birlikte güzel vakit geçirmiş, Antalya’daki yazlığımızda da bir güzel eğlenmiştik. Denize girmiş, kumlara boğulmuş, babamla birlikte deniz kıyısında voleybol oynamıştık. Akraba ziyaretleri yapılmış ve dolu dolu güzel bir tatil geçirmiştim ama okulumu da uzun bir aradan sonra özlemeye başlamıştım. Bu yıl dördüncü sınıfa geçmiştim. Arkadaşlarımı ve öğretmenlerimi çok özlemiştim. Okulun açılmasına bir hafta kalmıştı. Bu yıl boyum biraz daha uzadığı için yeni kıyafetler alınması gerekiyordu. Artık küçük bir çocuk değildim. Koskoca dördüncü sınıf öğrencisi olmuştum. Kardeşim Ada ise birinci sınıfa yeni başlayacağı için o da benim gibi çok heyecanlıydı. Ona da yeni kıyafetler alınacak ve ikimizin de kırtasiye ihtiyaçları karşılanacaktı. Ben bunları düşünürken uyuyakalmıştım. Sabah annemin sesi ile uyandım. Hadi Aykut kalk oğlum baban sizi bekliyor bugün alışveriş zamanı dedi. Ben de hemen kalktım ve Elif’i de kaldırdım.


 Mutluluktan kahvaltı bile yapmadık ve hemen arabaya koştuk. Babam ve annemle çarşıya gidip okul kıyafetlerimizi aldık. Kırtasiyeden renkli kalemler, defterler, silgiler vb alarak işimizi bitirdik. İşlerimiz bittikten sonra babam bizi yaşadığım şehir olan İstanbul’un kıyısında bir balık lokantasına götürdü ve orada güzel bir balık yedik. Yanında da çok güzel meyve suları vardı. Hepimiz karnımızı doyurduktan sonra eve vardık. Yarın okul açılıyordu.

 Heyecanım yine artmaya başlamıştı. Hemen okul kıyafetlerimizi üstümüzde denedik. Annem kıyafetleri ütüleyip bir güzel elbise dolaplarına yerleştirdi. Kardeşim Elif ise yanıma gelip ağabey  birinci sınıfa başlayacağın zaman sen neler hissetmiştin dedi. Ben de ona içimden geçen duyguları anlattım. Önce ailemden ayrılacağım için üzülmüştüm ama daha sonra okula, arkadaşlarıma ve öğretmenlerime alıştım ve artık okuldan eve gelmek istemediğimi söyleyerek onu güldürdüm. O da bu anlattıklarıma çok mutlu oldu ve bana sarıldı. Ben de okulu çok seveceğim ağabey diyerek güldü. Daha sonra yatma vakti geldi ve ikimizde yataklarımıza yattık. Uykumuz bir türlü gelmediği için gece boyunca okul hakkında konuştuk. Sonra kardeşim uyudu ve daha sonra  ben de uyudum. 

Sabah saatin alarm sesi ile uyanıp hemen kalktık. Annemin yaptığı sıcak simitlerin kokusu odama geliyordu. Bu güzel kokunun ardından koşarak mutfağa gittim ve hemen simitlere sarıldım. Kaçırır mıydım bu lezzetli muhteşem yiyecekleri. Simidimizi yedik ve çayımı içerek okul yoluna doğru yürümeye başladık. İşte zaman gelmişti ve artık okula gitme vakti, arkadaşlara kavuşma anıydı. Ne güzeldi okula gitmek ve arkadaşlarına, okuluna kavuşmak.

Bir İnsana Kitap Okuma Alışkanlığı Kazandırmanın En Etkili Yolu Sizce Nedir?

Bir İnsana Kitap Okuma Alışkanlığı Kazandırmanın En  Etkili Yolu Sizce Nedir? 



Kitap okuma alışkanlığı  küçük yaşlarda başlar.  Bunun için de anne,  baba ya da çocuğa bakan her kim ise  kitap okumayı çocuğa küçük yaşta kazandırmalıdır.  Çocuğun yaşına, seviyesine ve  ilgisine göre kitaplar alınmalıdır önce. Baktık ki çocuk ilgi duyduğu kitapları okumaya bayılıyor bunun alışkanlık haline dönüşmesi   için  de kitap almaya ve evdeki kitap sayısını çoğaltmaya bakmak gerekir. Kitap okuma alışkanlığı kazandırmanın bir diğer yolu   örnek alma yolu ile olur.

 Anne ve baba kitap okuyorsa çocuk  onları örnek alır ve o da kitap okumayı sevmeye başlar. Böylece kitap okumak çocukta bir alışkanlık haline gelir ve bu alışkanlık da hayat boyu devam eder. Aile ile birlikte kitap okuma saatleri yapılmalıdır. Çocuğa uyumadan önce anne veya babası mutlaka her akşam kitap okumalıdır. Çocuklar ile okuduğumuz kitaplar hakkında konuşmalı ve onlara okuduğu kitaplar hakkında sor sormalı ve onlar ile beyin fırtınası yapmalıyız.   Sevdiğimiz arkadaşımızın, eşimizin ve dostumuzun da kitap okumasını istiyorsak onların ilgi duyduğu konular üzerine kitaplar almalıyız. Mesela en yakın arkadaşımız tarihe meraklı ise ona tarih kitapları almalıyız. Annemiz din ile ilgili konuları seviyorsa ona dini kitapları almalıyız. Bir başkasına gezi kitapları, bir başkasına şiir kitapları alarak onlarda kitap okuma alışkanlığının olmasını sağlamalıyız.

 Kitap okuma alışkanlığı kazandırmanın bir diğer yolu da okumayı sevmekten geçer. Okumayı seven bir kişiye  sevdiği kitap türlerinin neler olduğunu sorarak o kişiye o tür kitaplar almalıyız. Böylece herkes kitap okumuş olur, herke kendini geliştirmiş ve kendi yaşamında bir iz bırakmış olur.

 

Hangi Tür Kitapları Okumayı Seviyorsunuz?

Hangi Tür Kitapları Okumayı Seviyorsunuz? 



Kitap okumak insanlara her açıdan fayda sağlar. Okuduğumuz kitaplar ufkumuz açar, bizlere çok çeşitli fayda sağlar. Okuduğumuz kitaplar bizi farklı alemlere götürür ve bizim haya gücümüzü geliştirir. Kitapların sayamayacağımız daha çok faydası vardır. Benim ilgimi çeken kitap türleri şunlardır:

Tarih kitaplarını okumayı çok severim. Özellikle de tarih ile ilgili romanlar beni mutlu eder. Geçmiş dönemdeki padişahların hayatını öğrenirim, geçmişim hakkında bilgi edinirim. Savaşlar, yenilgiler, eski dönemlerdeki kültür ve medeniyetler ile ilgili kitapları okumak beni mutlu eder.

Kişisel gelişim kitaplarını çok severim Özellikle de Doğan Cüceoğlu’nun eserlerini çok severim. Çünkü bu kitaplar insana umut aşılar, kendimize güvenmemizi sağlar ve kişinin hayata daha da dört elle sarılmasını sağladığı için kişisel gelişim kitaplarını okumayı çok severim. Zorlu süreçler yaşadığım zaman da hemen kişisel gelişim kitaplarına sarılırım.

Polisiye romanlarını çok severim. Polisiye romanları maceralı olduğu için, devamlı olaylar örgüsü geliştiği için bu kitapları da çok severim.

Şiir kitaplarını severim. Okuduğum şiirlerde kendimden bir şey bulurum. Özellikle de vatan sevgisi, millet sevgisi, vatan hasreti, kardeşlik, sevgi, hoşgörü, yardımlaşma gibi konuları içeren şiirleri severim. Okuduğum bu şiirler benim daha da iyi bir insan olmamı sağlar.

Genelde insan değer veren, insanlığa önem  veren konuları içeren kitapları çok severim. Mesela Victor Hugo’nun Notre Dame’ın Kamburu, Sefiller gibi kitapları beni kendine çok bağlar. Bu kitaplarda kendimden bir şey bulurum.

Din kitaplarını okumayı severim. Çünkü bu kitaplar sayesinde dinimin temel esaslarını daha iyi öğrenirim ve topluma ve insanlığa daha iyi bir insan olmak için çalışırım.


Bilgi kitapları sayesinde birçok bilgi edinirim.

Gündemden ve dünyadan haberdar olmak için günlük köşe yazılarını okurum, gazete okurum, dergilere göz atarım.

Gezi kitaplarını okurum. Yazarın gezip gördüğü yerleri bu sayede ben de görmüş gibi olurum. Farklı şehirleri, farklı ülkeleri gezmiş ve görmüş gibi olurum.

Deneme kitaplarını okurum, felsefe kitaplarını okurum.

Yemek kitaplarını severim. Bu sayede farklı yörelerin yemeklerini öğrenirim.

Sağlık ile ilgili kitaplar çok dikkatimi çeker. Sağlığım için neler yapmam gerektiğini, neleri ise yapmamam gerektiğini bu kitaplar sayesinde öğrenirim.

Kitap Okumayı Sever Misiniz? Niçin?

 Kitap Okumayı Sever Misiniz? Niçin?


Kitap okumak insan ruhuna en iyi gelen ilaçtır bence. Kitap okumayı çok severim. Kitap okumayı sevmemin sebepleri şunlardır: Kitap okumak bana çok şey katar. İlk olarak okuma hızım artar. Kitap okuyarak ana dilimi daha etkili ve daha doğru kullanabilirim. Kitap okuyunca farklı kültürleri tanırım. Farklı karakterlerin yaşadığı duyguları kendim de hissediyormuş gibi yaşarım.  Okuduğum kitapların yazarları ile konuşuyormuş gibi bir his olur içimde. Bu da beni çok mutlu eder. Kitaplar sayesinde unutkanlığım azalır.

Bir konu hakkında etkili konuşabilirim ve toplum içinde kendimi daha iyi ifade edebilme becerisine sahip olurum. Kitaplar sayesinde merak ettiğim bilgileri öğrenirim. Bilimsel bilgilere kitaplar sayesinde ulaşırım. Okuduğum kitaplar bana çeşitli hayaller kurdurur ve bu da beni çok mutlu eder.  Sahte kalabalıklar içinde, samimiyetsiz insanların içinde vakit geçirmekten se kitabımla olmayı tercih ederim. Çünkü okuduğum kitap benim yol arkadaşımdır, dostumdur. Kitap benim için yeme içme gibi bir şeydir. Kitap okuduğum zaman oradaki kahramanların yerine kendimi koyarım ve sanki orada geçen olayların içinde ben de varmış gibi olurum.

Nasıl ki uykusuz kaldığımda vücudum yorgun düşüyorsa, aç kaldığımda karnım gurulduyorsa kitap okumadığımda da ruhum daralır ve kendimi bir boşluk içinde hissederim. Kitabımı elime aldığım zaman ise farklı ülkelere gidiyor gibi hissederim.  Beni mutlu ettiği için, onu okuduğum zaman zevk aldığım için kitap okumayı çok severim ve hayatımda vazgeçilemez şeylerden en önemlisi de kitap okumaktır.