Siz De
Arkadaşlarınızla Doğayı Korumaya Yönelik Bir Kulüp Kurduğunuzu Düşününüz Ve Bu
Kulüple Yaptığınız Çalışmaları Anlatan Bir Hikâye Yazınız.
Sabah erkenden okula doğru
yürüdüğümde çevremizin ne kadar da kirli olduğunu fark ettim. Yol boyunca yerde
aklınıza gelecek her türlü atık vardı. Bebek bezinden tutun da yenilen cipslerin
paketleri, içilen meyve suyu kutuları,
kuruyemiş çöpleri, naylon poşetler vb. Bunları yerde görünce içim acıdı. Nasıl
bir doğa bırakıyorduk gelecek nesillere diye düşündüm. Oysa doğa bize tertemiz
vermişti her şeyi . Bizler ise hunharca yok etmeye devam ediyorduk onu. Havayı,
suyu, toprağı ne hale getirmişiz bir bilseniz. Okula doğru giderken bunları
düşünüyordum.
Arkadaşım Esra da bana katılarak okula vardık. Bugün dersimizde
doğa ile ilgili ders işleyecektik. Günlerden doğayı koruma günüydü bugün bence.
Herkes de bunun için grup olacak ve doğayı koruma kulübü kurulacaktı. Bizler
beşinci sınıf öğrencileriyiz. Benim adım Ceyda. Henüz küçük olabilirim ama
doğayı korumanın yaşı yok diye düşünüyorum. Öğretmenimiz çevre temizliği
konusunda, doğayı korumamız konusunda bizlere her şeyi anlattı. Ben, Esra,
Mehmet, Ahmet, Nurcan ve Halit hep birlikte doğayı korumak ile ilgili bir kulüp
kurduk. Kulübün adı da “Haydi El Ele Ormanlarımızı, Tabiatımızı Koruyalım Kulübü “oldu.
O gün çok heyecanlıydık. Yaşadığımız şehir olan İstanbul’un Belgrad ormanına
geziye gidecektik. Ormandaki çöpleri toplayacaktık arkadaşlarımla birlikte.
Akşama kadar orada vakit kuracak gece yarısına doğru da ailelerimiz ile
birlikte eve dönecektik. Zorlu ve keyifli bir yolculuk bizi bekliyordu. İçime
içime sığmıyordu o gün. Çevreye faydalı olacak, doğamızı temiz tutacaktık.
Belgrad ormanları bizim için tüm insanlık için önemliydi. Aslında dünyadaki tüm
ormanlar hepimizindi. Onları korumak ve temiz tutmak da hepimizin sorumluluğu
olmalıydı bence.
Belgrad Ormanı, Çatalca
Yarımadası’nın en doğu ucunda, İstanbul
İlinin Avrupa Yakasında yer alan doğal
oluşumlu, ağaçlık bir bölgeydi. Orman adını, Kanuni Sultan Süleyman'ın Sırbistan Seferi dönüşü beraberinde getirdiği
Belgradlıların yerleştirildiği Belgrad köyünden almaktadır. Köy sakinlerinin su
kaynaklarını kirlettiği anlaşılınca padişah buyruğuyla köy taşınmış; bu
tarihten sonra ormanın ve barındırdığı su kaynaklarının korunması için ilk kez
resmî önlemler alınmıştır. Bu ormanımız şu anda da çoğu canlılar için büyük bir
yaşam alanıdır. Neyse ormanımız ile ilgili bilgiyi açıkladıktan sonra hikayemize
kaldığım yerden devam edeyim. Ertesi sabah erkenden kalktık. Arkadaşlarımla
birlikte bir taksi tutarak bizi Belgrad ormanlarına götürmesini rica ettik.
Başımızda da ailelerimiz vardı elbette. Ormana varır varmaz hemen çadırı
kurduk.
Çadırın içinde kahvaltı yaptıktan sonra çöplerimizi hemen getirdiğimiz
poşetlere koyduk. Daha sonra ormanlık alanları gezmeye ve yerde olan çöpleri
seri bir şekilde toplamaya başladık. Arkadaşlar ne hale getirmiştik ormanımızı
bir bilseniz. Yerde sigara izmaritleri, alkol şişeleri, çekirdek kabukları,
ayran bardakları, pet şişeler ve daha neler neler. Akşama kadar yorulmak nedir
bilmeden çalıştık. Elbette ormanın her yerini temizlemeye zaman yoktu ama az da
olsa doğaya bir katkımız oldu diye çok mutlu olduk. Akşama doğru
ailelerimizin yaptığı kek, poğaça, börekten yedik. Epey yorulmuştuk. Bu
yiyeceklerin üstüne bir de annemin hazırladığı vişne suyunu kana kana içtik. O kadar çok yorulmuştuk ki elimiz
ayağımız tutmuyordu yorgunluktan.

Değmişti ama her zorluğa rağmen. Biz yerdeki
çöpleri toplarken oraya gelen insanlar bizi görmüş ve onlar da bizi örnek
alarak yerdeki çöpleri toplamaya yardım etmişti. Küçüktük ama bazen büyükler de
küçükleri örnek alıyordu. İşte biz de bu örneklerden biriydik. Orada
yaptığımız her şeyin fotoğrafını çektik, video çektik ve ertesi sabah okula
götürerek sınıf arkadaşlarımıza sunum yaparak kendi hikayemizi anlattık.
Öğretmen yaptığımız sunumu ve görselleri çok beğendi. Canım arkadaşlarımla iyi
bir iş çıkarmıştık o gün. Doğayı korumaya bir nebze de katkı sunduğum için o
gece yatağımda rahat uyudum. Bundan sonraki yaşamımda da asla yerlere çöp atmayacak
ve atanları da kibarca uyaracaktım.