Kompozisyon Örnekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kompozisyon Örnekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

"Dünyayı verseler İki gözünü vermezsin. Sana iki göz verene neden iman etmezsin" Sözü İle İlgili Kompozisyon


"Dünyayı verseler İki gözünü vermezsin.  Sana iki göz verene neden iman etmezsin" Sözü İle İlgili Kompozisyon

Bizim  dünyaya  gelmemiz için, bizi anne karnında yaşatan ve orada dokuz ay boyunca nefes almamızı sağlayan Yüce Allah o kadar büyüktür ki ona ne kadar şükretsek azdır. Rabbimiz bize bu dünyada her türlü nimeti vermiş, önümüze koymuştur.  Bizim ona gerçek anlamda bir mümin olarak secde etmemiz ve şükür etmemiz gerekir. 

İnsanoğluna dünyayı  verseler iki gözünü vermez. Çünkü sağlığım olmayınca ne edeyim dünya malını der. Sağlık insan için olmazsa olmazlardandır. Gözüm görmediği için dünyadaki güzellikleri göremediğimden  paranın, malın, mülkün hiçbir anlamı olmaz.  Bize bu iki gözü veren de Yüce Mevlamdır. Ama ben ona ne kadar iyi kulluk ediyorum diye kendini sorgulamalıdır insanoğlu.  Dünya malına, gündelik işlere takılıp gidiyoruz ve  ibadetlerimizi tam anlamı ile  yapmıyoruz.  Bunu da bilerek yapmıyoruz. Çünkü dünya işleri gözümüzü boyuyor ve bizi Allah’ı anmaktan uzaklaştırıyor. Oysa bize her şeyi veren Yüce Allah’a dua etmeliyiz ve ona karşı sorumluluklarımız  tam anlamıyla yerine getirmeliyiz.

Aklımızda  sürekli Allah olmalıdır. Sürekli onu düşünmeliyiz ve onun için de iyi ve salih kullardan olmak için var gücümüzle ibadetlerimizi yapmalıyız.

Kent Yaşamı Ve Modernleşmenin Komşuluk İlişkilerini Etkilemesiyle İlgili Düşüncelerinizi Anlatan Bir Konuşma Yapınız.


Kent Yaşamı Ve Modernleşmenin Komşuluk  İlişkilerini Etkilemesiyle İlgili  Düşüncelerinizi Anlatan Bir Konuşma Yapınız.

Sevgili Öğretmenim ve Sevgili Arkadaşlar! Bugün sizlere şehir yaşamının komşuluk ilişkilerini nasıl etkilediği hakkında bir konuşma yapacağım.
Yaşam başlı başına zorlu bir yolculuğa çıkmak gibidir. Herkes geçimini nerede sağlıyorsa oraya yerleşir ve orda yaşamına devam eder. Bu bir köy olabilir, ilçe olabilir, şehir olabilir ..vb. 
Nüfusun hızla artması ve köylerde iş imkanlarının  azalması sonucunda, şehir yaşamının insanlara daha cazip ve daha avantajlı gelmesi neticesinde insanlar şehirlere göç etmeye başlamışlardır. İnsanlar geçimlerini sağlamak için,  daha iyi hizmet almak için, mesleklerini yapmak için vb. nedenlerle zamanla şehirlere yerleşmiştir.  Şehirlere gelen her insanın müstakil evi olmayacağı için apartmanlarda yerleşimler  olmaya başlamıştır.  Nüfus kalabalık olunca haliyle de her insana müstakil ev  diye bir şans da kalmamaktadır.

Şehirlere her  yerden insan geldiği için insanlar köylerdeki kadar birbirine güvenmemiş ve bunun sonucunda da komşuluk ilişkileri azalmaya başlamıştır. Şehirdeki komşuluk ilişkileri  “biz” anlayışı ile değil “ben” anlayışı ile  çalışmaktadır. Herkes kendini düşünmekte ve herkes kendi işleri ile ilgilenmektedir. Köy yaşamındaki dayanışma, birlik ve beraberlik yoktur, güven yoktur.  Aynı apartmanda kaldığınız bir insanın hırlı mı hırsız mı olduğunu hemen bilemiyorsunuz. Dolayısı ile  kimse ile hemen iletişim kurulmamaktadır. Bu da komşuluk ilişkilerinin zaman içinde daha da azalmasına  neden olmaktadır. Aslında şehir yaşamında insanların  birbirlerinden soğumalarında haklı nedenler de vardır. Çünkü güvendiğiniz kişiler sizi yanıltabiliyor ve bu durumda içinize kapanıyorsunuz ve bir daha  kimseye güvenmiyorsunuz. Herkes geçim derdinde olduğu için aileler, akşama kadar çalışmakta ve  çocuklarının yüzünü bile zor görmektedir. Babalar  ve anneler  daha rahat yaşayalım diye çok çalışmakta ve çocuklarına bile çok fazla zaman ayıramamaktadır. İnsan ailesine bile ayırmadığı zamanı komşusuna zaten  zaman   ayıramaz.         

Böyle olduğu zaman da insan başkalarından soğur ve bulunduğu ortamda da kendini yabancı gibi hisseder. Oysa eskiden komşuluk ilişkileri daha içten ve daha candandı.  İnsanlar birbirine zaman ayırır ve birbirlerinin dertlerini dinlerdi. Güven vardı, samimiyet vardı, içtenlik vardı. Günümüz komşuluk ilişkilerinde ise böyle güzellikler azalmıştır ve azalmaya da devam etmektedir. 

Sevgili  öğretmenim ve değerli arkadaşlarım  benim bu konudaki görüşlerim böyledir. Beni dinlediğiniz hepinize çok teşekkür ederim ve hepiniz sevgi ve saygı ile selamlarım. Bir dahaki konuşma metnimde görüşmek üzere.

Su İsrafını Önlemenin Yolları İle İlgili Bir Paragraf Yazınız


Su İsrafını Önlemenin Yolları İle İlgili Bir Paragraf Yazınız.

Doğanın bize sunduğu onca nimete rağmen  biz insanlar doğanın kıymetini bilmiyoruz. Bilmemekte de ne yazık ki ısrar ediyoruz. Havayı, suyu, toprağı kirleterek hem kendi yaşamımızı tehlike altına atıyoruz hem de  diğer canlıların yaşamını tehlikeye atıyoruz.  Özellikle de sularımız her geçen gün kirlenmekte ve  azalmaya da devam etmektedir.  Evde, iş yerinde  vb. her yerde su israfı yapıyoruz. Su israfını  önlemek için  şunları  yapmalıyız:
* İlk olarak bilinçli insan, bilinçli tüketici olmalıyız.
* Evde muslukları boş yere akıtmamalıyız ve  musluklardan su aldıktan sonra ağızlarını iyice sıkarak kapatmalıyız.

* Elimizde bulaşık  yıkayıp  litrelerce suyu israf etmek yerine bulaşık makinesi kullanmayı tercih etmeliyiz.
* Tarlalarımızı, bahçelerimizi  suya ihtiyaç olduğu zaman sulamalıyız, onun dışında  suya doymuş bir  toprağı sulamaya çalışmamalıyız.
* Saatlerce banyoda kalınmamalıdır  ve boş yere su israfı yapılmamalıdır.
* İş yerlerinde muslukları boş yere açıp bırakmamalıyız ve muslukları su sızdırıp sızdırmadığından emin olmalıyız.
* Kimi köylerde sular bedava olduğu  için  ‘’ Ne de olsa bedava su boş yere aksın.’’ para vermiyoruz gibi yanlış bir   düşünce ile   hareket edilmemelidir.
* Evde baktığımız çiçeklerin suya ihtiyacı olmadığı halde onlara su vermemeliyiz.

* Ellerimizi sabunlarken suyu dakikalarca açmamalıyız ve suyu çok değil az miktarda açmalıyız. Su  tutumlusu insanlar olmalıyız.
* Lavabolara  atık yağları dökerek suları kirletmemeliyiz.
* Musluğu açtığımızda sıcak su gelene kadar soğuk suyu bir kaba doldurmalıyız.

Gelecekte Hangi Mesleği Seçmeyi Düşünüyorsunuz? Meslek Tercihinizde Etkili Faktörler Nelerdir? Düşüncelerinizi Arkadaşlarınızla Paylaşınız.


Gelecekte Hangi Mesleği  Seçmeyi Düşünüyorsunuz? Meslek Tercihinizde Etkili Faktörler Nelerdir? Düşüncelerinizi Arkadaşlarınızla Paylaşınız.

Gelecekte  yapmak istediğim meslek öğretmenliktir. Boş  zamanlarımda ise  blog yazarlığı yapmak istiyorum. Öğretmenlik mesleğini çok seviyorum. Çünkü çocukların seviyesine inmek, hayata onların penceresinden bakmak hoşuma gidiyor. Çocuklar masum olduğu için onları iyi yönde, olumlu yönde etkilemek istiyorum. Ülkemin çocuklarını geleceğe, bilinçli nesiller olarak yetiştirmek istiyorum. Ülkemin çocuklarının eğitimli ve bilinçli  olmasını istiyorum.

Öğretmen olmak bana göre ayrıcalıklı mesleklerdendir. Çünkü insan yetiştirmek ve ona şekil vermek çok güzel bir duygudur. İyi bir öğretmen, ülkeme faydalı bir öğretmen olmak istiyorum.

Öğretmenlik dışında kalan  boş zamanlarımı ise blog yazarlığı yaparak geçirmek istiyorum.  El işlerinde çok yetenekli olduğum için yaptığım el işlerini internette insanların beğenisine sunmak istiyorum. Buradan aldığım gelirle de maddi durumu olmayan öğrencilere burs sağlamak istiyorum. Bu meslekler benim en büyük hayallerimdir.
Meslek seçiminde etkili faktörler ise şunlardır:
*Yetenek: işinin bir mesleği yapması için o mesleğe karşı yetenekli olması gerekir. Ben de sosyal ve girişken olduğum için  öğretmenlik  mesleğini  yapabileceğime inanıyorum.
* İlgi: Küçüklükten beri öğretmenliği çok sevmişimdir ve bu mesleğe olan ilgim gün geçtikçe daha da çok artmaktadır.
* Meslek Değeri: Bu meslek toplum tarafından da çok önemsenen ve değerli olan bir meslektir. Aynı zamanda bu meslekten doyum alacağıma inanıyorum.
* Yetkinlik Beklentisi:  Bireyin yetenekleri  yönünde kendisini aşıp belirli bir yetkinlik seviyesine ulaşması durumudur.

Sigaranın Zararları İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


Sigaranın Zararları  İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

Hayatı mahveden ve geri  dönülmez acılar bırakan kötü alışkanlılardan biri de sigaradır. Çevremize baktığımızda tanıdığımız insanların çoğunun bu zararlı maddeyi  tüketmekte olduğunu görmekteyiz.  İnsan sağlığını son derece tehdit eden ve kansere kadar varan hastalıklara neden olan sigaranın bırakılması için insanların bir an önce kendilerine gelmeleri ve bilinçli olmaları gerekir.  Günümüzde küçücük çocukların bile sigara içtiğini görmekteyiz.  Sanki sigara içmek büyüklükmüş,  olumlu bir farklılık  gibi sigara içen  çocuk yaştaki bireyler hem kendilerini, hem de  geleceklerini mahvetmektedirler.  

Kötü çevrede yetişme, aile yaşantısında sigaraya özendirme gibi davranışlar  insanları bu zararlı alışkanlığa yönlendirmeye daha çok  yardım etmektedir. İçinde çok sayıda zehir bulunan sigaranın  zararlarına bakacak olursak şunları söyleyebiliriz: Sigara ne yazık ki yılda altı milyon kişinin yaşamını kaybetmesine neden olmaktadır. Sigara dumanı, çocuklarda işitme kaybına  neden olmaktadır. Sigara içen anne adayı karnındaki bebeğini zehirler. Solunum  yolları hastalıklarına sebep olur. Kalp ve damarlar tıkanır ve bu da kalp krizini tetikler. Akciğer kanserine neden olur. Sindirim sitemi hastalıklarına neden olur. Cildin cansız ve soluk görünmesine neden olur. Diş eti hastalıklarına ve dişte sararmalara neden olur. İştahı azaltır. Tırnaklarda güçsüzlük ve sararmalara neden olur. Kötü koku oluşumuna neden olur ve çevredeki sigara içmeyen bireyleri aşırı derecede rahatsız eder. Beyin hücrelerinin ölümüne neden olur ve bundan dolayı sigara içen kişide unutkanlık ve  alzheimer gibi hastalıklara neden olur. Kadınların menopoza  daha erken girmesine neden olur. Göz de problemlere neden olur ve hatta körlüğe bile yol açabilir. Kısırlığa neden olur. Koku alma duyusunu azaltır ve daha birçok olumsuz sonuçlara yol açar.  Ayrıca hem kendimizi zehirlemiş oluruz hem de cebimizdeki para ile aile bütçesine zarar veririz.

İşte tüm bunlardan  dolayı sigara dahil hiçbir kötü   maddeyi kullanmamalıyız ve erken yaştan sevdiklerimizden ayrılmak zorunda kalmamalıyız. Sigarasız hayat içini dumansız yaşam için hep birlikte mücadele etmeliyiz ve kendi elimizle sağlığımızdan olmamalıyız.

Vatan Kelimesinin Sizde Çağrıştırdıklarından Yola Çıkarak Vatan Sevgisi Konulu Bir Konuşma Yapınız.


Vatan  Kelimesinin Sizde Çağrıştırdıklarından Yola Çıkarak  Vatan Sevgisi Konulu Bir Konuşma  Yapınız.

Vatan kelimesinin bende çağrıştırdıkları şunlardır:  Özgürlük, bağımsızlık,   bana ait olan topraklarda özgürce nefes alma, başka ülkelerin kölesi olmama, dilimi özgürce konuşabilme, dinimi istediğim gibi yaşayabilme, kimsenin özgürlüğüme karışmaması  gibi çağrışımlar yapar.

Vatan Sevgisi İle  İlgili Konuşma Yapınız.
Her insanın vatanı  kendisi için çok önemli ve değerlidir. Benim için de içinde yaşadığım vatanım, ülkem Türkiye Cumhuriyeti çok ama çok önemlidir. Ben bu vatan topraklarında gözlerimi açtım ve Allah’ın izni  ile de bu vatan topraklarında  hayata gözlerimi yummak istiyorum. Çünkü burası benim hayatım, burası benim  topraklarımdır. Bu ana vatanın bu günlere gelmesi için  çok sayıda vatan evladı şehit olmuştur.  Başka ülkelerin manda ve himayesi altında yaşamamak için, özgürlüğümüzü doyasıya yaşamak için bu vatanın, bu kıymetli toprakların değerini bilmeliyiz. Vatan uğrunda gözümü kırpmadan öleceğim tek yerdir. Çünkü vatan benim  onurum, vatan benim namusum,  vatan benim  atalarımın bana ve diğer gençlere emanetidir. Vatan sevgisi sevgilerin en kutsalı ve en yücesidir. Vatan sevgisinin önemi ile ilgili  Ulu Önder  Mustafa Kemal Atatürk de şu sözü söylemiştir:
‘’ Türk milleti kendisi için, kendi geleceği ve kurtuluşu için çalışan kimseleri ve kurulan zorluk karşısında bırakmayacak kadar yüksek vatanseverlik ve yüksek onur duygusuyla doludur.’’

 İşte tüm bunlardan dolayı vatanımıza karşı sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz. Bu vatanın fertleri ilim ve irfan ordusu olmalıdır. Ülkemizi ancak ve ancak çok çalışarak, ilim ve fende ilerleyerek yüceltebilir ve geliştirebiliriz. İşte tüm bunları yaptığımız zaman da vatanımızı sevmiş oluruz.


Türk Halı Ve Kilim Kültürü Hakkında Neler Düşünüyorsunuz?

Türk  Halı Ve Kilim Kültürü Hakkında Neler Düşünüyorsunuz? 

Halı ve kilim kültürümüzde çok önemli bir yere sahiptir.   Çünkü bunlar gelenek, göreneklerimizin sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Kültürümüzün insanı halı ve kilime yaşam tarzını yansıtır, sevgisini yansıtır, aşkını, acılarını, ayrılıklarını, hasretlerini yansıtır. Çünkü kilim kültürümüzde hasrettir, özlemdir.  Eski zamanlarda genç kız ya da genç delikanlılar  sevgisini herkese göstererek yaşayamıyordu. Çünkü eskiden insanlar daha utangaç ve sevdasını daha içten  yaşıyorlar ve büyüklerinden de utanıyorlardı.

Genç kızlar dokudukları halı ve kilimlere sevdiğine olan hasretini, sevgisini yansıtmıştır. Kavuşamayan sevdalılar da  dertlerini kilimlerdeki motiflere yapmıştır . Ayrıca yaşanılan bölgenin coğrafi koşulları, doğal afetler, duygusal durumları, inançları, acıları, sevinçleri, anıları,  özlemleri ve kültürel olaylar halı ve kilimlerdeki farklı motifleri ortaya çıkarmıştır. Ayrıca halı ve kilimlerin kültürümüzde ticari anlamda da önemi vardır. Eskiden maddi durumu olmayan aileler geçimlerini sağlamak için  halı dokurlar ve bu halılar çeşitli aşamalardan geçerek çok güzel bir görünüme sahip olurdu. Daha sonra dokunan halılar satılmaya gönderilir ve çalışan kadınlar emeğinin hakkını alırdı. Yine baktığımızda anneler evlenecek olan genç kızlar için çeşitli halılar dokur ve bu halılar kızların çeyizine konurdu. Çünkü bu bir gelenekti. Ayrıca temiz bir ortamda oturulması için de  halılar dokunur ve bunlar yere serilerek temiz bir halının üzerinde oturma da daha rahat ve daha güzel olurdu. Desenli halıların üzerinde komşular, akrabalar bir araya  gelir, sohbetler edilir, eğlenceler yapılır ve samimi bir ortam ortaya çıkardı.

Bunun için halı ve kilim kültürümüzde çok önemli bir yere sahiptir. Ayrıca halı ve kilimler estetik açısından ve sanatsal açıdan da ayrı değere sahiptir. Dokunan halılarda  kızlarımızın, kadınlarımızın ne kadar  ince becerilere sahip olduğunu ve ne güzel eserler ortaya çıkardığını görebiliriz.


Not: Siz Olsaydınız Kilimi Neye Benzetirdiniz?

Ben kilimi sevdaya benzetirdim. Aşka, mutluluğa  benzetirdim. Çünkü dokunan halılar o kadar büyük bir incelikle ve ustalıkla ortaya koyulmuştur ki ondaki   motifler ve desenler bana aşkı, mutluluğu ve karşılıksız sevgiyi  hatırlatırdı. Ayrıca kavuşamayan gençlerin  acılarına, hüzünlerine benzetirdim.

Barış Konulu Bir Deneme Yazınız


Barış Konulu Bir Deneme Yazınız

Savaşların olmadığı, gözyaşının son bulduğu, ayrılıkların  olmadığı bir dünyada yaşasak ne güzel olurdu. Çünkü savaş olmadığı zaman barış olur. Barışın olduğu yerde huzur olur, güven olur.  İnsanlık olur, yaşam olur.  İnsanlar birbirleri ile kardeşçe yaşamayı bilmelidir. Bitip tükenmeyen mal hırsları artık son bulmalıdır. Siyasi anlaşmazlıklar son bulmalıdır.  Terör son bulmalıdır ve insanlar birlik, beraberlik ve dayanışma içinde yaşamasını bilmelidirler.

İnsanlar dayanışma içinde yaşamadığı zaman  sevgi olmaz, saygı olmaz.  Hayatın anlamı olmaz.  Savaşların , kötülüklerin insanlığa çok zararı olur. Savaş olduğu zaman  çeşitli sorunlar ortaya çıkar. Dünyaya kan ve gözyaşı hakim olur. Böyle olunca da dünya karanlık bir yere dönüşür. Dünyada aydınlanma, gelişme ve ilerleme olmaz.  Örneğin; Amerika Birleşik Devletleri’nin  yıllar önce Hiroşima’ya attığı atom bombası  orada yaşayan insanların hayatını alt üst etmiş ve bunun yankıları da hala devam etmektedir. Atom bombasının etkisi ile  birçok çocuk sakat doğmuş, çevre kirlilikleri yaşanmış,  insanlarda, hayvanlarda fiziksel problemler ortaya çıkmış ve daha birçok sorunlar dünyayı da etkilemiştir. İşte tüm bunlar da insanlığı kötü etkilemiştir.  Bu ve bu gibi  olayların bir  daha yaşanmaması için  Yurtta Barış, Dünyada Barış ilkesi ile hareket edilmeli ve mecburi olmadıkça savaşın bir cinayet olduğu akıldan çıkmamalıdır.

Barış içinde   mutlu bir şekilde yaşamalıyız. Çocuklar barış dolu bir dünyada yaşamlarını sürdürmeli, gençler barış dolu ve güven dolu bir dünyada  çalışmalarını yapmalı, yaşlılar barış dolu bir dünyada  saygı ile korunmalı ve yaşamalıdır.

Saygının Toplum Hayatındaki Yeri ve Önemi Konusunda Konuşma

Saygının Toplum Hayatındaki Yeri ve Önemi Konusunda Konuşma

Sevgili Arkadaşlar, “Büyüklere, yaşlılara, değeri yüksek olanlara, kutsal bilinen kimselere, şeylere karşı duyulan, sevgi ve çekinmeyle karışık bağlılık duygusu.” olarak tanınan saygı kavramı bir toplumun huzur ve barış içerisinde yaşayabilmesi için en önemli olan konulardan birisidir.

İnsanlar topluluk halinde yaşayan varlıklardır. Yani hepimiz başka insanlarla iç içe, onlarla birlikte yaşarız. Birlikte yaşarken birbirimizin farklılıklarına, düşüncelerine, inançlarına saygı göstermemiz gerekir. Bizim isteklerimiz olduğu gibi başkalarının da istekleri olduğunu bilmeli ve onlara saygı göstermeliyiz. Saygılı olduğumuz zaman toplum içerisinde huzur olur, barış ve kardeşlik ortamı oluşur. Saygının olduğu toplumlarda insanlar birbirlerinin haklarını gözetir ve işbirliği içerisinde hareket ederler. Saygı güzeldir lakin tek taraflı bir saygı bizi yıpratır. Biz insanlara saygı göstermeliyiz ama başkalarının da bizlere saygı göstermesinin en doğal hakkımız olduğunu unutmamalıyız.

Kıymetli arkadaşlar, saygının temelinde kendimize yapılmasından hoşlanmayacağımız bir şeyi başkasına yapmamak vardır. Biz kendimiz için istediklerimizi başkaları için de isteyebilirsek o zaman gerçek manada saygıyı öğrenmiş oluruz. Saygının olduğu toplumlarda da her daim barış ve kardeşliğin egemen olduğunu unutmayalım.  

‘’ Zamanı Çar Çur Etmeyin Çünkü Hayat Ondan İbarettir.’’ Sözünü Açıklayan Bir Düşünce Yazısı Yazınız.

‘’ Zamanı Çar Çur Etmeyin Çünkü Hayat Ondan İbarettir.’’ Sözünü Açıklayan Bir Düşünce Yazısı Yazınız.

Zaman insanoğluna verilmiş en önemli armağandır. İnsan zamanın kıymetini bildiği zaman işlerini daha  iyi yapar, planlı ve programlı olur ve yaşamını düzene sokar. Zamanın  boş yere geçmemesi için onun kıymetinin bilinmesi gerekir. Zaman boş yere geçtiğinde  bir daha o giden zaman asla gelmeyecektir . Zamanını verimli kullanmayan, zamanını boşa harcayan insanlar ne kendilerine faydalı olurlar ne de içinde yaşadıkları topluma.

Zaman çar çur edilmemelidir. Boş işler  için o değerli vakitler öldürülmemelidir.  Zamanın her saatinin, her dakikasının bizim için kıymeti olmalıdır.  Örneğin çalışmanın bir zamanı olmalıdır ve  bu zaman çok iyi değerlendirilmelidir.  Sevdiklerimize vakit ayıracağımız bir zaman olmalıdır ve bu zamanda  güzel ve anlamlı geçirilmelidir. Kitap okuma zamanı olmalıdır, dinlenme ve eğlenme zamanı olmalıdır. Toplumla iç içe olma zamanı olmalıdır. Yani zamanımız bizi geliştirecek şeyler için harcanmalı, topluma, dünyaya faydalı olacak şeyler için harcanmalıdır. Mesela oturup bir komşunun ya da bir arkadaşımızın dedikodusunu yaparak, ona karşı kin besleyerek zaman geçirirsek bu zamanın ne bize faydası olur, ne de başkasına.

Oysa zamanı sevgi için, barış için, birilerine destek olmak için harcarsak işte o zaman boşa gitmemiş olur ve anlamlı olur. Bunun için  yaşamın bize verdiği zamanın  tadını   çıkarmalıyız ve giden zamanın bir daha  geri gelmeyeceğini düşünerek  hareket etmeliyiz.

‘’Yiyiniz, İçiniz Fakat İsraf Etmeyiniz.’’ Konulu Kompozisyon Yazınız


‘’Yiyiniz, İçiniz Fakat İsraf Etmeyiniz.’’ Konulu Kompozisyon Yazınız

Yüce Allah bize akıl vermiştir. Biz insanlar aklımız sayesinde dünyada olan biteni anlarız. Dünyada geçimimizi sağlamak için de çalışmak ve emek etmek zorundayız. Çalıştığımızın karşılığı olarak kazandığımız paranın değerini ise bilmeliyiz. Elbette ihtiyacımız olan şeyleri almalıyız fakat bunu abartmadan yapmalıyız. Yani israf etmekten kaçınmalıyız ve elimizden geldiği kadar tutumlu olmaya çalışmalıyız. Tutumlu olan insan  her şeyinin kıymetini bilir ve yok yere malını heba etmez.

Bolluk içinde olduğumuz zamanlar o bolluğun kıymetini bilmeliyiz ve kenarda köşede bir yerlerde  paramızı biriktirmeliyiz. Sevgili Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’da israf kötü bir şey olduğunu bildiği için şu sözü söylemiştir. ‘’ İnsanın canının her istediğini tüketmesi israftır.’’ İsraf etmek kişiyi yoksulluğa götürür ve başkalarına muhtaç haline  getirir. Oysa israftan sakındığımız zaman Allah’ın izni ile de kimseye muhtaç olmayız ve kendi yaşamımızı kendimiz idame ettiririz. Yeter ki israftan kaçınalım ve  tüketim çılgını insanlar haline gelmeyelim.  Günümüzde insanlar ihtiyacı olmadığı halde bile tüketim çılgınlığı içine girmektedir. Bir takım kimseler birtakım indirimler adı altında insanları israf etmeye yönlendirmektedir. Bu son derece yanlıştır. Böyle oyunlara gelmemeliyiz  ve inanmamalıyız.

Dünyada büyük bir kesimin bir dilim ekmeğe muhtaç yaşadığını da aklımızdan çıkarmamalı ve israftan kaçınarak artırdığımız paralarla yoksullara da kol kanat gerip onlara da umut olmalıyız. Böylece daha eşit ve daha insancıl bir dünyada yaşamış oluruz.






Kendimize Karşı Dürüst Olmak Konulu Konulu Kompozisyon Yazınız.


Kendimize Karşı Dürüst Olmak Konulu Konulu Kompozisyon Yazınız.

Dürüstlük insanın her yerde aynı olmasıdır. Yani yalan söylememesi, kimseye  kötülük düşünmemesi, merhametli olmasıdır. İnsan ilk olarak kendine karşı dürüst olmalıdır. Kendine karşı dürüst olan, erdemli olan  insan başkalarının yönlendirmeleri ile hareket etmeyen insanlardır. Dolayısı ile başkalarının bir sözü ile kendini değiştirmez ve dürüstlük ilkelerinden de vazgeçmez.

Kendine karşı dürüst olan insan dıştan güdülenen insan değil içten güdülenen insandır. İnsan böyle olduğu zaman çevresine karşı da dürüst olur.  Yani hep olduğu gibi görünür ve karakter ve kimlik değiştirmez. Tutarlı bir yapıya sahip olur. İşte böyle olduğu zaman da kişi kendini sever, kişiyi çevresindeki insanlar sever ve toplum nezdinde sevilen, sayılan bir kimse haline dönüşür. Kendine karşı dürüst olan kişi aile hayatında  da mutlu bir yaşam sürer. Aile içinde yalan dolan olmadığı için , güven bu aile içinde daim olur. Kişinin  kendi mutlu olur,kişi  ailesini mutlu eder ve kimseye karşı kötülük etmediği için her zaman vicdan rahatlığı içinde yaşamını devam ettirir. Kendine karşı dürüst olmayan insan hep bir sıkıntı içinde olur ve gerçek anlamda mutlu olmaz.  Yani kişi kendini  mutsuz eder ve gerçek  anlamda da mutluluğu yakalayamamış olur.  

Gerçek anlamda  kendine karşı dürüst olmayan bir insan sürekli savunma mekanizmalarına vurur ve gerçekleri görmemeye çalışır.  İşte tüm bunlardan dolayı her zaman dürüstlükten yana olmalıyız. Erdemli ve ahlaklı bir kimseye olmalıyız. Can yakmamalıyız, canımızın yakılmasına izin vermemeliyiz ve kimsenin de ahını almamalıyız.

Teknoloji Bağımlılığı İle İlgili Bir Paragraf Yazınız.


Teknoloji Bağımlılığı İle İlgili Bir Paragraf Yazınız.

Teknolojinin hayatımızda olması  ve hayatımıza katkı sağlaması güzel bir şeydir fakat  bunu ölçülü şekilde yaptığımız sürece bir problem olmaz. Teknolojiye bağlı, bağımlı bir hayat yaşarsak insanlar ile iletişimimiz güçleşir. Asosyal bir hayat yaşarız ve bir süre sonra toplumdan kopmaya ve uzaklaşmaya başlarız.  Özellikle de çocuklar, gençler teknoloji bağımlısı olmaya daha yatkındır. Şimdi hemen hemen her çocuğun elinde bir tablet ya  da telefon bulunmakta ve  bu aletleri de yanlarından ayırmamaktadırlar. 

Anne ve babalar çocuklarına bu konuda örnek olmalı ve çocuklarını teknoloji bağımlısı olmaktan kurtarmalıdırlar. Çocuğum ağlamasın, kızım  üzülmesin diye onları teknoloji bağımlısı yaparsak ilerde bu bağımlılığının önüne geçemeyiz ve  çocuklarımızı kendi ellerimizle bir teknoloji bağımlısına dönüştürebiliriz . Bunun için çocuklara anne ve baba gözetiminde bilgisayar, tablet vb vermeliyiz.

Teknoloji bağımlığının şu zararlarını da unutmamalıyız:
*  Depresyon
* Aşırı savunmacılık
* Günlük planları sürekli ertelemeye başlamak
* Sorumlulukları ertelemek
* Zamanın kıymetini bilememek ve zaman kavramını yitirmek
* Ani duygusal değişikliklerin olması
* Uykusuzluk
* Baş ağrısı
* Boyun ağrısı
* Boyunda, belde birtakım fiziksel problemlerin olması
* Görme bozukluklarının başlaması
* Sağlıksız beslenmeye yol açması
* Spor yapmama ve sürekli ekran başında olarak kilo alma
* Sırt ağrıları vb gibi sorunlara yol açabilir.

Hangi Çizgi Film Karakteri Olmak İsterdin Konulu Kompozisyon


Hangi Çizgi Film Karakteri Olmak İsterdin Konulu Kompozisyon

Çizgi film izlemek her çocuk son derece eğlenceli bir olaydır. Hemen çizgi filmler çocukların asosyalleşmesine neden oluyor, çizgi film seyreden çocuklar şiddet eğilimlisi oluyor vb. ezber sözleri duyar gibi oluyorum. Evet bu sözler biraz ezber gibi. Çünkü abartmadan izlendiğinde ve izlenen çizgi filmlerde seçici davranıldığında çizgi filmlerden çok şey öğrenebiliriz.

Ben bir çizgi film kahramanı olsaydım “Heidi” filmindeki Peter karakteri olmak isterdim. Çünkü Peter dağlarda özgürce yaşayan, kendine güveni olan bir çocuk. Tertemiz doğanın içerisinde kuş cıvıltıları arasında, kendi halinde bir çocuk. Peter olmak isterdim çünkü Peter yeri geldiğinde en zor ve sarp yerlerde, zorlu koşullarda mücadele edip zorlukların üstesinden gelmeyi bilen bir çocuk. Peter başkalarına yardım etmekten zevk alan özellikle yaşlıların her türlü ihtiyacını karşılamak için çaba harcayan bir çocuk. Peter çok iyi bir arkadaş ve arkadaşı için her türlü zorluğa katlanabilecek birisi. Peter  çok cesur ve hayattan ne istediğini iyi bilen ve mücadeleci bir ruha sahip.

Peter dışında bir tercihim daha olsaydı o da “Tsubasa” olurdu. Çünkü futbolu çok seviyorum ve tıpkı Tsubasa gibi futbol oynarken başka hiçbir şey düşünmüyorum.  Tsubasa karakterinin de en çok yılmadan çalışan çabalayan ve yalnızca yeteneklerine güvenmeyen tarafı beni çok etkiliyor. Yani Tsubasa “Ben yetenekliyim her şeyi yaparım.” mantığında değil. Hep daha çok çalışıyor ve kendisini geliştirmek için devamlı mücadele ediyor.

Özetle söyleyecek olursam iyi seçilmiş çizgi filmler bize çok şey öğretebilir. Tabi belli bir süre izlemek şartıyla. Peter ve Tsubasa karakterleri de bana hayata dair çok şey öğretiyor.

Sevgi Ve Saygı Üzerine Kompozisyon


Sevgi  Ve Saygı Üzerine  Yazı Yazınız.

Dünyayı güzelleştiren, yaşama anlam katan en önemli değerler sevgi ve saygıdır. Dünyamız  gerçek anlamda sevgi ve saygı üzerine kurulmuş olsaydı şu anda ne savaş olurdu ne de kötülükler olurdu. Sevginin olduğu yerde barış olur, muhabbet olur. Sevgi varsa saygı da olur ve yaşam daha  anlamlı olur. 

İnsan  toplum içinde yaşadığı için , başkaları ile iletişim kurmaya mecburdur. İletişim kurarken de  konuştuğumuz söze, üsluba dikkat etmek gerekir. Başkalarına karşı her zaman saygılı olmalıyız ve nazik davranmalıyız.  İnsanları, hayvanları, doğayı sevmeliyiz ve yüce Allah’ın yarattığı her şeye saygı duymalıyız. Sevginin olduğu yerde kötülük barınmaz, saygı da daim olur. Bundan dolayı her zaman sevgi ve saygıdan yana olmalıyız.  Başka insanların özel yaşamına müdahale etmemeliyiz. Kimsenin kalbini kırmamalıyız.  İçimizde şefkat ve merhamet olmalıdır. İşte tüm bunlar olduğu zaman sevgi ve saygı da daim olur. Yaşadığımız dünya daha güzel ve daha yaşanılır bir dünya haline dönüşür.

Sevgi ve saygı ile ilgili şu sözleri de unutmamalıyız: ‘’ Hayat küçük şeylerden oluşur sen seversen büyük olurlar.’’ , ’’ Saygı ancak özgürlüğün bulunduğu yerde vardır sevgi ise özgürlüğün çocuğudur hiçbir zaman zorbalığın çocuğu olmamıştır.’’

Annemi Örnek Alıyorum Çünkü Konulu Kompozisyon Yazınız.


Annemi Örnek Alıyorum Çünkü Konulu Kompozisyon Yazınız.

Anneler dünyanın en  fedakar, en cefakar insanlarıdır.  En zor  işleri yapan ve sabahtan akşama kadar hiç durmadan çalışan canlarımızdır. Annemi örnek alıyorum çünkü  annem  beni ve kardeşlerimi koşulsuz seven ve bize  sevildiğimiz hissettiren en önemli varlığımdır. Annemi örnek alıyorum çünkü annem  karşılık beklemeden bize her türlü hizmeti yapan ve bundan da zevk alan  tek insan.

Annemi örnek alıyorum çünkü çocuklarını canından çok seven, onlara gözü gibi bakan ve onlara kimsenin vermediği değeri veren dünyadaki tek varlıktır belki de. Annemi örnek alıyorum çünkü annem benim her şeyim, kıymetlim,  en sevdiğim,  zahmetimi çeken kişidir. Annemi çok seviyorum çünkü  hayatın zorluklarına rağmen yılmadan bize bakan, çalışan ve  bizim için canını feda etmeye hazır olan  yegane varlıktır. Onu çok seviyorum ve ona çok değer veriyorum çünkü o annelik  gibi çok zor bir sorumluluğu üstleniyor ve bu durumdan da rahatsız olduğunu bir gün olsun görmedim. Bana ve kardeşlerime her gün ders çalıştırıyor. İnsanlara iyi davranmamız gerektiğini ve her şeyden  önce  iyi ve güzel ahlaklı olmamızı söylüyor ve bunu bize öğretiyor.

Yalan söylemiyor, kimsenin güvenini kırmıyor, emanete asla ihanet etmiyor. Çünkü o harika bir kadın ve harika bir anne. Annemi çok  seviyorum çünkü o  benim için bulunmaz bir değer ve dünyanın en değerli hazinesidir.

Atatürk'ün " Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir benim fikirlerimi benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir " sözünü açıklayınız

Atatürk'ün " Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir benim fikirlerimi benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir " sözünü açıklayınız.

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ülkesinin, milletinin bağımsızlığı ve halkının  egemenliği için her zaman çok çalışmıştır. Mustafa Kemal kendisini görmek isteyenlere şunu söylemek istemiştir. Beni görmek istiyorsanız benim ilkelerime, inkılaplarına sahip çıkın. Ülkenizi koruyun ve ülkeniz için bilim ve fen yolunda ilerleyin. Boş işlerle uğraşmayın. Sürekli çalışın, üretin demek istemiştir.

Onu görmek demek onun bize,  gençlere emanet ettiği Cumhuriyete, demokrasiye sahip çıkmak demektir. Mustafa Kemal tam bir vatan sevdalısıydı. Onun duygularını anlamak, onun gibi  vatana aşk ile bağlanmak onu görmekle eş değerdir. Çünkü bunu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk kendi söylemiştir. Ülkemizin değerlerini her şeyin üstünde tutmalıyız. Milli benliğimizi korumalı ve milli değerlerimize sahip çıkmalıyız. Ülkemizin bağımsızlığını her şeyin üstünde tutmalıyız.  Ülkemizin her ferdinin okuma yazma bilmesi için fedakarlık göstermeliyiz. Eğitim ve öğretime çok önem vermeliyiz. İnsan haklarına , kadınlara, çocuklara çok önem vermeliyiz.  Kadınlarımız başımızın tacı yapmalıyız. Eğitime, öğretime, öğretmenlere önem vermeliyiz. Ülkemizi siyasi, sosyal, askeri, ekonomik anlamda gelişmesi için var gücümüzle çalışmalı ve ilerlemeliyiz. Adaletli olmalıyız, insanlara eşit davranmalıyız.  Kimseye torpil yapılmamalıdır. Herkes liyakati ile görevine gelmelidir. Çünkü Mustafa Kemal Atatürk çalışana, emek  edene hakkının verilmesi gerektiğini savunmuştur. Milliyetçilik, devletçilik, cumhuriyetçilik, inkılapçılık, halkçılık, laiklik gibi ilkeleri yaşamımızda uygulamalıyız. Din ve devlet işleri aynı anda yürütülmemelidir. Din ve siyaset birbirinden ayrılmalıdır.

Ülkemizin muasır medeniyetler seviyesine ulaşması, ülkemizin  her ferdinin okuması, ilim yolunda, fen yolunda uğraşması gerekir. Vatan ve milletin  bağımsızlığı tehlikeye girdiği zaman Ya İstiklal, ya ölüm demesini bilmeliyiz. Spora önem vermeliyiz. Gençlerin spor ile uğraşmasını, sanat ile uğraşmasını, edebiyat ile ilgilenmesini sağlamalıyız. Geçmişimizi çok iyi bilmeliyiz ve geçmişte yapılan hatalardan ders çıkarmalıyız. İşte tüm bunları yaptığımız zaman Mustafa Kemal’i görmüş gibi oluruz. Yeter ki onun ilkelerine, inkılaplarına sahip çıkalım ve  bunları her zaman yaşatalım.


Kurtuluş Savaşı’nda Türk Kadınının Rolü İle İlgili Bir Kompozisyon


Kurtuluş Savaşı’nda Türk Kadınının Rolü İle İlgili Bir Kompozisyon Yazınız.

Atalarımız her savaşta olduğu gibi Kurtuluş Savaşı’nda da kadını ile, erkeği ile bir olmuştur. Kurtuluş Savaşı yıllarında asil milletimiz   yoklukla, sefaletle uğraşırken bir yandan da savaşla uğraşmıştır. Düşmanlar Anadolu köylerini yağmalıyor, bebeklere, çocuklara hiç acımadan kıyıyordu. Bu yıllarda çok zorluk çeken milletimiz iman gücü ile  bunların üstesinden gelmeyi bilmiştir.

Türk kadını, kahraman yürekli kadınlarımız savaşta askerlerimize yiyecek götürmüş, cepheye silah taşımış, yeri gelmiş kendileri asker olmuştur. Kimileri yeni doğan bebelerini evde bırakıp gitmiş, kimileri yaşlı anasını evde bırakıp cepheye koşmuştur. Tayyar Rahimeler, Ayşe Çavuşlar, Hatice Kadınlar ve daha niceleri.. .  Kadınlarımız kendi canlarını düşünmemişler, vatan ve milletin bağımsızlığını her şeyden  üstün tutmuşlardır.  Türk kadınları kadar dünyanın hiçbir yerde cefakar, fedakar, vefalı  kadınlar yoktur. Çünkü bizim milletimizin asil kadınları ülkesi tehlikedeyken kendi canlarını hiçe saymışlardır. Bu uğurda kimileri şehit olmuş kimileri gazi olmuştur.

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk de kahraman kadınlarımız ile ilgili şu sözleri söylemiştir: ‘’ Dünyada hiç bir milletin kadını: ‘Ben Anadolu Kadınından fazla çalıştım. Milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu Kadını kadar emek verdim.’  diyemez!'’

‘’ Ben Öğretmen Olsaydım ‘’ Konulu Kompozisyon Yazınız.


‘’ Ben Öğretmen Olsaydım ‘’ Konulu Kompozisyon Yazınız.

Öğretmenlik  çok zor ve aynı zamanda çok güzel  bir meslektir. Bu mesleğin özelliklerini yerine getirmek için önce iyi bir insan olmak gerekir. Ben öğretmen olsaydım ; öğrencilerime  ilk olarak iyi insan ve ahlaklı insan  olmayı öğretirdim. Kendim de iyi davranışlar sergileyerek onların doğruyu görmesini sağlardım.  Onlara asla yalan söylemezdim.  Doğru, dürüst ve güvenilir bir insan olurdum.  Öğrencilerimin de böyle olması için elimden  gelen fedakarlığı gösterirdim.  Onların  vatanına ve milletine faydalı olması için  her türlü sorumluluğumu yerine getirirdim.

Öğrencilerim arasında asla ayrım yapmazdım. Tüm öğrencilerim benim için  aynı değerde olurdu ve hepsini de aynı oranda severdim. Öğrencilerimi koşulsuz severdim.   Başarılı olan öğrencilerimin  daha da başarılı olması için onlara farklı görevler verirdim. Başarısız olanlar için ise okul çıkışı  kurslar verirdim.  Onların yaptığı yaramazlıkları  bazen de görmezden gelirdim ama yeri geldiği zaman da onların  iyiliği için kızmasını bilirdim.  Öğrencilerime konuyu yaparak, yaşayarak anlatırdım. Onları sadece ezberci bir sistemle yetiştirmezdim.   Dersten zevk almaları için  çeşitli materyaller  hazırlar ve öğrencilerimin  dikkatini  çeker ve onların hem eğlenmesini hem de öğrenmesini sağlardım. Onlara güler yüzlü ve anlayışlı olurdum.  Onları çok severdim. Onların kişiliğini hedef alacak kırıcı sözlerden kaçınırdım ama yaptığı yanlış davranışları da güzel bir şekilde onlara anlatırdım. Onlara ders çalışma alışkanlığı kazandırırdım. Yeri geldiği zaman disiplinli olur, yeri geldiği zaman da esnek olmasını bilirdim. Onlara vatanımızın ve milletimin her alanda gelişmesi için çalışmaları gerektiğini söylerdim.

Elimden geldiği kadar iyi ve başarılı bir öğretmen olmayı çalışırdım. Farklı  yetenekleri olan öğrencilerimi , yeteneklerine uygun alanlara yönlendirirdim. Sınıfımda engelli bir öğrencim varsa ona karşı daha nazik ve  anlayışlı davranılmasını sağlardım. Öğrencilerime  empati kurma becerisini ve eleştirel düşünme becerini kazandırırdım.

“11.11 Çılgınlığı, En Uzun Gece İndirimleri vb.” Hakkında Kompozisyon


“11.11 Çılgınlığı, En Uzun Gece İndirimleri vb.” Hakkında Kompozisyon

Alışveriş insanoğlunun hayatını idame ettirebilmesi için gerekli faaliyetlerdendir. Özellikle 20. yüzyıdan itibaren sanayileşme, seri üretim vb. gelişmeler; hammadelerin işlenmesi ve ürünlerin bollaşmasına neden oldu. Bu bollaşma beraberinde de bu ürünlerin satılması için pazar ihtiyacını beraberinde getirdi.

Günümüzde internet vb. teknolojik gelişmeler, reklam pazarının gittikçe genişlemesine sebep oldu. Cazip indirimler, yılda bir kez yapılıyor algısı, sürekli aynı ürünleri her yerde görmek gibi etkenler insanları alışveriş yapmaya zorlamakta. “Kara Cuma, En Uzun Gece, 11.11, 12.12” gibi özel tarihlerde yapılan bu kampanyalar insanların tabiri caizse “aklını çelmekte.” Hatta çoğu insan aldığı ürünleri birkaç gün sonra neredeyse hiç kullanmamaya başlamakta. Bu yüzden kullanıcılar olarak bilinçli olmalı ve gerçekten ihtiyacımız olan ürünleri iyi belirlemeliyiz. Kendimize gerçekten faydası olacak ve ihtiyaçlarımızı giderecek ürünlere yönelmeliyiz. Tabiri caizse bu “çılgınlıktan” en az zararla kurtulmak için bilinçli davranmamız gerekir.

Unutmamak gerekir ki dünyanın birçok yerinde bir dilim kuru ekmeğe, bir yudum suya muhtaç milyonlarca insan var. Şımarık bir tavırla her şeye sahip olma dürtüsü ile hareket etmek içinde bulunduğumuz zamanın en büyük hastalıklarındandır. Bizler bilinçli tüketiciler olarak bu kampanyalardan en iyi şekilde faydalanmalı ve gerçekten ihtiyacımız olan ürünleri hesaplı fiyatlarla almaya gayret göstermeliyiz.
Peki siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?