Konusu Azim ve Kararlılık Olan Bir Fabl Yazınız.

 Konusu Azim ve Kararlılık Olan Bir  Fabl Yazınız.



İklimlerin değişmesi ve küresel ısınmanın da etkisi ile doğa değişmeye başlamış ve fakat doğadaki bu değişme olumlu bir değişme değilmiş. Doğanın böyle zor günler geçirdiği zamanlarda  büyük mü büyük bir ormanda yaşayan çok sayıda canlı varmış. Aslan, kaplan, karınca,  tilki, kedi, tavşan , sansar, kurt vb. Ormanda yaşayan bu hayvanlar da  iklim değişikliğinden nasibini almaya başlamış. Eskisi gibi yiyecek ve içecek bir şey bulamaz hale gelmişler.  Ormanda yiyecek de bir şey kalmamış, Sular tükendiği için  su da bulamaz hale gelmişler ama yine de  hayvanlar var gücü ile çalışmaya , kendilerine yemek ve su aramaya devam ediyorlarmış. 

Ormanlar kralı Aslan şunu söylemiş: Umudunuzu kaybetmeyin sevgili orman sahipleri. Her ne kadar yiyecek ve içeceğimiz kalmadıysa da yiyecek aramaya devam edeceğiz demiş. Hayvanlardan bir kaçı umutları olmadığını ve artık yorgunluktan ve açlıktan ölmek üzere olduklarını söylemiş.  Kurt ve aslan ise sabah erkenden kalkıp tüm ormanı karış karış gezeceklerini söylemiş. Ormanda yeni doğum yapmış olan kedi de onlara katılacağını söylemiş.


 Yavrularının yiyeceğe ve içeceğe ihtiyacı olduğunu söyleyerek aslan ve kurtla gitmeye karar vermiş. Yavrularını yuvaya bırakıp sabah erkenden yola koyulmuş kedi ve diğer iki hayvan. Yürümüşler , yürümüşler, toprağın altını kazmışlar ama ne yazık ki ne bir yiyecek ne de içecek bulamamışlar ama yine de umutlarını kaybetmeden elinden geldiği kadar aramaya devam etmişler. Artık akşam oluyormuş . Kurt, aslan ve kedi eve boş döneceklermiş ama yine de umutlarını kaybetmeden aramaya devam etmişler. Üçü yolda giderken ormanda iki gün önce piknik yapmış olan  etlerini ormanda bırakıp giden insanların yiyeceklerini görmüşler ve  hemen  o etleri çantalarına koymuşlar. O arada kedi arkadaşlarına sessiz olmaları gerektiğini söylemiş. Az aşağıda bir su sesi geliyormuş. Hemen aşağıya inmişler ve su sesinin geldiği yeri  kazarak oradan çıkan suları da ormandan getirdikleri kaplara doldurmuşlar. 


Azmin ve çalışmanın sonucu olumlu olmuş ve hayvanlar ormana elleri dolu ile gitmiş. Onları gören diğer hayvanlar da bir güzel o etler ile karınlarını bir güzel doyurmuşlar  ve gelen suyu  da kana kana içmişler. Suyun yerini buldukları için her gün oraya su içmeye gitmişler ve yeni yiyecekler bulmak için durmadan çalışmışlar. Yani er olan ekmeğini taştan çıkarmış. Er olan ekmeğini taştan çıkarır atasözümüz de buradaki hayvanların ekmeğini bulmak için nice zorluklara katlandığını göstermektedir. Azim ve sebat da hayvanların en büyük yardımcısı olmuş.

Mustafa Kemal Atatürk’ün Ulusal Egemenlik İle İlgili Sözleri

 Mustafa Kemal Atatürk’ün Ulusal Egemenlik İle İlgili Sözleri



Mustafa Kemal her zaman ulusun egemenliğine önem vermiştir. Ülke bağımsızlık savaşı verirken bile aklının bir köşesinde hep ulusal egemenlik yer almış ve yeri geldiği zaman da cumhuriyeti ilan etmiştir. 23 Nisan Ulusal Egemenlik yılı olmuş ve büyük meclisimiz açılmıştır. 23 Nisan aynı zamanda Mustafa Kemal tarafından çocuklara bayram olarak ilan edilmiştir. Ülkenin geleceği çocuklardır. Egemenliği devam ettirecek olan onların aydın fikirleri sayesinde olacaktır. Bunun için ulusumuzun egemenliğini her zaman  korumalıyız ve başka milletlere köle olmamak için çok çalışmalıyız.


Mustafa Kemal’in ulusal egemenlik ile ilgili sözleri şunlardır:


 “Egemenlik (hakimiyet) en genel anlamıyla devletin ülke toprakları üzerinde siyasi yönetim yetkisini kullanma hakkıdır.

“Kendilerine bir milletin  tahili bırakılan adamlar, milletin kuvvet ve kudretini yalnız ve ancak yine milletin hakikî ve elde edilmesi mümkün menfaatleri yolunda kullanmakla görevli olduklarını bir an hatırlarından çıkarmamalıdırlar. Bu adamlar düşünmelidirler ki, bir memleketi zabt ve işgal etmek o memleketin sahiplerine hâkim olmak için kâfi değildir. Bir milletin ruhu zabt olunmadıkça, bir milletin azim ve iradesi kırılmadıkça, o millete hâkim olmanın imkânı yoktur. Halbuki asırların getirdiği bir millî ruha, hiçbir kuvvet mukavemet edemez.

“Millî egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, yok olur. Milletlerin esareti üzerine kurulmuş müesseseler  her tarafta yıkılmağa mahkûmdurlar.”

“Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da millî egemenliktir. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdani ve mevcudiyetidir.


“Millî egemenlik uğrunda canımı vermek, benim için vicdan ve namus borcu olsun.”

“Egemenlik, hiçbir mâna, hiçbir şekil ve hiçbir renkte ve işarette ortaklık kabul etmez. 

“Dünyanın belli başlı milletlerini esaretten kurtarmak için egemenliklerine kavuşturan büyük fikir akımları, köhne müesseselere ümit bağlayanların, çürümüş idare usullerinde kurtuluş kuvveti arayanların amansız düşmanıdır.”

“Mahkûm olmak istemeyen bir milleti, esareti altında tutmağa gücü yetecek kadar kuvvetli  müstebitler  artık dünya yüzünde kalmamıştır.


“Gerek askerlik, gerekse siyaset hayatımın bütün devir ve safhalarını dolduran mücadelelerimde daima hareket düsturum millî iradeye dayanarak milletin, vatanın muhtaç olduğu gayelere yürümek olmuştur.”

“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.”

 

“Kimle Gezdiğinize, Kimle Arkadaşlık Ettiğinize Dikkat Edin. Çünkü Bülbül Güle, Karga Çöplüğe Götürür.” Sözü İle İlgili Kompozisyon

 “Kimle Gezdiğinize, Kimle Arkadaşlık Ettiğinize Dikkat edin. Çünkü Bülbül Güle, Karga Çöplüğe Götürür.” Sözünden Anladıklarınızı Kompozisyon Olarak Yazınız.

 


Aile birey için çok önemlidir. Anne ve baba bir çocuğun en güvendiği ve çocuğun anne ve babasından  koşulsuz sevgi beklediği kişilerdir. Her ne kadar aile,  kişi için çok önemli olsa da sadece aile bireyleri ile hayat geçmemektedir. İnsan kendi yaşına uygun, kendi kafasına ve kendi yüreğine eş değer kişilerle olmak ister ve onlarla arkadaşlık, dostluk kurmak ister.  Bazen anne ve babaya bile anlatılmayan duygular arkadaşlara anlatılır ve çözüm yolu da arkadaşlardır. Arkadaşlık kurmak sosyallik açısından çok önemlidir ama kurulan arkadaşlıklarda da güzel ahlak, güven,  sadakat de çok önemlidir.


Yani insan kiminle gezdiğine, kiminle duygu ve düşüncelerini paylaştığına dikkat etmelidir. Kendisi için ilk olarak ahlaklı ve dürüst insanları tercih etmelidir.  Arkadaş seçiminde çok ama çok dikkatli olunmalıdır. İyi arkadaş iyi yola götürürken kötü arkadaş da kötü yola götürür ve kişinin başına ummadığı belalar gelebilir. Onun için kimle arkadaşlık kurmak gerektiğine  dikkat etmek gerekir. Kimi arkadaşlar vardır siz onlarla olduğunuz zaman size çok güzel şeyler öğretebilir ve onunla olduğunuz zaman kötü huylarınız da değiştiğini görebilirsiniz. Kimi arkadaşlar da  vardır size hep zarar veriri ve başınıza türlü türlü belalar açabilir. Sizi kötü alışkanlıklara sürükleyebilir, sizin güveninizi boşa çıkarabilir ve ahlaksız işler peşinde koşarak hayatınızın berbat olmasına neden olabilir.

 

 İşte bunların olmaması için kiminle gezdiğimize dikkat etmeliyiz ve iyi insanlar, karakteri oturmuş ve sağlam duruşlu kimseler ile arkadaşlık kurmalıyız ve bu arkadaşlığı da ömrümüzün sonuna kadar sürdürmeliyiz. Mevlana'nın da dediği kimle gezdiğine , kimle arkadaşlık ettiğinize dikkat edin. Çünkü bülbül güle yani iyi olan şeylere götürür, karga ise çöpe yani leşe, kötülüklerin olduğu yere sizi sürükler.

 

Neşet Ertaş Sözleri

 Neşet Ertaş Sözleri

 



Neşet Ertaş büyük bir halk sanatçısıdır. Türk halk ozanı, Abdallık geleneğinin  son büyük temsilcisidir. İnsana, insanlığa verdiği değer ile, gülen yüzü ve samimi tavırları ile  halkının gönlünde büyük taht kurmuştur. Aramızdan ayrılmasına rağmen onu hiç bir zaman  unutmayacağız. Yazdığı eserler ile  unutulmayacak olan Neşet Ertaş’ın sözleri de bize  onun ne kadar duygu dolu ve sanattan, insan halinden  anlayan bir kişilik olduğunu gösterir. Kendisi “ Bozkırın Tezenesi” olarak bilinir.


Neşet Ertaş sözleri şunlardır:

''İncinmiş olanın ahı, nereye gitse bulur sahibini'.”

 ''İnsana lazım olan iki sokum ekmek ve yatacak bir yer fazlası haramdır''

 ''Biz doğduğumuzdan beri yoksulduk. Varlığı görmedik ki yoksulluktan şikayet edelim.''

''Ağaçtan düşen yaprak nasıl kurumaya mahkumsa, Gönülden düşen insan da unutulmaya mahkumdur.''

 ''Bir de şu var; Gönlünün eşini bulan garip değildir.''

“İnsanları birbirinden ayıran mezhepçilere karşıyım, mezheplere değil.”


“''Namerde muhtaç olmayacak ve ömrünü tamamlayacak şekilde bir ekmek parası lazım. Bunun fazlası, fazladır. İnsan tam ömre göre ölçmeli onu. Bugün son ekmeğini yeyip ölmeli, artan bir şey kalmamalı. Eğer ben öldüğümde bir çuval unum kalmışsa, ben suç işledim demektir…''

''Dünyada hiçbir şey bizim değil, bizim olan verdiğimiz emektir''

 “Denizi seyretmek gibidir bozkırda gökyüzünü seyretmek.”

İlimsizlik  bilgisizlik yüzünden. Cehalet hortlayıp çıka mı çıkar? Sevgisizlik saygısızlık yüzünden İnsan insandan bıkar mı bıkar?

 

''Ne söyleyim şu dünyanın haline dağlar ayrı ayrı, çöl ayrı ayrı, şu insanlar bölüşmüşler dünyayı Hudut ayrı ayrı yol ayrı ayrı.''

 ''Ben diyorum ki, insan ve insanoğlu var. Ayrımcılığın sonu kavgadır, kavganın karı var mı?'”

 ''Hak bildiğim yoldan ayrı gitmedim, koğular getirip gıybet etmedim, gönülleri kırıp can incitmedim, bir garip sazımı çaldım giderim.''

''Kendi kendisinden utanmayan, yeryüzünde hiç kimseden utanmaz.''


 ''Sadık bir yâr bulup yaşa, Onun dışındakiler boşa, El aklıyla gezen başa, Bin bir türlü hâl gelir.''

 ''İnsan değer verdiği şeylere gözüyle bakar, yüreğiyle taşır''

“''Halden anlamayanı kendi haline bırak, Zaman ona halini anlatır kurban olduğum...''

''Akordu bozuk sazdan , ağzı bozuk kızdan , Menfaati için seni silen dosttan hayır gelmez.''

 “ İnsanın derdi ne kadar büyük olursa gülüşü o kadar sıcak olurmuş, o dert güzelleştirirmiş onun yüreğini. öyle derler, bizim buralarda. o derdin büyüklüğü neye göre ölçülür biçilir bilmem ben fakat birinin gülüşünün sıcaklığını hissettim mi, anlıyorum ki derdi çok. güzelleşmiş derdiyle."

Japon Atasözleri

 Japon Atasözleri

 


Çalışkanlığı ve  azmi ile bilinen Japonlar dünyayı kendilerine hayran bırakmaktadır. Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombalarından sonra hayat ile ilgili umutlarını kaybetmemişler ve tarihlerinden ders alarak kendilerini dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri haline getirmişlerdir. Her milletin kendine ait atasözleri olduğu gibi bu çalışkan milletin de atasözleri vardır.

 

Japon atasözleri şunlardır:


“Bir dostunuz, yemiş bahçesini geziyorsa, dalgın görünmeniz en büyük nezakettir.”

“ Okuduğun her şeye inanacaksan, hiç okuma daha iyi.”

“Kaplanın inine girmedikçe yavrularını çalamazsın.”

 

“Bilgi, eğer bilge değilsen, eşeğin sırtına vurulmuş kitap yükü gibidir.”

“Para kazanmak iğneyle kuyu kazmak gibi; para harcamak kuma su dökmek gibi.”

“Yalan dörtnala gider. Hakikat ise adım adım yürür fakat yine de vaktinde yetişir.”

“Biri  beni aldatırsa yazıklar olsun ona; iki kez aldatırsa yazıklar olsun bana.”

 

“Kızgın adam hayatta girdiği tüm savaşlarda yenik ayrılır.”

“Taş makası kırar, makas kâğıdı keser, kâğıt taşı sarar.”

“ Üç taşınma bir yangına bedeldir.”

 

“Adam mevki sahibi olmaya görsün, köpeği bile mağrur eda takınır.”

“Adam içkiyi içer; sonra içki içkiyi içer; sonra içki adamı içer.”

“ Savaşı bilmeyen, barışı da bilmez.”

“ Sis, yelpaze ile dağıtılmaz.”

“ Göze batan çivi, çekici yer.”

"Dürüstlük en iyi siyasettir."

“ Hızlı giden araba, yana yuvarlanır.”

“ Şarkı söyleyen kuş, kanat çırpmaz.”

“Kör bir dilenci de hiç olmazsa çiçeklerin kokusunu duyar.”

“Bir İnsanı Ahlâken Eğitmeden Sadece Zihnen Eğitmek Topluma Bir Bela Kazandırmak Demektir.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 “Bir İnsanı Ahlâken Eğitmeden Sadece Zihnen Eğitmek Topluma Bir Bela  Kazandırmak Demektir.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 

Eğitim toplumların gelişmesine ve ilerlemesine katkı sağlar. Eğitim sadece ders anlatmak,  ders dinlemek , akademik bilgi ve becerilere sahip olmak demek değildir. Eğitim aynı zamanda güzel ahlak demektir, dürüst ve güvenilir, başarılı bireyler ortaya çıkarmak  demektir. Bir toplumu toplum eden en önemli özelliklerden biri de ahlaktır. Ahlak olmazsa toplum da olmaz. Ahlaki eğitim sağlıklı düşünebilen, hisseden ve davranan bireylerin yetiştirilmesi için  olmazsa olmazlardandır. Bir insanı ahlaken eğitmeden sadece zihnen eğitmek topluma bela kazandırmaktır der Amerika Birleşik Devletleri’nin 26. Başkanı  Theodore Roosevelt.


 Sadece zihinsel yönden eğittiğiniz kişiler çok büyük başarılar elde edebilir. Müthiş icatlar ortaya çıkabilir ve ama bu icatları insanların zararına kullanırsa ve insanlığa kötülük ederse işte orada o buluş ya da icadın hiç kimseye faydası olmaz aksine ülkelerin başı beladan kurtulmaz. Bundan dolayı da  önce ahlaki eğitim verilmelidir insanlara. Bilinçli insanların olması, kendini bilen kişilerin toplum içinde yer alması son derece önemlidir. Ahlaki olarak iyi yetişmiş toplumun fertleri zihinsel yönden de iyi yetiştirildiği zaman ortaya harika sonuçlar çıkacaktır. Bunun sonucunda da toplumda bilim ve fen gelişir,  barış dolu, sevgi dolu bir toplum ortaya çıkar. İnsanlar birbirine karşı sevgi ve saygı içerisinde hareket eder. Barış ve huzur ortamı sağlanmış olur.             O toplum ya da toplumlar he türlü güzel ve olumlu değişmelere de açık hale gelerek kalkınır ve ahlaki  ve ekonomik olarak  gelişmiş ülkeler seviyesine çıkar.


Irkçılık yapmamak, hoşgörülü olmak, bilim ve ilimi ahlaki olarak ileri götürmek insana yakışan en temel özelliklerdir.  Siz çocuğunuza küçük yaşta ahlaki eğitim vermediğiniz zaman, empati kurma becerisini öğretmediğiniz zaman, şefkatli ve merhametli yetiştirmediğiniz zaman  o çocuk ileride ne kadar başarılı olursa olsun   toplum tarafından sevilmeyen biri olacaktır ve toplumun başına da bela olacaktır. Onun için önce ahlak öğretilmeli, sonra çocuklarımızın her türlü gelişmesine katkı sağlanmalıdır.

 

Hayalimdeki Ülke Konulu Kompozisyon Yazınız.

 Hayalimdeki Ülke Konulu Kompozisyon Yazınız.

 


Yaşadığım ülke olan güzel vatanım Türkiye’yi çok seviyorum. Bu topraklarda doğup büyüdüğüm için, bu toprakların havasını aldığım, suyunu içtiğim için memleketimin kıymetini çok iyi bilirim. Hiç kimse memleketinden ayrı bir yere gitmek istemez. Her ne kadar ülkemi çok sevsem de ülkemde olmasını istediğim, hayalini kurduğum şeyler de vardır. Mesela insanlarının  ağaçların dallarını kırmadığı,  karıncaları ezmediği, yerlere çöplerin atılmadığı bir ülkede yaşamak isterdim. İnsan haklarının hiçbir zaman görmezden gelinmediği, adaletin herkese uygulandığı, herkesin eşit olduğu bir ülkede yaşamak isterdim.


Kadınlara ve çocuklara değer verilen , çocuk  yetiştirirken anne ve babaların ruh sağlığının  yerinde olduğu, eşlerin birbirine karşı sevgi ve saygı dolu  olduğu bir ülkede yaşamaktır benim umdum. Havanın, suyun ve toprağın kimyasal atıklarla, çöplerimizle kirletilmediği bir ülkede yaşamak beni çok daha mutlu eder ve ben daha huzurlu olurdum. Kadınlara ve çocuklara şiddetin olmadığı , doğanın korunduğu, bağların, bahçelerin harap edilmediği bir ülkede yaşamak isterdim. Daha çok bina dikilmesi yerine daha çok ağaçların ve yeşil alanların olduğu, denizlerin tertemiz olduğu, göllerin kirletilmediği, ağaçların kesilmediği ve hayvan soylarının yok edilmediği bir ülkede yaşamak beni mutlu ederdi.


Ülkeler arası savaşların yaşanmadığı, sevginin, barışın ve kardeşliğin daim olduğu, dayanışmanın var olduğu, insanların birbirine karşı daha hoşgörülü olduğu bir ülkede yaşamak herkesi mutlu ederdi. İnsanların tasarruflu olduğu, bir tek damla suyu bile boşa israf etmediği, bize çeşitli armağanlar sunan doğanın kıymetinin bilindiği, doğa ile iç içe bir ülkede olmak isterdim. Özgürlüğüme saldırının olmadığı, fikrini söylediği için hapse atılmadığı insanların olduğu, insanların kinden değil sevgiden beslendiği bir ülkedir hayalim. İnsanın insana insan olduğu için değer gördüğü, çıkarların ön planda olmadığı esas olan insanca yaşamanın, insanın biricik olduğu- bilincinde olan kişilerin yaşadığı bir ülkede yaşamak isterdim. Kuş seslerinin çoğaldığı, koyunların, kuzuların, ineklerin doğal hayatla iç içe olduğu, hayvana şiddetin ve istismarın olmadığı bir ülkedir benim umudum.


Kız çocuklarını hor görmeyen, erkek çocuklarını kötü yetiştirmeyen, kadın ve erkek eşitliğinin olduğu, bilinçli insanların yaşadığı yerdir benim hayalimdeki ülkem. Hata yapıldığı zaman özür dilemenin erdemlilik olduğunu bilen ve bunun için de üzüntü duyan ve pişman olan insanların olduğu yerdir benim dünyam. İnsanların kendi benliğini, kendi kültürünü koruduğu ve kendisini sevdiği bir ülkede yaşamak bence çok harika olurdu. Bilime, eğitim ve öğretime önem veren, kültürlü insanların olduğu için, sıcacık gülüşlerini, samimi bakışların olduğu, dostça, insanca bir ülkede yaşamaktır benim hayalim.

23 Nisan Bayramını Sizlere Hediye Ettiği İçin Atatürk’e 23 Nisan Konulu Bir Mektup Yazınız.

 23 Nisan Bayramını  Sizlere Hediye Ettiği İçin Atatürk’e 23 Nisan Konulu Bir Mektup Yazınız.

 


 23Nisan  1920 tarihi  Ulusal Egemenlik günü olarak kabul edilmişti Büyük Millet Meclisimiz açıldığında. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılması demek milletin egemenliği demekti aynı zamanda. Çocukları yani bizleri çok seven, vatanına  her konuda önder olan, hem komutan, hem öğretmen, hem ilim insanı olan büyük şahsiyet  Gazi Mustafa Kemal Paşam! Bize hediye ettiğin bu anlamlı günde biz çocuklar çok güzel zaman geçiriyoruz her yıl.  Sen ülkesinin çocuklarına değer veren, bir ülkenin geleceğini eline alan çocuklardır deyip bizi düşünen ve bizi çok seven komutan. Seni çok seviyorum. İyi ki bizim milletimizin lideri oldun ve yaptığın yeniliklerle ülkemize cumhuriyeti getirdin, demokrasiyi getirdin, insan haklarının , adaletin önemli olduğunu vurguladın her zaman.

 

Milletin egemenliği demek milletin iradesi demekti. Bu iradeyi güçlü kılmak için önce çocuklara çok değer vermek gerekirdi ve sen ileri görüşlü biri olduğun için bize 23 Nisanı bayram olarak hediye etmişsin. Öğretmenlerim, ailem ve arkadaşlarım sana minnet borçluyuz. Bugün bu özgür Türkiye Cumhuriyeti topraklarında bayramımızı coşkulu ve özgür bir şekilde kutlayabiliyorsak bunu Mehmetçiklerimize, sana ve senin kıymetli silah arkadaşlarına borçluyuz.


Sevgili Paşam

Dünyanın çok sayıda ülkesinden her yıl bizim ülkemize gelen  yabancı çocuklar da var. Onlar bize çok şanlı olduğumuzu söylüyorlar. Çünkü onların senin gibi ileri görüşlü, bir lideri olmamış ve oradaki çocuklara bayram hediye edilmemiş . Onun için bizim bayramımızı onlar da kutluyor ve onlar da burada çok eğleniyor. Sen sadece bizim gönlümüzde değil dünya çocuklarının da gönlünde taht kurmuşsun. Her çocuk seni sevgi, saygı ve minnetle anıyor. Seni çok seviyorum güzel insan. Her yıl senin sayende çok güzel geçiyor.


 Sınıflarımızı Türk bayrakları ile, balonlarla ve senin fotoğraflarınla doluyor. Yüreğimiz vatan ve millet için, senin sevgin için atıyor ve atmaya da devam edecek.  Mektubuma burada son veriyorum ve seni asla unutmayacağıma söz veriyorum koca  yürekli adam. Sarı saçların ve mavi gözlerin bana hep  bilimin aydınlığını hatırlatacak ve ben de büyüyünce çocuklar için çok güzel şeyler yapacağım. Yattığın yer nurla dolsun, uyuduğun yer cennet bahçesinden bir yer olsun.

 

 

23Nisan İle İlgili Hikâye Yazınız. Yazdığınız Hikâyeyi Sınıfta Okuyunuz.

 23Nisan İle İlgili Hikâye Yazınız. Yazdığınız Hikâyeyi Sınıfta Okuyunuz.

 


Uyanır uyanmaz yine her zamanki gibi okula gittim. Ödevlerimi gece geç saatlere kadar bitiremediğim için uykumu iyi alamamıştım. Bir haftadır hasta olduğum için derslerden geri kalmıştım. Ondan dolayı da öğretmenimizin sınıfta anlattığı konuları defterime yazmak için arkadaşım Elif’ten defterini almıştım. Bunun için de bu aralar biraz geç yattım ama neyse ki eksik konum kalmadı. Okula vardığımda öğretmenimiz bana geçmiş olsun dedikten sonra  dersini anlatmaya başladı.  Dersimizi Sosyal Bilgilerdi. Konumuz ise Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılış tarihiydi.

 Büyük komutan Gazi Mustafa Kemal bu günü aynı zamanda biz çocuklara armağan etmiş ve onun için de bu gün hem egemenliğimizin kutlandığı gün hem de biz çocukların bayramı olarak ilan edilmişti. Öğretmenimiz dersi anlatmaya devam ediyordu. İki gün  sonra bayramınız yaklaşıyor çocuklar hazırlıklar tamam gibi dedi. Ben ise hasta olduğum için çok iyi hazırlanamamıştım ama koca iki günde de her şey yapılabilirdi. Önce 23 Nisan ile ilgili öğretmenimin verdiği şiiri ezberlemeye başladım. Daha sonra bu günümüzde yapacağımız gösteriye de iki gün boyunca sıkı sıkı çalıştım ve en sonunda ben de diğer arkadaşlarım gibi bayramımızı kutlamaya hazır hale gelmiştim.  Akşam erkenden yattım ve sabah uyandığımda güneş ışıkları odamı doldurmuştu.


Her 23 Nisan da yağmur yağar ve törenler  iptal edilirdi ama bu kez yağmurlu bir hava değil güneşli bir hava vardı şansımıza. Çok mutlu olmuştum. Hemen kahvaltımı yapıp annemle birlikte okulumuza  vardık. Tören alanına doğru gittim ve sıramda yerimi aldım. Bugün çok özel ve anlamlı bir gündü benim için. Bugün Ankara’nın havası bile bize armağandı. Ankara’da doğup büyümek ve burada geçmişimize ait izler bulmak beni çok mutlu ediyordu. 


Okulumuza farklı ülkeden de çocuklar gelmiş  ve kendi dillerinde bizim ana dilimizde şiirler söylemiş ve şarkılar okumuş ve kendi ülkelerinin yöresel oyunlarını izlemişlerdi. Biz de sınıfta gösterilerimizi yapmış ve şiirlerimizi okumuştuk. Tören bittikten sonra öğretmenimiz bizi  Ankara Kalesinde yer alan Erimtan Müzesine götürdü. Bu müzede eğlenceli, sanatla dolu, hoşça vakit geçirdik. Bu gezimizden sonra bize özel konser veren yerlere gittik ve o gün çok yorucu ve aynı zamanda çok anlamlı bir gün olmuştu bizim için.  Ayrıca Anıtkabir'i de ziyaret etmiştik ve çok duygulanmıştık. Mustafa Kemal iyi ki bize böyle güzel bir bayram hediye etmiş ve bizi çok sevmişti.

 

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının Çocuklarda Etkisi Konulu Bir Kompozisyon Yazınız.

 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının Çocuklarda Etkisi Konulu Bir Kompozisyon Yazınız.

 

Mustafa Kemal Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı günü hem egemenliğin kutlanması hem de bu özel ve anlamlı günün çocuklara armağan edilmesi gerektiğini düşünmüş ve ondan dolayı 23 Nisan Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramı ilan edilmiştir. Mustafa Kemal bir milletinin geleceğini aydınlatan ve parlatan tek şeyin çocuklar olduğuna inanmıştır. Çocuklara verilen değer, onlara gösterilen ilgi ve sevgi onların ileride aydın, bilimsel düşünen, ilim ve irfan yolunda ilerleyen kimseler olmasını sağlar. Onun için milletin en değerli varlıkları çocuklardır ve çocuklar olmaya da devam edecektir. Onlar hayatın neşesi, umudu, cesareti, tebessümü, bilgesi kısacası her şeyidir. 


23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı sadece bizim çocuklarımızın için ilan edilmiş  olmasına rağmen dünyanın en ücra köşelerinden bu bayramı kutlamak için gelen binlerce çocuk ülkemize misafir olarak  gelir ve bizim çocuklarımız ile birlikte kaynaşırlar, bir olurlar ve rengarenk görüntüler ve sevgi çiçekleri  ortaya çıkar.   Bu anlamlı ve güzel bayram için veliler çocuklarının mutlu olması için, öğretmenler geleceğin mimarı olan öğrencileri için günler öncesinden hazırlıklara başlar.  Rengarenk kıyafetler alınır, pantolonlar alınır, süsler alınır ve Türk bayrakları eşliğinde o anlamlı güne hazırlanılır.

Çocukların duyguları nasıl diye soracaksınız çocuklar o günden bir  gün önce daha da heyecan içinde olurlar ve kimileri heyecandan gece geç saatlere kadar uyuyamazlar. Çünkü onların bayramı vardır sabah. Bayram demek onların mutluluğunu doyasıya yaşanmak, coşku içinde anlamlı bir gün geçirmektir. 

Sabah olduğunda kahvaltılar yapılır, kıyafetler ütülenmiş olarak giyilir, dişler fırçalanır ve tören alanına varılır. Başlar 23 Nisan etkinlikleri coşku ile. Şiirler okunur, kompozisyonlar okunur, Gazi Mustafa Kemal’e minnet duyar çocuklar o gün. Kendilerine böyle bir bayramı hediye eden büyük lidere olan sevgi bir kat daha artar o gün. Çocuklar oynar, şarkılar söylenir,  danslar edilir, yöresel gösteriler sunulur izleyicilere. Farklı ülkelerin çocukları kendi ana dillerinde şarkılar söyler.  Bizim kıymetli ana dilimiz olan Türkçe  dilinde şarkılar okurlar, şiirler okurlar. Böylece bir kültür kaynaşması, kültür alışverişi de yaşanmış olur  o anlamlı ve özel günde. 

Çocuklar bir başka mutlu olur o gün. Daha bir sevgi dolu, ilgi bekleyen, sevgi bekleyen canlar olurlar. Bu bayramda onların mutlu olmasını sağlamalıyız ve onları o gün sinemaya, değişik gösterilere,  farklı etkinliklere katmalıyız ve çocukların kendi bayramlarını kendi istedikleri gibi yaşamasını sağlamalıyız ve büyüdükleri zaman akıllarında güzel anılar bırakmalıyız. Şimdiden tüm yavrularımızın bayramı kutlu ve mutlu olsun. Hepinizin gözlerinden öperim kıymetli çocuklar.

Şiddet İle İlgili Özlü Sözler

 Şiddet İle İlgili Özlü Sözler

 


Şiddet gösteren kişi korkak ve aciz olan kişidir. Kendisini insan gibi ifade edemeyen ve bunun için de zorbalığa başvuran kötü niyetli kimseler ne yazık ki suçu günahı olmayan , kendilerinden güçsüz kişilere şiddet uygular. Şiddeti uygulayan kişi insanlıktan bir nokta nasibini almamış kişidir. Şiddete uğrayan mağdur tarafta ise korku, endişe, psikolojik problemler ortaya çıkar. Şiddetin her türlüsüne hayır denmeli ve şiddet asla kabul edilmemelidir. Çocuğa, kadına, yaşlıya ve insan her kimseye şiddet uygulanmamalı ve şiddet uygulayan cani kimselere de gerekli olan cezalar verilmelidir.


Şiddet ile ilgili sözler şunlardır:


”Bir kaç küçük tecrübe sonunda anladım ki, amaç hiç bir zaman kullanılan araçlardan farklı olmuyor. Şiddet ancak şiddeti doğuruyor.” (John Steinbeck)

 “Sevgi insanlığın şiddet hayvanlığın kanunudur. “Mahatma Gandhi

“İlk yumruğu atan fikirlerinin yetersizliğini kabul etmiştir. “ Çin Atasözü

“Biz kendimizi sevgi ile maskelenmiş şiddetle yok ediyoruz.”  R. D. Laing

“Şiddet göstermeme inancımın birinci maddesidir. Aynı zamanda o benim itikatımın da son maddesidir. Mahatma Gandhi


“Şiddet karşıtlığının ürettiği güç kesinlikle insan yeteneğinin icat ettiği tüm silahların gücünden üstündür.”  Mahatma Gandhi

“Canavarlarla kavga eden dikkatli olmalıdır. Çünkü kendisi bir canavar olacaktır.“ Friedrich Nietzsche

”Şiddet sadece nefreti arttırır.” (Luanne Rice)

“Şiddet yetersiz kimsenin son barınağıdır. lsaac Asimov


“Şiddet otoritaryanizmin bitin özünü oluşturur tıpkı reddinin anarşizmin bütün özünü oluşturması gibi.”  Errico Malatesta

“Şiddet gören bugünkü mazlum çocuk, yarının şiddet gösteren zalimi olur.” (Adem Güneş)

“”Şiddetle geçen yaşamlar şiddetle son bulur.” (Watchmen Filmi)

“”Düşünmenin eşlik etmediği her yer inanç, şiddet yüklüdür.” (Dücane Cündioğlu)

“Dünyada sadece iki kuvvet vardır. Biri kılıç, diğeri düşünce. Uzun vade de kıIıç her zaman düşünce tarafından fethedilecektir.” Napoleon Bonapart


”En büyük hastalığımız şiddete bağlı strestir, buda öfkeye sebep olur.” (Dr. Said Sözühikmet)

”Çok yapılan tenkit ve çıkışlar şiddetini kaybeder. Tıpkı bir tanesi insanın ayağını acıtan çakıl taşının, pek çoğunun üzerinde yüründüğünde tesirini kaybetmesi gibi.” (Andre Gide)

Afgan Atasözleri

 Afgan Atasözleri



İnsanlara mesaj vermek amacı ile yazılmış atasözleri her millet de vardır. Çünkü her milletin yaşanmışlıkları, başarılar ve yenilgiler vardır. Bizlere öğüt vermek amacı ile yazılmış olan atasözleri hepimiz geliştirir ve çeşitli konularda da dikkatli olmamız gerektiğini söyler.


Afgan atasözleri de şunlardır:

En büyük ordu bile iyi bir komutan yoksa hiçbir şeydir.

“Açık ağız aç kalmaz.”

“ Akıllı adam önden giderse ardına da bakar.”

 

 Başkası hakkında kötü konuşmak, kendisi hakkında kötü konuşmaktır.

Allah her şeye kadirdir ama açık havada yağmur yağdırmaz.

 Akan su geri gelmez.

Güneşin gölgesi bile uzayıp kısaldığına göre dünyada süreğen bir şey yoktur.

Bir avuç su, karınca için denizdir.


Kaplan öldürür, çakal yararlanır.

Kötü asla iyi olmaz, karayı yıkasan da ak olmaz.

 Bir soğan dahi verirken  dahi gönül alıcı ol.

 Çölde her su iyidir.

Önce günahı işler, sonra şeytanı suçlarsın.

Ha yalan söylemişsin ha geceleyin damdan atlamışsın.

Varlık malda değil, gönüldedir.


Bir köpek bir gölgeye havlar, bin köpek o köpeğin sesine  havlar.

İçteki ağrıyı  dilim dilim  dilmek olmaz.

Kötü kadın dar ayakkabı gibidir.

Yabanın ateşi, kardan soğuktur.

Söylenen söz geri alınmaz.


Zeki insan, bir taşa iki kez dokunmaz.

Kendi sokağında, pis köpek bile  kaplandır.

O denli tatlı olma ki seni yemesinler.

Kötü şeylere yavaşa, iyi şeylere hızlı davran.

 

“Sizi Mutsuz Eden Kişileri Göz Ardı Etmedikçe Asıl Mutluluğa Ulaşmayı Beklemeyin.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 “Sizi Mutsuz Eden Kişileri Göz Ardı Etmedikçe Asıl Mutluluğa  Ulaşmayı Beklemeyin.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.



Mutluluk ya da mutsuzluk sonsuz değildir.  İnsanın mutlu olduğu zaman, mutsuz olduğu zaman, bazen ne mutlu ne de mutsuz olduğu zamanlar olabilir. Kimi zaman  hayata hiçbir duygu ve anlam yüklemeyebiliriz ama bu  geçici bir durumdur. Çünkü insan her an çok mutlu her  an  çok mutsuz olabilecek bir durumda olmaz, olmamalıdır da.  İnsan olduğumuz için kimi zaman içimizden hiçbir şey yapmak istemeyiz ve boş boş bakabiliriz. Bunlar gayet normal şeylerdir ama önemli olan her zaman bir duruşumuzun olması  gerektiğidir.


 Her ne kadar bazen hiçbir duygu hissetmesek de bunu başkalarına aktarmaya çalışmamalıyız kendi içimizde yaşamalıyız. Yani bizi önemseyen, bizi  verdiği değer  onurlandıran  ve bizimle iletişim halinde olmak isteyen kişilerle anlaşılır ve etkili bir şekilde iletişimimizi de devam ettirmeliyiz. Yoksa kimse bizimle olmak istemez ve o zaman da yalnız kalırız. Bizi mutsuz eden kişiler de olacaktır hayatımızda. Bazen bizi kıskanan, bizi çekemeyen ve her yaptığımız şeyi kötü ve olumsuz şekilde eleştiren, mimikleri ile bizi küçük düşürmeye çalışan ve hayat enerjimizi yok etmeye çalışan kötü ruhlu insanlar vardır hayatta ve böyle insanlar hayat devam ettikçe de olmaya devam edecektir ne yazık ki.


 İşte bu durumda aklımızı etkin ve akıllı bir şekilde kullanmalıyız. Bizi mutlu eden insanlar  bir yakınımız olur, çevremizdeki arkadaşlarımız olur, akrabalarımız olur vb. Bunlar olabilir ama bizim de kendimize göre yöntemimiz olmalıdır ve beni yani seni, onu, öbürünü mutsuz eden kişileri göz ardı etmeliyiz onları görmezden gelmeliyiz.


Görmezden geldiğimiz zaman ve onların söylediklerini  ruhumuza geçirmediğimiz zaman, kendimizi sevdiğimiz ve kendimize değer verdiğimiz zaman bizi kimse üzemez ve psikolojimizi de olumsuz yönde etkileyemez. Yeter ki öyle kimseleri görmeyelim ve gerçekten de bizi üzen ve bize değer vermeyen insanları kalbimizden çıkaralım. Onu zihnimizden ve kalbimizden tamamen yok ettiğimiz zaman işte o zaman gerçek mutluluğa ulaşmış oluruz. Bunu ilk başta hemen yapamayabiliriz ama bunun için sabır ve zaman gerekir. 


Sabır ve zaman her şeyin ilacıdır aslında. İşte bunlara göre hareket ettiğimiz  zaman o kişi ya da kişiler  kendiliğinden de bizim için bitmiş olacak ve onun dediği hiçbir şeye de kulak asmayacağız ve kendimize olan sevgimizi, inancımızı ve saygımızı da sonsuz kadar devam ettirmiş olacağız. Yeter ki önce kendimizi sevelim ve kendi ruhumuzu kötü kişilerden korumaya çalışalım. Bunu yaptığımız zaman mutluluk da kendinden gelecektir zaten.

Yunus Emre Sözleri

 Yunus  Emre Sözleri


Yunus Emre bir hak şairi ve tasavvuf şairidir. İnsana, insanlığa verdiği anlamlı mesajlarla hepimizin gönlünde taht kurmuştur. İnsanlara iyi davranmayı, kalp kırmamayı ve sevginin  dünyaya egemen olmasını  arzulamıştır her zaman.  Anadolu’nun her bir yanında ünü yayılmış olan büyük bir halk ozanıdır kendisidir. Kendi ana dilini çok iyi şekilde kullanan Yunus Emre aynı zamanda Arapça ve Farça da bilmektedir. Hoş görülü olmamızı gerektiğini söylemiştir her zaman. Yunus Emre'yi rahmet ve minnetle anıyoruz.


 Yunus Emre sözleri şunlardır: 


“İncitme dostun kalbini; tamir edecek usta yok. Soldurma gönül gülünü; sulamaya ibrik yok.”

“Benlik davasını bırak muhabbetten olma ırak sevgi ile dolsun yürek hoşgörülü olmaya bak.

“Bu dünyaya inanma, vefasın bulam sanma.”

“Mazlumun ahı indirir şâhı.

“Aşk ile yola çıkmak ise niyetin, Bela ile imtihan edilirsin. Zü’l Celali ve’l ikram; önce kahır sonra ikram.”

 

“Olsun be aldırma Yaradan yardır. Sanma ki zalimin ettiği kârdır. Mazlumun ahı indirir şâhı. Her şeyin bir vakti vardır.

“Gönlünde aşk ateşi olan kişi yandıkça mum gibi yumuşar. Taş gönüller ise kararmış sert katı kış gibidir.

Biz gelmedik dava için, bizim işimiz sevda için, dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldik.

“Ey dostunu düşman sayan, gıybet etme, yalan konuşma. Bu dünyada fitneye düşen, iftira edenin öbür dünyada yeri dar olur.”

 

“Ey aciz Yunus kimseye kibirlenme, toprak gibi alçakgönüllü ol. Gül bahçelerinin tümü toprakta biter.”

“Az söz erin yüküdür, çok söz hayvan yüküdür.”

“İnsan iyiliği kadar taşlanır, merhameti kadar dışlanır, kulluğu kadar da sınanır.”

“Zulüm ile abad olanın akıbeti berbad olur.

“Dünya yalan kardeşim, dünya yalan! Var mı yalan dünyada bakî kalan. Mal da yalan, mülk de yalan. Var biraz da sen oyalan.”

“Hakk’ı gerçek sevenlere cümle alem kardeş gelir.”

 

“Gönlü taş olanın dilinden zehir tüter. Ne kadar yumuşak konuşsa da onun sözleri “Savaş” gibidir.

“Neyi çok bekler ve umursan senden uzaklaşır. Hem ne demiştik “İstenileni almak değil razı olmaktır imtihan.”

“Bir garibin duasına gir. Kurtarırsa o kurtarır.”

“Söz binlerce mücevher ve altın parayı kara toprak eder.”

 

“Hiç hata yapmayan insan, hiçbir şey yapmayan insandır ve hayatta en büyük hata, kendini hatasız sanmaktır.”

“Kendimi bir nokta olarak gördüğümde, bir bakmışım ki anlamlı bir cümlenin sonundayım.”

“Açlığın sonunda tokluk vardır, tokluğun sonu ise yokluktur. Bu yollar korkuludur. Bu yollarda Allah neyler sabredip görelim.”

“Dervişlik olsaydı tâç ile hırka, biz dahi alırdık otuza kırka.

“En büyük ibadet sevebilmektir.”

“Yaratılanı hoş gör, Yaradan’dan ötürü.

Yüz Yüze Eğitim Daha Faydalıdır Konulu Münazara Örneği

 Yüz Yüze Eğitim Daha Faydalıdır Konulu Münazara Örneği

 


Eğitim insanları geliştirir  ve onların   daha iyi bir insan olması yönünde kişiye çok sayıda katkı sağlar. Eğitimin uzaktan mı yoksa yüz yüze mi eğitim olması gerektiği konusu da yıllardır tartışılmaktadır. Eğitimin her türlüsü çocuklar için elbette faydalıdır ama çocuklar için en etkili eğitim yüz yüze yapılan eğitimdir. Çocukların gençlerin ruh sağlığı için, mutlu olmaları için, sosyalleşmeleri için hiç kuşkusuz ki yüz yüze eğitim uzaktan eğitimden her zaman daha etkili sonuçlar vermiştir.


Mesela şöyle düşünelim: Uzaktan eğitimde çocuk  her konuyu öğrenebilir, zamandan, mekandan tasarruf sağlar ve amaçladığı bilgilere de ulaşır .Buraya kadar her şey iyi  fakat çocuk için bunlar yeterli olan bir şey değildir. Çocuklar,  gençler  hatta yetişkinler bile yüz yüze eğitimle daha mutlu olur ve işler daha  bir gayret ve azimle yapılmış olur.  Duyguların paylaşılması, aynı ortamda bulunmanın kişiye verdiği mutluluk ve sosyalleşme sevinci  vb insanları  daha mutlu eder. Yüz yüze eğitimde çocuk sınıf arkadaşları ile iletişim içinde olur. Onlarla oynar, güler,  sarılır ve daha birçok güzel etkinlikler yapılır.


 Çocuğun akranları ile kurduğu bu etkileşim onun benlik algısının gelişimine , özgüven gelişimine  katkı sağlar. Öğretmenin çocukla, çocuğun öğretmeni ile, öğretmenlerin kendi meslektaşları ile bile yüz yüze iletişim kurması onların ruhsal anlamda daha mutlu olmalarını sağlar ve kişi sosyal anlamda bir doyum sağlamış olur. Yüz yüze eğitimde insan olduğumuzu hissederiz ve robotlaşmaktan kurtuluruz. Yüz yüze eğitimin daha çok sayıda güzel ve etkili sonuçları vardır. Bunun için yüz yüze eğitim her zaman daha etkili sonuçlar verir.

Uzaktan Eğitim Daha Avantajlıdır Konulu Münazara Yazınız.

Uzaktan Eğitim Daha Avantajlıdır Konulu Münazara Yazınız.

 



Uzaktan eğitim; geleneksel öğrenme-öğretme yöntemlerindeki sınırlılıklar nedeniyle sınıf içi etkinliklerin yapılamadığı  durumlarda eğitim çalışmalarını planlayanlar ve uygulayanlar ile öğrenenler arasında iletişim ve etkileşimin özel olarak hazırlanmış öğretim üniteleri ve çeşitli ortamlar yoluyla belli bir merkezden sağlandığı bir öğretim yöntemidir. Yüz yüze eğitimin gerçekleşmediği zamanlarda uzaktan eğitim yapılmaktadır ama uzaktan eğitim yüzü yüze eğitimden daha etkilidir. Çünkü  uzaktan eğitimde zaman kaybı olmaz, gereksiz bilgiler öğrenilmez. 


Yüz yüze eğitimde çok zaman kaybı olurken uzaktan eğitimde doğrudan hedefe odaklanılır ve kişi sadece yapacağı işleri yapar ve böylece boş yere zaman kaybı da yaşanmamış olur. ( Ulaşım, barınma,  beslenme, konaklama vb gibi)  Uzaktan eğitimin çok sayıda faydaları vardır. Yaşam boyu öğrenmeyi sağlar, uzaktan eğitim sayesinde çok geniş kitlelere bilgiler aktarılır. Her öğrenci kendi hızında ilerler. Kişinin bilgi ve becerisinin artmasını sağlar. Kişi teknolojiyi ve teknolojik gelişmeleri daha yakından takip eder. Uzaktan eğitim daha öğrenci merkezlidir ve daha eşitlikçidir. Fiziksel engeli olan kişiler için de uzaktan eğitim son derece fayda sağlar ve kişi öğrenmeden mahrum kalmamış olur.


Coğrafi ve bölgesel engeller de ortadan kalkmış olur. Maddi olarak kişiye katkı sağlar ve kişi boşu boşuna fazladan para, zaman, emek harcamamış olur. Uzaktan eğitim etkili ve hedefine odaklı bir şekilde yapıldığı zaman büyük kazanımlar sağlar ve kişiye çok katkı sağlar. Bunun için uzaktan eğitim yüz yüze eğitimden daha avantajlıdır. Çocuklar için iyi bir öğrenme ortamı oluşturulduğu zaman, belirli bir plan ve program dahilinde çocuklar çalıştığı zaman, yeri geldiği zaman mola verilerek çocuğun sıkılmaması sağlandığı zaman uzaktan eğitim daha faydalıdır ve çocukların gelişmesine daha çok sayıda faydaları vardır.