Milli Bayramların Sizde Uyandırdığı Duyguları Anlatan Mektubunuzu Borçlu Olduğunuz Tarihi Kahramanlardan Birine Yazınız.

 Milli Bayramların Sizde Uyandırdığı Duyguları Anlatan Mektubunuzu  Borçlu Olduğunuz Tarihi Kahramanlardan Birine Yazınız.

 

Kuruluş Savaşının kadın kahramanı, kadınların gururu, vatanı için her türlüğü zorluğa göğüs gererek düşmanla çarpışmaktan korkmayan sevgili Binbaşı Emire Ayşe! Kurtuluş Savaşı esnasında  Fransızlara, Yunanlılara  karşı elinden gelen her türlü savunmayı yapan ve vatanı için emek edip, alın teri döken büyük kahraman! Kıymetli eşin de Birinci Dünya Savaşı sırasında, Kafkas Cephesinde  şehit düştüğü halde bu yolda ölmek vardır , dönmek yoktur parolası ile hareket ettin. Ben kadınım, bir kadının savaşta işi nedir demedin. Aksine memleketinin çocuklarına, gençlerine örnek oldun, savaşmaktan korkan kimi gençlere nasihatlerinle ilham kaynağı oldun.



 Düşmanla çarpışmaktan korkmadan, yıkılmadan ve yenilmeden aslanlar gibi mücadelene devam ettin. Türk milletinin kahraman bir vatanseveri  olarak  düşmandan korkmayıp çocuklarını bir yakınına bıraktın  vatan savunması için mücadele ettin. Yunanlılara karşı savaşmak için eşinden kalan birkaç altını saklayarak onunla silah aldın ve düşmana haddini bildirmek için gece gündüz demeden çalıştın. Emire Ayşe Bacım!  Köyündeki erkeklerle birlikte  silah almak için şehre giderken yolunu eşkıyalar kesmişti. 


Sen  eşkıyalardan korkmamış ve onlara vatanı savunmak için , tüfek almak için şehre gidiyorum sizse burada yol kesip haraç almaya çalışıyorsunuz, alın her şeyimi alın, canımı alın demiştin  ve eşkıyalardan korkmamıştın. Bunun üzerine eşkıyalar yaptıklarından utanmışlar ve sana  altınlarını geri vermişlerdi. İşte sen böyle yürekli bir anasın, işte böyle vatanseversin ve vatanı için canını feda etmeye hazır olmuş bir yiğit kadınsın Ayşe Bacım. Yunanlılar ile çarpışarak tüm kadınlara örnek oldun ve Mustafa Kemal tarafından Ankara’ya  çağrıldın. Sana kadınların gururu olduğun için “Binbaşı “ unvanı verildi ve sen bu unvanı bileğinin gücü ile kazandın.  


Biz gençlere düşen görev de senin bizlere emanet ettiğin bu toprakları hayatımızın sonuna kadar korumaktır. Emanetine sahip çıkmak ve bu topraklarda yaşamak, sizin gibi atalara sahip olmak bizim için onur verici bir durumdur. Sizi çok seviyorum Binbaşı Emire Ayşe Hanım! İnşallah bizler de sizin gibi vatana lâyık evlatlar oluruz ve sizin gibi olamasak da vatan için çalışmaktan yorulmayan vatanseverler oluruz. 


Milli bayramlarda her zaman çok mutlu oluyoruz ve sizin gibi insanların evladı olmaktan da onur duyuyoruz. Sizler vatan için çalışmasaydınız, vatanı düşmana teslim etseydiniz bugün milli bayramlar diye bir bayramımız olmayacaktı ve  biz de sizleri tanıyamayacaktık. İyi ki bu milletin evlatları olmuşsunuz ve iyi ki bize böyle güzel bayramlar bırakmışsınız. Her bayram içimiz bir başka duygularla dolar, gözlerimiz yaşarır ama bu yaş zafer göz yaşıdır, bağımsızlık ve hürriyetin göz yaşı ve onurudur. 


Bu bayramlarımızı her zaman yaşamak ve çocuklarıma da sizleri anlatmak en büyük amacım olacaktır. Mektubuma son verirken sizlere Yüce Allah'tan rahmet ve mağfiret dilerim. Mekanlarınız cennet oldun Kurtuluş Savaşı'nın asil kahramanları, kabriniz nurla dolsun sevgili Binbaşım, Emire Ayşe Bacım.

V Harfi İle İlgili Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları

 V Harfi İle İlgili Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları


 

Ver yiğidi, yiğide, Mevla rızkını yetire:  Yiğit kişilere Allah yardım eder ve evlilikleri iyi gider.  Evlilikte kişilik uyumunun da çok önemli olduğuna dikkat çeker bu atasözümüz.

 

Var varlatır, yok söyletir:   Zengin, varlıklı kimse varlığı ile övünür, yoksul olan kimse yoksulluğundan dert  yanar.

 

Vakıf tarla kimseye mal olmaz:  Maddi durumu olmayan insanlar için devlete bağışlanan tarlanın kimseye faydası yoktur. Çünkü o tarla sadece yoksullar içindir. Toplumsal yarar için  kullanılan şeylere el uzatmamalıyız.


 



Vasiyet ölüm getirmez:  Vasiyet bırakmak ölmek demek değildir. İnsan yaşıyorken de bir vasiyet hazırlayabilir.

 

Vurma korkağa, cesur edersin:  Korkak insanlar dayak yemeye alışıklardır. Böyle insanlara sürekli vurulduğu zaman o kimseler bir zaman sonra dayaktan da korkmamaya başlar.  Kimsenin üzerine gidilmemeli, insanlar kışkırtılmamalıdır.

 

Verirsen veresiye, batarsın kara suya:  Veresiye mal bir kişi en sonunda iflas eder. Paramızı batıracak şekilde çalışmamalıyız.

 

Varını veren utanmamış:  İhtiyacı olana yaptığımız yardım küçük de olabilir. Bundan utanılmaz aksine kişiyi yardım etmek mutlu eden bir eylemdir.

 

Veren  eli herkes öper:  Yardımsever olan insanlara saygı da olur. Yardımsever bir kişi olmaya çalışmalıyız.

Yüreklerde Akif, Dillerde Hürriyet Konulu Kompozisyon Yazınız.

 Yüreklerde  Akif, Dillerde Hürriyet Konulu Kompozisyon Yazınız.

 

İstiklal Marşı’nı yazmak için gece gündüz demeden kalemini eline almış ve düşündüklerini yazıya dökmüştür Mehmet Akif.  Vatana olan düşkünlüğünü dile getirmek için, vatan topraklarının ne zorluklardan geçtiğini gördüğü için   İstiklal Marşı'nın her bir kıtasını  anlamlı yazmıştır Mehmet Akif Ersoy. İstiklal Marşını okuduğumuzda  o kıtaların her biri sanki yüreğimize ince bir nakış gibi dokunur. Okuduğumuz bu muhteşem şiir  ise  bizi hem hüzünlendirir,  hem  gururlandırır hem de mutlu eder. 


 Ecdadımız Osmanlı Devleti bir zamanlar  koca bir devletken zayıf  düşmüş ve zayıf düştüğünde ise etrafına kargalar üşüşmüştür. Her bir yandan ülkemize girmek ve ülkemiz topraklarını ele geçirmek isteyen düşman kuvvetleri var güçleri ile birlik içinde olup bizi yani atalarımızı topraklarından sürgün etmek istemişlerdir. Kurtuluş Savaşı’na katılan binlerce askerimiz vatan yolunda çarpışmış, vatan için hayatlarını feda etmiştir. 


Büyük insan Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşları da Mehmetçiklerimize yol göstermiş  vatan toprakları Allah’ın izni ve milletimizin azmi ile düşman ellerinden kurtulmuştur. İstiklal Marşını yazarak tek bir kuruş dahi almayan Mehmet Akif Ersoy’un tek dileği Yüce Allah’ın bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırmaması olmuştur. Çünkü bir milleti ayakta tutan en önemli güç özgürlüktür. hürriyetin gücüdür. Özgür olmayan vatan toprakları başka devletlerin manda ve himayesi altına girer. Özgürlük bir kere elden gitti mi elimizde ne vatan kalır, ne dilimiz, ne dinimiz ne de kültürümüz. 



Büyük üstat Mehmet Akif savaş yıllarını gördüğü için muhteşem bir şiir yazmış ve bu şiir milletimiz tarafından  takdirle karşılanmıştır. Kendisi bir inanç adamıdır, davasına hayatını harcamış, ömrünü inancını yaşamak için, inandığı yolda iman gücü ile yaşamak için sürdürmüştür ve inançlı olmasından da hiç bir zaman bir şey kaybetmemiştir. İçindeki Allah sevgisi, kuran sevgisi, vatan sevgisi ona bu şiirleri yazdırmış ve böylece de muhteşem ötesi bir şiir yazıya dökülmüştür.  İstiklal Marşı öyle kudretli bir şiirdir ki onu okuyan her vatan genci kendinde güç bulacak, özgürlüğün ne kadar önemli olduğunun farkına varacak ve bunun için de daha çok çalışacaktır. Bu şiiri yazan koca yürekli adam Mehmet Akif Ersoy da asla unutulmayacak ve hep kalbimizde yaşamaya devam edecektir.



 Dilimizde özgürlük olacak, bağımsızlık olacaktır.  Çok çalışmak gayreti içinde olmaya devam edeceğiz. İşte böyle yaptığımız zaman da vatan yolunda ilerleme olacaktır, bu vatanın bir karış toprağı bile düşman devletlere asla teslim edilmeyecektir. Yeter ki bize emanet edilen bu toprakların kıymetini bilelim ve onu sonsuza kadar koruyalım. Bu şiiri milletine hediye eden ve milletini canından çok seven büyük insan Mehmet Akif Ersoy'un da mekanı cennet olsun inşallah. Bu vatan için emeği geçmiş tüm vatan evlatlarının da kabri nurla dolsun, vatanımız her daim var olsun, sonsuz olsun inşallah.

  Çanakkale Konulu Kendi Kafanızdan Bir Hikâye Yazınız.


U ve Ü Harfi İle İlgili Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları

U  ve Ü Harfi İle İlgili  Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları

 


Ucuz satan tezcek satar:   Ucun malın alanı da çok olur. Satıcı olan kimse her şeyin iyisini satmaya çalışmalı, müşteriyi aldatmamalıdır.

 

Uzayan kol bizden olsun:   Başarılı olacak biri varsa bu bizden çıksın anlamındadır. İnsan böyle düşünebilir ama  yine de  herkesin başarılı olmasını , iyi yerlere gelmesini istemeliyiz.




 

Uzun söz yorgunluk:   Bir konuda gereğinden fazla konuşmak  konuşanı da dinleyeni de bir süreden sonra sıkmaya başlar. Yani; geveze olmamalıyız:)

 

Utanma Pazar, dostluğu bozar:  Dostlar arası yapılan alışverişte açık olunmaması dostluk ilişkilerine zarar verir. İlişkilerimizde dürüst ve açık olmalıyız.

 

Üzüm zamanı, köpek ölmez:   Üzüm vakti gelince köpekler de aç kalmaz. Hasadın bol olduğu zamanlarda , besinin çok olduğu zamanlarda insan da güçlü olur  ve mutlu olur.

Un elekten, hamur bilekten çıkar:  İyi iş yapımını gerektiren iyi araç gereçlerle olur.

 




Üç göç bir yangın yerini tutar:  Bir yerden başka bir yere devamlı göç etmek evdeki eşyaları yıpratır. Böyle olmaması için de sürekli ev değiştirmemeliyiz.

 

Üvey öz olmaz, kemha bez olmaz: Taraflar ne kadar çaba harcarsa harcasın, içten ve samimi davranırsa davransın, üvey anne öz annenin , üvey çocuk da öz çocuğun yerini tutmaz. Doğanın bir işeyişi vardır, belirlediği şeyler vardır ve bunlar asla değişmez. Kemha kelimesinin anlamı ise bir çeşit ipek kumaşıdır. Atasözümüzün ikinci anlamı ise şudur: Soylu ve asil insanlar ahlaksızca işler yapmaz.

 

Üveye etme özünden bulursun, geline etme kızından bulursun:   Üvey çocuğuna ve gelinine kötülük eden kişilerin de kendi kızlarına kötülük ederler. Yani kimsenin ettiği yanına kâr kalmaz. İşte onun için de kimseye kötülük etmemeliyiz. Üvey çocuğumuz varsa onu da sevmeliyiz, gelinimiz varsa onu da sevmeliyiz ve korumalıyız.

Üçlenmemiş eken, olmamış biçer:   Tarlayı hazırlamayıp ekini ekersek o ekin verimli olmaz.  Her iş gerekli olan koşullar hazırlanınca yapılırsa daha verimli sonuç ortaya çıkar.

“Faydasız Baş, Mezara Yaraşır.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 “Faydasız Baş, Mezara Yaraşır.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


 Yaşayan insanın bu hayatta bir amacı olmalıdır. O amacı gerçekleşmek için boş durmamalı ve her zaman çalışma gayreti göstermelidir. İşe yaramayan insanın mezarda yatan ölüden farkı yoktur. İnsan  hem kendisi için çalışmalı, hem sahip olduğu aileye daha iyi bakabilmek için  çalışmalı ve kendini ve ailesini kimseye el açtırmamalıdır. 


Kendisine ve içinde yaşadığı topluma faydası olmayan, tek amacı yemek, uyumak ve eğlenmek olan bir kimsenin  kendisine saygısı yoktur. Gerçi çalışmayan, alın teri dökmeyen bir kimse yemek yiyeceği parayı ve eğlenecek parayı da bulamaz. İşte bu tür olumsuzlukların olmaması için insan,  çalışmalı ve çalıştığı parasını da hakkı ile yemesini bilmeli ve hayatın tadını çıkarmaya bakmalıdır. Kazandığımız para ile hem sadece kendi çevremiz için faydalı olmayız.  Örneğin; Yardıma muhtaç olan binlerce çocuğa kucak açabiliriz.  Anne ve babası olmayan çocuklara elimizden geldiği kadar maddi ve manevi destek olarak onları mutlu eder ve biz de bu sayede daha mutlu oluruz. 





Bir çocuğa faydalı olma duygusu ile yatağımıza girip vicdan rahatlığı için mis gibi gözlerimizi uykuya teslim ederiz. Yeter ki hayatta bir amacımız olsun ve faydasız bir baş değil zehir gibi, akıllı bir başa sahi olalım ve nefes  alabildiğimiz sürece de çalışmayı asla elden bırakmayalım. Dünyada hiçbir şey insanın kendi alın teri ile kazandığı paradan daha kıymetli değildir. değildir.

 

T Harfi İle İlgili Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları

 T Harfi İle İlgili Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları



Tablakâr başındakini satar:  Başında tabla taşıyan kişi tablanın içindekileri satar. Atasözünde anlatılmak istenen ise  her insanın geçimini sağlamak için ekmek  parasını  değişik yollardan kazandığıdır.

 

Taş yerinde ağırdır:  Bireyin kendi çevresinde daha çok sevilip sayılması ile ilgili bir atasözümüzdür.

 

Tan yeri ağarınca hırsızın gözü kararır:  Hırsız kimse işlerini karanlıkta yapmayı sevdiği için aydınlığı fazla sevmez. Kirli işler peşinde koşan kimseler de  çıkarları için işlerini karanlık vakitlerde yaparlar. İşleri yolunda gitmediği zaman ise  sersemleşir ve b bir şey yapamazlar.

 

Taş düştüğü yerde kalır:  İşimizin daha da iyi olması için kendimizi geliştirmezsek hiçbir şekilde ilerleyemeyiz. Bunun için daha çok çalışmalı ve ilerlemeye bakmalıyız.


 



Tebdil-i mekânda ferahlık vardır:   İnsan devamlı aynı yerde kaldığı zaman sıkılmaya başlar. Farklı yerlere gitmek, gezmek ise kişiyi mutlu eder ve kişinin can sıkıntısını giderir.

 

Tok ağırlaması güçtür: Karnı tok olan kimseyi ağırlamak zordur ama bizler yine de eve gelen konuklarımızı elimizden geldiği kadar iyi ağırlamalı ve saygıda kusur etmemeliyiz.

 

Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkânıdır:    Tilki her ne kadar kurnaz bir hayvan da olsa onu da kandıracak daha güçlü bir hayvan vardır. Onun için tilkinin gideceği yer de kürkçü dükkanıdır. Kurnaz kimseler her ne kadar kendilerini kurnaz ve akıllı olarak görseler de onları kandıracak daha kurnaz kişiler mutlaka vardır .

 

Tekkeyi bekleyen, çorbayı içer:  İşinin başında olan kimseler o işten karnını doyurur.

 

Topa alışan deve, davuldan ürkmez:  Büyük sorunlar yaşamış biri küçük sorunlardan fazla  etkilenmez.

Ş Harfi İle İlgili Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları

 Ş Harfi İle İlgili Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları


 

Şöhret afettir:  Ünlü olan kimselerin dostu kadar düşmanı da olur. İşte bunun için de ünlü kişilerin kendilerini korumaları ve kötü insanlara karşı dikkatli olmaları gerekir.

 

Şalgamın sıkından, seyreği iyidir:   Seyrek olan şalgam olgunlaşmıştır. Atalarımızın bizlere vermek istediği mesaj ise şudur: Nüfusun kalabalık olduğu illerde  geçinmek de zorlaşır.

 

Şeyhin kerameti kendinden menkul:  Gerçek şeyh olmayıp şeyhlik özentisi içine girenler kendi kafalarından  çeşitli kerametler uydurur ve o kerameti de sahiplenirler. İnsan kendini olduğundan farklı bir yapıda göstermemelidir.

 

Şeytan onmaz, yiğit bön gerek: Kötü niyetli düzenbaz insanların sonu iyi olmaz. Yiğit olan insan, saf ve temiz olur. İnsan her zaman düzenbaz olmaktan kaçınmalı ve iyi bir insan olmak için uğraşmalıdır.

 


Şeriatın kesiği parmak acımaz: Kanunlar uygun  ceza alan kimse üzülmez, çünkü herkese aynı kuralar konulmaktadır. Kişi toplumsal yaslara uymalı, kendine ayrıcalık tanınmamasını istememelidir.

 

Şeytanın dostluğu, darağacına kadar:  Şeytan insana suçu işlettirir ama insan ceza alınca şeytan orada olmaz. Bu atasözünde anlatılmak istenen ise bize  zararı olacak kişiler ile arkadaşlık edinmememiz gerektiği ile ilgilidir.

 

Şahine lokma eksik olmaz:  Gözü açık olan, işini bilen kimseler aç kalmaz.

 

Şahin küçük,  yolda gezer; deve büyük,  çölde gezer:  İnsanları dış görünüşlerine, biçimlerine göre değerlendirmemeliyiz. Önemli olan insanların kişiliğinin sağlam olup olmamasıdır.

 

 

Şeytan ile ortak eken, buğdayın samanını alır:   Kurnaz olan insanlar ile ortak olan kimseler de bundan nasibini bir güzel alır. Kurnaz kimseler ile arkadaşlık kurmamalı , onların bizi dolandırmasına izin vermemeliyiz.

S Harfi İle İlgili Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları

 

S Harfi İle İlgili Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları

 

Sağır işitmez, uydurur: Sağır olan kişi söylenilenleri duymaz fakat ağız hareketlerinden ne dendiğini tahmin eder. Kimi insanlar da duymadığı  şeyi duymuş gibi anlatarak kafalarından bir güzel uydurma laflar söyler. İşte böyle insanların sözüne itibar etmemek gerekir.

 

 

Sabırla koruk helva olur, dut yaprağı atlas:   Koruktan helva olması yapılması ve dut yaprağından atlas yapılması uzun bir emeğin ve uğraşın sonucunda gerçekleşir. Bunun için de sabırlı olmak gerekir. Sabrın sonucunda her şey olur. Yeter ki emek ve alın teri olsun.

 

Sağ baş, yastık istemez:  Sağlıklı kimseler zamansız yatmak istemez. İnsan tembellik etmemeli, çalışmalıdır.

 

Sağ kuşun eti yenmez:  İnsan hayattayken mirası paylaşılmaz.

 

Sakınan göze çöp batar: Abartılı ve yersiz önlemler kişiye faydadan çok zarar getirir.

 

Sakın aprilin beşinden, öküzü ayırır eşinden:  Eski takvim hesabına göre Anadolu’da insanlar nisan ayının beşinin çok soğuk geçtiğini söyler. Bu ayda soğuktan en dayanıklı hayvan olan öküz ya da diğer adı ile manda bile soğuktan donarak ölebilir ve eşini yalnız bırakabilir. Atalarımızın bize vermek istediği mesaj ise şudur: İnsan böyle günlerde önlemini almalı, sıkı giyinmeli ve kendini soğuktan korumalıdır.

 

Sapsız balta suya batar: İşi gücü olmayan kimseler  toplum içinde yitip giderler. Böyle olmaması için de mutlaka bir işimiz olmalı ve o işimizle de kendimizin değerini bilmeliyiz.

 

Sıkışınca kedi yüze saldırır:  Kimi insanlar sıkıştırıldığı zaman saldırgan davranışlar içinde olabilir. İşte böyle olmaması için  kendimizden zayıf kişilere baskı yapmamalıyız.

 


Sinek, pekmezciyi tanır:   Usta olan kişiler  faydalanacağı şeyi arayarak bulur.


Söğüde tazelik, kayına  kartlık yaraşır:   Söğüt ağacı gençken , kayın ağacı da yaşlandığı zaman daha hoş görünür. Her yaşın kendine göre bir güzelliği vardır. Onun için her yaşın tadını çıkarmaya bakmalıyız.

 

Susamış it, kerize bakar:   Zor durumda kalan insanlar kötü şeyler yapabilir. İnsan her ne olursa olsun yine de kötü şeyler yapmamalıdır elbette.

 

Su içene yılan bile dokunmaz:  Kendi geçimi ile uğraşan, işine bakan kimselerle uğraşılmamalıdır.

 

“Sabırla Koruk Helva Olur, Dut Yaprağı Atlas.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 “Sabırla Koruk Helva Olur, Dut Yaprağı Atlas.” Sözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


Koruk üzümün olmamış ekşi halidir. Koruk olan üzümler daha sonra kararmaya ve tatlanmaya başlar. Üzüm tam yeme zamanına geldiği zamanda çeşitli aşamalardan geçer. Üzümler önce toplanır ve  koca bir tenekede ezilerek suyu çıkarılır. Üzümün suyuna toprak katılarak kaynatılmaya başlanır ve bu büyük uğraşın sonucunda kaynayan üzüm koyu bir pekmeze dönüşür. Pekmez yapıldıktan sonra da ona un katılarak helva yapılır. Yani burada sabır vardır. Dut yaprağının atlas olması için de belli bir emek ve uğraş vardır. 



Atalarımız da bu gerçek olan durumlardan esinlenerek insanların sabırlı olması gerektiğine dikkat çekmektedir. Sabırlı olan insan bir iş için emek verdiği zaman o emeğin sonucunu hemen olmasa da eninde sonunda alır. Çünkü işin ucunda sabır vardır, alın teri vardır, gayret vardır. Diyelim ki bir işe girmek için çok gayret ettiniz ama o işi elde edemediniz. İşte bu durumda hemen umutsuzluğa kapılmamalıdır insan. O iş olmadıysa  sabırla o işi elde etmek için uğraşmalı, daha çok çalışmalı, o işi elde etmek için kararlı olmalı ve sabrını sonuna kadar götürmelidir. Böyle olduğu zaman kişi eninde sonunda istediği amaca ulaşır. İşine dört elle sarılır ve o işin ne zorluklar ve ne sabırlar sonucu kazanıldığı bildiği için işini de en iyi şekilde yapmaya çalışır. 



Sabrın verdiği faydalar insana mutluluk verir, huzur verir ve bunun sonucunda insan yaşamaya, çalışamaya daha çok tutunarak sahip olduklarının da kıymeti bilir. Yeter ki sabırlı olalım ve çalışmaktan asla kaçmayalım. Ulaşılması en güç şeylere bile sabırla ulaşılır ve başarı her daim sizinle olur.

R Harfi İle İlgili Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları

 R Harfi İle İlgili Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları


 

Rüzgâr esmeyince yaprak kımıldamaz:   Ağaç yaprakları ve dalları ile bir  bütündür. Ağacın yaprakları ve dalları  ancak rüzgâr estiğinde hareket eder. Burada anlatılmak istenen durum ise  sebepsiz hiçbir şeyin olamayacağıdır.

 



Rüzgârın önüne düşmeyen yorulur:   İnsan rüzgâr estiği zaman ona direnemez ve  yürümesine son veriri. Atasözümüzde verilmek istenen mesaj da şudur: Kanunlara uymayıp karşı çıkanlar kendi kendilerine zarar verip kendi kendilerini yıpratırlar.

 

Rençber  kırk yılda, tüccar kırk günde:  Çitçilerimiz, alın teri ile emek eden, eli öpülesi çalışanlarımız yıl boyunca ürünü için emek eder, alın teri döker ama yaptığı emeğin karşılığını hakkı ile alamaz. Tüccar ise  ticaret yaptığı için çiftçiden aldığı ürünü başka yerlere misli ile satar ve kazanan elbette çiftçi değil tüccar olur. Yani ticaret eden kazanır.  İşte bunun için de çeşitli iş kolları arasında  gelir dengesi sağlanmaya çalışılmalıdır.

 

Rüzgâra tüküren, kendine tükürür:  Rüzgâra doğru tükürdüğümüz zaman o tükürük geri bize gelir. Bu atasözünde anlatılmak istenen ise bizden güçlü kişiler ile uğraşıp zararlı çıkmamamız gerektiğidir.

 

Rüşvet kapıdan girince, insaf bacadan çıkar:  Rüşvet alan kimse de acıma duygusu bulunmaz. Hayatımızda asla böylesi kötü işlere karışmamalıyız. Kimseye rüşvet de vermemeliyiz, kimseden rüşvet de almamalıyız.

Çevrenizdeki İnsanların En Çok Tercih Ettiği İçeceklerle İlgili Aldığınız Notlardan Yola çıkarak Konuşma Yapınız. Konuşmanızı Görsellerle Destekleyiniz.

 Çevrenizdeki İnsanların En Çok Tercih Ettiği İçeceklerle İlgili Aldığınız Notlardan Yola çıkarak Konuşma Yapınız. Konuşmanızı Görsellerle  Destekleyiniz.

 

Sevgili öğretmenim ve değerli sınıf  arkadaşlarım. Bugün sizlere bizim toplumumuzda yani Türk Toplumunda en çok içilen içeceklerden bahsedeceğim. Hepinizin de bildiği gibi hemen hemen bizim toplumda çayı, ayranı sevmeyen yok gibidir . Çay ve  ayran bizim milli içeceğimiz haline gelmiş lezzetli içeceklerdir. Mesela çayı kimi üç şekerli içer, kimi dört şekerli, kimisi de çaya şeker dahi katmadan sadece çayın tadını almak için çay içer. Sabah çayı, beş çayı, misafire hazırlanan çay, iş arasında içilen bir bardak çay, sohbet çayı, kahvehanede içilen  arkadaşların tavla oynarken içtiği çay ve daha bunu çok sayıda örnekle çoğaltabiliriz.

 

Çay bizim için sohbettir, sevgidir, ortak bir çalışmada buluşma, bir derdi olanın derdini çözmede büyük bir nimettir çay. Akşam babanın yorgun argın evine girerken eşine söylediği ilk cümle seni seviyorum hayatım yerine hadi bir  tavşan kanı gibi çay demle de günün yorgunluğunu atalım canım olur. Eee biz de çay aşktır aynı zamanda ve sevgidir elbette.

 

 

Kıymetli arkadaşları ayranı unuttum sanmayın sakın! Ayran ah o sıcak havaların başımıza vurduğu anlarda, komşu Ayşe Teyzenin tarlasında ot biçerken sıcaktan bağrı yandığında ağzından çıkan ilk sözcüktür soğuk, buz gibi ayran. Anadolu kelimesinin ilk çıktığı yerdir ayran. Askerlerin doldur ana, ana dolu, doldur ana, ana doldur derken bugünkü memleketimizin adının çıkmasının sebebidir ayran. Etli pidenin yanında mis gibi içilen içecektir.

 

 Sarmaların, dolmaların, böreklerin, tatlıların yanında milletimizin en yaygın içeceğidir ayran. Hele de bir de kurban bayramında kavurmalar yendikten sonra kana kana içilen ve insanın içini ferahlatan mucizedir ayran.





İşte sevgili öğretmenim ve değerli arkadaşlarım!

Çayı ve ayranı size anlatsam  sürem yetmez. Çay ve ayranın nice hikayeleri vardır bizim kültürümüzde. Çay ve ayran bizim en değerli ve en leziz içeceklerimizdendir. Onun için bizler çay ve ayrandan vazgeçemeyiz. Beni sabırla ve ilgi ile dineldiğiniz için hepinize teşekkür ederim, sevgimi ve saygımız sizlere arz ederim.

“El Elin Eşeğini Türkü Çığırarak Arar.” Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.

 “El Elin Eşeğini Türkü  Çığırarak Arar.”  Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


Yabancı,  yabancının kaybolan   eşeğini arar gibi görünür ama gerçekte aramaz.  İnsanlar kendilerini yakından ilgilendirmeyen bir sorunla karşı karşıya kaldıkları zaman o soruna karşı pek duyarlı olmazlar. Atalarımız da insanların  bu duyarsızlığına karşı el eleğin eşeğini türkü çığırarak arar sözü ile aslında insanlara ince bir mesaj vermek istemişlerdir. İnsan elbette kendini sevmeli, kendini düşünmelidir ama  aşırı bencilliğe kaçmamalıdır.





 Bir kişinin bir sorunu olduğunda, bir derdi olduğunda toplum olarak o kişi ya da kişilere elimizden geldiği kadar yardımcı olmalıyız ve insanların yardıma muhtaç olduklarını gördüğümüz halde bunu görmemezlikten gelmemeliyiz. Ya yardıma olan insanlara gerçek anlamda yürekten yardım etmeliyiz, imkanımız yoksa da dua etmeliyiz ama onlara asla yardım eder gibi yaparak o kimselerin umutları ile, duyguları ile oynamamalıyız.   Yardım ediyormuş gibi yaparak kimsenin gözünü boyamaya çalışmamalıyız. 


Gerçekten iyi niyetliyseniz bu eninde sonunda ortaya çıkar.  Toplum olarak nerede bir zorluk çeken, büyük sıkıntılar çeken kimse varsa o kişiye el birliği ve dayanışma içinde olarak yardım etmeliyiz ve toplumsal sorunlara da kayıtsız kalmamalıyız.

 

Küçük Hanımlar, Küçük Beyler! Sizler Hepiniz Geleceğin Bir Gülü, Yıldızı, Geleceğin Işığısınız. Memleketi Asıl Işığa Boğacak Olan Sizsiniz. Kendinizin Ne Kadar Önemli ve Değerli Olduğunuzu Düşünerek Ona Göre Çalışınız.

 Küçük Hanımlar, Küçük Beyler! Sizler Hepiniz Geleceğin Bir Gülü, Yıldızı, Geleceğin Işığısınız. Memleketi Asıl Işığa Boğacak Olan  Sizsiniz. Kendinizin Ne Kadar Önemli ve Değerli Olduğunuzu  Düşünerek Ona Göre Çalışınız.

 


 Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, cumhuriyetin neferi Mustafa Kemal Atatürk ülkesini nasıl çok seviyorsa ülkesinin evlatlarını da o kadar çok sevmiştir. Çocuk sevgisi,  çocuğa  olan şefkat ve merhamet onda bir hayli fazlaydı. Mustafa Kemal  çok kitap okuyan, ülke sorunları ile ilgili konuların nasıl çözülmesi gerektiği konusunda sabaha kadar kafa yoran, durmadan  ülkesi için bir şeyler yapma peşinde koşan bir liderdi. Bir ülkenin kalkınmışlığının yolu elbette bilim ve  fen sayesinde gerçekleşir. O ülkenin geleceğini belirleyen, o ülkeye bilimi ve fennin ışığını yayacak olan ise bugünün küçük hanımları olan, küçük beyleri olan çocuklarımız, evlatlarımızdır. Onlar geleceğin yıldızı, güneşi, ışığıdır. 



Çocuklarımıza kendilerinin ne kadar önemli olduğunu onları koşulsuz severek  göstermeliyiz. Kendilerine kıymet veren, kendisine güveni ve öz saygısı olan bireyler yetiştirmeliyiz. Kendi kıymetinin farkında olan, kendini seven çocuk da kendine ve içinde yaşadığı topluma faydalı olmak için okuyacaktır, çalışacaktır ve ülkesini aydınlık yarınlara ulaştırmak için var gücü mücadele edecek ve bu mücadelesi sayesinde de ülkesini aydınlığa boğacaktır. Mustafa Kemal çocuklara kendilerinin ne denli önemli olduğunu düşünerek çalışması gerektiğini söyleyerek şunu anlatmak istemiştir. Çalışan çocuk, okuyan, araştıran çocuk bunu kendi için, kendi geleceği için yapıyordur. İleride mutsuz olmamak için, rahat bir hayat için, maddi sıkıntı çekmemek için  yapmalıdır. 






Ülkesini, vatanını yüceltmek için çalışmalıdır. Ülkesinin ne kadar gelişmiş bir ülke olduğunu başka ülkelere de ispat etmek için çalışmalıdır ve durmadan yoluna devam etmelidir. Bağımsızlık için, cumhuriyet için, demokrasi için, özgürlük için çalışmalıdır çocuklarımız ve elbette ki mutlu olmak için, mutluluğu hayatına yaymak için çalışmalıdır evlatlarımız.

P Harfi İle İlgili Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları

 P Harfi İle İlgili Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları


 

Padişah yasağı üç gün sürer:   Padişahlıkta padişah keyfi hareket ettiği için yasağı da kafasına göre koyar. Bu üç gün olur, iki gün olur fark etmez. Böyle olduğu zaman  demokrasi de olmadığı için bu tip yönetimlerde kargaşa çıkması da kaçınılmaz olur.

 

Peşkeş atın dişine bakılmaz:  Hediye edilen bir atın yaşını öğrenmeye çalışmak hoş olmaz. Hediye edilen bir şeyin  kusuru aranmaz.

 

Papaz her gün pilav yemez:   İnsan aynı yemeği her gün yiyecek. Değişik yiyecekler de canı ister. Buradan çıkarılacak yorum ise her zaman aynı fırsatın ele geçemeyeceğidir.

 

Palamut çok biterse, kış erken olur:   Halın tecrübesi sonucunda palamudun çok olduğu yıllarda kış mevsiminin de erken olacağı söylenir. Tabiat belirli bir düzen üzerine kurulmuştur ve her değişim başka bir olayın belirtisidir.

 

Para, anayı kızdan ayırır:   Geri kalmış toplumlarda , para ile  çok önemlidir ve ana ile kız bile para için birbirine düşman olabilir. Para uğruna sevdiğimiz insanlar ile aramızı bozmamalıyız.

 




Parasızlık, insana dam deldirir:   Parasız kalan kimse  zorda kalınca insana kötülük bile yaptırır. Hiç paramız olmasa bile yine kötülüğe, kötü işler yapmaya asla kalkışmamalıyız.

 

Paranın yüzü sıcaktır:  Para, kişiliği oturmamış insanlara her şeyi yaptırır. Paranın bize sunduğu imkanlara bakarak yanlış şeyler yapmamalıyız.

 

Parası ucuz olanın  kendisi kıymetli olur:  Parasını gerektiği zaman harcayıp çevresindeki kişilere yardım eden kimseyi herkes sever. Burada parasını harcayan kişi cömertliğinden dolayı çok kıymetli olur.

 

Ö Harfi İle İlgili Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları

 Ö Harfi İle İlgili Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları


Öksüz güler mi meğer yanıla:   Öksüz olan , ani annesi vefat eden kimseler yaşam içinde çok sıkıntı çekerler ve mutluluğu doyasıya yaşayamazlar. İnsan olarak öksüz olan kimselere yardım etmeli, onların ellerinden tutmalıyız. Kimsesizlerin kimsesi olduğumuzu onlara göstermeliyiz.

Ölmüş eşek, kurttan korkmaz:  Ölmüş eşeğin korkacağı bir şeyi olmaz daha. Her şeyini kaybeden kimselerin de korkacak, kaybedecek  bir şeyi olmaz.


Ön tekerlek nereye giderse, art tekerlek de oraya gider:   Arabanın n tekeri nereye giderse zorunlu olarak arka tekerlek de oraya gider. "Bir ailede büyükler nasıl bir hayat  sürerlerse çocuklar da benzeri bir hayat sürerler. Onun için anne ve babalar çocuklarına iyi örnek olmalı ve iyi işler yapmalıdır.


Öpersen kendi elini öp:  İnsan ilk önce kendine saygı duymalı, sonra başkalarına saygı duyulmalıdır. Kendimize olan saygımızı asla kaybetmemeliyiz.


Öz ağlamayınca , göz yaşarmaz: Kimi insanlar vardır ki sırf ağlıyor desinler diye içten olmasa da ağlamaya çalışır ve sahte ağladığı her halinden belli olur. Bir şeye içten üzülmediğimiz zaman gözümüzden bir tek damla yaş dahi gelmez.  Bir şey zorla olmaz.


 




Ölünceye kadar geçineceğini, yoruluncaya kadar ara:   İnsan geçimini sağlamak için kendine bir meslek edinmeli ve o mesleğini de ömür boyu yapmaya çalışılmalıdır. Kimseye muhtaç olmamak için çalışmalıyız ve geçimimizi sağlamalıyız.


Öpülecek yanak, dudağa yakın gelir:   Sevgi karşılıklı olan bir duygu ve eylemdir. Bizi seven kişileri biz de sevmeliyiz.


Ölürse yer beğensin, kalırsa yer beğensin:    Toplum  herkes  tarafından sevilen insanların  çabuk öldüğüne inanır. Çok sevilen kişiler iyi insanlar olduğu için toplum böyle kimselerin ölmesini istemez ve hep sağlıklı yaşamasını ister.  Ölmeden önce iyi bir insan olmalıyız, topluma faydalı yapıtlar yapmalıyız, faydalı işler yapmalıyız ki ölünce bile arkamızdan güzel bir şekilde anılmış olalım.


Öksüz çocuk, göbeğini kendi keser:  Anası, babası olmayan çocuklar sorunları olduğu zaman  o sorunların üstesinden tek başına gelmeye çalışırlar. Çünkü onlara yardım edecek  başka kimse olamaz. Olsa da hiç kimse ana baba kadar  içten ve karşılıksız olamaz. Bizler öksüz olan çocuklara elimizden geldiği kadar yardım etmeliyiz ve onların da mutlu olmasını sağlamalıyız.

O Harfi İlgili Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları

 O Harfi İlgili Fazla Bilinmeyen Atasözleri ve Anlamları


 

Oduncunun gözü ağaçtadır:   Oduncu geçimini odun ile sağladığı için oduncu için çok önemlidir. Atasözünde anlatılmak istenen ise  herkesin kendine en yakın olan  şeye ilgi duyduğu ile ilgili bir durumdur.


 

Oynamasını bilmeyen gelin “ yerim dar”  demiş; yerini genişletmişler  “yenim dar”  demiş: Gelin oynamayı bilmediği zaman  utandığı için kaçacak yer arar. Kendilerinden beklenilen işi yapamayan kimseler de  işi yapamamalarının sebebini çeşitli engellere bağlayarak bahane ederler. Kendi beceriksizliklerini dile getirmeyip bahaneye başvururlar.

 

 

Ocak içinden tutuşur:   Ocağa konulan yakacaklar genelden içeri doğru tutuşarak yanar. Bir toplumun yıkılmasına neden olan en önemli unsur da o toplumdaki  iç kargaşalar, iç karışıklıklardır.


 

Okumayı öğrenmeyen , çuval  tutmayı öğrenir:  Okumayıp , cahil kalan kimseler zor ve kaba işlerde çalıştırılır. İnsan cahil kalmamalı, okumalı ve cahilliği yenmek için de savaşmalıdır.




Ot, içinden tutuşur:  Ot yığınları hava almadığı zaman kendiliğinden yanmaya başlar. Kimi insanlar da acılarını dile getirip dışa vurmazlar ve acılarını kendi içlerinde yaşamayı tercih ederler. Acılarını kimse ile paylaşmadığı zaman da böyle insanlar çabuk çökerler.


Osmanlı’nın ayağı üzengidedir:   Osmanlı Türklerinin askeri bir topluluk olduğundan bahsedilmektedir. Burada anlatılmak istenen ise gelebilecek her tehlikeye karşı insanın tetikte olması gerektiği mesajı verilmektedir.