“Kendi Işığına Güvenen Başkasının Parlamasından Rahatsızlık Duymaz.” Sözü İle İlgili Kompozisyon

 

“Kendi Işığına Güvenen Başkasının Parlamasından Rahatsızlık Duymaz.” Sözü İle İlgili Kompozisyon

 


Kişi kendi çalışıp hayallerinin peşinde koşarsa ve o hayallerin gerçekleşmesi için elinden gelen her türlü azim ve sebatı gösterirse o kişi eninde sonunda mutlu olur. Başarılı olan bu kişi başkalarının başarısını, mutluluğunu kıskanmaz. Çünkü kendisi de başarılı olmuştur ve başkalarının başarısını kıskanmaya ihtiyaç bile duymaz çünkü kıskanmaya bile vakti olmaz böyle kimselerin. Kimi insanlar da vardır ki başkalarına ait olan her şeyi kıskanırlar.

 Bir kişi bir işi başardığı zaman o kişiye karşı kıskançlık gösterirler ve bunu jest ve mimikleri ile de dışarıya yansıtırlar. Böyle insanlar da hayalleri olmayan, hayallerinin peşinde koşmak için en ufak bir çaba dahi harcamayan tembel ve sorumsuz kişilerdir. Kendine güveni olmayan kendine güveni olmadığı için de içini kötü duygularla dolduran bu insanların yanında fazla durmamak gerekir. Çünkü bu kimseler kötümser davranışları ile sizin enerjinizi düşürmeye çalışır ve yaptığınız her şeyde kusur bulmaya çalışır. Onun için böyle kimselere her şeyimizi de söylememeliyiz. Kendimize güvenmeli, kendi yolumuzu çizmeli ve çalışmak için, iyi bir yerlere gelmek için hayat yolculuğunda önümüze çıkan engelleri aşmaya devam etmeliyiz. 

Çalışmaktan da asla vazgeçmemeliyiz. Başla insanların başarılarında da mutlu olmalıyız, onları tebrik etmeliyiz ve bunu gönülden istemeliyiz. O zaman hem daha iyi bir insan olmuş oluruz  hem de başarılı insanları iyi yönde motive ederek onların daha da başarılı olmasına bir nebze de olsa katkı sağlamış oluruz.

“Anlayışlı Olan Anlar, Bilgili Olan Bilir; Bilen ve Anlayan Her Vakit Dileğine Kavuşur.” Sözünden Ne Anlıyorsunuz?

 “Anlayışlı Olan Anlar, Bilgili Olan Bilir; Bilen ve  Anlayan Her Vakit Dileğine Kavuşur.” Sözünden Ne Anlıyorsunuz?




Anlayışlı olan kişi olaylar karşısında vurdumduymaz olmaz ve ince düşüncesi ile insanları kırmamaya çalışır, her doğruyu her yerde söylemez. Yani patavatsızlık yapmaz, insanların zor zamanlarında onların halinden anlar ve ince bir ruha sahiptir. Bilgili olan kişi ise çok okuyarak, gezerek, merakını gidermek için devamlı araştırmalar yaparak bilgili kalmaya devam eder. 

Bir insan hem anlayışlı hem de bilgiliyse o insan her vakit dileğine kavuşur ve amaçlarına kavuştuğu için kendini mutlu eder, çevresindeki insanlara faydalı olur. Yani hem bilmek hem anlamak gerekir. Anlamak ve bilmek için anlayışlı olmak ve öğrenmek gerekir. Bunları yaptığımı zaman günü gelince hayallerimizin gerçekleşmesini sağlarız, hedeflerimiz gerçekleşmiş olur. Kendini bilen insan başka insanlara karşı üstünüm havaları içine girmez. Alçakgönüllü olur. Çoğu bilim insanına baktığımızda bu kişilerin hem anlayışlı hem de bilgili kişiler olduğunu okuyoruz kitaplardan. 

Bilen ve anlayan insan mütevazi bir kimse olur zaman içinde. Devamlı bilgi peşinde, öğrenme peşinde koştuğu için boş işlere ayıracak zamanı olmaz böyle kimselerin. Nitelikli insanlardır bu kişiler. Kendileri için, insanlık için büyük fayda sağlayan kimselerdir onlar. Böyle oldukları için de her vakit istediklerine kavuşurlar ve sabrın ve azmin zaferi olur o gün.

İletişimde Empati Kurmak Neden Önemlidir?

 İletişimde Empati Kurmak Neden Önemlidir?




Bir insanın yaşadığı duyguları anlamanın en iyi yolu kendini onun yerine koymak ve onun yaşadıklarını yaşıyormuşçasına hissedebilmektir. İletişimde kurmada empati  kurmak sorun yaşayan kişiye onu anladığımız mesajını ilettiğimiz için çok önemlidir. Sorun yaşayan kişi onu anlayan birini bulduğu için kendi yalnız hissetmez ve bana değer veren biri var, beni düşünen biri var diye düşünür ve mutlu olur. İnsan olmanın gerektirdiği bir şeydir aslında empati kurmak. 

Empati kurmayı öğrenmek gerekir. Kimi insanlar bunun nasıl olduğunu bilmeyebilir ve kendini onun yerine koymak da nedir diyebilir. İşte burada da empati kavramının tanımını o kişi ya da kişilere anlatmalı ve onların da zihinlerinde farklılık yaratabilmeliyiz. Böyle yaptığımız zaman daha bilinçli ve empati kuran insanlar artacak ve iletişim de daha sağlıklı kurulacaktır. Empati sayesinde kişiler arasında sevgi ve saygı artar. Duyguyu hissetme sayesinde zorluk yaşayan insanlara daha duyarlı oluruz ve gücümüz yettiği kadar yardım edebiliriz. 

Oturup sorunlar üzerine konuşur ve nasıl ne yapmamız gerektiğini düşünerek, konuşarak o kişiyi rahatlatır ve onun sıkıntılarını hafifte olsa azaltabiliriz. Yapabileceğimiz uygulamada bir şey varsa bunu yapar ve insani yönümüzü de ortaya koymuş oluruz. Böylece hem hoşgörü artmış olur, hem ön yargı kalkmış olur hem de sevgi bağları günden güne artar ve karşılıklı saygı da artmış olur. Karşılıklı sevgi ve saygıyı artırmak için, yalnızlık duygusunun giderilmesi için, arkadaşlık bağının, dostluk bağının artması için iletişimde empati son derece önemli bir meseledir. Onun için hayatımızdan empati kurmayı asla eksik etmeyelim.

Toprak İle İlgili Özdeyişler

 Toprak İle İlgili Özdeyişler




Kültürümüzde toprağa çok farklı anlamlar yüklenir. Vatan toprakları, vatan sevgisi için topak önemsenir. Toprak insanoğluna her türlü mahsulü verdiği için değerlidir. İnsan topraktan gelip geri toprağa gideceği için bizler için önemlidir. Toprak ile ilgili daha farklı anlamlar da vardır.

Toprak ile ilgili sözler:

“İnsanın oturduğu toprakların altında ölüleri yoksa, o adam o toprağın insanı değildir.”  Gabriel Garcia Marquez

“Toprağa merhamet hayırdır, inan, lütfetsen gül verir, zulmetsen diken.” Nizami
“İstediğin kadar büyük ol, geldiğin yer toprak, gideceğin yer gene toprak.” Orhan Kemal
“Vatan ve toprak sevgisi anne baba sevgisi kadar doğaldır.”  Gabriel Harvey

“Ayağımıza bir parça çamur bulaşması, günün birinde toprak olacağımızı hatırlatır.” José Mauro De Vasconcelos

“Kimlik kaybolunca devletin elden çıkması yakındır; bir toprak, ancak kültür sayesinde vatana dönüşür.” Solon

“Toprak, devletin temelidir, hiç kimseye verilmez.” Mete Han

“Cennetin toprağı, beyaz undan yapılmış topraktır.”  Hz.Muhammed (s.a.v.)

“Yeşillikler toprağın çirkinliklerini kapattığı gibi, tatlı Toprak İle İlgili Sözler söz de insanların kusurlarını örter.” Sokrates.

“Hor bakma sen toprağa, toprakta neler yatur, Kani bunca Evliya, yüz bin Peygamber yatur.” Yunus Emre

“Her toprak, her şeyi taşıyamaz.” Afrika Özdeyişi
“İlkbaharda usul usul yürü; toprak ana hamiledir.” Kızılderili Atasözü

“Tohum toprak içinde gizlenince, onun gizlenmesi, bahçenin yeşillenmesi ile neticelenir.”  Mevlana

“Baharların tesiriyle taş yeşerir mi? Toprak ol ki renk renk çiçekler bitiresin.” Hz. Mevlana

“Tohum ek, vermezse toprak utansın.”  Necip Fazıl Kısakürek
“Hepimizin bir annesi vardır; toprak.”  Victor Hugo

“Her toprak, her şeyi taşıyamaz. Afrika Özdeyişi

“ Kan ile sulanan toprak ürün vermez. “ Victor Hugo

“Ölmek için doğmuştur ya insan; o yüzden her yağmur sonrası toprak kokusunu sever.” Tolstoy

“Bir insan toprak sahibiyse, toprakta o insanın sahibidir.”  Emerson






 

“Misafir On Kısmetle Gelir; Birini Yer, Dokuzunu Bırakır.” Atasözünü Açıklayınız.

 “Misafir On Kısmetle Gelir; Birini Yer, Dokuzunu Bırakır.” Atasözünü Açıklayınız.




Türk kültüründe misafire, misafirperverliğe çok önem verilir. Eve gelen misafir Tanrı misafiri olarak kabul edilir ve gelen misafirin kısmeti ile geleceği de söylenir. Eve gelen misafir aynı zamanda bereket getirir inancı da yaygındır. Bizim kültürümüzde insanlar beraber yemeyi, içmeyi seven, mutlu ve dertli günlerinde bir araya gelip sohbeti koyulaştıran bir millettir. O sohbetten ne konular çıkar, ne muhabbetler olur da bunların tadına doyamazsınız. İşte böylece insanlar arasındaki bu güzel iletişim sürer gider.

 Misafir on kısmeti ile gelir; birini yer, dokuzunu bırakır atasözü ile anlatılmak istenen; gelen misafirin beraberinde kısmetini getirdiği onun için de misafire hor gözle bakılmaması gerektiği ifade edilmek istenmiştir. Eve gelen misafiri hoş karşılamalıyız. Elimizden geldiği kadar ona hürmet göstermeliyiz. Onu en iyi şekilde ağırlamalı, bir sorunu olup olmadığını sorunu varsa ona nasıl yardım edebileceğimizi de söylemeliyiz. Günümüzde misafirlik ne yazık ki azalmakta ve herkes kendi derdine düşmektedir. Bu da misafirperverlik, misafirlik gibi kavramların zaman içinde unutulmasına neden olacağı için bizler bu geleneği unutmamalı, çocuklarımıza da unutturmamalıyız. Eve gelen insanlara surat asmamalıyız.

Misafir plansız geldiyse o gün evimizde ne varsa onu misafire ikram etmeliyiz. Misafir planlı geldiyse önceden güzel bir hazırlık yapmalı, gelecek olan kişinin  sevdiği yemekler yapılmalı, içecekler hazırlanmalı ve güzel bir ortam oluşturularak sevgi bağları daha da güçlendirilmelidir. Misafirliğin önemi ise ilgili şu sözü de istersek aklımızda bulundurmaya çalışalım:

“Bir dost, misafir gelince öyle davranmalı ki hizmet ederken üzerine hiçbir ağırlık çökmemeli, gittiğinde de ferahlık gelmemeli.” Ebu Hafs

“Ayakkabılarım Olmadığı İçin Üzülürdüm Ta Ki Sokakta Ayakları Olmayan Adamı Görünceye Dek.” Sözü İle İlgili Kompozisyon

 “Ayakkabılarım Olmadığı İçin Üzülürdüm Ta Ki Sokakta Ayakları Olmayan Adamı Görünceye Dek.” Sözü İle İlgili Kompozisyon




Hayatın karmaşası içinde yolumuza devam ederken çoğu şeyden şikayet ederiz. Saçım güzel olmadı, istediğim çantayı ya da topu alamadım. En iyisi, en güzeli benim olsun ve başkaları hep bana baksın. Dikkat çekici olayım, marka giyineyim gibi gereksiz ve saçma uğraşlar ile beynimizi yer dururuz. Sakin kalıp düşündüğümüz zaman ise bunların ne kadar da gereksiz olduğunun farkına varırız. Dışarı çıktığında gözleri görmeyen, kulakları duymayan, ayağı olmayan olmayan insanları gördüğümüz zaman bitmek bilmeyen doyumsuzluğumuzun ne kadar da yanlış olduğunun farkına varırız. 

İnsan için bu dünyada en değerli şey sağlık olmalıdır. Her gün sabah güneşi ile kalkabiliyorsam, nefes alabiliyorsam, kalemi tutup defterime yazabiliyorsam, yürüyebiliyorsam, konuşabiliyorsam, yapabiliyorsam, edebiliyorsam…vb . İşte tüm bunlar için şükretmek gerekir. Ayakkabılarım olmadığı için üzülürdüm ta ki ayakları olmayan adamı görünceye dek der Honore  de Balzac. Ayakkabı bir eşyadır bugün bulamazsın gün gelir bulursun ama kaybedilen ya da doğuştan ayağı olmayan bir insana bunu verebilir misin? O insanın hangi duygular içinde acı çektiğini anlayabilir misin? kendini onun yerine koyup onun duygularını anlayabilir misin? Düşünmesi bile insana acı verirken bunu yaşayanlar var. 

Onun için insan sağlıklı ise, kimseye muhtaç değilse şükretmelidir. Önemli olan meta değil önemli sağlık ve içimizdeki maneviyattır. Bazen en temel gereksinimlerimiz dediğimiz ayakkabı, çanta, ya da kıyafet ayağımız kadar, gözümüz kadar kıymetli değildir. Bunun bilincinde bir insan olabilirsek işte o zaman vara yoğa üzülmeyiz ve daha mutlu olmaya çalışır ve daha iyi bir insan olmak için kendimizi geliştiririz.

 

“Cömertlik Sadece Verdiklerinizle Değil, Harektelerinizle de Ölçülür.” Sözü İle İlgili Kompozisyon

 “Cömertlik Sadece Verdiklerinizle Değil, Hareketlerinizle de Ölçülür.” Sözü İle İlgili Kompozisyon




İnsanların en vicdanlısı, en merhametlisi  cömert insanlardır. Bir insan bolluk içinde yaşayıp diğer insan fakirlik içinde yaşamaya devam ederken ve bu yoksul insanın yiyecek temel gıdaları yoksa burada insanlık adına bir sorun var demektir. İnsana yakışan bir örnek yoktur bu olayda. Onun için cömertlik her ne kadar gönülden gelen bir şey olsa da aileler daha küçük yaşlardan itibaren evlatlarına cömert olmayı öğretmeliler ve o yetişen çocuklar geleceğin cömert ve vicdanlı insanları olmalıdır. Zor durumda olanlara yardım etmek ve onların gereksinimlerini elinden geldiği kadar karşılayan kimseler cömert insanlardır.

 Cömertlik sadece birilerine edilen yardımlar ile ölçülemez .  O yardımı yaparken takınılan tavır da çok önemlidir. Bir insana yardım ederken bunu  sağa sola gösteriş olarak yapıyorsak ya da o insanı aşağılıyor gibi yardım yaparsak burada cömertlikten söz edilemez. Burada kibir ve kişinin kendi içindeki aşağılık duygusu vardır. Bundan dolayı cömertlik yaparken asil bir şekilde yapmalıyız. Mesela sağ elin verdiğini sol duymamalıdır duysa bile bu çok sessiz bir şekilde yapılmalıdır. Yardımı alan kişi incinmeden, kendini kötü hissetmeden o yardımı alabilmeli ve kendini  karşıdaki kişiye karşı bir borç içinde hissetmemelidir. 

Yani cömertlik de insanca olmalı, insani duygulara yakışır halde yapılmalıdır. İşte o zaman cömertlik değerli olur ve kimse kendini kötü hissetmemiş olur. Allah katında cömert insanlar için cennete çok güzel yerler ayrılmıştır. Onlar bu dünyada sadece kendi nefislerini düşünmedikleri için öbür dünyada onlara da büyük mükafatlar vardır. İnsan olarak elimizden geldiği kadar, gücümüzün yettiği oranda cömert bir insan olmalıyız ve yaptığımız iyilikleri yüze vurmadan yapmalıyız ki insan olduğumuz duygusunu gerçek anlamda yaşayalım.

“Ağaç Kökünden Yıkılır.” Sözü İle İlgili Kompozisyon

 “Ağaç Kökünden Yıkılır.”  Sözü İle İlgili Kompozisyon




Temelde bir bozukluk varsa ufak tefek ayrıntıların  değiştirilmesi o temelin yapısını iyi bir hale getirmez. Yani önce temeli sağlam atmak gerekir. Temel sağlam olduğu zaman o temeli hiçbir güç yıkamaz. Ağaç kökünden yıkılır atasözü ile anlatılmak istenen de budur. Ağaç kökünden yıkıldığı zaman  artık ağaç diye bir şey ortada kalmayacaktır. O ağacın ne dalını, ne yaprağını, ne de meyvesini bir daha asla göremeyeceğiz demektir. Çünkü ağacı kökten yok etmişiz, yıkmışız ve onun toprak ana ile olan bağlantısını koparmışız.

 İşte toplumlar da böyledir. Bir toplumda geçmişten beri gelen adaletsizlik varsa, riyakarlık, yalan varsa, o toplumun insanları çıkarları için her türlü yolu meşru görüyorsa o toplum temelden bozuktur ve yıkılmaya, yok olmaya mecburdur. Çünkü o toplumun temel ahlaki değerleri en başından oluşmamış, insani değerlere önem verilmemiş, her zaman güçlü ve zalim olanın yanında durulmuştur. Güçlü olanın en büyük ayıbında hiç kimsenin gıkı çıkmamış, güçsüz olanın en ufak ayıbında ise  güçsüz olana en ağır hakaretler edilmiş, onun duyguları , düşünceleri yok sayılmıştır. Temel böyle bozuk olduğu zaman da böyle toplumlar uzun süreli yaşayamamış ve dağılmıştır. Onun için bir şeyin temelden güzel, sağlam olması gerekir. Bu durum bir aile için de geçerlidir. Aile içinde anne ve baba birbirine karşı saygısız ve ağızlarında her türlü küfür varsa, her türlü ahlaksızlık o aile içinde hüküm sürüyorsa  ve çocuklarda böyle anne babayı örnek alıyorsa o aile temelden çürüktür ve en kısa zamanda dağılmaya mahkum kalacak ve toplum için de kötü bir örnek oluşturacaktır. 

İşte tüm bunlardan dolayı her şey temelden iyi olmalıdır. Temelden adalet olmalı, insan hakları olmalı, güzel ahlak olmalı, insana insan olduğu için değer verilmeli, insana kuruşuna göre değil duruşuna göre önem verilmelidir. Böyle olduğu zaman o temel sarsılmaz ve kimsenin de bu temeli sarsmaya yok etmeye hiçbir zaman gücü yetmez. Yeter ki temeli  çürük tahta üzerine inşa etmeyelim.

Mektup Yazımında Dikkat Edilmesi Gereken Unsurlar

 Mektup Yazımında Dikkat Edilmesi Gereken Unsurlar





Bir duygu veya düşüncenin  birilerine iletilmesi amacı ile yazılan özel yazılara “mektup” denilir.

Mektup türünün ilk örneğini Fuzuli vermiştir. Fuzuli’nin “Şikayetname” adlı eseri mektup türünün ilk örneği olarak kabul edilir.

Mektup yazımında dikkat edilmesi gereken noktalar şunlardır:

Yazacağımız mektup kağıdı temiz ve çizgisiz olmalıdır.

Mektup kağıdının sağ ve üst tarafına mektubu göndereceğimiz yer ve mektubu gönderdiğimiz tarih yazılmalıdır.

·         Mektuplar mürekkepli kalem ile yazılmalı veya bilgisayarda yazılmalıdır.

·         Mektubu kime yazıyorsak o kişiye uygun bir seslenişle başlamalı ve seslenişten sonra virgül işareti konulmalıdır.

·         Mektup yazarken kağıdı fazla kirletmemeliyiz ve mektubu kurallarına uygun bir şekilde yazmalıyız.

·         Mektup yazarken  kelimelerin kısaltmaları kullanılmamalı, yanlışı anlama gelebilecek sözcüklere yer verilmemelidir.

·         Mektubu yazdıktan sonra mektubun sağ alt köşesine imzamızı atmalıyız.

·         Mektubu yazarken selam ve saygı ifade eden  sözler mektubun sonuç bölümüne yazılmalıdır ve sevgi ve saygı ile yazdığımız yazılarda abartıya kaçılmamalıdır.

·         Mektup yazarken anlatmak istediğimiz konu kesin ve açık bir dil ile  ifade edilmeli, cümleler mümkün olduğu kadar kısa ve öz olmalıdır.

·         Not: Mektup türleri de vardır ve bunlar şunlardır:

·         Özel mektuplar, iş mektupları, edebi mektuplar ve resmi mektuplardır.

·         Mektup türünün önemli temsilcilerinden bazıları ise şunlardır: Cahit Sıtkı Tarancı’nın Ziya’ya Mektuplar, Ziya Gökalp’in Malta Mektupları, Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın  Mutallaka gibi mektuplarını  örnek olarak verebiliriz.

 

Cömertlik İle İlgili Özdeyişler

 Cömertlik İle İlgili Özdeyişler



İnsan cömert bir varlık olduğu zaman daha çok sevilir ve saygı duyulur. Bencil olmayan, başkalarını da düşünen ve merhametli olan kimseler cömert insanlardır. Böyle insanlar kendi karnı tok yatıp komşusunun karnının aç olmasını istemeyen onun için de yardıma muhtaç olan kişi için elinden gelen her türlü cömertliği yapan kimselerdir. Cömert insan alıcı değil vericidir. Alıcı olarak da olsa olsa gönül alıcı olur, kalp yapıcı olur. Cömertlik ile ilgili özlü sözler şunlardır:


“Cömertliğiniz hiçbir zaman servetinizi aşmamalıdır.” M. T. Cicero

“Bilin duyun! Her cömert cennettedir ve ben buna kefilim.” Hz. Muhammed

“Cömertliğin üç belirtisi vardır sözünün eri olmak gereksiz yere övünmemek ve sorgusuz sualsiz bağışlamaktır.” İ. Kant

“Cömertlik güzeldir fakat zenginlerde olursa daha güzel olur.” Hz. Muhammed

“Herkesin kalbinde, cömertlere karşı muhabbet, cimrilere karşı nefret vardır.” Yahyâ bin Muâz-ı Râzî

“İnsan bazen az parası olduğu halde belki de az parası var diye düşüneceklerinden korkarak çok parası olduğu zamankinden daha cömert olur.” Benjamin Franklin.

“Cömertlik sadece verdiklerinizle değil hareketlerinizle de ölçülür.” George Mc Donald

“İnsanların en cömerdi istenmeden veren en asili de intikam gücü yeterken bağışlayandır.” Hz. Hüseyin

“Cömert nasihat  vermekle yetinmeyip yardım eder.” Luc Vauvenarques

“Cömertlik zekanın cimrilik ise gafletin alametidir. Caferi Sadık

“Tuzağa saçtığın taneler cömertlik sayılmaz ki.” Mevlana

“Gerçek cömertlik insanlara hiçbir zaman bilmeyecekleri bir iyilik yapmaktır.” Frank A. Clark.

“Cömertlik olmayınca malın vefa olmayınca arkadaşlığın hayrı olmaz. Ahmet Bin Kays

“Cömertlik alışkanlıkların en üstünüdür.” Hz. Ali (r.a.)

“Cömertlik göz kamaştırıcı hediyeler vermek değil zamanında vermektir.” Jean de La Bruyere

“Verirken göstereceğiniz cömertlik, alırken hak edeceğiniz cömertliğin ölçüsünü belirleyecektir. Muhammed BOZDAĞ

“Cömertlik saadet anahtarıdır.” Nasr-ı Hüsrev

“Cömertlik israf ile cimrilik arasındaki denge halidir.” İmam-ı Gazali

“İyi hasletlerin en üstünü; kızgınlık hâlinde doğruluk, sıkıntı hâlinde cömertlik, cezâ vermeye gücü yettiği hâlde affetmektir.” İdris (a.s.)

“Cömert insan, meyvesi bol ve tatlı ağaca benzer.” Eyyüb Sabri Osmanoğlu

 

"İstediğini Söyleyen İstemediğini İşitir." Sözü İle İlgili Kompozisyon

İstediğini Söyleyen İstemediğini İşitir Sözü İle İlgili Kompozisyon



Konuşmak, insanın içindekileri bir başkası ile paylaşmak ona iyi gelir. İnsan konuşurken de neyi nasıl konuştuğunun farkında olmalıdır. Biri ile iletişim kurarken ona söyleyeceğimiz şeyleri beynimizin bir süzgecinden geçirmeliyiz ve ondan sonra konuşmaya başlamalıyız. Hayatta her zaman iyi insanlar, anlayışlı insanlar karşımıza çıkmaz. Kimi insanlar sürekli sorun çıkarmak isterler ve karşısındaki kişinin duygularını önemsemeden, neler  yaşadığını bilmeden o kişiye karşı ağzına gelen her şeyi söyler ve böylece kendini rahatlattığını zanneder.

 Hakaretleri yiyen kişi de elbette boş kalmayacak ve boş kişiye ağzına geleni sayacaktır. Yani istediğini söyleyen istemediğini işitecek ve kendi eli ile kendini bu duruma düşürdüğü için üzülecek ama iş işten geçmiş olacaktır. Bu konu ile ilgili şu örneği verebiliriz: Mesela sınıf arkadaşımız çok zayıf biri olabilir ama kimi sağlık sorunlarından dolayı ne yerse yesin bir türlü kilo almayabilir. Biz onun bu sorunlarını, neler yaşadığını bilmeden  ona  “ Sen de çok cılızsın giydiğin kıyafet hiç yakışmıyor, yüzün de çökmüş.” gibi sözlerle onu incitici sözler söylediğimiz zaman o kişi bu defa bize dönüp "sen  kendine bak bence yağ tulumuna dönmüşsün , zayıf olmak şişman olmaktan daha iyidir" derse karşılıklı bir atışma ve seviyesizlik uzayıp gidecek ve aradaki sayı ve sevgi azalacaktır. Onun için ağzımızdan çıkan sözlere dikkat etmeliyiz.

 Arkadaşlarımızı, sevdiğimiz diğer başka kimseleri kırmamalıyız. Her içimizden geçeni ben dobrayım mantığı altında her yerde söylerim diye saçma sapan doğrucu Davut edalarına kapılmamalıyız. İnsanların eksiklerini yüzüne vurmak doğru olmak demek değildir eksik olmak hatta insan olmamak demektir. Onun için her istediğimizi söylemek yerine insanların gönlünü kazanacak, onları mutlu ve motive edecek şeyler söylemeliyiz. İşte o zaman bizlerde istediğimiz şeyleri işitmiş olur ve incinmemiş oluruz.


Melek Kavramı İle İlgili Deyimler

 Melek Kavramı İle İlgili Deyimler



Bir dini anlamda melek vardır ve bir de iyi insan, temiz kalpli insanlar için melek kavramı kullanılır.

Melek kelimesi ile ilgili günlük yaşamımızda kullandığımız deyimler şunlardır:

Melek yüzlü şeytan: Kimi insanlar vardır ki dış görünüşünde baktığında çok masum ve insana güzel görünürler. Böyle insanlardan kötülük gelmez zannedersin ve onlardan hep iyilik beklersin. Aslında melek yüzlü gibi görünen insanın kalbi kötüdür ve hiç de iyi göründüğü gibi iyi ve merhametli bir insan değildir.  İçten pazarlıklı ve sizin kötülüğünüzü isteyen şeytanlar gibidir böyle insanlar. İşte böyle kimseler için  melek yüzlü şeytan deyimi kullanılır.

Melek gibi:  İçinde hiç art niyeti olmayan, herkese karşı iyilik düşünen ve kalbinden en ufak bir sinsiliği dahi geçirmeyen kimseler için melek gibi tabiri kullanılır.

Melekler gibi uyumak:  İnsan uyuduğu zaman savunmasız olduğu için kimseye zararı olmaz.  Bir diğer anlamı ise  melekler kadar güzel olduğu için melekler gibi uyuyordu da denilebilir.

 Kanatsız melek: İslam dininde melekler Yüce Allah’ın yarattığı kanatları olan kimselerdir. İnsani ilişkilerde ise  masum olan, iyi niyetli kimseler için kanatsız melek ya da neredeyse melek gibi bir kanadı eksik denilir. Çünkü böyle insanlar toplum tarafından masum ve insan gibi insanlardır. Dürüst, içten ve samimi insanlar için kanatsız melek deyimini kullanırız.

Melek gibi kalbi olmak, iyilik meleği, melek yüzlü tabirler kullanılır.

 

“İnsanın En Büyük Dostu Zorluklardır Çünkü İnsanı Karşılaştığı Zorluklar Güçlendirir.” Özdeyişini Açıklayan Kompozisyon .

 “İnsanın En Büyük Dostu Zorluklardır Çünkü İnsanı Karşılaştığı Zorluklar Güçlendirir.” Özdeyişini Açıklayan Kompozisyon.



Para kazanmak, gereksinimlerini gidermek ve kimseye muhtaç olmamak için çok çalışmak gerekir. Hiç kimse oturduğu yerden  geçimini sağlayamaz. Günümüzde iş bulmak daha da zorlaşmıştır ve artık her geçen gün daha çok çalışmak ve mücadele etmek gerekir. Bu hayatta insanın en büyük dostu zorluklardır. 


Zor olanla mücadele ettiğimiz zaman o zorluklar bize direnç katar. Tıpkı bağışıklığımızı güçlendirmek için sağlıklı besinler tüketiyorsak hayata karşı güçlü durmak için, hemen yıkılmamak için de zorluklar ile başa çıkabilmek gibi. Yaşadığımız her zorluk bizi daha da güçlendirecek ve hayatın acımasızlıklarına karşı ise dimdik durabileceğiz. 

Unutmayalım ki her zorluğun ardından bir de kolaylık gelecektir ve işte o zaman istediğimiz, hayalini kurduğumuz yaşam da bizimle olacaktır. Bunun için çok emek etmeliyiz. En ufak bir zorlukta hemen pes etmemeli ve kendimize olan inanç ve güvenimizi kaybetmemeliyiz. Kendimize inanmadığımız zaman, zorluklara direnç göstermediğimiz zaman en ufak bir yel bizi yok edecek hayatta başarısız, kendine güvenmeyen, özsaygısı düşük bir bireye dönüşeceğiz. Böyle olumsuzlukların olmaması için, kendimizi sevmeliyiz, kendimize değer vermeliyiz ve onun için de zor olanı başarmak için hayatımızın sonuna kadar çalışmaya devam etmeliyiz.

Yeri geldiği zaman hayır diyebilmeyi, bizi yolumuzdan çevirmek isteyenleri yolumdan çekil ben zor olanı başaracağım ve kolayın gölgesine sığınmayacağım diyerek önümüze çıkan engelleri yıkmalıyız. Tüm bunları yaptığımız zaman da başarı, mutluluk bizimle olacaktır. Yeter ki zor olanı aşk ile yapalım ve işimize iş olarak değil de sevdiğimiz bir hobi olarak bakalım.

Cömertlik Konulu Hikaye Yazınız.

 Cömertlik Konulu Hikaye Yazınız.




 Bu yıl bir yaş daha büyümüş dördüncü sınıf öğrencisi olmuştum. Yeni okulum ve yeni arkadaşlarım olmuştu. Eski yaşadığım şehir olan Balıkesir’den  Tokat’a taşınmak zorunda kalmıştık çünkü annem ve babam çeşitli nedenlerden dolayı ayrılmak zorunda kalmıştı. Bundan dolayı bizim velayetimizi de annem almış ve biz de annemin yaşadığı şehir olan Tokat’a gelmek ve burada yeni bir hayata  başlamaya mecbur kalmıştık. Babam bizimle hiç ilgilenmediği için ayrılmıştı annem ondan.  Canım annem elinde beş kuruşu olmadan ailesinin desteği ile bizi buraya getirmişti. Okullar da açıldığı için okul kıyafetlerimiz alınmamıştı. Komşumuz Erdem ve kardeşinin kıyafetleri ve  kırtasiye ihtiyaçları alınmıştı. Okulun ilk gününde ben ve kardeşimin üzerinde ise normal kıyafetler vardı. Annem ve Erdem’in annesi bizi birlikte okula götürüp getirmeye başlamış ve hem iyi bir komşu hem de iyi bir arkadaş olmuşlardı. Okula doğru yürümeye başlamıştık. Nesrin Teyze bana ve kardeşime bakıp okul kıyafetleriniz alınmadı daha diye sorduğunda annem de ona sorunlarını anlatmıştı. Annemin böyle zor bir duruma düşmefsine çok üzülmüştüm ama Nesrin Teyze de çok merhametli ve anlayışlı bir insan olduğu için bu üzüntüm geçmişti. 

Okula vardığımda yeni arkadaşlarım ile tanışmış, Erdem ise sıra arkadaşı olmuştum. Erdem bana dönüp seni çok sevdim Necati dedi. Ben de ona sevgimi ifade ettim ve sarıldım. Okul çıkışı annem bizi eve getirdi. Kardeşim Melis birinci sınıfa yeni başladığı için akşam olunca hemen uyumuştu. Biz is annem, dedemle oturup çay içmeye başlamıştık ki birden kapı zili çaldı. Annem kapıyı açtı. Evimize akşam saatlerinde gelen kişi komşumuz Nesrin Teyzeydi. Elinde kocaman bir çanta ve eşinin de elinde bir  çok poşet vardı. Nesrin Teyze annemle kısa bir süre konuştuktan sonra annemle sarılarak ayrıldı. Eşi de onunla gitti. Onlar gider gitmez hemen poşetlere baktık ki o da ne. Poşetlerde bizim için alınmış okul kıyafetleri, kalemler, defterler, silgiler ve daha birçok şey vardı. Diğer bir poşetin içinde ise bir sürü gıda malzemesi vardı.

 Nesrin Teyze’nin bu insanlığı ve cömertliği ailece hepimizi duygulandırmış ve annemin gözünden bir iki damla yaş gelmişti. Hemen ona sarıldım ve Nesrin Teyze’nin çok iyi bir insan olduğunu ben de okuyunca ona çok hediyeler alacağım anne diyerek annemi mutlu ettim. Çocuk olarak bizim kalbimizde çok önemli bir edinmişti Nesrin Teyze. Nesrin Teyzeler olduğu sürece çocuklar hep mutlu olacak ve okul kıyafetlerinden mahrum kalmayacaktı. Ne güzel bir erdemdi cömertlik ve ne güzel bir insandı Nesrin Teyzem.

“Herkes Kendi Hayatının Mimarıdır.” Sözü Konulu Kompozisyon

 “Herkes Kendi Hayatının Mimarıdır.” Sözü Konulu Kompozisyon



Her insanın kendine göre ilgi ve yetenekleri vardır. Önemli olan bu ilgi ve yeteneklerin farkında olup onlar üzerine düşünmek ve harekete geçmektir. Bunu yaptığımız zaman kendi hayat yolculuğumuz da başlamış olur. İlk olarak ulaşılabilir hayaller kurmalı ve  o hayallerin peşinde koşmalıyız. O hayallerin peşinde koşmak için de ciddi bir çaba sarf etmek gerekir. Disiplinli bir çalışma ve sabır kişinin kendi hayatının mimarı olmasını sağlar. Kişinin tercihleri onun nasıl bir yaşam süreceğini belirler. İyiyi de kötüyü de kendimiz belirleriz.

 Bizim başkanımız, liderimiz olmasına gerek yoktur. Biz önce kendi hayatımızın mimarı olmalıyız ve kendi kendimizin efendisi olmalıyız. Beynimizi bir başkasına satmamalıyız. Olaylar üzerinde kendi düşüncelerimizi masaya yatırmalı, sorgulamalı, eleştirel düşünme becerisine sahip olmalı ve daha bir çok şey yapmalıyız. İnsan kendi yaşamının başkanı olduğu zaman kimseye el açmaz ve alan kişiden çok veren kişi olur. Sevgi veriri, bilgi veriri, merhametini yansıtır, hoşgörülü olur, çalışkan olur. Tüm bunlar olduğu zaman da kişi mutlu olur ve dolu bir hayat geçirir. Belirli bir yaşa geldiğinde geride neler diye bırakmışım deyip kendi ile gurur duyar ve bu dünyadan da boş insan olarak ayrılmamış olur. 

Yeter ki isteyelim, yeter ki azimli olalım ve mücadelemizden asla vazgeçmeyelim. Hayat her ne kadar karmaşık olsa da önüme çeşitli zorluklar çıksa da  kendi hayatımızın yönlendiricisi olmalıyız ve okumalıyız, araştırmalıyız, meraklı olmalıyız.

Birlik ve Beraberlik İle İlgili Özdeyişler

Birlik ve Beraberlik İle İlgili Özdeyişler



Toplumları ayakta tutan en önemli unsur birlik ve beraberliktir. Birlik ve beraberliğin olduğu yerde sevgi ortaya çıkar, bağlılık ortaya çıkar. İnsana değer verildiği görülür ve değer gören insan kendini mutlu hisseder ve o da zor durumda olan başka birinin yardımına koşar. Toplum olarak, millet olarak birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olmalıyız ve insan olmaktan asla vazgeçmemeliyiz. Çünkü insan olan, vicdanlı olan yardımlaşma ve dayanışma içinde bir yaşam sürer.

“Bir mum, diğer mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez.”  Hz. Mevlana

“Birlik ve beraberlikte kuvvet, ayrılıkta, sıkıntı ve felaket vardır.” II. Abdülhamid

“Cemaat, insan vücutlarının topluluğu değil, ruhların birlik içinde toplanmasıdır.” Jean J. Rousseau

“Kötü havalarda insan dosta aç olur, Bir araya gelse dost dosta ilaç olur, Bahçede tek gül bir şeye benzemez, Öbek öbek olduğunda bahara taç olur.” Hz. Mevlana

“Birlikte hiç gülmediğimiz bir kimseyi, hiç sevemeyiz.”  Agnes Replier

“Kötüler birleştiği zaman iyiler de bir araya gelmelidirler, yoksa teker teker giderler.”  Edmund Burke

“ Büyük işler, önemli atılımlar; ancak birlikte çalışma ile elde edebiliriz.” Mustafa Kemal Atatürk

“Birlik ve beraberliğimizi, kardeşlik ve dostluğumuzu en sıcak şekilde hissedeceğimiz sevgi dolu ve huzurlu nice bayramları birlikte geçirmek dileğimle. Birbirinize sırt çevirmeyiniz. Birbirinize kin tutmayınız. Birbirinizi kıskanmayınız. Birbirinizle dostluğunuzu kesmeyiniz. Ey Allah’ın kulları kardeş olunuz.”  Hz. Muhammed.

“Birlikte ağlamaktaki tatlılık kadar hiçbir şey kalpleri birbirine bağlamaz.”  Jean Jacques Rousseau

“Kardeşinin salını karşıya geçirmeye yardım et, göreceksin ki, sen de karşıdasın.”  Hint Atasözü

 

“Bir araya gelmek başlangıçtır, bir arada durabilmek ilerlemedir, birlikte çalışmak başarıdır.” Henry Ford

“Gücümüzü hırlaşmak için değil, birleşmek için harcamalıyız.” Malcolm X

“Biz hepimiz tek kanatlı melekleriz, ancak birbirimize sarılırsak uçabiliriz.” (Luciano de Crescenzo).

”İnsanlar birbirine yardımdan el geçtikleri gün insanlık yok olur Karşılıklı dayanışma olmazsa toplumlar olmaz.” (Walter Scott)

 

“Yaşamak sanat, birlikte yaşamak büyük sanattır.” Muhammed Said.

“Hepimiz dünya denen geminin yolcularıyız ve onun karaya vurup parçalanmasına izin vermemeliyiz, çünkü ikinci bir Nuh’un gemisi olmayacaktır.” Mihail Gorbaçov

““Türk milleti, millî birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir.” Mustafa Kemal Atatürk

“”Siz birbirinizden ayrılırsanız, hepinizi ok gibi birer birer kırıp parçalarlar: Oysa birlik olursanız, hiçbir kuvvet sizi kıramaz.” (Oğuz Kağan).

“”Girmeden tefrika bir millete düşman giremez, Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.” (Mehmet Akif Ersoy)

“ Yalnızca kendimiz için yaşamamız olanaksızdır, binlerce doku bizi tüm insanlara bağlar.” “Herman Melville

“Mü'minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.”  Hz. Muhammed.

“Kötü havalarda insan dosta aç olur, Bir araya gelse dost dosta ilaç olur, Bahçede tek gül bir şeye benzemez, Öbek öbek olduğunda bahara taç olur.” Hz. Mevlana

“Farzet körsün, olabilir, Elele tut, Taş al ve at, Kafiri bulur..” - Cahit Zarifoğlu

“İnsan, dostlarının acılarına, onlarla bir olup ağlayıp sızlamakla değil, yardım ve bakım ile katılmalıdır.” Epikuros.

“Allah'a ve Resûl'üne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.” Enfâl Suresi, 46. Ayet

“Ferdi gayret yuvayı, toplu gayret vatanı ayakta tutar.”  Ahmet Aslantürk

“Düşenin elinden tut ki sende düştüğün zaman tutacak bir el bulasın. – Ali Fuat Başgil

“İnsan, kendiyle birlik oldu mu başkalarıyla da olur demektir.” Van Goethe Van Goethe

“İnsanlar; sosyal bünyede bir bina meydana getirmek için birbirleriyle kenetlenen, birbirine destek olan, yapı taşları gibi olmalıdırlar.” Alexis Carrel

“Niçin hep birlikte barış ve uyum içinde yaşamayalım? Hepimiz aynı yıldızlara bakıyoruz, aynı gezegenin üzerindeki yol arkadaşlarıyız ve aynı gökyüzünün altında yaşıyoruz.” Aunius Aurelius Simachus

“Hep birlikte Allah'ın ipine (Kur'an'a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de o, kalplerinizi birleştirmişti. İşte onun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de o sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz”.  Âl-i İmrân Suresi, 103. Ayet

“Ya el ele, ya ölüme.” - Bertrand Russell.

“Pes bilin; yalnız kişi güçsüz olur. Birikenin,devleti uçsuz olur.”  Âşık Paşa

 

 


Arı İle İlgili Sözler

 Arı İle İlgili Sözler



Çok çalışkan olmaları bilinir arılar. O kadar çok çalışırlar ki boş işlere vakti bile olmaz. Biz insanlar da arılar gibi olmalı ve dışarıdan söylenilenlere kulak asmadan amaçlarımıza, yolumuza devam etmeliyiz. Kendimizi işimize vermeliyiz ve o iş için elimizden gelen her türlü özveriyi göstermeliyiz. Başkalarının yararına çalışan arılar gibi biz de başka insanların fayda görmesi için çok çalışmalı, çok üretmeliyiz. Böyle yaptığımız zaman boş şeylere üzülmeye zamanımız olmaz ve işimiz ile meşgul bir yaşam sürmeye devam ederiz

Arı ile ilgili özlü sözler şunlardır:

“Sadece dinlersek arıların bize sunacakları çok şey var.” Jay Ebben

“Deney adamları karınca gibidir, sadece toplar ve kullanırlar; akıl yürütenler örümcek ağlarını kendi özlerinden yapan örümceklere benzer. Ancak arı orta yolu izler: Malzemesini bahçenin ve tarlanın çiçeklerinden toplar, ancak kendi gücüyle dönüştürür ve sindirir.”  Francis Bacon

“Arı, çiçeklerden balı, onlara en az zararı veya tahribatı yapacak şekilde toplar ve bulduğu gibi bütün, hasarsız ve taze bırakır. “ Saint Francis
“Arı, emek verdiği için değil, başkaları için emek verdiği için diğer hayvanlardan daha onurludur. ”Aziz John Chrysostom

“Çiçek arıyı hayal etmez. Çiçek açar ve arı gelir.” Mark Nepo

“İlkbahar çobanlarının küçük alsmenleri olan arılar bile, zehirli çiçeklerde en zengin meyve suyunun olduğunu bilirler.”  John Keats

“Meşgul arının üzülmeye vakti yoktur.”  William Blake

Arıların kaderini paylaşmadan bal yapabileceğimizi düşünüyoruz, ama gerçekte, görevimizi yerine getirmek ve sonra ölmek üzere olan fakir arılardan başka bir şey değiliz."  Muriel Barbery

“Arılar meyve bahçelerinin pilleridir, onları korurlar.”  Carol Ann Duffy.

“Arıların uğultusu bahçenin sesidir.”  Elizabeth Lawrence



Aklını Kullanmak Üzere Konulu Deneme

 Aklını Kullanmak Üzere Konulu Deneme




İnsanoğlunu diğer canlılardan farklı kılan en önemli ve en üstün özelliği akıldır. İnsan aklı sayesinde neyin doğru neyin yanlış olduğun  bilir. Aklını kullanmak, iradene hakim olmak, akıl ile iradeyi birleştirip bir sentez yapmak kişinin aklını daha iyi kullanmasını sağlar. İnsan aklını iyi bir şekilde kullandığı zaman bu dünyanın gelip geçici bir yer olduğunu fark eder. Onun için insan kendine yettiği kadarı ile yetinmeli, fazlasını almak için boşa çaba sarf etmemeli ve kendinden aşağı durumda olanları düşünmelidir. Böyle yaptığımız zaman, bir gün öleceğimizi de düşünerek hareket etmeliyiz. Bu dünyaya geldik bir kere.

 Onun için diğer canlılardan bir farkımız olmalıdır. Yeme içme gibi , barınma, korunma gibi temel ihtiyaçlar aynı zamanda hayvanların da ihtiyaçlarıdır. Bizim onlardan bir farkımız olmalıdır. O fark da aklını iyi kullanarak, bilinçli seçimler yaparak gerçekleşir. İnsan kendini daima geliştirmelidir. Bunun için yatkın olduğu alanda iyi ilerlemeli ve sürekli okumalı, çalışmalı, araştırmalara devam etmelidir. Tek doymadığımız şey bilgiyi aramak olmalıdır. Okumaya doymamalıyız, öğrenmeye doymamalıyız. İnsan öğrendiği her yeni bilgiyi aklı sayesinde başkaları ile paylaşarak dünyayı daha güzel bir ortama çevirmelidir. Aklını iyi kullanan insan boşa zaman harcamaz ve dolu dolu bir hayat geçirir. 

Belirli bir yaşa geldiğinde bile bir insan okumaya, araştırmaya devam ediyorsa ve işini aşk ile yapıyorsa, yaptığı işe ise aşk ile bakıyorsa  aklını da iyi kullanıyor demektir. Birileri bize aklını kullan dediği zaman o kişilere de hemen alınganlık göstermemeliyiz. Oturup şöyle bir beş dakika etrafımızda dikkatimizi çeken hiçbir uyarıcı olmadan düşünmeliyiz. Akıllıca, bilgiye dayalı önerileri de kabul etmeliyiz. Aklımızın nasıl doğru kullanılacağını bularak hayatımıza yön vermeli ve bilim yolunda ilerlemeliyiz.

 

“İnsan Acı Duyabiliyorsa Canlıdır Başkasının Acısını Duyabiliyorsa İnsandır.” Sözü Konulu Kompozisyon

 “İnsan Acı Duyabiliyorsa  Canlıdır Başkasının Acısını Duyabiliyorsa İnsandır.”  Sözü Konulu Kompozisyon 




İnsan yaşadığı bir olay karşısında acı duyabiliyorsa bu onun canlı bir varlık olduğunu gösterir. Çünkü canlılar istenmedik durumlar karşısında ya da istenmedik kötü muameleler sonucunda acı çeken varlıklardır. İnsanın acı duyması son derece doğaldır. Çünkü canımız yandığında acı duyarız. İnsanı insan yapan asıl nitelik ise onun bir başkasının acısını duyabilmesidir. Bir başkasının acısını yüreğimizde hissedebiliyorsak, onun yaşadığı olaylar üzerinden empati kurup kendimizi o insanın yerine koyabiliyorsak işte o zaman insan olma niteliğini kazanmış oluruz.

 İnsanı insan yapan vicdandır, bir başkasının acısına duyduğu  üzüntüdür, endişedir. Bu duyduğumuz üzüntü yalandan olan üzüntü olmamalıdır. Acı çeken insan için ne yapabilirim, onun acısını nasıl hafifletebilirim diye kafa yoran, bir uğraş içine giren kişi gerçekten insan olmuştur .  Bu konu ile ilgili şu örneği verebiliriz. Beş çocuklu bir aile babasını ele alalım. Okullar açıldığı için her bir çocuğunun gereksinimi ortaya çıkacaktır ama babanın aldığı maaş çok azdır ve bu beş çocuğun ihtiyaçlarını almaya yetmeyecektir. İşte bu durumda o baba acı çeker ve çocukları için bir şey yapamadığı için kahrolur ve kendini yer bitirir. 

Burada  o babanın tanıdıkları olarak, bir komşusu, bir akrabası olarak bizler devreye girmeliyiz. O babanın yaşadığı acıyı en iyi şekilde anlamalı ve duyarlı olmalıyız. O çocuklar için elimizden gelen ne varsa yapmalı ve bir kişinin acısını paylaşarak o acıyı hafifletmeli ve aile babasını da büyük bir yükten kurtarmalıyız. İşte bunları yaptığımız zaman iyi bir insan oluruz, merhametli bir insan oluruz ve elbette insan oluruz. Bir başkasının acısına ortak olmaya, o acıyı paylaşmaya gönüllü olmalıyız ki insan olarak kalmaya devam edelim.